Konu Anlatımlı Videolar, Ders Notları, Çözümlü Sorular, Çıkmış

advertisement
www.derscalisiyorum.com
Siyasetin Anlamı
Toplumları yönetme etkinliği anlamına gelir. Toplumu yönetme etkinliği en mükemmel şekilde devlet tarafından
gerçekleştiğinden siyaset de devletin yönetme etkinliğidir. Siyasetin temel kurumları devlet, hükümet, parlâmento,
seçim ve siyasi partilerdir. Siyasetin bu temel kurumları toplumdan topluma farklılık gösterir.
2. Siyasetin Temel Kavramları
a. Egemenlik: Milletin ve onun tüzel kişisi olan devletin sahip olduğu yetkilerin tümü demektir. Egemenliğin ulusun
olduğu söylemek, devlet yaşamında en üst gücün bir tek kişi ya da gruba değil, bütün ulusa ait olduğu anlamına gelir.
Anayasanın 6. maddesi "Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz."
demektedir. Yasama, yürütme, yargı güçlerinin kullanımı iç egemenlik; devletin başka bir devlete bağımlı olmaması ve
diğer devletlerle eşit durumda bulunması bağımsızlık adını alır.
b. Meşrutiyet: Egemenliğin meşru olması, iktidarın hukuk kurallarına uygun olarak hareket etmesidir. Günümüz
demokratik toplumlarında iktidarın, hem hukuk kurallarına uygun olması hem de halkın desteğine sahip olması
gerekir. İktidarda olan yöneticiler halkın temsilcileridir ve halk tarafından seçilerek gelmiştir. Eğer iktidar, halkın
desteğini yitirirse hukuken meşru bile olsa değiştirilmesi gerekir.
c. Devlet: Devlet insanlık tarihinin en eski ve en köklü toplum kurumlarından birisidir. İnsan topluluklarının
ekonomik ve toplumsal gelişmesinin belli bir aşamasında oluşmuş bir kurumdur. Ünlü Fransız düşünür Rousseau
devleti şöyle tanımlar "Devlet ya da site, yaşamı üyelerinin birliğine da yanan bir tüzel kişidir. Amacı, üyelerinin
korunma sı ve refahıdır." Günümüzdeki modern devlet anlayışı 16. yy.dan itibaren şekillenmeye başlamıştı Devleti
oluşturan temel öğeler ülke, halk ve otoritedir. Genel olarak devleti şu şekilde tanımlayabiliriz: Sınırları belli bir toprak
parçası üzerinde yaşayan bir insan topluluğunun yaşamını kolaylaştırmak için oluşturduğu ve varlığı diğer devletlerce
tanınan bir örgüttür. Devletin üyelerine vatandaş (yurttaş) denir.
• Devletin Temel Unsurları
Devleti oluşturan temel unsurlar ülke, halk, otoritedir. Ülke: Devletin sınırları belirlenmiş ve üzerinde egemen olduğu
toprak parçasına ülke denir. Devletin ortaya çıkabilmesi için varlığı mutlaka gerekli olan unsurdur. Çünkü fiziki bir
alan yerleşmemiş bir toplum düşünülemez. Bu toprak parçası coğrafi olarak ya da bir anlaşmayla çizilmiş sınırlarla
komşularından ayrılır. Halkın üzerinde yaşadığı bu toprak parçası yurt (vatan) adını alır.
Halk: Aynı duyguları paylaşan, temel ihtiyaçlarını karşılamak için örgütlenmiş bulunan, ortak bir ülkü etrafında
birleşmiş olan insan topluluğudur. İnsan topluluğunun varlığı da devletin vazgeçilmez unsurudur. Çünkü devletin
varlık nedeni halktır. Halk olmadan devlet olmaz.
