İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri 255 TÜRKİYE’DE SIK KARŞILAŞILAN PSİKİYATRİK HASTALIKLAR Sempozyum Dizisi No:62 •Mart 2008 S:255-258 RADYASYON ONKOLOJİSİNDE GÖRÜLEN PSİKOSOSYAL PROBLEMLER Prof. Dr. Fazilet Öner Dinçbaş Kanser, günümüzdeki ölüm nedenlerinin kalp hastalıklarından sonra ikinci nedenidir. Kanser hastalığı fiziksel bir hastalık olmasına karşın, gerek hastalığa bağlı, gerekse tedavilere bağlı gelişen yoğun psikososyal komponenti de mevcuttur. Kanser kelimesi ilk telaffuz edildiğinde pekçok kişide ilk akla gelen ‘ölüm’ gerçeğidir. Daha sonra organ kaybı, acı ve ağrı çekme korkusu, kişinin kendini ve ailesini bekleyen gelecek ve ekonomik kaygılar da gündeme girer. Hastalığın ilk ve ilerleyen dönemlerinde yaşanan psikososyal problemler için farklı modeller öne sürülmüştür. Bunlardan birinde umut ve inançsızlık duyguları birbiriyle savaşır. Bir diğer olan Kübler-Ross modelinde ise hastaların hastalıkla başetmesi şu evrede gerçekleşir. 1-Erteleme ve inkar 2-Öfke’neden ben’ sorgulaması 3-Pazarlık 4-Hastalığı kabullenme, depresyon Kanser hastalarında tanının konması ile bir endişe durumuna yol açar. Bu özellikle depresyon, anksiyete bozukluğu ve cinsel bozuluk riski ortaya çıkar. Hastalarda belirsizlik, kendini hastalıktan sorumlu tutma, kendilerini pis, bulaşıcı hissetme (stigma), kontrolü kaybetme endişesi ve hasta yakınlarının kendinden uzaklaşması ile ortaya çıkan destek kaybı gibi psikiyatrik durumlar görülmektedir. Kanser hastalarında yapılan tedaviler sırasında ve tedaviye bağlı yan etkiler nedeniyle farklı psikososyal durumlarla karşılaşılmaktadır. Örneğin cerrahiye bağlı organ kaybımemenin alınması, hastada yarım kalma, kadınlığını kaybetme hissi ciddi düzeyde depresyona yol açabilir. Kanser tedavisi genellikle multidispliner olduğu ve kanser hastalığı bir bütün olarak pekçok sorunu daha tanıdan itibaren yanında getirdiği için, gözlenen psikososyal problemleri tedavi yöntemlerine göre keskin sınırlarla ayırmak pek kolay değildir. Bu nedenle hastalık sırasında gelişen psikososyal problemleri genel çerçevede değerlendirmek daha doğru olacaktır. Kanser hastalarında sosyal desteğin önemli bir faktör olduğu çalışmalarda gösterilmiştir. Hastalara emosyonel, enformasyonel ve enstrümental destek dağlanabilir. Destek tipleri 256 Radyasyon Onkolojisinde Görülen Psikososyal Problemler hastalık süresi boyunca değişir. Teşhis sırasında profesyonel tedavi verenlerin informatif desteği, daha geç dönemde ise eş, aile ve arkadaşların desteği önem kazanır. Depresif semptomların varlığında sosyal desteğin tedavi öncesi ve sonrasında çok önemli pozitif etki yarattığı bilinmektedir. Onkolojik olguların %35’inin duygularını kimseyle paylaşmama eğiliminde olduğu, sorunlarla kendisinin başa çıkmaya çalıştığı bildirilmektedir. Kanser hastalarında tedavi ve hastalık hakkında bilgilendirmede bulunmak birinci olarak sağlık ekibinin görevidir. Hasta gibi ailelerin de psikososyal destek çalışmasına alınması gerekir. Tedavi ve hastalık ile ilgili yanlış bilgilerin olumsuz etkilerinin iletişim araçları yoluyla engellenmesi de uygundur. Radyoterapiye bağlı psikososyal sorunlar Radyoterapi genellikle 5-6 hafta