sa*lık ve sosyal güvenlık s*stemler*n*n gel**t*r*lmes*nde s*v*l

advertisement
SAĞLIK VE SOSYAL GÜVENLIK
SİSTEMLERİNİN GELİŞTİRİLMESİNDE SİVİL
TOPLUM KURULUŞLARININ ROLÜ
 Sosyal güvenlik kavramı yeni bir kavram olmasına
rağmen insanlığın eski bir gereksinimi olan
“gelecekten emin olma” isteğini ifade eder. İnsanlık,
tarih boyunca korunaksızlık ve güvencesizlik
nedeniyle çok acılar çekmiş ve bunlarla nasıl baş
edilebileceği hakkında pek çok şey öğrenmiştir. Sosyal
güvenlik kavramı, bu acı deneyimlerin ve bu uğurda
verilen mücadelelerin bir ürünüdür.
 Sosyal
güvenlik, “toplumun zor durumda olan
bireylerine yardım edilmesini daha iyi durumda olan
kişilerin vicdanına veya yardımına bırakmayarak,
toplumsal dayanışmayı kurumsal hale getirmek ve
vatandaşlara yardımları hak olarak sunmak” olarak da
tanımlanabilir.
 Günümüze kadar bir çok evrelerden geçen sosyal
güvenlik kavramının kapsamı daima genişlemiş ve
bundan sonra da ekonomik, toplumsal ve teknolojik
gelişmelere bağlı olarak gelişmeye devam edecektir.
 Sosyal güvenlik sistemleri doğal, ilkel, aile içi ve dinsel
nitelikten, günümüzün “devletin sağlamakla yükümlü
olduğu, kurumsallaşmış, çağdaş” modellere doğru
evrilerek gelen bir süreç geçirmiştir. Bu süreçte sosyal
güvenlik hakkı da, “insan hakları” kapsamına
alınmıştır.
 Sosyo-ekonomik haklar, bireyi toplumdan alacaklı
kılan ve devlete de bir takım yükümlülükler getiren
haklardır. Bu hakların karşılanması ve yaşama
geçirilmesi için, devletin pasif kalmaması ve etkin bir
şekilde çaba göstermesi gerekir. Bu bağlamda tüm
bireylere sosyal güvenlik sağlanması konusunda STK
lara da önemli görevler düşmektedir.
 Dinsel kural ve geleneklere dayanan ‘hayır kurumları’
Osmanlı’da yoksulların korunması açısından önemli
rol üstlenmişlerdir.
 Vakıflar ise daha organize sosyal yardım kuruluşları
olmuştur.
İmparatorluğun
son
dönemlerinde
Darülaceze, Darüleytam ve Kızılay gibi kurumlar
sosyal yardım açısından önem kazanmıştır.
 Çağdaş
sosyal güvenlik kavramının hedeflediği
risklerin çoğu sağlıkla ilgilidir. Günümüzde evrensel
bir ilkeye dönüşen ve çağdaş uygarlığın simgesi olan
sosyal güvenlik kavramı, temelde, bireyin karşılaşacağı
ve yaşamı için tehlike oluşturan olaylara karşı bir
güvence arayışının ürünüdür.
 Bu bağlamda sağlık ve sosyal güvenlik sistemi tüm
toplumun refahını huzurunu ve demokratikleşmesini
etkileyen bir kavramdır. Sosyal güvenlik kavramı
çalışma hayatının düzenlenmesinden,
çalışma
barışına, iş sağlığı ve güvenliğinden, toplumun tüm
kesimlerinin sosyal güvenliğini sağlayacak ve istihdamı
artıracak şartları sağlamaya yöneliktir.
 Sosyal
güvenlik
olgusu
sosyal
sürdürülebilirliğin en temel faktörlerinin
başında gelir.
 Günümüzde çoğulcu demokrasinin önemli aktörü
haline gelen STK’lar çalıştıkları konularda siyasi
partilerin ve temsili demokrasinin kurumlarının karar
alma süreçlerini etkilemek için çalışmaktadırlar.
