İndir - Dicle Üniversitesi

advertisement
YAYIN ÖZETLERİM – 2014
1. YÜKSEK LİSANS TEZİM:
Süt karma yemlerine katılan hayvansal yağın süt ve süt yağı miktarları üzerine etkileri
Demirel, R1. ve Zincirlioğlu, M1. 1996.
1Ankara
Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü Yemler ve Hayvan Besleme Anabilim Dalı, Ankara-TÜRKİYE
Özet: Bu araştırmada, süt karma yemlerinde enerji kaynağı olarak kullanılan tahılların bir miktarı yerine katılan
rendering yağının süt miktarı ve sütün yağ oranı üzerine olan etkileri araştırılmıştır. 4.11.1991 tarihinde
başlayıp, 20 hafta süren denemede, 2. laktasyonlarındaki 4 adet Holstein melezi ine k 4 x 4 latin kare metoduna
göre denemeye alınmışlardır. Deneme her biri 15 gün alıştırma (ön deneme) ve 21 gün esas dönem olmak üzere
5'er haftalık 4 dönemde yürütülmüştür. İneklere kontrol (yağsız), % 2, % 4 ve % 6 yağlı olmak üzere 4 ayrı
kesif yem karmasının yanısıra kaba yem olarak hayvanların yaşama payı ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde iyi
kalite kuru yonca otu verilmiştir. Kesif yem ise ineklerin 20 lt süt verimlerine karşılık olarak inek başına 8
kg/gün verilmiştir. Rasyonlara göre günlük ortalama süt verimi sırasıyla 19.64, 19.90, 15.53 ve 15.23 kg olarak
gerçekleşmiş ve aralarındaki fark istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P < 0.05). % 4 yağa göre düzeltilmiş süt
verimleri ise rasyonlara göre sırasıyla 17.97, 17.44, 14.16 ve 13.91 kg olup, rasyonlar arasındaki farklılık
istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P< 0.05). Sütle yağ oranı rasyonlara göre sırasıyla % 3.44, 3.18, 3.40 ve
3.45 olarak belirlenmiş olup, rasyonlar arası farklılıkların önemsiz olduğu (P>0.05), mevcut farkların ise
ineklerin genetik yapılarından kaynaklandığı tespit edilmiştir (P<0.0l). Araştırma sonuçları, rendering yağımn
süt karma yemlerinde gerek enerji kaynağı olarak ve gerekse süt miktarım artırmak için % 2 düzeyinde
kullanılabileceğini ortaya koymuştur. Rendering yağının süt miktarım ciddi şekilde artırmasa bile rasyon
maliyetini düşürdüğü için ekonomik olarak kullanılabileceği ortaya çıkmıştır. % 6 düzeyine kadar rendering
yağı, kullanılması sonucunda hayvanlarda yem tüketimi bakımından bir isteksizlik gözlenmemiştir.
Anahtar Kelimeler: Rendering yağı, süt sığırı, süt verimi, süt yağı, yem.
2. DOKTORA TEZİM:
Beyaz Yeni Zelanda, Kalifornia ve Şinşilla ırkı tavşanlarda ürenin değerlendirilmesi üzerine bir
araştırma.
Demirel, R1. ve Çalışkaner, Ş1. 1999.
1Ankara
Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü Yemler ve Hayvan Besleme Anabilim Dalı, Ankara-TÜRKİYE.
Özet: Bu araştırmada, Beyaz Yeni Zelanda, Kaliforniya ve Şinşilla ırkı tavşanlarda yüksek ham proteinli (%20),
düşük ham proteinli (%16) ve % 1.4 üre katılarak nitrojen düzeyi yükseltilmiş (%16 ham protein + % 1.4 üre)
rasyonların; canlı ağırlık, canlı ağırlık artışı, yem tüketimi, yem değerlendirme sayısı; karaciğer, kalp, böbrek,
abdominal yağ, sekum, karkas ve post ağırlıkları, karkas randımanı, sekum pH’sı ile karkas kalitesine ilişkin but,
sırt ve bel bölgesindeki ette ham besin maddesi miktarları; kan serumunda üre, total protein, kolesterol ve
kreatinin değerleri üzerine etkileri araştırılmıştır. Deneme, her ırktan 8 haftalık yaşta sütten kesilmiş 36 adet
tavşanın (18 erkek + 18 dişi), herbiri 3 tekerrürden olusan 3 rasyon grubuna, faktöriyel düzende tesadüf blokları
deneme desenine göre dağıtılmasıyla kurulmuştur. Araştırma sonuçlarına göre; 6 haftalık besleme döneminde
düşük protein içeren rasyona % 1.4 düzeyinde üre katıldığında; canlı ağırlık, yem tüketimi, yem değerlendirme
sayısı ve yem maliyetinde önemli bir değişiklik olmamış; ancak bazı organ ağırlıklarında, kan parametrelerinde
ve ette saptanan ham besin maddesi miktarlarında farklı ırklarda normal sınırlar dahilinde, önemli farklılıklar
tesbit edilmiştir (P<0.05). Ancak; incelenen bütün kriterler açısından, Beyaz Yeni Zelanda, Kaliforniya ve
Şinşilla ırklarında, ürenin değerlendirilmesi, aynı derecede etkili olmuştur. Ürenin ucuz olması durumunda,
sütten kesilen tavşanların beslenmesinde rasyonlara % 1.4 düzeyinde katılabileceği sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Organ ağırlığı, performans, tavşan besleme, üre, yem.
A. HAKEMLİ ULUSLARARASI DERGİLER:
A 1. Broylerlerde farklı kalsiyum seviyelerinin performans ve tibia külü parametreleri üzerine etkileri.
Demirel, R1, Baran, M.S2, Bilal, T3, Çevrim, U4.
1Faculty
of Agriculture, Department of Animal Science,
of Veterinary Medicine,Department of Animal Nutrition and Nutrition Diseases, Dicle University, D.bakır/Turkey
3Faculty of Veterinary Medicine, Department of Animal Nutrition and Nutrition Diseases, Istanbul University/Turkey
4Ministry of Agriculture and Rural Affairs, Diyarbakýr 21100/Turkey
2Faculty
Özet: Bu çalışma, %1.2, 1.4 ve 1.6 seviyelerinde kalsiyum içerecek şekilde broyler karma yemlerine ilave edilen
mermer tozunun büyüme performansı, yem tüketimi, bazı iç organ ağırlıkları ve tibia külü parametreleri üzerine
olan etkilerini araştırmak amacıyla yapılmıştır. Deneme Tesadüf Parselleri Deneme Deseni’ne göre 3 grupla 3
tekerrürlü olarak 12 Mayıs - 23 Haziran tarihleri arasında Diyarbakır – Çarıklı Beldesinde yürütülmüştür.
Çalışma 126 adet günlük yaştaki her iki cinsiyetten eşit sayıdaki Ross 308 broyler civcivlerle yapılmıştır. Kümes
bölmelendirilmiş, her bir tekerrürde cinsiyetler eşit sayıda olmak üzere 14 adet civciv beslenmiştir. Denemedeki
%1.2 kalsiyum içeren grup (mermer tozu ilave edilmeyen) kontrol olarak alınmış ve diğer gruplar (2. ve 3.)
buna göre kıyaslanmıştır. Denemenin sonunda, toplanan veriler MSTAT C Paket programı yardımıyla varyans
analizine tabi tutulmuş ve ortalamalar Duncan Testi ile karşılaştırılmıştır. Canlı ağırlık artışı, yem tüketimi, yem
değerlendirme etkinliği, karkas parametreleri ve bazı organ ağırlıkları bakımından istatistiki olarak önemli
farklılık tespit edilmezken; tibia ham külü ve kalsiyum seviyeleri arasındaki farklılık artan mermer tozuna
paralel olarak önemli düzeyde artmış (P<0.01), fakat fosfor düzeyi azalmıştır. Sonuç olarak %1.6 kalsiyum
sağlayacak şekilde broyler yemlerinede ilave mermer tozu kullanılması piliçlerin performansı ve sağlığı üzerine
Herhangi bir olumsuz etkisi olmamıştır.
Anahtar Kelimeler: Kalsiyum, broyler, ağırlık artışı, kazancı, yem değerlendirme
Medycyna Wet. 2007, 63 (4): 432 – 434.
A 2. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde kullanılan yem ham maddelerinin ve karma yemlerin besin
maddeleri yönünden değerlendirilmesi
Baran, M.S1, Demirel, R2, Şentürk Demirel, D2, Şahin, T3 ve Yeşilbağ, D4
University, Faculty of Veterinary Medicine, Department of Animal Nutrition and Nutrition Diseases, D.bakır, Türkiye.
Üniversity, Faculty of Agriculture, Department of Animal Science, Feeds and Animal Nutrition, Diyarbakır, Türkiye.
3Kafkas University, Faculty of Veterinary Medicine, Department of Animal Nutrition and Nutrition Diseases, Kars, Türkiye.
4Uludağ University, Faculty of Veterinary Medicine, Department of Animal Nutrition and Nutrition Dis., Bursa, Türkiye.
1Dicle
2Dicle
Özet: Yeterli ve dengeli bir rasyon hazırlayabilmek için, karma yeme girecek yem hammaddelerinin besin
maddeleri ve enerji kapsamlarının bilinmesi çok önemlidir. Yemlerdeki besin maddeleri ve enerji miktarları;
hammaddenin olgunluk derecesi, yetiştiği toprak, gübreleme, iklim ve işlenme metotları gibi bir takım faktörlere
bağlı olarak değişebilmektedir. Ülkemizde değişik bölgelerde yetiştirilen ve üretilen yem ham maddelerinin
temel besin maddeleri ve enerji içeriklerini gösteren çok az sayıda tablo bulunmaktadır. Bundan dolayı, bu
araştırmada ruminant ve kanatlı beslenmesinde yaygın olarak kullanılan 8 farklı yem hammaddesi ile et ve süt
sığırlarının beslenmesinde kullanılan 56 adet karma yemin temel besin maddeleri ve enerji içerikleri saptanmış
ve bunların ruminant beslenmesinde kullanılma olanakları tartışılmıştır. Sığır süt yemlerinde ve pamuk tohumu
küspesinde ham protein değerleri standart değerlerin altında tespit edilmiştir. Bu durum bölge hayvancılığı
açısından oldukça önemlidir.
Anahtar Sözcükler: Hammadde, karma yem, besin maddesi, kalite
Turk. J. Vet. Anim. Sci. 2008; 32(6): 449 - 455.
A3. Yarı kurak koşullarda yetiştirilen mısır, sorgum ve sorgum sudanotu melezlerinin verim, kimyasal
kompozisyonu ve in vivo sindirilebilirlikleri üzerine olgunlaşma safhasının etkileri.
Gül. İ1., Demirel, R2, Kılıçalp, N3., Sümerli, M4 and Kılıç, H4.
of Field Crops, 2Department of Animal Science, Faculty of Agriculture, Dicle University, Diyarbakır / Turkey.
of Agricultural Researches, Ministry of Agriculture and Rural Affairs, Adana / Turkey.
4Institute of Agricultural Researches, Ministry of Agriculture and Rural Affairs, Diyarbakır 21100 / Turkey.
1Department
3Institute
Özet: Yarı kurak koşullarda ikinci ürün olarak mısır, sorgum ve sorgum sudanotu melezleri bölünmüş parseller
deneme düzenine göre 3 tekerrürle yetiştirilerek; bazı silaj kalite kriterleri üzerine farklı hasat zamanlarının
etkileri araştırılmıştır. Bu amaçla, 2 mısır (DK 711 and TTM 815), 2 sorgum (Sucro sorgo 506, FS 5) ve 2
sorgum sodanotu melezi (P 988, Grazer N2), 3 farklı olgunlaşma çağında (çiçeklenme ortası, süt olum ve hamur
olum) hasat edilmişlerdir. Kıyılan material 10 litrelik anaerobic kavanozlarda 60 günlük süreyle silolanmıştır.
