yapısal tasarımı etkileyen fiziksel sorunlar

advertisement
3 YAPISAL TASARIMI ETKİLEYEN FİZİKSEL SORUNLAR
Yapısal tasarım kavramıyla, bir yapının mimari tasarım dışında kalan ve bina,
mekan
ve
konstrüktif,
yapı
fiziksel,
elemanı
düzeyinde
kimyasal
ve
tasarımını
teknolojik
etkileyen
parametrelerin
strüktürel,
tümü
kastedil-
mektedir. Bu bağlamda, yapı ve yapı elemanları ele alındığında bu parametrelerin
her birisinin bu elemanları etkilediği açıktır. Dolayısıyla, yapıyı ve yapı elemanlarını tasarlarken bu elemanlarda oluşan ısıl sorunların, su ve sesle ilgili,
yangınla ilgili sorunların mutlaka ele alınması ve yapı elemanının bu sorunların
üstesinden
gelebilecek
şekilde
tasarlanmış
olması
kaçınılmaz
bir
zo
runluluktur. Bu bölümde, yukarıda açıklanan gerekçelere bağlı olarak, yapıyı oluşturan
değişik yapı elemanlarında, sözkonusu edilen sorunlar ayrıntıla-rıyla ele alınacak ve konu
yapı elemanını etkileyen özellikleriyle incelenecektir.
3.1. YAPI ELEMANlNDA ISIL SORUNLAR
Mimarlığın
türlü
temel
konfor
elemanı
koşullarına
olan
sahip
mekanın
olması,
insan
mimarın
yaşamının
yerine
gerektirdiği
getirmeye
her
çahşacağı
birincil işlevlerden birisidir.
Isıl
sorunların
öncelikli
önemi,
doğal
çevreyle
mimarın
oluşturacağı
yapma çevre (mekan) arasında ayırıcı bir yapı elemanının varlığım gerektirir. Mekan dışında kalan doğal atmosfer, mevsim, gece-gündüz, coğrafi enlem, yön ve benzeri parametrelere bağlı olarak ısıl yönden sürekli değişik bir karakter
gösterir. Böyle bir değişkenlik içerisinde insanın kendisini dış etkilerden koruyabilmesi,
sağlıklı
bir
şekilde
yaşayabilmesi
için
gerekli
kon-
for koşullari en iyi düzeyde sağlanmalıdır. Bu gereklilik mekan elemanları
ve ilave enerjiyle sağlanır. Yaz-kış ve gece-gündüz arasındaki ısıl farklılıklar
mimarın
oluşturacağı
mekanın
tasarlanmasında
veri
oluşturan
tasarım
para-
metrelerinden birisidir. Soğuk dönemde mekanı sıcak tutmak, sıcak dönemde de mekanı serin tutabilmek için gerekli enerjiyi minimum düzeyde tutabilecek
uygun
tasarlanmış
elemanlara
ve
malzemelere
gereksinme
vardır.
Ancak, iki mekan arasında bir sıcaklık farkı oluştuğunda da aradaki ayırıcı
elemanda önemli ısıl sorunların ortaya çıkacağı bilinmelidir
İnsanların yaşadığı mekanlarda ısı akımlarıyla birlikte onun ayrılmaz bir
olan
parçası
buhar
akımları
ve
birlikte
bunların
oluşturacağı
sorunlar
da
gündeme gelir.
Bu bölümde, ısı ve su buharıyla ilgili sorunlara yeterli düzeyde değinilecek ve konu örneklerle irdelenecektir.
3.1.1. ISI VE SICAKLIK İLİŞKİSİ
Sıcaklık,
bir
cisimdeki
moleküler
hareketin
artmasıyla
yükselen
skaler
bir
büyüklüktür. Bir cismi oluşturan atomlar ya da moleküller, ortam sıcaklığının artışına bağlı olarak titreşimlerini artırır ya da ortam sıcaklığının azalışına bağlı olarak titreşimlerini azaltır. Başka bir deyişle, bu titreşimin artması
fizikselolarak
cismin
nıma göre,
sıcaklığının
artması
şeklinde
kendini
gösterir.
