MAKRO İKTİSAT

advertisement
Dr. Vedat KAYA
I.BÖLÜM
1
I. BÖLÜM
MAKRO İKTİSAT: İKTİSADİ BÜYÜME VE DALGALANMALAR (5–39)
Temel Kavramlar: Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla (GSYİH); İşsizlik; Enflasyon ve İktisadi Büyüme
1.1 Nominal Gayrisafi Yurtiçi Hasıla: Bir ülkenin sınırları içinde belirli bir yılda üretilen nihai
mal ve hizmetlerin, üretildikleri yılın piyasa fiyatları üzerinden değerine nominal gayri safi
yurtiçi hasıla (nominal Gros Domestic Product, nominal GDP) denir.
 Elmaların ve portakalların toplanması
Nominal GDP
=Ekmeğin Piyasa Değeri + Elmanın Piyasa Değeri
=(QE*PE)+(QE*PE)
=(1000*6)+(100*20)=8000
Nominal GDP
i=1…………..n
= QiPi
….ülke sınırları içinde,
….belirli bir yılda,
….nihai mallar,
 Ara mallar
 Çoklu Sayım
 Katma Değer
 Kullanılmış malların ele alınışı (ipucu: varlık transferi)
Tablo 1: Piyasa Değeri ve Katma Değer
(1)
(2)
Üretim Aşamaları
Q
Ara Mallar
Buğday/Çiftçi
100
Un/Değirmen
80
Ekmek/Fırın
300
Nihai Mal
Ekmek/Bakkal
300
Toplam
(3)
P
(4)
Piyasa Değeri
(5)
Katma Değer
1
3
5
100
240
1500
100
140
1260
6
1800
3640
300
1800
3640–1800=1840=(3*100)+(2*140)+(1*1260)
….piyasa fiyatları üzerinden
 Hasıla piyasa dışı, üreticisine gelir sağlamayan üretimi, genel olarak, kapsamaz.
 Ev kadınları tarafından üretilen hizmetler
 Konut Hizmetleri
 Geçimlik üretim
 İstisnalar: Eğitim, milli savunma ve güvenlik gibi kamu hizmetleri. Piyasa
fiyatı olmayan bu tip mal ve hizmetler “Atfedilen Değer” kavramı
kapsamında yapılan harcamalar dikkate alınarak fiyatlanır.
 GDP, piyasa değeri olan ancak kanun dışı mal ve hizmetleri de kapsamaz.
 GDP, sosyal ve çevre maliyetlerini de kapsamaz.
Dr. Vedat KAYA
I.BÖLÜM
2
1.2. Reel Gayrisafi Yurtiçi Hâsıla: Bir ülkenin sınırları içinde belirli bir yılda üretilen nihai
malların ve hizmetlerin, temel bir yılın piyasa fiyatları üzerinden değerine reel gayri safi yurtiçi
hâsıla (reel GDP) denir.
Reel GDP= QiPBi
i=1…………..n
Tablo 2: Reel GDP
2001
Ekmek
Elma
Nominal
GDP
Reel GDP
Q
800
50
2002
P
4
10
Q
900
80
2003
P
5
15
Q
1000
100
P
6
20
3700
5700
8000
3700
4400
5000
 Temel alınan yıl önemlidir. Zira hesaplamaya konu olan mal ve hizmetlerin “nispi fiyatları”
zaman içinde değişmektedir. Temel yıl seçiminin GDP üzerindeki etkisi iki yöntemle
azaltılabilmektedir:
 Temel yıl her 5-10 yılda bir değiştirilir. (Türkiye)
 Zincir Ağırlıklandırma yöntemi. (ABD)
 Akım değişken: Zaman aralığı ile ölçülen bir miktarı ifade eder.
 Stok değişken: Zamanın belirli bir anında ölçülen bir miktarı ifade eder.