Silaj örneklerinin ham protein, fleig puanı, pH, ADF ve NDF içerikleri belirlendikten sonra fistüle edilmiş 3
Holstein düvede kuru maddenin sindirilebilirliğini tespit etmek için inkübe edilmiştir. Kuru maddenin
sindirilebilirliğini tespit etmek için naylon torbalar tekniği kullanılarak; 0, 12, 24, 48 ve 72 saat süreyle
inkübasyon yapılmıştır.Bitki çeşitleri ve hasat safhaları arasında, incelenen tüm parametreler için önemli farklılık
tespit edilmiştir. Bitkilerde olgunlaşma arttıkça, 12 saatlik inkübasyon süresinde kuru maddenin in vivo
sindirilebilirliğinin arttığı tespit edilmiştir.
Key word: maize, sorghum, NDF, ADF, nylon bags, dry matter digestibility.
Journal of Animal and Veterinary Advances, 2008. 7 (8): 1021-1028.
A 4. Tane sorgumun besi sığırlarında canlı ağırlık artışı, yemden yararlanma ve besin maddelerinin
sindirilebilirliği üzerine etkisi*
Baran, M.S1, Demirel, R2, Yokuş, B3, ve Kocabağlı, N4
University, Faculty of Veterinary Medicine, Department of Animal Nutrition and Nutrition Diseases, D.bakır, Türkiye.
Üniversity, Faculty of Agriculture, Department of Animal Science, Feeds and Animal Nutrition, Diyarbakır, Türkiye.
3Dicle University, Faculty of Veterinary Medicine, Department of Biochemistry, Diyarbakır, Türkiye.
4İstanbul University, Faculty of Veterinary Medicine, Department of Animal Nutrition and Nutrition Dis., İstanbul, Türkiye.
1Dicle
2Dicle
* Bu çalışma TÜBİTAK (VHAG-1775) tarafından desteklenmiştir.
Özet: Bu çalışmada, besi sığırı karma yemlerinde enerji kaynağı olarak buğday yerine sorgum kullanılmasının
canlı ağırlık artışı, yemden yararlanma ve besin maddelerinin sindirilebilirliği üzerine etkisi araştırılmıştır.
Araştırmada hayvan materyali olarak 1.5 yaşında ve yaklaşık 300 kg canlı ağırlığında olan 20 baş Holştayn erkek
besi sığırı kullanılmıştır. Araştırma, iki hafta alıştırma ve on hafta deneme dönemi olmak üzere toplam 12
haftalık dönemde yürütülmüştür. Araştırma süresince hayvanlara, izokalorik ve izonitrojenik olacak şekilde
hazırlanan % 18 ham proteinli ve 11.90 Mj/kg metabolik enerjili, iki farklı konsantre yem karması verilmiştir.
Konsantre yem karmalarından kontrol grubunda enerji yemi olarak % 34 buğday yer alırken, deneme grubunda
enerji yemi olarak % 34 sorgum yer almıştır. Kaba yem olarak % 15.85 ham protein içeren yonca kuru otu
kullanılmıştır. Sorgumlu ve buğdaylı deneme gruplarının rasyonları; % 80 konsantre yem karması ve % 20 kuru
yoncadan oluşturulmuştur. Sorgumlu ve buğdaylı grupların 0-84 gün arası canlı ağırlık kazançları, yem
tüketimleri, günlük canlı ağırlık artışları, yemden yararlanma oranları ve ham besin maddelerinin sindirilme
dereceleri arasındaki farklılıklar istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır. Bu araştırmadan elde edilen sonuçlara
göre, besi sığırı karma yemlerinde daha ekonomik bir enerji kaynağı olarak buğday yerine tane sorgumun
kullanılabileceği söylenebilir.
Anahtar kelimeler: Besi sığırı, canlı ağırlık artışı, sindirilebilirlik, sorgum, yem değerlendirme oranı.
Turk. J. Vet. Anim. Sci. 2008; 32(6): 449 – 455.
A 5. Sorgumun süt ineklerinde besin maddelerinin sindirilebilirliği ve bazı süt parametreleri üzerine
etkisi
Gül, İ2 , Baran, M.S1, Demirel, R.3
University, Faculty of Veterinary Medicine, Department of Animal Nutrition and Nutrition Diseases, Diyarbakır.
University, Faculty of Agriculture, Department of Field Crops, Diyarbakır.
3Dicle University, Faculty of Agriculture, Department of Animal Science, Diyarbakır.
1Dicle
2Dicle
Özet: Bu çalışmada, süt ineği karma yemlerinde enerji kaynağı olarak mısır yerine sorgumun kullanılmasının
besin maddelerinin sindirilebilirliği ve bazı süt parametreleri üzerine olan etkileri araştırılmıştır. Yirmi hafta
süren denemede, birinci laktasyonlarında olan 4 baş Holştayn ırkı inek 4 x 4 Latin Kare metoduna göre
denemeye alınmışlardır. Deneme her biri 2 hafta alıştırma ve 3 hafta deneme dönemi olmak üzere 5'er haftalık 4
dönemde sürdürülmüştür. İneklere, kontrol (%32 mısırlı), %16 mısır + %16 sorgum, %8 mısır + %24 sorgum ve
% 32 sorgumlu olmak üzere 4 ayrı konsantre yem karmasının yanı sıra kaba yem olarak iyi kaliteli kuru yonca
verilmiştir. Araştırmada rasyonlara göre ham besin maddelerinden kuru maddenin sindirilme oranları sırasıyla
%69.16, 69.49, 69.78, 70.10, ham külün %26.04, 26.31, 26.42, 26.49, organik maddenin %70.35, 70.43, 70.33,
70.48, ham proteinin %69.77, 69.96, 70.20, 70.43, ham yağın %70.74, 70.86, 71.02, 71.15, ham selülozun
%59.56, 59.75, 59.96, 60.17, nötral deterjan fiber (NDF)’in %45.92, 46.03, 46.11, 46.15 ve asit deterjan fiber
(ADF)’in sırasıyla %43.06, 43.17, 43.36, 43.45 olarak saptanmıştır. Besin maddelerinden kuru madde, ham kül,
organik madde, NDF ve ADF sindirilebilirliği açısından rasyonlar arasındaki farklılıklar istatistiksel olarak
önemsiz bulunurken (P>0.05), ham protein, ham yağ ve ham selüloz sindirilebilirliği yönünden rasyonlar
arasındaki farklılıklar önemli (P<0.05) bulunmuştur. Rasyonlara göre sütte kuru madde oranları sırasıyla
%13.23, 13.02, 13.05, 13.10, ham kül oranları %0.57, 0.56, 0.58, 0.60, pH oranları 6.65, 6.65, 6.66, 6.68, dansite
1030, 1031, 1031,1031 ve sütte yağsız kuru madde oranları sırasıyla %9.46, 9.29, 9.33, 9.37 olarak bulunmuş
olup, rasyonlar arası farklılıkların istatistiksel olarak önemsiz olduğu (P>0.05) tespit edilmiştir. Araştırma
sonuçları, tane sorgumun süt ineği rasyonlarında ekonomik bir enerji kaynağı olarak mısır yerine
kullanılabileceğini ortaya koymuştur.
Anahtar Kelimeler: Süt sığırı, süt parametreleri, besin maddesi, sindirilebilirlik, sorgum,.
Journal of Animal and Veterinary Advances, 2008. 7 (7), 879 – 884.
A 6. Türkiye’deki yabani yonca (Medicago sativa L) klonlarının bazı agronomik ve kalite özelliklerinin
belirlenmesi
Basbağ, M1. Demirel, R2 and Avci, M3
1Department
3Department
of Field Crops, 2Department of Animal Science, Faculty of Agriculture, Dicle University, Diyarbakir, Turkey.
of Field Crops, Agricultural Research Institute of Cukurova, Adana, Turkey.
Özet: Bu çalışma Türkiye’de yetişen yabani yonca klonlarının bazı agronomik ve kalite özelliklerini belirleek
amacıyla yapılmıştır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden toplanan 11 yonca klonu araştırma materyali olarak
kullanılırken, kontrol olarak syn D U kullanılmıştır. İncelenen yonca klonlarının tüm agronomik özellikleri
birbirlerinden önemli derecede farklı bulunmuştur. Çalışmanın sonunda, agronomik özelliklerden bitki
yüksekliği 43.2 – 73.2 cm, yaprak genişliği 4.33-14.21 mm, yaprak uzunluğu 4.33-14.21 mm, gövde kalınlığı
1.86-4.76 mm, bitki başına yeşil ve kuru ot verimleri sırasıyla 108.3-258 g, 21.7-56.6 g arasında gerçekleşmiştir.
Yonca klonlarının kalite özelliklerinden ADF, Sindirilebilir kuru madde, NDF, ham kül ve ham protein için
sırasıyla %16.8 - 33.3, %63.0-75.8, %20.3-35.2, %8.0-18.6 ve %17.3-23.2 olarak gerçekleşmiştir.
Anahtar Kelimeler: Yonca, Medicago sativa, klonlar, agronomik karakterler, kalite özellikleri.
Journal of Food, Agriculture & Environment, 2009. Vol.7 (2) : 357 – 359. 5.
A 7. Çeşitli yabani bitkilerin bazı kalite özellikleri
Başbağ, M1., Demirel, R2. and Avcı, M3.
1Dicle
University Faculty of Agriculture, Department of Field Crops, Diyarbakir, Turkey; [email protected]
University Faculty of Agriculture, Department of Animal Science, Diyarbakir, Turkey; [email protected]
3Agricultural Research Institute of Cukurova, Department of Field Crops, Adana, Turkey; [email protected]
2Dicle
Özet: Bu çalışma, bazı mera bitki türlerinin kalite özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu
çalışmada, Diyarbakır’ın farklı yerlerindeki mera alanlarından toplanan 10 farklı mera bitkisi türü materyal
olarak kullanılmıştır. Denemenin sonunda, mera bitkilerinin kalite özellikleri en yüksekten en düşüğe doğru
sırasıyla; average dry matter %11.5-30.9, crude protein %12.6-26.6, crude ash %5.5-21.2, acid detergent fiber
%22.0-43.0, neutral detergent fiber %20.5-56.1, digestible dry matter %55.4-71.8, dry matter intake %2.1-5.9
and relative feed value 90.2-327.0 olarak tespit edilmiştir. İncelenen mera bitkileri arasında en yüksek ham
protein içeriğine sahip olan türler sırasıyla; Centaurea iberica, Sinapsis arvensis, Convolvulus arvensis, Rumex
conglomeratus, Crambe orientalis, Amaranthus retroflexus, Polygonum aviculare, Anchusa strigosa and Malva
neglecta olmuştur. Nispi yem değeri bakımından öne çıkan türler ise; Sinapsis arvensis, Rumex conglomeratus,
Amaranthus retroflexus, Crambe orientalis, Centaurea iberica and Hypecoum imberbe şeklinde sıralanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Mera bitkileri, ADF, NDF, nisbi yem değeri, sindirilebilir kuru madde, ham protein.
Notulae Scientia Biologicae, 2010. Vol: 2, No 1.
A 8. Rat rasyonlarında zeolit kullanımının serum bileşenleri ve besleme performansı üzerine etkileri
Demirel, R1, Yokuş, B2, Şenturk Demirel, D1, Ketani, M.A3 and Baran, M.S4.
