SELÇUKLU DÖNEMİ PİŞMİŞ TOPRAKLAR Selçuklu döneminde

advertisement
SELÇUKLU DÖNEMİ PİŞMİŞ TOPRAKLAR
Selçuklu döneminde İran’ın seramik ve çini sanatında etkisi büyüktür. Özellikle mimari, seramik ve
çini alanında çok etkilidir. Selçuklu dönemi pişmiş sırlı toprak ile mimaride bezeme sanatının
ilerlemesi ile eş değerdir.Fakat 9.yüzyıla kadar İslam ülkelerinde seramik, artistik üretim açısından
geri kalmıştır. Ancak Abbasi sarayı 9.yüzyıldan itibaren Çin seramiğini keşfetmiştir. Bayhaki, Horasan
Valisi Ali İbni İsa’nın Harun Reşit’e yirmi parça “Fağfuri Çini” yani Çin imparator sarayı için yapılmış
çini gönderdiği ve bunların o tarihe kadar bilinmediğini yazar.
Selçuklu çini sanatçıları bu dönemde çok güçlü bir çini sanatı geliştirmişlerdir. Her türlü çini ve
seramik tekniğinin kullanıldığı bu dönemde yaldızlı (Lüster) çini tekniği geliştirilmiştir.
Abbasi Dönemi çini sanatı içinde özel bir yer alan ve çok yüksek bir soyutlama iradesi ve soyut desen
ile karşımıza çıkan bu çiniler (perdah) Horasan kökenlidir. En büyük üretim merkezleri Semerkant’tır.
Semerkant çanak çömlek deseninde insan figürü hiç görülmez.Kimliği belirli kuşlar ve hayvanlar
azdır.Batı İslam atölyelerinde ağırbaşlı kufi yazı bezemeli kaplar üretilmiştir.Bu bölgenin yerlileri
Türklerdir.Eski çağlardan beri soyut bezemenin vatanıdır.
Abbasi Çini sanatından sonra ortaçağ İslam seramiklerinin ikinci büyük örnekleri İran’da Rey ve
Kaşan’dır. 12.ve 13.yüzyıl başında (Moğol istilasından önce) pişmiş toprak sanatı en güçlü
örneklerini vermiştir. Bitkisel motifleri zengin ve yumuşak “ es” hareketli bir karakter taşır.
Aynı eğim yazıya da hakim olur. Çömlek yüzeyi süsleyen yazı keskin köşeli küfiden, çiçekli küfiye ve
daha sonra da nesih yazıya kayar. İnsan ve hayvan figürleri giderek yüzeyi süsleyen diğer ögeler gibi
etkisini kaybeder, küçük boyutlu bezemelerle şekillenir. Süslenecek yüzeyin bütünü hiç boşluk
bırakmadan doldurulur. Abbasi dönemi olduğu gibi o dönemlerde Çin porselenlerin ana
malzemelerinden etkilenerek kilin hazırlanma aşamasını geliştirmeye başladılar. Dayanıklı bir sırlı
yüzey elde ettiler.
12.yüzyıl çömekçiliğinde kilin oyularak biçimlendirildiği çömleklerde,bazen tek sır ile kaplandığı gibi
çok renkli sırlarla kaplanır.Kabartma (Keşan )insan ve hayvan biçimli kaplarda yapılırdı. Yaldızlı
kabarma ve koyu mavi yazıtları ile özgün bir üslup geliştirilmiştir. Kaşan çinileri ,daha sonra İznik
çinileri gibi bir çok bölgeye ihraç edilmiştir.Kaşanlı sanatçılar gittikleri yerlere kendi özellikleri de
götürmüşlerdir.Anadolu’da çini karşılığı Ortaçağda kullanılan “Kaşi” sözcüğü benzer türde çini beklide
mihrapların kaynağını göstermektedir.Yine örneklerini Anadolu’da bulduğumuz yıldız ve haçvari
çiniler minyatürleri,aynı nitelikteki desenleri onlara eklenen şiirler ile o dönemin lirik sosyal yönü
açısından önemlidir. Selçuklu Dönemin çinilerinin diğer önemli bir tekniği desen,hikaye ve renk
bakımından minyatüre en yatkın olan “Minai” tekniğidir. Çok renkli bir yüzey elde etmek için sır
üstüne değişik ısı faktörleri ile uygulanan bir bezeme tekniğidir.
Günlük yaşamın birer parçası haline gelen ve sultanların ve halkın kullandığı çömlekler o dönemin
kaliteli yaşamın en önemli bulgularıdır.
Doğan Kuban,”Batıya Göçün Sanatsal Evreleri”,s 188,189,190,191,192,193.Türkiye İş Bankası,Kültür
Yayınları,2009.İstanbul.
Download