1.1. GİRİŞ Kimyasal reaksiyonlara giren veya reaksiyonlar sonucunda meydana gelen maddelerin ve bu sırada alınan veya açığa çıkan ısı enerjisi miktarları ile ilgili hesaplamalar genellikle tüm mühendislik dallarında önem arz etmektedir. Bu işlemlerin yapılmasında kimyanın temel kural ve kanunlarından, özellikle, kütlenin korunumu ve sabit hacim oranları kanunları yanında termodinamik ve termokimyanın temel prensiplerinden yararlanılır. Buna göre, kimyasal ve fiziksel değişmelerdeki kütle ve enerji değerlerinin, kimyasal prensipler ve mol kavramından çıkarılan bilgiler yardımıyla hesaplanmasına kısaca “stokiyometri” adı verilmektedir. 1.2. TEMEL KAVRAMLAR 1.2.1. Madde Kütlesi olan ve bir yer işgal eden her şey madde olarak tanımlanır. Demir, tahta, su, hava v.s. gibi. Maddeler element, bileşik ve karışım şeklinde olabilirler. Maddenin, fiziksel şartlara bağlı olarak, gaz, sıvı ve katı halde bulunduğu bilinmektedir Ayrıca, kimyada belirli madde kavramı vardır. Değişik halde kimyasal özellikleri daima aynı olan bir maddeye “belirli madde” adı verilir. Örneğin, saf su belirli bir maddedir. Her ne kadar fiziksel şartların değişmesiyle saf su gaz, sıvı ve katı hale sokulabilirse de, her üç halde de suyun yapısında bir değişme olmamaktadır. Yani, saf su hangi fiziksel halde olursa olsun kimyaca formülü H2O halinde değişmeden kalmaktadır. Bunlardan başka kimyada karşılaşılan maddeleri “homojen madde” ve “heterojen madde” şeklinde sınıflandırmak da mümkündür. 1.2.2. Element Önceleri aynı cins atomlardan oluşan ve kendisinden başka bileşene ayrılamayan saf madde element diye tarif edilmiştir. Hâlbuki aynı bir elementin atomlarında nötron sayısı gibi bazı farklılıkların olduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla, bu gün için maddenin yapısına dayanan bilimsel bir tarif şöyle yapılabilir. Element; çekirdek yükleri (atom numaraları) aynı olan, bir cins atomdan oluşmuş saf maddedir. Elementleri, genel olarak metal, ametal ve yarı metal olarak üç kısma ayırmak mümkün olmaktadır. Ancak soy gazlar bu sınıflamanın dışında tutulmaktadır. Çünkü kimyasal davranış bakımından soy gazlar ne metallere ne de ametallere benzemektedir. Periyodik sistemde yer alan elementlerin ancak 90 tanesi tabiatta bulunmakta, geri kalanlar ise yapay olarak hazırlanmış elementlerdir. Tabiatta bulunan elementlerden, genel olarak, 72 tanesi metalik özellik gösterirken diğerleri ametalik karakterdedir. Ancak, bu ayırım pek doğru değildir. Çünkü bazı elementlerin davranışları bulundukları ortama göre değişmekte ve bazen metalik özellik gösteren bir element bir başka olayda ametal gibi davranabilmektedir. Yukarıda metal olarak belirtilen elementlerden dokuz tanesi elementel halde kısmen metal karakteri gösterse de verdikleri bileşikler itibariyle ametaller grubuna dâhil edilebilir. Bu tür elementlere yarı metal adı verilmektedir. 1.2.3. Bileşik Farklı elementlerin bir takım kimyasal birleşme kanunlarına uyarak oluşturdukları ve kendilerinden tamamen değişik özelliklere sahip maddelere bileşik adı verilir. Örneğin, çok aktif ve su ile bile kolayca reaksiyon veren sodyum metali ile zehirli bir gaz olan klor gazını oluşturduğu sodyum klorür bileşiği yani yemek tuzu gıda olarak kullanılan bir maddedir. 