 Oran Değişken
Tablo 3: GSYİH-Iktisadi Faaliyet Kollarına Göre Temel Fiyatlarla (Cari ve Sabit (1998)
Fiyatlarla)(TÜIK)(Yeni Seri)(Üç Aylık, Bin TL)
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
TP.UR.BP21.C.1 TP.UR.BP21.S.1
70203147.00000 70203148.00000
104595916.00000 67840570.00000
166658021.00000 72436399.00000
240224082.00000 68309352.00000
350476090.00000 72519831.00000
454780659.00000 76338192.00000
559033025.00000 83485591.00000
648931712.00000 90499731.00000
758390785.00000 96738320.00000
843178421.00000 101254625.00000
950098198.00000 102163974.00000
700958224.00000 71293628.00000
SEÇİLEN SERİLERİN AÇIKLAMALARI
==============================
TP.UR.BP21.C.1: Gayri Safi Yurtici Hasila (Alici fiyatlariyla)(Cari)
TP.UR.BP21.S.1: Gayri Safi Yurtici Hasila (Alici fiyatlariyla)(Sabit)
http://tcmb.gov.trl
 GDP (GSYİH) üç aylık olarak TÜİK tarafından yayımlanan bir veridir. Akım değişkendir.
1.3. İşsizlik: Bir ülkede çalışabilecek durumda olan ve çalışmak isteyen kişilerin bir bölümünün
işinin olmamasına işsizlik, bu durumda olan kişilere de işsiz denir.
3





Dr. Vedat KAYA
I.BÖLÜM
İradi işsizlik
Gayri iradi işsizlik
Karşı yönlü devrevi değişken
Uyan Değişken
İşsizlik, üç aylık hareketli ortalama alınarak, aylık temelde TÜİK tarafından yayımlanan
bir veridir. Stok değişkendir.
Tablo 4: Türkiye’de İşsizlik Oranı (2000:Q1–2005:Q3)
YIL
2000:Q1
2000:Q2
2000:Q3
2000:Q4
2001:Q1
2001:Q2
2001:Q3
2001:Q4
2002:Q1
2002:Q2
2002:Q3
2002:Q4
2003:Q1
2003:Q2
2003:Q3
2003:Q4
2004:Q1
2004:Q2
2004:Q3
2004:Q4
2005:Q1
2005:Q2
2005:Q3
2006
2007
2008
2009
2010
ORAN
8.3
6.1
5.5
6.2
8.5
6.7
7.8
10.4
11.5
9.3
9.6
11
12.3
10
9.4
10.3
12.4
9.3
9.5
10
11.7
9.2
9.4
ORAN
6.52131
8.35370
10.34658
10.49151
10.29699
10.09157
10,2
10,3
11
13-14
12,7 (tahmin)
http://www.tuik.gov.tr
1.4 Enflasyon: Bir ekonomide genel fiyat düzeyinde (P) meydana gelen sürekli artışa fiili
enflasyon veya kısaca enflasyon denir.
 Enflasyon, aynı yönlü devrevi bir akım değişkendir.
*TÜİK, 1994 yılındaki mal ve hizmet kompozisyonu doğrultusunda hesaplamakta olduğu
Tüketici Fiyatları Endeksini (TÜFE) 2003 yılında güncel yapıya kavuşturmuştur. Endeksin
güncellenme gerekçeleri;

Piyasada tüketime konu olan mal ve hizmet kompozisyonunun değişmesi,

Endeksin ağırlık yapısının eskimesi,

Yeni yöntem ve uygulamaların endeks hesaplamalarına yansıtılması gerekliliği vb.
Dr. Vedat KAYA
I.BÖLÜM
4

TÜİK, yukarıda verilen gerekçeler doğrultusunda yeni bir Tüketici Fiyat Endeksi
oluşturmuştur. Oluşturulan endeksin dayandırıldığı başlıca veri kaynağı 2003 yılında yapılan
Hanehalkı Bütçe Anketidir

Yeni kurulan Tüketici Fiyatları Endeksinin referans dönemi 2003 yılıdır.

