Yıl: 3, Sayı: 9, Aralık 2016, s. 262-272 Tugba KORHAN1 BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDAN ANAVATAN’A KATILANA KADAR KIRIKHAN Özet Kırıkhan, Hatay ilinin kuzeydoğusunda yer alan ilçedir. Kırıkhan, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, savaş sırasında imzalan Sykes Picot Anlaşması’na uygun olarak önce İngiltere’nin işgaline uğramış ardından İngiltere de bölgeyi Fransa’ya terk etmiştir. Fransa, Adana bölgesine hem silah hem de askerlerini Kırıkhan’dan taşıdığı için bu bölgenin onlar için güvende olması önemliydi. İşgal döneminde, Fransa kendileri için güvenliğini arttırmak ve bölgedeki Türk nüfusunu daha az göstermek amacıyla Kırıkhan’a özellikle Suriye ve Lübnan’dan Ermenileri taşımıştır. Kırıkhan’da yaşayan Türk nüfusu 1921 yılında Ankara Antlaşması’ndan sonra Türkiye’ye Misak-ı Millî ile bağlı kalan Sancak Bölgesi’nin içinde yer almıştır. Sancak Bölgesi’nde özel bir yönetim kurulmasından sonra sancağın üç nahiyesinden biri olarak yönetilen Kırıkhan da o dönemde yine bölge halkının Fransız ve Ermenilerle mücadelesi devam etmiştir. Hatay’da seçimler yapıldıktan sonra meclise altı Türk milletvekili gönderen ilçe 1939 yılında bağlı olduğu Hatay’la birlikte anavatana katılmıştır. Bu makalede Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Kırıkhan İlçesinin Anavatan’a katılış süreci incelenmiştir. Anahtar Kelimeler; Kırıkhan, Hatay Meselesi, Milli Mücadele. 1 Yrd.Doç.,Çukurova Üniersitesi. Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü., [email protected] Birinci Dünya Savaşı’ndan Anavatan’a Katılana Kadar Kırıkhan KİRİKHAN, AFTER THE FIRST WORLD WAR UNTIL THE ANNEXATION TO FATHERLAND Abstract Kirikhan is a town of hatay which is located the northeast of Hatay. During the World War I France dominanced Kirikhan by the treaty of Sykes-Picot which was made between England and France. After the World War I. France occupied Kirikhan. The greatest supporters of France were Armenians at that time. People in Kirikhan people have struggled against the invaders . With The treaty of Ankara 1921 with Hatay, Kirikhan was left to Syria under the French mandate and the Turkish population was treated as a minority group eventhough they formed the majority, and were tortured by the Armenians or by the French. After the reunion of Hatay with the motherland in 1939 In this study after the World War I. the history of Kirikhan town was presented generally. Key Words; Kirikhan, Hatay Question, the Turkish National Struggle for Independence. 263 GİRİŞ Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’na katılmış savaş sonunda Anadolu’nun işgaline yol açacak olan Mondros Mütarekesi imzalanmıştır. Mütareke imzalanmadan savaşın sonuna doğru, 25-26 Ekim 1918 günlerinde, Yedinci Ordu düşman taarruzlarını püskürtme cesaretini göstermiş böylece Türk birlikleri muharebelerin son günlerinde şan ve şerefini yüceltmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın komutasındaki birlikler, Antakya’yı içine alacak şekilde İskenderunBeylan (Belen) - Der el Cemal (Diricemal) - Tel-er Rifat (Tellerifat) ve doğuya uzanımı eski halini koruyacak şekilde yeni bir hatta çekilmiş, bu hat 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi’ne kadar Türk birliklerinin elinde