diüretikler

advertisement
DİÜRETİKLER
- İdrar nefronun üç
-Glomerüler filtrasyon,
-Tubüler Geri-emilim,
-Tubüler sekresyon
fonksiyonu ile şekillenir
Glomerüler filtrasyon,
Kan hidrostatik kan basıncı ve plazma
proteinlerinin ozmatik basıncı ile glomerüllerde
filtrasyona uğrar. Filtrat proteinler dışında plazmanın
tüm özelliklerini taşır.
Filtrasyon hızı
- sistemik kan basıncı düşüşünde
- böbrek damarlarındaki organik bozukluklarda
- kalp yetmezliğinde azalır
Tubüler Geri-emilim
Sodyum; filtrata geçen Na proksimal ve distal
tübüllerde % 80’ i GE.
Proksimal tübüllerde, sodyum (Bas Diff, Akt
Taşıma H değişimi ile) GE, beraberinde su ve
klorun %60-70'i GE.
Henle kıvrımının inen kolunda su GE, çıkan kolu
suya karşı geçirgen değildir.
Henle kıvrımının çıkan kolundan sodyum/potasyum/2klorür (Aktif Taşıma ile) GE
-GE’de ACTH etkin rol oynar, diğer bir faktör
ise filtrata geçen Na düzeyidir.

Glukoz; Proksimal tubüllerden tamamı geri emilir,
ancak filtratın glukoz içeriği renal eşiğin üstünde ise
idrarla glukoz çıkarılır.

Üre; filtrata geçen ürenin %40 tubüllerde
pasif olarak GE.
Fosfat; Normalde tamamı GE, GE düzeyi
organizmanın iyon durumu, adrenal kortek
hormonları ve parathormon kontrolündedir.
Klor; Filtrattaki klorun %99 u GE.
Sülfat; proksimal tübüllerde aktif olarak GE.
Kalsyum ve mağnezyum; Büyük bölümü
GE






Potasyum; tübüllerden (Proksimal) geri emilir
ve salılanabilir (toplayıcı kanallarda), vücudun
asit baz dengesi ile ilgilidir.
Bikarbonat; Proksimal, distal ve kollektör
tübüllerde karbonik anhidraz tarafından
denetlenen mekanizma ile GE. Alkoloz
durumunda idrarla atılan miktar artar.





Tubüler salgılanma
Tübüler boşaltım (sekresyon), özellikle plazmada
organizmaya yabancı maddelerin bulunması
halinde etkinlik kazanır.
İlaç ve diğer ksenobiyotiklerin çoğu tübüllerden
salgılanarak idarla organizmadan atılır.
Organik katyon ve anyonlar ile amonyak
proksimal tübüllerden salgılanır
Glomerül, tübül ve kısmen de toplayıcı kanalların
anılan fonksiyonları sonucu glomerüler filtratın
ancak % 1’e yakın bir bölümü idrar olarak
çıkartılır.



Üriner debi; renin-anjiyotensin-aldosteron
sistemi ve antidiüretik hormon (ADH,
vazopressin) ile kısmen de atriyan natriüretik
faktör (ANF,) aracılığıyla regüle edilir.
Aldosteron distal tübüllerde sodyum geri
emilimini ve potasyum salgılanmasını sağlar.
Vazopressin distal ve kollektör tübüllerin suya
karşı geçirgenliğini artırır. ADH salgılanması
ozmotik basınca duyarlı olan ozmoreseptörlerin denetimi altındadır; yetmezliği
halinde renal tübüllerde su geri emilimi
yetersiz kalacağından bol sulu idrar çıkarılır.



Atriyal natriüretik faktör (ANF), kalbin atriyum
kasları tarafından salgılanır; Kan volümü artınca
atriyumlar gerilir ve ANF salgılanır. Salgılanan
ANF kanla böbrek, adrenal bez, beyin
(hipotalamus) ve hipofize götürülür. ANF,
Nörohipofizden vazopressin salınmasını azaltır.
Adrenal korteksten aldosteron sekresyonunu
önler.
ANF,
renin-anjiyotensin-aldosteron
sistemini inhibe eder ve sonuçta; böbrek kan
akımı, glomerüler filtrasyon artar, sodyum ve su
GE azalır, natriürez ve diürez oluşturur.