1Department
of Animal Science, Feeds and Animal Nutrition, Faculty of Agriculture, Dicle University, Diyarbakır, Turkey.
of Biochemistry, Faculty of Veterinary, Dicle University, Diyarbakir, Turkey
3Department of Histology and Embryology, Faculty of Veterinary, Dicle University, Diyarbakir, Turkey
4Department of Animal Nutrition and Nutritional Diseases, Faculty of Veterinary, Dicle University, Diyarbakir, Turkey
2Department
Özet: Bu çalışma, rat yemlerine katılan doğal klinoptilolitin serum bileşenleri, hayvanların sağlık durumu ve
besleme performansı üzerine etkilerini araştırmak amacıyla yapılmıştır. Deneme, ergin erkek Sprague–Dawley
ratların (n=24) 3’er tekerrürlü olarak 4 gruba rastgele dağıtılmasıyla kurulmuştur. Kontrol grubuna (klinoptilolit
içermeyen) ilave olarak; 1., 2. ve 3. gruplar için sırasıyla %2, 4 ve 6 düzeylerinde klinoptilolit ilave edilerek
karma yemler formüle edilmiş ve daha sonra özel bir aparat yardımıyla pelet formda hazırlanmıştır. Deneme 56
gün sürmüş, daha sonra her bir hayvandan kan örnekleri alınarak analiz için hazırlanmıştır. Kullanılan
klinoptilolit serumdaki albumin ve VLDL içeriğini artırmakla birlikte (P<0.05), serum mineralleri (Ca, P, Mg, K,
Na, Cl, Fe), üre, demir bağlama, LDL, alkalin fosfataz, glukoz, ürik asit, total demir, globulin, kolesterol, HDL
kolesterol, kreatinin, 1 g canlı ağırlık artışı için harcanan metabolik enerji ve protein tüketimi (P>0.05)
bakımından gruplar arasında önemli düzeyde farklılık tespit edilmemiştir. Sonuç olarak, klinoptilolit ilavesi
albumin, trigliserid ve VLDL seviyeleri hariç, hayvan sağlığı üzerine önemli düzeyde olumlu veya olumsuz
etkileri tespit edilmemiştir.
Anahtar Kelimeler: Kan, klinoptilolit, rayon, mineral içeriği, rat
Int. J. Agric. Biol. 2011, 13: 346 – 350.
A 9. Farklı mısır hibritlerinin silaj kalitelerinin belirlenmesi
Demirel, R1, Akdemir, F2, Saruhan, V3, Sentürk Demirel, D1, Akıncı, C3 and Aydın, F4
1Department
of Animal Science, Dicle University, 21280, Diyarbakır, Turkey.
of Animal Nutrition and Nutritional Diseases, Faculty of Veterinary Medicine, Dicle University, Turkey.
3Department of Field Crops, Faculty of Agriculture, Dicle University, 21280, Diyarbakır - Turkey.
4Department of Chemistry, Dicle University, Faculty of Science, 21280, Diyarbakır, Turkey.
2Department
Özet: Bu çalışma, 12 farklı mısır hibriti (Goldeclat, Falkner, Maverik, Tivak 6661, Tivak 678, Bora, Consur, DK
626, Ada 9510, Pioneer 3167, TTM 815, and LG 55) silajlarının besin maddesi içeriği (KM, HK, OM, HP, HY,
HS), pH, Fleig puanı ve mineral içeriklerini tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Hibrit mısırlar süt olumu
safhasında hasat edilerek, kıyılmış ve 5 litrelik hava sızdırmayan plastik kavanozlara herhangi bir katkı maddesi
ilave edilmeden doldurularak sıkıştırılmıştır. Kavanozlar 25 ± 2°C’de standart laboratuar şartlarında 60 günlük
süreyle tutulduktan sonra kimyasal analizler için örnek alınmıştır. Araştırma sonucunda KM, HK, OM, HP, HY,
HS, pH, Fleig puanı değerleri bakımından mısır hibritleri arasında önemli düzeyde farklılık tespit edilmemiştir.
Silajların besin maddesi değerleri KM için LG 55 çeşidinde %25.67 ile Falkner çeşidinde %32.41arasında
değişmiştir. HP (Bora ve LG 55’te %4.07 ile Tivak 678’te %6.91); CA (Maverik %4.64 - LG 55 %7.94); OM
(LG 55 %17.07 - Falkner %27.64); EE (DK 626 %2.68 - Tivak 678 %4.40); CF (Pioneer 3167 %17.96 - TTM
815%27.28); pH value (TTM 815’te 3.76 - Pioneer 3167’te 4.05); FP (LG 55’te 95.68 - Consur 112.64) değerleri
arasında farklılık göstermişitir. Sonuç olarak, çalışılan mısır hibritleri arasında besin maddesi içerikleri ve
fermentasyon karakteristikleri bakımından farklılıklar tespit edilmiştir. Bununla birlikte, kuru maddedeki
minerallerden Al hariç (P<0.05); As, B, Cr, Fe, Sn, Cu, Mn ve Zn içerikleri arasında önemli düzeyde farklılık
tespit edilmemiştir (P>0.05).
Anahtar Kelimeler: Mısır, besin maddesi, kalite kriterleri, kaba yem, silaj mineral içeriği.
African Journal of Agricultural Research. 2011. Vol. 6(24), pp. 5469-5474
A 10. İvesi ırkı besi kuzularında ad libitum olarak verilen buğday samanı, mercimek samanı ve bu
samanların yarı yarıya karışımlarının entansif besi performansı, bazı serum mineralleri ve
ekonomik etkinlik üzerine etkileri
Demirel, R1, İpek, P2,
Tatar, A.M3, and Şentürk Demirel, D4
Department of Animal Science, Faculty of Agriculture, Dicle University, 21280, Diyarbakır - Turkey.
2
GAP International Agriculturel Research and Training Center, Diyarbakır - Turkey.
1,3,4
Özet: Proje buğday ve kırmızı mercimek samanının ivesi ırkı erkek besi kuzularının büyüme performansı, yem
tüketimi ve etkinliği, serum mineralleri ve ekonomik etkinliğini karşılaştırmak amacıyla yapılmıştır. Şanlıurfa
Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’ne ait Tektek Hayvancılık İstasyonunda 2010 yılında yürütülmüştür.
Denemede 3 aylık yaşta sütten kesilmiş, benzer yaşta ve ortalama 19.18±0.76 kg canlı ağırlıktaki 30 baş İvesi
ırkı erkek kuzu eşit sayıda üç grup halinde besiye alınmıştır. Denemede kullanılacak kuzuların besi başı canlı
ağırlıkları aç karına tartılarak belirlenmiş ve her grubun ortalama ağırlığı benzer olacak şekilde deneme
gruplarına rasgele dağıtılmışlardır. Deneme kurulduktan sonra her iki haftada bir aynı gün ve saatte kuzuların
çeşitli vücut ölçüleri, canlı ağırlık ve yem tüketim değerleri tespit edilmiştir. Denemede kullanılan rasyonlar
aşağıdaki gibi ayarlanmıştır: D1: Buğday samanı + Kuzu Besi Yemi; D2: Kırmızı mercimek samanı + Kuzu
Besi Yemi; D3: %50 Buğday samanı + %50 Kırmızı mercimek samanı + Kuzu Besi Yemi. Her grupta kaba ve
karma yemler serbest olarak kuzulara verilmiştir. Konsantre yem olarak karma yem fabrikasından satın alınan
standart kuzu büyütme yemi kullanılmıştır. Deneme 56 gün sürdürülmüştür. Denemenin başında, ortasında ve
bitiminde kan parametreleri için alınan kan örnekleri alınmıştır. Deneme sonucuna göre: gruplara göre canlı
ağırlık, canlı ağırlık kazançları, yem tüketimi, yem değerlendirme etkinliği, çeşitli organ ağırlıkları, serum
mineral içeriği, çeşitli vücut ölçüleri ortalamaları arasındaki farklılıklar istatiksel olarak önemsiz bulunmuştur.
En iyi yem değerlendirme sayısı R3 rasyonunu (%50 buğday samanı + %50 kırmızı mercimek samanı) tüketen
gruptan elde edilirken, bunu sırasıyla R2 (kırmızı mercimek samanı) ve R1 (buğday samanı) grupları izlemiştir.
Sonuç olarak, kuzu besi yemine ek olarak serbest olarak buğday samanı, mercimek samanı ve yarı yarıya
karışımlarının verilmesinin kuzuların besi performansları ve serum mineral içerikleri üzerine olumlu ya da
olumsuz etkilerinin olmadığı gözlenmiştir. Kaba-karma yem oranlarında herhangi bir ayarlama yapılmamıştır.
Bunun sonucunda serbest olarak yemlenen kuzularda yüksek düzeyde “asidoz tablosu” beklenmesine rağmen
kuzuların tercihleri sonucu herhangi bir olumsuzluk yaşanmadığı tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: İvesi kuzu, besi performansı, buğday samanı, kaba yem, kırmızı mercimek samanı
Journal of Animal and Veterinary Advances, 2012. 11 (11): 1890 - 1896.
B. Uluslararası bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitabında (Proceedings) basılan bildiriler :
B 1. Karma yemlerde enzim kullanımı
Demirel, R1. ve Gürbüz, Y2. 1999.
1Dicle
2KSÜ
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Diyarbakır, Türkiye.
Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Kahramanmaraş Türkiye.
Özet: Kanatlı rasyonlarında (özellikle broyler) çok miktarda kullanılan mısırın istenildiği zaman ve şartlarda
temin edilememesi, üretimi mısıra göre daha fazla olan buğday ve arpanın, mısır yerine kullanılabilirliğinin
önemini ortaya koymuştur. Ayrıca, mısır hasattan hemen sonra yağmurlara maruz kalmasından dolayı, yapısında
mikotoksinleri barındırdığı bilinmektedir. Meydana gelen mikotoksinlerle bulaşık mısırın rasyonda kullanılması,
hayvanlarda zehirlenmeye yol açabilmektedir. Bununla birlikte, zamana bağlı olarak arpa ve buğday fiyatlarının
mısıra göre genellikle ucuz olması ve istanildiği miktarda bulunabilmesi, broyler rasyonlarına fazla miktarda
arpa ve buğday kullanma imkanının araşrtırılması sonucunu ortaya koymuştur. Broyler beslenmesinde yemden
yararlanma oranını iyileştirmek için rasyonlara çeşitli katkı maddeleri ilave edilmektedir. Bu katkı
maddelerinden sentetik hormon ve antibiyotik kullanımı, uyandırdığı antipati sebebiyle gerek üretici ve gerekse
tüketici bazında kullanımı oldukça sınırlandırılmak zorunda kalınmıştır. Bu sınırlandırmalar, yemden yararlanma
oranının azaltılması ve yem ham maddelerinin maksimum düzeyde değerlendirilmesi için alternatif katkı
maddeleri elde etmek için çeşitli çalışmalar yapılmasını zorunlu hale getirmiştir. Bu alternatif katkı maddesi ise
bakteri ve mayalardan elde edilen çeşitli enzimlerdir. Biyoteknolojinin mikrobiyolojik yöntemlere dayalı bir
uygulama alanı, hayvanların beslenmelerinde yem maddelerinin kullanılabilirliğinin artırılmasına yöneliktir.