Endeksin fiyat kapsamı, satın alış fiyatları olarak tespit edilmektedir. Bu nedenle,
tüketicinin gerçekte yaptığı ödemeler fiyat kapsamındadır. Fiyatlar, vergiler dâhil ve peşin
ödemeler olarak belirlenmektedir. Taksitli satışlar üzerinden fiyatlandırmalar ve özel indirimler
dikkate alınmamaktadır. 2003 temel yıllı TÜFE’de 12 ana gurup, 44 alt grup, 423 madde ve
çeşitleriyle birlikte toplam 851 ürün yer almaktadır.

PVC pencere, DVD player, kontak lens, tansiyon aleti, LPG araba tüpü, kargo, cep
telefonu, internet ücreti, bilgisayar ve donanımları gibi mal ve hizmetler endeks sepetine yeni
giren ürünlere örnek olarak verilebilir. Normal benzin, mikser, video kamera, dikiş makinesi,
jeton, kibrit, filtresiz Bafra sigarası endeksten çıkan ürünlerdendir.

Cari dönem fiyatları halen devam ettiği üzere; benzin, mazot gibi petrol ürünleri ile yaş
meyve ve sebzeler için ayda 4 kez, diğer ürünler için ise ayda 2 kez derlenmektedir. Belirlenen
işyerlerinden her ay derlenen bu fiyatların ortalama değerinin hesaplanmasında geometrik
ortalama kullanılmaktadır.
Ana Grup İçin Ağırlık Dağılımı
KOD2
MADDE GRUBU ADI
01
GIDA VE ALKOLSÜZ İÇECEKLER
02
ALKOLLÜ İÇECEKLER VE TÜTÜN
03
GİYİM VE AYAKKABI
04
KONUT, SU, ELEKTRİK, GAZ VE DİĞER YAKITLAR
05
06
1994
2003
TEMEL
TEMEL
YILLI TÜFE YILLI TÜFE
31.09
29.42
4.67
9.71
8.09
25.80
16.91
MOBİLYA, EV ALETLERİ VE EV BAKIM HİZMETLERİ
9.35
6.47
SAĞLIK
2.76
2.71
07
ULAŞTIRMA
9.30
10.42
08
HABERLEŞME
09
EĞLENCE VE KÜLTÜR
2.95
3.60
10
EĞİTİM
1.59
2.15
11
LOKANTA VE OTELLER
3.07
5.87
12
ÇEŞİTLİ MAL VE HİZMETLER
4.38
4.87
100.00
100.00
4.82
Sorular:
 Yaşantımızda gördüğümüz pek çok fiyat ucuzlamıyorken (düşmüyorken) enflasyon nasıl
düşüyor?
 Bazı malların fiyatları açıklanan enflasyondan nasıl olup ta çok daha fazla yükseliyor?
 Enflasyon düşüyorsa neden hâlâ satın alma gücü anlamında geniş halk kitleleri bundan
olumlu etkilenmiyor?
 Enflasyon oranı her bir ekonomik birim için aynı mıdır?
 Enflasyon her ayın üçüncü günü saat 16:30’da TÜİK tarafından açıklanan aylık bir
veridir.