2 Na + Cl2 2 NaCl Bileşiklerin oluşumu kimyasal bir tepkime sonucu olduğu gibi, kendilerini oluşturan elementlere ayrılması da ancak kimyasal yollarla mümkündür. 1.2.4. Karışım İki veya daha fazla maddenin hiç bir kimyasal reaksiyon meydana getirmeden, yani kendi özelliklerini kaybetmeden, birbiri içerisinde dağılmaları sonucu oluşan kütleye karışım denir. Karışımı oluşturan maddeler element veya bileşik olabilir. Karışımlar homojen ve heterojen olabilirler. Şekerli-su veya tuzlu-su gibi karışımlar homojendir. Buna karşılık, çamurlu-su veya yağ-su gibi karışımlar ise birer heterojen karışımdır. Kimyada genel olarak homojen karışımlara “çözelti” adı verilmektedir. Diğer taraftan, şartlara bağlı olarak çözeltiler katı sıvı ve gaz halinde olabilmektedir. 1.2.5. Atom Bir elementin tüm özelliklerini taşıyan en küçük birimine atom denilmektedir. Dolayısıyla, bir elementin tüm atomları kimyasal özellikçe birbirinin aynı iken, diğer element atomlarından bazı temel farklılıklara sahiptir. Örneğin, elementel demir atomlarının tüm kimyasal özellikleri aynıdır. Fakat kükürt elementinin atomlarından farklı özellik gösterirler. Bir element atomunun “atom numarası” o atomun taşıdığı proton veya elektron sayılarına eşittir. Gene bir element atomunun çekirdeğinde bulunan proton ve nötron sayılarının toplamına “kütle numarası” adı verilir. Bir elemen atomunun çekirdeğindeki proton sayıları daima aynı olduğu halde, nötron sayıları değişebilmektedir. Böylece aynı bir elementin farklı kütle numarasına sahip atomları ortaya çıkar. Böyle atomlara söz konusu elementin “izotop atomları” denir. Örneğin, uranyum elementin bilinen en önemli üç izotopunu şu şekilde belirtmek mümkündür. 235 92 U, 236 92 U ve 238 92 U 1.2.6. Molekül Maddenin kendine özgü özelliklerini taşıyan ve birden fazla aynı veya farklı cins atomlardan oluşan en küçük birimine “molekül” denir. Molekül kavramı bileşikler için kullanıldığı gibi elementler için de kullanılmaktadır. Ancak, molekül teriminin daha ileri bir anlamı bulunmaktadır. Maddeyi meydana getiren birimler tüm kimyasal özellikleri kendinde toplayan bağımsız birer birim ise, buna molekül denir. Moleküler yapıya verilebilecek en iyi örnek gazlardır. Diğer taraftan bazı sıvı ve katılar da moleküler yapılı olabilmektedir. Oksijen, karbondioksit gibi gazlar, su ile alkol gibi sıvılar ve şeker ile naftalin gibi katılar bunlara örnek olarak verilebilir. O2, CO2, H2O, C2 H5 OH, C6H12O6, C10 H8 1.2.7. Allotropi Bir elementin kimyasal özellikleri aynı fakat fiziksel özellikleri farklı olması haline “allotropi”, ortaya çıkan ürüne de “allotrop” denir. O2 ve O3 oksijen elementinin allotropudur. Gene, grafit ve elmas karbon elementinin birer allotropudur. Allotropi izotop gibi mikro bir farklılık olmayıp, element veya bileşiği oluşturan atom ya da moleküllerin birbirlerine değişik biçimlerde bağlanmalarından ortaya çıkan makro bir farklılık olmaktadır. 