haftasonu hariç hergün arka arkaya uygulanan bir yöntemdir. Radyoterapiye başlayan hastalarda ilk gözlenen korkudur. Tedavinin nasıl yapılacağı, acı çekip çekmeyeceği, kendisi veya yakınlarının radyasyona maruz kalma endişesi hastayı tedirgin etmektedir. Ancak tedaviye devam ettikçe bu endişeler azalır. Tedavinin sonunda ise hastalığın nüks etme endişesi devreye girmektedir. GATA Askeri Hastanesinde radyoterapi uygulanan hastalar üzerinde yapılan psikososyal değişiklikleri araştıran çoğunluğu askerlerden oluşan bir çalışmada %52’sinin hastalığının erken teşhis edildiğine inandığı, %43’ünün öğrendikten sonra önemsemediği, %58’inde inanmama ve %6.9’unda ise şaşkınlık hali gözlenmiştir. Radyoterapi hakkındaki bilgileri genelde klinikte tedavi gören diğer hastalar veya doktorundan aldığı öğrenilmiştir. Deneklerin %35’inin hastalığını öğrendikten sonra hiçkimseyle paylaşmadığı, %18’inin ise bu konuyu babaları ile konuştuğu bildirilmiştir. Tedavi sürecinde hastaların %46’sı tedavi sürecinde birinci derecede yakın akrabalarından destek almış, %23’ü hiç kimseden destek almamıştır. Deneklerin %75’inin bildirdiğine göre, tedaviye başladıktan sonra çevresinde yer alan kişilerin davranışlarında değişiklik(acıma, aşırı ilgi, uzaklaşma, hiç birşey olmamış gibi davranmak) olmuştur. Deneklere gelecekle ilgili planları sorulduğunda ise, yarısının geleceğe ait planı olmadığı, %67’sinin bir an önce sağlığına kavuşması istediği, %78.5’unun normal yaşama dönmek istediği bulunmuştur. Tayvan’da bir radyoterapi kliniği içinde açılan konsültasyon-liyezon psikiyatrisi polikliniğine başvuran ve bunlardan beyin metastazı olmayan 115 hasta ile yapılan bir çalışmada olguların hepsinde depresyon ve anksiyeteye bağlı bozukluklar bulunmuştur. Nazofarenks, meme, baş boyun kanserli olguların bu polikliniğe diğer primer tümöre sahip hastalardan daha fazla başvurduğu saptanmıştır (>%10). Depresyona bağlı bulguları olanların, anksiyete bulgularına sahip olan hastalara göre daha fazla poliklininiğe başvurduğu ve bu olguların daha fazla antidepresan kullandığı bildirilmiştir. Konsültasyonliyezon psikiyatri polikliniğinin radyoterapi kliniği de içinde bir bölümünün yer almasının, psikososyal problemlerin daha erken tanımlanmasını sağladığı düşünülmektedir. Ayrıca hastaların büyük bir kısmının yaklaşık 1,5 ay radyoterapi kliniğine hergün gelip gittikleri göz önüne alındığında, olguların tedavi sürecinde de yakından takip edilmelerinde de yararlı olduğu belirtilmektedir. Prof. Dr. Fazilet Öner Dinçbaş 257 Baş boyun ve beyin tümörlerinde sosyoekonomik faktörler yaşam kalitesini etkiler. Baş boyun tümörlerinde yüzde genel görünüm değişikliği konuşma, yeme, yutma, tat ve koku almada önemli kayıplar olur. Radyoterapi sonrası gelişen endokrinopatiye bağlı fiziksel sıkıntılar nedeniyle, emosyonel durum ve yaşam kalitesi etkilenir. Bu konuda yapılan bir çalışmada %51 olguda anksiyete, %44 olguda ise depresyon saptanmıştır. Fiziksel sıkıntıya bağlı semptomların ve fiziksel fonksiyonlardaki değişikliklerin global yaşam kalitesi için anlamlı prediktif değer taşıdığı söylenmektedir. Emosyonel ve sosyal fonksiyonların azalmasının depresyonu artırdığı bildirilmiştir. Bu