Su, özellikle mineral sular; bol miktarda
alındıklarında,
kardiyotonikler; kalp yetmezliği olanlarda
sistolik basıncı artırarak,
amonyum klorür ve kalsiyum klorür;
asidifikasyonla,
izotonik glikoz çözeltisi; de su gibi etkiyerek
diürezi artırır.
Diüretik ilaçlar
- İdrar hacmini (idrar atılım hızını) artıran ilaçlara
diüretik ilaçlar adı verilir.
- Bu ilaçlar böbreklerde nefronları ve tübülleri
etkileyerek su geri emilimini (GE) azaltıp,
çıkarılan idrarın hacmini artırırlar.
- Diüretikler başta Na+ olmak üzere K +, Cl- , H +
ve HCO3 eliminasyonunu artırırlar.
 Ultrafiltrat ozmotik basıncının % 90’ından Na+
ve Cl- sorumlu, bunların GE azalması, ardından
suyun GE azalmasına ve idrar hacminin
artmasına yol açar.

Diüretikler esas olaraka; ekstraselüler sıvı
hacmini azaltmak ve varsa ödemi ortadan
kaldırmak için kullanılırlar
Diüretiklerin etki güçleri tubul lumenindeki
konsantrasyonlarına bağımlıdır
 Etkileri proksimal tubul üzerine olan diüretikler
diğerlerine göre zayıf diüretikdirler
 Diüretik
kullanımı
nedeniyle
hipokalemi
oluşabilir;
Diüretik ilaçların nefronun proksimalinde sodyum

reabsorbsiyonunu azaltmaları, toplayıcı
tübüllere gelen sıvıda
sodyum konsantrasyonunu artırır; sodyum reabsorbsiyonu ve bu buna
karşılık potasyum kaybı artar. Bu olay diüretik ilaçların hipokalemi
yapmalarının temelini oluşturur.
DİÜRETİKLERİN KLİNİK
FARMAKOLOJİSİ
- En yaygın kullanılış yerleri ödemli
hastalıkların ve hipertansiyonun tedavisidir.
- Ödemin önemli bir nedeni, başta Na olmak üzere,
elektrolitlerin böbreklerden yeterli derecede atılmamasıdır.
- Konjestif kalp yetmezliğine bağlı ödemlerde
kardiyotonik glikozidler, ödemi tek başlarına ortadan
kaldırabilirler.
- Terapötik etkinliklerini artırmak için çoğu zaman bir
diüretikle birlikte kullanılırlar.
- Akut akciğer ödeminde, i.v. yoldan etkisi güçlü ve
çabuk başlayan furosemid veya etakrinik asid verilir.
- Konjestif kalp yetmezliğinde akut dönem
dışında kıvrım diüretikleri ile tedavi tavsiye
edilmez.
- Konjestif kalp yetmezliğinde potasyum kaybına
neden
olan
diüretikleri
kullanırken,
kardiyotonik glikozidlerle tedavi edilen
hastalarda bu durumun, kendini tehlikeli
aritmilerle
gösteren
akut
dijital
intoksikasyonunu teşvik ettiği daima hatırda
tutulmalıdır.
- Karbonik anhidraz inhibitörü diüretikler,
karaciğer hastalıklarında görülen ödem ve asite
karşı kontrendike dirler.
- Karaciğer ve böbrek fonksiyonu bozuk
hastalarda
diüretiklerin
kullanılması
gerektiğinde, uygulamanın intermitent bir
şekilde yapılması uygun olur.
- Bir veya iki gün diüretik verildikten sonra 2-3
gün ilaç kesilir.
- Diğer bir tedavi düzeni ilacın günaşırı
verilmesidir.
- Ödemli durumların hemen hepsinde diüretik
tedavisi ile birlikte hastanın günlük tuz alımı
azaltılmalıdır (düşük sodyum diyeti).