1.2.8. Mol Kavramı Avogadro sayısı (N = 6,02.1023) kadar gerçek atom içeren elementin miktarına “1 atom-gram” denir. Yahut herhangi bir bileşik veya gaz bir maddenin avogadro sayısı kadar molekül içeren miktarına “1 molekül-gram” denir. Genel olarak atom-gram veya molekülgram ifadeleri yerine kısaca “mol” terimi kullanılır ve avogadro sayısı kadar tanecik demektir. Herhangi bir maddenin mol sayısını bulmakta şöyle bir bağıntı kullanılmaktadır. Mol sayısı (n) = Ağırlık m = Molekül ağırlığı MA (1.1) Aynı şekilde atomal haldeki maddeler için, Mol sayısı (n) = Ağırlık m = Atom ağırlığı AA (1.2) ifadesi yazılabilir. Maddenin en küçük birimini oluşturan atom veya molekül göz önüne alınacak olursa, yani bağımsız moleküllerden oluşmamış maddeler söz konusu olduğunda, özellikle iyonik yapılı bileşikler için molekül ağırlığı terimi yerine “formül ağırlığı” ifadesinin kullanılması daha uygundur. Ancak, pratikte daha çok formül ağırlığı yerine de molekül ağırlığı kavramı kullanılarak bu farklılık göz ardı edilmektedir. Buna paralel olarak da “1 formülgram” yerine “1 molekül-gram” terimi ve dolayısıyla kısaca “mol” ifadesi kullanılmaktadır. Bu durumda mol sayısını veren ifadeyi, Mol sayısı (n) = Ağırlık m = Formül ağırlığı FA (1.3) şeklinde yazmak mümkündür. 1.2.9. Avogadro Hipotezi Avagadro hipotezini “aynı sıcaklık ve basınç şartlarında bütün gazların eşit hacimlerinde eşit sayıda molekül vardır” şeklinde tanımlamak mümkündür. Buna göre basit bir matematik yaklaşımla, “aynı şartlarda eşit hacim işgal eden çeşitli gazların ağırlıklarının oranı molekül ağırlıklarının oranına eşittir” sonucuna varılır. Söz konusu gazların ağırlıkları m, molekül ağırlıkları MA ve mol sayıları da n ile gösterilirse; n1 = n2 n1 (1.4) m2 m1 , n2 MA 2 MA (1.5) olduğundan m1 m2 MA1 MA 2 veya m1 MA1 m2 MA 2 (1.6) yazılabilir. Diğer taraftan, aynı şartlar diye tanımlanan sıcaklık basınç koşulları özele indirgenirse, örneğin normal şartlar (0 oC ve 1 atm) altında düşünülürse, avogadro hipotezinden şu sonuca varılır. “Bütün gazların normal şartlar altında birer mollerinin işgal ettikleri hacimler birbirine eşit olup 22,4 litredir”. 1.2.10. Kimyasal Denklem Bir kimyasal reaksiyonda, belirli bir düzen içinde bulunan atomlar sistemi bir halden diğer hale dönüşmektedir. Ba2+(çöz) + SO42-(çöz) BaSO4(k) Böyle bir reaksiyonda, ilk hal baryum ve sülfat iyonlarının sulu çözeltisidir. Reaksiyon ürünleri, yani ikinci hal ise, gene aynı atomlardan meydana gelmiş fakat farklı bir düzenlemedir. Ba2+ ve SO42- iyonları birleşerek bir katı madde olan baryum sülfatı meydana getirir ve çökerek çözeltiden ayrılır. Kimyasal denklem, bu tür kimyasal olayları hem kalitatif (nitel) hem de kantitatif (nicel) olarak kısa bir şekilde ifade etmeye yaramaktadır. Denklemden anlaşılacağı üzere, reaksiyona girmeyen veya meydana gelmeyen kimyasal birimleri denklemde göstermeye gerek yoktur. Örneğin, Ba2+ iyonları BaCl2 den, gene SO42- iyonları da Na2SO4 den gelmiş olabilir. Fakat bunlar denkleme bu şekilleri ile alınmamıştır. Çünkü sodyum sülfattan gelen Na+ iyonları ile baryum klorürden gelen Cl- iyonları herhangi bir değişikliğe uğramadan başlangıçtaki halleri ile ortamda kalmıştır. Reaksiyona giren ve meydana gelen madde miktarı, kimyasal birimlerin önüne yazılacak katsayılarla belirtilir. Örneğin, 2 molekül hidrojen ile bir molekül oksijen gazı reaksiyona girdiği zaman 2 molekül su meydana gelmektedir. Bu durum şöyle gösterilir. 