Bu
ta-
cisimlerde sıcaklık yükseldikçe atomların tftreşimlerinin genlikle-
ri artacağından boyda uzarna, hacimde büyüme gibi fiziksel sonuçlar ortaya
çıkar. Cismin iç yapısında ise, bağ kuvvetleri arasında çözülmeler oluşur ve
cisim fizikselolarak katı halden sıvı hale, sıvı halden de gaz haline geçebilir.
Cismin sıcaklığının azalmasıyla bu olay tersine dönebilir. Bundan yararlanılarak
sıcaklığın
derecelendirilmesi
ve
ölçülmesi
yöntemleri
geliştirilmiştir.
Sıcaklık bir enerji seviyesi olarak kabul edilir ve "C, OK gibi sıcaklık birimleriyle ifade edilir. Doğada elde edilebilecek en düşük sıcaklık derecesi Helyum gazının katılaşma sıcaklığı olan -273°C, Kelvin tarafından mutlak sıfır
diye adlandırılmış ve OK sıcaklığının başlangıç noktası olarak alınmıştır. Buna benzer
şekilde,
760
mm
Hg
basıncı
altında
saf
suyun
buz
halinden
sıvı
hale geçmesi noktasındaki sıcaklık Celsius tarafından OaC, yine aynı koşullarda suyun sıvı halinden gaz haline geçmesindeki sıcaklık da 100°C olarak
kabul edilmiştir. Bu iki değerin arası 100 eşit aralığa bölünerek her birisi ı'c
olarak alınmıştır. Buna göre, mutlak sıfır olarak kabul edilen Kelvin sıcaklığının
başlangıcı
-273'C
ye
karşılık
gelmektedir.
Başka
bir
deyişle,
suyun
kaynama sıcaklığı 373°K olarak ifade edilebilir. Sıcaklığın OK veya "C ile
ölçülmesine karşılık, ısı bir enerji türü olduğu için büyüklüğü Joule, Kalori
gibi
enerji
birimleriyle
ifade
edilir.
Bu
nedenle
-yüksek sıcaklıktaki
enerji
seviyesinden düşük sıcaklıktaki. enerji seviyesine doğru bir akım oluşur ve
buna ısı akımı denir.
3.1.2.ISI AKIMLARI
Isı enerjisinin sıcaklıkları farklı' iki ortam arasında birinden diğerine geçişi
aşağıda belirtilen üç şekilde oluşur;
 Isı iletimi (kondüksiyon),
 Isı taşınımı (konveksiyon,
 Isıışınımı (radyasyon).

3.1.2.1. ISI İLETİMİ (KONDÜKSİYON)
Isı iletimi katı cisimlerde ısı enerjisinin geçiş şeklidir. Enerji, cismi oluşturan
moleküllerintitreşimi
sonucu
bir
molekülden
diğerine
aktarılarak
yayılır.
Bütün katı cisimlerde ısı enerjisinin geçişi bu şekilde olur. Molekülleri sıkı
paketlenmiş cisimlerde bu etkileşim daha kolay gerçekleşeceği için ısı enerjisinin geçişi daha kolayolur. Metaller gibi serbest elektron içeren cisimlerde
özellikle
serbest
elektronlar
ısı
iletimine
önemli
ölçüde
yardımcı
olurlar.
Mikro yapıdaki bu özelliğe karşılık cismin makro yapısındaki gözeneklilik;
boşluk içerme gibi düzensiz bünye yapısına ilişkin özellikler ısı iletimi açısından olumsuz bir ortam oluşturur ve cisim ısıyı daha az iletir hale gelir.
İleride açıklanacağı gibi, gözenekli, boşluklu veya serbest elektron içermeyen metal
dışındaki cisimlerde bu özellik, ısı yalıtkanlığının makro düzeydeki karakteristik bir
ifadesidir. İşte bu nedenlerle, bir katı cisim yukarıda açıklanan biçimde bir yapı
gösterdiği takdirde bu cismin ısı iletkenlik özelli ği azalır.