Selüloz miktarı yüksek, selüloz-hemiselüloz-lignin kompleksine sahip bitkisel üretim artıklarının çiftlik
hayvanlarının sindirim sistemlerinde net kullanım oranlarının artırılması hedeflenir. Böylece artık madde olarak
çevre kirliliğine sebep olan selüloz gibi sindirilmeyen besin maddelerinin enerji kaynağı olarak değerlendirilmesi
söz konusu olmuştur. Bundan dolayı son yıllarda ABD, Avrupa ve Türkiye’de bir yem katkı maddesi olarak
enzimler kullanılmaktadır. Bu sebeple enzimlerin kullanılma gayesi, bir enerji kaynağı olarak nişasta olmayan
posakkaritlerin potansiyalinin en iyi şekilde kullanılması ve aynı zamanda yemin besleyici olmayan
özelliklerinin en alt düzeye indirilmesi şeklinde özetlenebilir. Arpa, buğday ve mısır ile kıyaslandığında fiyatının
daha ucuz olması, broyler rasyonlarında daha yüksek düzeyde kullanılmakta ve enzim ilavesi ile arpa
bakımından yüksek olan rasyonlarda arzu edilmeyen sonuçlar azaltılabilmektedir. Broyler endüstrisinde
enzimlerin başarı ile kullanımı, hindi ve yumurtacı kanatlı kümes hayvanlarının arpaya dayalı rasyonlarına
enzim ileve edilmesi populer hale gelmiştir. Tahıla dayalı kümes hayvanları rasyonlarında enzim kullanım
mekanizması tamamen açıklanamamıştır. Danelerde jel oluşturan polisakkaritlerin tahrip edilmesi tamamen
anlaşılır değildir. Bozulmamış hücrelerden enzimlerin salınması ile nişasta ve protein gibi rasyon bileşenlerinin
elverişliliğinin artırılmsı muhtemelen multi-enzim komplekslerinin kullanılmasını gündeme getirmiştir. Domuz
yetiştiriciliğinde, dışarıdan enzim verilmesi araştırılmaktadır. Sütten kesilen domuzlara enzim ilavesi domuzların
sindirimini artırmak için fizyolojik bir sebep olduğu halde, besleme denemelerinde performansı artırmak veya
doğum sonrası ölümleri azaltmada kesin sonuç alınamamıştır. Büyütme ve bitirme rasyonlarında da enzim
ilavesi ile benzer sonuçlar alınmıştır. Ayrıca özellikle tahıl danelerindeki kullanılamayan fosfor miktarı fitaz
enzimi ilavesi ile kullanılabilir hale gelebilmektedir. Bu suretle gübre ile dışarı atılan fosfor kullanılarak, çevre
kirlenmesine de engel olunmaktadır. Karma yemlerin işlenmesi esnasında ve sindirim sisteminde enzimlerin
dayanıklılığının iyi bilinmesi ve buna göre hayvan beslemede kullanılması gerekmektedir. Aksi takdirde karma
yemlere eksojen enzim ilavesinden beklenen fayda görülememektedir. Bunun için enzimlerin, kullanım
şartlarının ve enzimleri etkileyen faktörlerin bilinmesi ile kanatlı rasyonlarında enzim kullanımı mümkün
olabilecektir.
Anahtar Kelimeler: Enzim, fosfor, karma yem, polisakkarit, sindirilebilirlik.
VIV Poultry Yutav '99. Uluslararası Tavukçuluk Fuarı ve Konferansı Bildiriler Kitabı. s:489-495.
B 2. Karma yemlerde kaliteyi etkileyen faktörler
Demirel, R1. 2000.
1
Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Diyarbakır, Türkiye.
Özet: Çiftlik hayvanlarından beklenen verimin alınabilmesi için iyi bir genetik yapının yanı sıra, optimum çevre
şartlarına da ihtiyaç duyulmaktadır. Çevre şartlarından olan besleme apayrı bir öneme sahiptir. Diğer bütün
şartlar yerine getirilse bile hayvanlara kaliteli yem verilmedikçe karlı bir hayvancılık yapılamaz. Kaliteli karma
yemin ise, verilecek hayvanın ihtiyaçlarını karşılamakla birlikte, sağlığını ve verimini olumsuz etkileyecek
herhangi bir zararlı madde içermemesi gerekmektedir. Karma yemlerde bulunan ve kaliteyi etkileyen faktörler
ham maddelerden, depolama koşullarından, yem imalatı sırasındaki işlemlerden vb. kaynaklanmaktadır. Kaliteli
karma yem ancak kaliteli ham maddelerin kullanılmasıyla ve besin değerlerinin doğru bir şekilde tespit
edilmesiyle elde edilebilir. Ham maddelerin sindirilebilirliği de karma yemin kalitesini etkilemektedir.
Anahtar Kelimeler: Besin değeri, evcil hayvan, kalite, karma yem, verim.
International Animal Nutrition Congress, 2000. September, 4 – 6th, p: 544 - 549. Isparta.
B 3. Yem bitkilerinde kaliteyi etkileyen faktörler
Mehmet Başbağ1, Ramazan Demirel2 ve Dilek Şentürk2
1
Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü, Diyarbakır, Türkiye.
2
Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Diyarbakır, Türkiye.
Özet: Ülkemiz hayvan potansiyeli açısından dünyada önemli bir yere sahip olmasına rağmen, birim başına verim
yönünden istenen düzeyde değildir. Bunun nedenleri hayvanın genetik potansiyelinin düşük olması yanında,
optimal çevre faktörlerinin de sağlanamamasıdır. Bir hayvanın genetik kapasitesi ne kadar iyi olursa olsun, eğer
onu ihtiyaç duyduğu düzeyde kaliteli yemle besleyemezsek arzulanan düzeyde verim alamayız. Bu yüzden, yem
bitkileri ekim alanlarını artırmak ve kaliteli yem yetiştirmek için gerekli önlemleri almalıyız. Yem bitkilerinde
kalite; besleme değeri (protein, karoten, selüloz, mineral maddeler, vs.), sindirilebilirlik, lezzetlilik ve toksik
maddeler içeriği ile ilişkili olup, hayvan beslenmesinde büyük öneme sahiptir. Yem bitkilerinin kalitesi üzerine
ekolojik koşullar, bitki türü, biçim zamanı, gübreleme, kurutma, depolama, sulama, yetiştirme tekniği ve genetik
yapı etkili olmaktadır. Diğer taraftan yem bitkilerinde kaliteli kuru ot elde edilmesi; karışım şeklinde
yetiştirilmesine, biçim zamanına, doğal yeşil rengini kaybetmeden ve besleme değerini koruyacak şekilde
tekniğine uygun olarak kurutulmasına ve bunların uygun koşullarda depolanmasına bağlıdır.
Anahtar Kelimeler: Besin değeri, kaba yem, kalite, sindirilebilirlik, yem bitkisi.
International Animal Nutrition Congress. 2000. Bildiriler Kitabı. s: 390-395. Isparta.
B 4. AB Üyelik Sürecinde Yem Sektörümüzün Mevcut Durumu, Sorunları ve Çözüm Önerileri.
R. Demirel ve D. Şentürk Demirel. 2012.
Özet: Ülkemiz hayvan varlığı itibarıyla gerek Dünyada ve gerekse Avrupa’da önemli bir yere sahipken, hayvan
başına verimlilik açısından ne yazık ki Dünya ortalamalarının da altında yer almaktadır. Düşük verimde etkili
olan en önemli faktörlerden birisi de kaba ve karma yem üretimimizin gerek miktar ve gerekse kalitelerinin
düşük olmasıdır. Kaliteli kaba yem kaynakları çayır, mera ve yem bitkileridir. Doğal çayır ve mera alanları
zamanla tarım, madencilik, turizm, insan yerleşimi vb. amaçlarla giderek azalmıştır. Çayır ve meraların verimleri
plansız, zamansız ve aşırı otlatma, bakım yetersizliği gibi nedenlerden dolayı giderek azalmıştır. Çayır ve
meralarımızın verimli hale getirilmesi için uygulamadaki sakıncalarına rağmen, mera kanunu önemli bir fırsattır.
Yem bitkileri üretimi ise silajlık mısır üretimi dışında yetersizdir. Hayvancılığı gelişmiş ülkelerde ekilebilir tarım
arazilerinin yaklaşık olarak %30’unda yem bitkileri yetiştirilirken, bizdeki oran %3’ler düzeyindedir. Tarıma
dayalı sanayimiz şeker pancarı dışında yeterince gelişmediği için tarımsal sanayi yan ürünleri üretimimiz de
yeterli değildir. Karma yem üretimimiz de hayvan varlığımız dikkate alındığında her ne kadar yıllar itibarıyla
artma eğiliminde ise de, kalite ve kantite olarak yetersizdir. AB üyelik sürecinin dışında küreselleşen Dünya’da
giderek gümrük duvarları kaldırılmaktadır. Korumacılığın kaldırıldığı ortamda yapısal sorunlarını çözemeyen
ülkeler gelişmiş ülkelerin küresel şirketlerinin pazarı haline gelecektir. Bu makale ile hayvancılık sektörümüzün
ihtiyaç duyduğu kaba ve karma yem üretimimiz, sektördeki karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri hakkında
bilgi verilecektir.
Anahtar kelimeler: Kaba yem, karma yem, hayvan besleme, üretim, sorunlar ve çözümler
International Animal Science Congress of Turkish and Relatives Communities. Bildiriler Kitabı. Cilt 2, S: 201 213, Isparta.
D. Ulusal hakemli dergilerde yayımlanan makaleler :
D 1. Etil alkol vasatında üretilen tek hücre proteini (eprin) üzerinde biyolojik bir araştırma.
Çalışkaner, S1., Ceylan, N1., Konca, Y1., Demirel, R1., Çördük, M1. ve Milli, Ü2. 1999.
1Ankara
2Ankara
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Yemler ve Hayvan Besleme Anabilim Dalı, Ankara-TÜRKİYE
Üniversitesi Veteriner Fakültesi Zootekni Bölümü Yemler ve Hayvan Besleme Anabilim Dalı, Ankara-TÜRKIYE
Özet: Bu araştırmada; balık unu ile protein miktarı ve kalitesi bakımından balık unu yerine geçebilecek özellikte
bulunan, etil alkol vasatında üretilen tek hücre proteininin (eprin) karşılaştırılması yapılmıştır. Deneme, 75 anaç
fare (15 erkek+60 dişi) kullanılarak, 4 grup ve 12 tekerrürden oluşup, “Tesadüf Blokları Deneme Deseni”ne göre
kurulmuş ve 3 generasyon boyunca devam etmiş; 1. generasyon 245 gün, 2. generasyon 169 gün, 3. generasyon
85 gün sürmüştür. Deneme gruplarının rasyonlarına %7.5, 5.0, 2.5 ve 0.0 seviyelerinde eprin ile sırasıyla %0.0,
2.5, 5.0, 7.5 seviyelerinde balık unu katılmış, %0.0 eprin +%7.5 balık unu katılan grup kontrol olarak alınmış
diğer gruplar bununla karşılaştırılmıştır. Besleme denemesi sonunda; farelerden alınan kanda; eritrosit, lökosit,
hemoglobin ve hematokrit değerleri tesbit edilmiş; histopatolojik gözlemlerle organizmada, kanda, adeli dokuda
karsinojenik bulgular incelenmiş; ayrıca farelerde canlı ağırlık artışı, yem tüketimi ve döl verimi saptanmıştır.
Araştırma sonuçlarına göre; eprin içeren grupları olusturan farelerle, balık unu ile beslenen kontrol grubu fareler
arasında, bütün kriterler bakımından önemli derecede bir farklılık olmadığı saptanmıştır (P>0.05). Bazı farelerde
görülen çesitli kuyruk ve bacak deformasyonlarının muhtemelen yemle ilgili olmadığı; eprinin incelenen
kriterler bakımından balık unu ile aynı derecede etkili olduğu ancak genetik ve teratogenik yönden de
araştırılmasında yarar olduğu sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Besleme, eprin, fare yemi, histopatoloji, tek hücre proteini.