Otorite: Devlette karar verme yetkisinin kendisinde toplandığı bir otorite, başka bir deyişle devlet etkinliklerinde söz
sahibi olan bir irade vardır. Bu otorite ya da irade egemenlik adını alır. Devletler belirli bir ülke üzerinde
kurulmaktadır. Yine devlet o ülke üzerinde yaşayan toplumu yönetirken de otorite uygulanmaktadır. Çağdaş insan
toplumlarındaki en büyük örgütlenme devlettir. Ve insanlar arası ilişkileri düzenler. Günümüz toplumlarında devletin
işlevleri giderek artmıştır. Devlet bu görevlerini hükümet aracılığıyla yerine getirir.
• Devletin İşlevleri
Devlet, kamu düzenini korur. Zor ve kuvvet kullanabilme yetkisine sahiptir. Doğal kaynakların korunması, yaşam
düzeyinin yükseltilmesi gibi işler en etkin biçimde devlet tarafından yerine getirilebilir. Diğer devletlerle ilişkilileri
yürütür ve dış tehlikelere karşı ülkenin korunmasıyla yükümlüdür. Devlet diğer toplumsal kurumların işlevlerini
yerine getirmelerine yardımcı olur. İnsan hak ve özgürlüklerini güvence altına alır. Bireylere din ve vicdan özgürlüğü
sağlar.
Vatandaşın eğitim, sağlık gibi her çeşit gereksi-nimiyle ilgilenir. Devletin yasama, yürütme, yargı görevleri ayrı
organlar tarafından yerine getirilir. Buna güçler ayrılığı denir.
www.derscalisiyorum.com
• Devletin Görevleri
Toplumun siyasal olarak düzenlenmiş şekli olan devletin yasama, yürütme ve yargı görevleri vardır.
Yasama (Kanun Yapma): Millet adına temel hukuk düzenlemelerini yapan yasama organımız Türkiye Büyük
Millet Meclisi'dir. Bu yetki devredilemez (Anayasa mad. 7).
Yürütme: Yasaları uygulayan ve hayata geçiren yürütme organımız Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanı'dır.
Yargı: Hukukî anlaşmazlıklar baş gösterdiğinde sorunların çözümünde hakemlik eden ya da hukuk kurallarına
uyulmadığında yaptırıma çarptıran yargı organımız Türk Milleti adına Bağımsız Mahkemelerdir. (Anayasa mad. 9)
Modern devletin iki temel niteliği vardır. Demokratik olması ve hukuk devleti olmasıdır.
Demokratik Devlet: Siyasal katılımın en yoğun olduğu devlettir. Demokrasinin temel koşulları şunlardır: Katılma
(yurttaşların iktidara katılması), çoğulculuk (farklı, hatta karşıt görüşlerin, kişi ve grupların kendilerini özgürce ifade
etmesi), hukuk devleti.
Hukuk Devleti: Devlet gücünün hukuka bağlanmasıdır. Hukuk devleti vatandaşlara temel hak ve hürriyetleri
tanıyan, yürütme organlarının ve idare makamlarının hukuka bağlılığını ve vatandaşlara "hukukî güvenlik" sağlayan
devlettir. Devlet gücü Anayasayla meşrulaştırılmıştır. Devletin
tüm fiilleri kanunlara dayanır. Tüm yurttaşlar kanun önünde eşittir. Bağımsız mahkemeler aracılığıyla, yurttaşlara
devlete karşı hak arama ve kanun yolları açıktır.
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. (Anayasa mad. 2)
d. Hükümet: Yürütme organıdır. Siyasal gücü devlet adına kullanan kurumdur. Hükümeti meydana getiren unsurlar
liderlik, karar verme süreci ve güçtür. Hükümetin görevleri toplumla ilgili belli amaçları saptamak, kaynakların
kullanımını sağlamak, değerli kaynakların dağıtımını yapmak, toplumsal düzeni ve kontrolü sağlamaktır. Ülkemizde
yürütme organı; Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar Kurulu'ndan oluşur. Bakanlar Kurulunun başkanı
Başbakandır. Başbakan Cumhurbaşkanı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından atanır. Bakanlar
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından başbakan
tarafından seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır. Hükümet edenler, hukuk kurallarına uygun olarak iktidarda bulunmak
zorundadırlar. Çünkü, vatandaşlar ancak meşru bir hükümetin kararlarına uyarlar.
e. Parlâmento: Milletvekillerini içinde bulunduran kurumdur. Devletin yasama organıdır. Başlıca görevi yasa
çıkarmak ve hükümeti denetlemektir. Parlâmento toplumun tüm sorunlarının görüşülüp karara bağlandığı yerdir.