Pulmoner ödem hariç tedavi geçici
K+ dengesi önemli (K tutan diüretikler veya K+
tuzları)
Tedaviye ilk tiazidlerle başlanır
Direnç varsa kıvrım diüretiklere geçilir
Zehirlenmelerde
zehirin
uzaklaştırılması
amacıyla kullanılabilirler.
DİÜRETİKLERİN ETKİ YERLERİ
Diüretik ilaçlar etki yerlerine göre şöyle sınıflandırılabilirler:
1) Primer etkileri proksimal tübül üzerine olanlar: Karbonik
anhidraz inhibitörleri, osmotik etkili diüretikler, ksantin
türevleri.
2) Primer etkileri Henle kıvrımı üzerine olanlar (kıvrım
diüretikleri): Furosemid, bumetanid, etakrinik asid, civalı
diüretikler.
- Bunlar en güçlü diüretiklerdir.
3) Primer etkileri distal tübül üzerine olanlar: Tiazid grubu
diüretikler ve tiazid-benzeri diüretikler (Klortalidon, klopamid,
mefrusid, metazalon)'dur.
4) Primer etkileri kortikal toplayıcı tübüller üzerine olanlar:
Aldosteron antagonistleri (sprinolakton ve kanrenon),
triamteren ve amilorid'dir.
- Bunlara potasyum tutucu diüretikler adı verilir.
Diüretik ilaçlar ve etki bölgeleri
Endikasyon alanı
İlaçlar ve sınıfı
Serebral ödem
Glokom
Mannitol (Ozmotik)
Glukoz (Ozmotik)
Gliserin (Ozmotik)
Böbrek yetmezliği
Glukoz (Ozmotik)
Mannitol (Ozmotik)
KKY (konjessif kalp yetmezliği)
Hepatik siroz
Meme ödemi
Diabetes insipidus
Hidroklortiazid (tiazid)
Klorotiazid
KKY
Hepatik siroz
Meme ödemi
Furosemid (kıvrım)
Hepatik siroz
Meme ödemi
Triamterene (K+ tutucu)
Spironolactone (K+ tutucu - yarışmalı)
Glokom
Karbonik Anhidraz İnhibitörleri
•Yangıya bağlı ödemde tercih edilmezler
• Hipoproteinemiye bağlı ödemde de uygun
değildirler
• Diüretikler GFO’nı artırmazlar (ozmotikler hariç)
• Toksin ve zehirlerin eliminasyonlarını artırabilirler
• Nefrotoksik bileşiklerin tubuler konsantrasyonunu
azaltabilirler
•İnsanlarda hipertansiyon ve kalp yetmezliğinde
kullanılır
•Vet. Pratikte bu amaçla nadiren kullanılırlar
OZMOTİK DİÜRETİKLER

Gliserin, Mannitol, Sodyum sülfat, amonyum ve potasyum
tuzları, glikoz, üre , isosorbid






İV infüzyonla hipertonik çözelti şeklinde verilirler
Doku ve plazma proteinlerine bağlanmazlar
Glomerüllerden hızla süzülürler
Tubullerden reabsorbe edilmezler veya az oranda edilirler
Diğer yer ve dokularda farmakolojik etkinlikleri yoktur ve
fazlaca verilebilirler
Ödem sağaltımında etkinlikleri sınırlı
Operatif şok ve post travmatik sendroma bağlı anüri gibi akut
renal yetmezlik
 Ekstraselüler sıvı hacminin düzenlenmesi
 Oküler, beyin omurilik sıvı basıncı değişikliklerinde ve
 İdrar yolları antiseptikleri ile birlikte kullanılır.
 Akut böbrek yetmezliğinin önlenmesi, akut oligurinin ayırıcı
tanısında


Kalp yetmezliği ve arteriyel hipertansiyonda
kondrendikedir.