Turkish. J. of Agriculture and Forestry, 1998, 22: 299 – 304.
D 2. Sıvı parafin vasatında geliştirilmiş tek hücre proteini (paprin) üzerinde biyolojik bir araştırma.
Çalışkaner , S1., Konca, Y1., Ceylan, N1., Çördük, M1. Demirel, R1., Ceyhan, K2. ve Mamak, M3. 1999.
1Ankara
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Yemler ve Hayvan Besleme Anabilim Dalı, Ankara-TÜRKIYE
Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı, Ankara-TÜRKIYE
3Refik Saydam Hıfzısıhha Merkezi Baskanlıgı, Ankara-TÜRKIYE
2Ankara
Özet: Bu araştırmada amaç; protein miktarı ve kalitesi itibariyle balık unu yerine geçebilecek özellikte olan, sıvı
parafin vasatında geliştirilmiş, tek hücre proteininin (paprin) etkilerini saptamaktır. Deneme, 72 adet Isviçre
beyaz laboratuvar faresi kullanılarak (12 erkek 60 disi) 4 grup, her grup 3 tekerrür ve her tekerrür ünitesinde 6
fare olmak üzere Tesadüf Parselleri Deneme Desenine göre kurulmuş ve 3 generasyon devam etmiştir. Deneme
periyodu, 1. generasyon için 281 gün, 2. generasyon için 218 gün ve 3. generasyon için 99 gündür. Grup
rasyonlarına % 0.0, 2.5, 5.0 ve 7.5 düzeylerinde paprin ile sırasıyla %7.5, 5.0, 2.5 ve 0.0 düzeylerinde balık unu
katılmıştır. % 0.0 paprin +%7.5 balık unu içeren grup, kontrol grubu olarak alınmıştır. Besleme denemesi
sonunda tek hücre proteininin canlı ağırlık artışına, yem tüketimi, döl verimi ile gelişme üzerine etkileri
saptanmış; farelerden alınan kanda eritrosit, lökosit, hemoglobin ve hematokrit değerleri ile bazı histopatolojik
gözlemlerle paprinin adeli dokularda ve kan korpüsküllerinde karsinogenik etkileri incelenmiştir. Araştırma
sonuçlarına göre; aranan bazı kriterler bakımından gruplar arasında önemli farklılıklar saptanmıştır (P<0.05). 2.
generasyonun %7.5 paprin içeren 4. grubunda üremede, sütten kesilme ve cinsi olgunluk agırlıklarında düsüs
görülmüş, gelişmede, tüy yapısında ve renginde anormallikler saptanmış; 3. generasyonun ve 4. grubunun
zamanında kurulması engellenmiştir. Aynı bulgular 3. generasyonun 3. ve 4. gruplarında da gözlenmiştir. Bu
sonuçlara göre; paprinden gelebilecek muhtemel olumsuz etkinin tesbiti amacıyla; genetik, teratogenik ve
özellikle genital sisteme, büyüme ve seks hormonlarına, sperm analizine, surrenal, trioid, hipofiz, hipotalamusun
incelenmesine, kromozom ve DNA analizlerine bağlı araştırmaların yapılması gerekir.
Anahtar Kelimeler: Besleme, paprin, fare yemi, histopatoloji, tek hücre proteini.
Turkish J. of Agriculture and Forestry, 1999. 23: 125 – 131.
D 3. Beyaz Yeni Zelanda, Kalifornia ve Şinşilla ırkı tavşanlarda ürenin değerlendirilmesi üzerine bir
araştırma
Demirel R1, Çalışkaner, Ş2. 1999.
1Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Diyarbakır, Türkiye.
2Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, Ankara, Türkiye.
Özet: Bu araştırmada, Beyaz Yeni Zelanda, Kaliforniya ve Şinşilla ırkı tavşanlarda yüksek ham proteinli (%20),
düşük ham proteinli (%16) ve % 1.4 üre katılarak nitrojen düzeyi yükseltilmiş (%16 ham protein + % 1.4 üre)
rasyonların; canlı ağırlık, canlı ağırlık artışı, yem tüketimi, yem değerlendirme sayısı; karaciğer, kalp, böbrek,
abdominal yağ, sekum, karkas ve post ağırlıkları, karkas randımanı, sekum pH’sı ile karkas kalitesine ilişkin but,
sırt ve bel bölgesindeki ette ham besin maddesi miktarları; kan serumunda üre, total protein, kolesterol ve
kreatinin değerleri üzerine etkileri araştırılmıştır. Deneme, her ırktan 8 haftalık yaşta sütten kesilmiş 36 adet
tavşanın (18 erkek + 18 dişi), herbiri 3 tekerrürden oluşan 3 rasyon grubuna, faktöriyel düzende tesadüf blokları
deneme desenine göre dağıtılmasıyla kurulmuştur. Araştırma sonuçlarına göre; 6 haftalık besleme döneminde
düşük protein içeren rasyona % 1.4 düzeyinde üre katıldığında; canlı ağırlık, yem tüketimi, yem değerlendirme
sayısı ve yem maliyetinde önemli bir değişiklik olmamış; ancak bazı organ ağırlıklarında, kan parametrelerinde
ve ette saptanan ham besin maddesi miktarlarında farklı ırklarda normal sınırlar dahilinde, önemli farklılıklar
tesbit edilmiştir (P<0.05). Ancak; incelenen bütün kriterler açısından, Beyaz Yeni Zelanda, Kaliforniya ve
Sinsilla ırklarında, ürenin değerlendirilmesi, aynı derecede etkili olmuştur. Ürenin ucuz olması durumunda,
sütten kesilen tavşanların beslenmesinde rasyonlara % 1.4 düzeyinde katılabileceği sonucuna varılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Canlı ağırlık, kan parametreleri, karkas özellikleri, rasyon, üre, yem tüketimi, tavşan.
Tr. J. of Agriculture and Forestry. 23 (1999) 75-81.
D4. Beyaz Yeni Zelanda, Kaliforniya ve Şinşilla Irki Tavşanlarda Protein Kaynağı Olarak Kullanılan
Ürenin Ekonomik ve Biyolojik Etkinlik Üzerinde Etkileri
Demirel, R1 ve Fidan H2 1999.
1
Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü - DİYARBAKIR
2
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü -ANKARA
Özet: Bu çalışmada Beyaz Yeni Zelanda, Kaliforniya ve Şinşilla tavşanlarının yüksek protein, düşük protein ve
düşük proteinli rasyona ürenin ilave edilmesiyle hazırlanan bir rasyonla beslenmesinin etkisi incelenmiştir.
Denemede 3 ana grup oluşturulmuştur (I.Rasyon, II.Rasyon, III.Rasyon Grubu). Her bir grup 3 alt gruba (Beyaz
Yeni Zelanda, Kaliforniya, Şinşilla tavşan ırkları) ayrılmış ve her bir alt grupta her ırk için 12 tavşan
bulundurulmuştur. Alt gruplardaki canlı ağırlık artışı, günlük yem tüketimi ve yem değerlendirme sayılar! tespit
edilmiştir. Ele alman bu kriterler bakımından alt gruplar arasındaki farklılıklar istatistiki olarak önemli
bulunmamıştır. Üre katılmış rasyonla iki aylık sütten kesilmiş tavşanlar altı haftalık besiye alındığında canlı
ağırlık artış katsayıları Kaliforniya tavşan ırkında % 55.6, Beyaz Yeni Zelanda tavşan ırkında %49.7 ve Şinşilla
tavşan ırkında % 47.0 olmaktadır. Ele alman üç deneme grubunda Şinşilla tavşan ırkının diğer ırklara göre canlı
ağırlık kazancının düşük olduğu tespit edilmiştir. Besi performansı yüksek olan ırk Kaliforniya ve Beyaz Yeni
Zelanda tavşanlarıdır. Üre katılmış rasyon tipi ile beslenmesi tercih edilecek ırk ise Kaliforniya tavşanıdır. Bu
tavşandan 1 TL yem masrafına karşılık 2.69 TL gelir elde edilmektedir
Anahtar Kelimeler: Biyolojik ve Ekonomik Etkinlik, Canlı Ağırlık, Yem Değerlendirme. Üre, Rasyon, Tavşan.
Lalahan Hay. Araşt. Enst. Derg. 1999 39 (1) 73 – 83.
D 5. Ratlarda doğal zeolitin testis ağırlığı, vücut ağırlığı ve spermatolojik özellikler üzerindeki etkileri
Taş, M1, Demirel, R2, Şentürk Demirel, D2, Kurt, D3, Bacinoğlu, S4, Cirit, Ü4, Ketani, M.A5.
1Dicle
University, Faculty of Veterinary Medicine, Department of Reproduction and Artificial Insemination, D.bakır, Turkey.
University, Faculty of Agriculture, Department of Animal Science Feeds and Animal Nutrition, Diyarbakir, Turkey.
3Dicle University, Faculty of Veterinary Medicine, Department of Physiology, 21280, Diyarbakir, Turkey.
4Istanbul Univ. Faculty of Veterinary Medicine, Department of Reproduction and Artificial Insemination, Istanbul, Turkey.
5Dicle University, Faculty of Veterinary Medicine, Department of Histology and Embryology, 21280, Diyarbakir, Turkey.
2Dicle
Özet: Zeolitler iyon değişim özelliğine sahip doğal veya sentetik kristalize aliminyum slikat bileşikleridir. Kırk
yılı aşkın süredir hayvanlarda yem katkı maddesi olarak kullanılmalarına rağmen zeolitlerin spermatolojik
özellikler üzerindeki etkileri bilinmemektedir. Bu çalışmada, erkek ratlarda zeolitin vücut ağırlığı, testis ağırlığı
ve spermatolojik özellikler üzerindeki etkilerinin belirlenmesi amaçlandı. Araştırmada 24 adet 8 haftalık
Sprague–Dawley erkek rat kullanıldı. Ratlar çalışma başlangıcında tartılarak rastlantısal olarak dört gruba
ayrıldı. Yüzde yirmi dört protein içeren standart toz rat yemine %0 (kontrol), %2, %4 ve %6 oranında zeolit
karıştırılarak besleme grupları oluşturuldu. Daha sonra hazırlanan bu toz karışım pellet haline getirilerek 8 hafta
süre ile ratların beslenmesinde kullanıldı. Çalışma sonunda ratların canlı ağırlıkları kaydedildi ve sodium
thiopental anestezisi uygulandı. Daha sonra testisler, epididimisler, vesicula seminalisler ve ventral prostat
çıkarılarak çevre dokularından temizlendi ve testis ağırlıkları kaydedildi. Kauda epididimis sıvısı pipet aracılığı
ile aspire edilerek spermatozolojik muayeneler yapıldı. Çalışma süresince elde edilen ortalama canlı ağırlık artışı
kontrol (%0), %2, %4 ve %6 zeolit gruplarında sırasıyla 49.37±17.18, 44.84±10.25, 39.45±5.98 ve 47.09±11.49
g olarak tespit edildi (P>0.05). Testis ağırlığı ve spermatozoon motilitesi bakımından gruplar arasında
istatistiksel farklılık bulunamadı (P>0.05). Ancak diğer bütün gruplar ile karşılaştırıldığında, %6 zeolit grubunun
şekilsiz baş (P<0.001), boyun-orta kısım bağlantı hataları (P<0.01), ve toplam morfolojik bozukluk (P<0.001)
oranları önemli derecede yüksek bulundu. Bu çalışmadan, yüksek oranlardaki zeolitin erkek hayvanlarda
spermatozoon morfolojisini olumsuz yönde etkileyebileceği ve çiftlik hayvanlarında zeolitin reprodüksiyon
üzerindeki etkilerinin incelenmesinin gerektiği sonuçları çıkarıldı.