2 H2(g) + O2(g) 2 H2O(g) Madde miktarları molekül mertebesi yerine mol bazında tanımlanacak olursa, bu reaksiyon 2 molekül-gram hidrojen gazı 1 molekül-gram oksijen gazı ile birleşerek 2 molekül-gram su oluşturur anlamına gelir. Yani kimyasal denklem bir olayı kısa, doğru ve net bir şekilde belirtmeye yarayan gösteriş biçimidir. Verilen reaksiyonda görüldüğü gibi, bir kimyasal reaksiyonda atomların cins ve miktarları korunmuş olmaktadır. 1.2.11. Ölçü Birimleri Fizik ve kimyada kullanılan bütün birimler üç esas birimden türetilmiştir. Bunlar sırası ile “uzunluk”, “kütle” ve “zaman” birimleridir. Kimyada özellikle atom ve molekül boyutları ile bağ uzunlukları vs. gibi mesafeleri belirtmek için kullanılan uzunluk birimleri mikrometre ve angströmdür. 1 mikrometre (mikron = m) = 10 -6 m Bunlardan angström, atomik mesafeler için kullanıldığı gibi, ışık dalga boylarının ölçümlerinde de kullanılmaktadır. 1 angstrom (Ao) =10-8 cm =10-10 m En çok kullanılan kütle birimi olan gram, + 4 oC de 1 cm3 hacim işgal eden saf suyun kütlesi olarak tanımlanmaktadır. Bunun bin katına kilogram, binde birine de miligram adı verilir. Genellikle hacim birimi olarak litre kullanılır. Bir litre 1 kg saf suyun + 4 oC deki hacmidir. Çoğu hesaplamalarda litrenin binde biri olan mililitre kullanılmaktadır. Gerçekte litre ile desimetre küp arasında, dolayısıyla mililitre ile santimetre küp arasında çok küçük bir fark vardır. 1 litre (L) = 1000 mililitre (mL) = 1000,027 cm3 Ancak daha sonraları uluslararası toplantıda bu fark ortadan kaldırılarak litre desimetre küpe eşit kabul edilmiştir. Bu nedenle 1 mL yerine göre 1 cm3 olarak alınmaktadır. Yoğunluk birim hacminin kütlesi olarak tanımlandığına göre katı ve sıvıların yoğunlukları g/cm3 ve g/mL olarak ifade edilirken, gazların yoğunlukları ise genellikle g/L şeklinde belirtilmektedir. 1.3. KİMYASAL BİRLEŞME KANUNLARI 1.3.1. Maddenin Korunumu Kanunu Bir kimyasal olayda reaksiyona giren maddelerin ağırlıkları toplamı tepkime sonunda oluşan ürünlerin ağırlıkları toplamına eşittir. İlk defa A. Lavoisier tarafından ortaya konulan bu kanun şu şekilde açıklanabilir. Kimyasal bir reaksiyona giren maddelerin toplam ağırlıklarında hiçbir artma veya eksilme olmaz. Yani genel manada madde yaratılamaz ve yok edilemez. Diğer bir ifade ile evrendeki madde miktarı sabittir. Örneğin, 74 gram sönmüş kireç, Ca(OH)2, üzerinden 44 gram karbondioksit, CO2, geçirilirse ürün olarak 100 gram kireç taşı, CaCO3, ile 18 gram su, H2O, oluşur. Ca(OH)2 + CO2 74 CaCO3 + H2O 44 100 18 Dolayısıyla, reaksiyona giren maddelerin ağırlıkları toplamı (74+44=118), ürünlerin ağırlıkları toplamına (100+18=118) eşittir. Bu kanun enerjiye de tatbik edilebilir. Çeşitli enerji türleri (ısı, ışık, elektrik vb.) birbirine dönüşebilmektedirler. Ancak herhangi bir enerji kaybı olmamaktadır. Einstein’ın ileri sürdüğü E = mc2 ifadesine bağlı olarak kütleler ile enerjiler birbirlerine dönüşebildiklerinden, kütlenin ve enerjinin korunumu kanunları birleştirilerek bir bütün haline gelmektedir. 