Aylık Enf Oranı2003:02
=(Aylık Endekst-Aylık Endekst-1)/Aylık Endekst-1*100
=(96.2311-94.7693)/94.7693* 100
=0.0154 * 100=1.54
Dr. Vedat KAYA
I.BÖLÜM
5
Yıllık Enf. Oranı2004
=(Yıllık Endekst - Yıllık Endekst-1)/Yıllık Endekst-1 * 100
=(108.60902-100.01915)/ 100.01915* 100
=0.0858 * 100
=8.58
Tablo 5: Türkiye’de Tüketici Fiyatları Enflasyon Oranı (2003:01-2006:01)
DÖNEM
Oca.03
Şub.03
Mar.03
Nis.03
May.03
Haz.03
Tem.03
Ağu.03
Eyl.03
Eki.03
Kas.03
Ara.03
Oca.04
Şub.04
Mar.04
Nis.04
May.04
Haz.04
Tem.04
Ağu.04
Eyl.04
Eki.04
Kas.04
Ara.04
Oca.05
Şub.05
Mar.05
Nis.05
May.05
Haz.05
Tem.05
Ağu.05
Eyl.05
Eki.05
Kas.05
Ara.05
Oca.06
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
Aylık Endeks
94.7693
96.2311
98.1196
99.0869
100.0415
100.1173
99.9281
100.0907
101.4392
102.3764
103.676
104.124
104.8081
105.3536
106.3618
106.8877
107.3527
107.2072
107.7152
108.5444
109.5665
112.0257
113.5001
113.8631
114.4856
114.5131
114.81
115.63
116.69
116.81
116.14
117.13
118.33
120.45
122.14
122.65
123.57
Aylık Enf.Oranı
..
1.54248
1.96246
0.98584
0.9634
0.07577
-0.18898
0.16272
1.34728
0.9239
1.26943
0.43212
0.65701
0.52048
0.95697
0.49444
0.43504
-0.13553
0.47385
0.76981
0.94164
2.24448
1.31613
0.31982
0.54671
0.02402
0.25927
0.71422
0.91672
0.10284
-0.57358
0.85242
1.0245
1.7916
1.40307
0.41755
0.7501
Yıllık Endeks
Yıllık Enf. Oranı
100.01915
….
108.60902
8.58822
117.49778
123.57000
8.18419
5.16794
9,7 (5)
8,4 (4)
10,1 (4)
6,5 (7,5)
6,4 (6,5)
10,4 (5,5)
6,2 (5)
7,4
http://www.tcmb.gov.tr Not: Parantez içindeki italik kırmızı renkle gösterilen değerler ilgili yıla ait
enflasyon hedeflerdir.
Dr. Vedat KAYA
I.BÖLÜM
6
1.5. İktisadi Büyüme: Bir ülkede üretilen mal ve hizmet miktarının zaman içinde artmasına
iktisadi büyüme denir. Bu bağlamda iktisadi büyüme, Reel GDP’nin zaman içinde sürekli
artması anlamına gelir.
 İktisadi büyüme temel olarak iki kaynaktan beslenir:
 Üretim faktörlerinin fiziki artışı,
 Ortalama emek verimliliğinin artması (teknolojik gelişme, işbölümü, uzmanlaşma,
ölçek ekonomileri vb. nedenlerle).
 İktisadi büyüme, ortalama büyüme hızı (average growth rate, g) ile ölçülür. Uzun dönem
büyüme hızı (long run growth rate) olarak da ifade edilir.
Ortalama (uzun dönem) büyüme hızı, g=
(Dönem sonundaki reel GDP/Dönem başındaki reel GDP)1/n – 1
1998–2008 arası ortalama büyüme hızı, g=
(102163974/70203148)1/11 -1
=0,034
=% 3,4
t yılındaki büyüme hızı, g
= (GDPt-GDPt-1)/ GDPt-1 * 100
Büyüme Hızı, g1991 =(Reel GDP1991 – Reel GDP1990)/Reel GDP1990 * 100
=(21123.3989–20927.60137) / 20927.60137 * 100 =0.93559
= % 9,35
 “70 kuralı” GDP’nin belirli bir büyüme hızı ile iki katına çıkması için kaç yıla ihtiyaç
olduğunu pratik bir şekilde hesaplar.
Bu kurala göre 70/3.5= 20 (2005 Yılında 36383,92198 olan GDP, yıllık ortalama %3,5 büyürse
2025 yılında 72396,32277 olacaktır.)
