dağılma dönemi

advertisement
- III. Selim Dönemi Siyasi Olayları
(1789-1807)
- III. Selim Dönemi Siyasi Olayları
(1789-1807)
- II. Mahmut Dönemi Siyasal Olayları
(1807-1830)
- Abdülmecit Dönemi Siyasal Olayları
(1839-1861)
- Abdülaziz Dönemi Siyasal Olayları
(1861-1866)
- II. Abdülhamid Dönemi Siyasal Olayları
(1876-1908)
- V. Mehmet (Reşat) Dönemi Siyasal Olayları
-XIX. Yüzyıl Islahatlarının Amacı ve Özellikleri
DAĞILMA DÖNEMİ
Osmanlılarda 1792 Yaş
antlaşmasıyla başlayan, 1 Kasım
1922 'de Saltanatın kaldırılmasına
kadarki geçen döneme Dağılma,
Parçalanma ve Çöküş dönemi
denilmektedir.
Bu Dönemde İzlenen Politika:
1. Fetih siyasetinden vazgeçilerek,
devletin topraklarını (sınırlarını)
koruma politikası izlenmiştir.
2. Halkın sosyal yapısında
ıslahatlar yapılmıştır.
3. Gerileme döneminde başlayan
denge politikasına devam edilmiştir. Rusya' nın yayılma çabalarına karşılık,
diğer devletlerin desteği sağlanmaya çalışılmıştır.
4. Osmanlı Yapısında çağdaşlaştırma ve batılılaşma çabaları görülür.
III. SELİM DÖNEMİ ( 1789 – 1807 )
. Fransa'nın Mısır'a Saldırması : ( 1798- 1801 )
Nedenleri :
Mısır'ı ele geçirerek , İngiltere'nin sömürge bağlantılarını kesmek
Osmanlı devletinden pay kapmak
Akdeniz'de Fransız gücünü, egemenliğini artırmak
Mısır'ın ekonomik kaynaklarından yararlanmak
Gelişme :
Napolyon Tulon'dan hareket ederek, İskenderiye'ye çıkmış, Mısır'daki
Osmanlı kuvvetlerini yenilgiye uğratarak, Kahire'ye girmiştir. Fransa ile
savaş halinde bulunan İngiltere ve Rusya'nın, Osmanlı Devletine yardım
teklifi üzerine bağlaşma kuruldu. Rus ve İngiliz donamaları, Akdeniz'e
açıldılar. Ruslar, Ege’deki bazı adaları geçici olarak ele geçirdiler, Amiral
Nelson komutasındaki İngiliz donanması, İskenderiye yakınlarındaki
Ebubekir Limanı’nda (Abukır) da, Fransız donanmasına baskın yaparak,
Fransız gemilerini yaktı. Napolyon Osmanlı Devletini barışa zorlamak
amacıyla, Suriye üzerine yürümüş, Akka kalesini kuşatmış, fakat Ahmet
Paşa komutasındaki "Nizam-ı Cedit " askerlerine yenilmiştir. Napolyon bir
süre sonra yerine vekil bırakarak Mısır'ı terk ederek Fransa’ya kaçtı.
Savaşın Sonucu:
Fransızlarla Paris Antlaşması (veya El-Ariş Antlaşması) ( 1801 ) imzalandı:
Bu antlaşmanın şartlarına göre Fransızlar, Mısır'ı boşaltarak Osmanlı
devletine teslim edecekler, buna karşılık İngilizler, gemileriyle Fransız
askerlerini, Fransa' ya taşıyacaklardı.
SIRP İSYANI (1804):
Sebepleri:
1- Fransız İhtilalinin Milliyetçilik, bağımsızlık ve hürriyet gibi fikirlerinin
Sırplar üzerinde etkili olması
2- Savaşların Sırbistan toprakları üzerinde geçmesi ve bu savaşlar sırasında
Sırbistan’ın sık sık el değiştirmesi
3- Sırbistan’daki Yeniçerilerin olumsuz davranışları
4- Rusya'nın Sırpları kışkırtması
İsyanın Çıkışı:
Bu sebeplerden dolayı 1804’de Kara Yorgi liderliğinde Sırplar ayaklandı.
Not: Osmanlı Devletinde “Milliyetçilik” akımı neticesinde ayaklanan ilk
topluluk Sırplardır.
Sırplarla İlgili Antlaşmalar:
1)- 1806-1812 Osmanlı Rus Savaşı sonucunda Ruslarla imzalanan Bükreş
Antlaşması’nda Sırplara bazı haklar verildi.
2)- 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı sonucunda Ruslarla imzalanan Edirne
Antlaşması’nda Sırplara özerklik verildi.
3)- 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonucunda imzalanan Ayestefanos ve
Berlin Antlaşması’nda Sırbistan'a bağımsızlık verildi..
III. Selim’in Tahtan İndirilmesi:
Nizam-ı Cedit askerlerinin varlığını kendileri için tehlikeli gören Yeniçeriler,
Nizam-ı Cedit askerlerinin Tuna boylarına gönderilmesini fırsat bilerek
ayaklandılar. III. Selim'i öldürerek, IV. Mustafa'yı padişah yaptılar, Nizam-ı
Cedit ocağını kaldırdılar. Ancak, III. Selim'in dostu, Rusçuk ayanı "Alemdar
Mustafa Paşa" İstanbul'a gelerek ayaklandırmayı bastırarak IV.
Mustafa'nın yerine II.Mahmut'u tahta çıkarmıştır.
II. MAHMUT DÖNEMİ (1808-1839):
Sened-i ittifak ( 1808 ):
II. Mahmut ile merkezi
dinlemeyen eyalet valileri
"ayanlar" arasında yapılan
sözleşmedir.
* İlk kez Osmanlı Sultanı'nın
haklarına sınırlama
getirilmiştir. Bu sözleşme ile
Sultan, Ayanların varlığını ve
haklarını tanımıştır.
* Bu durum Osmanlı
Sultanının ayanlara söz
geçiremeyecek kadar
zayıfladığını gösterir. Ayanlar
da kendi bölgelerinden devletin asker ve vergi toplamasına yardım
edecektir.
Not: Alemdar Mustafa Paşa, kaldırılan Nizam-ı Cedit Askeri ocağının
yerine, Sekban-ı Cedit adında yeni bir askeri ocak kurdurmuştu. Ancak,
yeniçeriler, Alemdar Mustafa Paşanın ölümüyle bu askeri ocağın
kaldırılmasıyla sonuçlanan bir ayaklanma yapmışlardır.
Not: Bu Yeniçerilerin son ayaklanmasıdır( 1808 ).
2. (1806 -1812) OSMANLI - RUS SAVAŞI VE BÜKREŞ
ANTLAŞMASI:
Sebepler:
1)- Rusların Sırp isyanını desteklemesi ve Balkan Milletlerini kışkırtması.
2)- Rusya’nın Eflak-Boğdan’ı işgal etmesi.
Savaş:
• Rusların Eflak-Boğdan’ı işgal etmesi karşısında Fransa’nın etkisiyle
Osmanlı Devleti Rusya’ya savaş ilan etti. Osmanlı-Fransız yakınlaşması
karşısında İngiltere, Rusya’nın yanında yer aldı.
• İngilizler Ruslara destek için donanmalarını İstanbul’a gönderdiler.
İstanbul’a sadece denizden yapacakları bir saldırıyla başarılı
olamayacaklarını anlayarak geri döndüler. Bu defa Mısır’a saldıran İngilizler,
Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa tarafından püskürtüldü.
• Fransa 1807’de Rusya ile “Tiflist Antlaşmasını” imzalayarak, dostluk
kurdu. Yalnız kalan Osmanlı Devleti İngiltere’ye yaklaştı. İngiltere ile “
Çanakkale (Kale-i Sultaniye)” antlaşmasını imzaladı.
• Bu arada Ruslar Osmanlı topraklarında ilerliyordu.
• Avrupa’da siyasi ortam yeniden değişti. Fransa ile Rusya’nın arası yeniden
açıldı. Rusya’ya silahlarını çeviren Fransa bu defa Osmanlı Devleti’nin
yanında yer aldı. Fransa’ya güvenemeyen Osmanlı Devleti Rusya ile Bükreş
Antlaşması’nı imzalayarak savaşı sona erdirdi.
Sonuç:
Bükreş Antlaşması (1812) :
1- Ruslar bu savaşta işgal ettikleri Eflak ve Boğdan'ı Osmanlı Devletine geri
verdiler.
2- Basarabya, Ruslar'a bırakıldı. Prut ırmağı iki devlet arasında sınır kabul
edildi.
3- Sırplara bazı ayrıcalıklar tanınacaktı.