1.3.2. Sabit Oranlar Kanunu Belirli bir bileşiği meydana getirmek için reaksiyona giren elementlerin ağırlıkları arasında daima değişmeyen, sabit bir oran vardır (J. L. Proust Kanunu). Bu oran çalışma şartları, zaman ve ortama bağlı olmaksızın her zaman sabittir. Örneğin, metalik kalsiyumun oksijen ile birleşerek kalsiyum oksidi oluşturması göz önüne alınabilir. 2 Ca + O2 2 CaO Bu denkleme göre, daima 40 gram kalsiyum ile 16 gram oksijen reaksiyona girecektir. Sonuç olarak, bu iki element daima 40/16 = 2,5 kütle oranında birleşeceklerdir. Örnek (1-1): 300 gram bakır tozu ile 128 gram kükürt tozu karıştırılıp havasız bir yerde ısıtılırsa, kaç gram Cu ne kadar S ile birleşir ve ne kadar CuS meydana gelir? Çözüm: Cu + S 63,5 CuS 32 95,5 300 g Cu ile birleşecek S miktarı : 32 300 15118 , gram 63,5 Bu değer, verilen kükürt miktarından fazla olduğuna göre, bakırın tamamının reaksiyona giremeyeceği anlaşılmaktadır. Bu durumda, 128 g S ile birleşecek Cu miktarı: 63,5 128 = 254 gram 32 olacağından, Artan Cu miktarı Oluşan CuS miktarı : 300 - 254 = 46 gram : 95,5 128 382 gram 32 1.3.3. Katlı Oranlar Kanunu İki element birden fazla bileşik vermek üzere birleşebiliyorsa, bu bileşiklerde yer alan elementlerden birinin sabit bir miktarıyla birleşen diğer elementin kendi miktarları arasında basit ve tam sayılarla ifade edilen bir oran vardır (J. Dalton Kanunu). Örneğin, bakırın oksijen ile yaptığı birleşiklerden bakır-1 oksitte, Cu2O, 2.63,5 gram bakır 16 gram oksijen ile birleşmektedir. Bakır-2 oksitte, CuO, ise 63,5 gram bakır 16 gram oksijen ile birleşmiştir. Buna göre, birleşme oranlarını şu şekilde yazmak mümkündür. Cu2O için birleşme oranı: CuO için birleşme oranı: Cu 2 .63,5 O 16 Cu 63,5 O 16 Yazılan oranlara göre, oksijen elementinin sabit miktarıyla (16 gram) birleşen bakır miktarı katlı olarak (2/1 şeklinde) değişmektedir. Aynı şekilde değerlendirme yapılırsa CO ile CO2 arasındaki katlı oranın 1/2 olduğu kolayca görülebilir. 1.3.4. Sabit Hacim Oranları Kanunu İki gaz kimyasal bir bileşik meydana getirmek üzere (aynı sıcaklık ve basınç şartlarında) birleşirlerken, bu gazların hacimleri arasında belirli bir oran vardır. Oluşan bileşik de gaz ise, bunun hacmi ile reaksiyona girenlerin hacimleri arasında da gene basit bir oran vardır. Örneğin, amonyak oluşum reaksiyonu göz önüne alınabilir. N2(g) + 3 H2(g) 2 NH3(g) Avagadro hipotezine göre molce oran hacimce orana eşit olduğundan, burada reaksiyona giren gazların veya girenler ile ürün hacimlerinin oranı, Azot / Hidrojen = 1/3 Azot / Amonyak = 1/2 Hidrojen /Amonyak = 3/2 olmaktadır. Örnek (1-2): Aynı koşullarda bulunan 40 litre azot gazı ile 60 litre hidrojen gazı reaksiyona sokularak amonyak elde edilmektedir. İşlem sonunda reaksiyona girmeyen bir gaz kalır mı? Kalırsa, hangi gazdan kaç litre kalacaktır? Çözüm: N2(g) + 3 H2(g) 1 hacim 2 NH3(g) 3 hacim 2 hacim Reaksiyona göre, hidrojen gazı hacimce 1/3 oranında azot gazı ile birleşmektedir. 