İLKÖĞRETİM KURUMLARI MÜZİK DERSİ PROGRAMI’ NDA GELENEKSEL TÜRK SANAT MÜZİĞİ MÜFREDATI ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA Timuçin ÇEVİKOĞLU Yüksek Lisans Tezi Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Konya - 1999 1. GİRİŞ Toplumların eğitilmişlik düzeylerini oluşturan en önemli yapı, temel eğitim kurumlarıdır. Toplumumuzun büyük çoğunluğunun yalnızca zorunlu temel eğitimden yararlanabildiği göz önüne alınırsa, bu kurumların ve bu kurumlarda yapılan eğitimin önemi daha iyi anlaşılabilir. Başta Anayasa olmak üzere Millî Eğitimi düzenleyen çeşitli kanunlar incelendiğinde, Millî Eğitimin İlkeleri ve İlköğretim Kurumlarının Amaçları sıralanırken, her Türk çocuğuna millî kültür unsurlarının kazandırılmasına büyük önem verildiği, hatta İlkokulun Eğitim ve Öğretim İlkelerinin ilk maddesinin, “İlkokul, çocuklara millî kültürü aşılamak mecburiyetindedir.” cümlesi ile başladığı görülmektedir. Bugün müzik eğitimcilerimizce GTSM adıyla anılan Türk Klâsik Müziği, Türk Kültürü’nün en önemli öğelerinden biridir. Kaldı ki, Türk Klâsik Müziği ile aynı ses sistemini kullanan, aynı makam ve usûl gibi temel özelliklere, hepsinden önemlisi aynı düşünüş ve duyuşa sahip, Türk Müziği’nin diğer dalları olan Türk Halk Müziği, Türk Dînî Müziği (Câmi ve Tekke Mûsikîleri) ve Türk Askerî Müziği (Mehter Mûsikîsi) de birbirinden ayrı düşünülemez. Ancak Cumhuriyetimizin kuruluşundan 1986 yılına kadar okul müzik eğitimi programlarında Klâsik, Askerî ve Dînî Türk Mûsikîlerine yer verilmemiş, ders kitaplarında ancak birkaç Türk Halk Müziği parçası yer alabilmiştir. 1 Temel eğitimin sekiz yıla çıkarılması ile yeniden yapılanan İlköğretim Kurumları için hazırlanan Müzik Dersi Programı’nda ve bu programa göre hazırlanıp MEB’nca incelenerek Tebliğler Dergisi’nde yayınlanan ders kitaplarında bu türlerin tümüne değinildiği görülmektedir. Ancak, bu konudaki geç kalmış kararlar, yeterince çalışmanın yapılamamasına, dolayısıyla program ve programın uygulanışı ile ilgili önemli bir takım eksikliklerin doğmasına sebep olmuştur. Çalışmamızda, İlköğretim kurumlarında GTSM öğretiminin bugünkü durumu çeşitli yönleriyle incelenecek, söz konusu eksiklik ve aksaklıklar ortaya çıkarılarak ilgililerin dikkatine sunulacaktır. 2 2. MÜZİK VE MÜZİK EĞİTİMİ 2.1. Müzik “Müzik, duygu, düşünce, izlenim ve tasarımları ve başka gerçeklerin de katkısıyla belli durum, olgu ve olayları, belli bir amaç ve yöntemle, belirli bir güzellik anlayışına göre birleştirerek, biçimlendirilmiş seslerle işleyip, anlatan estetik bir bütündür. Herkesin anlayabildiği ve anlayabileceği yegâne dildir” (Uçan 1993). Müziğin insanın duygusal ve düşünsel hayatı üzerine olağanüstü tesiri, pek çok düşünürce tanrısal bir etki olarak nitelendirilmiştir. 13. yüzyılın büyük mutasavvıf ve düşünürü Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî ( 30 Eylül 1207 – 17 Aralık 1273 ), müziğe “Elest Bezmi’nin âvâzesi” diyerek Yüce Yaratıcı’nın “bezm-i elest”(1) de insanlara müzik ile seslendiğini, bu sebeple müziğin herkesin anlayabileceği, ruhlara hitab eden kutsal bir dil olduğunu bildirmektedir (Özalp 1992). Bu düşünce Eski Yunan felsefesinde de görülür. Nitekim “mûsikîmûsika-muzika-müzik” kelimeleri de Yunanca kökenlidir. (1) Bezm-i Elest: Allah’ın daha kendileri yaratılmadan önce Âdemoğullarının ruhlarına “Ben sizin rabbiniz değil miyim?” diye sorduğu ve ruhların da “Evet” diye karşılık verdikleri meclistir. 3 “Yunan alfabesinde m-o-u-s-a harfleriyle yazılan ve “mûsa” diye okunan “peri” anlamındaki kelimenin sonuna gelen -ike veya -ika takısı, o kelimeye “konuşulan dil” anlamını kazandırır: elenika (Yunanca), turkika (Türkçe), italika (İtalyanca) örneklerinde olduğu gibi. Mûsa’ ya eklenen -ike takısı, peri kelimesine de “perilerin konuştuğu dil” anlamını verir (Yunancası ‘ta mûsiké). Mûsikîye daha sonraları toplumumuzda -İslâmî terimle- “meleklerin dili” denmiştir” (Tanrıkorur 1998). Bu durum, müziğe eski çağlardan itibaren, batıda da doğuda da tanrısal özellikler atfedildiğini gösterir. Bu örnekler çoğaltılabilir. Müzik hem bir sanat, hem de bir bilimdir. Duygusal olarak algılanışının yanı sıra akıl ile de kavranabilir. Bu özelliği ile bireyin ve toplumun duyuş ve biliş açısından durumunu belirlediği gibi, gelişim ve değişimini de sağlayan bir organik yapıdır. 2.2. Müziğin İnsan Yaşamındaki Yeri ve Önemi Müzik, insanın, yaşamının her döneminde iç içe olduğu bir olgudur. İşitme yeteneği kazanıldığı andan itibaren yaşama giren müzik, ana kucağında, beşikte, evde, sokakta, okulda, taşıt araçlarında, radyo-televizyonlarda, sinemalarda, tiyatrolarda, konser salonlarında, tören ve toplantılarda insanın yanı başında yer alır, onu kucaklar, sarar, etkiler. Fark edilmese bile yaşamın vazgeçilmez bir parçası, doğal bir unsurudur. 4 Müziğin insan yaşamındaki yeri ve önemini en çarpıcı biçimde ifade eden Ulu Önder Atatürk olmuştur. Atatürk, 14 Ekim 1925’de İzmir Kız İlköğretmen Okulu’nda öğrencilerle görüşürken, “Hayatta mûsikî lâzım mıdır?” şeklindeki bir soruya şöyle cevap vermiştir: “Hayatta mûsikî lâzım değildir, çünkü hayat mûsikîdir. Mûsikî ile ilgisi olmayan yaratıklar insan değildir. Eğer söz konusu olan insan hayatı ise müzik, kesinlikle vardır. Mûsikî, hayatın neş’esi, rûhu, sevinci ve her şeyidir” (Uçan 1996). Prof.Ergan’a göre müzik, gönüller ötesindeki bir gönüle seslenmektedir. Ergan, müzik hakkındaki düşüncelerini şöyle açıklamaktadır: “Müzik, ilkel veya çağdaş insan için, sevinçli ve kederli anlarında, cinsiyeti, sosyo-ekonomik statüsü ne olursa olsun, onsuz olunamayan bir ruh ve enerji kaynağıdır. Günlük yaşantının her kesiminde, millî, mânevî, ailevî ve sosyo-kültürel bütün faaliyetlere renk ve canlılık getiren biricik güç kaynağı olan müzik, misafire ikramda bile en makbul olanıdır. Yemek-içmek gibi tabii ihtiyaçlar bir yana bırakılacak olursa, beşerî münasebetlerin idâmesinde, millîmânevî duygu ve gururun terennümünde de kollektif ruhları galeyana getiren yegâne vasıtadır. Şu halde müziğin herhangi bir fantezi nev’inden olmayıp, bilhassa kâinattaki ilâhî nizâmın bir cüz’ü; insan idrâkinin erişemeyeceği daha pek çok yönlerinin bulunduğu kabul edilmelidir. Nihayet şunu diyebiliriz; müzik gönüller ötesi bir gönüle seslenir. Fâruk Nâfiz’in dediği gibi; “Gövdeler, varsa, gönüllerden alır cevherini”.” (Ergan 1996). 5 Prof. Dr. Uçan da insanın yaşamının her döneminde müzikle içiçe olduğuna dikkat çekmektedir. “İnsan, daha doğmadan (annesi yoluyla) dolaylı olarak müzikten etkilenir; doğumdan sonraki bebeklik döneminde ninni vb. müziklerle uyur; erken çocukluk yıllarında saymacalar, tekerlemeler ve müzikli oyunlarla oynar; geç çocukluk ve gençlik dönemlerinde çeşitli müziklerle daha yoğun ve zengin ilişkiler içine girer; yetişkinlik yıllarında çok çeşitli, çok yönlü ve kapsamlı bir müzik ortamı içinde yaşar; yaşlılık yıllarında da müzikle olan yoğun, kapsamlı ve derin ilişkilerini sürdürür” (Uçan 1996). “Doğduğu çevrede müzikle etkileşim içinde olan birey, müzikle ilgili olarak birtakım davranışlar kazanır. “Dinleme”, “benzetme”, “oynama”, “mırıldanma”, “söyleme”, “tıngırdatma”, “çalma”, “ yaratma”, “eleştirme”, “beğenme”, “beğenmeme” bu davranışlardan başlıcaları sayılabilir. Bu davranışlar kazanıldıkça birey, müzikle ve müzik çevresiyle daha bilinçli, daha bilgili ve daha etkili bir etkileşim içine girer. Bu davranışlarla bağlantılı olarak ayrıca, “müzikle uyuma”, “müzikle oynama”, “müzikle yürüme”, “müzikle dinlenme”, “müzikle eğlenme”, “müzikle öğrenme”, “müzikle çalışma”, “müzikle anlaşma”, “müzikle kendini aşma” vb. daha kapsamlı ve çok yönlü davranış örüntüleri geliştirir” (Uçan 1996). Müziğin insan yaşamındaki yeri ve önemi, onun insan yaşamının değişik boyutlarındaki çok yönlü işlevlerinden kaynaklanmaktadır. 6 2.3. Müziğin İnsan Yaşamındaki İşlevleri Müzik, insan yaşamının doğal bir parçası olduğundan, insan yaşamındaki işlevleri de tıpkı yaşamdaki insan-çevre etkileşimleri gibi karmaşık ve çok yönlüdür. Uçan (1996), müziğin insanın bireysel, toplumsal, kültürel, ekonomik ve eğitimsel yaşamında çeşitli görevler üstlenip; etkiler, katkılar, destekler ve yararlar sağladığını belirtmekte ve bu işlevleri beş ana başlık altında değerlendirmektedir: 1. Bireysel işlevler 2. Toplumsal işlevler 3. Kültürel işlevler 4. Ekonomik işlevler 5. Eğitimsel işlevler 2.3.1. Müziğin Bireysel İşlevleri Müzik, bireyin sağlıklı ve dengeli, kendine özgü bir kimlik ve kişilik geliştirebilmesinde önemli rol oynar. Müzik sayesinde birey, belirli bir yeterlilik ve yetkinlik düzeyine erişebilmek için gerekli değişikliklerini kazanır. Uçan’a göre müziğin bireysel işlevleri şöylece sıralanabilir: 7 davranış “1. Bireyin bilişsel, duyuşsal ve devinişsel yaşamındaki durağanlığı devingenleştirme, devingenliği durağanlaştırma ve giderek bunları belirli bir devingenlik ya da durağanlık düzeyinde tutma, 2. Bireyi ilkel dürtülerden arındırma (bireydeki bu tür dürtüleri ortaya çıkarma-ifade etme-boşaltma ve böylece bireyi onlardan arındırma), 3. Bireyi, müzik yapma, müzik yaratma, müzik dinleme (tüketme), müzikle oynama vb. etkinlikler yoluyla fiziksel, devinişsel,duyuşsal ve bilişsel yönlerden sağlıklı bir arınım ve doyum sağlama, 4. Bireyi sağlıksız bunalım ve gerilimlerden uzak tutma, bireyi sağlıklı bir bunalım ve gerilim içine sokma, bireyin içinde bulunduğu bunalım ve gerilim durumunu sağlıklı bir düzeyde tutma, 5. Bireyin devinimlerini dengeleme, devinimlerdeki ritimsel akışı düzenleme, bireyin devinimlerini denetleme yeteneğini geliştirme, böylece bireye doğru-dengeli-rahat-yeterince gevşek ve yumuşak bir bedensel duruş ve deviniş olanağı sağlama, 6. Bireyin kendini tanımasına, kendine güvenini artırmasına, kendini kanıtlamasına, kendini gerçekleştirmesine, kişiliğini geliştirmesine, yaşamını zenginleştirmesine ve böylece kendisine daha sağlıklı, mutlu bir yaşam kurmasına olanak sağlama, katkıda bulunma, 7. Bireyin bilişsel, duyuşsal ve devinişsel yeteneklerini geliştirmesine katkıda bulunma; bireyin bilişsel-duyuşsal-devinişsel gelişimini hızlandırma, 8. Bireydeki yaratıcı gücü uyandırma, bireyin yaratma yeteneğini zenginleştirme ve onun gelişimini hızlandırma, 9. Bireydeki girişme-deneme-kullanma-uyarlama-değiştirme-geliştirme eğilimlerini güçlendirme, 10. Bireyin sesini ve ses üretme organlarını daha iyi tanıma, daha etkili ve verimli biçimde kullanma ve denetleme yeteneğini geliştirme, 8 11. Bireyin artan/boş zamanlarını etkin olarak ve zevkli uğraşılarla değerlendirmesine olanak sağlama (giderek çalışma saatleri azalmakta, boş zaman artmakta, artan boş zamanın insanın tinsel/tensel sağlığını bozmadan en iyi nasıl değerlendirilebileceği sorusuyla karşılaşılmaktadır. Bu ve benzeri sorunların çözümünde müziğin, öteden beri çok yönlü ve etkili işgörüleri olduğu bilinmektedir), 12. İş, çalışma ve üretim yerlerindeki tekdüzeliği giderme, tinsel/tensel yorgunluğu azaltma, çalışma zevki ve sevinci yaratma, başkasıyla gereksiz yere konuşmadan alıkoyma, başkasını rahatsız etmeme; böylece bireyde düzenli, etkili, verimli ve mutlu bir çalışma alışkanlığı oluşmasına katkıda bulunma. Bireyin dikkatini toplamasına, farkına varma-belleme-anımsamadüşünme vb. yeteneklerinin gelişmesine, duygularını güçlendirme ve denetlemesine, kendini anlamasına ve anlatmasına ve kendisi hakkında olumlu görüş geliştirmesine katkıda bulunma, 13. Bireysel sağaltımda (tedavide) kullanışlı bir araç ve etkili bir yol/yöntem olma (müzikle sağaltım/müzik yoluyla sağaltım), 14. Bireysel ve gruplu danışmada, zihinsel özürlü ve otistik çocukları sağaltmada ya da iyileştirmede, uyumsuz çocuklardaki uyum bozukluklarını gidermede, sinirsel-tinsel rahatsızlıkları gidermede etkili bir uyarıcı ya da araç olma, 15. Belli duyguları inceltme ve yüceltmeyi kolaylaştırma, 16. Bireyin içinde yaşadığı doğal, toplumsal ve kültürel çevreye duyarlılığının artmasına, gelişmesine ve derinleşmesine olanak sağlama, 17. Bireyin çalışma, iş yapma, yaratma, disiplin, sorumluluk, başarı, güven, coşku, beğeni, sevgi duygularını uyandırma-geliştirme-kökleştirmezenginleştirme-derinleştirmeye olanak sağlama” (Uçan 1996). 9 2.3.2. Müziğin Toplumsal İşlevleri Müzik, toplumu oluşturan bireyler arasındaki etkileşimleri, toplumların birbirleriyle olan ilişkilerini düzenleyip, toplumsal ve toplumlararası anlaşma, dayanışma, paylaşma ve kaynaşmayı sağlar. Uçan bu işlevleri şöyle sıralamaktadır: “1. Bireyler (kişiler) arasında bağ kurma, duygu-düşünce-tasarım-izlenim alışverişi sağlama ve giderek ortak duygu-düşünce-tasarım-izlenim oluşturma, 2. Bireyin toplumsallaşmasını kolaylaştırıp hızlandırma: Müzikli etkinlikler yoluyla grup çalışmalarına katılma, grubun üyesi olma, grubun içinde dikkati çekme, gruba kendini kabul ettirme, grubun içinde toplumsal güven kazanma vb. özellikler oluşturup geliştirme, 3. Bireyler arasında, birlikte müzik yapma yoluyla, etkileşme, işbölümü-yardımlaşma-dayanışma-uyuşma-paylaşmayı geliştirip güçlendirme, 4. Birlikte çalışma sırasında bireylerin sorumluluk alma, aldığı sorumluluğu yerine getirme, yeni sorumluluklara hazır olma özelliklerini geliştirmelerine katkıda bulunma, 5. Bireylerin birbirlerine karşı açık, esnek, anlayışlı, hoşgörülü, saygılı, sevgili ve insancıl olmalarını sağlama, 6. Toplumsal iletişme, etkileşme, anlaşma, birleşme, dayanışma, kaynaşma ve bütünleşmeyi kolaylaştırma-hızlandırma-güçlendirme- pekiştirme, 7. Ulusal duygu-düşünce-tasarım-izlenimler oluşturma; oluşan ulusal duygu-düşünce-tasarım-izlenimleri geliştirme (pekiştirme-kökleştirme- zenginleştirme-derinleştirme), 8. Doğa, yurt, insan, toplum, ulus sevgisini toplumu oluşturan birey, küme, kesim, kurum ve kuruluşlar arasında yaygınlaştırma, 10 9. Uluslararası (toplumlararası) ilişkilerin kurulmasını, korunmasını, geliştirilmesini kolaylaştırma; böylece duygu-düşünce-tasarım-izlenim alışverişi, dostluk, işbirliği, kardeşlik, barış ortamının oluşup gelişmesine olanak sağlama, 10. Ulusal birliği simgeleme (ulusal marşımız “İstiklâl Marşı” ulusal birliğimizi simgeleyen bir müziktir), 11. Toplumsal iletişimi-etkileşimi kolaylaştırma-hızlandırma- yoğunlaştırma (törenlerde-şölenlerde, radyoda-televizyonda günün belli saatlerinde belirli müziklerin yer alması, temelde böyle bir işgörüden kaynaklanır)” (Uçan 1996). 