YUNAN İSYANI:
Sebepleri :
1- Fransız ihtilalinin milliyetçilik, bağımsızlık gibi fikirlerinin etkisi
2- Rusya’nın ve Avrupa Devletleri’nin kışkırtması
3- 1804 de kurulan Etnik-i Eterya Cemiyeti’nin çalışmaları
Yunan ayaklanması iki bölümdür. Birincisinde Rusya'nın doğrudan
desteğini sağlamak amacıyla;
Ayaklanma Eflak ve Boğdan'da çıkarılmış, ancak Eflak halkının Rumları
sevmemesi ve destek vermemesi üzerine ayaklanma bastırılmıştır.
İkincisi Mora'da çıkarılan ayaklanmadır.
İsyan :
1821’de Mora’da başlayan isyan kısa sürede büyüdü. Osmanlı hükümeti
Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’dan yardım istedi. Mehmet Ali Paşa yardım
karşılığında II. Mahmut’tan Mora ve Girit valiliklerinin kendisine verilmesini
istedi. Osmanlı ve Mısır donanması isyanı bastırdı ve Navarin Limanı’na
çekildi. Ancak Yunan isyanının bastırılması Batılıların işine gelmedi.
İngiltere, Fransa, Rusya ve Avusturya Osmanlı Devleti’ne ultimaton vererek
Yunanistan’a bağımsızlık verilmesini istediler. Bu istekleri reddedilince
Osmanlı ve Mısır donanmasını Navarin’de yakıldı (1827). Osmanlı Devleti
yanan donanma karşılığına tazminat isteyince, suçu Osmanlı denizcilerinin
üzerine attılar. Bu olaydan sonra Osmanlı Devleti’nin Fransa, İngiltere ve
Rusya ile siyasal ilişkileri kesilmiştir.
Not: Navarin olayı Osmanlı Donanmasının yaşadığı 4 felaketten biridir.
Birincisi 1571 İnebahtı,
İkincisi 1770 Çeşme,
Üçüncüsü 1827 Navarin,
Dördüncüsü 1853 Sinop’tur.
Yeniçeri Ocağının Kaldırılması ( Vaka-i Hayriye ) ( 1826 ):
Ocak devlet içindir özelliğini yitirip, devlet ocak içindir anlayışının egemen
olduğu yeniçeri ocağı, yeniliklerin önündeki en büyük engeldi ve devlete
sürekli sorun çıkarıyordu.
Saray, halk ve ulemanın ortak çabasıyla kaldırıldı. Bu olaya, hayırlı olay
anlamında "Vaka-i Hayriye" denilir. Yeniçeri ocağının kaldırılmasıyla yerine
"Asakir-i Mansure-i Muhammediye " adında yeni bir askeri ocak kuruldu.
1828–1829 OSMANLI-RUS SAVAŞI:
Sebepleri :
1)- Ruslar’ın sıcak denizlere inmek istemesi
2)- Osmanlının Rusya’dan Navarin’de yakılan donanmanın zararını talep
etmesi
3)- Osmanlı’nın Yunanlılar ve azınlıklarla ilgili Avrupa Devletlerinin ve
Rusya’nın isteklerini reddetmesi.
Savaş :
Bu sebeplerden, Rusların saldırısıyla savaş başladı. Ancak Osmanlı Devleti
böyle bir savaşa hazır değildi ;
Sonuç :
Rusların ilerleyerek doğuda Erzurum’a, batıda Edirne’ye kadar gelmeleri
üzerine Osmanlı devleti barış istedi.
Edirne Antlaşması (1829)
Antlaşmasın Şartları:
1- Yunanistan'ın bağımsızlığı tanındı.
2- Tuna ağzındaki adalar Ruslar'a bırakıldı. Buna karşılık, Eflak, Boğdan
Osmanlılara geri verildi.
3- Eflak, Boğdan ve Sırbistan'a ayrıcalıklar verilmesi kabul edildi.
4- Doğu'da Anapa, Poti, Ahıska, Ahıkelk kaleleri Rusya'ya bırakıldı.
5- Rus ticaret gemilerinin boğazlardan serbestçe geçmeleri kabul olundu.
6- Rusya'ya 8,5 milyon lira savaş zarar ödentisi verildi.
Önemi: Rusların Osmanlı İmparatorluğu’nda milliyetçilik hareketleri,
hedefine ulaşmış ve ilk kez bir azınlık bağımsız olmuştur. Yunanistan’ın
bağımsız olması, Sırbistan’ın bağımsız olması, Sırbistan’ın özerk hale
gelmesi, Eflak ve Boğadan’a imtiyazlar verilmesi Rusya’nın Balkanlarda
etkinliğinin artmasına yol açmıştır. Bu durum Rusya’nın ulusçuluk isyanlarını
çıkarları doğrultusunda desteklediğini göstertir
Yunanistan’ın bağımsız olmasından sonra Mora’nın kaybedilmesi
Mehmet Ali Paşa olayının çıkmasında etkili olmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu toprak kaybına uğramıştır. Rusya’ya savaş
tazminatı ödenmesi zayıflamış olan Osmanlı hazinesine yeni bir yük daha
getirmiştir.
NOT: Osmanlı Devletinde bağımsızlığını elde eden ilk Hıristiyan azınlık
YUNANİSTAN’dır.
Fransa’nın Cezayir’i İşgali(1830):
Osmanlının Yunan isyanı ve Rus savaşıyla uğraşmasını fırsat bilen Fransa
1830’ da CEZAYİR i işgal etti. Osmanlı Devleti kuzey Afrika’da ilk defa
toprak kaybetmiş ve Fas ile
olan ilişkileri kesilmiştir.
Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'nın İsyanı :
Sebepleri :
1)- Yunan isyanının bastırılmasında II. Mahmut’a yardım eden Mısır valisi
Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ya vaad edilen yerlerin verilmemesi
2)- Mehmet Ali Paşa’nın Navarin olayından sonra padişahtan izin almadan
ordu ve donanmasını geri çekmesi.
3)- 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşında yardım istenildiği halde Mehmet Ali
Paşa’nın yardım göndermemesi
Gelişme :
II. Mahmut Mehmet Ali Paşa’yı görevden almak için hazırlanırken Mehmet
Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa üzerine gönderilen padişah kuvvetlerini
yenerek Konya’ya ilerledi. Bu zor durum karşısında padişah yabancı
devletlerden yardım istedi. İngiltere ve Fransa bu isteğe kayıtsız kaldılar. II.
Mahmut son çare olarak (denize düşen yılana sarılır diyerek) Rusya’dan
yardım istedi. Bir Rus donanması İstanbul boğazını geçerek Büyükdere
önlerine demirledi. Osmanlı - Rus yakınlaşması İngiltere ve Fransa’yı
telaşlandırdı. Hemen devreye girerek Mehmet Ali Paşa ya baskı yaptılar.
Bunun üzerine Mehmet Ali Paşa ile II. Mahmut arasında Kütahya
Antlaşması imzalandı (14 Mayıs 1833).
Kütahya Antlaşması (14 Mayıs 1833):
1)- Mehmet Ali Paşa’ya Mısır ve Girit valiliklerine ek olarak Suriye valiliği de
verilecek.
2)- Oğlu İbrahim Paşa’ya da Cidde valiliğine ek olarak Adana Valiliği verildi.
NOT: 1. Bu antlaşma Mısır sorununu geçici olarak çözmüş fakat iki taraf da
bu anlaşmadan memnun olmamıştır.
2. Osmanlı Devleti’nin iç sorunu olarak başlayan Mısır Sorunu
uluslar arası boyut kazanarak Avrupa sorunu haline gelmiştir.
Kütahya Antlaşmasına rağmen İngiltere ve Fransa’ya karşı kendisini
güvende hissetmeyen II. Mahmut, Rusya'yla Hünkâr İskelesi Antlaşması’nı
imzalamıştır(1833).
Hünkâr İskelesi Antlaşması’nı (8 Temmuz 1833):
1)- Osmanlılar ve Ruslar bir
savaş zamanı birbirlerine
yardım edeceklerdi.
2)- Osmanlı devletine bir
düşman saldırırsa, Rusya
asker ve donanma
gönderecek Osmanlı
Devletini koruyacaktı.
Masrafları Osmanlı Devleti
karşılayacaktı.
3)- Rusya bir saldırıya
uğrarsa, Osmanlı devleti Rusya'ya asker ve donanma göndermeyecek,
Çanakkale ve İstanbul boğazlarını kapatacaktı.
4)- Bu antlaşma 8 yıl yürürlükte kalacaktı.
önemi:
1- Rusya bu antlaşmayla boğazlar üzerinde büyük avantaj sağlayıp,
Karadeniz'deki güvenliğini artırmış oldu.