Devletin bütçe ve kanun tasarılarını görüşür, kabul ya da red eder. Ayrıca, para basılmasına, genel ya da özel af ilanına,
mahkemelerce verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek, milletlerarası anlaşmaları
onaylamak gibi görevleri vardır.
f. Siyasî Partiler: Çağdaş demokrasinin vazgeçilmez öğeleridir. Tek partinin hakim olduğu ülkeler dışında,
demokratik çoğulcu rejimi benimsemiş her ülkede birden fazla parti faaliyette bulunmaktadır. Her ülkenin kendine
özgü tarihsel, geleneksel özellikleri parti sistemini belirler. Siyasî par tiler adaylarının iktidara gelmelerini sağlamak
için çaba göstermek amacıyla kurulan örgütlerdir. Hal
kın yöneticileri iş başına getirmesi siyasî partiler aracılığıyla olur. Siyasî partiler hukuk düzeninin sınırladığı çerçevede
birbirleriyle rekabet ederler ve halkın oyunu almaya çalışırlar.
Muhalefet: Çoğulcu demokrasilerde çeşitli fikir ve düşünceye sahip partilerin iktidar mücadelesi yaptığı görülür.
Çoğunluk oyu kazanan parti iktidar, diğerleri ise muhalefettir. Muhalefet hükümetin yaptığı işleri denetler ve eleştirir.
Bu da siyasî partilerin önemli görevidir. Seçmen oyunu verdikten sonra hükümetin neler yaptığını detaylı olarak
bilemez. Muhalif partiler sürekli olarak parlâmentoda bulunduklarından hükümeti denetler ve hatalarını saptayarak
halka duyurur.
www.derscalisiyorum.com
3. Seçim Sistemleri
Demokrasilerde yönetenler seçimle iş başına gelir. Her ülke kendi seçim sistemini kendi belirler. Seçimlerin serbest
olması birden fazla aday arasında gerçek bir tercihe olanak vermesidir. Serbest ve dürüst seçim demokrasinin önde
gelen ilkelerinden biridir. Seçimi etkileyen faktörlerin başında propaganda gelir.
Seçimlerin İşlevleri: Seçim, insanların siyasal açıdan toplumsallaşmasında eğitici bir rol oynar. Siyasal otoritenin
dayandığı halk desteğini ölçme bakımından bir araçtır. Siyasal mücadelenin sonucunu değerlendirmede ölçüttür.
Siyasal istikrarsızlıkların çözümünde araçtır.
Genel ve Eşit Oy: Tüm vatandaşlar gelir seviyesi, eğitim durumu, cinsiyet gibi özellikler gözetmeksizin oy hakkına
sahiptir. Her seçmen tek bir oya sahiptir. Onsekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoyuna katılma
hakkına sahiptir. Oy kullanabilmek için seçmen kütüğüne kayıtlı olmak gerekir. Er, erbaş, askeri öğrenciler, kamu
haklarından yoksun bırakılanlar, hapishanedeki hükümlüler oy hakkından mahrumdur.
Serbest Oy: Seçmenlerin oylarını maddî ve manevî bir baskıya uğramadan kullanabilmesidir. Anayasamıza göre, oy
vermek bir görev değil, vatandaşlık hakkıdır. 1987 yılında oy sistemi zorunlu hale getirilmiş, bu da Türkiye'de
seçimlere katılma oranını önemli ölçüde artmıştır.