2.3.3. Müziğin Kültürel İşlevleri Müzik, hem bireysel hem de toplumsal kültürü ve kültürel özellikleri oluşturur, geliştirir, çeşitlendirir, zenginleştirir. Ayrıca kültürel unsurların paylaşılması, korunması ve kuşaktan kuşağa aktarılmasında önemli rol oynar. Bu arada çeşitli kültürler arası ilişkileri (gerek birey ve gerekse de toplumsal açıdan) geliştirir, pekiştirir, güçlendirir, çeşitlendirir ve zenginleştirir; kültürel kimliğin ve kişiliğin oluşmasında, korunma ve geliştirilmesinde müziğin işlevi yadsınamaz. Uçan müziğin kültürel işlevlerini şöyle sıralamaktadır: “1. Müzik bir kültür öğesidir, kültürün öbür öğeleriyle etkileşir (onlardan etkilenir, onları etkiler). 2. Müzik bir dildir. Farklı yörelerden, farklı bölgelerden, farklı ülkelerden, farklı kıtalardan; farklı kesimlerden, farklı topluluklardan, farklı toplumlardan, farklı uluslardan; kısacası, farklı kültürlerden farklı insanların ve insan kümelerinin (topluluklarının) 11 buluşabildiği, birleşebildiği, birlikteleşebildiği, az-çok anlaşabildiği biricik dildir. Bu dilin adı “müzikçe” dir, bu dile “müzikçe” denir. Müzikçe dillerüstü bir dildir, bir “üst dil” dir. (1) 3. Müzik bir kültür öğesi olarak, içinde oluşup biçimlendiği kültürün (yaşama biçiminin) özelliklerini taşır. 4. Müzik, insanın kültürel yaşamında “ geçmiş” ile “şimdi”, “şimdi” ile “gelecek” ve böylece de “geçmiş” ile “gelecek” arasında bağ kurar. Bunun doğal bir sonucu olarak da belli kültürel özelliklerin göreli sürekliliğini sağlar. 5. “Bireyler, kümeler, topluluklar ve toplumlar arasındaki benzerlik ve ayrılıkların ortak nedeni kültürüdür” (Güvenç, 1976). Müzik, söz konusu benzerlik ve benzemezlikleri simgelemede başta gelen kültür öğelerinden biridir. 6. Her toplumun (ulusun) bir ses sistemi vardır. Toplumun müzik yapıtlarında kullanılan sesler sistemli olarak bir araya getirildiği zaman elde edilen ses dizisi (genel dizi) ve bu dizideki belirli seslerden oluşturulan özel diziler, bir bütün olarak “ses sistemi” diye adlandırılır. “Bir ulusun kullandığı seslerin bütünü (genel dizi) ve seslerden yapılmış özel diziler o ulusun müziğinin ses sistemini oluşturur” (Zeren, 1978). 7. Bir toplum (ulus) kendi müziğini biçimlendirirken, giderek, bu müzik yoluyla kendisini yeniden biçimlendirir. Bu biçimlendirme-biçimleme sürecinde temel öğe, kültürün hem nedeni hem de sonucu olan “insan” dır (Kağıtçıbaşı 1977). 8. Müzik bir “kültürleme” - “kültürlenme” ve “kültürleşme”aracı, yolu/yöntemi, biçimi ve alanıdır. 9. Müzik kültürü kendi içinde çok türlülüğü ve zengin çeşitliliği olan bir yapıya sahiptir” (Uçan 1996). (1) Prof. Dr. Ali Uçan tarafından yapılan bu adlandırma ve nitelendirme yurt içinde ve dışında katılınan ulusal ve uluslar arası çeşitli toplantılarda, radyo ve TV programlarında kullanılmış, ilgi ve kabûl görmüş, benimsenebilir ve yaygınlaşabilir izlenimi uyandırmıştır. 12 2.3.4. Müziğin Ekonomik İşlevleri Bireylerin ve toplumun müziksel ihtiyaçlarının karşılanması birbirine bağlı bir çok ekonomik faaliyetin doğmasına yol açmaktadır. Bu faaliyetler ekonominin tüm aşamalarında belirgin bir biçimde izlenebilir. Prof. Dr. Uçan (1996), ekonominin aşamalarının kimi uzmanlarca “üretim”, “dağıtım”, “bölüşüm” ve “tüketim”; kimilerince ise “üretim”, “değişim”, “bölüşüm” ve “tüketim” olarak dört ana kümede toplandığına işaret etmekte, ancak müziğin işlevlerinden bahsederken konunun “üretim-dağıtımtüketim” ayrımı ile ele alınmasını yeterli görmektedir. Uçan’a göre müziğin ekonomik işlevleri şöylece belirlenebilir: . “1. Üretim alanı olma: Bağdama (yaratma) ve seslendirme-yorumlama (çalma-söyleme), çalgı yapımı, yapıtların basımı, bunları yapan bağdar (besteci), seslendirici, yapımcı ve basımcılar, müzik yapıtı üretilirken kullanılan araç, yöntem ve teknikler; sonunda ortaya çıkan ürün, yani bağdanan, seslendirilmiş olan, basılıp çoğaltılmış olan, müzik yapıtı ve yapılmış olan çalgı, müzik yapıtlarının ve çalgıların üretiminde kullanılan zaman ve verilen emek ve ortaya çıkan ürünün karşılığı olarak alınan (ödenen) ücret. 2. Dağıtım alanı olma: Müzik yayıncıları, plakçılar-bantçılar-kasetçiler, müzik pazarlayıcıları, dinleti (konser) düzenleyicileri; müzik yapıtları ve çalgılarının depolanması, alımı satımı ve bunlarla ilgili düzenlemeler; radyo ve televizyonun bu alanda verdiği hizmetler. 3. Tüketim alanı olma: Müzik dinleme (dinleti salonlarında, evde işçalışma yerinde, törenlerde, şölenlerde vb.); eğlenme-dinlenme-oynama sırasında müzik kullanma; kendi bireysel gereksinimi için çalma-söyleme; müzik yapıtlarının seslendirimiyle ilgili araç ve gereçleri alıp kullanma; dinleyiciler (müziğin tipik tüketicileri)” (Uçan 1996). 13 Müziksel ihtiyacın karşılanması için yapılan bu faaliyetlerin müziğe geniş bir ekonomik alan yaratması, çoğu zaman sanatsal ve estetik zorunlulukların unutulmasına veya bilerek ihmal edilmesine sebep olmaktadır. Bu durum müziğin ekonomik boyutunun, kültürel ve eğitimsel işlevlerinin önüne geçmesine sebep olmakta, bireysel ve toplumsal sorunlara yol açmaktadır. 2.3.5. Müziğin Eğitimsel İşlevleri “Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme sürecidir (Ertürk 1972). Bu süreçten geçen insanın (bireyin), geçmeyenden daha etkili ve verimli, daha dengeli ve doyumlu, daha başarılı ve mutlu olması beklenir. Müzik, özü itibâriyle eğitsel bir nitelik taşımaktadır” (Uçan 1996). Yunanlı büyük filozof Eflâtun (MÖ.427/347) müzik ve eğitim hakkındaki düşüncelerini şöyle açıklamaktadır: “Bence eğitim, müzikle başlamalıdır. Ritm öğesi insana düzen ve ölçülülük, ezgi öğesi de yiğitlik, sevgi ve dostluk duyguları verir” (Ergan 1996). Türk Müziği’nin büyük bestekârı Hammâmîzâde İsmâîl Dede-Efendi ( 9 Ocak 1778 / 29 Kasım 1846 )’nin müzik tanımında müziğin eğitimsel boyutunun diğer tüm özelliklerinin önünde değerlendirildiği görülmekte, müzik bireysel ve toplumsal bir manevî eğitim unsuru olarak işaret edilmektedir. 14 “Mûsikî, ahlâk-ı beşeri tasfiye eden bir ilm-i şerîftir (Müzik, insan ahlâkını arındıran kutsal bir ilimdir).” Çinli büyük filozof Konfüçyüs (MÖ.552/479)’da Müzik Hakkında Notlar’ında aynı hususu işaret etmekte ve, “Bir kimse müziği elde ederse, kalbini düzeltir. Temiz, nazik, inançlı bir kalp kendiliğinden gelişir... Eğer kalbin içinde ahenk ve müzik oluşmazsa, o zaman yalancılık ve hile girer” (Ergan 1996) demektedir. Müziğin Eğitimsel İşlevleri, Prof. Dr. Uçan tarafından şu dört başlık altında incelenmiştir: “1. Eğitim boyutu olma: Müziğin özündeki eğitsel nitelik, müziğin eğitsel amaçlara hizmet etmesi ve eğitsel gereksinmeleri karşılamada veya gidermede işe yaraması onu çok eski çağlardan bu yana eğitimin bir boyutu haline getirmiştir. Bu bakımdan müzik öteden beri eğitimin en önemli kapsamsal öğelerinden biridir. Müziğin insan (birey, toplum) yaşamındaki çeşitli, çok yönlü ve karmaşık işlevleri, eğitime giderek daha çok belirginleşen ve büyüyen bir müziksel içerik, nitelik, genişlik ve kapsam kazandırmaktadır. Bu bağlamda müzik dünyada ve Türkiye’de gerek “genel”, “özengen” ve “mesleksel” eğitimde; gerek “örgün” ve “örgün olmayan” eğitimde ve gerekse ilköğretim öncesi, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretimde eğitim-öğretim kapsamı içinde önemli bir yer tutmaktadır. 15 2. Eğitim aracı olma: Müziğin eğitim aracı olma işlevi, esas olarak, eğitimde-öğretimde müziğin gücünden, etkisinden ve katkısından yararlanma; dersler, üniteler, konular işlenirken bunlar ve kişiler arasında müzikle bağlantı sağlama ve belirli sonuçlara ulaşmak için müziği kullanma ilkesine dayanır. 3. Eğitim yöntemi olma: Müziğin eğitim yöntemi olma işlevi, esas olarak, eğitimde-öğretimde bir dersi, üniteyi, bir konuyu öğrenmek/öğretmek ya da işlemek için bilinçli olarak seçilen ve izlenen müziksel yol olarak kendini belli eder. Bunun yanı sıra eğitimsel-öğretimsel gerçekleri arayıp bulmak, yorumlamak ve açıklamak için uyulan/tutulan mantıklı müziksel düşünme yolu da dolaylı olarak müziğin eğitim yöntemi olma işlevi kapsamına alınabilir. “Müzik yoluyla eğitim” kavram (kuram) ve uygulamaları, temelde, müziğin amaca/sonuca ulaşmayı/erişmeyi sağlayıcı, destekleyici ve kolaylaştırıcı bir eğitim/öğretim yöntemi olmasından kaynaklanır. Müziğin bir eğitim/öğretim yöntemi olarak seçilmesi ve izlenmesi, tüm dünyada giderek artan bir hızla yaygınlaşmaktadır. Öbür birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de bu yönde umut ve cesaret verici değişme ve gelişmeler gözlenmektedir. Nitekim, ana dil = Türkçe, yabancı dil, oyun, dans, beden eğitimi, cimnastik vb. derslerde müzik verimli bir eğitim/öğretim yöntemi olarak seçilip izlenmektedir. 4. Eğitim alanı olma: Müziğin eğitim alanı olma işlevi, esas olarak eğitimde-öğretimde müziğin kendine özgü bir konu veya çalışma çevresi olma özelliğine dayanır. Bu özellik eğitimin türüne ve düzeyine göre müziğe ders, kol, dal, bölüm, okul, yüksekokul, fakülte ve enstitü biçiminde eğitimsel ve/veya eğitkurumsal bir yapı ve işleyiş niteliği kazandırır. “Müzik için eğitim” kavram ve uygulamalarının belirginleşip yaygınlaşmasıyla, müzik, tüm dünyada ve Türkiye’de gittikçe önem kazanan bir eğitim alanı haline gelmiştir. Müziğin insan yaşamındaki işgörülerinin yeterince etkili ve verimli biçimde işleyebilmesi için, insanın müzik yoluyla 16 yetiştirilmesi yeterli olmamış, bazı insanların müzik alanının belirli dallarında daha köklü ve derinlemesine yetiştirilmesi zorunlu olmuştur. Bu yüzdendir ki, ilkel büyücünün başlıca müziksel yetenekleri ya da becerileri, günümüzde, çoğunlukla ayrı birer müziksel meslek ve uzmanlık alanı/dalı haline gelmiştir” (Uçan 1996). Müziğin yukarıda sayılan işlevleri yerine getirebilmesi ancak seviyeli bir Müzik Eğitimi ile mümkün olabilir. 2.4. Müzik Eğitimi Müzik Eğitimi, bireye kendi yaşantısı yoluyla amaçlı olarak belirli müziksel davranışlar kazandırma ya da bireyin (müziksel) davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla amaçlı olarak belirli müziksel değişiklikler oluşturma sürecidir. Müzik Eğitimi temelde üç ana amaca yönelik olarak düzenlenir ve gerçekleştirilir. 1. Genel Müzik Eğitimi 2. Amatör Müzik Eğitimi 3. Profesyonel Müzik Eğitimi Bunlardan Genel Müzik Eğitimi, herkese zorunludur (ya da olmalıdır). Amatör Müzik Eğitimi, ilgili - isteklilere ve belirli ölçüde yatkınlığa bağlı olarak ve ortam da göz önünde bulundurularak “özgürce seçmeli”dir. Profesyonel Müzik Eğitimi ise müziğe ilgili olmanın ötesinde belli düzeyde yetenekli, kapasiteli olanlar için belli “sınavlar yoluyla”, “seçilmeli yerleştirilmeli” dir. (Yani seçmek yetmez, seçilmek ve yerleştirilmek gerekir). 17 Müzik Eğitimi, Genel Müzik Eğitimi ile zemine oturur, Amatör Müzik Eğitimi ile doğrulur, ayağa kalkar, Profesyonel Müzik Eğitimi ile de doruğa uzanır, derinlere ulaşır. “Genel” den “Profesyonel” e doğru gittikçe daralır, yoğunlaşır, derinleşir; “Profesyonel” den “Genel” e doğru ise gittikçe genişler, seyrelir ve sığlaşır (Uçan 1993). 2.4.1. Genel Müzik Eğitimi Her aşamada, her düzeyde, herkese yönelik, temelde sağlıklı, dengeli ve mutlu bir “insanca yaşam” için gerekli “ortak-genel müzik kültürü” nü veya buna ilişkin davranışlar kazandırmayı, davranış değişiklikleri oluşturmayı amaçlayan müzik eğitimidir. Genel Müzik Eğitimi, Amatör Müzik Eğitimi ve Profesyonel Müzik Eğitimi’nin de temeli ve tabanıdır. Genel Müzik Eğitimi’nde kazandırılması hedeflenen “ortak- genel müzik kültürü” müziksel çevrenin ve müziksel yaşamın yapısal bütünlüğü esas alınarak, “çok tür” üzerine temellendirilir ya da temellendirilmelidir. Bu durum, en azından, başlıca müzik türlerinin tümünün veya anlamlı bir bileşkesinin “ortak-genel müzik kültürü” içine alınmasını zorunlu kılar. Çünkü, müzik çevresi, müzik kültürü, müzik yaşamı içinde yer alan başlıca (ana) müzik türlerinden biri ya da birkaçı dışarıda bırakılarak, “ortak-genel müzik kültürü” oluşturulamaz, geliştirilemez. Diğer yandan “ortak-genel müzik kültürü” ve kapsadığı müzik türleri, “geçmişi ve geleceği” ile bir bütündür. Buna bağlı olarak “genel müzik eğitimi” nin (ve dolayısıyla genel müzik eğitimcisi yetiştirmenin) temel işlevleri ve amaçları arasında “müziksel geleneği koruma-yaşatma-geliştirmeaktarma” nın yanı sıra, “yeni/güncel müzikleri gelenekleştirme” ve bu yolla “müziksel gelenek zincirine yeni halkalar ekleme” de büyük önem taşır. Bu da 18 müzik yaşamımızda “müziksel köklere dönüş ve iniş” ile “müziksel geleceğe yöneliş ve uzanış” ın birlikte gerçekleştirilebilmesini zorunlu kılar. Çünkü, bütün müzikler zamanla koşulludur. İçinde “geçmişin izlerini, bugünün anılarını ve geleceğin titreşimlerini” (birlikte) taşımayan bir müziğin kalıcı değeri yoktur, olmaz (Uçan 1993). Tezimizin konusunu teşkil eden İlköğretim Kurumları Müzik Dersi Programı, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bu amaçla geliştirilen bir genel müzik eğitimi programıdır. 2.4.2. Amatör Müzik Eğitimi Müziği ya da müziğin belli bir kolunu, dalını, türünü (maddî ) kazanç gözetmeksizin, yalnız zevk için öğrenen, yapan kimselere yönelik, ilgiliistekli, az çok yatkın olanlara, etkin bir müziksel katılım, zevk ve doyum sağlamaya ve bunu yaşam içinde olabildiğince sürdürüp, geliştirmeye ilişkin müziksel davranışlar kazandırmayı, davranış değişiklikleri oluşturmayı amaçlayan müzik eğitimidir (Uçan 1993). Çeşitli dernek, vakıf, kurum ve kuruluşların bünyelerindeki sanatsal faaliyetler içerisinde yapılan müzik eğitimi, bu kapsamdadır. 