2- Bu antlaşmayla Boğazlar sorunu ortaya çıkmıştır.
3- Bu antlaşma Osmanlının boğazlar üzerindeki egemenlik haklarını, tek
başına kullandığı son antlaşmadır.
NOT: Osmanlı Devleti Mısır ve Boğazlar meselesinde İngiltere’nin desteğini
kazanmak için İngiltere ile 1838 BALTA LİMANI Antlaşmasını imzalamıştır.
Bu antlaşma ile:
- İngiltere'ye çok geniş ekonomik haklar verilmiş, Osmanlı ülkesinde tekel
sistemi ve iç gümrük yönetimi kaldırılmıştır. Böylece Osmanlı ekonomisinin
çöküşü hızlanmıştır ve giderek dışa bağımlı hale gelmiştir.
-Osmanlı ülkesinde ticaret gelirlerinin büyük bir bölümü yabancıların eline
geçmiştir.
Kütahya antlaşması fazla uzun sürmedi. 1839’da Mehmet Ali Paşa
bağımsızlığını ilan etti. Oğlu İbrahim Paşa, üzerine gönderilen Osmanlı
kuvvetlerini Nizip’te yendi. İngiltere ve Fransa Hünkâr İskelesi antlaşmasına
dayanarak Rusya’nın boğazlara egemen olmasından çekindiklerinden,
hemen devreye girerek Mısır konusunda Londra’da uluslararası bir
konferans düzenlendi.
Nizip yenilgisi haberi İstanbul’a gelmeden II. Mahmut ölmüş, yerine
oğlu I. Abdülmecid padişah olmuştur.
1815 Viyana Kongresi:
1815’te toplanan Viyana Kongresi’nde ilk defa Rus Çarı Aleksandır
tarafından Osmanlı idaresindeki Hıristiyanların davası ile ilgilenmek için
kullanılan şark meselesi terimi, sonradan daha geniş bir anlam kazandı.
XIX. Yüzyılın ilk yarısında Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünün
korunması şeklinde değerlendirilirken, XIX. Yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı
Devleti’nin Avrupa’daki topraklarının paylaşılması anlamında ele alınmıştır.
Oysa 1815 Viyana Kongresi’nin asıl amacı Avrupa’da monarşi rejimlerini
yeniden kurmak, Fransa’nın işgalinden kurtarılan devletlerin geleceğini
belirlemek ve devletlerarasında güç dengesini sağlamaktı.
ABDÜLMECİT DÖNEMİ (1839-1861)
İngiltere, Mısır konusunu
Avrupa sorununa
dönüştürmekle Doğu
Akdeniz’deki çıkarlarını ve
sömürgelerine giden yolların
güvenliğini korumayı
amaçlamıştır.
1. LONDRA KONFERANSI
(Londra Protokolü) (1840)
(Mısır'la İlgili)
Katılan Devletler: İngiltere,
Avusturya, Prusya, Rusya ve
Osmanlı Devleti
Şartları:
1- Mısır eyaleti hukuk bakımından Osmanlı Devletine bağlı kalacak, yönetimi
Mehmet Ali Paşa ve oğullarına bırakılacaktı.
2- Mısır, Osmanlı devletine yılda 80 bin kese vergi verecek ve Osmanlı
Donanması geri gönderilecekti.
3)-Suriye, Adana ve Girit Osmanlı’ya geri verilecekti.
Böylece İngiltere Mısır’da güçlü bir devlet kurulmasını engelleyerek
sömürgelerine giden yolu güvence altına almıştır
Bu anlaşmayla Mısır iç işlerinde serbest, dış işlerinde Osmanlı’ya bağlı
imtiyazlı bir eyalet haline geldi.
LONDRA KONFERANSI (1841) (BOĞAZLARLA İLGİLİ):
Hünkâr İskelesi Antlaşmasının süresi bitince Londra’da bir konferans
toplandı. Toplantıya İngiltere, Rusya, Fransa, Avusturya, Prusya ve Osmanlı
Devleti katıldılar.
Londrada imzalanan boğazlar sözleşmesine göre;
1. Boğazlar Osmanlı Devleti’nin egemenliğinde olacak
2. Barış zamanında boğazlardan hiçbir yabancı savaş gemisi geçmeyecekti.
Böylece boğazlar sorunu ilk kez devletler arası bir konferansta
görüşülerek çözümlendi.
Önemi :
1-Bu sözleşme ile boğazlar, devletlerarası bir statü kazandı.
2-Osmanlının boğazlar üzerindeki hükümranlık haklarına kısıtlama
getirilmiştir.
3-Rusya boğazlar üzerindeki üstünlüğünü kaybederken, Fransa ve İngiltere
Akdeniz'deki güvenliklerini artırmışlardır.
Not: Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın isyanı sırasında Avrupa’nın desteğini
almak amacıyla Tanzimat, fermanı ilan edilmiştir (3 Kasım 1839)
Mısır sorunu Osmanlı Devleti’nin varlığını kendi gücüyle koruyamayacak
kadar zayıfladığını ortaya çıkarmıştır.
3. KIRIM SAVAŞI VE PARİS ANTLAŞMASI (1853-1856)
Sebepleri :
1. Rusya'nın Osmanlı Devleti üzerindeki emelleri, Rusya Osmanlıyı HASTA
ADAM olarak nitelendiriyor ve ölmeden topraklarının paylaşılmasını
istiyordu. İngiltere Osmanlının toprak bütünlüğünden yana olduğunu
belirterek bu isteği reddedince Rusya tek başına hareket etti.
Not: Hasta Adam; ekonomisi kötü olan Avrupa devletleri için kullanılan bir
deyimdir. Bu deyimin ilk defa Rusya İmparatoru I. Nikolay tarafından art
arda gelen savaşlar nedeni ile toprak kaybeden ve Avrupa'nın mali
kontrolüne girmiş olan Osmanlı İmparatorluğu için kullanıldığı
düşünülmektedir. Nikolay, St. Petersburg'da 9 Ocak 1853 tarihinde
söylediği ve deyimin geçtiği söz şöyledir: "Kollarımız arasında hasta, ağır
hasta bir adam var.”
2. Kutsal Yerler Meselesi: Rusya İstanbul’a bir elçi göndererek Ortodoks
kilisesinin kutsal yerlerle ilgili isteklerinin onaylanmasını istemiş, Osmanlı bu
isteği reddetmişti.
3- Rusya’nın 1848 İhtilallerinin Avrupa’da meydana getirdiği karışıklıklardan
yararlanmak istemesi.
Avusturya’ya karşı bağımsızlık savaşı veren Macarlar, Avusturya ve Rusya
birlikleri tarafından yenilmişti. Rusya Osmanlıya sığınan bu Macarların
(Macar Mültecileri) iadesini istemişti.
Bu sebeplerden dolayı savaş Osmanlı Devleti ile Rusya arasında 1853’de
başladı. Osmanlı donanması Sinop’ta Ruslar tarafından yakıldı. 1854’te
İngiltere ve Fransa Osmanlı Devleti’nin yanında yer aldı. Sivastopol kalesi
kuşatılarak alındı. Yenilen Rusya ile PARİS ANTLAŞMASI imzalandı(1856).
PARİS ANTLAŞMASI (1856):
Katılan devletler: Osmanlı, Rusya, İngiltere, Fransa, Piemento, Sardunya,
Avusturya ve Prusya
Maddeleri :
1- Osmanlı Devleti bir Avrupa Devleti sayılacak ve toprakları Avrupa
Devletlerinin koruyuculuğu altında kalacak.
Not: Bu madde Osmanlının egemenlik haklarına gölge düşürmesine
rağmen, bir süre Rus tehlikesini ortadan kaldırmıştır.
2. Karadeniz'in tarafsız bir deniz olması kabul olundu. Karadeniz bütün
milletlerin savaş gemilerine kapalı, fakat ticaret gemilerine açık olacaktı.
3. Osmanlı devleti ve Rusya bu denizde savaş gemisi bulundurmayacaklar
ve Karadeniz kıyılarında tersane yaptırmayacaklardı.
( Galip Osmanlı devletini, mağlup Rusya ile aynı duruma düşürmektedir.)
4. Boğazlar 1841 ' de imzalanan Londra Sözleşmesine göre yönetilecekti.
5. İki taraf ta savaşta almış oldukları yerleri geri vereceklerdi. Basarabya
sınırı düzeltilecek, Rusya tarafından bırakılacak bir arazi Boğdan beyliğine
verilecekti.
6. Eflak ve Boğdan'a muhtarlık verilecek ve bu durum büyük devletlerin
garantisi altına alınacaktı.