1 Reaksiyona giren N2 hacmi : 60 20 litre 3 Geriye kalan N2 hacmi : 40 - 20 = 20 litre 1.4. STOKİOMETRİ VE MOL KAVRAMI Esas olarak stokiyonetrik hesaplamalarda mol kavramından doğrudan çıkarılan bilgiler kullanılır. Basit bir kimyasal denklem olarak, 2 CO + O2 2 CO2 reaksiyonu ele alınacak olursa, n herhangi bir sayı olmak üzere, 2n molekül karbon monoksitin n molekülü oksijen ile birleşerek 2n molekül karbondioksit meydana getirdikleri anlaşılmaktadır. Burada, n = 6,02.1023 alınacak olursa, denklem 2 mol CO in 1 mol O2 ile birleşerek 2 mol CO2 meydana getirdiğini ifade eder. Bir mol madde içinde belli sayıda molekül bulunduğuna göre, belirli koşullarda bağıl mol sayıları için söylenebilen her şey atomların veya moleküllerin bağıl sayıları hakkında da söylenebilmektedir. Örnek (1-3): 12 gram karbon monoksit gazının oksijen gazı ile yanması sonucunda ne kadar karbondioksit meydana gelir? Çözüm: 2 CO + O2 2 CO2 Bu denklemde, 2 mol karbon monoksit gazından 2 mol karbon dioksit meydana geldiğine göre, Kullanılan CO molü = Oluşan CO2 molü şeklinde stokiometrik ifade yazılabilir. CO molü = CO' nın ağırlığı 12 = = 0,429 Molekül ağırlığı 28 CO2 in ağırlığı = CO2 molü .CO2 in mol ağırlığı = 0,429 . 44 = 18,9 gram Bu ve benzeri problemler orantı kullanılarak da çözülebilir. Ancak, stokiometrik yolla çözümde atomların veya moleküllerin korunumu ilkesinden çıkarılan bilgiler kullanılmaktadır. Bu şekilde yapılan hesaplamalarda hem hata yapma ihtimalleri azalmakta ve hem de uzunca olan bir problemin çözümünü kolayca yapmak ve kontrol etmek daha kolay ve pratik olmaktadır. Örnek (1-4): Bakır-1 oksit (Cu2O) ve bakır-2 oksit (CuO) karışımından alınan, 1,50 gramlık bir örnek kantitatif olarak metalik bakıra indirgenmektedir. Reaksiyon sonunda 1,27 gram ağırlığında metalik bakır (Cu) ele geçtiğine göre, karışımda bulunan Cu2O in yüzde miktarını hesaplayınız. (Cu : 63,5, O : 16) Çözüm: Burada bakır atomlarının korunduğunu göz önüne almak gerekmektedir. Buna göre, stokiometrik bağıntı şu şekilde yazılabilir. Oksitlerdeki toplam Cu molü = Metalik Cu molü 2 Cu2O molü + CuO molü = Metalik Cu molü Cu2O in ağırlığı = x gram CuO in ağırlığı = 1,50-x gram olduğundan bu değerler stokiometrik ifadede yerine konursa, 2 x 1,50 x 1,27 143 79,5 63,5 x = 0,836 gram Cu2O yüzdesi = 0,836 100 % 55,73 1,50 1.5. ÇÖZÜMLÜ PROBLEMLER Problem (1-1): Çinko sülfür (ZnS) ve piritten (FeS2) meydana gelen bir karışımın 10,40 gramı oksijen akımında kavrulmaktadır. Reaksiyon sonunda elde edilen kükürt dioksit (SO2) gazı bir gazometrede toplanarak, hacminin NK da 3,36 litre olduğu hesaplanmıştır. Buna göre, ilk karışımdaki ZnS yüzde miktarını hesaplayınız. (Zn : 65, Fe : 56, S : 32) Çözüm: Kavurma reaksiyonları şöyledir. ZnS + 3/2 O2 ZnO + SO2 2 FeS2 + 11/2 O2 Fe2O3 + 4 SO2 Bu durumda olayın stokiometrik bağıntısını şu şekilde yazmak mümkündür. Toplam SO2 molü = ZnS molü + 2 FeS2 molü 3,36 x (10,4 - x) = +2 22,4 97 120 0,15 = 60 x - 1008,8 - 97 x 97 . 