DOLAŞIM SİSTEMİ Dr. Güvenç Görgülü Dolaşım sistemi kalp ve damarların oluşturduğu bir sistemdir. Bu sistemde kalp merkezde yerleşmiş olup, damarlar kalpten çıkıp, kalbe tekrar geri dönen kapalı bir boru sistemini oluşturmaktadır. Dolaşım sisteminin temel fonksiyonu, kanın, damar sistemi içinde belli bir basınç altında dolaşmasını sağlamaktır. Bunun sonuncunda hücrelerin; iç ortamdan madde alım verimi (O2, CO2, atık maddeler, vs.) beslenmesi, onarımı, sıcaklığın vücudun her tarafına eşit şekilde dağılması, organizmanın fonksiyonel bütünlüğünün önemli aracıları olan hormonların dağılımı gibi olaylar gerçekleşmektedir. Superior vena cava Aort Pulmonar Arter Pulmoner ven Sol atrium Sağ atrium Semilunar kapakçıklar Bikuspit kapaklar Trikuspit kapaklar Kapak lifleri Sağ Ventrikül Inferior vena cava Sol Ventrikül Interventriküler septum PERICARDIUM İLKÖĞRETİM Pulmoner (Küçük) ve Sistemik (Büyük) Dolaşım Temiz kan: O2’ce zengin, kirli kan: CO2’ce zengin kanı ifade eder İLKÖĞRETİM İLKÖĞRETİM Kalbin Uyarı ve İleti Sistemi Sinoatrial Düğüm (SA) Atrioventricular düğüm (AV) HİS demeti HİS demetinin sol dalı HİS demetinin sağ dalı Purkinje sistemi Life 49.12 STARLING HİPOTEZİ STARLING HİPOTEZİ Kılcal damarlarda kan ile doku sıvısı arasındaki madde alış verişinin kanın hidrostatik basıncı ile kan proteinlerinin oluşturduğu osmotik basıncın etkisi ile gerçekleştiğini açıklayan hipotezdir Kılcal damarın atar damar bölgesinde maddelerin damar dışına çıkmasına hidrostatik basıncın değeri 40 mm/ hg dir. neden olan Aynı bölgede maddelerin damar içine emilimine neden olan kanın osmotik basıncı 25 mm/hg dir.Aradaki 15 mm/hg lik güçle maddeler kılcalların dışına doku sıvısına geçerler. Bu maddeler; 1-Su 2-Mineraller 3-Vitaminler 4-glikoz 5-Amino asit 6-yağ asitleri 7-Akyuvarlar 8-Hormonlar 9-Metabolik artıklar 10-Proteinler 11-O2 veya CO2’dir. Kana ait bazı proteinler ve alyuvarlar kılcalların dışına çıkamazlar. Kılcal damarın toplar damar bölgesine doğru kanın hidrostatik basıncı gittikçe azalır.Bunun nedeni kanın hacimsel azalması ve kılcal çapının gittikçe artmasıdır.Bu bölgede hidrostatik basınç 15 mm/hg ye düşer ancak kanın osmotik basıncı değişmez ve 25 mm/hg olarak kalır.Bu bölgede ise 10 mm/hg lik kanın osmotik basınç gücü ile doku sıvısında bulunan maddeler kana geri emilir. Kana geri emilen maddeler; 1- Su 2-CO2 veya O2 3-Mineraller Hormonlar 4-organik besinler 5-Metabolik artıklar 6- Ancak kanı terk eden akyuvarlar bazı proteinler ve suyun bir kısmı kılcal bölgeden geri emilmez. Bu maddeler lenf sistemi aracılığı ile tekrar dolaşıma geri dönerler. Kalp Atış Hızına Etki Eden Faktörler: 1- Sinirler: Otonom sisteme ait sempatik sinirler kalp atışını hızlandırır, parasempatik sinirler ise azaltır. 2- Hormonlar: Vagus siniri salgısı asetilkolin yavaşlatıcı, böbrek üstü bezi salgısı adrenalin ve tiroit bezi salgısı tiroksin ise kalp atışını hızlandırıcı etki yapar. 3- Sıcaklık: Yüksek sıcaklık SA düğümünü uyararak kalp atışını hızlandırır. 