olgular psikososyal problemlere yatkın olur, çünkü sosyal ilişkilerin kurulması bu kaybedilen fonksiyonlar ve dış görünümle bağlantılıdır. Bu olgularda sosyal destek çok önem kazanabilir. Hastalığın negatif etkisi azaltılabilir ve psikososyal iyilik halini sağlayabilir, ancak bazen çok fazla fizyolojik problemi olan olgularda, bu desteğin ters etki yapabildiği de bildirilmiş tir. Çocukluk döneminde Hodgkin lenfoma veya ALL tedavisi için kemoterapi ve radyoterapi sonrasında tedavinin uzun ve yoğun olması, fiziksel değişiklikler, nörolojik bozukluklar, psikososyal değişikliklere neden olabilir. Hodgkin hastalığı nedeniyle tedavi görenlerde gelişme geriliği, hormonal problemler, cinsel bozukluklara neden olmaktadır. Özellikle sıklıkla depresyon görülen bu hastalarda kronik yorgunluk görülebilir. Genç erişkinlerde profilaktik beyin ışınlaması yapılan lösemilerde hiçbir fiziksel sağlık problemi olmazken, çocukluk çağındaki olgularda diğerlerinde kas ve endokrin bozukluklar sık gözlenmektedir. Fizyolojik değişiklikler, boy kısalığı, nöroendokrin disfonksiyonlar, duyma kaybı şeklinde kendini gösterir. Bu olgularda nörofizyolojik testler kelime ve performans IQ su düşüktür. Küçük yaşlarda hastalarda radyoterapi alanlarda özellikle hafıza ile ilgili fonksiyonlarda bozukluk mevcuttur. Olguların 1/5’inde okuma yazma problemi ve okul başarısızlığı saptanmıştır. Ayrıca bu olgularda orta-ciddi vücut imajları, seksüalite ve aileden ayrı kalmanın getirdiği stresler de gözlenmemektedir. Adaptasyon sorunları nedeniyle depresyonun yaşla birlikte arttığı gözlenmektedir. Tedavi süresinin uzun olması ve yeterli desteği göstermeyen aileler de bu durumu kötü etkilemektedir. Meme kanseri nedeniyle kemoterapi ve/veya radyoterapi alanlar olgular karşılaştırıldığında kemoterapi alan olgularda sadece radyoterapi alan olgulara göre daha fazla hafıza ve dikkat problemi saptanmıştır. Radyoterapinin bu olgularda tedaviye gelip gitmek dışında ek bir stres getirmediği bildirilmektedir. Prostat kanserli olgularda yapılan çalışmalarda pozitif ve negatif sosyal çevre koşullarının, yaşam kalitesi ile ilintili olduğu görülmüştür. Sosyal desteğin üriner ve mental fonksiyon arasında bir bağlantı olduğu düşünülmektedir. Aile ve arkadaşların sosyal destekte bulunmasının fiziksel ve mental fonksiyonları iyileştirdiği bildirilmiştir. Jinekolojik tümörlerde cerrahiye bağlı fonkiyon kayıpları olur. Bu olgularda anatomik kayıp ve değişiklikler radyoterapi eklendiğinde daha da artmaktadır. Vajinal sineşiler, vajinanın frajil hale gelmesi, darlık, ağrı seksüel ilşkiyi zorlamaktadır. Serviks kanserinde daha az seksüel disfonksiyon ve tatmin gözlenir. Vajinal anatomi ve fizyolojik değişikliklerin daha da ötesinde partnerlere de destek sağlanmalı. Partnerlerde de ilişkiye girmede zarar veya acı verme korkusu, bazen bulaşma korkusu vb gözlenebilir. Bu neden- 258 Radyasyon Onkolojisinde Görülen Psikososyal Problemler le bu olgularda partnerin hissettikleri de göz önüne alınmalıdır. Kliniğimizde jinekolojik kanserli olgularda yapılan bir pilot çalışmada radyoterapinin cinsel yaşama etkisi araştırılmıştır. Olguların hepsinde de tanıyı öğrendikten sonra cinsel istek düzeyinin