Anahtar Kelimeler: Zeolit; Rat; Spermatolojik özellikler; Motilite; Morfoloji
J. Fac. Vet. Med. Istanbul Univ. 2007. 33 (3), 33 - 42.
D 6. İnsan ve hayvan beslenmesinde antioksidanlar
Demirel, R1 Alınca, S2 ve Şentürk Demirel, D1. 2007.
1
Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Diyarbakır, Türkiye.
2
Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Öğrencisi, Diyarbakır, TÜRKİYE.
Özet: Canlı dokuların karşı karşıya kaldığı çeşitli metabolik olaylar sonucu meydana gelen bazı yan ürünler,
dokular üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilmektedirler. Bu şekilde oluşan serbest radikaller birtakım
zincirleme reaksiyonları başlatarak organizma için son derece toksik olabilmektedirler. Bunların organizma
üzerinde hasar meydana getirmelerinin engellenmesi için hızla kararlı hale getirilerek kimyasal reaksiyonlara
girme eğilimlerinin azaltılması gerekmektedir. Antioksidanlar bu kararsız bileşiklere elektron sağlayarak onların
süratle kararlı hale getirilmelerinde rol oynamaktadırlar. Çeşitli antioksidanların elektron bağlama kapasiteleri
farklı olduğu için dolayısı ile serbest radikal hasarının önlenmesinde de etkileri değişebilmektedir. Doğal
antioksidanlar pahalı ve zor temin edilmeleri nedeniyle yapayları tercih edilmektedir. Fakat, yapaylarının
doğrudan insan gıdalarına konulması bazı sakıncalara sahiptir. Antioksidan kaynakları başta kümes hayvanları
olmak üzere, çiftlik hayvanlarının yemlerine ya da bunlardan elde edilen etlerin raf ömürlerinin uzatılması için
ürünlere ilave edilebilmektedir. Antioksidanlar, yaz aylarında kümes kanatlılarının tükettiği yüksek yağlı
rasyonların oksidasyona karşı korunmalarını da sağlamaktadırlar.
Anahtar Kelimeler: Antioksidanlar, besleme, hayvan, insan, serbest radikal.
MKÜ Ziraat Fakültesi Dergisi, 2007. 12 (1-2):27 – 36.
D 7. Farklı oranlarda ak üçgül (trifolium repens ) ve arpa (hordeum vulgare l.) karışımlarının silolanma
özelliklerinin belirlenmesi
Demirel, R1, Saruhan, V2, Baran, M. S3, Andiç, N4, Şentürk Demirel, D1. 2010.
1Dicle
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, 2Dicle Üniv. Zir. Fak. Tarla Bitkileri Böl. 21280 / DİYARBAKIR
Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları ABD, / DİYARBAKIR
4Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü , 65080 / VAN
3Dicle
Özet: Bu çalışmada, arpa hasılı (Hordeum vulgare L.) ile ak üçgülün (Trifolium repens) çiçeklenme
dönemlerinde farklı seviyeleri karıştırılarak silolanma özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Denemede;
%20, 30, 40, 50, 60, 70 üçgül + %80, 70, 60, 50, 40, 30 arpa karışımları kullanılmıştır. Silajlar, ağzı kapaklı hava
almayacak şekilde sıkıştırılan plastik kavanozlarda 2’şer lt (3‘er tekerrürlü) olarak hazırlanmıştır. Kavanozlar 60
gün sonra açılarak fiziksel muayeneleri (renk, koku, strüktür) ve pH değerleri tespit edilmiştir. Örnekler hayvan
besleme laboratuarındaki analizler için hazır hale getirildikten sonra besin maddesi analizleri yapılmıştır.
Yapılan varyans analizi sonucunda; kuru madde (KM), organik madde (OM) ve nitrojensiz öz madde (NÖM)
ortalamaları arasındaki farklılıklar istatistiki olarak önemsizken; ham kül (HK), ham protein (HP), ham yağ
(HY), ham selüloz (HS) oranları ile, pH ve fleig puanı (FP) değerleri arasındaki farklılıklar önemli bulunmuştur.
Elde edilen KM, HK, OM, HP, HY, HS, NÖM, pH ve FP değerleri sırasıyla (%27.53 – 31.38, 9.34 – 10.39,
78.46 – 79.86, 10.17 – 13.63, 1.92 – 2.36, 30.75 – 36.09, 42.02 – 43.05, 5.05 – 5.34 ve 47.00 – 65.75) arasında
değişmiştir.
Anahtar Kelimeler: Baklagil, Buğdaygil, Karışım, Fiziksel Özellik, Ak Üçgül Silajı, Arpa
YYÜ Tarım Bilimleri Dergisi (YYU J AGR SCI) 2010, 20(1): 26 - 31.
D 8. Doğal zeolitlerin hayvancılıkta kullanım olanakları
Şentürk Demirel, D1, Demirel, R1 ve Doran, İ2. 2010,
1Dicle
2Dicle
Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü Yemler ve Hayvan Besleme Anabilim Dalı, Diyarbakır, TÜRKİYE.
Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü, Diyarbakır, TÜRKİYE.
Özet: Ülkelerin gelişmesine paralel olarak alım gücü yüksek bir tüketici kitlesi meydana gelmektedir. Daha
önceleri artan nüfusun beslenebilmesi için entansif üretim teşvik edilirken, günümüzde özellikle bebeklerin
beslenmesinde tamamen doğal şartlarda üretilen, herhangi bir katkı maddesi içermeyen ürünler tercih
edilmektedir. Gerek bebek maması üreticilerinin ve gerekse yüksek gelire sahip kitlelerin doğal gıdalara yönelik
talebi organik tarımı ve dolayısıyla organik hayvansal ürünlere olan talebi artırmıştır. Organik hayvansal
üretimde; hayvan ırkları, yetiştirme koşulları, barınaklar ve kullanılan yemlere dikkat edilmesi gerekmektedir.
Organik tarım yönetmeliğinin izin verdiği istisnalar hariç antibiyotik, hormon vb. katkı maddesi hayvan
yemlerinde kullanılmaz. Kalıntı bırakan bu tarz yem katkı maddeleri yerine yeni nesil yem katkı maddeleri
(antibiyotik yerine kekik, toksin bağlayıcı yerine zeolit vb.) organik hayvansal üretimde kullanılmakta, birim
alandaki hayvan yoğunluğu seyreltilip, zorunlu aşılar yapılmaktadır. Son yıllarda toksin bağlayıcı, kötü koku
giderici, performans artırıcı, yumurta kabuk kalitesini iyileştirici etkilerinden dolayı henüz herhangi bir olumsuz
etkisi tespit edilmeyen doğal zeolit çeşitleri organik hayvansal üretimde de güvenle kullanılmaktadır.
Anahtar kelimeler: Doğal zeolit, hayvansal üretim, organik hayvancılık, yem.
HR.Ü.Z.F. Dergisi, (J.Agric. Fac. HR.U), 2010, 14 (2): 13 – 20.
D 9. Sarı çicekli gazal boynuzu (lotus corniculatus) ve arpanın (hordeum vulgare) farklı düzeylerdeki
karışımlarının silolanma özelliklerinin belirlenmesi
Saruhan, V1, Demirel, R2, Baran, M. S3, Şentürk Demirel, D2. 2011.
1Dicle
Universitesi Ziraat Fakultesi, Tarla Bitkileri Bolumu, 21280 / DİYARBAKIR
Universitesi Ziraat Fakultesi Zootekni Bolumu, 21280 / DİYARBAKIR
3Dicle Universitesi Vet. Fak. Hayvan Besleme ve Hastalıkları ABD, 21280 / DİYARBAKIR
2Dicle
Özet: Bu çalışmada, arpa hasılı (Hordeum vulgare L) ile sarı çiçekli gazal boynuzunun (Lotus corniculatus)
farklı seviyeleri karıştırılarak silolanma özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Denemede, %20, 30, 40, 50,
60, 70 lotus + %80, 70, 60, 50, 40, 30 seviyelerinde arpa kullanılmıştır. Silajlar hava almayacak şekilde
sıkıştırılan ağzı kapaklı plastik kavanozlarda 2’şer lt (3’er tekerrürlü) olarak hazırlanmıştır. Kavanozlar 60 gün
sonra açılarak fiziksel muayeneleri (renk, koku, strüktür) yapılmış ve pH değerleri tespit edilmiştir. Örneklerde
gerekli besin maddesi analizleri yapılmıştır. Yapılan varyans analizi sonucunda; organik madde (OM) oranları ve
azotsuz öz madde (NÖM) değerleri arasındaki farklılıklar istatistiki olarak önemsiz; kurutulmuş silaj örneğindeki
kuru madde (KM), ham kül (HK), ham protein (HP), ham yağ (HY), ham selüloz (HS) oranları ile; pH ve Fleig
puanı (FP) değerleri arasındaki farklılıklar ise önemli bulunmuştur. Elde edilen KM, HK, OM, HP, HY, HS,
NOM, pH ve FP değerleri sırasıyla %28.08 – 32.60, 9.22 – 9.57, 79.13 – 81.33, 10.08 – 12.20, 1.98 – 2.60, 32.61
– 36.57, 30.50, 34.43, 4.76 – 5.11 ve 56.62 – 79.94 arasında değişmiştir. Sarı çiçekli gazal boynuzu ile arpanın
değişik oranlarda karıştırılmaları sonucu elde edilecek olan karışım silajlarında ham protein içeriğinin
arttırılması amacıyla silaj karışımına katılan baklagil oranı en fazla %50 olacak şekilde ayarlanmalıdır. Daha
yüksek oranlarda baklagil ilavesi silaj kalitesinin bozulmasına neden olabilir.
Anahtar Sözcükler: Gazal boynuzu, arpa, silolama.
Anadolu Tarım Bilim. Derg., (Anadolu J Agr Sci), 2011, 26 (1):40 – 45.
E. Ulusal bilimsel toplantılarda sunulan ve bildiri kitaplarında basılan bildiriler:
E 1. Mısır silajı yapım tekniği
Demirel, R1., Başbağ, M2., Gül, İ2. ve Saruhan, V2. 1997.
1Dicle
2Dicle
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Diyarbakır.
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü, Diyarbakır.
Özet: Dünyada üretilen mısırın 2/3’ü hayvan beslenmesinde, büyük çoğunluğu kanatlı hayvan karma yemlerinde
ve bir kısmı da silaj hasılı olarak kullanılmakta, ülkemizde ise, 80 bin dekar silajlık amaçlı mısır
yetiştirilmektedir. Et ve süt veriminin artırılmasında mısır silajı vazgeçilmez kaba, sulu bir yem olarak karşımıza
çıkmaktadır. Ruminant hayvanların beslenmesinde gerekli olan kaba yemlerin temininde güçlük çekilen
ülkemizde, gerek besin maddeleri bakımından zenginliği, gerekse hayvanlar için cazip olan aroması nedeniyle
silajlık mısır yetiştirilmektedir. Hazmolabilir besin maddesi yönünden oldukça zengin olan mısır, hiçbir katkı
maddesine ihtiyaç duyulmadan silolanabilmektedir. Buğdaygiller içerisinde yağ oranı bakımından ikinci sırada
yer alan mısır, nişastasının ve kitle üretiminin fazla oluşu, ayrıca hoş aroması nedeniyle hayvanlar tarafından
sevilerek tüketilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Besin değeri, kaba yem, mısır, silaj
Türkiye Birinci Silaj Kongresi, 16 – 19 Eylül, Bildiriler Kitabı, s: 204 – 208, Bursa.