7. Tuna üzerinde ticaret gemileri, komisyonun belirleyeceği esaslara göre
serbest dolaşacaklardı.
8. Osmanlı Devletinin konferans sırasında sunduğu, ıslahat fermanı dikkate
alınacak, ancak bu fermana göre yapılacak ıslahata hiçbir devlet
karışmayacaktı.
* Kırım Savaşına katılan İngiltere’nin en büyük kazancı Rusya’nın
Karadeniz’deki tersane ve gemilerinin kaldırılmasıdır. Böylece Akdeniz’i
tehdit edebilecek Rusya'nın etkinliğini kırmış, çıkarlarının devamını
sağlamıştır. Fransa ise uluslar arası ilişkilerde önem kazanmıştır. Piyemonte,
İtalyan birliğinin kurulmasında büyük avantaj elde etmiştir.
* Kırım Savaşından sonra Rusya sıcak denizlere inmek için başka bir yol
arayarak Balkanlarda PANSLAVİZM politikasına ağırlık vermiştir.
* Osmanlı Devleti Savaşı kazanmasına rağmen anlaşmanın Karadeniz ile
ilgili maddesi ve Islahat yapma zorunluluğu anlaşmanın olumsuz yönleridir.
KIRIM SAVAŞININ ÖNEMİ:
1. Avrupalılar ilk defa Kırım savaşında Osmanlı Devletine tam destek
verdiler.
2. Osmanlı Devleti ilk defa dış borç aldı.
3. Osmanlı Donanması 4. kez Sinop’ta yakıldı. (İnebahtı, Çeşme, Navarin ve
Sinop)
4. Osmanlı Devleti Islahat Fermanını yayınladı.
5. Rusya, Ortodokslar için Küçük Kaynarca’da elde ettiği söz söyleme
hakkını kaybetmiştir.
Panslavizm Hareketi: Bütün Slavları Rusya’nın liderliği altında birleştirmeyi
hedefleyen akıma Panslavzm denir. Bu hareket ilk olarak Fransız
İhtilali’nden sonra Avusturya ve Almanya hâkimiyetinde yaşayan Slav
kavimlerin bu devletlerin egemenliğine tepki olarak ortaya çıkmıştır. Ancak
Rusya, bu hareketi amaçlarına ulaşmak için kullanmıştır.
Rusya’ya göre, Avusturya ve Osmanlı devletleri yıkılmalı, yerine
Rusya’nın liderliğinde Slav devletleri birliği kurulmalıydı. Nitekim XIX.
Yüzyılın ikinci yarısından itibaren Rusya bu düşüncelerini hayata geçirmek
amacıyla Balkanlarda yaşyan Slav ve Ortodoksları Osmanlı Devleti’ne karşı
kışkırtmaya başladı. Rusya’nın Balkanlardaki bu faaliyetleri sırasında
Avrupa’da önemli gelişmeler ortaya çıktı.
İtalya 1870’de Almanya ise 1871’de siyasal birliklerini kurdular. Fransa,
Almanya’ya yenilerek Alsaco-Loraine’i Almanya’ya, Avusturya ise bazı
topraklarını İtalya’ya bırakmak zorunda kaldı.
NOT: *Kırım Savaşında; İngiltere, Fransa, Sardunya ve Piyomente
Osmanlı Devletinin yanında savaşa girdi. Avusturya ise Eflak ve Boğdan’ı
işgal ederek destek verdi.
*Osmanlı Devleti ilk dış borcu Kırım savaşı sırasında İngiltere’den aldı
(1854).
*Osmanlı Devleti Paris anlaşması sırasında Avrupalı devletlerin tam
desteğini kazanmak için azınlıklara geniş haklar tanıyan Islahat Fermanını
ilan etti.
ABDULAZİZ DÖNEMİ (1861-1876)
Abdülaziz Avrupa’ya giden ilk Osmanlı padişahıdır. Onun padişahlığı
döneminde hiç savaş olmadı. Yavuz Sultan Selimden sonra Mısır’ı ziyaret
eden tek Osmanlı padişahıdır.
Bu Dönemde olan önemli olaylar:
- Rusya'nın Balkanlarda Panslavizm idealini yaymaya başlamasıyla isyanlar
başlamıştır.
(Sırp, Karadağ,Bosna-Hersek,Romanya (Eflak-Boğdan) ve Bulgar isyanları
ortaya çıkarak “Balkan Bunalımı”na zemin hazırlandı.
- Fransa'nın etkisiyle "Galatasaray Lisesi" açıldı.
- Dolmabahçe sarayının yapımı tamamlandı.
- İlk Osmanlı Üniversitesi olan "Darülfünun" açıldı.
- Yurt dışına geziye giden ilk Osmanlı padişahıdır. ( Fransa'ya)
- Mısır Hidivi (valisi) İsmail Paşa’nın gayretleri ve Fransa’nın desteğiyle
1869’da Süveyş Kanalı açılmış, böylece coğrafi keşiflerle önemini yitiren
Mısır ve Akdeniz ticareti yeniden canlanmıştır.
-Bu durum Avrupalı devletlerin Mısıra sahip olma arzunu artırmıştır.
- Girit’teki Rumlar ayaklanarak Yunanistan’a bağlanmak istediler.
Avrupalıların duruma müdahalesiyle Osmanlı Devleti HALEPA FERMANI’nı
ilan etmiş ve Giritlilere vergi muafiyeti getirilmiştir.
- Bulgar Kilisesine özerklik verildi. ( Bulgaristan'ın bağımsızlığına yol
açabilecek bir gelişmedir)
Büyük paralar harcanarak dünyanın üçüncü büyük donanma gücü
oluşturulmuş ancak yararlanılamamıştır.
-Avrupalı Devletler azınlıklarla ilgili ağır istek ve tehditlerden oluşan BERLİN
MEMORANDUM’UNU ilan ettiler.
-Avrupa'da önemli gelişmeler görülmüş, İtalya (1870), ve Almanya (1871)
siyasi
birliklerini tamamlayarak siyasi güç olarak ortaya çıktılar.
-Abdülaziz, Meşrutiyeti ilan etmemekte direnince, GENÇ OSMANLILAR
tarafından tahttan indirilmiş, yerine V.MURAT getirilmiştir.
* Bu olay Osmanlılarda yenilik taraftarlarının güçlendiğinin göstergesidir .
(Abdülaziz tahttan indirildikten sonra Feriye Sarayı’nda hapis hayatı yaşadı.
Burada damarları kesik vaziyette
bulundu.)
V. MURAT DÖNEMİ ( 1876 )
V. Murat Abdülaziz’in tahttan indirilmesi sonucu padişah oldu(1876). Ancak
sağlığının yerinde olmadığı görüldü. 3 aylık bir dönem sonunda, başta
Mithat Paşa olmak üzere önde gelen devlet adamları, V. Murat’ın yerine
Meşrutiyeti ilan etme sözü veren II. Abdülhamit’i tahta çıkardılar.
II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİ (1876-1909)
1. I. Meşrutiyetin ilanı (1876)
Padişah: II.Abdülhamit
İlanda Etkili Olan Grup: Jön Türkler (Genç Osmanlılar)
Savundukları Düşünce: Osmanlıcılık
Meşrutiyet: Krallık ya da padişahlıkla yönetilen ülkelerde kralın yanında bir
meclisin (parlamento) ve anayasa'nın bulunmasıdır.
Meşrutiyeti ilan etmeye söz veren Sultan II. Abdülhamit verdiği sözü
yerine getirerek Mithat ve Sait Paşaların hazırladığı Kanun-i esasi’yi
(anayasa) kabul ederek Meşrutiyeti ilan etmiştir (23 Aralık 1876).
2. İstanbul ( Tersane ) Konferansı (1876) :
( Osmanlı Devleti, İngiltere, Rusya, Fransa,Avusturya ve İtalya arasında
) Rusya'nın Panislavizim politikasıyla Osmanlı Devleti üzerinde baskı
kurmaya başlaması İngiltere’nin çıkarlarına aykırıydı. Bu yüzden İngiltere
Balkan Milletlerinin sorunlarına çözüm bulmak amacıyla İstanbul’da
Milletlerarası bir konferansın toplanmasını sağladı.
İstanbul Konferansı çalışmalarına başlandığı sırada Osmanlı Devleti
I.Meşrutiyeti ilan ederek konferansı etkisiz hale getirmeye çalıştı.
NOT: Osmanlı Devleti bu hareketiyle, konferans kararları üzerinde olumlu
bir etki yapmak amacındaydı.