 Biliyoruz ki, katılımcı demokrasilerde; alttan üste
doğru sivil toplumun, siyasi yaşamı denetlemesi ve
siyasi yaşama katılması hedeflenmektedir. Bu yüzden
de dünyada ve ülkemizde sivil toplum örgütlerinin rolü
gittikçe artmakta, toplumsal kalkınma alanında sivil
toplum kuruluşları daha etkin rol almaya
başlamaktadır.
 Çoğulcu toplum yapısı içinde yer alan ve sosyo-politik
yaşamın önemli bir parçası olan STK’lar, toplumdaki iç
ve dış faktörlerin etkisiyle amaçları doğrultusunda,
karar verme mekanizmalarını yönlendirebilmek için
değişik araçlar kullanmaktadırlar. Farklı alanlarda
(kadın, çocuk, gençlik, aile, kalkınma, eğitim sağlık,
çevre, tüketicinin korunması gibi.) çalışan/hizmet
veren bu gönüllü kuruluşlar uygulamaları ve
çalışmaları ile kamuoyunu aydınlatma, örnek
çalışmalar ile yönlendirebilme gücüne sahiptirler.
 Ancak ülkemizde ve özellikle de az gelişmiş bölgelerde
sivil toplum kuruluşlarının kalkınma süreçleri ile
bütünleşme, kurumsal amaçlarını yerine getirme
konularında zorluklarla karşılaştıkları görülmektedir.
Sivil toplum kuruluşlarının faaliyet alanlarının,
kurumsal yapılanmalarının ve çalışma biçimlerinin
çeşitliliği göz önünde bulundurulduğunda, sağlık ve
sosyal güvenlik sistemleri alanında sivil toplum
kuruluşları ile kamu sektörünün işbirliğinin hem
olumlu hem olumsuz yanları bulunmaktadır.
 Bu nedenle, sağlık ve sosyal güvenlik sistemleri
alanında sivil toplum kuruluşları ile kamu sektörünün
işbirliği konusunda analiz yapabilmek için, öncelikle
kamunun “ne tür sivil toplum kuruluşları” ile “hangi
alanda” ve “ne koşullarda” bir işbirliğinin yapacağının
netleştirilmesi gereklidir.
 Ancak kesin olan şu ki, sağlık ve sosyal güvenlik sistemleri
alanında kamu ve sivil toplum kuruluşlarının ortak
faaliyetler içerisine girmesi kaçınılmazdır. Yine insan odaklı
her yaklaşımda olduğu gibi, STK’larda da toplum
katılımının arttırılması çok önemlidir. Bu bağlamda;
 1.
Toplumun gereksinmeleri doğrultusunda oluşan
STK’ların, sosyal kalkınmanın vazgeçilmez bir aracı olduğu
ve kalkınmanın insanlarla birlikte içinin doldurulması
gerektiği bürokrasiye anlatılmalı,
 2. Toplumsal hareketliliğin arttırılmasında, “kaybolmamış
duyarlılıkların ortaya çıkarılmasında” ve güç birliği yoluyla
sağlık ve sosyal güvenlik sistemlerinin gelişiminde KamuSTK ortaklığı birbirini tamamlayıcı olmalı,
 3. STK'lar kamunun hizmet vermekte zorluk çektiği
bölgelerde ve konularda boşluğu doldurmalı,
 4.
Kamu ve STK'ların dönüşümlü katkılarıyla
hizmetlerin
sürekliliği
sağlanmalıdır.
STK’lar,
genellikle toplumun dinamik, değişimde öncü,
duyarlılık ve toplumsal etkileme gücü yüksek
kuruluşlarıdır. Artık birçok alanda küresel düzeyde
etkili olan STK’ların ortaya çıktığı görülmektedir.