3.1.2.2. ISI TAŞINIMI (KONVEKSİYON)
Isı enerjisinin sıvı ve gaz gibi akışkanlardaki geçiş şekli ısı taşınımı diye
adlandırılır. Sıcak bir katı cisme temas eden sıvı ya da gaz bir ortam gözönüne
alındığında,
sıcaklığı
yüksek
katı
cisimle
temas
eden
gaz
veya
sıvı
moleküllerinin ısıl titreşimleri bu yüzeyden enerji alarak artacaktır.Bunun sonucunda katı
cisme temas eden moleküllerin kapladıkları hacim büyüye ceğinden ve ortama göre daha
hafif olacaklarından yükselecekler v~ böylece onların yerine geçen benzer moleküller de
yüzeyden enerji alarak taşınım hareketini başlatacak ve devam ettireceklerdir. Bu olay
sonucunda, yüksek seviyeden düşük seviyeye enerji taşınacağından yüksek enerji seviyeli
cismin enerjisi azalacak ve soğuyacaktır. Örneğin bu olay, kış mevsiminde bir hacmin
penceresi önündeki havanın bu mekanizmayla soğuyarak aşağı inmesi biçiminde kendini
gösterir. Yabancı dilde 'convection' adı verilen bu olayı önleyerek ısı kaybını en aza
indirmek amacıyla, özellikle pencerelerde çift cam kullanılmaktadır
3.1.2.3.ISI IŞINIMI (RADYASYON)
Bütün katı ve sıvı cisimler sürekli olarak yüzeylerinden ısı ışınımlan yayarlar, buna
ışınım
denir.
Bu
yayınım
cismin
yüzey
sıcaklığına
ve
yüzey
özel-
liklerine bağlıdır. Çevredeki nesnelerden tümüyle bağımsızdır ve bu ısı ışınımının taşınabilmesi için herhangi bir taşıyıcı ortama gerek yoktur. Öyle ki,
boşlukta bile yayılabilir.Bilindiği gibi, dünyaya 150 milyon km uzaklıkta bulunan
Güneş'ten yayılan ısı ışınımı (radyasyon) Dünya ile Güneş arasında herhaı;ıgi bir ortam
olmaksızın Dünya'ya ulaşıp onu ısıtabilmektedir, Bunun gibi sıcaklığı yüksek cisimlerden
daha düşük sıcaklıktaki cisimlere doğru bir ısı ışınımı oluşur. Diğer bir deyişle, bütün
cisimler ışınım yoluyla ısı enerjisi yayarlar. Buna ilişkin olarak ısı enerjisinin
ışınlanmasına bağlı genel bir ku- ral koymak olanaksızdır. Bazen ele alınan cismin
karakteristik özelliklerin- den bağımsız birtakım tanımlar yapılabilir. Bunlardan birisi de
siyah cisim kavramıdır. Bu kavrama göre siyah cisim kendisine gelen görünür ya da
görünmez bütün ışınlan emer. Ancak, bu anlamda gerçek bir cisim mevcut 01-mamakla
birlikte teorik hesaplar yönünden bu tür bir kavramsal cismin varlığı ortaya
konmuştur.Siyah boyalı bir cisim aynı koşullar altında beyaz boyalı bir cisimle yanyana
konulduğunda
(güneş
altında)
siyah
cisim
tüm
renk
ve
ısı
ışınımla-
rım emdiği için sıcaklığı beyaza göre daha da yükselecektir. Siyah bir cisim
tarafından birim alanda ve zamanda uzaya
Boltzmann
yasasına
göre,
cismin
mutlak
yayılan toplam enerji Stephansıcaklığının
dördüncü
kuvvetiyle
orantılı olarak ifade edilebilir:
Burada E ışınlama ya da yayınlamada açığa çıkan enerji, o ise StephanBoltzmann sabitidir
3.1.3.Yapı Elemanında Isı Akımı, Sıcaklık Gradyanı, Hesap Ve Çizimi
Yapı
elemanlarında
ısı
akımına
ilişkin
olayları
daha
kolay.