kalmıştır. Bu tarihî hat; daha sonra Misak-ı Millî’de güney sınırımız olarak kabul edilecektir. (Atatürk, 1989: 29) İngiltere ve Fransa’nın çeşitle bahaneler göstererek İskenderun ve çevresini işgal etmek istemeleri merkezi Adana’da bulunan Yıldırım Orduları Grubu Komutanı Mustafa Kemal Paşa’nın çabalarına karşın 7 Kasım 1918‘de Yıldırım Ordularının dağıtması üzerine gerçekleşecek bölge İtilaf devletlerinin işgali altına girmiştir olacaktır. SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:9, Aralık 2016, s. 1-10 Tugba Korhan 1. Milli Mücadele’de Kırıkhan Osmanlı Devleti döneminde canlı bir uğrak yeri olan Kırıkhan, Antakya - Maraş, İskenderun - Halep yollarının kesiştiği noktada, çok sayıda hanın bulunduğu bir konaklama merkezi olarak bilinmektedir. Cumhuriyet dönemine kadar Belen İlçesine bağlı küçük bir merkez niteliğinde olmuştur. Mondros Mütarekesi imzalandıktan kısa bir süre sonra 8/9 Kasım‘da İngilizler; Antakya, Altınözü, Reyhanlı, Samandağ, Yayladağı ve İskenderun ile beraber Kırıkhan’ı da işgal etmiştir. Daha sonra ise, 15 Eylül 1919 günü İngiltere ile Fransa arasında “Suriye İtilafnamesi” adı altında bir mukavele imzalanmıştı. Bu mukaveleye göre; İngiltere işgal ettiği Antakya bölgesini Fransa’ya bırakacaktı. Fransa bölgeye yerleşmek amacıyla bu doğrultuda işgale teşebbüs etmiş ve İskenderun’dan asker sevk ederek İskenderun-Antakya yolunu kontrol altına almıştı. Ayrıca Fransızlar Suriye üzerinden de Hatay’a asker sevk etmeye başlamışlardı. Bu yoğun asker sevkiyatına rağmen Fransızlar, sadece şehir merkezlerini ellerine geçirebilmişler, fakat kırsal alan ve köylerde yer yer önemli Türk çetelerinin direnişiyle karşılaşmışlardı. Kırıkhan, Fransızların özellikle Adana’ya asker ve silah gönderdiği güzergâhlardan olduğu için bu bölgede Fransız askeri geçişi çok olmuş. Buna karşılık da Türk kuvvetleri Fransız askerlerine karşı tüm Hatay’da olduğu gibi Kırıkhan’da da kahramanca mücadele etmişlerdir. Mondros Mütarekesi’nden sonra 10 yıl işgal altında kalacak olan Kırıkhan’a Mütareke ’den sonra Ermeni göçü olmuştur. Lübnan ve Suriye’den bölgeye göçen Ermeniler Fransız askerleri ile birlikte hareket ederek bölge halkına eziyet etmişlerdir. Fakat 1921 yılında Fransızlarla Ankara İtilafnamesi’nin imzalanmasından sonra gelen Ermenilerin bir kısmı tekrar sonra çoğu Suriye ve Lübnan’a taşınmışlardır. Hatay Devleti kurulduktan sonra cumhurbaşkanı seçilecek olan Tayfur Sökmen, 31 Mayıs 1920’de bölgenin işgalinden sonra milli direniş gösteren bölgenin Misakı Millî sınırları içinde olup olmadığını ve nasıl hareket etmeleri gerektiğini Mustafa Kemal Paşa’ya bir telgraf çekerek sormuştur. Mustafa Kemal Paşa verdiği cevapta, Sancak bölgesinin Misak-ı Millî sınırları içinde olduğunu söylemiş. Maraş’taki II. Kolordu ile temas ederek faaliyetlere devam edilmesini istenmiştir.