Tablo 6: Türkiye’de Büyüme Hızı Oranları (1990–2005, Eski Seri))
YILLAR
1990
91
92
93
94
95
96
97
98
99
2000
01
02
03
04
05
Reel GDP
20927.60137
21123.3989
22371.39699
24187.18493
22860.21315
24509.7611
26208.16284
28198.8337
29063.27945
27697.3863
29719.73552
27502.76877
29693.35041
31412.40438
34193.04098
36383.92198
Yıllık Büyüme %
0.93559
5.90813
8.11656
-5.48626
7.2158
6.92949
7.59561
3.06554
-4.69972
7.30159
-7.45958
7.96495
5.78936
8.85203
6.40739
Ortalama(uzun
dönem) büyüme %
3.5
Yıllık BüyümeOrtalama Büyüme
5.73959
-2.56441
2.40813
4.61656
-8.98626
3.7158
3.42949
4.09561
-0.43446
-8.19972
3.80159
-10.9596
4.46495
2.28936
5.35203
2.90739
Dr. Vedat KAYA
I.BÖLÜM
7
1.6 İktisadi Dalgalanmalar: Reel GDP’nin reel GDP büyüme trendi etrafında periyodik ve
muntazam olmayan ve birbirini izleyen genişleme-daralma biçiminde hareketine, iktisadi
dalgalanmalar (devrevi hareketler) denir.
Şekil 1: İktisadi Dalgalanmalar
*İktisadi dalgalanmaların
iki temel özelliği:
*Periyodik olmama:
*Muntazam olmama:
*Devrevi Değişken
-Öncü Değişken (SÜE)
-Geciken Değişken (Enf.)
-Uyan Değişken (İşsizlik)
*Öncü Göstergeler Endek.
Soru: Yıllık büyüme hızları ortalama (uzun dönem) büyüme hızına eşit olursa iktisadi
dalgalanma oluşur mu?
*Alternatif bir tanım: İktisadi dalgalanma, uzun dönem büyüme hızı ile yıllık büyüme hızı
arasında periyodik ve muntazam olmayan ve birbirini izleyen pozitif – negatif farklar sonucu
ortaya çıkar.
Şekil 2: Türkiye’de İktisadi Dalgalanmalar (1990–2005)
10
5
0
-5
-1 0
-1 5
90
92
94
96
98
00
02
04
ID
Soru: İktisadi dalgalanmaların periyodik ve muntazam olmama özelliklerini Şekil 2
üzerinde yorumlayabilir misiniz?
1.7 Makro İktisat: Makro iktisadın amacı, iktisadi büyüme ve iktisadi dalgalanmaları
açıklamaktır. Diğer bir ifadeyle makro iktisat, işsizlik ve enflasyon oranlarındaki değişmelerin ve
iktisadi büyümenin nasıl ortaya çıktığını araştıran bir iktisat dalıdır.
 Mikro İktisat-Makro İktisat
 Lucas Kritiği
 Terkip Hatası
 Tasarruf Paradoksu
8
Dr. Vedat KAYA
I.BÖLÜM
*Makro iktisadın zorlukları:
 Aynı anda hem soyut hem de somut olmak zorundadır.
-Soyut: ekonomilerin davranışlarını açıklayan genel model ve teoriler gerekir
-Somut: Teorik çerçeve Türkiye, ABD, AB vb. gibi ülkelere uygulanmalıdır
 Hâlbuki özellikle farklı gelişmişlik düzeyindeki ekonomilerin benzemezlikleri
benzerliklerinden fazladır.
 Makro iktisadın temel teorik çerçevesi gelişmiş ülkelerin karşılaştıkları sorunlara
çözüm ararken oluşmuştur.
 Türkiye’nin geçmişi ve bugünü ise çok farklıdır.
1.8 Makro İktisat Politikası: Bir ülkede iktisadi büyümeyi hızlandırmak ve iktisadi
dalgalanmaları (işsizlik ve enflasyon hadlerindeki dalgalanmaları) kontrol etmek için uygulanan
politikalara, makro iktisat politikaları denir.