E 2. GAP Bölgesi’nde silajlık materyal olarak mısır ve sorgum yetiştirme olanakları
Başbağ, M1., Demirel, R2., Gül, İ1. ve Saruhan, V1. 1997.
1
Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü, Diyarbakır.
2
Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Diyarbakır.
Özet: Bölgede sulamanın devreye girmesi ile ürün deseninde önemli değişiklikler meydana gelecektir. Bu
nedenle sorgum ve mısır, hayvanların ihtiyaç duyduğu yemi kısa sürede ve bol miktarda karşılayacak
olmasından dolayı, ürün deseni içerisinde kendisine yer bulabilecektir. Kaba yem ihtiyacının had safhaya ulaştığı
kış aylarında hayvanların ihtiyaç duyduğu kaliteli kaba yem kaynaklarının temini, ancak tarla tarımı içerisinde
yem bitkilerinin yetiştirilmesi ve bunların uygun biçimde kurutulması veya silolanması ile mümkün olmaktadır.
Mısır ve sorgum hem kesif, hem de kaba yem ihtiyacını karşılayabilecek bitkilerin başında gelmektedir. Bölgede
yapılan araştırmalardan elde edilen bulgulara göre; mısır ve sorgum çeşitleri gerek ana ürün, gerekse ikinci ürün
olarak yetiştirilmesi uygun bitkilerdir.
Anahtar Kelimeler: Besin değeri, GAP bölgesi, kaba yem, mısır, silaj, sorgum
Türkiye Birinci Silaj Kongresi, 16 – 19 Eylül, Bildiriler Kitabı, s: 251 – 254, Bursa.
E 3. Tavşanlarda besleme ve yemleme prensipleri
Demirel, R1. 1998.
1
Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Diyarbakır, Türkiye.
Özet: Besin kaynaklarının sınırlı olması, insanları alternatif gıda kaynaklarının kullanılmasına zorlamaktadır.
Yüksek biyolojik değerlilikleri nedeniyle hayvansal kaynaklı proteinler büyük öneme sahiptirler. Günümüzde
alınan besin maddelerinin niceliği değil, niteliği önemlidir. Bu nedenle nitelikli gıda maddelerine olan ihtiyaç
artmaktadır. İnsanlarımız bugün için aç değildir ama nitelikli gıdalarla beslenemedikleri için dengesiz
beslenmektedirler. Dolayısıyla fizyolojik olarak tok olsalar bile gereksinim duydukları besin maddelerini
alamadıkları için dengesiz beslenmektedirler. Gelişmiş ülkelerde son yıllarda kolesterol ve sodyum seviyesinin
düşük olması nedenleriyle tavşan etine olan talep artmaktadır. Yem değerlendirme kabiliyetlerinin ve üreme
hızlarının yüksek olması nedeniyle tavşan yetiştiriciliği yaygınlaşmaktadır. Tavşancılık, gerek çok kaliteli olan
eti ve gerekse kürkü ve özellikle de yünü nedeniyle ekonomik olarak yetiştirilebilecek alternatif hayvancılık
dallarından birisidir. Bu makalede tavşanlarda beslenme ve yemleme prensipleri hakkında bilgi verilecektir.
Anahtar Kelimeler: Et kalitesi, kürk, tavşan besleme, yem, yün.
I. Bilimsel Kürk Hayvancılığı Sempozyumu. Bildiriler Kitabı. s: 109 - 115. Ankara.
E 4. Hayvan beslemede renk vericilerin kullanılması
Demirel, R ve Şentürk Demirel, D. 2004.
Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü Yemler ve Hayvan Besleme Anabilim Dalı, Diyarbakır, TÜRKİYE.
Özet: Çiftlik koşullarında ticari yemlerle yetiştirilen broyler derisi, yumurta sarısı ile som ve alabalıkların doğal
renkleri elde edilememektedir. Tüketiciler ise günümüzde doğal renkli ürünlere daha fazla talep
göstermektedirler. Bu nedenle tüketici istekleri göz önünde bulundurularak bu hayvansal ürünlerin doğal
renkleri, yemlerine katılan bazı renk vericiler aracılığıyla yapılmaktadır. Bu gruptaki renk maddeleri yem katkı
maddeleri olarak kanatlı kümes hayvanlarının ve dalyanlarda yetiştirilen som balıklarının yemlerine
katılabilmektedirler. Ayrıca bazı gıda firmaları da benzer doğal kaynaklardan yine renk verici olarak
yararlanmaktadırlar. Hayvan beslemede kullanılan renk vericiler karotenoidler grubuna dahildirler. Bu grupta
vitamin A’nın provitamini olan karotenlere ilave olarak diğer renk vericiler de bulunmaktadırlar. Bitkilerin
çeşitli kısımlarındaki, özellikle de yaprak, kök ve meyvelerindeki çeşitli renkleri karotenoidler oluştururlar.
Ayrıca, günümüzde insan sağlığı için çok büyük öneme sahip olan antioksidan etkileri nedeniyle albenilerinden
daha fazla öne çıkmaktadırlar. Bu makale ile karotenoidlerin neler oldukları, ne işe yaradıkları, insan ve hayvan
dostu olan doğal kaynakları ve birbirlerinden farkları irdelenmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Karoten, ksantofil, pigment, tavuk, yem.
4. Ulusal Zootekni Bilim Kongresi. Bildiriler Kitabı. 2004. s: 452 - 459. Isparta.
E5. Diyarbakır ekolojik koşullarında, Koca fiğ (Vicia narbonensis L.) hatlarının verim ve bazı verim
ögelerininin belirlenmesi
Sümerli, M ve Demirel, R. 2003.
Özet: Araştırmada; bitki boyu 55.2-65.0 cm, %50 çiçeklenme gün sayısı 119-121 gün, olgunlaşma gün sayısı
186-188 gün. tohum verimi 236.6-305.5 kg/da, biyolojik verim 581-707 kg/da, bin tane ağırlığı 180.6-252.3 g,
yeşil ot verimi 1230-1930 kg/da, kuru ot verimi 270.9-416.9 kg/da, bitkide bakla sayısı 7.4-12.5 adet, baklada
tane sayısı 3.4-4.6 adet ve hasat indeksi % 40.3- 44.3 olarak elde edilmiştir. Araştırmada; istatistiksel olarak
önemli olmasa da, tane verimi yönünden IFVN-557 Sel 2377, IFVN-568 Sel 2383 ve IFVN-563 Sel 2471 hatları,
yeşil ve kuru ot verimi yönünde ise IFVN-560 Sel 2468, IFVN-561 Sel 2469 ve IFVN-122 Sel 2498 hatlarının
öne çıktığı tespit edilmiştir. Bundan sonra yapılacak çalışmalarda söz konusu hatlara önem verilmesi
gerekmektedir. Bu çalışma, Diyarbakır ekolojik koşullarında koca fiğ (Vicia narbonensis L.) hatlarının verim ve
bazı verim öğelerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Koca fiğ (Vicia narbonensis L.), hat/çeşit, verim ve verim öğeleri.
Türkiye 5. Tarla Bitkileri Kongresi, 13 – 17 Ekim 2003, Bildiriler Kitabı, s: 543 - 547, Diyarbakır.
E 6. Broylerlerde yüksek sıcaklık stresi üzerine C vitamininin etkileri
Şentürk Demirel, D. ve Demirel, R. 2005.
Dicle Üniversity, Faculty of Agriculture, Department of Animal Science, Feeds and Animal Nutrition, D.bakır, TÜRKİYE.
Özet: Bu çalışmanın amacı yüksek sıcaklık koşulları altında vitamin C katkılı yem kullanımının etlik piliçlerin
yem tüketimi, performans ve bazı organ ağırlıklarına olan etkilerini araştırmaktır. Deneme Diyarbakır’a bağlı
Çarıklı Beldesi’ nde bulunan bir çiftlikte, 12 Mayıs – 23 Haziran tarihleri arasında yürütülmüştür. Deneme
tesadüf parselleri deneme desenine göre 3 grup ve 3 tekerrürlü olarak 9 adet yer bölmesine 126 adet Ross - 308
etlik civcivler eşit sayıda, erkek-dişi karışık olarak yerleştirilerek yürütülmüştür. Araştırmada I. gruba (kontrol)
sadece başlatma ve büyütme yemleri verilirken; II. ve III. gruplarda ise başlatma ve büyütme yemlerine sırasıyla
100 ve 200 mg/kg düzeylerinde vitamin C eklenmiştir. Bitirme yemi ise her bir grup için son hafta kullanılmıştır.
Araştırmada; 4. haftaya ait canlı ağırlık artışı, yem tüketimi ve yem değerlendirme sayıları ile ortalama sıcak ve
soğuk karkas ağırlıklarıyla ilgili elde edilen bulgular istatistiki olarak önemli çıkarken; 4. hafta dışındaki haftalık
ve toplam canlı ağırlık artışları, yem tüketimleri, yem değerlendirme sayıları, sıcak ve soğuk karkas
randımanları, karaciğer, kalp, bursa fabricus, adrenal bez, dolu taşlık – boş taşlık ağırlıkları ve ölüm oranlarıyla
ilgili elde edilen değerler istatistiki olarak önemsiz bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Broyler, vitamin C, performans, yem tüketimi, sıcaklık stresi.
III. Ulusal Hayvan Besleme Kongresi, 07-10 Eylül 2005 Sayfa: 141 – 145, Adana.
F. ULUSAL HAKEMSİZ MESLEKİ DERGİLER:
F 1. Türkiye’de karma yem üretimi ve tüketimi
Demirel, R1. 1995.
1Ziraat
Yüksek Mühendisi, Ankara.
Özet: Karlı bir hayvancılık için karma yem büyük öneme sahiptir. Kanatlı kümes hayvanı yetiştiriciliğinde
üretim maliyetinin yaklaşık %80’ini karma yem oluştururken, süt ve besi hayvancılığında ise bu oran yaklaşık
olarak %60 civarındadır. Çiftlik hayvanlarının sahip oldukları genetik potansiyallerini ortaya çıkarabilmeleri için
ihtiyaç duydukları miktar ve kalitede karma yemlerle beslenmeleri gerekmektedir. Karma yemler hayvanların
besin maddesi ihtiyaçlarını karşılamalı, zararlı maddeler içermemeli ve yüksek düzeyde sindirilmelidir. Bu
makalede karma yem hakkında genel bilgilerin yası sıra yem sanayisinin mevcut durumu, yıllar itibarıyla üretim
durumumuz, sektörün kurulu kapasitesi, özelleştirmenin sektöre etkileri, yem desteklemesinin sonuçları, ile
sektörün genel olarak sorunları ve çözüm önerileri hakkında bilgi verilmiştir.
Anahtar Kelimeler : Besin maddesi, karma yem, yem desteklemesi, yem sanayi
Karınca, Kooperatif Postası, Aralık, 708: 57 – 62.
F 2. Kanola (Kolza) küspesinin kanatlı rasyonlarında kullanılma olanakları
Çördük, M1., Konca, Y1. ve Demirel, R2. 1995.
1Ankara
2Ziraat
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Ankara, Türkiye.