Çünkü meşrutiyet rejimi içinde Osmanlı vatandaşı olan Yahudi ve
Hıristiyanlar da Meclisi Mebusan'a temsilci göndererek yönetime
katılabilecek ve haklarını arayabileceklerdi. Bu yüzden Osmanlının
Balkanlar’da ıslahat yapmasına artık gerek yoktu. Ancak Avrupa Devletleri
bunu ciddiye almadılar ve konferansta aşağıdaki kararları aldılar.
Tersane Konferansı Kararları:
1- Sırbıstan ve Karadağ' dan Türk askerleri çekilecek
2- Bulgaristan'ın doğu ve batı olarak iki eyalete ayrılacak ve Bosna-Hersek'
le birlikte özerklik verilecekti.
Osmanlı Devleti bu kararları kabul etmeyince konferans dağılmıştı. Ancak;
daha sonra Londra’da tekrar bir araya gelen Avrupa Devletleri benzer
kararlar alarak Osmanlı’nın bu kararlara uymasını istemişlerdir.
3. 1877-1878 Osmanlı - Rus Savaşı ( 93 Harbi )
(Ayestefanos (Yeşilköy) ve Berlin Konferansı)
Sebepleri :
1- İstanbul (Tersane) ve Londra Konferansı kararlarının Osmanlı tarafından
kabul edilmemesi
2- Rusya’nın Panslavist politikası ve sıcak denizlere inme çabası
3- Rusya'nın 1856 Paris antlaşmasıyla Osmanlı devleti üzerindeki kaybettiği
hakları geri almak istemesi.
Rusya bu sebeplerden birincisini gerekçe göstererek Osmanlı Devletine
savaş ilan etti.
Savaş :
Ruslar doğuda Erzurum’a kadar ilerlediler. Rus ordusu AZİZİYE
Tabyalarında Gazi Ahmet Muhtar Paşa tarafından durduruldu.
Balkanlarda ise Ruslar Tuna’yı aşıp PLEVNE önlerine geldiler. Plevne’de Gazi
Osman Paşa önemli başarılar kazandı. Ancak daha sonra Plevne düştü.
Ruslar Edirne’yi alarak Çatalca önlerine kadar geldiler.
Osmanlı Devleti barış istemek zorunda kaldı.
4. Ayestefanos ( Yeşilköy ) Antlaşması (3 MART 1878)
Maddeleri:
1- Sırbistan, Karadağ ve Romanya tam bağımsız olacak ve sınırları
genişletilecek.
2- Büyük bir Bulgaristan krallığı kurulacak.
3- Batum, Kars, Ardahan ve Doğu Beyazıt Ruslara verilecek.
4- Girit ve Ermenilerin oturduğu yerlerde ıslahat yapılacak.
5- Bosna-Hersek’e özerklik verilecek.
6- Teselya, Yunanistan’a verilecek.
7- Osmanlılar Rusya’ya, 30 milyon altın savaş tazminatı ödeyecek.
Bu anlaşma Rusya’ya sıcak denizlere inme konusunda Balkan ve Doğu
koridorunu açmıştır. Bu durum Avrupa devletlerin tepkisine neden olmuş,
Rusya yeni bir savaşı göze alamadığından Berlin’de bir kongre toplanmasını
kabul etmiştir.
Ayestefanos ( Yeşilköy ) Antlaşması yürürlüğe girmemiş, bunun yerine
Berlin Antlaşması imzalanmıştır.
Osmanlı Devleti’nin imzalayıp da uygulamaya konulmayan iki antlaşma
AYESTEFANOS ve SEVR’dir.
5. Berlin Kongresi ve Berlin Antlaşması (13 Temmuz 1878):
Kongreye Katılan Devletler: Osmanlı, Rusya, İngiltere, Fransa,
Avusturya, İtalya ve Almanya.
Maddeleri :
1- Ayestefanos Antlaşmasıyla kurulan Bulgar Krallığı üçe ayrıldı:
a) Asıl Bulgaristan: Osmanlı Devletine vergi veren bir prenslik haline
getirildi.
b) Makedonya: Islahat yapılmak şartıyla Osmanlıya bırakıldı.
c) Doğu Rumeli: Osmanlıya bağlı kalacaktı ancak Hıristiyan bir vali
tarafından yönetilecek.
2- Sırbistan, Romanya, Karadağ bağımsız olacak.
3- Bosna-Hersek Osmanlı toprağı sayılacak, yönetimi geçici olarak
Avusturya’ya bırakılacak.
4- Kars, Ardahan ve Batum Ruslara, Doğu Beyazıt Osmanlı’ya verilecek.
5- Teselya Yunanistan’a verilecek.
6) Ermenilerin oturduğu yerlerde ve Girit adasında ıslahatlar yapılacak.
7- Osmanlı Devleti Rusya’ya 60 milyon altın savaş tazminatı verecek.
Anlaşmanın Önemi:
1- Osmanlı’nın dağılma süreci hızlandı.
2- Bu antlaşma ile İngiltere de Osmanlı topraklarının parçalanmasına katıldı.
Osmanlı Devleti denge politikası izleyerek dış politikasında İngiltere’den
boşalan yeri Almanya almaya başladı.
3- Ermeni Meselesi ilk defa uluslararası bir antlaşmada yer almış, Ermeni
Meselesi Ermenilerin değil Osmanlı’yı parçalamak isteyen devletlerin
meselesi olarak ortaya çıkmıştır. Berlin Antlaşması, Ermeni Meselesinin
Başlangıcı olarak kabul edilmektedir.
4- Osmanlı Devletinin 19. yy.da en çok toprak kaybettiği antlaşmadır.
5- Anlaşmadan en kârlı çıkan, Bosna Hersek üzerinde haklar elde eden
Avusturya ve Kıbrıs'ı üs olarak alan İngiltere’dir.
NOT: Bu sırada İngiltere, Osmanlı Devletine KIBRIS’ın kendisine bir üs
olarak verilmesi durumunda kongrede Osmanlı Devletini savunacağını
söyledi. Osmanlı İngiltere’nin bu isteğini kabul etmek zorunda kaldı.
Berlin Konferansı’ndan sonra Osmanlı Devleti’nin dağılması hızlanmıştır.
İngiltere Mısır’ı, Fransa ise Tunus Avusturya-Macaristan Bosna-Hersek’i
topraklarına katmıştır. Girit Yunanistan’a katılmış, Bulgaristan ise
bağımsızlığını ilan etmiştir.
Kıbrıs’ın Kaybedilmesi (1878):
İngiltere, Berlin Konferansı’nın toplanması ve burada Osmanlı Devleti’nin
yanında yer alma karşılığında Kıbrıs’ın kendisine üs olarak verilmesi
talebinde bulunmuştur.
İngiltere Kıbrıs’ı üs yapmakla Rusların Akdeniz’e inmesini engellemeyi,
Doğu Akdeniz’de Süveyş kanalını kontrol etmeyi amaçlanmıştır.
6. Berlin Antlaşması Sonrası Gelişmeler:
II. Abdülhamit 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşını bahane ederek,
parlamentoyu kapatmış ve Meşrutiyet rejimini yürürlükten kaldırmıştır.
Donanma, Haliç' te çürümeye terkedilmiştir. ( II.Abdülhamit kendisine
suikast yapılmasından korkuyordu)
Mecelle ( Medeni Kanun ) yeniden düzenlendi.
Almanlar'a Bağdat Demiryolunu yapma hakkı verildi.
Kıbrıs'ın İngilizlere üs olarak verilmesi ( 1878 ):
Berlin kongresi sırasında Osmanlının çıkarlarını savunması karşılığı
İngiltere’ye Kıbrıs’ta üs kurma sözü verilmişti. Berlin Antlaşmasından sonra
Kıbrıs üs olarak İngilizlere verildi(1878).
Duyun-u Umumiye İdaresinin Kurulması ( 1881):
Osmanlı Devleti dış borç ve faizlerini ödeyemeyince alacaklı devletler bu
idareyi kurmuşlardır. Bu idare dış borçları doğrudan toplamak suretiyle
kurulan yabancı bir mali kontroldü. Bu da Osmanlı Devletinin ekonomik
bağımsızlığına gölge düşürmüştür.
Örnek Test:
Osmanlı Devleti, Kırım Savaşı sırasında almaya başladığı dış borçları
ödeyemez hale gelince, İngiltere ve Fransa Duyun-u Umumiye’yi (Genel
Borçlar İdaresi) kurarak Osmanlı Devleti’nin bazı gelirlerine el koymuşlardır.
Bu durum aşağıdakilerden hangisinin bir kanıtıdır?