Gönüllüğün temel olduğu bu kurumlardaki
faaliyetlerde, toplumsal yapının gelişmesine her
düzeyde katkı verilmektedir.
 Sağlık Mensupları Dayanışma Toplum Sağlığını ve
Çevreyi Koruma Derneği '' SAĞLIK DER'' bir sivil
toplum Kuruluşu olarak hem sağlık alanında hem de
sağlık güvenlik sistemleri alanında çalıştaylar yaparak
ve raporlar hazırlayarak sağlık sistemindeki eksiklikleri
Sağlık Bakanlığına sunmaktadır.
 Sağlık-Der 1991 yılında rahmetli Prof. Dr. Necmettin
ERBAKAN’ın talimatı ve sağlıklı bir toplum hedefiyle
Dr. Ahmet Fevzi İNCEÖZ ve arkadaşları tarafından
Anakara’da kurulmuştur. Türkiye’de sağlık alanında
birçok yeniliğe öncülük etmiş, aynı zamanda Suriye,
Filistin, Gazze,
Mısır,
Endonezya,
Pakistan,
Azerbaycan, Çeçenistan, Bosna gibi ülkelerdeki
depremlerde, savaşlarda, mülteci kamplarında sağlık
yardımlarında bulunmuş bir kuruluştur.
 Sağlık Der tarafından Aile hekimliği projesi ve genel
sağlık sigortası başta olmak üzere 1990’lı yıllarda bir
çok sağlık projesini üretmiştir. Sağlık Der’in 1995
yılında hazırlamış olduğu ‘Sağlıkta Dönüşüm Projesi’
nin şu anki hükümet tarafından hayata geçirilmiş
olması memnuniyetle izlenmektedir.
 İslam coğrafyasının yangın yerine döndüğü bu zor
zamanlarda sağlık camiasının sorumluluğu çok
artmıştır. Her gün yüzlerce müslümanın öldüğü,
yaralandığı, mülteci olduğu, aç ve evsiz bırakıldığı
günümüz dünyasında sağlıkla ilgili alanlarda faaliyet
gösteren sivil toplum kuruluşları olarak bizlerin
uluslararası düzeyde yapabileceği birçok faaliyetin
olduğu görülmektedir. Türkiye’nin seçkin sivil toplum
kuruluşlarından biri olan Sağlık-Der, bu konulardaki
sorumluluğunun farkındadır.
 Gerek öğrenci faaliyetleri, gerek ulusal ve uluslararası
yardım
kampanyalarında,
gerekse
sağlık
politikalarının geliştirilmesinde politika yapıcılara
verdiği destek ve danışmanlık hizmetlerinin yanısıra
ulusal ve uluslararası birçok sivil toplum kuruluşu ile
ortak çalışmalarda bulunan Sağlık-Der, maalesef İslam
Dünyasında aynı çizgide faaliyet gösteren çok sayıda
sivil toplum kuruluşu olmasına rağmen aralarında
işbirliğinin olmadığını da gözlemlemektedir.
 Bizler bu eksikliğin giderilmesi için dünyanın değişik
bölgelerinde sağlıkla ilgili alanlarda faaliyet gösteren
Müslüman Sivil Toplum Kuruluşlarının bir araya gelip
tanışması, kaynaşması amacı ile Dünya Müslüman
Sağlık Toplulukları Kongresi’ni gerçekleştirmiş
bulunuyoruz.
 Bu
tür çalışmalarla İslam Coğrafyasında, insan
kaynaklarının ve maddi imkânların ortak kullanımının
araştırılmış olacağı ve yaralara merhem olacak bir güç
birliği oluşacağı inancındayız. Dünyanın dört bir
yanından Müslüman Sağlık Kuruluşlarını bir araya
getiren bu kongre ile “Dünya İslam Sağlık Birliği”nin
kurulmasını hedefliyoruz ve sağlık alanında da
dünyada sözü geçen bir topluluk olarak yerimizi
alacağız.
TEŞEKKÜR EDERİZ…
Download