Yüksek Mühesndisi.. Ankara
Özet: Proteini amino asit bileşimi bakımından soyanınkine oldukça benzerlik göstermekte olan kanola küspesi,
yurdumuz hayvanlarının beslenmesinde yararlı bir kaynak olabilir. Ayrıca üretimi için ülkemizde olanakların
elverişli olduğu anlaşılmaktadır. Kanola üreticisinin teknik ve ekonomik bakımdan desteklenmesi halinde gerek
ekim alanlarının genişlemesi ve gerekse dekara verimin artırılması ile diğer tarım ürünleri arasında cazip bir
duruma getirilmesi sağlanabilir. Böylece, hem yağ açığımızın ve hem de yem sanayimizin kaliteli protein
açığının kapatılmasında yararlanılabilir. Yurdumuzda kanola üretiminin geliştirilmesine çalışılırken, diğer
yandan da yağ fabrikalarımızın bu tohumun işlenmesinde gerekli öğütme ve ekstraksiyon kapasitelerinin sistemli
bir şekilde geliştirilmesi yoluna gidilmelidir. Son zamanlarda yağ teknolojisindeki gelişmeler kanola
küspesindeki selüloz miktarının da düşürülmesi üzerine yönelmiş ve tohum kabuğunun soyulması suretiyle bu
küspenin yem değeri soya gibi en zengin küspenin bileşimine benzere duruma gelmesini sağlamıştır. Böylece,
kanola küspesinin kümes kanatlıları rasyonlarında rahatlıkla kullanılması olanakları geliştirilmiştir. Literatür
bildirişleri ve bölümümüz deneme kümeslerinde yapılan araştırmaların sonuçları dikkate alındığında, erusik asit
ve glukozinolatı düşük kolza “kanola” küspesinin etlik piliç rasyonlarında %15 – 20 düzeyinde, etlik hindi
rasyonlarında soya küspesinin tamamı yerine veya %30’ a kadar, yumurta tavuğu rasyonlarında ise %15 – 20
düzeylerinde kullanılmasının uygun olacağını söylemek mümkündür.
Anahtar Kelimeler: Hayvan besleme, kanatlı, kanola, kolza küspesi, protein kaynağı.
Hasad Dergisi Kasım. (126): 37 – 41 ve Aralık Sayıları (127): 46 - 49.
F3. Yumurta Kolesterol Düzeyini Etkileyen Faktörler.
Çördük, M1., ve Demirel, R2. 1996.
1Ankara
2
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Ankara, Türkiye.
Ziraat Yüksek Mühesndisi.. Ankara
Özet: Günümüzün yaşam koşulları insan sağlığını ciddi ölçüde etkilemektedir. Genetik yapı, beslenme ve stres
sağlık üzerine etkili olan asıl etmenlerdir. Genetik yapı ve modern hayat tarzından kaynaklanan stresi çok fazla
değiştirememekle beraber, beslenmeye müdahale ederek yaşam kalitesini artırma şansımız bulunmaktadır.
Yaşam kalitesini ciddi ölçüde düşüren kalp damar rahatsızlıkları genellikle yüksek kolesterol seviyesine bağlı
olarak şekillenmektedir. Kolesterolün vücutta bir çok fonksiyonu bulunmaktadır. Daha çok doymuş yağların
tüketimine bağlı olarak artmaktadır. Bu makalede taşıdığı yüksek biyolojik değeri nedeniyle önemli bir protein
kaynağı olan yumurtanın kolesterol seviyesi düşürmek için yapılan çalışmalar değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Yumurta, kolesterol, insan sağlığı
Yem Magazin Dergisi, Mart Sayısı. S: 48 - 52.
F4. Tavukçuluk Kesimhane Artıkları, İşlenmesi, Yem Değeri ve Yemlerde Kullanma İmkanları.
Çördük, M. ve Demirel, R. 1996.
1Ankara
2
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Ankara, Türkiye.
Ziraat Yüksek Mühesndisi.. Ankara
Özet: Kanatlı kümes hayvanları ve domuz gibi tek mideli hayvanların sağlıklı ve dengeli beslenmeleri için
yemlerinin ham protein içeriklerine ilave olarak, sindirilebilirliğinin yüksek olması ve içerdiği amino asit
dizilişlerinin de dengeli olması gerekmektedir. Bu nedenle rasyonlarda hayvansal protein kaynağı kullanılması
gerekmektedir. Balık unu, et – kemik unu hidrolize tüy unu ve tek hücre proteinleri bu amaçla tercih
edilmektedirler. Ayrıca hayvansal protein kaynakları sindirimi ve emilimi kolay olan birçok mineralin de en
uygun ve ekonomik kaynaklarıdır. Balık unu gerek yüksek fiyatı ve gerekse kullanımı sınırlandırıldığı için et –
kemik unları yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu makalede, özellikle tek mideli hayvanların beslenmesinde
büyük öneme sahip olan kesimhane artıklarının üretim prosesi, besin değeri ve yapılan hayvan besleme
çalışmaları değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Hayvansal protein, et – kemik unu, biyolojik değer
Kooperatifçilik Dergisi, Sayı: 111. s: 52 - 65.
F 5. Yem karmalarına katılan bakır, molibden ve kükürt arasındaki antagonistik ilişkiler
Demirel, R1. ve Çalışkaner, Ş2. 1996.
1
Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Diyarbakır, Türkiye.
2
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Ankara, Türkiye.
Özet: Çiftlik hayvanlarının besin maddesi ihtiyaçları belirlenirken tür, ırk, yaş, cinsiyet, fizyolojik durum,
aktivite, verim vb. gibi etmenler dikkate alınmaktadır. Günlük olarak dikkate alınması gereken besin maddeleri
daha çok protein ve suda eriyen vitaminlerdir. Kaliteli karma yemleri yeterince tüketen hayvanlarda normal
koşullarda yetersizlik semptomları oluşmaz iken, karma yemlerin ve yalama taşlarının verilmediği, hayvanların
mer’ada oldukları ilkbahar ve yaz aylarında yetersizlik semptomları meydana gelmektedir. Bu mevsimlerde aynı
zamanda antagonist maddeler de bol miktarda bulunmaktadır. İnsan ve omurgalı hayvanların iskeletleri mineral
maddelerden oluşmaktadır. Kemik ve dişlerin yapısında bulunarak dayanıklılık ve sertlik sağlarlar. Ayrıca
kaslarda, kanda, süt, sperm, tükrük gibi çeşitli vücut sıvılarının yapısında, organlarda, enzim sistemlerinde,
ozmotik basıncın sağlanmasında, kalp ve sinir liflerinin çalışmasında, enerji metabolizmasında mineraller son
derece hayati görevlere sahiptirler. Sağlıklı ve dengeli olarak hayvanların beslenmesi için mineraller yemlerde
uygun formlarda ve yeterince bulunmalıdır. Antagonistlerinin varlığı halinde ise mutlaka miktarlarının
artırılması gerekmektedir. Bu makaleyle bakır, molibden ve kükürtün metabolizmadaki görevleri ile birbirleri
arasındaki antagonistik ilişkiler hakkında bilgi verilecektir.
Anahtar Kelimeler: Antagonist, bakır, hayvan besleme, mineral, molibden, kükürt.
Yem Magazin Dergisi, Aralık Sayısı. S: 32 - 35.
F6. Süt karma yemlerine katılan hayvansal yağın süt ve süt yağı miktarları üzerine etkileri
Demirel, R1. ve Zincirlioğlu, M1. 1996.
1Ankara
Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü Yemler ve Hayvan Besleme Anabilim Dalı, Ankara-TÜRKİYE
Özet: Bu araştırmada, süt karma yemlerinde enerji kaynağı olarak kullanılan tahılların bir miktarı yerine katılan
rendering yağının süt miktarı ve sütün yağ oranı üzerine olan etkileri araştırılmıştır. 4.11.1991 tarihinde
başlayıp, 20 hafta süren denemede, 2. laktasyonlarındaki 4 adet Holstein melezi ine k 4 x 4 latin kare metoduna
göre denemeye alınmışlardır. Deneme her biri 15 gün alıştırma (ön deneme) ve 21 gün esas dönem olmak üzere
5'er haftalık 4 dönemde yürütülmüştür. İneklere kontrol (yağsız), % 2, % 4 ve % 6 yağlı olmak üzere 4 ayrı
kesif yem karmasının yanısıra kaba yem olarak hayvanların yaşama payı ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde iyi
kalite kuru yonca otu verilmiştir. Kesif yem ise ineklerin 20 lt süt verimlerine karşılık olarak inek başına 8
kg/gün verilmiştir. Rasyonlara göre günlük ortalama süt verimi sırasıyla 19.64, 19.90, 15.53 ve 15.23 kg olarak
gerçekleşmiş ve aralarındaki fark istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P < 0.05). % 4 yağa göre düzeltilmiş süt
verimleri ise rasyonlara göre sırasıyla 17.97, 17.44, 14.16 ve 13.91 kg olup, rasyonlar arasındaki farklılık
istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P< 0.05). Sütle yağ oranı rasyonlara göre sırasıyla % 3.44, 3.18, 3.40 ve
3.45 olarak belirlenmiş olup, rasyonlar arası farklılıkların önemsiz olduğu (P>0.05), mevcut farkların ise
ineklerin genetik yapılarından kaynaklandığı tespit edilmiştir (P<0.0l). Araştırma sonuçları, rendering yağımn
süt karma yemlerinde gerek enerji kaynağı olarak ve gerekse süt miktarım artırmak için % 2 düzeyinde
kullanılabileceğini ortaya koymuştur. Rendering yağının süt miktarım ciddi şekilde artırmasa bile rasyon
maliyetini düşürdüğü için ekonomik olarak kullanılabileceği ortaya çıkmıştır. % 6 düzeyine kadar rendering
yağı, kullanılması sonucunda hayvanlarda yem tüketimi bakımından bir isteksizlik gözlenmemiştir.
Anahtar Kelimeler: Rendering yağı, süt sığırı, süt verimi, süt yağı, yem.
Yem Magazin Dergisi, Ocak Sayısı. S: 36 - 40.
F7. Kanolanın Tarımı, İnsan ve Hayvan Beslenmesindeki Rolü.
Karaaslan, D1. Demirel, R2 ve Gül, İ1. 1997.
1Dicle
2Dicle
Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü, Diyarbakır.
Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, Diyarbakır.
Özet: Yağ ve yağlı tohum ihtiyacımız her yıl giderek artmakta, döviz sıkıntısı çeken ülkemizde önemli miktarda
kaynak yurt dışına transfer edilmektedir. Ülkemiz tropikal kuşakta yetiştirilen koka ve palm bitkisi hariç her
türlü yağ bitkisini yetiştirmeye elverişli olduğu halde, başta sofralık olmak üzere yağ ve küspe ihtiyacımızı
karşılayamamaktadır. Yağ bitkileri iklim ve toprak özellikleri bakımından seçici olmalarına karşın ülkemizde
birçok yerde başarıyla yetiştirilme olanağına sahiptirler. Genellikle yazlık olarak ekilir, kısa sürede ürün alınarak
yağ fabrikalarının atıl olduğu dönemlerde çalışma imkanı sağlarlar. Kolza diğer yağlı bitkilere kıyasla yaklaşık 2
ay daha erken hasat edildiği için ikinci ürün yetiştirmeye avantaj sağlamaktadır. Kolza yağı sofralık tüketime
ilave olarak hayvan beslemede ve sanayide (sabun, boya, vernik) kullanılmaktadır. Bu makalede antibesinsel
faktör seviyeleri düşürülmüş kolza çeşitlerinin yetiştirme koşulları, toprak ve iklim istekleri ile elde edilen
küspelerin rasyonlarda kullanılma olanakları değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Hayvan besleme, kanola yağı, kolza küspesi.
Agrotech Dergisi, Sayı: 7, S: 52 – 56.
Download