A) Azınlık isyanlarının yaygınlaştığının
B) Osmanlı ekonomisinin iflas ettiğinin
C) Islahat hareketlerinin yavaşladığının
D) Osmanlı Devleti ile Almanya Devleti’nin yakınlaştığının
E) İttihat ve Terakki Partisinin güçlendiğinin
Doğru Cevap B’dir
Tunus'un Fransızlar Tarafından İşgali (1881): Fransa’nın Tunus’u
işgalini Osmanlı Devleti sadece protesto edebilmiştir. (Fransa hatırlanacağı
gibi 1830 yılında da Cezayir’i işgal etmişti.)
Mısır'ın İngilizler Tarafından İşgali (1882): İngilizler Süveyş
Kanalının açılmasıyla önemi daha da artan Mısır’ı 1882’de işgal ettiler.
Doğu Rumeli’nin Bulgar Prensliği İle Birleşmesi (1885): Doğu
Rumeli Bulgarlarının Bulgar Prensliği ile birleşmek için ayaklanmaları sonucu
yapılan görüşmelerde Osmanlı Devleti bu bölgenin Bulgar Prensliğine
bağlanmasını kabul etti.
Girit Sorunu Ve Osmanlı-Yunan Savaşı: Yunanistan’ın Girit'in iç işlerine
karışması ve burada çıkan ayaklanmayı desteklemesi sonucu OSMANLIYUNAN savaşı çıktı.
Not: İngiltere böylelikle Süveyş Kanalı’nı kontrol etme imkânına
kavuşmuştur. Osmanlı Devleti’nin I.Dünya savaşına girmesiyle İngiltere,
Kıbrıs’ı topraklarına kattıklarını açıklamıştı.
Yapılan DÖMEKE MEYDAN SAVAŞINI kazanan Osmanlı kuvvetlerine Atina
yolu açıldı. Ancak Avrupa Devletlerinin müdahale etmesi üzerine İSTANBUL
ANTLAŞMASI imzalandı.(1897)
Buna göre Girit’e özerklik verilmiş, ayrıca yönetimi Yunanlı bir Prense
verilmiştir.
*Böylece bu antlaşma ile Girit'in yönetimi elimizden çıkmıştır.
*Osmanlı Devleti; II. Meşrutiyet sırasında Girit Yunanistan tarafından
işgal edilmesi ve Balkan Savaşı sonucu imzalanan Atina Antlaşmasıyla da
Girit’in Yunanistan’a ait olduğu kabul etmek zorunda kalmıştır.
Bosna- Hersek'in Avusturya'ya Bağlanması (1908): Berlin
Antlaşmasında, Bosna Hersek’in yönetimi geçici olarak Avusturyaya
bırakılmıştı. II. Meşrutiyetin ilanı sırasında Avusturya Bosna-Hersek’i
topraklarına kattığını açıkladı. Osmanlı Devleti, bu durumu kabul etmek
zorunda kaldı.
Bulgaristan'ın Bağımsızlığını Kazanması (1908): II. Meşrutiyetin
ilanı ile oluşan karışıklıklardan yararlanan Bulgarlar bağımsızlıklarını ilan
ettiler. Rusya’nın araya girmesiyle Osmanlı Devleti bu durumu kabul etmek
zorunda kaldı.
II. Meşrutiyet'in İlanı (1908):
İlanında Etkili Olan Grup: İttihat ve Terakki
Savunulan Düşünce: Türkçülük
14 Şubat 1878’de Sultan Abdülhamit’in meclisi kapatmasıyla şahsi idare
dönemi başlamış ve 1908 yılına kadar 30 yıl sürmüştür. Bu dönem içinde
Sultan Abdülhamit’e karşı olanlar, meşrutiyeti yeniden ilan etmek amacıyla
bir takım cemiyetler kurmuşlardır. Bu cemiyetler içinde en önemlisi "İttihat
ve Terakki Cemiyeti"dir.
Selanik’te İttihat ve Terakki yanlısı subayların ayaklanması sonucu II.
Abdülhamit meşrutiyeti tekrar ilan etmiştir (1908).
II. Meşrutiyetin ilanı sorunları çözmeye yetmedi. İçte ve dışta yeni sorunlar
çıktı. Bu dönemde kurulan siyasi partilerin mevcudiyeti partizan çekişmeleri
yarattı.
31 Mart Olayı (13 NİSAN 1909): İstanbul’da Avcı Taburlarının başlattığı
meşrutiyet karşıtı ayaklanmadır.
31 Mart Olayının Sonuçları:
1- Mahmut Şevket Paşa komutasındaki Hareket Ordusu İstanbul’a gelerek
ayaklanmayı bastırmıştır. (M. Kemal bu orduda Kolağası-dır.)
2- II. Abdülhamit tahttan indirilerek yerine V.Mehmet Reşat padişahlığa
getirilmiştir.
3- Kanun-i Esasinin bazı maddeleri değiştirilmiştir.
NOT: II. Abdülhamit’in tahttan indirilmesiyle Osmanlı Devleti Yönetiminde
İttihat ve Terakki Dönemi başlamış, bu dönem 1918’de imzalanan Mondros
ateşkes Antlaşmasına kadar sürmüştür. Bu geçen 9 yıl içinde Osmanlı
Devleti; Trablusgarp, Balkan ve I.Dünya Savaşlarını yaşamış ve çok ağır
yenilgiler almıştır.
V. MEHMET REŞAT DÖNEMİ (1909-1918)
1.TRABLUSGARP SAVAŞI:
(1911-1912)
Nedenleri:
İtalya'nın sömürge arayışı
Trablusgarp'ın savunmasının zayıf olması
İtalya'ya yakın oluşu.
M. Kemal Derne ve Tobruk'ta başarılı olduysa da destek yetersizliği ve
Balkan Savaşlarının çıkması savaşın sonucunu Osmanlı Devleti lehine
çeviremedi. İtalya kıyılardan iç kesimlere doğru ilerleyemeyince Rodos ve
Oniki adayı işgal etti.
Sonuç :
Uşi ( Ouchy ) Antlaşması :
Trablusgarp ve Bingazi İtalya' ya verildi.
Oniki ada Balkan Savaşları sonuna kadar ( Güvenlik gerekçesiyle ) İtalya'da
kalacaktı. Ancak İtalya adaları geri vermedi. İtalya’nın II. Dünya savaşında
yenilmesiyle de Adalar Yunanistan'a geçti.
Önemi: Osmanlı Devleti Kuzey Afrika'daki son toprak parçasını kaybetti.
BALKAN SAVAŞLARI
Sebep:
Rusya'nın Panislavist politikası ve sıcak denizlere inme düşüncesi
doğrultusunda Balkan Devletlerini Osmanlıya karşı kışkırtması.
AÇIKLAMA:
İngiltere, Osmanlı-Almanya yakınlaşmasından rahatsızlık duyuyordu. Çünkü
Almanya hem Avrupa’nın güçlü bir devleti hem de İngiltere’nin
sömürgelerine göz diken bir tavırda idi. İngiltere Almanya tehlikesine karşı
daha zayıf durumda olan Rusya’yı kullanmaya karar verdi.
1908 yılında Estonya’nın başkenti Reval’de yapılan görüşmelerden sonra
İngiltere Rusya’yı Balkan ve Osmanlı politikasında serbest bıraktı. Yani
Rusya boğazları ele geçirebilecek, İngiltere buna ses çıkarmayacaktı. Fırsatı
değerlendiren Ruslar Balkan Devletlerini Osmanlı Devletine karşı kışkırttılar.
I. BALKAN SAVAŞI
Savaşın Başlaması: Rusların kışkırtmasıyla Sırbistan, Yunanistan, Karadağ
ve Bulgaristan aralarında anlaşarak Osmanlı Devletine savaş açtılar.
Osmanlı Ordusunun bir bölümü savaştan önce terhis edilmişti. Bu duruma
bir de subaylar arasındaki siyasi çekişmeler eklenince Osmanlı Devleti bütün
cephelerde yenildi.
Makedonya, Batı Trakya, Edirne ve Kırklareli işgal edildi. Arnavutluk
bağımsızlığını ilan etti.
Balkanlarda Osmanlıdan ayrılarak bağımsız olan son devlet Arnavutluk
olmuştur.
Sonuç: Balkanların yeni haritasını belirlemek amacıyla LONDRA
KONFERANSI toplandı (1912). Londra Konferansında Osmanlı devleti
Midye-Enez çizgisinin batısında kalan topraklarını kaybetti. (Makedonya,
Batı Trakya, Edirne, Kırklareli). Ayrıca Bozcada ve Gökçeada dışındaki bütün
Ege adaları Yunanistan’a geçti.
II. BALKAN SAVAŞI:
Nedeni: I.Balkan savaşında en çok toprağı Bulgaristan almıştı. Bu
durumdan memnun olmayan Yunanistan, Sırbistan, Karadağ ve Romanya
Bulgaristan’a savaş açtılar. Bu durumdan faydalanan Osmanlı Devleti de
savaşa girerek Edirne ve Kırklareli’yi Bulgarlardan geri aldı.