Gizli Oy: Hiç kimse, bir seçmenin kime oy verdiğini öğrenemez. Bu da oy kullanan kişilerin baskı altında kalmadan
oyunu kullanmasını sağlar. Seçmenin oyunu kapalı oy verme yerinde kullanması, oy pusulasının resmî mühürlü kapalı
zarf içinde atılması gibi tedbirler oyun gizliliğini sağlamak amacına yöneliktir.
Açık Sayım ve Döküm: Seçimlerde kullanılan oyların sayım ve dökümünün kamuya açık olmasıdır. Oy verme
yerinde bulunanlar sayım ve dökümü takip ederler. Sandık kurulu başkanı seçim sonuçlarını gösteren tutanağı
herkesin görebileceği bir yere asmak zorundadır.
Günümüzde uygulanmakta olan seçim sistemleri iki grupta toplanabilir:
a. Çoğunluk Sistemi: Bu sistemde bir seçim çevresinde seçime giren partiler arasında en çok oy alan parti seçimi
kazanmış sayılır. Çoğunluk sistemi ikiye ayrılır.
Tek turlu çoğunluk sistemi: Bu sistemde seçmen sayısının yarısından fazla oy almasa bile en çok oy alan parti
seçimi kazanır. Tüm milletvekillerini o parti çıkarır.
İki turlu çoğunluk sistemi: ilk turda seçilebilmek için oyların yarıdan fazlasını elde etmek gerekir. Eğer ilk turda
adaylardan hiçbiri oyların yarıdan fazlasını alamamışsa bir süre sonra ikinci bir oylama yapılır. Bu oylamada en çok oy
alan aday ya da adaylar seçilmiş sayılır.
b. Nispî Temsil Sistemi: Bu sistemde bir seçerli oyların oranına göre temsilci çıkarırlar. Nispî temsil sisteminin
amacı her parti ya da gruba siyasal gücü ile orantılı temsil edilme olanağı vermektedir. Nispî temsil, hak eşitliğini
sağlamaya çalışa rak adalet ilkesini yerine getirmektir. Nispî temsil
sistemi uygulanan ülkelerde oyların değişik partilere bölünmesi yüzünden tek partinin mecliste çoğunluğu sağlaması
daha zordur. Böyle durumlarda
bazı partiler anlaşır ve karma hükümet kurarlar. Buna "Koalisyon" denir.
4. Siyasal Yönetim Şekilleri
Bir toplumda yönetenlerle yönetilenlerin genel olarak ayrılış biçimine siyasal yönetim şekli denir. Genelde iki siyasal
yönetim biçiminden bahsedebiliriz.
a. Baskıcı Yönetim: Bu yönetimlerde yetkiler bir kişide toplanır. Demokratik hak ve özgürlükler kısıtlanır.
www.derscalisiyorum.com
Yönetenlerin yetkilerinin hiçbir şekilde sınırlandırılmadığı, disiplinin ağır bastığı bir yönetim şeklidir. Çoğulculuk
yoktur. Halk siyasetin dışındadır ve yönetime katılamaz. Baskıcı yönetimlerin başlıcaları monarşi ve oligarşidir.
b. Özgürlükçü Yönetim: Demokratik yönetimdir. Vatandaşlar arasında ayrıcalık tanımayan, yöneticilerin seçimle iş
başına geldiği ve halk egemenliğine dayanan siyasî yönetim biçimidir. Devletin yasama, yürütme ve yargı görevleri ayrı
ayrı organlar tarafından yerine getirilir. Buna kuvvetler
ayrılığı denir.