 (Pozitif İktisat-Normatif İktisat )
 Arz yönlü makro iktisat politikası: Daha hızlı büyüme hedefine yönelik makro iktisat
politikası
 Talep yönlü makro iktisat politikası: İktisadi dalgalanmaları kontrol etmek hedefine
yönelik makro iktisat politikası.
*İktisat politikasının araçları:



Maliye politikası (kamu harcamaları, vergi oranları)
Para politikası (para arzı kontrolü)
 Muhafazakar (Ortodoks) istikrar politikası
Ücret, fiyat, faiz haddi ve döviz kuru politikası
 Aykırı (Heteredoks) istikrar politikası
1.8.1 Arz Yönlü Makro İktisat Politikası
 Arz Yönlü Maliye Politikası (Büyüme, kamu harcamaları, vergi oranları)
Y=F (L, K, A)

Arz yönlü Para politikası (Büyüme, para arzı kontrolü)
-Enflasyon (Fiyat istikrarının sağlanması)
-Faiz
1.8.2 Talep Yönlü Makro İktisat Politikası
 Talep Yönlü Maliye Politikası (İktisadi dalgalanma, kamu harcamaları, vergi
oranları)
Yatırım harcamaları değiştiğinde kamu harcamalarının ters ve/veya vergi oranlarının aynı yönde
değiştirilmesini ve böylece toplam talepte yaşanacak değişmenin bertaraf edilmesini içerir.
Y= C + I + G + NX
I ; (G ve/veya t Harcanabilir Gelir  C)  (C+G)
I ; (G ve/veya t Harcanabilir Gelir  C)  (C+G)
9
Dr. Vedat KAYA
I.BÖLÜM
 Talep Yönlü Para Politikası (İktisadi dalgalanma, para arzı kontrolü)
Yatırım harcamaları değiştiğinde, para arzını ters yönde değiştirerek faizleri etkilemeyi ve
böylece tekrar yatırım harcamalarını başlangıçtaki hareketinin ters yönünde uyarmayı içerir.
I ; (M  i) I
I ; (M  i) I
1.9 Bilimsel Yöntem
-Tanımlama
-Model kurma
-Dışsal değişkenler, İçsel değişkenler
-Hipotez
-Teori
-Ceteris Paribus, Soyutlama, Ockham Usturası, Basitleştirici ve sınırlayıcı
varsayımlar, Vizyon
-Tanımsal (özdeşlik) ve davranışsal denklem, Denge koşulu.
-Korelasyon ve Nedensellik: Yanlış neden hatası.
Örnek: Yağışlı havalarda kişilerin otomobillerini yavaş sürmesi ve trafik kazalarının artması!
1.10 Makro İktisadi Modeller
 Sektörler:
 Hane halkı
Özel Sektör

 İşalemi
 Hükümet
 Dış ticaret sektörleri
Nesneler ve buna bağlı olarak oluşan piyasalar
 “Mal” piyasası
 “Para” piyasası
 “Tahvil” piyasası
 “Emek” piyasası
 Makro iktisadi modeller iki farklı vizyon üzerine inşa edilmişlerdir.
 Piyasaların sürekli temizlendiği varsayımı (esnek fiyatlı modeller)
 Piyasaların sürekli temizlenmediği varsayımı (Katı fiyatlı modeller)
1.11. Makro İktisadın Gelişimi
1.11.1 Neoklasik model
 Marjinal yaklaşımın üzerine bina edilmiştir. (Değer, üretim maliyetleri ve talep gibi
unsurlarla açıklanır)
 Öncüleri: I. Fisher, A. Marshall ve A. Piqou
 Esnek fiyatlı modellerin ilk örneği
 Tam istihdam kendiliğinden sağlanır. Bu çerçevede iki önemli önermesi vardır:
 İşsizlikle mücadele eksenli aktif hükümet politikaları gereksizdir.