ETKİ ŞEKLİ
Glomerüllerden süzüldükten sonra proksimal
tubullerden geri emilmezler ve ultrafiltratın
osmolalitesini yükseltirler ve bu şekilde suyun
GE azaltırlar
Su ile beraber Na+ ve Cl- GE de azalır
Tuzdan çok suyun atılmasını sağlarlar
En çok mannitol tercih edilir








Glikoz: İV yolla fazla miktarda (% 30 ve 50’lik
yoğun çözeltiler) verildiğinde böbrek eşik değeri
aşılarak bir kısmı emilmeyip boşlukta kalır
Ozmatik etkisiyle suyun GE engeller
Amonyum Klorür): Diüretik etkileri asidoz
oluşumuna neden olduklarından kıssa sürelidir
çoğunlukla alkali maddelerle zehirlenme
durumlarında kullanılırlar. İdrarı asitleştirmek ve
idrar miktarını artırmak için ağızdan kullanılır.
Karaciğer
ve
böbrek
yetmezliklerinde
kullanılmamalı
MANNİTOL









Beyaz renkte, tatlı, suda çözünen bir şekedir
Sindirim kanalından az emilir bu nedenle İV yolla uygulanır
Plazma proteinlerine bağlanmaz
Metabolize edilmeksizin gomerüler filtrata geçer, tübüllerden
çok azgeri emilir; tübül lumeninde ozmotik basıncı yükselterek
periferden lumene su geçişini, dolayısılya idrar volümünü
artırır;
Enjeksiyon yavaş yapılmalıdır
Toksik maddelerin atımına yardımcı olur, göz içi basıncı,
serebral ödem durumunda da intrakranyal basıncın
düşürülmesine yardımcı olur.
Renal kapillerleri de genişletir. Ozmotik diüretik olarak % 10 20 oranında hazırlanam enjektabl çözelti şeklinde ve iv yolla
Kedi ve köpeğe glokom ve serebral ödem durumlarında
Dolaşım yetmezliği olanlarda kullanılmamalıdır; ekstraselüler
sıvı hacmini artırarak pulmoner ödem şekillenmesine neden
olabilir.
TİAZİD DIÜRETİKLER
Sülfamit türevleridir
 Düşük düzeyde Karbonik anhidrazı inhibe
ederler
 orta derecede diüretik etki mg
 GFO’na dokunmazlar (oral verilimde)
 Distal tubulde Na+ ve Cl- GE engellerler
 Ca+ + GE stimüle ederler
 Aldesterona bağımlı olarak K+ ve Mg+ +
atılımını artırırlar

Tiazid diüretikler
TİAZİD DİÜRETİKLER
En





sık kullanılan diüretiklerdir.
Oral yolla %10-100 oranında emilirler,
Plazma prot değişen oranda bağlanırlar
Böbrek dışında organda birikmezler
Yarı ömürleri 2-70 s arasında değişir
Glomerüller filtrasyonla ve tübüler salgılanmayla atılır
Başlıca
üstünlükleri
Oral ve parenteral verilebilirler
 Vücuttaki sodyumun fazlasını atarlar ancak aşırı
sodyum ve su kaybına neden olmazlar
 Belirgin dehidratasyon yapmazlar
 Toksisiteleri düşüktür







Tüm
oral
diüretikler
hipertansiyonda
kullanıldığı halde tiyazitler ilk seçenektir.
Potasyum tutucu özellikte olan diüretik
spironolaktan diüretik birlikte kullanılır.
Antihipertansif tedavide tiyazidler; B-blokörler
ve ACE inhibitörleri ile kullanılması yararlıdır.
K kaybına yol açan dijital preparatları ile
kullanılmamalı
Böbrek fonk ileri derecede bozuk olanlarda
etkisizdir bu durumda kıvrım diüretik önerilir.
Sülfamitler etkilerini artırır.