bozulduğu saptanmıştır. Bu olgularda tanı ve tedavi süresince görülen cinsel aktivasyon bozukluklarının azaltılması için deneyimli bir ekip tarafından bilgilendirmenin önemi gösterilmiştir. Sonuç olarak kanser hastalarında, hastalık ve tedavilere bağlı gelişen ve gelişebilecek psikososyal sorunlar bir bütün olarak ele alınmalıdır. Öncelikle hasta ve yakınlarının en baştan bilgilendirilmesi çok çok önemlidir. Bundan sonra olguların psikososyal açıdan değerlendirilmeleri, takipleri, medikal ve psikiyatrik desteğin verilmesi önem kazanmaktadır. Yakın çevre ve ailenin sosyal desteği konusunda da bilinçlendirme yararlı olacaktır. Son derece yoğun stresli olan kanser hastalarının tedavisini gerçekleştiren hekimlerin de hastaya tanıyı söyleme, bilgilendirme teknikleri ve psikiyatrik yaklaşım açısından eğitilmesi gerekirse psikiyatrik açıdan desteklenmesi uygun olacaktır. Onkoloji kliniklerinde, konsültasyon-liyezon psikiyatrisinden bir elemanın daimi olarak görev yapmasının hasta ve onkologlar açısından çok yararlı ve sorunların çözümünü kolaylaştırıcı olduğu düşünülmektedir. Kaynaklar Radyoterapi uygulanan kanser hastalarının psikososyal yönden değerlendirilmesi. Özbek, F Özşenol, K Oysul ve ark.T Klin J Med Sci 23:189-193,2003. Cognitive functioning after adjuvant chemotherapy and/or radiotherapy for early-stage breast carcinoma.K Donovan, B Small, M Andrykowski ve ark. Cancer Dec 1;104.11,24992507,2005. Clinical characteristics of outpatients at a psyco-oncology clinic in a radiation oncology department. Chang Gung Med J. 2001 Mar;24(3):181-7. Quality of life in patients with early stage breast carcinoma treated with conservation surgery and radiotherapy. An İtalian monoinstittutional study. Mar-Apr;87(2):78-84,2001. Sexual health in women treated for cervical cancer:Characteristics and correlates. K Donovan, L Taliaferro, E Alvarez. Gynecol Oncol. 2007 Feb;104(2):428-34. Epub 2006. Negative and positive influences of social support on depression in patients with head and neck cancer: A prospective study. J Leeuw, A de Graeff, W Ros ve ark. Psycho-Oncology 9:20-28,2000. Early quality of life in patients with localized prostate carcinoma. D Eton, S Lepore, V Helgeson. Cancer, 15,2;6:1451-1459,1999. A comparative study of the long term psychosocial funcioning of childhood acute lymphoblastic leukemia survivors treated by intratechal methotrexate with or without cranial radiation. J Kill, A Kornblith, D Jones. Cancer 1,82;1:208-218,1998. Physical distress emotional status and quality of life in patients with nasopharyngeal cancer complicated by post-radiotherapy endocrinopathy. B lue, T Huang, H Chen. Int J Radiat Oncol Biol phys. 70,1;:28-34,2008. Self reported cognitive problems in women receiving adjuvant therapy for breast cancer. V Shilling, V Jenkins. European J of Oncology Nursing 11:6-15,2007. Jinekolojik kanserkerde radyoterapinin cinsel yaşama etkisi. N Hancılar, R Çark, İ Şahinler ve ark. Ulusal Radyasyon Onkolojisi Kongresi Bildiri Kitapçığı Kemoradyoterapi almış olgu 15 yıl sonra kontrole geldi. A Hacıhanefioğlu. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi 10. Mezuniyet Sonrası Kurs Kitapçığı 42-46.