 Miktar teorisi ve paranın yansızlığı
 Enflasyon ile işsizlik arasında bir ilişki yoktur. Para miktarı ( enflasyon) değiştirilerek
işsizlik oranı değiştirilemez.
11.1.2 Keynesyen devrim
 1929 büyük Dünya Bunalımı
 J.M. Keynes (1936), “İstihdam, Para ve Faizin Genel Teorisi”
 Sektörler-piyasalar kavramları ışığında ilk sistematik analiz,
10
 Katı fiyatlı, piyasaların sürekli temizlenmediği varsayımı,
 Eksik istihdam,
 Aktif hükümet politikalarına ihtiyaç vardır. (1. Önerme)
Dr. Vedat KAYA
I.BÖLÜM
11.1.3 Neokeynesyen sentez modeli
 John Hicks, 1939, IS-LM modeli
 IS-LM modeli mal, para ve tahvil piyasalarını kapsar ancak emek piyasasını kapsamaz.
 Dolayısıyla serbest piyasanın tam istihdamı kendiliğinden sağlamasının neden mümkün
olmadığını ve eksik istihdamın genel bir durum olabileceğini açıklamada eksiktir.
 Bu eksiklik 1944’te Franco Modigliani tarafından eleştirilmiştir.
 Modigliani, emek piyasasını IS-LM analizine dahil etmiştir.
 Emek piyasasının neoklasik modeldeki gibi işlediği bir ekonomide, IS-LM modeline göre
tam istihdam genel bir durumdur. İşsizlik söz konusu değildir.
 Keynesyen devrimin geçerliliği, nominal ücretlerin katı olup olmamasına bağlıdır.
 Bu model neoklasik-neokeynesyen sentez modeli olarak nitelendirilmiştir.
 Model bu haliyle piyasaların sürekli temizlenmediği vizyonlu modellerin ilk örneğidir.
11.1.4 Phillips eğrisi
 Keynes Genel Teoride asıl olarak işsizliği açıklamaya çalışmıştır. Bu yüzden enflasyon
analizi eksiktir: Kayıp denklem.
 A.W. Phillips 1958’de yayımlanan çalışmasında 1861–1957 dönemi İngiltere’nin verilerini
kullanarak işsizlik ile nominal ücretler arasında nasıl bir ilişki olduğunu incelemiştir.
 Paul A. Samuelson ve Robert Solow (1960) çalışmalarında Phillips’in bahse konu
incelemesine dayanarak işsizlik haddi ile enflasyon haddi arasında ters yönlü bir değiş
tokuş olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu önerme kısaca “Phillips Eğrisi” olarak bilinir.
 Böylece kayıp denklemde tamamlanınca Keynesyen devrim 1950–70 yılları arasında
altın çağını yaşamıştır.
 Neokeynesyen modelin 2. Önermesi: Hükümetler işsizlik hd. Değiştirmek suretiyle
enflasyon haddini ters yönlü olarak etkileyebilirler.
11.1.5 Parasalcılık
 Parasalcılık olarak adlandırılan akım, M. Friedman öncülüğünde Keynesyen görüşe
yönelik eleştiriler içeren çalışmalar bütününün adıdır.
 Keynesyen modelde para arz fazlası ile bireyler tahvil alırlar ve dolaylı bir aktarım
mekanizması işler (para, tahvil, faiz, yatırım). Friedman, bireylerin, para arz fazlası ile
doğrudan mal da satın alabileceklerini, böylece aktarım mekanizmasının dolaysız
olabileceğini öne sürmüştür (Para, mal). Buna “parasalcı aktarım mekanizması”
denmektedir.
 Friedman, iktisadi dalgalanmaların asıl nedeninin toplam talep değil, para arzında
meydana gelen değişmeler olduğunu öne sürmüştür: Para-gelir nedenselliği
 Friedman’a göre para politikası, maliye politikasından çok daha etkilidir: Para politikası
kuralının üstünlüğü.