-Hipertansiyon
Kullanım Alanları;
tedavisi,
- konjestif kalp yetmezliğine bağlı ödemin
tedavisinde (kullanımı sınırlı aldesterona bağlı
mekanizmalar aracılığıyla kalp hasarına neden
olabilirler),
-karaciğer sirozuna bağlı asit ve ödem,
- nefrotik ödem de
-doğum ödeminde
-Tuz zehirlenmesinin sağaltımında kulanılırlar.
Yan Tesirleri
- En sık görülen yan tesirlerinden biri sıvı ve elektrolit
dengesini bozmalarıdır.
-
Hipokalemi veya hipokalemik alkaloz,
hiponatremi,
hiperürisemi,
hiperglisemi, hiperlipidemi ve hipomagnezemi yapabilirler.
- Ciltte alerjik döküntüler yapabilirler.
- Plasentayı aşıp fötal dolaşıma geçerler; fötus
yönünden güvenilirlikleri saptanmamıştır.
- Kalp glikozidlerini alan hastalarda, tiazidlerin
hipokalemi yapmaları nedeniyle dijital dozunun,
mutad dozun yarısına indirilmasi tavsiye edilir.
İlaç Etkileşimleri





Potastum
eksikliğine
ilişkin
belirgin
artış
(kortikosteroidler, kortikotropin, amfoterisin)
Potasyum eksikliği kalp glikozitlerinin zehirliliğini
artırabilir
Non depolarizan kas gevşeticilerin (tubakürarin gibi)
etkilerini güçlendirebilir
Sülfanamidler tiazidlerin etkilerini artırabilir
Vitamin D ve kalsiyum tuzları ile birlikte kullanımları D
vit ve kalsiyum zehirlenmelerine neden olabilir
TİAZİD DİÜRETİKLER
Klortiazid
Oral olarak yavaş ve kısmen emilirler (sadece %
10-20)
Plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanırlar
İdrarla atılırlar
 4 saat içinde maksimum etkisi oluşur
 Etki süresi 6 – 12 saat
 Yaygın ödem, hipertansiyon, kalp yetmezliği,
doğum sonrası meme ödemi
 Azotemik hayvanlarda kullanılmamalıdır
 Uzun süreli kullanımı Metabolik alkaloz MG
TİAZİD DİÜRETİKLER
Hydroklorotiazid
Klortiazidin hidrojenli türevidir,
 diüretik etkisi Klortiazidden 10 kat daha
güçlüdür.
 Sistemik
hipertansiyon,
konjestif
kalp
yetmezliği, meme ödemi, nefrojenik diabetes
insipidus
 Oral emilim % 65 – 75
 Pik etki 4 – 6 saat içinde oluşur
 Etki süresi 12 saat
 İdrarla değişmeden atılır
 Azotemik hayvanlarda kulanılmamalıdır
YAN ETKİLERİ
Başlangıçta ve yüksek dozlarla oluşabilir
 HİPOKALEMi
 DEHiDRATASYON
 HİPERGLİSEMİ
 HİPERURİSEMİ






TUBULER SEKRESYON MEKANİZMALARI İLE YARIŞMA NEDENİYLE
HİPERLİPİDEMİ
HİPONATREMİ
HİPERSENSİTİVİTE nadiren
METABOLİK ALKALOZ nadiren
HİPERKALSEMİ nadiren




Kardiak, hepatik ve renal orjinli ödemde;
Köpek ve kedilere oral yolla her 12 saatte
klortiazid 20–40 mg/kg ve hidroklortiazid 2 –4
mg/kg.
Etki 4 saatte maksimum ve 12 saatte sonlanır. Etki
süresi klortiazid için 6-12 s. hidroklortiazid için 12
saat
Sığırlarda meme ödem tedavisinde hidroklortiazid
(125–250 mg IV ya da IM günde bir ya da iki kez).
Oral klortiazid parenteral tedaviyi takiben (birinci
ya da ikinci enjeksiyon sonrası) günde bir ya da iki
kez 4-8 mg/kg dozda.
KIVRIM DİÜRETİKLER