(Sökmen,1992: 21) Bunun üzerine Maraş’taki Kolordu Kumandanı Selahattin Adil, Binbaşı Kadri ve Yüzbaşı Süleyman Bey’i Kırıkhan’ın Saylak Köyü’ne göndermiştir. Bölgeye gönderilen Türk subayları bölgedeki milis kuvvetleri örgütlemişlerdir. (Selçuk,1974: 10) burada başlayan örgütlenme Dörtyol’da Ahmet Türkmen komutasında Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin kurulmasıyla devam SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 9, Aralık 2016, s. 262-272 264 Birinci Dünya Savaşı’ndan Anavatan’a Katılana Kadar Kırıkhan etmiştir. Cemiyet, Antep ve Adana havalisi işgal altında olduğu için sadece Maraş ile haberleşme sağlayabilmiş, Maraş’tan bölgeye destek için önce Yüzbaşı Bedri bölgeye gönderilmişti. Fakat Fransızların taarruzu üzerine Yüzbaşı Bedri ve kuvveti bölgeden çekilmek zorunda kalırken bölgeye Maraş’tan ikinci defa Özdemir Bey kumandasında bir askeri kuvvet gönderilmiştir. Bölgede Türk direnişi arttıkça Fransızların yaptığı askeri harekâtlar yağmalar yakıp yıkmalar da artmıştır. Fransa, özellikle İskenderun iskelesinden asker ve silah çıkararak Kırıkhan üzerinden Adana’ya gönderiyordu. Buna engel olmak için Kuzucukar köyünden Kara Hasan komutasındaki Türk milis kuvvetleri, Ömer Hocaoğlu, Mehmet Ağa, Bıyık Hacı Ağa, Kürt Yusuf Ağa müfrezeleri ile birleşerek 400 kişilik bir kuvvetle 8 Şubat 1920 tarihinde Hamamköy civarında Kırıkhan yolu üzerindeki Fransız askerlerine baskın yaparak tabura ağır kayıplar verdirmişler ve Fransız taburu Halep bölgesine çekilmek zorunda kalmıştır. Bu baskınla 400 kadar silah, yüzlerce sandık cephane ele geçirilmiş ve civar köylere dağıtılmıştır. (Arslan, 1991: 82) Kara Hasan, Fransızlarla mücadelede önemli bir milis kuvvet lideri olmuştur. 1919 Haziran ayı boyunca Kırıkhan’daki Eşmişek yaylasında, Gümüşoluk mevkiinde Fransızlara ve Ermenilere karşı mücadele etmiştir. Kara Hasan’ın faaliyetlerinin yanında Kırıkhanlılar yine 1920 yılında Kırıkhan’a yakın Belen mevkiinde Fransızlarla çatışmış, Bakarkaya bölgesinde Hassa’da Fransızlara karşı zafer kazanmışlardır. 1922 yılı sonuna gelindiğinde, Kırıkhan’ın statüsünde bir değişiklik yapılmış, Belen kaza teşkilatı, Kırıkhan’a nakledilerek Kırıkhan ilçe, Belen ise Kırıkhan’ın nahiyesi olmuştur. (Tekin, 1993, 142). 2. Ankara İtilafnamesi Sonrasında Kırıkhan Türk hükümeti ile Fransa arasında 20 Ekim 1921 tarihinde imzalanan Ankara İtilafnamesi, ile Türkiye ile Suriye arasındaki sınırı Payas-Kilis hattından çizmişti. Bu çizgi Dörtyol ve Hassa’yı Türkiye sınırları içinde; İskenderun, Antakya, Reyhanlı, Yayladağı, Samandağ, Altınözü ilçelerini ve konumuz olan Kırıkhan’ı Fransız işgali altında bırakıyordu. Ancak Misakı Millî ile sınırlarımız içinde kalmış olmak tek güvence ve mücadele kaynağı olacaktı. Bu anlaşmayla iki devlet arasındaki savaş hali sona ermiş oldu. Suriye ve Türkiye arasındaki sınır Hassa ile Dörtyol’un Türkiye’de kalması Kuvayı Milliye birliklerinin silahlarını bırakarak bölgeden çekilmeleri ile sona erdi. Haklarında ölüm emri verilmiş olan çeteciler Türkiye’ye geçecekti. SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:9, Aralık 2016, s. 1-10 265 Tugba Korhan Bu anlaşmanın 7. Maddesine göre İskenderun’da özel bir yönetim rejimi kurulacak bölgenin Türk soyundan gelen halkı kültürlerinin gelişmesi için her türlü kolaylıktan yararlanacak ve Türk dili bölgede resmi dil kabul edilecektir. (Soysal, 2000: 322) Anlaşmadan sonra sancak merkezi, İskenderun olmak üzere Antakya ve Kırıkhan’dan oluşan üç kaza hainde organize edilmiştir. Kırıkhan; Beyhan, Reyhaniye ve Hacılar’dan oluşan bir kaza niteliğindeydi. Kırıkhan İlçesini yöneten kaymakam doğrudan Sancak Mutasarrıfına bağlıydı. Nahiye müdürlükleri ise kaymakama karşı sorumluydular. Ayrıca Sancak’taki Manda yönetimini temsilen Fransız bir yüksek komiser görev yapmaktaydı. Bu yüksek komiser tarafından oluşturulan büroya bağlı olarak Kırıkhan’da bir görevli çalışmaktaydı. 