2.4.3. Profesyonel Müzik Eğitimi Müziğin bütününü, ya da belli bir kolunu, dalını, türünü, o bütün ya da kol, dal, tür ile ilgili bir işi, meslek ya da uğraşı, uzmanlık alanı olarak seçen, seçmek isteyen, seçme olasılığı bulunan ya da öyle görünen kişilere yönelik olup, istenilen-gereken düzeyde yetenekli-kapasiteli olmak koşuluyla, kolun- 19 dalın-türün, işin-mesleğin-uğraşının ya da uzmanlığın gerektirdiği müziksel davranışları ve birikimi kazandırmayı, davranış değişiklikleri ve birikim oluşturmayı amaçlayan müzik eğitimidir (Uçan 1993). Konservatuarlarda ve müzik eğitimcisi yetiştiren kurumlarda yapılan müzik eğitimi profesyonel müzik eğitimi kapsamındadır. İlköğretim Kurumları için hazırlanan müzik eğitimi programının incelemesine geçmeden önce İlköğretim Kurumlarını ve bu kurumlarda yapılan müzik eğitiminin tarihsel gelişimini incelemek yararlı olacaktır. 20 3. İLKÖĞRETİM KURUMLARINDA MÜZİK EĞİTİMİ İlköğretim kurumlarında müzik eğitimi, MEB’nca hazırlanan genel bir müzik eğitimi programıyla yürütülür. Herkes için gerekli ve zorunlu olan bu eğitimle, bireylerin ortak bir müzik kültürüne sahip olmaları amaçlanır. Müzik Eğitimi liselerde yer alsa da, sadece ilköğretimin zorunlu olması, okul müzik eğitiminin en önemli kısmının ilköğretim kurumlarında yapılan müzik eğitimi olduğunu düşündürmektedir. Kaldı ki ülkemiz nüfusunun büyük bir kısmı, (1997 rakamlarına göre 3.000.000 çocuk) yalnızca zorunlu temel eğitimden yararlanabilmektedir. Bu durum, ülkenin müzik açısından kültürel gelişiminin, büyük ölçüde bu okullarda yapılan müzik eğitimiyle sağlanabileceği sonucunu ortaya çıkarmaktadır. 3.1. İlköğretim Kurumları’nın Tarihçesi İlköğretim Kurumları’nda yapılan müzik eğitiminden bahsetmeden önce, Türkiye’ de ilköğretimin kısa tarihçesine bakmak yerinde olacaktır. Türkiye’de yasal ilköğretim, 1913 yılında “Tedrîsât-ı İptidâiye Kaanûn-ı Muvakkat” ı (İlköğretim Geçici Kânunu) ile başlamıştır ve 6 yıl süreli olması öngörülmüştür. 1924 yılında toplanan Hey’et-i İlmiye; ilkokulu beş yıl, ortaokulu 3 yıl ve liseyi de 3 yıl olarak düzenlemiştir. Bu düzenleme 1926 yılında çıkarılan 789 sayılı Maarif Teşkilâtına Dâir Kaanun’la yasallaşmıştır. 21 24 Haziran 1973’te yürürlüğe giren 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu, örgün eğitim ve yaygın eğitim kavramlarını getirmiştir. Örgün eğitim, okul öncesi eğitim, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretimden oluşmaktadır. Bu yasaya göre ilköğretim (6-14 yaşlarındaki çocukların eğitim ve öğretimi), 5 yıllık ilkokullar ve 3 yıllık ortaokullar ile sağlanacaktır. Bu eğitim, kız ve erkek çocuklar için parasız ve zorunludur. Ancak bu yasal zorunluluk, ilköğretimin ikinci kademesini yürütecek okulların yeterince yaygınlaştırılamamış olması gerekçesiyle 1997 yılına kadar uygulanamamıştır. Bugün ilköğretim, 8 yıllık zorunlu temel eğitim programı olarak, 5 yıllık ilkokul ile 3 yıllık ortaokulun birleştirilmesinden oluşmuştur. 3.2. Millî Eğitimin ve İlköğretim Kurumlarının Amaçları ve İlkeleri 14 Haziran 1973 tarihinde kabul edilip, 24 Haziran 1973 günü 14574 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve halen yürürlükte olan 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun birinci kısmının, birinci bölümü Türk Millî Eğitiminin Amaçları’na, ikinci bölümü ise Türk Millî Eğitiminin Temel İlkeleri’ne ayrılmıştır. Bu amaçlar şöylece sıralanmaktadır: Türk Millî Eğitiminin Amaçları “1.Genel Amaçlar: Madde 2 - Türk Millî Eğitiminin genel amacı, Türk Milletinin bütün fertlerini, 1. Atatürk İnkılâp ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasanın 22 başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek; (16 Haziran 1983 tarih ve 2842 sayılı kanunla değiştirilen şekli). 2. Beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı; kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler yetiştirmek; 3. İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak; Böylece, bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan millî birlik ve bütünlük içinde iktisadî, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır. 2. Özel Amaçlar: Madde 3 - Türk eğitim ve öğretim sistemi, bu genel amaçları gerçekleştirecek şekilde düzenlenir ve çeşitli derece ve türdeki eğitim kurumlarının özel amaçları, genel amaçlara ve aşağıda sıralanan temel ilkelere uygun olarak tespit edilir.” Türk Millî Eğitiminin Temel İlkeleri “1. Genellik ve eşitlik: Madde 4 - Eğitim kurumları dil, ırk, cinsiyet ve din ayrımı gözetilmeksizin herkese açıktır. Eğitimde hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. 23 2. Ferdin ve toplumun ihtiyaçları: Madde 5 - Millî eğitim hizmeti, Türk vatandaşlarının istek ve kabiliyetleri ile Türk toplumunun ihtiyaçlarına göre düzenlenir. 3. Yöneltme: Madde 6 - Fertler eğitimleri süresince, ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde ve doğrultusunda çeşitli programlara veya okullara yöneltilerek yetiştirilirler. Millî Eğitim sistemi, her bakımdan, bu yönelmeyi gerçekleştirecek biçimde düzenlenir. Yöneltmede ve başarının ölçülmesinde rehberlik hizmetlerinden ve objektif ölçme ve değerlendirme metotlarından yararlanılır. 4. Eğitim hakkı: Madde 7 - Temel eğitim görmek her Türk vatandaşının hakkıdır. Temel eğitim kurumlarından sonraki eğitim kurumlarından vatandaşlar ilgi, istidat ve kabiliyetleri ölçüsünde yararlanırlar. 5. Fırsat ve imkân eşitliği: Madde 8 - Eğitimde kadın, erkek herkese fırsat ve imkân eşitliği sağlanır. Maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin en yüksek eğitim kademelerine kadar öğrenim görmelerini sağlamak amacıyla parasız yatılılık, burs, kredi ve başka yollarla gerekli yardımlar yapılır. Özel eğitime ve korunmaya muhtaç çocukları yetiştirmek için özel tedbirler alınır. 6. Süreklilik: Madde 9 - Fertlerin, genel ve meslekî eğitimlerinin hayat boyunca devam etmesi esastır. Gençlerin eğitimi yanında hayata ve iş alanlarına olumlu bir şekilde uymalarına yardımcı olmak üzere, yetişkinlerin sürekli eğitimini sağlamak için gerekli tedbirleri almak da bir eğitim görevidir. 7. Atatürk inkılap ve ilkeleri ve Atatürk milliyetçiliği: (2842 sayılı kanunla değiştirilen şekli). 24 Madde 10 - Eğitim sistemimizin her derece ve türü ile ilgili ders programlarının hazırlanıp uygulanmasında ve her türlü eğitim faaliyetlerinde Atatürk inkılap ve ilkeleri ve Anayasada ifadesini bulmuş olan Atatürk milliyetçiliği temel olarak alınır. Millî ahlâk ve millî kültürün bozulup yozlaşmadan kendimize has şekli ile evrensel kültür içinde korunup geliştirilmesine ve öğretilmesine önem verilir. Millî birlik ve bütünlüğün temel unsurlarından biri olarak Türk dilinin, eğitimin her kademesinde, özellikle bozulmadan ve aşırılığa kaçılmadan öğretilmesine önem verilir; çağdaş eğitim ve bilim dili halinde zenginleşmesine çalışılır ve bu maksatla Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile işbirliği yapılarak Millî Eğitim Bakanlığınca gereken tedbirler alınır. 8. Demokrasi eğitimi: (2842 sayılı kanunla değiştirilen şekli). Madde 11 - Güçlü ve istikrarlı, hür ve demokratik bir toplum düzeninin gerçekleşmesi ve devamı için yurttaşların sahip olmaları gereken demokrasi bilincinin, yurt yönetimine ait bilgi, anlayış ve davranışlarla sorumluluk duygusunun ve manevî değerlere saygının, her türlü eğitim çalışmalarında öğrencilere kazandırılıp geliştirilmesine çalışılır; ancak, eğitim kurumlarında Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine aykırı siyasi ve ideolojik telkinler yapılmasına ve bu nitelikteki günlük siyasi olay ve tartışmalara karışılmasına hiçbir şekilde meydan verilmez. 9. Laiklik: (2842 sayılı kanunla değiştirilen şekli). Madde 12 - Türk millî eğitiminde lâiklik esastır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilkokul ve ortaokullar ile lise ve dengi okullarda okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. 10. Bilimsellik: Madde 13 - Her derece ve türdeki ders programları ve eğitim metotlarıyla ders araç ve gereçleri, bilimsel ve teknolojik esaslara ve yeniliklere, çevre ve ülke ihtiyaçlarına göre sürekli olarak geliştirilir. 25 Eğitimde verimliliğin artırılması ve sürekli olarak gelişme ve yenileşmenin sağlanması bilimsel araştırma ve değerlendirmelere dayalı olarak yapılır. Bilgi ve teknoloji üretmek ve kültürümüzü geliştirmekle görevli eğitim kurumları gereğince donatılıp güçlendirilir, bu yöndeki çalışmalar maddî ve manevî bakımdan teşvik edilir ve desteklenir. 11. Planlılık: Madde 14 - Millî eğitimin gelişmesi iktisadî, sosyal ve kültürel kalkınma hedeflerine uygun olarak eğitim-insangücü istihdam ilişkileri dikkate alınmak suretiyle, sanayileşme ve tarımda modernleşmede gerekli teknolojik gelişmeyi sağlayacak meslekî ve teknik eğitime ağırlık verecek biçimde planlanır ve gerçekleştirilir. Mesleklerin kademeleri ve her kademenin unvan, yetki ve sorumlulukları kanunla tespit edilir ve her derece ve türdeki örgün ve yaygın meslekî eğitim kurumlarının kuruluş ve programları bu kademelere uygun olarak düzenlenir. Eğitim kurumlarının yer, personel, bina, tesis ve ekleri donatım, araç ve kapasiteleri ilke ilgili standartlar önceden tespit edilir ve kurumların bu standartlara göre optimal büyüklükte kurulması ve verimli olarak işletilmesi sağlanır. 12. Karma eğitim: Madde 15 - Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkân ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir. 13. Okul ve ailenin işbirliği: (2842 sayılı kanunla değişik şekli). Madde 16 - Eğitim kurumlarının amaçlarını gerçekleştirilmesine katkıda bulunmak için okul ile aile arasında işbirliği sağlanır. Bu maksatla okullarda okul-aile birlikleri kurulur. Okul-aile birliklerinin kuruluş ve işleyişleri Millî Eğitim Bakanlığı’nca çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir. 26 14. Her yerde eğitim: Madde 17 - Millî eğitimin amaçları yalnız resmî ve özel eğitim kurumlarında değil, aynı zamanda evde, çevrede, işyerlerinde, her yerde ve her fırsatta gerçekleştirilmeye çalışılır. Resmî, özel ve gönüllü her kuruluşun eğitimle ilgili faaliyetleri millî eğitimin amaçlarına uygunluğu bakımından Millî Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın denetimine tabidir.” Aşağıda sıralanan İlköğretim Kurumlarının Amaçları, Türk Millî Eğitiminin Amaç ve İlkeleri doğrultusunda hazırlanmıştır. İlköğretim Kurumlarının Amaçları “Madde 5 - İlköğretim kurumlarının amaçları, Türk Millî Eğitiminin genel amaç ve temel ilkeleri doğrultusunda; a) Öğrencileri ilgi, istidat ve kabiliyetleri istikametinde yetiştirerek hayata ve üst öğrenime hazırlamak, b) Öğrenciye, Atatürk ilkelerine ve inkılâplarına, T.C. Anayasası’na ve demokrasinin ilkelerine uygun olarak haklarını kullanabilme, görevlerini yapabilme ve sorumluluklarını yüklenebilme bilincini kazandırmak, c) Öğrencinin millî kültür değerlerini tanımasını, takdir etmesini, çevrede benimsemesini ve kazanmasını sağlamak, d) Öğrenciyi toplum içindeki rollerini yapan, başkaları ile iyi ilişkiler kuran, işbirliği içinde çalışabilen, çevresine uyum sağlayabilen iyi ve mutlu bir vatandaş olarak yetiştirmek, e) Bulundukları çevrede millî kültürün benimsenmesine ve yayılmasına yardımcı olmak, f) Öğrenciye fert ve toplum meselelerini tanıma, çözüm arama alışkanlığı kazandırmak, 27 g) Öğrenciye sağlıklı yaşamak, ailesinin ve toplumun sağlığı ile çevreyi korumak için gereken bilgi ve alışkanlıkları kazandırmak, h) Öğrencinin el becerisi ile zihni çalışmasını birleştirerek çok yönlü gelişmesini sağlamak, i) Öğrencinin araç ve gereç kullanma yoluyla sistemli düşünmesini, çalışma alışkanlığı kazanmasını, estetik duygularının gelişmesini, hayal ve yaratıcılık gücünün artmasını sağlamak, j) Öğrencinin meslekî ilgi ve yeteneklerinin ortaya çıkmasını sağlayarak, gelecekteki mesleğini seçmesini kolaylaştırmak, k) Öğrenciye üretici olarak geçimini sağlaması ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunması için bir mesleğin ön hazırlığını yaptıracak, mesleğe girişini kolaylaştıracak ve uyumunu sağlayacak davranışları kazandırmak, l) Öğrencilerin serbest zamanlarını değerlendirmelerini, öncelikle enerjiden ve artık malzemeden savurganlığa kaçmadan yararlanmalarını sağlamak.” 28 3.3. İlköğretim Kurumlarında Yapılan Müzik Eğitiminin GTSM Öğretimi Yönünden Tarihsel Gelişimi Cumhuriyetin kuruluş yıllarında Türkiye, gerek devlet yapısında ve gerekse de toplumsal yapıda birçok değişiklikler yaşamıştır. Hanedanlığın ve hilâfetin kaldırılması, tekke ve zaviyelerin kapatılması, hukuk ve eğitim sistemlerindeki değişiklikler, kadınların (seçme ve seçilme hakkı başta olmak üzere) sosyal hayata erkeklerle eşit seviyede katılımının sağlanması, saat diliminin, takvimin ve ölçü birimlerinin değiştirilmesi, harf devrimi, dil devrimi, kılık kıyafetteki değişimler bunların en önemlileridir. Sosyal, siyasal ve kültürel alanlardaki bu değişimlerin temeli, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemine dayanır. 1820’lerden başlayarak, 1839 Tanzimat ve 1856 Islahat Fermanları ile iyice belirginleşen batılılaşma hareketleri, Cumhuriyet döneminde artarak sürmüştür. Bu değişim, devletin kültür ve sanat tercihinde de çarpıcı biçimde kendini gösterir. “Osmanlı İmparatorluğu’nun batı karşısındaki zayıflığını gidermek için giriştiği düzenlemeler içerisinde, müzik eğitimi de gözden geçirilmiş ve Batı müzik sistemi ile müzik türleri, Türk müzik eğitimine yerleştirilmeye başlanmıştır. Batı sanat müziğinin 1826 yılından itibaren devletçe benimsenerek yayılmaya başlamasıyla birlikte, Geleneksel Türk Sanat Müziği resmi özgün müzik uygulamaları içindeki önemini yitirmeye başlamıştır ” (Akkaş 1997). 