* I.Balkan Savaşı Osmanlı Devletine karşı, II. Balkan Savaşı ise
Bulgaristan'a karşı yapılmıştır.
SONUÇ: Osmanlı Devleti Bulgaristan ile İSTANBUL, Yunanistan ile ATİNA
Anlaşmalarını imzaladı (1913).
* İstanbul ve Atina Antlaşmalarında Bulgaristan ve Yunanistan'da yaşayan
Türklere “Azınlık” statüsü verildi.
* Balkan Savaşlarından sonra Talat, Cemal ve Enver Paşaların devlet
idaresindeki etkinliği arttı.(Üç Paşa Devri)
Balkan Savaşları Sonucu Yapılan Antlaşmalar :
Londra Antlaşması (1913): Osmanlı Devleti-Balkanlı Devletleri arasında
yapıldı.
İstanbul Antlaşması (1913): Osmanlı Devleti-Bulgaristan
Atina Antlaşması ( 1913): Osmanlı Devleti-Yunanistan arasında yapıldı.
Bükreş Antlaşması ( 1913 ): Balkanlı devletler kendi arasında yaptılar.
Balkan Savaşlarıyla Osmanlı Devletinin Kaybettiği yerler:
Ege Adaları
Batı Trakya
Tüm Makedonya
Arnavutluk
I. DÜNYA SAVAŞI (1914-1918 )
1914 yılında başlayıp 1918 yılına kadar süren Birinci Dünya Savaşı, o
tarihe kadar insanlığın görmediği en büyük, en felaketli, en kanlı savaş
olmuştur.
1871 yılında Alman birliği kurulduğu zaman, Almanya sömürgesi
olmayan güçlü bir Avrupa ülkesi idi. En büyük rakibi İngiltere’ydi. Fransa ile
aralarında sömürgecilik rekabetinden ayrı olarak sınır sorunları da vardı.
Almanlar; İtalya ile Avusturya arasındaki anlaşmazlığı çözerek (1883) üçlü
Bağdaşma (ittifak) oluşturdular (Almanya, Avusturya-Macaristan, İtalya)
Üçlü bağdaşmanın kurulması karşısında, Fransa ile Rusya arasında buna
benzer bağdaşma gerçekleştir.1905 yılında Japonlar Rusları Mançurya’da
yenilgiye uğratması, Almanların lehine dönüştü. Gelişmeleri dikkatle takip
eden İngiltere en büyük rakibi karşısında yerini aldı ve 1907 yılında üçlü
anlaşma (İtiliâf) grubunu kurdu (İngiltere, Fransa, Rusya)
Temeli ekonomik rekabete ve sömürgeciliğe dayanan bu gruplar
arasındaki gerginlik giderek arttı. 1914’te Avusturya velihatının bir Sırp
milliyetçisi tarafından Saraybosna’da vurulması üzerine I. Dünya Savaşı
başladı.
Osmanlı Devleti, henüz Balkan yenilgisinin sıkıntıları içinde idi ve devlete
hakim bulunan Enver Paşa, Osmanlı Devletini; bir oldu bitti karşısında
bırakarak savaşa sürükledi. Osmanlı Devleti başlangıçta tarafsızlığını ilan
etmişti, ancak olaylar Osmanlı Devleti’nin savaşın içine sürüklemişti.
Akdeniz’de bulunan iki Alman savaş gemisi Goben ve Breslav, İngiliz
donanmasının önünden kaçarak Çanakkale Boğazı önüne geldi. Daha sonra
Osmanlı kara sularına girdi. Osmanlı Devleti bu gemilerin satın alındığını
bildirdi. Gemilere Yavuz ve Midilli adları verildi. Bir süre sonra bu gemiler
Karadeniz’e açılarak Odessa ve Sivastopol adındaki Rus limanlarına ateş
açtılar. Bu olay, Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşına girmesine sebep
oldu. Bu durum karşısında Rusya, Fransa ve İngiltere; Osmanlı Devleti’ne
savaş ilân ettiler. Başlangıçta Bağdaşma (İttifak) grubunda yer alan İtalya,
bir süre tarafsız kaldıktan sonra, kendilerine vaat edilen Batı Anadolu’daki
topraklara yerleşme hayaliyle Anlaşma (İtilaf) grubuna geçerek taraf
değiştirdi. İtilâf Devletleri, İttifak devletlerini zor durumda bırakmak ve yeni
cepheler açmak için Yunanistan ve Romanya’yı da yanlarına aldılar.
Bulgaristan da Bağdaşma grubunda yer aldı. Avrupa’daki karışıklıklardan
yararlanmaya çalışan Japonya da Asya’da Alman sömürgelerine saldırarak
savaşa girmiş oluyordu
Kısaca Savaşın Nedenlerini şöyle Sıralayabiliriz:
İngiltere ile Almanya arasındaki ekonomik yarış gelir.
Fransa 1871’de Almanlara yenilmenin acısını unutamıyor, bu yenilginin
öcünü almak istiyordu.
İngilizlerin Rusları Balkanlar’da serbest bırakması Avusturya-Macaristan
imparatorluğunun işine gelmiyordu. Çünkü bu imp. İçinde İslâv ırkından
olanları etkiliyordu.
Rus çıkarlarını korumaya alışan Sırbistan, Avusturya-Macaristan içinde
yaşayan İslâvların topraklarında hak iddia ediyordu.
Not: Savaşın asıl nedeni; İngiltere’nin başını çektiği bir gruplaşma
karşısında Almanya’nın yarattığı gerilimdir.
Osmanlı Devleti Birinci dünya savaşında başlıca şu cephelerde savaşmıştır.
-Kafkasya Cephesi
-Çanakkale Cephesi
-Süveyş (Mısır) cephesi
-Filistin-Suriye Cephesi
-Irak Cephesi
-Galiçya ve Makedonya Cephesi
I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Devleti’nin Açmış Olduğu Başlıca Savaş
Cepheleri:
Çanakkale Cephesi:
Nedenleri :
İngiltere ve Fransa'nın müttefikleri olan Rusya'ya yardım ulaştırmak
istemeleri.
İstanbul ve Boğazları ele geçirerek Osmanlı Devletini savaş dışı bırakmak
istemeleri.
Balkanlı Devletleri kendi taraflarında savaşa katmak istemeleri.
Balkanlar üzerinden Almanya'ya yeni bir savaş cephesi açmak istemeleri.
Sonuçları :
Savaş uzadı. ( 2 yıl )
Uzayan savaş İngiliz ve Fransız ekonomilerine zarar verdi.
İngiltere sömürgelerinde prestij kaybına uğradı.
Rusya yardım alamadığından dolayı Ekonomik ve Sosyal bunalıma girdi.
Bunun sonucunda Çarlık Rusya'sı yıkılarak Bolşevikler İktidara
geldiler(1917). ( Rejim değişikliği )
Rusya I.Dünya savaşından çekildi.
M. Kemal 'in başarılı olması, kendisine güvenilmesine ve Milli Mücadele
önderi kabul edilmesine temel oluşturdu.
Bulgaristan İttifak bloğu yanında savaşa katıldı.
Kanal Cephesi (Süveyş Kanalı - Mısır) :
-İngiltere'nin orta ve Uzakdoğu bağlantılarını kesmek amacıyla Almanya'nın
isteğiyle açıldı.
Kafkas ( Doğu ) Cephesi: Bakü Petrol bölgesini ele geçirmek ve Orta Asya
Türk topluluklarına ulaşmak amacıyla açıldı. Özellikle hava şartları yüzünden
Sarıkamış Harekatı başarısız oldu.
Suriye Filistin Arabistan Cepheleri: İngilizler ve Araplarla savaşıldı.
* Arapların Halifeyi dinlemedikleri görülerek Ümmetçilik anlayışının
geçerliliğini yitirdiğini göstermektedir. (Milliyetçilik etkili olmuştur)
Romanya, Galiçya, Makedonya Cepheleri :
Müttefik Bulgar ve Avusturya için savaşılmıştır.
* Irak, Kanal,Kafkas,Çanakkale,Filistin Cepheleri ana cephelerdir.
* Hicaz, İran, Makedonya, Galiçya, Romanya, Yemen cepheleri ikinci
cephelerdir.
Birinci Dünya Savaşı’nın Sona Ermesi:
İngiltere denizlerde tam bir egemenliğe sahipti ve sömürgelerinden devamlı
ham madde ve insan gücü yardımı almaktaydı. Ham madde azlığından
ekonomisi giderek bozulan Almanya, düşmanlarıyla baş edebilmek için
geliştirmiş olduğu denizaltıları savaşa soktu. İtilâf Devletlerine ham madde
ve asker taşıyan gemileri batırmaya başladı.