Henle kıvrımının çıkan kolunun kalın kısmına
etkilidirler.
 Burada, Na+-K+-2Cl- kotransportunu güçlü
şekilde inhibe ederler.
 Ca, Mg, H, NH3 ve CHO3 atılımını da artırırlar
En etkili diüretik grubudur. Böbrek fonksiyonları
bozuk olan veya diğer diüretiklere yanıt vermeyen
hastalarda bile etkileri hemen başlar.
Furosemid , bumetanid, etakrinik asit, torsemid,
azosemid

Farmakokinetikleri
 Oral yolla iyi emilirler
 Plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanırlar
 Etkileri oral yolla 1 saat sonra IV yolla 2-10 dk içinde başlar
 Böbrekler yolu ileatılırlar

Furasemid kıvrım diüretikleri içinde aşağıdaki
üstünlükleri nedeniyle fazla tercih edilen güçlü bir
diüretiktir.
 Doz-yanıt eğrisi fazla dik değil
 İV veriliş için daha uygun
 Oral ve İV daha az Gİ yan etki
 Daha az ototoksik
Kıvrım diüretikler
FE Na (%)
Brater, DC. Pharmacology of Diuretics. Am. J. Med. Sci. 2000, 319:38-50.
Furasemid








-
Oral ve parenteral verilebilir
Sindirim kanalından çabuk emilir, renal yolla hızla atılır
Furosemid için, etki yaklaşık 1 saatte başlar, 6 saatte
tamamlanır (İV 30 dakikada doruğa çıkar).
Günde 2 kez uygulanabilir
Böbrek damarlarında vazodilatasyon yapar; bu etki, böbrekte
PGE2 sentezini artırmasına bağlıdır.
İndometasin ve aspirin furosemidin diüretik ve natriüretik
etkinliğini azaltırlar.
İdrardan Ca++ ve Mg++ atılımını artırırlar.
Fraksiyonel sodyum itrahını %40'a kadar çıkartabilir.
Potasyum kaybınıda artırır.
Belirgin derecede hipovolemi (hacim deplesyonu),
dehidratasyon, hiponatremi, hipokalemi ve hipokloremik
alkaloz yapabilir.
Hipovolemi nedeniyle renin-anjiotensinaldosteron sistemini indirekt olarak aktive
eder.
- Furosemid ve benzeri ilaçlar, kalsiyum
reabsorbsiyonunu inhibe ederek kalsiyum
itrahını belirgin şekilde artırırlar; bu
nedenle hiperkalseminin tedavisi için
yararlı olabilirler.
- Tiazidler gibi antihipertansif etki yapar.
- Tiazidlerin
aksine renal yetmezlik
durumlarında da etkilidir
KIVRIM DİÜRETİKLER
ENDİKASYONLARI

ÖDEM


AKCİĞER ÖDEMİ



(KKY, siroz, nefrotik sendrom)
(akut kalp yetmezliği)
HİPERKALSEMİ
Bazı zehirlenmelerde
Yan tesirleri




Hipovolemi,
dehidratasyon,
hipotansiyon,
hiponatremi, hipokalemi ve hipokloremik alkaloz,
hipomagnezemi
Hiperglisemi, trigliserit artışı
Sefalosporinlerin nefrotoksisitesinde artışa
Hipotansif ajanların etkisini potansiyelize eder
 Ototoksik etki
 Yüksek dozda, hızlı verildiğinde ve böbrek
yetmezliği varsa
 Aminoglikozitlerle
kullanıldığında işitme
kaybına neden olabilir
KARBONİK ANHİDRAZ (KAH) İNHİBİTÖRLERİ