29 1826 yılında Sultan II. Mahmud tarafından “Vak’a-yi Hayriye” adıyla anılan bir hareketle Yeniçeri Ocağı’nın kapatılması, Osmanlı askeri müzik teşkilatı Mehterhâne’nin de kapatılmasına sebep olmuştur. Bu kurumun yerine 1827 yılında hem Türk ve hem de Batı müziği eğitimi verecek olan “Muzika-i Humâyûn” kurulmuştur. Bu çatı altında ilk önce Batı tarzı bir bando kurulmuş, başına önce levantenlerden Manguel, kısa bir süre sonra (1828 yılında) İtalya’dan Guiseppe Donizetti getirilmiştir. “Donizetti, o tarihlerde henüz kapatılmamış olan Osmanlı’nın içinde müzik eğitiminin önemli bir yer kapladığı eğitim kurumu Enderun’dan seçtiği öğrencilere Batı notasını, bando sazlarını ve askeri müziğin yanı sıra İtalyanca sözlü eserleri öğretmiş, huzurda opera ve operetlerden örnekler sunmuştur. Donizetti’nin amacı, böylece uygun bir ortam yarattıktan sonra senfonik müziğe geçmekti” (Özalp 1986). Daha sonraları da aynı kurumun başına İspanyol asıllı Fransız D’Aranda ve yine İtalyan Pizani, Angelo Mariani, Luigi Arditi, Fransız Dussap gibi yabancı müzisyenler getirilmiştir. “19.yüzyılın ikinci yarısından itibaren opera, operet ve çeşitli çalgı toplulukları İstanbul, İzmir ve Selânik gibi büyük kentlerde temsil ve konserler vererek yeni bir Batı Müziği beğenisini yerleştirmeye çalışmışlardır. Bunun yanı sıra Hamparsum notasıyla yazılmış Türk Müziği eserlerinin de Batı Müziği yazısına dönüştürülmeye başlandığı görülmektedir. (Say, 1994, s.511) ” (Akkaş 1997). 30 Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki müziksel yapılanma büyük ölçüde Ziya Gökalp’in 1923 yılında yayımlanan “Türkçülüğün Esasları” adlı kitabında açıkladığı görüş ve düşünceleri doğrultusunda gerçekleştirilmiştir. Gökalp, tezimizde GTSM adıyla andığımız Türk Klâsik Müziği’ni Şark Mûsikîsi veya Doğu Mûsikîsi diye adlandırmakta ve bu türün Türk toplumuna ait olmayıp Bizans’tan alındığını söylemektedir. Gökalp şöyle der: “ Avrupa mûsikîsi girmeden evvel, memleketimizde iki mûsikî vardı: Bunlardan biri Farâbî tarafından Bizans’tan alınan şark mûsikîsi, diğeri eski Türk mûsikîsinin devamı olan (halk melodileri) nden ibaretti. Bugün işte şu üç tür mûsikînin karşısındayız: Şark mûsikîsi, Garp mûsikîsi, halk mûsikîsi. Acaba bunlardan hangisi, bizim için millîdir? Şark mûsikîsinin hem hasta, hem de gayr-ı millî olduğunu gördük. Halk mûsikîsi hasrımızın, garp mûsikîsi de yeni medeniyetimizin mûsikîleri olduğu için, her ikisi de bize yabancı değildir. O halde, millî mûsikîmiz, memleketimizdeki halk mûsikîsiyle garp mûsikîsinin imtizâcından doğacaktır. Halk mûsikîmiz bize birçok melodiler vermiştir. Bunları toplar ve garp mûsikîsi usûlünce (armonize) edersek hem millî, hem de Avrupaî bir mûsikîye mâlik oluruz” (Gökalp 1990). Ziya Gökalp’in bu fikirleri Atatürk tarafından da büyük ölçüde benimsenmiştir. Atatürk şöyle demektedir: “Doğu müziği denilen Osmanlı müzikleri hep Bizans’tan kalma şeylerdir. Bizim gerçek müziğimiz Anadolu halkından işitilebilir. Türk toplumu büyük bir hızla oluşan köklü bir yapısal değişme-dönüşme (inkılâp) içindedir. 31 Osmanlı müziği Türkiye Cumhuriyeti’ndeki büyük inkılâpları terennüm edebilecek güçte değildir. Bize yeni bir müzik gereklidir. Bize gerekli olan yeni müzik, özünü ulusal müziğimizin gerçek temelini oluşturan halk müziğimizden alan, çok sesli bir müzik olacaktır. Bunun için ulusal ince duyguları, düşünceleri anlatan yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları bir an önce genel son müzik kurallarına göre işlemek gerekir. Türk ulusal müziği ancak bu yolla yükselebilir, evrensel müzikte yerini alabilir” (Uçan 1996). Cumhuriyetin kuruluş yıllarından günümüze kadar doğu müziği, şark müziği, Osmanlı müziği, saray müziği, divan müziği gibi çok çeşitli adlarla anılan Türk Klâsik Müziği’nin, ses sistemi, makam, usûl gibi temel özellikleri aynı olan (Türk) Halk Müziği’nden ayrı bir tür olarak düşünülemeyeceği bugün herkesçe kabul edilen bilimsel bir gerçektir. Türk Klâsik Müziği’nin Bizans, Arap, İran, Yunan veya daha başka bir toplumdan alınmadığı, tamamen Türk milletine ait olduğu da başta Hüseyin Sâdeddin Arel olmak üzere bir çok tarihçi ve müzikolog tarafından ortaya konulmuştur. Arel’in “Türk Mûsikîsi Kimindir?” adlı eseri bu konuda yapılan bilimsel çalışmaların en önemlisidir. Prof. Dr. Gedikli 1993 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü’nün düzenlediği 1.Ulusal Müzik Eğitimi Sempozyumundaki bildirisinde bu hususta şöyle demektedir: “Türk Halk Müziği bizim ama, sanat mûsikîsi Arap, Acem ve Bizans kökenli! türünden yanlış ve önyargılardan kavuşulmalıdır” (Gedikli 1993). 32 kurtulmuş bir öğretime Prof. Dr. Uçan ise bu konuda şöyle demektedir: “Geleneksel Türk sanat müziğinin Osmanlılar’dan önce Selçuklular döneminde ve hatta ondan daha önceleri oluşmaya başladığı, İslâmlığın kabulünden önceki Orta Asya Türk devletleri dönemlerine kadar uzandığı, bugün artık (tüm) ilgililerce bilinen veya bilinmesi gereken bir gerçektir” (Uçan 1996). Gökalp ve Atatürk’ün bu düşünceleri ışığında Cumhuriyet dönemi okul müzik eğitimi dağarcığı, içinde (Batı müziği ses sistemine göre yazılmış) birkaç türkü dışında tamamen Batı müziğinden oluşmuştur. Batı müziğinin halk tarafından benimsenip yaygınlaşması amacıyla orkestralar, konservatuarlar ve müzik yüksek okulları kurulmuştur. “Cumhuriyetin ilk dönemlerinde tam bir kültürel değişim yaşanmıştır. Dünya edebiyatından çeviriler, Batı müziğinin takdimi ve bir süre için de olsa Türk müziğinin yasaklanması, hep bu çerçeve içindeki çabalardır. Bu amaçla, Batı müziği sistemine dayalı olarak konservatuarlar ve müzik yüksek okulları kuruldu. Kurulan bu okullarda temel felsefe, Batı müziğinin Türk toplumuna yayılmasıydı. (Sun, 1969, s.4)” (Akkaş 1997) Akkaş, 1997 yılında Türk Müziği Dernek ve Vakıfları Dayanışma Konseyi’nin T.C. Kültür Bakanlığı’nın katkılarıyla hazırlamış olduğu 4. İstanbul Türk Müziği Günleri Türk Müziği’nde Eğitim Sempozyumu’nda GTSM’nin Türk müzik eğitimi programlarında yer alış durumunu şöyle özetlemektedir: 33 1. 1931 yılı Orta Mektep Müfredat Programı’nda GTSM’ne yer verilmemiştir. 2. 1953 yılı Öğretmen Okulları ve Köy Enstitüleri Müzik Programı’nda GTSM’ne yer verilmemiştir. Bu programda Türk müziğine, - Tek sesli Halk türküleri, Batı tonlarında yazılmış halk ezgilerinin solfeji ve imlâsı, - Tek, çift ve üç sesli halk türküleri, - Halk türkülerinin biçim şeklinde imlâsı şeklinde yer verilmiştir. 3. 1957 yılı Müzik Eğitimi İlkokul Programı’nda GTSM’ne yer verilmemiştir. 4. 1969 yılı İlkokul Müzik Programı’nda GTSM yer almamaktadır. Programda Türk müziği; - Çevrede söylenen ve çocuğa her bakımdan uygun türküler, - Atatürk’le ilgili tarihi şarkılar, türküler, marşlar, - Çeşitli konularda taklitli, taklitsiz şarkılar, türküler, oyun havaları, - Tek ve iki sesli türküler, - Değişik bölgelerin değişik karakterdeki uygun halk türküleri, - Kahramanlık şarkıları, destan tarzında türküler, - Türk halk müziğinin kullandığı belli başlı aksak ölçüler şeklinde yer almıştır. 5. 1971 yılı Orta Dereceli Okulların Birinci Devre Programı’nda GTSM’ne yer verilmemiştir. Programda Türk Müziğine, 34 - Öğrencilere kendi çevrelerinden başlayan tek ve çok sesli türkü dağarcığı kazandırmak, - Bölgelerin halk türkülerine, çalgılarına, oyunlarına toplu bakış ve kısa bilgiler kazandırmak amacıyla yer verilmiştir. 6. 1986 yılı Ortaokul ve Lise Müzik Dersi Öğretim Programı’nda ilk kez GTSM’ne yer verildiği görülmektedir. Bu programda Türk ve Batı müziği %50 oranlarında yer almış ve şu konulara yer verilmiştir: - Türk müziği usûlleri, - Türk müziği çalgıları, - Türk müziği imlâ çalışmaları, - Türk müziği aralıkları, - Dizi kavramı, - Rast, Uşşak, Mahur, Hüseynî, Hicaz, Nihâvend, Acemaşîran, Sabâ, Karcığar, Sûznâk, Segâh, Hüzzam, Nikriz, Eviç, Hicazkâr ve Kürdîlihicazkâr makamları, - Türk mûsikîsi tarihi - Türk mûsikîsi edebiyatı - Türk müziği formları - Halk müziğinde ayaklar, - Halk müziği formları ve usûlleri. 7. 1994 yılı İlköğretim Kurumları Müzik Dersi Öğretim Programı tezimizin konusunu teşkil etmektedir. GTSM’nin bu programdaki durumu 35 sonraki bölümlerde ayrıntılarıyla ele alınacaktır. Programda Türk müziği, “Müziğimizde tür”, “Çevremiz ve müzik”, “Müziğimizde dizi, ton ve makam” ve “Ülkemizde, komşu ülkelerde ve Dünya’da müzik” üniteleri içinde, - Türk müziğinde dizi ve makam, - GTSM’nde Rast, Hüseynî, Kürdî, Hicaz, Nihâvend ve Karcığar makamları, - GTSM’nde usûller, - Türk halk müziğinde uzun hava ve kırık havalar, - Türk müziği tarihi, - GTSM’nin başlıca türleri ve çeşitleri konu başlıklarıyla ele alınmıştır. 36 4. İLKÖĞRETİM KURUMLARINDA MÜZİK EĞİTİMİ VE GELENEKSEL TÜRK SANAT MÜZİĞİ 4.1. GTSM’nin İlköğretim Kurumları Müzik Eğitimi’ndeki Yeri ve Önemi Kültür, toplum içinde insanları birbirleri ile uyumlu kılan; din, dil, tarih, gelenek ve sanat gibi unsurların yarattığı değerlerin bütünüdür. Bir kültürü paylaşan insanlar ancak uyum içinde yaşayabilir, bir düşünebilir, her türlü zorluklara karşı birlikte mücadele edebilirler. Klâsik (Türk Klâsik Müziği), folklorik (Türk Halk Müziği), dini (Câmi ve Tekke Mûsikîleri), askeri (Mehter Mûsikîsi) gibi aynı kökten uzanan dallarıyla Türk Müziği, Uzak Doğu’dan Kuzey Afrika’nın en uç noktasına kadar geniş bir coğrafyada, en az 25 asır gibi büyük bir zaman diliminde yer almış Türk Kültürü’nün en önemli öğelerinden biridir. Geçmişten gelen bu sosyal miras, bugünün insanının yalnızca geçmişi ile bağları olmakla kalmayıp, geleceğini de muhafaza edecek bir organik bütündür. Bu sebeple her Türk çocuğunun bu millî kültürü tanıması, benimseyerek koruması, geliştirerek yaşatması gerekir. T.C. Anayasası’nın başlangıç bölümünde şöyle denilmektedir: “Her Türk vatandaşı, Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak, millî kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevî varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahiptir.” 37 Millî Eğitim Temel Kanunu’nun Birinci Bölümünde Türk Millî Eğitimi’nin Amaçları başlığı altındaki Genel Amaçlar arasında, “Madde 2.1. Türk Milleti’nin bütün fertlerini Türk Milleti’nin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren yurttaşlar olarak yetiştirmek,” yer almaktadır. İkinci Bölümde Türk Millî Eğitimi’nin Temel İlkeleri başlığı altındaki Atatürk İnkılâpları ve Türk Milliyetçiliği maddesinde ise, “Madde 10. Her türlü eğitim faaliyetinde Atatürk İnkılâpları ve Anayasanın başlangıcında ifadesini bulmuş olan Türk Milliyetçiliği’nin temel olarak alınacağı; millî ahlâk ve millî kültürün bozulup yozlaşmadan kendimize has şekli ile, evrensel kültür içinde korunup geliştirilmesine önem verileceği,” öngörülmektedir. Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği de konuya ilişkin hedefler göstermektedir. İkinci Kısımdaki Amaçlar ve Genel Esaslar sıralanırken, “Madde 5.c. Öğrencinin millî kültür değerlerini tanımasını, takdir etmesini, çevrede benimsemesini ve kazanmasını sağlamak, Madde 5.d. Bulundukları çevrede millî kültürün benimsenmesine ve yayılmasına yardımcı olmak,” ilköğretimin Amaçları arasında gösterilmiştir. 38 Aynı hususa İlköğretim Okulu Programı’nda da yer verilmektedir. İlkokulun Eğitim ve Öğretim İlkeleri açıklanırken ilk maddenin ilk cümlesi şu uyarı ile başlamaktadır: “Madde 1.a. İlkokul, çocuklara millî kültürü aşılamak mecburiyetindedir.” Bu uyarıdan hemen sonra ise: “Madde 1.b. Okulda her derse, millî hedeflere ulaşmak için birer vasıta olarak bakılmalıdır.” görüşüne yer verilerek, aralarında müzik dersinin de sayıldığı tüm sosyal derslerde millî kültür ve tarihin tanıtılması ana ilke olarak gösterilmektedir. Görülmektedir ki, millî kültürümüzün en önemli unsurlarından biri olan GTSM’nin İlköğretim Kurumları Müzik Eğitimi’nde yer alması yasalarca da önemle vurgulanan bir zorunluluktur. Prof. Dr. Gedikli, GTSM’nin müzik öğretim programlarında yer almasının, müzik eğitiminin rayına oturtulmasına önemli katkılar sağlayacağını vurgulamakta, bunun dışında getireceği artıları da şöyle sıralamaktadır: “a) Kendi kültür ve toplumuna yabancılaşmamış, çatışmalar ve çelişkiler içinde bocalamayan, dolayısıyla kendisi ve toplumuyla barışık genç kuşaklar yetiştirilmesine yardımcı olmak, b) Kendi öz kültürü ile sanatını ve tarihini doğru tanımış, bilinçli gençler yetiştirmek, 39 c) “Türk halk mûsikîsi bizim ama sanat mûsikîsi Arap, Acem ve Bizans kökenli!” türünden yanlış ve önyargılardan kurtulmuş bir öğretime kavuşmak, d) İki ayağı yere basan gerçekçi, müzik sanatına geniş bir açıdan ve nesnel bakabilen gençler yetiştirmek, e) Bu bilgilerin ışığında yerini ve konumunu doğru değerlendirebilen komplekssiz genç kuşaklar yetiştirebilmek, f) Propaganda amaçlı ve maksatlı dış etkilere karşı, gençleri doğru bilgilerle donatmak” (Gedikli 1993). Doç. Yusuf Akbulut, Ulu Önder Atatürk’ün gösterdiği “Çağdaş uygarlık düzeyine çıkmak” hedefinin Türk Milleti için vazgeçilmez olduğunu, ancak bu hedefe Türk Milleti’nin mutlaka kendi gerçeği ile ulaşabileceğini vurgulamaktadır. Akbulut şu görüşlere yer vermektedir: “Evrenselleşmenin ve çağdaşlaşmanın vazgeçilmez şartı, geleneğin iyi bilinmesidir. Gelecekte müzik dünyamıza evrensel bazda kazandırılacak üstün nitelikli müzik eserlerimiz, sahip olduğumuz müzikâl iklimimizin soluğunu, sesini ve rengini taşıyacaktır” (Akbulut 1993). Yener (1993), müzik eğitimi sisteminde GTSM’nin yer almasının çağdaş eğitimin, bilinenden-bilinmeyene, yakından-uzağa, çevreden-evrene ilkelerinin bir gereği ve zorunluluğu olduğu fikrine yer vermektedir. Türk çocuğu kendini diğer milletlerin çocuklarından ayıran değerlere bugün belki dünden daha çok ihtiyaç duymaktadır. Bu kimlik ihtiyacı her gün daha fazla kendini göstermektedir. GTSM öğretimi, bizi biz yapan bu kültürel unsurların sadece en önemlilerinden biri değil, diğerlerine de ulaştıracak en önemli köprüdür. 