60 (ZnS) x = 3,67 gram % ZnS = 3,67 100 = 35,29 10,40 Problem (1-2): Katı kurşun-4 oksit (PbO2) ve baryum peroksit (BaO2) ısıtıldığı zaman şu şekilde ayrışmaktadır. PbO2 PbO + 1/2 O2 BaO2 BaO + 1/2 O2 Bir BaO2 ve PbO2 karışımı tamamıyla dönüşünceye kadar ısıtılıyor. Karışımın ilk ağırlığı 10,564 gram, reaksiyon sonundaki ağırlığı ise 9,764 gramdır. Buna göre PbO2 nin miktarı kaç gramdır? (Pb : 207, Ba : 137, O : 16) Çözüm: Her bir reaksiyonda oluşan oksijen molünün dönüşüme uğrayan oksit mollerinin yarısı kadar olduğu stokiometrik olarak görülmektedir. Bu durumda, PbO2 miktarı = x gram BaO2 miktarı = (10,564-x) gram alınabilir. O2 miktarı = 10,564-9,764 = 0,8 gram 1 1 Toplam O2 molü = PbO2 molü + BaO2 molü 2 2 0,8 1 x 1 (10,564 - x) = + 32 2 (207 + 32) 2 (137 + 32) 0,05 = x 10,564 - x 239 169 2019,55 = 169 x + 2524,796 - 239 x 70 x = 505,246 x = 7,2178 gram % PbO2 = 7,2178 100 = 68,32 10,564 Problem (1-3): Alüminyum sülfat, Al2(SO4)3, ile demir-2 sülfat, FeSO4, karışımı halinde bulunan bir cevherin 11,40 gramı SO3 gazı verecek şekilde kızdırılmaktadır. Oluşan gaz bir gazometrede toplanmakta ve normal şartlarda hacminin 2016 cm3 olduğu görülmektedir. Buna göre, ilk karışımdaki FeSO4 ın yüzde miktarını hesaplayınız. (Al : 27, S : 32, Fe : 56, O : 16) Çözüm: Kızdırma reaksiyonları şöyledir. Al2(SO4)3 Al2O3 + 3 SO3 FeSO4 FeO + SO3 FeSO4 miktarı = x gram Al2(SO4)3 miktarı = (11,40 - x) gram n SO 3 = 2,016 = 0,09 mol 22,4 Toplam SO3 molü = 3 Al2(SO4)3 molü + FeSO4 molü 0,09 = 3 x 11,40 - x + 152 342 1559,52 = 1732,8 - 152 x + 114 x x = 4,56 gram % FeSO4 = 4,56 100 = 40 11,40 Problem (1-4) : Cu2S ve Fe2S3 karışımı halinde olan bir cevher örneğinden alınan 8,44 gramlık bir kısım oksijen akımında kavrularak tamamen Cu2O ve Fe2O3 haline getirilmektedir. Kızdırma sırasında açığa çıkan gazlar analiz edildiğinde, NK altında 1,568 litre SO2 gazı oluştuğu bulunmuştur. Buna göre, cevherdeki Cu2S in yüzde miktarını hesaplayınız. (Cu : 63,5, Fe : 56, S : 32, O : 16) Çözüm: Kavurma reaksiyonları şu şekildedir. Cu2S + 3/2 O2 Cu2O + SO2 Fe2S3 + 9/2 O2 Fe2O3 + 3 SO2 Toplam SO2 molü = Cu2S molü + 3 Fe2S3 molü Cu2S miktarı = x gram x 1,568 8,44 - x = +3 159 22,4 208 0,07 = 208x 4025,88 - 477 x 33072 2315,04 = 4025,88 - 269 x 269 x = 1710,84 x = 6,36 gram % Cu2S = 6,36 100 = 75,36 8,44 Problem (1-5): 4,22 gram gelen CaCl2 ve NaCl karışımı suda çözüldükten sonra ortamdaki bütün Ca2+ iyonları CaCO3 halinde çöktürülüyor. Elde edilen CaCO3 süzülerek ayrılmakta ve kızdırılarak kalsine edilmektedir. İşlem sonunda 0,959 gram saf CaO elde edildiğine göre, ilk tuz karışımındaki CaCl2 ün ağırlıkça yüzdesini hesaplayınız. (Ca : 40, O ; 16, C : 12, Cl : 35,5) Çözüm: Reaksiyon denklemlerini şöyle yazmak mümkündür. CaCl2 + CO2 + H2O CaCO3 ısı CaCO3 + 2 HCI CaO + CO2 CaCl2 mol sayısı = CaO mol sayısı 0,959 x 56 111 x = 1,9 gram % CaCl2 = 1,9 100 = 45,02 4,22 Problem (1-6): Bir demir cevherinin ihtiva ettiği demir-2 sülfür, FeS, ve demir-3 sülfür, Fe2S3, toplam miktarı % 47,2 olarak verilmiştir. Bu cevherden alınan 20 gramlık bir kısım tamamen metalik demire indirgenmektedir. İşlem sonunda elde edilen saf demir miktarı 5,6 gram geldiğine göre, karışımdaki FeS ün % miktarını hesaplayınız. (Fe : 56, S : 32) Çözüm: Alınan cevherdeki