1930lara belirginleşen Almanya ve İtalya’nın topraklarının genişletmek isteyen tavrı sonucunda ülkeler kendi dış politikalarını yeniden gözden geçirme gereği duydular. Fransa da bu yeni olupşan tehdide karşı duyarsız kalmayarak Türkiye ile olan ilişkilerini yumuşatma eğilimine girdi. Bilindiği gibi Mustafa Kemal Atatürk için olmazsa olmaz konu Hatay’ın ait olduğu topraklara yeniden katılmasıydı. İşte bu uygun şartlarda Türkiye ve Fransa arasında 3 Şubat 1930 tarihinde Paris’te Dostluk Uzlaşma ve Hakemlik Anlaşması imzalandı. Fransa,1936 Eylül’ünde Suriye’ye aynı yılın Kasım ayında da Lübnan’a bağımsızlık vermiştir. Fakat Suriye ile yapılan bağımsızlık anlaşmasında İskenderun ile ilgili hiçbir hüküm yoktu yani Fransa İskenderun’u doğrudan Suriye’ye vermişti. Türkiye ortaya çıkan bu yeni durumu kabul etmeyecek ve konuyu Milletler Cemiyeti Konseyi toplantısına götürecekti fakat toplantıdan Türkiye lehine bir sonuç alınamayınca Türkiye Fransa’ya 9 Ekim 1936 tarihinde nota vererek İskenderun Sancağına da bağımsızlık verilmesini istedi. Bu gelişmelerden sonra 31 Ocak 1937 tarihinde Antakya’ya gelen Milletler Cemiyeti Müşahit Heyeti 29 Mayıs 1937 tarihli kararı ile İskenderun Sancağı’na ayrı bir idare şekli tanımıştır. Kabul edilen statüye göre; Sancak, idari ve mali konularda bağımsız olacaktı. Bunların yürütülmesi için idare meclisi ve mutasarrıfa yetki verilmiştir. 12 kişilik bu meclis 9’u seçilmiş, 3’ü de atanmış üyelerden oluşturulmuştur. Mutasarrıfı da devlet başkanı seçmektedir. Kırıkhan'dan 1 Türk ve 1 Ermeni üye seçilmiştir. (Tekin, 1993: 174) 1921 Ankara Anlaşması’ndan sonra Türkiye sınırları dışında fakat Misakı Millî içinde kalan topraklarda yaşayan halkın ümidi bitmiş değildir. Hâlâ bu bölgelerde ana vatana katılmak için hem de bölgedeki yabancı unsurlarla mücadele etmek için çetecilik faaliyetleri devam etmektedir. SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 9, Aralık 2016, s. 262-272 266 Birinci Dünya Savaşı’ndan Anavatan’a Katılana Kadar Kırıkhan Bunun yanında Türk basınının yavaş yavaş siyasi mevzulara girmesi, Adana'da millî emniyet, Halep'te Türk konsolosluğu ile muhabereye başlaması, Kırıkhan’da teşkilatlanmalar, halk ile temas halinde bulunmaya yardımcı olmuştur.( Melek, 1996: 137) Fakat dönemin basınında Fransızlar ve onlarla işbirliği yapan Ermenilerin Türklere işkence yaptığı yansımıştır. Kırıkhan’da Türklerin kamçı ile dövüldüğü ve Türklere işkenceler yapıldığı haberleri gazetelerde yer almaktadır. (İskenderun Gazetesi, 1997: 1) Yine aynı dönemde bölgedeki Ermenilerin sayısını arttırmak için Fransa Suriye ve Lübnan’dan sürekli takviye yapmıştır. Örneğin İskenderun Gazetesi’nin haberine göre tarihinde Kırıkhan’a on beş kamyon içinde Suriye ve Lübnan’ın muhtelif yerlerinden 300 kadar Ermeni geldiği ve bunların muhtar şahadetnames ile tescil ettirilecekleri haber verilmektedir.” (İskenderun Ocak, 1937: 1) Fransa bölgeye sadece Ermenileri getirmemiştir 18 Ocak 1937 tarihli askeri istihbarat raporuna göre Kırıkhan’da Tunuslu, Cezayirli, Ermeni ve Suriyeli Araplardan