40 4.2. GTSM’nin İlköğretim Kurumları Müzik Eğitimi’nde Kullanılmasında Karşılaşılan Güçlükler Önceki bölümden hatırlanacağı gibi okul müzik eğitimi programlarında GTSM’ne, ilk kez 1986 yılında yer verilmiştir. Ancak bu geniş türün okul müzik eğitiminde hangi kısmının, hangi uygulama yöntemiyle yer alacağı konusunda yeterli çalışmanın yapıldığı söylenemez. Bunda bu türe karşı cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar süregelen önyargılı-olumsuz yaklaşımların payı vardır. (Çünkü GTSM eğitimi ile ilgili kurumlaşma uzun süre sağlanamamıştır.) Gerek 1986, gerekse de 1994 yılındaki programlar ve bu programlara göre hazırlanan ders kitapları incelendiğinde bu konudaki çalışmaların eksikliğinden doğan sorunlar ve bu sorunların beraberinde getirdiği uygulama güçlükleri hemen göze çarpar. Bu programlara ilişkin inceleme ve tespitler sonraki bölümde ele alınacaktır. Gerçek olan şudur ki, GTSM’nin okul müzik eğitiminde kullanılmasında bugün önemli bir takım sorunlar ve güçlükler vardır. Akbulut’a (1993) göre bu güçlüklerin başında GTSM’nin programlarda yer almasına karşı halâ süregelen şiddetli muhalefet ve tepkiler gelmektedir. Bu tepkilerin bir kısmının, bu programı bizzat uygulayacak olan müzik eğitimcilerinden gelmesi soruna ayrı bir önem kazandırmaktadır. Müzik eğitimcilerinin bir kısmı, kendilerine verilen tek yönlü eğitimin doğal sonucu olarak bu türün öğretilmesine karşıdırlar. (Bu husus Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yeni programın uygulamaya konulması nedeniyle düzenlenen Hizmetiçi Eğitim Kursları’nda Öğretim Görevlisi olarak yer aldığımız dönemde bizzat tarafımızdan da gözlenmiştir.) Şu anda okullarda bu eğitimi yürütmekte olan müzik eğitimcilerinin büyük bir kısmı, GTSM hakkında yeterli bilgi ve birikime sahip olduğu da 41 söylenemez. Çünkü 1987-1988 öğretim yılında açılan Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü’nün öğretim programında GTSM’ne yer verilene kadar müzik eğitimcisi yetiştiren kurumlarda bu türün öğretimi yapılmamıştır. Bu açığı kapatmak amacıyla düzenlenen Hizmetiçi Eğitim Kursları ise süre azlığı nedeniyle arzu edilen neticeyi vermemiştir. GTSM müfredatlarında yer alan makam ve usûllerin seçiminin hangi kriterlere göre yapıldığı anlaşılamamaktadır. Söz konusu müfredatların ses genişliğinin okul çağındaki çocuklara uygunluğu, arıza işaretlerinin azlığı, repertuardaki eğitime elverişli eserlerin çokluğu, toplam repertuardaki eser sayısı gibi temel kriterlere göre yeterince incelemeye tâbi tutulmadığı görülmektedir. Müfredatlarda GTSM kültürü oluşturmak amacıyla, repertuardaki kriterlere uygun seçkin eserlere yer vermenin yanı sıra, okul müzik eğitimi için ayrı bir eğitim müziği repertuarı oluşturmanın zorunluluğu açıktır. Bu husustaki çalışmalar da yeterli değildir. Okul müzik eğitimi için makamsal yapıda solfej parçalarına gereksinim duyulmaktadır. Bu konuda herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Programlarda geleneksel çalgıların öğretimi konusu yer almamaktadır. Okul müzik eğitiminde hangi çalgının/çalgıların eğitimi yer alacaktır? GTSM ve GTHM parçaları (Türk Müziği ses sistemine uygun olan) hangi çalgıyla icrâ edilecektir? Bu sorular cevapsız bırakılmıştır. Öğrenciler, müzik türleri ve bu türlerin biçimleri (formları) ile ilgili seçkin örneklere nasıl ulaşabileceklerdir? Örneğin bir GTSM korosunun icrâsını, bir peşrevi örneklendirmek nasıl mümkün olacaktır? Bu sorular da cevapsızdır. Müzik eğitimi için ayrılan ders saatlerinin azlığı, diğer türlerin öğretimi için olduğu gibi, GTSM öğretimi için de müfredatların tamamlanabilmesi açısından önemli bir sorundur. Haftada bir saat gibi bir sürenin müziğin hiçbir türü için yeterli olamayacağı açıktır. 42 5. İLKÖĞRETİM KURUMLARI MÜZİK DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ GTSM YÖNÜNDEN İNCELENMESİ İlköğretim Kurumları Müzik Dersi Öğretim Programı, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın 22.4.1994 gün ve 298 sayılı kararı ile kabul edilmiştir. Programın tanıtım bölümü şöyledir: Genel Açıklamalar “1. Bu program İlköğretim kurumlarının sekiz yıllık müzik eğitimini bir bütün olarak kapsar. 2. Bu program İlköğretim kurumlarının yapısı ve İlköğretim çağı çocuğunun müziksel gelişimi birlikte göz önünde bulundurularak program Birinci Devre (1.2.3. sınıf), İkinci Devre (4.5. sınıf), ve Üçüncü Devre (6.7.8. sınıf) olmak üzere birbirini izleyen üç aşamadan oluşturulmuştur. 3. Müzik dersi programının birinci ve ikinci devreleri, mihver derslere bağlı olmakla birlikte çağdaş müzik eğitiminin bir gereği olarak aynı zamanda kendi ekseni üzerine de oturtulmuştur. 4. Programda müzik dersi ile mihver dersler arasındaki bütünlüğün yanı sıra, hayat ile müzik arasında da bütünlük sağlanmıştır. 5. Programda birinci devre müzik derslerinin sınıf öğretmenleri, ikinci devre müzik dersinin sınıf öğretmenleri veya müzik öğretmenleri, üçüncü devre müzik derslerinin ise müzik öğretmenlerince verilmesi esas alınmıştır. 6. Bu programda müzik dersleri, mihver ve diğer derslerle ilişkileri yanı sıra müzik alanının kendi özellikleri de gözetilerek konular üniteler halinde belirlenmiştir. 43 7. Bu program ilköğretim çağı çocuklarının tümünü “Genel Müzik Eğitimi” almak için gerekli müzik yeteneğine sahip görmekte ve bu bakımdan bütün ilköğretim öğrencilerini kapsamaktadır. 8. Programda, ülkemizde yaşayan belli başlı müzik türlerinin hepsine yer veren, millî birlik ve beraberliğimizi koruyan, pekiştiren ve geliştiren ortak temel müzik kültürü ve bunun gerektirdiği ortak bir müzik repertuarı kazandırılması esas alınmıştır. 9. Program, müzik dersinin, müziğin her boyutuyla ele alınıp işlendiği bir ders olarak gerçekleşmesini ve böylece çocuğun bilişsel, devinişsel, duyuşsal davranışlarıyla bir bütün olarak gelişmesini öngörmektedir. 10. Programın birinci ve ikinci devrelerinde yer alan “ Çevremiz ve Müzik”, ile “Atatürk’ümüz ve Müzik” üniteleri esas ünitelerdir. Bu üniteler diğer derslerdeki ilgili ünitelerle bağlantılı olarak belirli gün ve haftalarda yeri ve zamanı geldikçe işlenecektir. 11. Programın özellikle birinci ve ikinci devrelerinde öğrenci için ülkemizde yapılması plânlanan “Vurmalı Ezgi Çalgısı” öngörülmektedir. Bunun yanı sıra öğrencilerin ilgileri ve çevre özellikleri de göz önünde bulundurularak diğer çocuk çalgılarının da kullanılması beklenmektedir. 12. Müzik dersleri, esas olarak, bu amaçla düzenlenmiş müzik dersliklerinde yapılmalıdır. Bu mümkün olamadığı taktirde yeterli araç ve gereç sağlanarak normal derslikler ve diğer uygun mekânlarda yapılabilmelidir. 13. Programda, ilköğretim kurumlarında müzik eğitiminin genel amaçları, devre amaçları ve ünite amaçları ile, ünite amaçlarına ilişkin bilişsel, devinişsel ve duyuşsal davranışlar belirlenmiştir. Aynı zamanda ana ve alt konulara ayrıştırılmıştır. 14. Müzik dersinin işlenişinde yararlanılacak genel öğretim yöntemlerinin yanında “Çözümleme, yaratma, sorma-cevaplama, yeniden bulma, örnekleme, anlatma, tartışma, öyküleme “ gibi yöntem ve tekniklere, ünitenin özelliklerine göre yer verilmelidir. 44 15. Müzik derslerinde öğrencinin yaşayışından ve çevresinden yola çıkılarak kazandırılan her davranış (bilgi-beceri) somut örneklerle desteklenmeli “yakından uzağa, somuttan soyuta, bilinenden bilinmeyene ve yaparak yaşayarak öğrenme” gibi ilkeler esas alınmalıdır. 16. Program öğelerinden “öğretme-öğrenme” durumları (işleniş) ile “sınama-ölçme” durumlarına ilişkin örnekler her devrenin ilk sınıflarının her ünitesinde verilmiştir. “Değerlendirme” öğesine ilişkin örnekler ise, birinci devrenin birinci sınıfının ilk ünitesi ile, son ünitesinin bitiminde verilmiştir. 17. Programda, esas ve çalgı müziklerinin bir bütünlük içinde de alınması ilke edinilmiştir. Ünitelere göre sınıf ve öğrencinin düzeyine uygun, eğitici niteliği yüksek, ezgi-söz uyuşumu (prozodisi) doğru, ses sınırı öğrencilerin ses alanlarına (ses genişliklerine) uygun şarkılar seçilmelidir. Şarkıların sınıf, öğretmen ve öğrenci çalgıları ile eşlikler yapmaya elverişli olmasına dikkat edilmelidir. 18. Şarkı öğretiminde şarkının özelliğine göre şarkının sözünden, ezgisinden veya ritminden yola çıkılarak genellikle “bütün-parça-bütün” yöntemi uygulanabilir. Ancak, yeri geldikçe “parçadan bütüne” yönteminden de yararlanılabilir. 19. Şarkı öğretimi sırasında olabildiğince “yaratıcı çalışmalar” a yer verilmeli, sözlerin anlamı ve ezginin ritmi üzerinde durularak “oyunlaştırma” ya özen gösterilmelidir. 20. Şarkı öğretimi, birinci devrenin ilk iki yılında daha çok “işitme” yoluyla (kulaktan) yapılabilir. Bu yol, diğer sınıflarda da yeri ve zamanı geldikçe sürdürülebilir. “Müzik yazısı yoluyla” (notasından) şarkı öğretimi ise, en geç birinci devrenin üçüncü sınıfında başlayabilir. 21. Ses değişimi (mutasyon) dönemindeki öğrencilere ses sınırlarını zorlamayan özel bir eğitim uygulanmalıdır. Bu yaklaşımda daha çok çalgı ve ritm eğitimine ağırlık verilmelidir. 22. Derslerin işlenişi, kesinlikle müzik yapma (söyleme, çalma, yaratma) ve dinleme üzerine kurulmalıdır. Bu çerçevede müzik dersi bir şarkı ile 45 başlayıp, yine bir şarkı ile bitirilebilir. Derse bir önceki derste öğrenilen şarkı ile başlanıp yeni bir şarkının öğrenilmesine geçilebilir. Böylece eski ve yeni şarkıların birbirini izlemesi ile programda öngörülen “etkin bir şarkı dağarcığı” oluşturulabilir. 23. Sınama-ölçme durumları ve değerlendirme işlemleri, dersin genel akışı ve işlenişi gerçekleştirilmelidir. çerçevesinde Her uzun zaman öğrencinin tek almayacak tek biçimde sınanması ve değerlendirilmesinden çok, küçük ve büyük grupların gözlenmesi şeklindeki bir yaklaşıma ağırlık verilmelidir. 24. Öğrenci davranışlarının gözlenmesinde ve değerlendirilmesinde gereksiz ikileme düşülmekten kaçınılarak, çok seçenekli sorularla çocukların düşünme basamaklarının artırılmasına, geliştirilmesine ve olumlu davranış değişikliklerinin ödüllendirilmesine özen gösterilmelidir. 25. İlköğretimin hangi devresinde ve hangi sınıfında, hangi üniteye ilişkin olursa olsun, her müzik dersinde programın “amaçlar, davranışlar, öğretme-öğrenme durumları (işleniş), sınama-ölçme durumları ve değerlendirme işlemleri” öğelerine yer veren bir anlayışla gerçekleştirilmesine özen gösterilmelidir. 26. Bu program, temelde sekiz yıllık ilköğretim kurumlarını esas almakla birlikte, bu genel çerçeve içinde müzik ders saatleri dikkate alınarak bağımsız ilkokul, ortaokul ve lise bünyesindeki ortaokullarda da uygulanabilir niteliktedir”. Bu program çerçevesinde İlköğretim Kurumlarında yapılacak olan müzik dersinin şu amaçlara ulaşması beklenmektedir: 46 İlköğretim Kurumları Müzik Dersi’nin Genel Amaçları “1. Temel müzik bilgilerine sahip olabilme. 2. Sesleri temel özellikleriyle tanıyabilme. 3. Sesler arasındaki temel ilişkileri kavrayabilme. 4. Müziği oluşturan temel öğeleri kavrayabilme. 5. Müzik yapma ve dinleme araçlarını tanıyabilme. 6. Müzik topluluklarını tanıyabilme. 7. Geleneksel ve çağdaş; yöresel, ulusal ve evrensel müzikleri tanıyabilme. 8. Müziğin kaynağını, oluşum ve gelişimini kavrayabilme. 9. Müziğin insan yaşamındaki yerini ve önemini kavrayabilme. 10. Düzeyine uygun müzikleri çözümleyebilme. 11. Düzeyine uygun müzikler yazabilme. 12. Müziğin her türünde nitelikli olanı niteliksizden ayırdedebilme. 13. Çevresi ile müziksel iletişim ve etkileşimde bulunabilme. 14. Atatürk’ ün müzikle ilgili temel görüşlerini doğru anlayabilme. 15. Sesini doğru etkili kullanabilme. 16. Dinlediği müziklere uygun ritmik devinimlere eşlik edebilme. 17. Çalgısını temiz ve düzenli kullanabilme. 18. Müzik yapma, dinleme araç ve gereçlerini kurallarına uygun kullanabilme. 19. Sözlü müziklerde Türkçe’yi doğru ve anlamlı kullanabilme. 20. Düzeyine uygun tekerleme, sayışma, ninni, şarkı, türkü, marşları doğru temiz ve anlamlı söyleyebilme. 21. Düzeyine uygun müzikleri çalgısıyla doğru temiz ve anlamlı çalabilme. 22. Kazandığı müzik dağarcığını çeşitli etkinliklerle sergileyebilme. 23. Müzik yazısını doğru okuyabilme. 24. Müzik yazısını doğru yazabilme. 47 25.Başta İstiklâl Marşı olmak üzere, başlıca ulusal marş ve şarkılarımızı özüne uygun söyleyebilme. 26.Müziği başka anlatım biçimlerine dönüştürebilme. 27.Düzeyine uygun müziksel araç ve gereç yapabilme. 28.Yaratıcı müziksel çalışmalar yapabilme. 29.Müziksel bir çevre içinde yaşadığının farkında olabilme. 30.Müzik yapmaya istekli olabilme. 31.Müzik yapmaktan hoşlanabilme. 32.Müzik dinlemekten hoşlanabilme. 33.Çeşitli türdeki müziklerden hoşlanabilme. 34.Çevresindeki müzik etkinliklerine katılabilme. 35.Serbest zamanını müzikle geçirebilme. 36.Yaşamında müzikten yararlanabilme. 37.Kendisini müzik yoluyla ifade edebilme. 38.Müzik yoluyla, sevgi, paylaşma, ve sorumluluk duygusunu geliştirebilme. 39.Sağlıklı müziksel çevre konusunda bilinçli ve duyarlı olabilme. 40.Çok yönlü ve hoşgörülü bir müzik anlayışı kazanabilme. 41.Kendine özgü bir müziksel kişilik geliştirebilme. 42.Bilinçli bir müzik dinleyicisi olabilme. 43.Müzik kültürünün genel kültürün ayrılmaz bir öğesi olduğunu görebilme. 44.Ulusal birliğimizi, bütünlüğümüzü pekiştiren ve dünya ile bütünleşmemizi kolaylaştıran bir şarkı dağarcığına sahip olabilme.” Programda 1, 2 ve 3. sınıflar, birinci devre; 4 ve 5. sınıflar ikinci devre; 6, 7 ve 8. sınıflar ise üçüncü devre olarak adlandırılmaktadır. Her devre için ayrı ayrı tespit edilen amaçlar ise şunlardır: 48 “Birinci Devre Amaçları (1.,2. ve 3. Sınıflar) 1. Çevresindeki başlıca varlık ve kişileri ses özellikleriyle tanıyabilme. 2. Doğadaki sesleri tanıyabilme. 3. Kullandığı araçları, çıkardıkları seslerle tanıyabilme. 4. Çevresinde kullanılan çalgıları seslerle tanıyabilme. 5. Çevresindeki varlıkları hareket hızlarıyla ayırt edebilme. 6. Çevresindeki varlıkların seslerini gürlükleriyle ayırt edebilme. 7. Çevresindeki varlıkların hareket ve seslerindeki düzeni-ritmi fark edebilme. 8. Düzeyine uygun ezgilerin temel-biçimsel özelliklerini sezebilme. 9. Bildiği tekerleme-sayışma, ninni, şarkı, türkü ve marşların ezgi kümeleri arasındaki temel ilişkileri fark edebilme. 10. Dağarcığındaki müzikleri türüne göre tanıyabilme. 11. Müzik yapma ve dinlemeyle ilgili temel kuralları fark edebilme. 12. Atatürk’ ün müziğe olan sevgi ve ilgisini farkında olabilme. 13. Çevresindekilerle müzik yoluyla iletişim kurabilme. 14. Çevresindeki başlıca varlıkları ve doğa olaylarını hareket ve sesleriyle taklit edebilme. 15. Dağarcığındaki başlıca sayışma-tekerleme, ninni, şarkı, türkü ve marşları doğru ve düzenli söyleyebilme. 