5. Egemenliğin Kaynağına Göre Devlet Şekilleri
Egemenliğin (Hakimiyetin) kaynağına göre devletleri dört grupta toplayabiliriz.
a. Demokratik Devlet : Egemenliğin kaynağı halkın iradesidir; bir başka deyişle, yönetilenlerin seçimidir. Bu
anlayış ilk önce Amerika Birleşik Devletleri Bağımsızlık Bildirisinde açıklanmıştır. O günden bu yana pek çok devlet bu
anlayışı benimsemiştir. Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir. Bu tür devletlerde yöneticiler belli bir zaman
için seçimle iş başına gelir. Milletin iradesi en üstün iradedir. Demokratik devletlerde kişi hak ve hürriyetleri anayasa
ile teminat altına almıştır. Demokratik yönetimlerde kişiler kendilerine tanınan hak ve hürriyetlerden yararlanarak
yönetime katılabilirler. Bunu partiye girmek veya istediği partiye oy vermek şeklinde yapabilirler.
b. Monarşik Devlet: Siyasal otoritenin tek bir kişi ve onun temsilcileri tarafından kullanılmasıdır. Bu kişi bir kral,
kraliçe, padişah veya prens olabilir. Devletin yasama, yürütme, yargı görevleri tek bir kişinin ya da onun
temsilcilerinin elinde toplanır.
Mutlak Monarşi: Bu monarşilerde siyasal otoriteye sahip olan kişinin yetkileri sınırsızdır. Kendini denetleyen,
sınırlayan bir kurum yoktur. Mutlak otoriteye sahiptir.
Meşruti Monarşi: Hükümdarın yetkilerinin çoğunu meclis ve öteki anayasal kurumlara devrettiği sınırlandırılmış
monarşidir. Böyle olmasıyla beraber son söz yine hükümdara aittir.
c. Teokratik Devlet: Din kurallarına göre kuru lup yönetilen devlettir. İnsanlar devletin Tanrı'nın iradesiyle
kurulduğuna inanırlar. Yöneticiler yaptıklarından dolayı Tanrı'ya karşı sorumludurlar. Egemenliğin kaynağı Tanrı ve
Tanrı buyruklarıdır.
d. Oligarşik Devlet: Egemenlik bir grupta toplanmıştır. Devletin diğer yöneticileri bu grup tarafından atanır.
Kanunlar bu grup tarafından yapılır
ve yönetim grup adına gerçekleştirilir. Eğer egemenliği elinde bulunduran grup soylular ise Aristokrasi adını alır.
e. Otokratik Devlet: Bu, ilkel topluluklarda geçerli olan bir yönetim biçimidir. Egemenliğin kaynağı zor kullanma ya
da kaba güçtür. Şef genellikle en güçlü olandır. Kendisinden daha güçlü biri çıkana kadar yetkisini kullanır.
6. Örgütlenme Bakımından Devlet Şekilleri
Örgütlenmesi bakımından devleti üniter ve federe olarak ikiye ayırmak mümkündür. Üniter devlet tek yapılı devlettir,
mutlak bir hukuk ve yasa birliği vardır. Federe devlette ise söz konusu olan, birden çok devletin bazı yetkilerinden,
federal devlet lehine vazgeçerek birlikte ayrı bir devlet, bir federasyon oluşturmalıdır.
7. Yönetimin Yapısal Görünümü
Devlet görevleri içinde gittikçe güçlenen ve yaygın bir görünümü olan kamu yönetimidir. Bunlar ülkenin her yanına
yayılan bireylerin, hemen her an karşılaştıkları ve ilişki içinde bulundukları kuruluşlardır.Yapısal anlamda kamu
yönetimi, yasama ve yargı organları dışında kalan tüm devlet kurumlarını kapsar. Bunları çeşitli biçimlerde
örgütlenmiş olarak görebiliyoruz. Yönetsel kuruluşların bir bölümü "tekli makam" bir bölümü de "kurul" eli ile
yönetilirler. Görevleri açısından da bir bölümü "yalın görevli" bir bölümü de "karma görevli"dir.
www.derscalisiyorum.com
Yönetsel kuruluşlar şu gruplara ayrılabilir:
a. Genel Yönetim Kuruluşları: Devletin temel yönetsel yapısını oluşturan kuruluşlara Genel Yönetim Kuruluşları
ya da Merkez Yönetimi adı verilir. Bu kuruluşlar kendi içinde merkez örgütü ve taşra örgütü olarak ikiye ayrılır. Genel
yönetimin merkez örgütü Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar Kurulu ve Bakanlıkları içine alır. Taşra yönetimi ise
bölge yönetimi ile il, ilçe ve bucak yönetiminden oluşur.