oluşan silahlı kuvvetler bulunmaktaydı. (ATASE S 58 K 7 G 33) Bunlara karşı Türk kuvvetler de Kırıkhan ve çevresinde hâlâ varlıklarını sürdürmekteydiler. Örneğin 1936 yılının sonlarında Recep Kaptan komutasındaki bir bölük Kırıkhan’daydı. (ATASE S 23 K 7 G 59) Bunun yanında Ocak 1937 tarihinde Çerkez Teğmen İsmail komutasında 12 kişi yine Kırıkhan civarındaydı. (ATASE S 83 K 7 G 14) Ayrıca Kırıkhan’da görevli haber alma milislerine Fransızlar tarafından silah dağıtıldığı bu silahların o dönemde Ermeniler ve Fransa yanlısı olan aşiretlere dağıtıldığı tespit edilmiştir. (ATASE S 60 K 75 G 1) 25 Ocak tarihinde ise yine bu bölgeye Halep’ten muhacirlere dağıtılmak üzere 2 kamyon mavzer tüfeği gönderilmişidir. (ATASE 76 K 07 G 33) Türk askeri gizli istihbarat tespitlerine göre Ermeniler, Fransızlar tarafından Kilikya’nın bile kendilerine verileceğinin vaat edildiği haberlerini yaymaktadır. Bu propaganda sayesinde Ermeniler, Kilikya’ya sahip olma sevdasına düşmüşlerdir. Fransızlar azınlıklardan Ermenileri bir takım vaatlerle kandırmakla kalmamış, onlara silah dağıtmaya da devam etmektedir. 23 Ocak 1937 tarihli bir gizli servis raporundan anlaşıldığına göre Fransızlar, Kırıkhan Ermenilerini silahlandırarak Adol Leonyan adındaki bir Ermeni’nin komutasında 300 kişilik bir çete teşekkül etmişlerdir. Ermenilerin silahlanması, Ermeni mahallesinde oturan Türkleri tedirgin ederek başka mahallelere taşınmalarına sebep olmuştur (Pehlivanlı, 2001: 72) 3. Seçimler Misak-ı Millî sınırları içinde olan Sancak halkının mücadelesi devam ederken Türkiye, bölgenin anavatana katılması için diplomatik girişimlerini sürdürmüştür. Türkiye’nin isteği üzerine Milletler Cemiyeti 1936’da Sancak’taki durumu görmek için gözlemciler yollamıştır. SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:9, Aralık 2016, s. 1-10 267 Tugba Korhan İncelemenin sonucunda 28 Mart ve 12 Nisan’da (1938) seçimlerin yapılmasını kararlaştırmışlardı. Bölgedeki Türkler kendileri lehine adil sonuçların çıkmasının zor olan bir seçim sistemiyle milletvekillerini seçmek istememekte dolaysıyla seçimlere katılmama eğilimindeydiler. Fakat Fransa bölgedeki halka seçimler konusunda baskı yapmaktadır. Bu baskılara boyun eğmeyen Kırıkhan da dâhil Antakya, İskenderun, Reyhaniye belediyelerinin Türk üyeleri Sancak’ın geleceği söz konusu olduğu bu günlerde Suriye Meclisi’ne mebus göndermeyeceklerini ifade ederek seçim sandıklarının başına gitmemek için topluca istifa etmişlerdir. Fransa seçimlere katılımın sağlanması için Kırıkhan’da halka beş bin lira para dağıtmıştır. (Yeni Mersin, 1936: 1) Daha sonra Türkiye’nin isteği üzerine seçim sistemi değiştirilmiş 24 Ağustos’ta Türk Milleti’nin katılımıyla milletvekili seçimleri yapılmıştır. (SÖKMEN, 1992: 125) Hatay meclisinde Kırıkhan’dan 5 Türk milletvekili gitmiştir. Bunlar Seydi Uguz, Arif Hikmet Sural, Bahri Bahadırlı, Cevat Abalı, Abdurrahman Mussal, Abdullah Mursal. Bir de Haçadur Karabacakyan isminde bir Ermeni milletvekili seçilmiştir. Türkler seçim sonunda çoğunluğu elde etmiş, seçimlerin tamamlanmasından sonra, meclisin açılması ve Devlet’in kurulusu için hazırlıklar tamamlanmaya başlamıştır. (SELÇUK, 1972: 75) 4. Türk Ordusu’nun Kırıkhan’a Girişi Fransa, Avrupa’da giderek tehlikeli bir hale gelen konjonktürü