16. Yaptığı, dinlediği müziklere uygun hareket edebilme. 17. Uygun müziksel araç ve gereçlerle müzik yapabilme. 18. Konuşurken, şiir okurken ve şarkı söylerken sesini yormadan kullanabilme. 19. Müzik yapma ve dinleme araçlarını dikkatlice kullanabilme. 20. Bildiği müzikli oyunları özelliklerine uygun hızda kullanabilme. 49 21. Çevresindeki varlıkların hareket ve seslerini hız ve gürlükleriyle taklit edebilme. 22. Sözlerin anlam ve bütünlüğüne uygun hız ve gürlükte konuşabilme. 23. Dağarcığındaki şiirleri, anlam ve bütünlüğüne uygun hız ve gürlükte okuyabilme. 24. Dağarcığındaki şarkıları, anlam ve bütünlüğüne uygun hız ve gürlükte söyleyebilme. 25. Dinlediği konuşmanın, şiirin ritmini ve ölçüsünü vurabilme. 26. Yaptığı, dinlediği müziğin ritmini ve ölçüsünü vurabilme. 27. Düzeyine uygun müzikleri biçim ve türlerine uygun söyleyebilme. 28. Duygu, düşünce, izlenim ve tasarımlarını devinim, ses ve müziksel denemelerle ifade edebilme. 29. Atatürk’le ilgili düzeyine uygun şarkıları söyleyebilme. 30. Müzik yapmaya istekli olabilme. 31. Müzik yapmaktan hoşlanabilme. 32. Müzik dinlemekten hoşlanabilme. 33. Müzik yoluyla arkadaşlık ilişkilerini geliştirebilme. 34. Uygun hızda konuşmanın, şiir ve müziği güzelleştirdiğinin farkında olabilme. 35. Uygun gürlüğün konuşma, şiir ve müziği güzelleştirdiğinin farkında olabilme. 36. Konuşma, şiir ve şarkının ritmine dikkat edebilme. 37. Ezgiyi bir bütün olarak söylemekten hoşlanabilme. 38. Çeşitli müzik türlerinin farkında olabilme. 39. Dağarcığındaki şarkı, sayışma ve tekerlemeleri özelliklerine uygun söylemekten zevk alabilme. 40. Evde ve okulda belli bir müzik ortamı içinde yaşadığının farkında olabilme. 41. Okulda müzik yapma ve dinleme kurallarına uyabilme. 42. Sınıf içi müzik etkinliklerine katılabilme. 50 43. Sınıf dışı müzik etkinliklerine katılmaya istekli olabilme. 44. Müzik yoluyla Atatürk sevgisini geliştirebilme. İkinci Devre Amaçları (4 ve 5. Sınıflar) 1. İlinde ve bölgesinde özel gün ve haftalardaki müzik etkinliklerini fark edebilme. 2. Müziğin hayatındaki yerini ve önemini kavrayabilme. 3. Çevresindeki müzik kurum ve kuruluşları ile başlıca müzikçilerin etkinliklerini fark edebilme. 4. Müziğin çevre sağlığındaki önemini kavrayabilme. 5. Sesin oluşumunu ve temel özelliklerini anlayabilme. 6. İnsan, çalgı ve ses topluluklarını tanıyabilme. 7. Ritm kalıplarındaki çeşitli düzenimleri ses sürelerine göre ayırt edebilme. 8. Müzik yazısını temel işaret ve yazılışlarını anlayabilme. 9. Bildiği şarkılardaki ölçü türlerini tanıyabilme. 10. Şarkılarında ve oyun müziklerindeki hız basamaklarını ve çeşitlerini ayırt edebilme. 11. Şarkılarında ve oyun müziklerindeki gürlük basamaklarını ve çeşitlerini ayırt edebilme. 12. Şarkı ve oyun müziklerinin biçimsel yapısını tanıyabilme. 13. Yurdumuzdaki başlıca müzik türlerini ayırt edebilme. 14. Çeşitli müziklerin insan hayatındaki yeri ve önemini kavrayabilme. 15. Atatürk’ ün sanata bakışını ve Türk müziğine ilişkin görüşlerini anlayabilme. 16. Atatürk’ ün sanata, müzik sanatçılarına ve müzik kurumlarına verdiği önemi anlayabilme. 51 17. Ülkemiz müziği ile diğer Türk devlet, toplum ve topluluklarının müzikleri arasındaki ilişkileri anlayabilme. 18. Çeşitli ülke müziklerinden uygun örnekleri tanıyabilme. 19. Bildiği, öğrendiği müzik hayatında yer alan, şarkı, türkü, marş vb. uygun örnekleri doğru söyleyebilme çalabilme. 20. Müzik hayatında yer alan şarkı, türkü, marş vb. çeşitli müziklerden uygun olanları uygun ortamlarda dinleyebilme. 21. İstiklâl Marşı ve toplumsal hayatımızda yer alan düzeyine uygun başlıca millî marşlarımızı doğru söyleyebilme. 22. Müzik yaparken ve dinlerken müziksel çevre sağlığına ilişkin kurallara uyabilme. 23. Çevresindeki düzeyine uygun müzik etkinliklerine katılabilme. 24. Öğrendiği müziksel sesleri, sesiyle, çalgısıyla doğru verebilme. 25. Müzik seslerini (nota) dizekteki yerlerine doğru yazabilme. 26. Sesiyle, çalgısıyla düzeyine uygun ses düzenlemeleri yapabilme. 27. Düzeyine uygun ses ve söz kümelerindeki ritmik düzenlemeleri doğru okuyabilme, söyleyebilme ve çalabilme. 28. Düzeyine uygun ezgi kalıplarını doğru yazabilme, okuyabilme ve çalabilme. 29. Öğrendiği şarkılardaki birim vuruşları doğru, düzenli vurabilme. 30. Şarkı, marş ve oyun müziklerini hız ve gürlük terimlerine uygun söyleyebilme ve çalabilme. 31. Şarkıları, müzik cümlelerine dikkat ederek söyleyebilme, çalabilme ve dinleyebilme. 32. Dağarcığındaki müzikleri tür özelliklerine göre söyleyebilme, çalabilme ve dinleyebilme. 33. Atatürk’ ü anlatan şarkı ve marşları anlamlarına uygun söyleyebilme, çalabilme ve dinleyebilme. 34. Diğer Türk devlet, toplum ve topluluklarının müziklerinden uygun örnekleri söyleyebilme ve çalabilme. 52 35. Çeşitli ülke müziklerinden uygun örnekleri söyleyebilme ve çalabilme. 36. Hayatında müziğin önemli bir yeri olduğunu farkında olabilme. 37. Müzik yaparken ve dinlerken müziksel çevre sağlığına ilişkin kurallara uymaya özen gösterebilme. 38. Düzeyine uygun şarkıları notalarıyla okuyup çalmaktan zevk alabilme. 39. Müzik seslerinin temel özelliklerine duyarlı olabilme. 40. Sesini konuşurken ve şarkı söylerken doğru kullanmayı alışkanlık haline getirebilme. 41. Ritm ve ezgi kalıplarıyla ezgi oluşturmaktan hoşlanabilme. 42. Bildiği şarkı ve oyun müziklerinin ölçü özelliklerine dikkat edebilme. 43. Düzeyine uygun ritm düzenlemeleri yapmaya istekli olabilme. 44. Düzeyine uygun ezgi düzenlemeleri yapmaya istekli olabilme. 45. Dağarcığındaki müziklerin hız özelliklerine duyarlı olabilme. 46. Dağarcığındaki müziklerin gürlük özelliklerine duyarlı olabilme. 47. Dağarcığındaki müziklerin biçimsel yapısına dikkat edebilme. 48. Yurdumuzdaki ana müzik türlerinden uygun örnekleri söylemeye, çalmaya ve dinlemeye istekli olabilme. 49. Dağarcığındaki farklı tür müziklere yer vermekten hoşlanabilme. 50. Çeşitli müzikler dinlemekten hoşlanabilme. 51. Atatürk’ ün müzik sanatına katkılarını anlamaya duyarlı olabilme. 52. Çeşitli ülke müziklerinden uygun örnekleri söylemeye, çalmaya ve dinlemeye istekli olabilme. 53. Diğer Türk devlet, toplum ve topluluklarının müziklerinden uygun örnekleri söylemeye, çalmaya ve dinlemeye istekli olabilme. 53 Üçüncü Devre Amaçları (6. 7. 8. Sınıflar) 1. Kültür, sanat ve müziğin insan ve toplum hayatındaki önemini kavrayabilme. 2. Müziği oluşturan temel öğeleri kavrayabilme. 3. İnsan sesleriyle ve çalgılarla yapılan müzikleri ve müzik topluluklarını tanıyabilme. 4. Çeşitli müziklerin hız ve gürlük özelliklerini ayırt edebilme. 5. Düzeyine uygun müziklerin biçimsel yapısını çözümleyebilme. 6. Düzeyine uygun müzikleri tonal veya makamsal yapılarıyla çözümleyebilme. 7. Müzik eserlerini örgü-doku ve üslûp özellikleriyle ayırt edebilme. 8. Türk müziğinin genel yapısını ve tarihsel gelişimini anlayabilme. 9. Türk devlet ve topluluklarının müziklerinden belli başlı örnekleri tanıyabilme. 10. Avrupa ve dünya müziklerinden belli başlı örnekleri tanıyabilme. 11. Belli başlı müzik kurumları ve müzik mesleklerini tanıyabilme. 12. Atatürk’ ün sanat ve müzik hakkındaki görüşlerini anlayabilme. 13. Müzik ile teknoloji arasındaki temel ilişkiyi kavrayabilme. 14. Ses değişim ve gelişim döneminde sesini bilinçli ve sağlıklı kullanabilme. 15. Müzik yaparken sesini doğru, temiz ve etkili kullanabilme. 16. Düzeyine uygun şarkıları doğru, temiz ve anlamlı söyleyebilme. 17. Düzeyine uygun müzikleri çalgısıyla doğru, temiz ve anlamlı çalabilme. 18. Sesiyle ve çalgısıyla uygun müzik topluluklarına katılabilme. 19. Çeşitli müzikleri hız ve gürlük özelliklerine göre söyleyebilme veya çalabilme. 54 20. Müzik eserlerini biçimsel yapısına uygun söyleyebilme veya çalabilme. 21. Düzeyine uygun müzikleri tonal ve makamsal özelliklerine dikkat ederek söyleyebilme veya çalabilme. 22. Müzik eserini müziksel örgü, doku ve üslûp farklarını gözeterek dinleyebilme. 23. Çeşitli müzik yapma araçlarını doğru kullanabilme. 24. Çevresindeki uygun müzik etkinliklerine katılabilme. 25. Sesiyle, çalgısıyla çeşitli yaratıcı çalışmalar yapabilme. 26. Çeşitli müzikleri başka anlatım biçimleriyle ifade edebilme. 27. Geleneksel ve çağdaş müziklerimizle, uluslararası ve evrensel müziklerden oluşan uygun bir şarkı dağarcığına sahip olabilme. 28. İnsan ve toplum hayatında kültür, sanat ve müziği önemseyebilme. 29. Müzik yaparken ve dinlerken müziği oluşturan temel öğelere özen gösterebilme. 30. İnsan sesleri ve çalgı topluluklarıyla yapılan müziklerden hoşlanabilme. 31. Birlikte müzik yapmaya istekli olabilme. 32. Sesiyle ve çalgısıyla çeşitli yaratıcı çalışmalar yapmaya istekli olabilme. 33. Düzeyine uygun müziklerin tonal ve makamsal yapılarını çözümlemekten hoşlanabilme. 34. Hayatında çeşitli müzikleri dinlemeye istekli olabilme. 35. Türk müziğinin temel yapısını ve tarihsel gelişimini anlamaya istekli olabilme. 36. Belli başlı müzik kurumları ve müzik mesleklerini tanımaya ihtiyaç duyabilme. 37. Türk devlet ve toplulukları ile çeşitli ülke müziklerinden belli başlı örnekleri öğrenmeye istekli olabilme. 55 38. Atatürk’ ün sanat ve müzik hakkındaki görüşlerini benimseyebilme. 39. Müzik teknolojisinin günümüzdeki uygulamalarına ilgi duyabilme. 40. Müziği yaşamın ayrılmaz bir parçası haline getirebilme.” amaçlanmaktadır. Bu amaçlara ulaşabilmek için hazırlanan programdaki GTSM öğretimi ile ilgili bölümler şunlardır: Programın, birinci devresinde genel müzik bilgileri yer almaktadır. Bu yüzden 1, 2 ve 3. sınıflarda GTSM’ne yer verilmemiştir. Bu türe, ilk olarak ikinci devrede, IV. Sınıfın “Müziğimizde Tür” adını taşıyan VIII. Ünitesinde rastlanmaktadır. Bu ünitede, “B. Yurdumuzda Yaşayan Başlıca Müzik Türleri 1. Türk Halk Müzikleri 2. Türk Sanat Müzikleri 3. Popüler Müzikler” olarak tanıtılmakta, GTSM’nin öğrencilerce farklı bir tür olarak algılanıp, diğer türlerden ayırt edilebilmesi amaçlanmaktadır. IX. Ünite, “Atatürk, Sanat ve Müzik” adını taşımaktadır. Bu ünitede, Atatürk’ün Türk Müziği’ne karşı olan sevgisi ve Türk Müziğine ilişkin görüşleri yer almaktadır. V. Sınıfın “Hayatımızda Müzik ve Müzik Çevremiz” adlı I. Ünitesinde, 56 “B. Müzik Çevremizdeki Başlıca Kurum, Kuruluş, Kişi ve Etkinlikler” başlığı altında diğer türlerle beraber GTSM kurum ve kuruluşlarının, başlıca GTSM sanatçılarının ve GTSM etkinliklerinin de kapsandığı geniş bir bütünün yer almasının düşünüldüğü anlaşılmaktadır. VIII. Ünite olan “Müziğimizde Tür” de, “A. Dağarcığımızdaki Okul Müzik Türlerinin Çeşitleri B. Yurdumuzda Yaşayan Ana Müzik Türleri 1. Geleneksel Türk Halk Müziği 2. Geleneksel Türk Sanat Müziği 3. Popüler Müzik 4. Uluslararası (Evrensel) Müzikler 5. Diğer müzik türleri C. Müzik Hayatımızda Çeşitli Müziklerin Yeri ve Önemi D. Müzikleri Tür Özelliklerine Göre Söyleyiş, Çalış, Dinleyiş E. Başlıca Marşlarımız ve Türkülerimiz” konularına yer verilmiştir. Burada öğrencinin, GTSM’nden uygun örnekleri sesiyle, çalgısıyla tür özelliklerine dikkat ederek söylemesi veya çalması istenmektedir. IV. Sınıf programının olduğu gibi V. Sınıf programının da IX. Ünitesi, “Atatürk, Sanat ve Müzik” adını taşımaktadır. Burada önceki sınıftan farklı olarak Atatürk’ün sevdiği şarkı ve türkülere de yer verilmiştir. Öğrencinin bu şarkı ve türküleri söylemesi, çalması ve dinlemesi istenmektedir. Üçüncü devrede, VI. Sınıfın IV. Ünitesi olan “Müzikte Ritm, Ezgi ve Ölçü” ile V. Ünitesi olan “Müzikte Dizi, Ton ve Makam”, GTSM’nin usûl ve 57 makam kavramları ile direkt ilgilidir. Ancak IV. Ünitede usûl kavramından, V. Ünitede de (başlıkta yer almasına rağmen) makam kavramından hiç bahsedilmemiş olması şaşırtıcıdır. VI. Sınıfın VI. Ünitesi, “Müzikte Örgü, Doku, Biçim, Tür” adını taşımaktadır. Bu ünitenin, “D. Ülkemizde Başlıca Müzik Türleri ve Temel Özellikleri 1. Türk Halk Müziği 2. Klâsik Türk Müziği 3. Çağdaş ve Çoksesli Türk Müziği 4. Uluslararası ve Evrensel Müzikler 5. Popüler Müzikler” olarak sayılmaktadır. Burada amaçlanan, bu türlerin öğrencilere temel özellikleriyle tanıtılmasıdır. VII. Ünite olan “Ülkemizde Müzik” de konular şöyle sıralanmıştır: “A. Ülkemizde Müzik Kültürü 1. Müzik Kültürümüzün Temel Özellikleri 2. Müzik Kültürümüzde Çeşitlilik ve Zenginlik B. Genel Çizgileriyle Müzik Kültürümüzün Tarihsel Oluşumu ve Gelişimi 1. Geçmişten günümüze başlıca müzik dönemleri 2. Müzik kurum, kuruluş, topluluk ve etkinlikleri 3. Başlıca besteciler, seslendiriciler ve yorumcular C. Ülkemiz Müzik Kültüründen Seçkin Örnekler.” 