Karbonik anhidraz; böbreğin alkali rezervini, asit idrar
sekresyonunu ve ekstraselüler sıvının asit-baz dengesini
düzenler
KAH enziminin katalize ettiği reaksiyonlar sonucunda;
 tübül lümeninde oluşan H iyonu Na ile değişime uğrar Na
reabsorbe olur
 Lümene geçen H, glomerüler filtratta HCO3 ile birleşir
CO2+ H2O ye ayrışır. CO2 tübül hücresine geçer böylece
bikarbonat iyonu reabsorbe edilir
 Böbrekte sentezlenen amonyak H ile birleşerek amonyum
iyonuna dönüşür böylece amonyağın eliminasyonu
kolaylaşır.
CO2+ H2O → H2CO3 → H+ + HCO3KAH
KAH

KAH enziminin inhibisyonu tübül hücrelerine
H üretiminin azalmasına dolayısıyla;
Na, H değişiminin azalmasına, sonuçta Na ve su
reabsorbsiyonunda azalma
 H düzeyinin azalması Na ve K değişiminin
hızlanmasına sonuçya hipokalemiye
 H in HCO3 ile birleşmesi sonucunda oluşacak CO2
nin açığa çıkmaması HCO3 kaybının artışına;
idrarın alkali oluşuna ve metabolik asidoz
gelişimine neden olur.
 Amonyak amonyuma dönüşemeyerek amonyak
retensiyonu gelişir.

 Asidoz
şekillenmesi KAHİ ilaçların böbreğe
olan etkilerinin ortadan kalkmasına neden
olur (vücutta alıkonulan H+ sayesinde değiştokuş için Na+’a yeter derecede H+ temin
edilir).
 Bu nedenle KAHİ ile ilk 24 saatte etki
sağlanır. Tekrar diüretik etkinin açığa
çıkması şekillenen asidozun vücut
tarafından kompanze edilmesi ( birkaç gün
içinde) ile mümkün olurdiüretik etkiye
tolerans gelişir
KARBONİK ANHİDRAZ (KAH) İNHİBİTÖRLERİ





Asetazolamid, Metazolamid
ZAYIF NATRİÜRETİK VE DİÜRETİK
AKTİVİTE
Primer etki yerlerinin proksimal tübüller
olduğu gösterilmiştir.
Fraksiyonel sodyum itrahı değerini %2-4'e
kadar çıkarabilirler.
DİÜRETİK AMAÇLA TEK BAŞLARINA
AZ KULLANILIR
CO2+ H2O → H2CO3 → H+ + HCO3KAH
KAH
Glokom tedavisinde
(aköz humor salgılanmasını azalttıkları için)
KAHİ den asetazolamid metabolik
alkolozda da diüretik olarak kullanılabilir
Karbonik anhidraz inhibitörleri
Potasyum tutucu diüretikler
Toplayıcı tübüllerin kortikal bölümlerine etki yaparak
sodyum reabsorbsiyonunu azaltırlar.
-

Tek başına kullanıldıklarında zayıf diüretikler

-
Fraksiyonel sodyum itrahını %2'ye yükseltebilirler.
Potasyum retansiyonu ve asidoz yapabilirler.
Tiazidlerle ya da kıvrım diüretikleriyle birlikte
verildiklerinde etkinlikleri artar; bu nedenle kombine
müstahzarları yapılmıştır.
Tek başlarına kullanıldıklarında sık görülen bir yan
tesirleri hiperkalemi dir.
-
-
Potasyum tutucu diüretiklerle birlikte K+ eklentileri
verilmemelidir.
Ayrıca, ADE(Anj. Dön.Enz) inhibitörü verilen bir hastaya
potasyum
tutucu
diüretik
verilmesinin
şiddetli
hiperpotasemiye yol açabileceği unutulmamalı
Potasyum tutucu diüretikler
Aldosteron
reseptör
antagonistleri
spironolakton ve kanrenon
 Na+ kanalı inhibitörleri amilorid ve
triamteren

