İktisat Tarihi I 13-14 Ekim II. Hafta Osmanlı Kurumlarının Kökenleri • İstanbul’un fethinden sonra Osm. İmp’nun çeşitli kurumları üzerinde Bizans’ın etkileri olduğu kabul edilmektedir. • Rambaud, Osm. Dev.’nin üç büyük teşkilat safhası geçirdiğini buna göre Osmanlı cemiyetinin 4 safhası olduğunu ileri sürüyor. • Gibbons’a göre Osm. Hukuk sahasında 16. yy’a kadar Bizans sonrasında ise Arap tesiri söz konusu. • Diehl’e göre Türkler ne idare adamları ne de hukukçu, onlar siyaset ilmine kayıtsız askerler. • Scala, Bizans’tan Osmanlıya geçen kurumlar hakkında daha derin görüşler ileri sürüyor. • Osmanlı üzerindeki Bizans etkisi konusunda Osmanlı tarihi ile uğraşan yerli tarihçiler de görüş bildiriyor. • Kramers, Osmanlı ulema teşkilatının Rum patrikhanesinin bir örneği olduğunu Jean Deny de tımarın pronoianın taklidi olduğu iddia ediyor. • Lazzaro Soranzo, farsçadaki timar kelimesinden hareketle Türklerdeki tımarın buradan alındığını ileri sürüyor. Hammer ve diğer bazıları da onu izliyor. • Sokolov, Osmanlı’daki arazi meselesi ve vergileri hakkında Bizans’ın kuvvetli tesiri olduğunu belirtiyor. • Iorga, Osmanlı saray eğlenceleri ile Bizans devrindeki eğlenceler arasında bağlantı kurmaya çalışıyor. • Grousset’ye göre Osmanlı İmp’u yarı Bizanslı ve yarı Moğol’dur. • Theodor Nöldeke, Selçukluların ortaya çıkışını dünya tarihi için bir felaket olarak adlediyor. • And. Selçuklu ve Anadolu Beylikleri ile birlikte Osmanlıların kuruluşu de derin muammalar içermektedir. • Bu meselede Avr. Tarihçilerini yanlış neticelere sevk eden en büyük etken Türkler hakkındaki su-i zanları. • Osmanlılar en baştan itibaren Selçukluların ve İlhanlıların idare teşkilatından istifade etmiştir. • Bununla da yetinmemiş Anadolu, Mısır, Suriye ve İran’da tahsil görmüş, idare işlerinde bulunmuş aydın bir bürokrasiden faydalanmıştır. • Rambaud ve takipçilerinin iddiaları doğru olsa da tezlerini ispat için takip ettikleri usul yanlıştır. • Türkler daha İslamiyeti kabul etmeden farklı zaman ve mekanlarda kendi örfi hukuklarını muhafaza etmiştir. • Gazneli, Karahanlı ve Selçuklu kurumlarında Samani etkisi görüldüğü gibi Abbasi idare anenelerinde de ekseri Sasani etkisi görülmektedir. • Türk devlet kurumlarının İslam aleminde bariz tesirler yapması, bilhassa Büyük Selçuklu Dev.’nin kuruluşundan sonradır. • Pelliot, Moğol İmp’in ilk devirlerinde Türkçenin resmi lisan olduğunu böylelikle Moğolların kuvvetli bir Türk tesiri altında kaldığını anlatmaktadır. • Fatih devrinden evvel Osmanlı Dev.’de mevcut vergiler hakkında hukuki metinler mevcut olmadığı için buna ait malumat çok sınırlı ve dağınıktır. • 14. yy’da Osmanlı idare teşkilatının muntazam bir hal aldığı düşünülürse tapu defterlerinin ve vergi sisteminin daha o zamanlarda mevcut olduğuna hükmedilebilir. • Osmanlı İmp’nun Tanzimata kadar devam eden ademi merkeziyetçi ve mahalli alışkanlıklara riayetkar maliye sistemi önemli bir noktadır. • Tımarın pronoianın bir taklidi sayabilmek için Büyük ve Anadolu Selçuklularında benzer bir kurum olmadığını tespit etmek zarureti vardır. • Büyük Selçuklu Devleti’nin veziri Nizamü’l-mülk Selçuklu araziyi mukataalara bölerek askeri hizmetleri karşılığı verdi. • Büyük Selçuklu İmp’nun ilk defa belirli askeri hizmet karşılığında askeri iktalar yani tımarlar vücuda getirdiğini görüyoruz. • Selçuklu devrindeki askeri mukataaların şekil ve mahiyeti hakkında şu neticeleri tespit edebiliriz. • Hükümdara, hanedan üyelerine büyük ricale ve emirlere mahsus büyük mukataalardan başka askere mahsus mukataalar da vardı. • Büyük rical ve emirlere memuriyetlerine mahsus olarak verilen mukataalar ancak o vazifenin devamıyla kayıtlıydı. • Büyük mukataa sahibi olan prenslerin rical ve emirlerin buna karşılık askeri bir kuvvet beslemesi lazımdı. • Küçük askeri