UYUŞTURUCUNUN TARİHİ: Uyuşturucu maddeler kavramı, geniş bir açıdan ele alındığı zaman, insanlık tarihi kadar eskiye dayanmaktadır. Uyuşturucu maddelerin ana kaynağını ve olmazsa olmazını teşkil eden Kenevir, Afyon ve Koka bitkilerinin öz sıvılarındaki esrarengizlik ve gizem tüm zamanlarda ilkel ve gelişmiş toplumların dikkatini çekmiştir. Bu üç bitkinin aromasında yer alan kimyasal maddeler, dozu ve ölçüsü ile tıbben insan sağlığı üzerindeki etkisi ve yarattığı tahribat sağlık biliminin gelişmesiyle birlikte tespit edilmiştir. Tehlike arz eden bitkilerin verdiği zarar ve bağımlılık tıbben anlaşıldıktan sonra bilimsel anlamda ciddi çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Uyuşturucu maddeler buna karşın kimi zaman dinsel törenlerde, hastalıklarda yada keyif amaçlı kullanıldığı bilinmektedir. Uyuşturucular, yapımı bakımından, gerek suni, gerekse tabii olsun, bünyelerinde içerdikleri kimyasallar bakımından, kötü amaçlı kullanılması halinde, canlıların organizmasını olumsuz yönde etkilemektedir. Bilindiği üzere, suiistimal edilmiş( illegal) uyuşturucu maddeler kullanıcıyı, ruhsal ve bedensel bakımdan bağımlı kılmakta, kullanıcının akıl ve muhakeme yeteneğini harap etmektedir. Örneğin, uyuşturucu madde kullanıcısı, önceleri belirli bir ölçekte uyuşturucu madde kullanırken, zamanla miktarını artırmak ihtiyacını hisseder. Çünkü bağımlının, vücut hücreleri faaliyetinin sağlıklı hareket etmesi için anılan maddeye şiddetli bir eğilim duyar. Uyuşturucular vücutta zehirlenme meydana getirirler. Bağımlı, belirli bir zaman diliminde maddeyi temin edemezse, psikolojik açıdan gerginlik ve sinir sisteminin dumura uğraması, halüsünasyon, gibi aksaklıklar yaşamakla birlikte, yanlış algı yüzünden, ölümcül iş ve trafik kazalarına, sebep olmaktadır. Bedensel açıdan, vücudun çeşitli yerlerinde kramplar, üşüme, kusma, terleme, eklem ağrıları, halsizlik ve uyku bozukluğu, bulantı, esneme, burun ve gözlerin akması, dikkat ve hafıza eksikliği, tansiyon hareketinin bozulması gibi zaaflar yaşamaktadır. İnsanlık tarihinin başlangıcından itibaren uyuşturucu maddelerin keyif verici,ağrı giderici,hastalıkları iyileştirici olarak kullanıldığı bilinmektedir. İlkel toplumlarda, kabile ayinlerinde ve erkekliğe geçiş törenlerinde değiştirilmiş bilinç durumları denilen, susuzluk, uyku yoksunluğu,sosyal ve duygusal yalıtım, ağrılı uyaranlar,dans,meditasyon,dua,işitsel uyaranlar, hipnotik telkinler gibi yöntemlere ek olarak halusinojen bitkiler,esrar gibi psiko-aktif maddeler büyük rol oynamaktaydı. Halusinojenik maddeler içeren mantarlar Aztek ve Maya uygarlıklarında, psiko-aktif bir madde olan Amanita Muscaria mantarları ise Asya kıtasındaki şaman törenlerinde kullanılmaktaydı. Kokain,Güney Amerika yerlileri tarafından,sert doğa koşullarına karşı, uzun yaya yolculuklarında açlığa ve yorğunluğa karşı bugün bile kullanılmaktadır.3000 yıllık geçmişe sahip Hindu metinlerinde esrar kutsal bir yere oturtulmaktaydı. Afyon,Eski Roma ve Yunan uygarlıklarında birçok hastalığın tedavisinde ve sorunların giderilmesinde kullanılmıştır. Bu maddeler Mısır, pers ve Hint uygarlıklarında da yaygın olarak kullanılmaktadır.Mezopotamya bölgesinde yaşamış olan Asur ve Sümerler ile ilgili kayıtlarda, Orta Asya'da bulunan Moğol, Türk ve Sibirya bölgesinde de bu maddelerin dinsel törenlerde kullanıldığına ilişkin bilgiler bulunmaktadır.[1] [1] Bkz: http://uyusturucu.uzerine.com/