58 Bu ünite ile öğrencilerin, çeşitli türlerin kültürel özelliklerini tanımaları, ayırt etmeleri ve anlamaları istenmektedir. VI. Sınıfın VIII. Ünitesi “Atatürk ve Müzik” adını taşımaktadır. Burada da Atatürk’ün müzikle olan ilişkisi, müzikle ve Türk müziği ile ilgili düşünceleri ve Atatürk’le ilgili marşlar, şarkılar, türküler yer almaktadır. VII. Sınıfın II. Ünitesi “Çalgı ve Ses Toplulukları” na ayrılmıştır. Bu ünitedeki, “C. Ülkemizde Yaptıkları Müzik Türüne Göre Oluşan Çeşitli Ses Toplulukları 1. Geleneksel Türk Müziği Koroları a) Türk Halk Müziği Koroları b) Klâsik Türk Müziği Koroları c) Çağdaş-Çoksesli Korolar” şeklinde sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırmanın nasıl ve neye göre yapıldığı anlaşılamamaktadır. Çağdaş-Çoksesli Koroları, Geleneksel Türk Müziği Koroları kapsamına alınması programın basım aşamasında bir dizgi hatasının yapılmış olduğu izlenimini uyandırmaktadır. Ancak sonraki bölümde de görüleceği gibi aynı sınıflandırma, ders kitaplarının tümünde aynen yer almaktadır. Bu ünitede öğrencilerin değişik türdeki çalgı ve ses topluluklarını tanımaları, ayırt edebilmeleri ve dinleyerek sevebilmeleri istenmektedir. “Ç. Yaptıkları Müzik Türüne Göre Oluşan Çeşitli Çalgı Toplulukları 1. Bando toplulukları 2. Pop Müzik Toplulukları 3. Caz Müziği toplulukları 59 4. Oda müziği toplulukları 5. Geleneksel Türk Müziği toplulukları 6. Çağdaş – Çoksesli Müzik toplulukları” olarak sayılmıştır. “Müzikte Ritm, Ezgi ve Ölçü” adını taşıyan IV. Ünitede de usûl kavramından söz edilmemektedir. VII. Sınıfın V. Ünitesi, “Müzikte Dizi, Ton ve Makam” adındadır. Burada GTSM açısından, “D. Şarkılarımızın Makamsal Etkileri 1. Hüseynî Etkisi 2. Rast Etkisi 3. Nihâvent Etkisi E. Hüseynî, Rast ve Nihâvent Makamları ve Dizileri” yer almakta, söz konusu makamların etkisinin öğrenciler tarafından fark edilerek tanınması, seslerinin çalgı ve insan sesi ile doğru çıkarılması istenmektedir. Bu makamların seçiminde Rast’ın majör tona, Nihâvent’in minör tona yakınlığının rol oynadığı düşünülmektedir. Ancak tanıtılmak istenen makamsal etkinin ve çıkarılması istenen doğru seslerin (perde imkânsızlıkları bakımından) Batı Müziği çalgılarıyla sağlanabileceğini söylemek mümkün değildir. VI. Ünite ise “Müzikte Örgü, Doku, Biçim, Tür” adını taşımaktadır. Burada da, 60 “E. Geleneksel Türk Sanat Müziği’nin Başlıca Türleri 1. Mehter Müziği 2. Fasıl Müziği a) Taksim b) Peşrev c) Şarkı d) Saz Semâîsi 3. Dînî Müzik a) İlâhî .” şeklinde bir sınıflandırma görülmektedir. Bu ünitede öğrencinin sayılan türleri tanıması istenmektedir. “Atatürk ve Müzik” VII. Sınıfta VIII. Ünite olarak yer almaktadır. Burada da Atatürk’ün sanat ve müziğe karşı sevgisi vurgulanmakta, Atatürk’ün Türk Müziği’nin geliştirilmesine verdiği önem anlatılmakta ve Atatürk konulu müzik eserlerine yer verilmektedir. VIII. Sınıfın IV. Ünitesi olan “Müzikte Ritm, Ezgi ve Ölçü” de GTSM’nin usûl kavramına bu kez yer verildiği görülmektedir. “D. Geleneksel Türk Müziğimizde Usûl 1. Usûl kavramı 2. Başlıca Usûller a) Sofyan b) Nim Sofyan c) Düyek d) Semâî e) Yürük Semâî f) Türk Aksağı” 61 Bu ünitede öğrencilerin usûl kavramını tanımaları, GTSM örneklerini usûl özelliklerine uygun olarak çalıp söyleyebilmeleri istenmektedir. “Müzikte Dizi, Ton ve Makam” adını taşıyan V. Ünite de ise, “A. Müzikte Makam Kavramı C. Makamlar ve Dizileri 1. Kürdî Makamı 2. Hicaz Makamı 3. Karcığar Makamı” yer almaktadır. Bu ünitede öğrencilerin sözü geçen makamları tanıyabilmeleri; örnek eserleri makamsal özellikleri ile çalabilmeleri veya söyleyebilmeleri; çalarken veya söylerken sesleri doğru çıkarabilmeleri istenmektedir. Programda GTSM ile ilişkili bölümler bunlardır. Bu programa göre hazırlanıp MEB’lığınca onaylanan okul ders kitaplarının incelenmesi sonucunda tespit edilenler hemen sonraki bölümde sunulmuştur. 62 6. İLKÖĞRETİM KURUMLARI MÜZİK DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMINA GÖRE HAZIRLANIP TEBLİĞLER DERGİSİNDE YAYIMLANAN MÜZİK DERS KİTAPLARININ GTSM YÖNÜNDEN İNCELENMESİ 6.1. Doç. Dr. Salih Akkaş’ın Hazırladığı İlköğretim Okulları İçin Müzik Ders Kitabı 1,2,3,4,5,6,7,8’in İncelenmesi Ocak Yayınları tarafından 1996 yılında yayımlanan serinin IV. Sınıf Ders Kitabı’nda “Müziğimizde Tür” adlı VIII. Ünitenin “Yurdumuzda Yaşayan Başlıca Müzik Türleri” bölümünde, Türk Sanat Müziklerinin tanımına yer verilmiş ve örnek olarak, GTSM repertuarında da yer alan Uşşak Türkü “Vay Sürmeli”, (sol üzerinde eksik arıza ile yazılarak), makamı ve türkü olduğu belirtilmeden bir anonim parça olarak verilmiştir. Bu türkü örneğiyle programda amaçlanan GTSM’nin farklı bir tür olarak algılanması ve diğer türlerden ayırt edilebilmesi mümkün görünmemektedir. IX. Ünitede Atatürk’ün Türk Müziğini çok sevdiği, sık sık Türk Müziği çalan gurupları dinlediği, hatta dinlerken eşlik ettiği ve Türk Müziğinin geliştirilmesine büyük önem verdiği vurgulanmaktadır. V. Sınıfın “Hayatımızda Müzik ve Müzik Çevremiz” adlı I. Ünitesinde, “Müzik Çevremizdeki Başlıca Kurum, Kuruluş, Kişi ve Etkinlikler” arasında Kültür Bakanlığı Devlet Klâsik Türk Müziği Koroları, Türk Müziği Devlet Konservatuarlarından bazıları ve Türk Müziği dernek ve cemiyetleri ile Belediye Konservatuarlarından söz edilmektedir. 63 “Yurdumuzun Tanınmış Müzikçileri” başlığı altında Münir Nûreddin Selçuk ve Zeki Müren isimleri yer almaktadır. Yurdumuzdaki önemli müzik etkinlikleri arasında ise festivaller, televizyon programları, konserler, amatör yarışmalar sayılmıştır. VIII. Ünitede “Müziğimizde Tür” lerden bahsedilirken, “Yurdumuzda Yaşayan Ana Müzik Türleri” arasında GTSM’nin tanımına yer verilmiş ve örnek olarak, söz ve müziği Taner Engin’e ait Kürdî makamındaki “Güzel Annem” adlı şarkı (mi üzerinde yazılarak) verilmiştir. Okul müzik eğitimi için bestelenmiş olan bu eser, prozodi açısından okunuş zorlukları taşıdığı söylenebilir. IX. Ünite “Atatürk ve Müzik” te, Atatürk’ün müzik sanatının ve sanatçılarının yetişmesine verdiği önem belirtilmekte, şarkılara ve özellikle de Rumeli Türkülerine olan sevgisi vurgulanmaktadır. VI. Sınıfın VI. Ünitesi “Müzikte Örgü, Doku, Biçim, Tür” adını taşımaktadır. Bu ünitenin “Ülkemizdeki Başlıca Müzik Türleri ve Temel Özellikleri” konusunda Klâsik Türk Müziği’nin tanımına yer verilirken bu türün Orta Asya’dan gelen köklü bir geleneğin devamı olduğu vurgulanmıştır. “Ülkemizde Müzik” adlı VII. Ünitenin “A. Ülkemizde Müzik Kültürü” konusunda Klâsik Türk Müziği’nin tanımına ve özelliklerine yer verilmiş; önceki ünitedeki görüşlere ilâveten makamsallık ve diğer türlerde bulunmayan farklı ritm özellikleri vurgulanmıştır. Örnek olarak, repertuarda bulunan değişik dönem ve tarzdaki eserlere yer verilirken, Hammâmîzâde İsmâil Dede Efendi (1778-1846)’nin Rast Şarkısı “Yine bir gülnihâl”, Klâsik Türk Müziği’ne değil de Çoksesli Çağdaş Türk Müziği’ne örnek olarak verilmiştir. “B. Genel Çizgileriyle Müzik Kültürümüzün Tarihsel Oluşumu ve Gelişimi” konusunda İslâmiyet Öncesi Dönemden itibaren günümüze kadar 64 kısa bir özetleme yapılmış; V. Sınıfın I. Ünitesinde anlatılan kurum, kişi ve etkinlikler tekrarlanmış; ilâveten Itrî, Dede Efendi, Hacı Ârif Bey, Hüseyin Saadettin Arel, Rauf Yektâ Bey, Münir Nûreddin Selçuk ve Saadettin Kaynak başlıca besteciler olarak tanıtılmıştır. VI. Sınıfın VIII. ve son ünitesi yine “Atatürk ve Müzik” tir. Bu ünitede Ulu Önder Atatürk’ün Türk Müziği’nin geliştirilmesi ile ilgili düşünceleri yinelenmiştir. Bu bölümde Mâhur Türkü “Yemenimde Hâre Var” (do üzerinde) verilmiştir. VII. Sınıfın II. Ünitesi “Çalgı ve Ses Toplulukları” na ayrılmıştır. Bu ünitenin “C. Ülkemizde Yaptıkları Müzik Türüne Göre Oluşan Çeşitli Ses Toplulukları” kapsamında, Kültür Bakanlığı’nın çeşitli illerdeki Devlet Klâsik Türk Müziği Korolarına yer verilmiştir. Önceki bölümde bahsedilen, yazım hatasından kaynaklandığını zannettiğimiz, Çağdaş Çoksesli Koroların Geleneksel Türk Müziği Koroları arasında yer alması durumu, burada da aynen görülmektedir. “Ç. Yaptıkları Müzik Türüne Göre Oluşan Çeşitli Çalgı Toplulukları” arasında Klâsik Türk Müziği çalgılarının oluşturduğu çalgı topluluklarının varlığından söz edilmektedir. “Müzikte Dizi, Ton ve Makam” adlı V. Ünitede tonalite ve makamsallığın farkından bahsedilmekte, “Ç. Şarkılarımızın Makamsal Etkileri 1. Hüseynî Etkisi 2. Rast Etkisi 3. Nihâvent Etkisi” başlıkları altında, bu makamların etkilerine yer verilmektedir. 65 “D. Hüseynî, Rast ve Nihâvent Makamları ve Dizileri” konusunda Türk Müziği’nin ses sistemine bir giriş yapılmış, kullanılan ses değiştirici işaretler ve bu makamlara ait diziler ile örnek parçalara yer verilmiştir. Hüseynî makamı için sözleri Melahat Uğurla’ya, müziği Gökçe Ergin’e ait olan “Anneciğim” adlı parça, Rast makamı için, sözleri Hasan Ali Yücel’e, müziği Mustafa Polat’a ait olan “Okul Türküsü” adlı parça, Nihâvent makamı için ise söz ve müziği Mustafa Polat’a ait olan “Başöğretmen” adlı parça örnek olarak verilmiştir. Ancak verilen bu örneklerin prozodik zorluklarından başka, makamların özelliklerini taşıdıklarını da söyleyebilmek güçtür. Örneğin Hüseynî makamına verilen örnekte, makamın vazgeçilemez temel sesi olan Hüseynî (mi) sesi hiç kullanılmamıştır. “Müzikte Örgü, Doku, Biçim, Tür” adlı VI. ünitenin, “E. Geleneksel Türk Sanat Müziği’nin Başlıca Türleri 1. Mehter Müziği 2. Fasıl Müziği a) Taksim b) Peşrev c) Şarkı d) Saz Semâîsi 3. Dînî Müzik a) İlâhî” olarak sıralanmış, her form ayrı ayrı kısaca izah edildikten sonra, sözlü formlara birer örnek verilmiştir. Mehter Marşına örnek olarak Ali Rıza Bey’in Kürdî makamındaki “Eski Ordu Marşı” (re üzerine göçürülerek), Şarkı için IV. Sınıfın VIII. Ünitesinde de yer almış olan “Vay Sürmeli” türküsü, 66 İlâhî için ise sözleri Yunus Emre’ye müziği Ahmet Adnan Saygun’a ait olan “Dertli Dolap” adlı parça verilmiştir. VIII. Ünite “Atatürk ve Müzik” te Atatürk’ün müzik sanatına duyduğu sevgi ve verdiği önem tekrarlanmaktadır. VIII. Sınıfın I. Ünitesi olan “İnsan, Kültür, Sanat ve Müzik” te “C. Günlük Hayatımızda Kültür, Sanat ve Müzik Etkinlikleri” konusunda festivallerden, çeşitli şenlikler ve anma programlarından söz edilmekte, Kültür Bakanlığına bağlı Devlet Klâsik Türk Müziği Koroları’nın faaliyetlerine değinilmektedir. “Ç. Müzik Kültürümüzden Örnekler” başlığı altında Uşşak Rumeli Türküsü “Manastır” (re üzerinde arızasız olarak) verilmiştir. VIII. Sınıfın IV. Ünitesi “Müzikte Ritm, Ezgi ve Ölçü” adını taşımaktadır. Bu ünitenin “D. Geleneksel Türk Müziğimizde Usûl 1. Usûl kavramı 2. Başlıca Usûller a) Sofyan b) Nim Sofyan c) Düyek d) Semâî e) Yürük Semâî f) Türk Aksağı” olarak yer almış, kısa bir usûl tanımından sonra, usûller tek tek anlatılarak şematize edilmiştir. Usûllerden sadece Semâî’ye İzzet Altınbaş’ın Acemkürdî şarkısı “Bak yine geçti bahar”, (mi üzerinde) Kürdî Şarkı olarak verilmiştir. 67 “Müzikte Dizi, Ton ve Makam” adındaki V. Ünitede, “A. Müzikte Makam Kavramı C. Makamlar ve Dizileri 1. Kürdî Makamı 2. Hicaz Makamı 3. Karcığar Makamı” yer almaktadır. Burada da kısa bir makam tanımından sonra, makamlar açıklanarak birer örnek verilmiştir. Kürdî makamına söz ve müziği Taner Ergin’e ait olan “Güzel Annem”adlı parça, Hicaz makamına sözleri Ali Ulvi Elöve’ye, müziği Şentürk Deveci’ye ait olan “Aslan Kedim” adlı parça, Karcığar makamına ise sözleri Ülkü Tamer’e, müziği yine Şentürk Deveci’ye ait olan “Uyku” adlı parça verilmiştir. Bu bölümde Kürdî ve Karcığar makamı için verilen örneklerdeki prozodik bakımdan okuma güçlüklerinin, eserlerin öğretilmesinde sorunlara yol açacağı düşünülmektedir. 6.2. Sevim Aydın ve Şinasi Aydın’ın Hazırladığı İlköğretim Müzik 1,2,3,4,5 ve Şinasi Aydın’ın Hazırladığı İlköğretim Müzik 6,7,8 Ders Kitaplarının İncelenmesi Küre Yayıncılık tarafından 1996 yılında yayımlanan IV. Sınıf Ders Kitabı’nda “Müziğimizde Tür” adlı VIII. Ünitenin “Yurdumuzda Yaşayan Başlıca Müzik Türleri” bölümünde, Türk Sanat Müziklerinin tanımına yer verilmiş ve örnek olarak, GTSM repertuarında da yer alan Uşşak Türkü “Vay Sürmeli”, (sol üzerinde eksik arıza ile yazılarak), makamı ve türkü olduğu belirtilmeden bir Anonim Şarkı olarak verilmiştir. Bu türkü örneğiyle GTSM’nin farklı bir tür olarak algılanması ve diğer türlerden ayırt edilebilmesi mümkün görünmemektedir. 68 IX. Ünitede Atatürk’ün Türk Müziğini çok sevdiği, sık sık Türk Müziği çalan gurupları davet ederek dinlediği, hatta dinlerken eşlik ettiği vurgulanmaktadır. V. Sınıfın “Hayatımızda Müzik ve Müzik Çevremiz” adlı I. Ünitesinde, “Müzik Çevremizdeki Başlıca Kurum, Kuruluş, Kişi ve Etkinlikler” arasında Kültür Bakanlığı Devlet Klâsik Türk Müziği Koroları ile TRT Türk Sanat Müziği Koroları’ndan söz edilmektedir. “Yurdumuzun Tanınmış Müzikçileri” başlığı altında ise Müzeyyen Senar, Zeki Müren, Yaşar Özel, Bülent Ersoy ve Emel Sayın yer almaktadır. VIII. Ünitede “Müziğimizde Tür” lerden bahsedilirken, “Yurdumuzda Yaşayan Ana Müzik Türleri” arasında GTSM’nin tanımına yer verilmiş ve örnek olarak Rast Kanto “Darıldın mı gülüm bana”, (do üzerinde arızasız olarak) makamı ve formu belirtilmeden verilmiştir. IX. Ünite olan “Atatürk ve Müzik” te, Atatürk’ün Türk Müziği’ne, özellikle de Rumeli Türkülerine olan sevgisi vurgulanmış, bazı Rumeli Türkülerini repertuara kazandırdığı belirtilmiştir. Şinasi Aydın tarafından hazırlanan VI. Sınıf müzik ders kitabının VI. Ünitesi “Müzikte Örgü, Doku, Biçim, Tür” adını taşımaktadır. Bu ünitenin “Ülkemizdeki Başlıca Müzik Türleri ve Temel Özellikleri” konusunda Klâsik Türk Müziği’nin tanımına yer verilirken bu türün eskilere dayanan bir tarihi olduğu söylenmiştir. “Ülkemizde Müzik” adlı VII. Ünitenin, “A. Ülkemizde Müzik Kültürü” konusunda Klâsik Türk Müziği’nin makamsallığından, ritm ve ezgi zenginliğinden söz edilmiştir. 69 “B. Genel Çizgileriyle Müzik Kültürümüzün Tarihsel Oluşumu ve Gelişimi” konusunda Orta Asya Türk Devletleri Dönemi’nden günümüze kadar bir özetleme yapılmış, “2. Müzik Kurum, Kuruluş, Topluluk ve Etkinlikleri” arasında Kültür Bakanlığı Devlet Klâsik Türk Müziği Koroları, Türk Müziği dernek ve cemiyetleri ile Belediye Konservatuarlarından söz edilmiştir. “Başlıca besteciler, seslendiriciler ve yorumcular” başlığı altında Mustafa Itrî Efendi, Zekâi Dede, İsmâil Dede Efendi, Hacı Ârif Bey, Hüseyin Saadettin Arel, Rauf Yekta Bey, Münir Nureddin Selçuk, Saadettin Kaynak, Selâhattin Pınar, Avni Anıl, Yesârî Asım Arsoy ve Kadri Şençalar’a besteciler, Hâfız Burhan, Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Zeki Müren, Yaşar Özel, Mediha Şen Sancakoğlu, Zekâî Tunca ve Bülent Ersoy’a ise yorumcular olarak yer verilmiştir. Yurdumuzdaki önemli müzik etkinlikleri arasında festivaller, televizyon programları, konserler, amatör yarışmalar sayılmıştır. VI. Sınıfın VIII. ve son ünitesi yine “Atatürk ve Müzik” tir. Bu ünitede Ulu Önder Atatürk’ün Türk Müziği’nin geliştirilmesi ile ilgili düşünceleri yinelenmiş; Hicaz Rumeli Türküsü “Pencere Açıldı Bilâl Oğlan”ın notası, “Atatürk’ün repertuarımıza kazandırdığı bir türkü” kaydıyla yer almıştır. Şinasi Aydın’ın hazırladığı VII. Sınıf ders kitabının II. Ünitesi “Çalgı ve Ses Toplulukları” na ayrılmıştır. Bu ünitenin, “C. Ülkemizde Yaptıkları Müzik Türüne Göre Oluşan Çeşitli Ses Toplulukları” anlatılırken, TRT Radyoları ve Kültür Bakanlığı Devlet Klâsik Türk Müziği Korolarına değinilmiştir. “Ç. Yaptıkları Müzik Türüne Göre Oluşan Çeşitli Çalgı Toplulukları” arasında Klâsik Türk Müziği çalgılarının oluşturduğu çalgı topluluklarının varlığından söz edilmiştir. 