de dikkate alarak Hatay konusunda uyuşmazlığa son vermek amacıyla Türkiye ile ikili görüşmelere razı olmuştur. O dönemde gerçekçi ve doğru izlenen Hatay sorunu politikasının etkisiyle 3 Temmuz 1938’de Türk-Fransız Askeri Antlaşması imzalanmış, bu antlaşma, iki ülkenin Sancak’ın toprak bütünlüğünü teminat altına alan 1937 Türk-Fransız antlaşmasının 2. ve 3. Maddesine dayandırılarak, bu maddelerde Sancak’ın dış güvenliğinin korunması için önlemler alınması belirtilmiş. Yani Türkiye’nin beklediği fırsat gelmiş, Türk Ordusu’nun bölgeye tekrar girmesi için hiç zaman kaybedilmemiştir. Anlaşmanın ertesi günü Türk askeri iki koldan eş zamanlı olarak Sancak bölgesine girmiştir. Kuvvetlerin bir taburu Payas istikametinden İskenderun’a, diğer kısmı ise Hassa’dan Kırıkhan istikametine ilerlemiştir. (MELEK, 1991: 81) 5 Temmuz 1938’de Türk kıtaları sabah saat 5:00’te Hassa ve Payas’dan hududu geçmiş ve Hatay halkının 19 yıldır hasretle beklediği gün gelmişti. Askerin sabahleyin Hatay’a gireceği gece geç vakitte telgrafla bildirilmesine rağmen bütün Sancak halkı bu mesut olaydan haber olmuş ve bir bayram havasında Türk askerini karşılamışlardır. (Cumhuriyet Gazetesi, 1938: 1) SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 9, Aralık 2016, s. 262-272 268 Birinci Dünya Savaşı’ndan Anavatan’a Katılana Kadar Kırıkhan Kırıkhan tarafına 48. Dağ Alay Komutanı Ahmet Şükrü Kanadlı kumandasında birlik 5 Temmuz sabahı girmiştir. Burada halka “Atatürk’ün, ordunun, anayurdun; Hataylılara selamını getirdim” demiştir. Türk birlikleri Kırıkhan’a girerken Fransız askeri birlikleri selamlayarak karşılamıştır. Yenigün gazetesinden Selim Çelenk ve Ata Derviş Kırıkhan’dan bölgeyi “Kırıkhan çok süslü ve zarif görünüyordu. Bayraklar Türk şehrine çok yakışmıştı.” diyerek tasvir etmişlerdir. (Yenigün Gazetesi, 1938: 1) Hatay gazetesi ise “Kırıkhan, Kırıkhan olalı böyle coşku görmedi. Askerin önünde Alay Kumandanı Albay Şükrü Kanadlı, tribüne giderek askerlerini selamladı. Yan tarafta duran Türk kuvvetlerinin muazzam bandosu geçit havası çalıyor. Önde süvari, piyade, istihkam, muharebe, sıhhiye kıtası, nakliye kolları ve motorlu kıta sırasıyla büyük bir intizam ve mükemmellikle geçiyorlardı.” Diyerek Kırıkhan’daki askeri geçidi anlatıyordu. (Hatay Gazetesi, 1938: 1) Türk karşılama komitesinin yanında o gün Kırıkhan’da Ermeni Cemaati Reisi İsa Kazancıyan ve Antakyalı Avukat Karabet İzmirliyan da bulunmaktadır. O gün Türk askeri birliklerin bir kısmı o gün Kırıkhan’da kalmış diğerleri Albay Kanatlı kumandasında Topboğazı mevkiine hareket etmiş oradan da bin kişilik bir kuvvet ayrılarak Belen’e gitmişler. Önce komuta kademesinin ulaştığı Belen’de Birinci Dünya Savaşı’nda şehit olan 41. Fırka Kahramanları Abidesi’ni ziyaret etmişlerdir. Türk Ordusu’nun Sancak’a girmesinden sonra 24 Ağustos 1938 tarihinde Antakya, İskenderun ve Kırıkhan kazalarında ikinci derece seçmenler tarafından milletvekili seçimi yapılmış. Yapılan seçimler sonucunda 40 Mebusluktan 22’sini Türkler kazanmıştır. Bütün mebuslar Meclis’te Türkçe yemin ederek göreve başlamış, Meclis Sancağa Türkçe adıyla Hatay Devleti adını vermiştir. Eylül 1938’de kurulan Hatay Devleti bir yıl kadar bağımsız kaldıktan sonra 29 Haziran 1939’da son toplantısını yaparak oybirliğiyle Anavatan’a katılma kararı almıştır. 