ALDOSTERON ANTAGONİSTLERİ
Aldosteron antagonisti diüretik ilaçlar
spironolakton ve kanrenondur.
- Bunlar steroid maddelerdir.
- Aldosteron antagonisti ilaçlar, hücrede
aldosteron reseptörlerine karşı bu hormonla
yarışırlar ve onu kompetitif biçimde
antagonize ederler.
- Bu ilaçlar ortamda aldosteron yoksa diüretik
etki yapmazlar.
SPİRONOLAKTON
- Natriüretik etki gücü fazla değildir.
- Fraksiyonal sodyum atılımı %2'ye yükseltebilir.
- Etki gücü eğer plazmada aldosteron düzeyi yükselmişse artar.
- Primer ve sekonder aldosteronizmde yeterli bir natriürez ve
diürez oluşturur.
- G.İ. kanaldan yavaş ancak iyi düzeyde (%90) emilir
- Karaciğerde aktif metaboliti olan kanrenon'a dönüştürülür.
- Gerek ana bileşik gerekse metaboliti plazma proteinlerine
yaklaşık %98 oranında bağlanır.
- Etkileri geç olarak başlar ve ancak 2-3 gün sonra maksimuma
erişir.
- Aynı şekilde, ilaç kesildiğinde diüretik etki geç kaybolur.
- Tiazid veya kıvrım diüretiklerle birlikte etkinliği maksimum
düzeye ulaşır.
Spironolakton plazma potasyum düzeyinin yükselmesi,
adrenal korteksinden aldosteron salgılanmasını
stimule eder; bu doğal düzenleme mekanizması
nedeniyle hiperkaleminin fazlalaşması engellenir.
- Spironolakton'un toksisitesi düşüktür.
-
Hiponatremi, hiperkalemi neden olabilir.
Sindirim sistemi ile ilgili bozukluklar
Deride döküntü
Hiperglisemi yapabilir,
Erkeklerde jinekomasti, libido azalması
KANRENON
- Spironolakton'un vücuttaki aktif metabolitidir
Spironolakton’lar
Potasyum tutucu diüretikler
Amilorid ve triamteren
Potasyum tutucu diüretikler

Triamteren ve Amilorid
Diüretik etkisi aldosteron antagonisti ilaçlarınkine
benzer; ancak aldosteron antagonisti değildir.
- Sadece toplayıcı tübüllerin kortikal bölümündeki tübül
hücrelerinin lümene bakan yüzündeki sodyum
kanallarını bloke eder.
- Natriüretik etki gücü, spironolaktonunkinden düşüktür.
- G.İ. kanaldan %60-65 oranında absorbe edilir.
- Büyük kısmı karaciğerde metabolize edilmek suretiyle
elimine edilir.




Na kanal inhibitörü olarak da anılır
Diüretik etki birkaç saatte başlar
Kalp yetmezliğinde diğer diüretiklerle kombine edilebilir
Diğer diüretiklere bağlı hipokalemiyi önlemek ve tedavide
Kanda potasyumdan başka ürik asid düzeyinide
yükseltebilir.
- Hiperkalemi yapma olasılığı, spironolaktondan
daha fazladır.
- Triamterenu zun süre kullanıldığında folik asid
eksikliği (bu arada megaloblastik anemi)
belirtileri oluşturabilir.
Diüretik Etki Gösteren Diğer İlaçlar





Sempatomimetikler (dopamin gibi)
Anjiyotensin antagonistleri ( kaptopril, enalapril,
lisinopril gibi)
Metilksantinler (kafein, teofilin, teobromin gibi)
Kalp glikozitleri
Ürik asitin atılmasını değiştiren maddeler
(indakrinon gibi)
Kullanılan Kaynaklar
1.
2.
3.
J. E. Riviere, M. G. Papich (2009): Veterinary
Pharmacology & Therapeutics. Chapter 49, Ninth
Edition, Wiley-Blackwell.
S. Kaya (Ed.) (2007): Veteriner Farmakoloji, S.
Kaya; Böbrek ve İdrar Yollarını Etkileyen
İlaçlar (Bölüm 8), Medisan Yayın Serisi.
S. Şener (2006): Veteriner Farmakoloji,
Diüretik İlaçlar, İ.Ü. Yayın No: 4671, İstanbul.
Download