70 “Müzikte Dizi, Ton ve Makam” adlı V. Ünitenin, “Ç. Şarkılarımızın Makamsal Etkileri 1. Hüseynî Etkisi 2. Rast Etkisi 3. Nihâvent Etkisi” başlıkları altında, bu makamların etkilerine yer verilmektedir. “D. Hüseynî, Rast ve Nihâvent makamları ve Dizileri” konusunda Türk Müziği’nin ses sistemine bir giriş yapılmış, kullanılan ses değiştirici işaretler ve bu makamlara ait diziler ile örnek parçalara yer verilmiştir. Hüseynî makamı için Şevkî Bey’in “Hicrân Oku Sinem Deler” adlı şarkısı, Rast makamı için Necip Mirkelâmoğlu’nun “Gül Ağacı Değilem” adlı şarkısı, Nihâvent makamı için ise Ali Ulvi Baradan’ın “Yemeni Bağlamış Telli Başına” adlı şarkısı örnek olarak verilmiştir. “Müzikte Örgü, Doku, Biçim, Tür” adlı VI. ünitenin, “E. Geleneksel Türk Sanat Müziği’nin Başlıca Türleri 1. Mehter Müziği 2. Fasıl Müziği a) Taksim b) Peşrev c) Şarkı d) Saz Semâîsi 3. Dînî Müzik a) İlâhî” olarak sıralanmış, her form ayrı ayrı kısaca izah edildikten sonra, Mehter Marşına örnek olarak Ali Rıza Bey’in Kürdî makamındaki “Eski Ordu Marşı” (re üzerinde) verilmiştir. 71 VIII. Ünite “Atatürk ve Müzik” te Atatürk’ün müzik sanatına duyduğu sevgi ve verdiği önem tekrarlanmaktadır. Yine Şinasi Aydın’a ait VIII. Sınıf ders kitabının IV. Ünitesi “Müzikte Ritm, Ezgi ve Ölçü” adını taşımaktadır. Bu ünitenin “D. Geleneksel Türk Müziğimizde Usûl 1. Usûl kavramı 2. Başlıca Usûller a) Sofyan b) Nim Sofyan c) Düyek d) Semâî e) Yürük Semâî f) Türk Aksağı” olarak yer almış, kısa bir usûl tanımından sonra, usûller tek tek anlatılarak şematize edilmiştir. Usûllerden Sofyan’a Hicaz Türkü “Sandalım geliyor varda”, Semâî’ye Gültekin Çeki’nin Rast Şarkısı “Eski Dostlar” (do üzerinde arızasız olarak) örnek verilmiştir. “Müzikte Dizi, Ton ve Makam” adındaki V. Ünitede, “A. Müzikte Makam Kavramı C. Makamlar ve Dizileri 1. Kürdî Makamı 2. Hicaz Makamı 3. Karcığar Makamı” yer almaktadır. Burada da kısa bir makam tanımından sonra, makamlar açıklanarak, Kürdî makamına sözleri Sevim Yücealp’e müziği Saadettin Öktenay’a ait olan “Dudaklarında Arzu”adlı şarkı, Karcığar makamına ise sözleri Refik Ahmet Sevengil’e, müziği Saadettin Kaynak’a ait olan “Tanburamın İnce Kıvrak Beli Var” adlı şarkı örnek olarak verilmiştir. 72 6.3. Hüsnü Yıldız ve Meltem Çam’ın Hazırladığı İlköğretim Okulları İçin Müzik Ders Kitabı 6,7,8’in İncelenmesi Pasifik Ders Kitapları A.Ş. tarafından yayınlanan VI. Sınıf müzik ders kitabının VI. Ünitesi “Müzikte Örgü, Doku, Biçim, Tür” adını taşımaktadır. Bu ünitenin “Ülkemizdeki Başlıca Müzik Türleri ve Temel Özellikleri” konusunda Klâsik Türk Müziği’nin tanımına yer verilirken bu türün 13. Yüzyıldan sonra gelişmeye başladığı ifade edilmiştir. “Ülkemizde Müzik” adlı VII. Ünitenin, “A. Ülkemizde Müzik Kültürü”, “B. Genel Çizgileriyle Müzik Kültürümüzün Tarihsel Oluşumu ve Gelişimi” ve “2. Müzik Kurum, Kuruluş, Topluluk ve Etkinlikleri” arasında GTSM’ne yer verilmemektedir. Ancak Klâsik Türk Müziği’nin Orta Asya Türk Devletleri’nden itibaren tarihi seyrine kısaca değinilmekle yetinilmiştir. VI. Sınıfın VIII. ve son ünitesi “Atatürk ve Müzik” tir. Ünitede Ulu Önder Atatürk’ün Türk Müziği’nin geliştirilmesi ile ilgili düşüncelerine yer verilmiş, bu bölümde Eviç Rumeli Türküsü “Şâhâne Gözler Şâhâne” (do üzerinde eksik arıza ile) yer almıştır. VII. Sınıf ders kitabının II. Ünitesi “Çalgı ve Ses Toplulukları” na ayrılmıştır. Bu ünitenin, “C. Ülkemizde Yaptıkları Müzik Türüne Göre Oluşan Çeşitli Ses Toplulukları” anlatılırken, “Klâsik Türk Müziği örneklerini seslendiren karma korolardır” denilmiştir. “Ç. Yaptıkları Müzik Türüne Göre Oluşan Çeşitli Çalgı Toplulukları” arasında Klâsik Türk Müziği çalgılarının oluşturduğu çalgı topluluklarının varlığından söz edilmiştir. 73 “Müzikte Dizi, Ton ve Makam” adlı V. Ünitede, “Ç. Şarkılarımızın Makamsal Etkileri 1. Hüseynî Etkisi 2. Rast Etkisi 3. Nihâvent Etkisi” başlıkları altında, bu makamların etkilerine yer verilmektedir. “D. Hüseynî, Rast ve Nihâvent Makamları ve Dizileri” konusunda Türk Müziği’nin ses sistemine bir giriş yapılmış, kullanılan ses değiştirici işaretler ve bu makamlara ait dizilerle örnek parçalara yer verilmiştir. Hüseynî makamı için Şevkî Bey’in “Hicrân Oku Sinem Deler” adlı şarkısı, Rast makamı için Necip Mirkelâmoğlu’nun “Gül Ağacı Değilem” adlı şarkısı, Nihâvent makamı için ise Ali Ulvi Baradan’ın “Yemeni Bağlamış Telli Başına” adlı şarkısı örnek olarak verilmiştir. “Müzikte Örgü, Doku, Biçim, Tür” adlı VI. ünitenin, “E. Geleneksel Türk Sanat Müziği’nin Başlıca Türleri 1. Mehter Müziği 2. Fasıl Müziği a) Taksim b) Peşrev c) Şarkı d) Saz Semâîsi 3. Dînî Müzik a) İlâhî” olarak sıralanmış, her form ayrı ayrı kısaca izah edildikten sonra, Mehter Marşına örnek olarak Ali Rıza Bey’in Kürdî makamındaki “Eski Ordu Marşı” (re üzerinde) bestecinin adı belirtilmeden, 74 İlâhi formuna örnek olarak, sözleri Yunus Emre’ye ait olan Segâh makamındaki “Aşkın aldı benden beni” (mi üzerinde eksik arıza ile) ve makamı belirtilmeden verilmiştir. VIII. Ünite “Atatürk ve Müzik” te Atatürk’ün müzik sanatına duyduğu sevgi ve verdiği önem tekrarlanmaktadır. VI. Sınıfta olduğu gibi bu sınıfta da Eviç Rumeli Türküsü “Şâhâne Gözler Şâhâne”, (do üzerinde eksik arıza ile) yer almaktadır. VIII. Sınıf ders kitabının I. Ünitesi “İnsan, Kültür, Sanat ve Müzik” adını taşımaktadır. Bu ünitede Klâsik Türk Müziği’nin bir kültür öğesi olarak öneminden bahsedilmekte ve Zeki Duygulu’nun Rast Şarkısı “Ben Yaralı Ceylanım” (do üzerinde arızasız olarak) ve makamı belirtilmeden verilmektedir. IV. Ünite “Müzikte Ritm, Ezgi ve Ölçü” adını taşımaktadır. Bu ünitenin “D. Geleneksel Türk Müziğimizde Usûl 1. Usûl kavramı 2. Başlıca Usûller a) Sofyan b) Nim Sofyan c) Düyek d) Semâî e) Yürük Semâî f) Türk Aksağı” olarak yer almış, kısa bir usûl tanımından sonra, usûller tek tek anlatılarak şematize edilmiştir. Örnek olarak usûllerden yalnızca Semâî’ye Gültekin Çeki’nin Rast Şarkısı “Eski Dostlar”(do üzerinde arızasız olarak) verilmiştir. 75 “Müzikte Dizi, Ton ve Makam” adındaki V. Ünitede, “A. Müzikte Makam Kavramı C. Makamlar ve Dizileri 1. Kürdî Makamı 2. Hicaz Makamı 3. Karcığar Makamı” yer almaktadır. Burada da kısa bir makam tanımından sonra, makamlar açıklanarak, Kürdî makamına “Gönül Beni Bir Güzele Kul Etti” adlı türkü; Hicaz makamına “Kırmızı Gülün Ali Var” adlı Rumeli Türküsü, Karcığar makamına ise sözleri ve müziği Hasan Özçivi’ye ait olan “Bugün bayram günüdür” adlı şarkı örnek olarak verilmiştir. Bu örneklerden özellikle Kürdî makamı için verilen türkünün, makamın özelliklerini taşımadığı görülmektedir. “Müzikte Örgü, Doku, Biçim, Tür” adını taşıyan VI. Ünitenin “B. Geleneksel Türk Müziğinde Çoksesliliğin Temelleri” konusunda, “GTSM’nde çoğunlukla çoksesliliğe yer verilmemiştir. Ancak son yıllarda Devlet Konservatuarları Türk Müziği Bölümlerinde bu çalışmalar yapılmaktadır.” cümlesine yer verilmiştir. 6.4. Ö. Faruk Yurtoğlu’nun Hazırladığı İlköğretim Okulları İçin Müzik Ders Kitabı 1,4’ün İncelenmesi Düzgün Yayıncılık tarafından yayımlanan, IV. Sınıf Müzik Ders Kitabının “Müziğimizde Tür” adlı VIII. Ünitesinin “Yurdumuzda Yaşayan Başlıca Müzik Türleri” bölümünde, Türk Sanat Müziklerinin tanımına yer verilmiş ve örnek olarak, bu kitapta da Uşşak Türkü “Vay Sürmeli” (sol 76 üzerinde ve eksik arıza ile yazılarak), makamı ve türkü olduğu belirtilmeden bir Anonim Şarkı olarak verilmiştir. IX. Ünitede ise Atatürk’ün Türk Müziğini çok severek dinlediği ve gelişmesine çok önem verdiği belirtilmektedir. Program ve ders kitaplarının incelenmesi sonucunda ortaya çıkan fikirler “Sonuç ve Öneriler” başlığı altında sunulmaktadır. 77 7. SONUÇ VE ÖNERİLER Halen yürürlükte olan İlköğretim Kurumları Müzik Dersi Programı ve bu programa göre yazılmış ders kitaplarının, GTSM öğretimi açısından, Millî Eğitim Temel Kanunu ile İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde belirtilen, ayrıca söz konusu programın hemen başında ayrıntılarıyla sıralanan amaç ve hedeflere ulaştıracak nitelikte olduğu söylenemez. Bu sebeple öncelikle programın yeniden ele alınması gerekmektedir. Yeniden ele alınacak programda ve yazılacak ders kitaplarında, GTSM’nin ses sistemi, makam ve usûl anlayışı gereğince vurgulanmalı, başta GTHM olmak üzere Türk Müziğinin diğer türleriyle ortak yönleri gösterilmelidir. Öğretimde yer alacak makam ve usûllerin seçiminde okul müzik eğitimi ve bu türün uzmanlarının koordinasyonu sağlanmalıdır. GTSM öğretimine ilişkin, her sınıfın seviyesine ve müzik öğretim programının geneline uygun solfej parçalarına ve yeni okul müziği repertuarına ihtiyaç duyulmaktadır. Kültür Bakanlığı, TRT ve diğer bazı kamu kurumlarının teşvik amacıyla düzenlediği yarışmalar sonucu oluşturulan repertuardan yararlanılmalı, bunlara yenilerinin eklenmesi sağlanmalıdır. Ortak bir genel müzik kültürü oluşturmaya yönelik olarak öğretimde yer alacak GTSM’nin geçmiş dönemlerine ilişkin repertuar örnekleri titizlikle seçilmelidir. Seçilen bu örnekler, okul müzik eğitimine ve ilgili sınıfın seviyesine uygun, türün özelliklerini yansıtan örnekler olmalıdır. Programda başlıca besteci, kuramcı ve icrâcıların tanıtılmasına önemle yer verilmelidir. Programın başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için, ders kitaplarına paralel olarak hazırlanmış, sesli ve görüntülü ders araçlarına büyük ihtiyaç 78 olduğu görülmektedir. Okuldaki müzik derslerinde mutlaka kullanılması gereken bu araçların hazırlanmasında Kültür Bakanlığı ve TRT Kurumu ile ortak çalışmalar yapılabilir. Müzik eğitimcilerinin konuya ilişkin birikimleri, düzenlenecek Hizmetiçi Eğitim Kursları ile arttırılmalıdır. Bu kurslarda okul müzik eğitiminde GTSM’nin yeri önemle vurgulanmalıdır. Mevcut sistemdeki haftada 1 saatlik sürenin yetersizliği açıktır. Bu süre en az 2 saate çıkarılmalıdır. Okullarda geleneksel çalgıların öğretimi konusu ele alınmalı, okul seviyesinde metotlar hazırlanmalıdır. Çalgı eğitimi derslerinin, programdaki müzik derslerine ilaveten, oluşturulacak müzik kollarında ve hafta sonlarında yapılmasının daha yararlı olacağını düşünüyoruz. İlköğretimimizin yeniden yapılandığı şu dönemde, yapılacak çalışmalarla müzik eğitimimizin de istenilen seviyeye geleceğine inancımız sonsuzdur. 79 8. KAYNAKLAR Akbulut, Y. 1993. Türk Müziği’nin Öğretilmesinde Karşılaşılan Güçlükler. Sayfa No. 22, Tüyes (Türkiye’de Yaygın Eğitim Ve Sanat) Dergisi, Sayı No.2 Temmuz 1993, Sistem Ofset, Ankara. Akbulut, Y. 1993. Türk Sanat Müziği’nin Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü’nde Kullanımı. Sayfa No. 77, Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü I. Ulusal Müzik Eğitimi Sempozyumu Bildirileri, Trabzon, 26-28 Nisan. Akkaş, S. 1993. Müzik Türlerinin Türk Müzik Eğitimindeki Yeri, Sayfa No. 36, Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü I. Ulusal Müzik Eğitimi Sempozyumu Bildirileri, Trabzon, 26-28 Nisan. Arel, H.S. 1990. Türk Mûsikîsi Kimindir, Kültür Bakanlığı Yayınları No.865 Gaye Matbaası, Ankara. Ay, G. 1998. 4. İstanbul Türk Müziği Günleri Türk Müziği’nde Eğitim Sempozyumu, 15-16 Mayıs 1997, Kültür Bakanlığı Yayınları No. 2058, Yorum Basın Yayın Tesisleri, Ankara. Ergan, M. S. 1996. Öğretim Kurumlarında Müzik Eğitiminin Önemine Bir Bakış. Sayfa No. 13, Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi II. Ulusal Eğitim Sempozyumu Bildirisi, İstanbul, 18-20 Eylül. Gedikli, N. 1993. Geleneksel Türk Sanat Musikisinin Müzik Eğitimine Uygulama Yöntemleri ve Sorunları. Sayfa No. 92, Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü I. Ulusal Müzik Eğitimi Sempozyumu Bildirileri, Trabzon, 26-28 Nisan. 80 Gökalp, Z. 1990. Türkçülüğün Esasları, Kültür Bakanlığı Yayınları No. 692, Mas Matbaacılık, Ankara. İlköğretim Okulu Programı. 1997. Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul. Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği. 1993. Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul. Milli Eğitim Temel Kanunu. 1980. Milli Eğitim Bakanlığı, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul. Özalp, N. 1986. Türk Musikisi Tarihi, TRT Müzik Dairesi Başkanlığı Yayınları No. 34, TRT Matbaası, Ankara. Say, A. 1985. Yurdumuzda Okul Müzik Eğitiminin Tarihsel Gelişimi ve Türkiye’de Okul Müzik Eğitimi Ders Kitapları Maddeleri. Sayfa No. 974, Müzik Ansiklopedisi IV. Cilt, Sanem Matbaası, Ankara. Sun, M. 1969. Türkiye’nin Kültür-Müzik-Tiyatro Sorunları. Sayfa No. 274, Ajans-Türk Yayınları No.2, Ajans-Türk Matbaası, Ankara. Sun, M. 1988. Türk Toplumunun Müzik Sorunlarının Çözümünde Temel Görüş Ne Olmalıdır? Sayfa No. 175, Kültür ve Turizm Bakanlığı I. Müzik Kongresi Bildirileri, Ankara, 14-18 Haziran. Sun, M. Ve Katoğlu, M. 1993. Türk Kalarak Çağdaşlaşma. Sayfa No. 93, Odak Ofset, Ankara. Tanrıkorur, C. 1998. Müzik Kimliğimiz Üzerine Düşünceler. Ötüken Neşriyat, Özener Matbaası, İstanbul. Uçan, A. 1988. Türkiye’de Müzik Eğitimcisi Yetiştiren Yüksek Öğretim Kurumlarındaki Eğitim Sisteminin Çözümlenmesi. Sayfa No. 470, Kültür ve Turizm Bakanlığı I. Müzik Kongresi Bildirileri, Ankara. Uçan, A. 1989. Ülkemizde Müzik Öğretimine Genel Bir Bakış, Sayfa No. 3, TED (Türk Eğitimcileri Derneği) VII. Öğretim Toplantısı Bildirileri, Ankara. 81 Uçan, A. 1993. Genel Müzik Eğitiminde ve Genel Müzik Eğitimcisi Yetiştirmede Müzik Türlerinin Yeri. Sayfa No. 104, Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü I. Ulusal Müzik Eğitimi Sempozyumu Bildirileri, Trabzon, 26-28 Nisan. Uçan, A. 1994. Müzik Eğitimi. Sayfa No. 110, Kurtuluş Matbaası, Ankara. Uçan, A. 1996. İnsan ve Müzik-İnsan ve Sanat Eğitimi. Sayfa No. 234, II. Basım ALF Matbaası, Ankara. Yener, S. 1993. Müzik Türlerinin Eğitimdeki Yeri. Sayfa No. 98, Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü I. Ulusal Müzik Eğitimi Sempozyumu Bildirileri, Trabzon, 26-28 Nisan. Yeni Anayasa. 1982. Serhat Kitap Yayın ve Dağ. Tic. A.Ş., Yeni Doğuş Veb-Ofset Tes., İstanbul. 82