23 Haziran 1939 tarihinde hukuken ortadan kalkmış olan Hatay Devleti, Türkiye’nin bir vilayeti haline gelmiştir. Bu süre zarfında, bir taraftan Hatay Türklerinin biran önce Türkiye’ye bağlanma arzuları doğrultusunda yapılan siyasi, sosyal, kültürel, ekonomik ve adli düzenlemeler sonucunda 7 Temmuz 1939 tarihinde kabul edilen 3711 numaralı kanunla Hatay ili kurulmuştur. Merkezi Antakya olan Hatay vilayeti İskenderun, Kırıkhan, Reyhaniye, merkezi Ordu olan Yayladağı, Dörtyol ve Hassa kazalarından oluşmaktaydı. (Düstur, 1939: 764) SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:9, Aralık 2016, s. 1-10 269 Tugba Korhan SONUÇ Osmanlı Devleti döneminde Belen’e bağlı bir nahiye olan Kırıkhan, I. Dünya Savaşı’ndan sonra Fransızların işgaline uğramıştır. İskenderun Limanı’nı İç Anadolu’ya bağlayan yol güzergâhında olan Kırıkhan ilçesi Fransızların silah ve asker taşıma yolu üzerinde olduğu için bu bölgede yöre halkı ve Fransızlar ve geneli onların getirdiği Ermeniler arasında çatışmalar eksik olmamıştır. Kırıkhan halkı Ermişek’te Bakarkaya’da Belen’de Fransızlara karşı başarılı çatışmalar yaşamıştır. Gerek işgal döneminde gerekse işgalden sonra oluşan Fransız mandası sırasında Anavatana katılma ümitlerini kaybetmemişlerdir. Hem yürütülen çetecilik faaliyetleri ile hem de seçimlerde sergiledikleri tutumla Misak-ı Milli(Millî)) içinde olduklarını kanıtlayan Kırıkhanlılar Mustafa Kemal Atatürk’ün uyguladığı yerinde politikalarla bağlı bulunduğu Hatay Devleti ile birlikte Türkiye’ye katılmıştır. 270 SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 9, Aralık 2016, s. 262-272 Birinci Dünya Savaşı’ndan Anavatan’a Katılana Kadar Kırıkhan KAYNAKLAR ATASE Arşivi ATASE S 58 K 7 G 33 ATASE S 23 K 7 G 59 ATASE S 83 K 7 G 14 ATASE S 60 K 75 G 1 ATASE S 76 K 07 G 33 Gazeteler Yeni Mersin, 17 Kasım 1936. İskenderun Gazetesi 14 Ocak1937. İskenderun Gazetesi, 17 Ocak 1937. Cumhuriyet Gazetesi, 5 Temmuz 1938. Yenigün gazetesi, 6 Temmuz 1938. Hatay Gazetesi, 6 temmuz 1938. Tetkik Eserler ARSLAN, K.. Milli Mücadelede Dört Yol. Hatay: Kültür Ofset Basımevi, 1991. ATATÜRK, M. K.. Söylev ve Demeçler, C. I. Ankara: Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, 1989. Düstur, Üçüncü Tertib, C. 20, s. 1711-15; İdare, 13/136 (Temmuz 1939). MELEK, A.. Hatay Nasıl Kurtuldu. Ankara: TTK Basımevi, 1996. PEHLİVANLI, H., SARINAY, Y., YILDIRIM, H.. Türk Dış Politikasında Hatay. Ankara: Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayınları, Ankara 2001. SELÇUK, H.. Hatay’ın sesi Dergisi. Hatay: Yıl, S. 57:1974 SELÇUK, H.. Bütün Yönleriyle Hatay’ın O Günleri. İstanbul: M. Sucuoğlu Matbaası, 1972. SOYSAL, İ.. Türkiye'nin Dış Münasebetleriyle İlgili Başlıca Siyasi Andlaşmaları. Ankara: TTK Yayınları, 2000. SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı:9, Aralık 2016, s. 1-10 271 Tugba Korhan SÖKMEN, T.. Doğumunun 100’ncü Yılında Eski Hatay Devleti İlk ve Son Cumhurreisi Tayfur Sökmen Diyor ki. İstanbul: V.O.S Yayınları, 1992. SÖKMEN, T.. Hatay’ın Kurtuluşu İçin Harcanan Çabalar. Ankara: TTK Yayınları,1992. TEKİN, M.. Hatay Tarihi. Antakya: Kültür Basımevi, 1993. 272 SOBİDER Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 3, Sayı: 9, Aralık 2016, s. 262-272