mukataalar bilfiil askerlik hizmetinde bulunanlara veriliyordu ve babadan oğula geçiyordu. • Mukataa sahipleri reayadan yalnız belirli vergi almaya yetkiliydiler. • Askeri mukataaların getirdiği gelir miktarına göre ayrıldığı yani kıymetçe belirli olduğu anlaşılıyor. • İlk Selçuklu hükümdarları geniş devlet arazisini hanedan üyelerine ve büyük emirlere ikta etmek suretiyle kendilerinden sonraki siyasi heyetin esasını hazırlamış oldular. • Selçukluların askeri mukataalar meydana getirmeleri göç eden kitleleri yabancı sahalarda yerleştirmek fikrinden doğmuştur. • Türk aşiretleri bu suretle kısmen eski şehirlere yerleşmek ve kısmen de yeni köyler teşkil etmek suretiyle toprağa bağlanmaya başladılar. • Büyük Selçuklu devletine varis olan diğer devletlerde devamını gördüğümüz bu sistemin mevcut olması gayet tabiidir. • Askeri mukataalara Anadolu beyliklerinde de tesadüf edilmesi bu sistemin Selçuklular devrinden kaldığına diğer mühim bir delildir. • Osmanlı devletinde bu müessesenin nasıl bir gelişmeye mazhar olduğunu genel hatlarıyla göstermeye çalışalım. • Tımarın kökenlerine yönelik bu açıklamalardan şu çıkarımlar yapılabilir. – Eski İslam devletlerindeki ikta sistemi B. Selçuklular zamanında esaslı bir gelişmeye uğrayarak Türk tımar sistemini vücuda getirmiştir. – B. Selçuklu imparatorluğuna varis olan çeşitli Türk devletlerinde de irsi mahiyette askeri tımar sistemi devam etmiştir. – And. Selçuklularında bu sistemin B. Selçuklularla aynı esaslar dahilinde devam ettiğini ve geliştiğini görüyoruz – Osm. devleti diğer Anadolu beylikleri gibi Selçukluların birçok müessesesini devam ettirmiştir – Osmanlı tımar sisteminin Bizans’tan alındığına dair delil gösterilen donanma hizmetine mahsus tımar ve tımarların kıymetçe belli olması And. Selç’da da vardır. – Tımar, zeamet, hass ve sipahi gibi bu sisteme ait tabirlerin büyük bir kısmı Osmanlılardan evvelki Türk ve İslam devletlerinde mevcuttur. • Esasen Selçuklu teşkilatına varis olan Osmanlı, 14. asırda kendi kurumlarını teşkil ederken Selçukluİlhanlı-Memlük kurumlarını örnek aldı. • Maddi Medeniyette ve İktisadi Hayatta Bizans Tesiri • İnşaata, birtakım sanatlara gemiciliğe madenciliğe ait birçok tabirin Türkçeye Rumcadan geçtiği söylenmektedir • Bizans ananelerinin bilhassa şehir teşkilatında ve iktisadi mekanizmada devam ettiğini tahmin ettirecek bazı benzerlik noktaları vardır. • Osm. Dev., Anadolu Selçuklularının idari ananelerine varis olmuş ve kısmen İlhanlıların ve Memlüklülerin tesiri altında kalmış bir Türk – İslam saltanatıdır. • Osmanlı devletinin yeniçağın mutlakiyetçi devletlerine örnek olacak derecede muntazam idare teşkilatına sahip olması neden ileri geliyor? • Osm. Dev.’nin hukuki müesseselerinin esasını Bizans’tan değil fakat ortaçağ Türk – İslam saltanatlarından aldığı neticesine varmıştık. • Bizans İmp. eski doğu monarşilerinin ve bilhassa Sasanilerin birçok ananesine varis olmuştur. • Bir taraftan yunan-roma medeniyetinin diğer taraftan eski doğu medeniyetlerinin mirasçısı olan Bizans yeni doğan İslam medeniyeti üzerinde elbette mühim bir tesir icra edecekti. • İlk İslam fetihleri düşünülecek olursa Müslümanların eline geçmiş eski Sasani ve Bizans memleketlerinde mahalli idarenin ve vergi usullerinin belki aynen bırakılmış olduğu kendiliğinden anlaşılır. • İslam devletleri üzerinde Bizans tesiri meselesi en fazla sikkeler üzerinde göze çarpmaktadır. • Türk sikkelerine gelinde Andreades bunların Bizans taklidi olduğunu söylüyor ki bu iddia ancak kısmen doğrudur. • Türk ve Müslümanlar üzerinde Bizans medeniyetinin diğer bir takım tesirleri de en ziyade Osmanlılardan evvelki devirlerde gerçekleşmiştir. • Türkler İslam medeniyeti dairesine girdikten sonra dolaylı olarak o medeniyetin Bizanstan aldığı unsurlardan etkilenmişlerdir.