 Dördüncü tezi: Neokeynesyen modelin emek arzının nominal ücretlerin bir fonksiyonu
olduğu şeklindeki varsayımının geçersiz olduğunu; emek arzının beklenen reel ücretin bir
fonksiyonu olduğunu ileri sürmüştür. Ayrıca piyasaların sürekli temizlendiği vizyonunu
paylaşmış ve işçilerin fiyat bekleyişlerinin “uyarlayıcı” olduğunu kabul etmiştir.
 Bu varsayımlar altında serbest piyasa kısa dönemde işsizliğe yol açsa bile tam istihdam
sağlanır. Bu durumda hükümetler genişletici maliye politikaları ile sadece kısa dönemde
işsizliğe müdahale edebilirler. Uzun dönemde (beklenen ücret=gerçekleşen ücret) bu
mümkün değildir. Bu durumda Keynesyen model uzun dönemde ( nihai analizde)
geçersizdir.
11
Dr. Vedat KAYA
I.BÖLÜM
 Aynı şekilde Phillips eğrisi üzerinden düşünüldüğünde, hükümetler ancak kısa dönemde
işsizlik ve enflasyon haddi arasında bir değiş tokuş yaratabilirler. Ancak uzun dönemde
bu mümkün değildir. Genişletici politikalar enflasyonu artırırken işsizliğe etki etmez:
Hızlandıran Hipotezi.
11.1.6 Yeni Klasik Model
 1970’lerde ortaya çıkmıştır. Öncüleri: Robert Lucas, Thomas Sargent ve Robert Baro.
 Bekleyişlerin davranışlar üzerindeki etkisini hesaba katmadığı için neokeynesyen modeli
eleştirir.
 Piyasaların sürekli temizlendiği varsayımı üzerine inşa edilmiştir.
 Bekleyişlerin uyarlayıcı değil rasyonel olduğunu (karar birimlerinin sistematik hata
yapmadıkları) ileri sürerler. Böylece Yeni Klasik Model, Friedman’dan farklı sonuçlar elde
etmişlerdir.
 Tezleri şöyle özetlenebilir: Önceden açıklanan, sürpriz olmayan, her türlü politika hem
kısa hem de uzun dönemde işsizlik haddini etkileyemez. Bu tip politikalar geçerliyken
Phillips eğrisinin ifade ettiği değiş tokuş da geçersiz olacaktır: Politika İlintisizliği.
 Sürpriz politikalar ise sadece kısa dönemde etkindir. Phillips eğrisi de aynı şekilde
sadece kısa dönemde geçerlidir.
11.1.7 Yeni Keynesyen Model
 Öncüleri: John Taylor, Stanley Fischer ve Gregory Mankiw
 Piyasaların sürekli temizlenmediği varsayımını kabul ederler. Ücret katılığı uzun
sözleşme süreleri ile savunulur.
 Neokeynesyen modelden farklı olarak bekleyişler hesaba katılır. Bekleyişlerin rasyonel
olduğu kabul edilir.
 Sonuçta hükümetlerin aktif bir politika uygulamaları gerektiği vurgulanır.
11.1.8 Reel Devri Hareketler Teorisi
 1980’lerin başında geliştirilmiştir. Öncüleri: E. Prescott, F. Kydland
 Piyasalar sürekli temizlenir.
 Gerçek hayatta gözlenen üretim ve işsizlik dalgalanmalarının temel nedeni teknolojik
değişmelerdir.
 Aktif hükümet politikalarına gerek yoktur.
11.1.9 Büyüme Teorisindeki Gelişmeler
 Solow Modeli ya da neoklasik büyüme modeli, 1957
 Büyümenin temel belirleyicisi teknolojik gelişimdir. Bu modelde teknoloji dışsaldır.
 İçsel Büyüme Modeli; Paul Romer, Robert Lucas
 Solow modelindeki teknolojik gelişimin nereden kaynaklandığı açıklanmıştır.
Teknolojik gelişim bu modelde içseldir.
Download