Savaşın başında tarafsızlığını belirten ABD, daha sonra İtilâf Devletlerine
silah, cephane ve ham madde satmaya başladı. Bunu önlemek isteyen
Almanya, denizaltı savaşlarına girişti ve ABD’nin sivil ticaret gemilerini
batırdı. Bunun üzerine ABD, İtilâf Devletleri safında, Almanya’ya savaş açtı
(2 Nisan 1917). Böylece savaşın kaderi değişti. Bunun sonucunda Almanya
ve müttefikleri, savaşı bırakmak zorunda kaldılar. Almanya Versailles
(Versay), Avusturya Saint-German (Sen Jerman), Macaristan Trianon
(Triyanon), Bulgaristan Neuilly (Nöyyi), Anlaşmalarını imzalayarak savaştan
çekildiler. Osmanlı Devletine ise; Mondros Ateşkes Antlaşmasın’dan sonra
10 Ağustos 1920’de Sevr Barış Antlaşması’nı imzalatmaya çalışmışlardır.
Birinci Dünya Savaşı’nın Sonuçları:
28 Haziran 1914’te başlayıp 11 Kasım 1918’e kadar devam eden bu
savaş Avrupa’da başlamasına rağmen, sömürgeler yoluyla 5 kıtaya
yayılmıştır. Savaş sonunda;
Osmanlı Devleti, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Rus Çarlığı ve
Alman İmparatorluğu yıkılmıştır.
Çekoslovakya, Avusturya, Macaristan, Polonya, Litvanya, Ukrayna,
Estonya ve Yugoslavya devletleri kurulmuştur.
Bu savaşta ilk kez; uçak, denizaltı, zehirli gaz ve zırhlı araç kullanılmıştır.
Dünya devletleri bu derecede büyük savaşları engellemek amacıyla I.
Dünya Savaşı sonrasında Milletler Cemiyeti’ni oluşturdular. Fakat I. Dünya
Savaşı sonunda gerçek bir barış sağlanamayınca, antlaşmaların sonuçları bir
sürse sonra II. Dünya Savaşı’nın çıkmasına neden oldu.
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI SONUNDA OSMANLI DEVLETİ’NİN
DURUMU VE MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI
Osmanlı Padişahı; V. Mehmet Reşat I. Dünya Savaşı’nın son yılında
ölmüştü. Yerine VI. Mehmet Vahdettin geçmişti.
Savaş Osmanlı Devleti’nin birlikte bulunduğu İttifak (Bağlaşma)
devletlerinin yenilgisiyle son buldu. Bulgar Kralı tahtı bırakarak ülkeden
ayrıldı. Almanya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ateşkes önerisinde
bulunarak savaştan çekildiler. Her iki ülkede rejim değişikliği oldu ve
Cumhuriyet ilan edildi. Savaşın kayıp edildiğini anlayan İttihat ve Terakki
Cemiyeti’nin önde gelenleri ve Osmanlı İmparatorluğunu savaşa
sürükleyenler ülkeyi gizlice terk ettiler.
Ahmet İzzet Paşa başkanlığında bir yeni hükümet kurularak ateşkes
önerisinde bulunuldu. Antlaşma Limini adasının Mondros limanında Rauf
Bey’in (Bahriye Nazırı) başkanlığındaki bir heyet tarafından imzalandı
(Anlaşma devletleri adını İngiliz Amiral Caılthorpe imzalamıştır) 30 Ekim
198.
Osmanlı Devleti için çok ağır şartların yer aldığı anlaşmanın başlıca
maddeleri şunlardır.
Çanakkale ve İstanbul boğazları açılacak, Karadeniz’e serbestçe geçiş
sağlanacak ve bu yerlerdeki istihkâmlar İtilâf Devletleri tarafından işgal
edilecekti.
Osmanlı Ordusu terhis edilecek, orduya ait silah ve cephaneler İtilâf
Devletleri tarafından denetim altına alınacaktı.
Sahil koruma için kullanılacak küçük gemiler dışındaki Osmanlı donanması
İtilâf Devletleri’nin gösterecekleri limanlarda gözaltında tutulacaktı.
İtilâf Devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması
halinde herhangi bir stratejik noktayı işgal edebileceklerdi. ( 7. Madde:
anlaşmanın en ağır maddesi idi. Buna göre istedikleri her yeri işgal
edebilirlerdi.)
Hükümet yazışmaları dışındaki bütün haberleşme, İtilâf Devletleri tarafından
kontrol edilecek; Toros tünelleri işgal edilecekti.
İtilâf Devletleri, Osmanlı demir yolları ve ticaret gemilerinden
yararlanabileceklerdi.
Hicaz, Yemen, Suriye, Irak, Tarablusgarp ve Bingazi’deki Türk birlikleri en
yakın İtilâf Devletleri’ne teslim olacaktı.
Doğu Anadolu’daki altı vilayette (Erzurum, Sivas, Elazığ, Van, Bitli ve
Diyarbakır) bir karışıklık çıkması halinde, İtilâf Devletleri bu vilayetlerin her
hangi bir kısmını işgal edebileceklerdi. (Madde 24: Bu madde ile Doğu
Anadolu’da bir Ermeni Devleti kurma fikri yatmaktadır.
Mütareke Dönemi-Gizli Antlaşmalar ve Wilson İlkeleri:
Mütareke Dönemi; Kurtuluş tarihinde 30 Ekim 1918’den 19 Mayıs 1919’a
kadar geçen 6 aylık döneme denir. Bu dönem ümitsizlik devlet otoritesinin
çok zayıfladığı, azınlıkların şımardığı, sıkıntılı bir bekleyiş dönemidir. 13
Kasımda İstanbul’a düşman donanmasının girdiği yine M. Kemal de;
“Geldikleri gibi giderler.” Demiştir. Osmanlı Devleti’ni yıkma ve parçalama
planları geçen yüz yıldan başlamakla beraber ilk kez kağıt üzerinde
paylaşma girmeleri Mart 1915’te başlamış ve 26 Nisan 91da Sykes-Picot
(Seyko Piko) Antlaşmasına göre aşağıdaki şeklini almıştır. Yani; İngiltere,
Fransa, İtalya, Rusya savaştan kendilerinin galip çıkacaklarını anlayınca,
Osmanlı toprakları için şöyle bir paylaşma planı çizmişlerdi.
İngiltere: Akka, Hayfa Limanları, Irak ve Ürdün bölgesini
Fransa: Kilikya, Kayseri, Harput, Suriye ve Musul
Rusya: Boğazlar, Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi verilecekti.
İtalya’nın saf değiştirmesi ile İtalya’ya da; Batı Akdeniz, Ege ve Konya’ya
kadar olan yerler verilecekti.
Fakat; Rusya 1917 ihtilali ile savaştan çekildiği için paylaşma planında
değişme oldu. Doğu Anadolu’da Bağımsız bir Ermeni Devleti düşünüldü.
Boğazlar ise ortak bir yönetim altına alınacaktı. İtalya’ya vaat edilen bazı
yerler Yunanistan’a verilmiştir.
1917’de Rusya’da meydana gelen Bolşevik İhtilali sonunda, Çarlık yönetimi
yıkılmıştır. Yeni yönetim, savaştan çekilme kararı almıştır. Nitekim Sovyet
Raysa, İttifak devletleri’yle Brest Litowsk Antalması’nı imzalayarak savaştan
çekilmiştir (3 Mart 1918)
Bu antlaşma ile Sovyet Rusya; Osmanlı Devleti’nden Berlin Antaşması’yla
(1878) alınan Kars, Ardahan ve Batum’u da geri vermiştir.
Tehcir Kanunu: Tehcir; zorunlu göç anlamındadır. Doğu Anadolu’daki Rus
işgali sırasında Ermenilerin, Ruslarla işbirliği yapmaları üzerine çıkarılmıştır.
Anadolu’daki Ermeniler Suriye’ye zorunlu göçe tabii tutulmuşlardır.
Örnek Test:
Kanuni döneminden itibaren Osmanlı Devleti ile iyi ilişiler kuran Fransa,
1830 yılında Cezayir’i işgal etmiş, Osmanlı Devleti de bu durumu
kabullenmek zorunda kalmıştır.
Bu durum,
I.Osmanlı Devleti eski gücünde değildir.
II. Fransa dış politikada Osmanlı devleti ile birlikte hareket etmekten
vazgeçmiştir.
III. Osmanlı ülkesindeki milliyetçilik isyanları başarıya ulaşmıştır.
Yargılarından hangilerine kanıt olarak gösterilemez?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) I, II ve III
Download