demir bileşiklerinin miktarı şöyle hesaplanır. Sülfürler miktarı = 47,2 20 = 9,44 gram 100 Bu cevherdeki dönüşüm olayı için stokiometrik ifadeyi şu şekilde yazmak mümkündür. Oluşan Fe molü = FeS molü + 2 Fe2S3 molü FeS miktarı = x gram olarak kabul edilirse, 9,44 x x 5,6 +2 88 208 56 0,1 = x 9,44 x 88 104 104 x + 830,72 - 88 x = 915,2 x = 5,28 gram % FeS = 5,28 100 = 26,4 20 Problem (1-7): Demir-2 sülfür (FeS), demir-3 sülfür (Fe2S3) ve kalsiyum karbonat (CaCO3) karışımından ibaret bir cevher hava akımında kalsine edildiği zaman aşağıdaki reaksiyonlar gereğince ayrışmaktadır. Bu cevherin 17,12 gramlık bir kısmının kalsinasyonu sonunda oluşan gazların normal şartlardaki hacmi 5,152 litre gelmektedir. Ayrıca, cevherdeki FeS/Fe2S3 mol oranının 1/2 olduğu belirtilmiştir. Buna göre, cevherdeki FeS ün yüzde miktarını hesaplayınız. (Fe : 56, S : 32, C :12, O : 16, Ca : 40) FeS + 3/2 O2 Fe2S3 + 9/2 O2 CaCO3 FeO + SO2 Fe2O3 + 3 SO2 CaO + CO2 Çözüm: Kavurma olayında oluşan gazlar ile ilgili stokiometrik ifade şu şekilde yazılabilir. Toplam gaz molü = FeS molü + 3 Fe2S3 molü + CaCO3 molü 5,152 FeS molü + 3 (2 FeS molü) + (CaCO3 molü) 22,4 0,23 = 7 FeS molü + CaCO3 molü FeS miktarı = x gram 0,23 = 7 x 17,2 - x - (2x / 88) 208 + 88 100 2024 = 700 x + 1506,56 - 88 x - 416 x 196 x = 517,44 x = 2,64 gram % FeS = 2,64 100 = 15,42 17,12 Problem (1-8): Demir-2 sülfür (FeS) ve demir-3 sülfürden (Fe2S3) oluşan bir cevherin 4,50 gramı hidroklorik asit (HCl) ile reaksiyona sokulmaktadır. Aşağıda verilen reaksiyonlar sonunda oluşan hidrojen sülfür (H2S) gazı 273 oC sıcaklıkta ve 1 atmosfer basınçta 2,6 litre hacim kaplamaktadır. Buna göre, alınan karışımdaki FeS ün yüzde miktarını hesaplayınız. (Fe : 56, S : 32, H : 1) FeS + 2 HCl FeCl2 + H2S Fe2S3 + 6 HCl FeCl3 + 3 H2S Çözüm: Oluşan gaz her iki bileşiğin verdiği H2S gazlarının toplamına eşittir. Bu gazın mol sayısı şöyle bulunur. PV = nRT n= (1) (2,6) (22,4 / 273) (2 . 273) n = 0,058 mol Reaksiyon sisteminde meydana gelen hidrojen sülfür gazı için stokiometrik ifade şöyle yazılabilir. Toplam H2S molü = FeS molü + 3 Fe2S3 molü 0,058 = 4,50 x x 3 88 208 1061,63 = 208 x + 1188 - 264 x 56 x = 126,37 x = 2,257 gram % FeS = 2,257 100 = 50,15 4,50 SORULAR 1-1: 6,0 gram Na2O ve BaO karışımı suda çözülüyor. Çözeltiye sulu sülfat asidi ilave edilerek, meydana gelen BaSO4 çökeltisi süzülüp ayrılıyor. Kurutularak tartılan BaSO4 kalıntısı 4,0 gram geldiğine göre, karışımdaki BaO % sini bulunuz. (C : % 43,83) 1-2: 2,05 gram demir-alüminyum alaşımı (ferra alüminyum) aşırı HCl çözeltisinde çözülüyor. Bu sırada 0,105 gram H2 gazı çıktığına göre, ferra alüminyumun % bileşimi hesaplayınız. Fe(k) + 2 HCl(aq) 2 Al(k) + 6 HCl(aq) FeCl2(aq) + H2(g) 2 AlCl3(aq) + 3 H2(g) 1-3: Endüstride elementel fosfor üretilirken fosfat kayası, Ca3(PO4)2, kum (SiO2) ve kok (C) karışımı özel bir elektrik fırınında ısıtılır. Bu sırada oluşan ürünler kalsiyum silikat (CaSiO3), karbon monoksit (CO) ve fosfor gazı (P2) dır. Buna göre, a) İşlemin reaksiyon denklemini yazınız. b) 100 gram fosfat kayası 50 gram kum ve 10 gram koktan kaç gram P2 elde edilir?