Taşra Örgütü
Bir bakanlığın ya da kamu kurumunun üstlendiği hizmetleri, başkentten sunması olanaklı değildir. Bu nedenle
hiyerarşik bir şekilde merkez örgütüne bağlı taşra örgütü vardır.
İl Yönetimi: il yönetiminin başı validir. Devletin, hükümetin ve bakanlıkların ildeki temsilcisi aynı zamanda il Özel
idaresinin başı ve yürütme organıdır. Tek tek bütün taşra kuruluşlarının genel yönetiminden ve eşgüdümünden
sorumludur. Vali içişleri Bakanının önerisi üzerine, Bakanlar Kurulu kararı ile Cumhurbaşkanı'nın onayıyla atanır.
Valiye ilin yönetiminde yardımcı olan İl Yönetim Kurulu bulunur.
İlçe Yönetimi: ilçede hükümetin temsilcisi kaymakamdır. Kaymakam ilçe yönetiminin başıdır, ilçenin mülkî amiri
ve ilçedeki yönetim örgütü görevlilerin hiyerarşik üstüdür. Kaymakam, görevlerini valinin gözetim ve denetimi altında
yapar. İlçe içindeki yönetsel kuruluşları denetler ve bunlar arasında işbirliğini sağlar. Kaymakam içişleri Bakanının uygun görüşü ve Cumhurbaşkanı'nın onayıyla atanır.
Bucak Yönetimi: Bucak ilçenin bir alt kademesidir. Bucak müdürünün yönetiminde, seçimle göreve gelen üyelerin
de bulunduğu bir bucak meclisi ve bucak komisyonunun bulunduğu, küçük bir örgütü vardır. Ancak bucaklar,
beklenen gelişmeyi gösteremedikleri için zaman içinde varlığını koruyan bucak sayısı azalmış, yasalarda yeri
bulunmakla beraber etkisi kalmamıştır.
b. Yerel Yönetim Kuruluşları: Halkın yönetimine katılmasını sağlayan yerel yönetim kuruluşları Anayasada da
belirtildiği gibi üçlü biçimde örgütlenmiştir (İl özel idaresi, belediyeler, köyler).Bunlar genel yönetimin dışında
özerklikleri olan kuruluşlardır.
c. Hizmetsel Yönetim Kuruluşları: Belli hizmet alanları ile uğraşmak üzere genel yönetimin ve yerel yönetimin
dışında örgütlenen ve özerklikleri olan kamu kuruluşlarıdır. Bunlara hizmet yönünden yerinden yönetim kuruluşları
da denir.Bunlar tüzel kişiliği olan, görevlerini kendi organları eli ile yürüten özerk kuruluşlardır. Üniversiteler, TRT,
SSK, Emekli Sandığı, KİT'ler gibi kuruluşlar, bu tür kuruluşlardır.
d. Meslek Kuruluşları: Avukatlık, doktorluk, mühendislik, mimarlık gibi bazı mesleklerde çalışanların zorunlu
üyelik ilkesine dayalı olarak örgütlenmeleri öngörülmüştür. Bunlar toplumsal yaşamda etkili olan ve özel bir denetim
isteyen mesleklerdir. Anayasa bunlara Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları demektedir.
e. Denetleme ve Danışma Kuruluşları: Danıştay, Sayıştay, Devlet Denetleme Kurulu, Milli Güvenlik Kurulu gibi
kurumlar yönetime yardımcı olan kuruluşlardır.
f. Özel Hukuk Yapılı Kuruluşlar: Kamu yönetimi ile ilgili bazı kuruluşlar, özel hukuk alanında uygulanan örgüt
biçimlerinden yararlanılarak kurulmuşlardır.
www.derscalisiyorum.com
Konu Anlatımlı Videolar, Ders Notları, Çözümlü Sorular, Çıkmış Sorular,Denemeler ve daha
fazlası
Download