kavrayabilmek
açısından sabit ısı rejimlerinde (stasyoner);
 Yapı elemanının iki yüzeyinin sıcaklığının değişınediği ve aradaki sıcaklık
farkının sabit kaldığı,

Yapı elemanını oluşturan malzemenin homojen ve izotrop olduğu
varsayıldığında, böyle bir yapı elemanının birim alanından, birim zamanda geçen ısı
eneıjisi miktarı Fourier yasasına göre şöyledir:
Bu bağıntıda,
λ: Yapı elemanını oluşturan cisme. ait ısı iletkenlik katsayısı
d: Yapı elemanının kalınlığı
t 1 : Yapı elemanının bir yüzünün sıcaklık derecesi
t2:
Yapı
elemanının
diğer
yüzünün
sıcaklık
derecesi'
dir
ancak burada tı > t2 olarak alınmıştır.
Bağıntıdaki Q’nun işareti, ısı enerjisinin yüksek düzeyden düşük düzeye
doğru akması nedeniyle (-) olması gerekirken pratik düşüncelerle ve kolaylık sağlamak
amacıyla burada gözönüne alınmamaktadır. Bu açıklamalar bağlamında (A) ısı iletkenlik
katsayısı; 1 m kalınlığındaki bir cismin paralel iki yüzü arasında 1°C lik sıcaklık farkı
olduğunda, 1 mZ alanından birim zamanda geçen ısı enerjisi miktarıdır. Buna göre
kullanılan zaman, alan ve eneıji kavramlarının birimleri gözönüne alındığında A'nın
birimi Joule/m sn'iC olur. Burada Joule/sn, Watt olduğu için güç birimi olarak yerine
konduğunda A, W/moC olur. Eskiden birim olarak kullanılan kcal/mh'tC değerleri yeni
birime çevrilmek istendiğinde kcal/mhC olarak verilen değer 1.16 dönüşüm katsayısıyla
çarpılmalıdır. (Bazı literatürde "C yerine OK konarak A'nın birimi W/moK olarak
verilmektedir. Ancak hesaplar sıcaklık farkları esas alınarak yapıldığından birimin
içinde "C veya OK bulunmasının bir önemi yoktur.)
Yapı elemanının birden fazla katmandan oluşması halinde, her katmanın
ısı iletkenlik katsayıları toplanıp yukarıdaki formüle göre hesap yapılamayacağından,
onun yerine yapı elemanını oluşturan her bir katmanın kalınlığının ısı iletkenlik
katsayısına bölümü olan (d /A), yani her bir katmanın direnç değerleri toplanarak yapı
elemanının toplam ısıl direnci bulunabilir. Buna göre bağıntı;
şeklini alır. Bu bağıntıdaki A, yapı elemanının ısı geçirgenliğidir. 1/ A ise
yapı elemanının ısı geçirgenlik direncidir. Böylece Fourier bağıntısı;
ya da
,
şekline gelir.
Tek veya çok katmarılı bir yapı elemanı her iki yüzünden havayla temas
halinde olduğu için, burada katı cisimden havaya ya da havadan katı cisme
bir ısı taşınımı (konveksiyon) sözkonusudur. Bu durumda, iki ortam arasındaki bu türden bir ısı geçişini hesaplayabilmek için yüzeysel ısı iletim katsayısı (a)
kavramı kullanılır (a
aynı zamanda yüzey film katsayısı
konveksiyon katsayısı diye de adlandırılır).
Isı taşınımı yoluyla olan ısı akımı, bu durumda;
ya da
olur. Burada,
Q: Birim alandan birim zamanda geçen ısı akımı miktarı,
a: Yüzeyselısı iletim katsayısı!
(yVlm20 C) ,
to: Ortam sıcaklığı
(oC),
ty: Yapı elemanının yüzey sıcaklığı (oC)
olup, a, yüzeyin pürüzlülüğüne, elemanı çevreleyen hava hareketinin hızına,
yüzeyin yatay veya düşeyoluşuna, her durumda dış ya da iç yüzeyoluşuna,
kısaca yapı elemanının konumuna bağlı olarak değişir.
Tablo 3.1. a ve 1/a değerleri tablosu. (TS825)
Download