4- O2 ve CO2 konsantrasyonu: O2 azalması, CO2 artışı hızlandırıcı etki yapar. 5- Kimyasal maddeler: Kafein, Ca+2, K+ gibi maddeler kalp atışını hızlandırır Kalp Atış Hızına Etki Eden Faktörler: Life 49.19 KALP KAPAKÇIKLARI Kalp Döngüsü Sistol Diyastol Mitral kapak Triküspid kapak Aort kapağı Pulmoner kapak İnsanda, kalp vurumu sayısını ortalama 70-80/dak. olduğunu kabul edersek; bir kalp döneminin süresi ortalama 0.8 san bulunur. Sistol süresi: 0.27 san Diyastol süresi: 0.62 san Bu süre organizmanın faaliyet durumuna göre değişir. LUB Kalp döngüsü (siklusu) DUB Tansiyon Ölçümü EKG (Elektrokardiyografi) Kalbin çalışması sırasında oluşan elektriksel aktivitenin vücut yüzeyine (kol ve bacaklar) yerleştirilen elektrotlar yardımı ile kaydedilmesidir. Elektrodların Yerleştirilmesi Böylece vücut yüzeyine yerleştirilen elektrotlor aracılığı ile, kalpte oluşan aksiyon potansiyelleri kaydedilebilmektedir. Bu şekildeki kayıt yöntemine elektrokardiografi, elde edilen milimetrik kağıtlar üzerindeki kayıtlara elektrokardiogram (EKG), kayıdın yapıldığı alete de elektrokardiograf adı verilmektedir . Şekil SA düğümden çıkan bir aksiyon potansiyelinin kalp kasında yayılması sonucunda elde edilen normal bir elektrokardiogramı göstermektedir. EKG kalpte ileti ve uyarı; sisteminin normal olup olmadığını, miyokard (kalp kası) hasarına bağlı olarak ortaya çıkan ileti bozukluklarını yansıtır. Atriumlara ait ileti bozuklukları P dalgasında, ventriküllere ait olan bozukluklar ise QRS kompleksi ve T dalgasında değişiklikler yaratmaktadır. Şekildeki P dalgası atriumların depolarizasyonu, QRS kompleksi ventriküllerin depolarizasyonu, T dalgası ise ventriküllerin repolarizasyonu sonucu oluşan dalgalardır. NABIZ Sistol sırasında kanın aorta fırlatılması ile aort duvarı genişler, daha sonra elastik olarak geri çekilir. Bu arada oluşan basınç dalgası, arterlerin duvarları boyunca yayılır ve el ile sıkıştırılma sonucu hissedilir. Buna nabız adı verilir. Nabız, arterlerin elastikiyetine bağlı olarak değişir. Dakikadaki nabız sayısı, normalde ventrikül sistolüne eşittir. Fakat ventriküllerin zayıf kasıldığı durumlarda ventriküllerin sistolüne karşın nabız hissedilmez. ARİTMİLER Aritmi; kalbin dakikadaki vuru sayısının normalden farklı olması olarak tanımlanır. Normal kalp hızı 72 vuru/ dk dır. Vuru sayısının 60 vuru /dk altına düşmesi, bradikardi, 100 vuru/dk üstüne çıkması ise taşikardi olarak adlandırılır. NORMAL KALP RİTMİ Normal kalp hızı 72 vuru/ dk dır. Vuru sayısının 60 vuru /dk altına düşmesi, bradikardi Kalp vuru hızının 100 vuru/dk üstüne çıkması ise taşikardi olarak adlandırılır. Fibrilasyon Kalp kasının dakikada 400-600 vuru oluşturmasıdır. Fibrilasyonda kalp kası seğirmeler şeklinde kasılır ve pompa görevini yapamaz. Bu nedenle ventriküler fibrilasyon genellikle ölümcüldür. Flatter Dakikadaki kasılma sayısının 200300 arasında olmasıdır. Atrial veya ventriküler olabilir. Kalbin SA düğüm dışındaki herhangi bir noktasının aniden uyarı çıkarması sonucunda normal kalp vurusunun arasına sıra dışı bir atım girmesidir. Uyarıyı çıkaran noktaya ektopik odak, vuruya ise Prematüre Vuru=ekstrasistol = sıra dışı atım denilmektedir. Ektopik odaklar ya SA düğüm ile birlikte çalışır veya SA düğüme baskınlaşarak kalp ritmine egemen olur. Kan basıncı (TANSİYON) genel anlamda kanın damar duvarına yapmış olduğu basınç olarak tanımlanmaktadır. Arteriyel damar sistemi içinde kalp siklusunun sistol döneminde en yüksek basınç; sistolik basınç, diyastol döneminde ise en düşük basınç; diyastolik basıncı oluşmaktadır. Periferik direncin en önemli sorumlusu arteriol damar çapları olduğuna göre, arteriol damar daralmaları diyastolik basıncın yükselmesine, genişlemeleri düşmesine neden olacaktır. Periferik dirence ayrıca kan vizkozitesi de etki etmektedir. Vizkozite artışı periferik direnci artırır. Kan basıncının birimi mmHg dır ve normal değerleri sistolik için 120 mmHg, diyastolik için 80 mmHg olarak (120/80) verilmektedir. Kan Basıncı = Kardiak output (K0) x Periferik direnç Bu formülden anlaşılacağı gibi kan basıncı kardiak output ve periferik dirençle doğru orantılı olarak değişmektedir. K0 daki değişmeler sistolik basıncı, periferik direnç değişiklikleri diyastolik basıncı etkilemektedir. Kardiak output'u etkileyen faktörler ise şu şekilde formüle edilmektedir; K0 = Stroke volume (Atım Hacmi) x Kalp Hızı Stroke volume (SV); her sistolde her bir ventrikülün pompaladığı kan miktarıdır. Normal değeri ortalama 70 ml kadardır. Kalp hızının normal değeri 72 vuru/dakika olarak alınacak olursa K0 = 5040 ml olarak hesaplanmaktadır. Kalbe dönen kan miktarı ve kalbin kasılma gücü artınca SV artar. Sistolik ve diyastolik basınç yaş ilerledikçe damarların arterioskleroza bağlı olarak elastikiyetlerini yitirmeleri nedeni ile yükselir. Arterioskleroz damarların iç yüzeylerinde yağ ve kolesterol birikimi sonucu damar çaplarının daralması ve esnekliklerini yitirmeleridir. KORONER ARTER TIKANMASI BALON ANJİYOPLASTİSİ Stent Uygulaması Balon anjiyoplasti sırasında tekrar tıkanmayı önlemek amacıyla damar çapında tüp şeklinde örgülü ve vücutla uyumlu bir metal boru yerleştirilir. Buna stent adı verilir Koroner Kalp Hastalığının risk faktörleri nelerdir? A- Değiştirilemeyen risk faktörleri: Yaşın ileri olması ; Erkeklerde 45, kadınlarda 55 yaş üzeri ve postmenapozal (adetten kesilme sonrası) dönemde olmak Cinsiyet ; KKH daha çok erkeklerde görülür. Kalıtım ; Ailede bu hastalığın bulunması B- Değiştirilebilir (önlenebilir) risk faktörleri : Sigara kullanımı Hipertansiyon ; Kan basıncının ( 140 / 90 mmHg'dan ) yüksek olması Diabet ; Şeker hastalığı Stres Kandaki "Total Kolesterol" düzeyinin ( 200 mg/dL'den ) yüksek olması Kandaki "HDL Kolesterol" düzeyinin ( 35 mg/dL'den ) düşük olması Diğerleri : Şişmanlık, hareketsiz yaşam, gut hastalığı, aşırı alkol ve kahve tüketimi, hiperkalsemi (kan kalsiyum düzeyinin yüksek olması), kadınlar için oral kontraseptif (doğum kontrol hapı) kullanımı.