7. BÖLÜM DİĞER GELİŞİM ALANLARI OYUN GELİŞİMİ Önce Çocuğun Duyu Organları Eğitilmelidir. Bu da Ancak Oyunla Olur. J.J Rousseau Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Oyun Nedir ? Oyun, bireyin çevreye uyumunu sağlayan, çocuğun kas becerilerini geliştiren, enerjisinin boşaltılmasını sağlayan, çocuğun eğitilmesine katkı sağlayan ve yaratıcılığını artırıcı işlev özelliği gösteren bir aracıdır. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Oyun Teorileri KLASİK OYUN TEORİLERİ Fazla Enerjiyi Harcama Kuramları Rahatlama ve Dinlenme Kuramları İçgüdü-Eylem Kuramı Özünü Yineleme Kuramı Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT DİNAMİK OYUN TEORİLERİ Psikoanalitik Teori Bilişsel Teori Klasik Oyun Teorileri Fazla Enerjiyi Harcama Teorisi Bu kuram Schillerve Spencer tarafından ortaya konulmuştur. Bu teori bağlamında bakıldığında oyun aslında çocuğun fazla enerjini boşaltmak için ortaya koyduğu bir eylem olarak değerlendirilmektedir. Biriken enerji çocukta gerilime neden olur. Enerjinin boşaltımı için çocuk oyun oynar Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Klasik Oyun Teorileri Rahatlama ve Dinlenme Kuramı Lazarus tarafından ortaya konulan kurama göre çocuk gündelik yaşantısında enerjisini harcar. Harcadığı bu enerjiyi geri kazanmak zorundadır. Oyun bireyin gündelik yaşantısında kaybettiği enerjisini kazanmasına dinlenmesine zihinsel olarak kendini yıpratıcı faaliyetlerden uzak kalarak yeniden zihinsel olarak aktif hale gelmesini sağlamaktadır Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Klasik Oyun Teorileri İçgüdü-Eylem Kuramı Gross tarafından ortaya konulan kurama göre oyunun temel amacı bir türün yavrularını içgüdüsel davranışlara hazırlamaktır. İnsana ait iki tür oyun vardır: Birincisi; dövüşmek, kovalamak. İkincisi de; aile oyunları ve hayali oyunlar gibi başlıkları içeren daha çok sosyal oyunlardır. Oyun çocuğu gelecek yaşantılara hazırlar ve antisosyal eğilimlerden uzak tutar. Bu kuram, oyunu ciddi, biyolojik amacı olan bir davranış olarak ifade etmektedir Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Klasik Oyun Teorileri Özünü Yineleme Kuramı Hall tarafından ortaya konulan bu kurama göre oyun, çocuğun içine doğduğu kültürün geçmişine ait öğeleri içerir. Özünü Yineleme Kuramına göre oyun kalıtımın bir ürünüdür. Geçmişte atalarının yaptığı olayları çocuk oyun dünyası içerisinde tekrar eder. Yani çocuğun oyunlarının içerisindeki bir şeyler elde etme koşma vurma sığınma gibi davranışlar atalarının geçmişte yaptığı avlanma, savaşma, sığınaklar kurma gibi işlerin tekrar edilmesidir. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Dinamik Oyun Teorileri Psikoanalitik Oyun Teorileri Freud ve Erikson tarafından ortaya konulmuştur, Freud’a göre oyun, çocuğun farkında olmadığı iç güdü ve duygularını yansıttığı deneyimleridir. Çocuk oyun içerisinde iç güdüleri doğrultusunda tamamen kendi kişiliğini sergiler. Çocuğun hayalleri, düşlemleri, fantezi dünyası oyunlarda ortaya çıkar. Oyun aslında çocuğun duygu dünyasının yansımasıdır. Duygusal olarak ihtiyaçlarını ifade etmesinin yoludur Erikson’a göre oyunu bir ego fonksiyonudur. Çocuk psikososyal gelişim evrelerindeki krizleri sağlıklı atlatabilmek için oyun oynar. Oyun aracılığıyla çevresini tanıyan çocuk aynı zamanda karşılaşacağı stres durumlarıyla nasıl baş edeceğini oyun esnasında öğrenir. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Dinamik Oyun Teorileri Bilişsel Oyun Teorisi Piaget ve Vygotsky tarafından ortaya konulmuştur. Piaget için oyun gerçeğe uymak için uyum özelliğinin önemsenmediği tüm davranış şekilleridir. Vygotsky ise kuramında oyunlarda, sosyalleşmenin, kültürel öğelerin ve öğrenmenin etkisini vurgulamıştır. Çocuk oyunlarında alternatif çözüm yolları deneyerek farklı bakış açıları kazanmakta, kendi gizil güçlerini (yapabilirliği noktasında) keşfetmekte ve bu yaşantılarını yetişkinlikte kullanmaktadır. Piaget, oyun gelişimini de zihinsel gelişim gibi özelliklerine ayırarak; 1- Alıştırma oyunları, 2- Sembolik oyun ve 3- Kurallı oyunlar olmak üzere üç dönemde tanımlamıştır Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Dinamik Oyun Teorileri Bilişsel Oyun Teorisi Alıştırma Oyunları (0-2 yaş) Piaget’in bilişsel gelişim evrelerinden duyusal motor döneme denk gelmektedir. Bu dönemde çocuk refleksif hareketler yapmaktadır. Bu evrenin başlangıcında çocuk tutma kavrama yakalama gibi davranışları öğrenir. Yaklaşık dördüncü ayında kendisine yakın olan nesneleri yakalar Alıştırma oyunları çocuğunkendi yetenekleri konusunda ilk kez bir fikir sahibi olduğu oyun türüdür Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Dinamik Oyun Teorileri Bilişsel Oyun Teorisi Sembolik Oyunlar (2 - 11 Yaş) Piaget’in bilişsel gelişim teorisi açısından işlem öncesi evresi ve Somut işlemler dönemine denk gelir. Taklit davranışı ön plandadır. Çocuk oyunlarında taklite yer verir. Aynı zamanda animistik düşüncenin etkisiyle çocuk bu dönemde cansız varlıkları oyunlarında konuşturur. Çocuk oyunlarında kendisini sembollerle ifade etmeye çalışır. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Dinamik Oyun Teorileri Bilişsel Oyun Teorisi Kurallı Oyunlar (11-12 Yaş ve sonrası) Bu dönem Piaget’in zihinsel gelişim evrelerinden soyut işlemler dönemine denk gelmektedir. Bu dönemde sosyalleşen çocuk daha çok arkadaşlarıyla oynamayı tercih etmektedir. Grupla oyun oynarken çocuk oyunu bozmamak için oynadığı oyunun kurallarına uymaktadır Bu kurallara uyma davranışı aynı zamanda toplumsal normları kabul etmeyi de içinde barındırır. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Parten’in Sosyal Oyun Sınıflandırması Çocuğun oyun evrelerini daha sistematik bir biçimde ele alan ve açıklayan kuramcı Mildered Parten’dir. Parten’e göre, oyun daha çok çocuğun sosyalleşmesiyle ilgilidir. Genel olarak dört evreden söz etmektedir. Bunlar; a) Tek Başına Oyun (0-2 yaş) b) Paralel Oyun ((2-4 yaş) c) Birlikte Oyun (4-6 yaş) d) Kooperatif Oyun (6-8 yaş) Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Parten’in Sosyal Oyun Sınıflandırması Tek Başına Oyun (0-2 yaş) Bu dönemde çocuk çevresiyle çok az iletişim kurar. Daha çok çevresini gözler ancak onlarla iletişime girmek yerine elindeki canlı ve renkli ses çıkaran oyuncaklarıyla vakit geçirir. Bu dönemin en belirgin özelliği çocuğun etrafından etkilenmeden tek başına oynayabilmesidir. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Parten’in Sosyal Oyun Sınıflandırması Paralel Oyun ((2-4 yaş) Bu dönemde çocukların sosyal iletişimleri zayıftır. Diğer çocuklarla birlikte aynı ortamda oyun oynarlar fakat birbirlerine dikkat etmezler. Genellikle sözel iletişim yok denecek kadar azdır Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Parten’in Sosyal Oyun Sınıflandırması Birlikte Oyun (4-6 yaş) Bu dönemde çocuğun egosantrik davranışları fazladır. Çevresine dikkat eder ancak oynanan oyunun kendi istekleri doğrultusunda şekillenmesini isterler. Oyuncağı ve oyunu paylaşabilirler. Ancak her çocuk bu dönemde kendi oyununa devam etmek ister. Henüz oyunlarda işbirliği yapma yoluna gitmezler. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Parten’in Sosyal Oyun Sınıflandırması Kooperatif Oyun (6-8 yaş) Bu dönemde çocuk grup içinde yer almayı öğrenir. Grubun oyun içerisinde kendisine verdiği rolü üstlenir. Artık oyunlarda kendisine düşen rolleri yerine getirir. Benmerkezci düşünce sosyalleşmenin etkisiyle azalmıştır. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT OYUN TEORİSİ TEMEL ÖZELLİĞİ Fazla Enerjiyi Tüketme Teorisi (Spencer, 1878) Çocuklar fazla enerjileri olduğu için oynarlar. Rahatlama ve Dinlenme Kuramı Çocuklar enerjilerini boşaltmaya ihtiyaç duyduğundan veya rahatlamak için oyun oynarlar. (Lazarus,1883) İçgüdü-Eylem Kuramı (Gross, 1985) Özünü Yineleme Kuramı (Hull, 1920) Psikodinamik Oyun Teorisi Evrimsel oyun biyolojik sürecin bir ürünüdür (sonucudur). İçgüdüler ve alıştırmalardan meydana gelir. Oyun yoluyla çocuk yaşam boyunca gerekli olabilecek uyum becerilerini kazanır. Oyun evrimsel biyolojik sürecin bir ürünüdür. Oyun yoluyla çocuğun ilkel içgüdüleri zayıflar. Oyun gelişimi insan soyunun evrimsel gelişimini izler. Bu teoriler oyunun; çocuğun duygusal gelişimindeki rolünü açıklarlar. Oyun yoluyla çocuklar, yaşamlarındaki travmatik olayları ve istekleri ortaya çıkarabilirler. (Freud, 1961; Erikson, 1985) Bilişsel Gelişim Oyun Teorisi Oyun bilişsel bir süreçtir ve gönüllü bir etkinliktir. Oyun bilişsel gelişime, problem çözmeye ve yaratıcı düşünmeye katkıda bulunur. (Piaget, 1962; Vygotsky, 1966) Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT MİZAH GELİŞİMİ Hapishanenin birinde idam mahkumunun infazı gerçekleşecekmiş. Herşeyi hazırlamışlar. Mahkumu elektrikli sandalyeye oturtmuşlar ve hapishane müdürü mahkuma son isteğini sormuş. Mahkum: - Çok korkuyorum elimden tutar mısın? Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Mizah Nedir? Mizahı aslında bireyin doğuştan getirdiği ve sonradan sosyalleşme süreci içerisinde yapılandırdığı gülmeye dair yeteneklerinin bütünü olarak ifade edebiliriz. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Mizah Teorileri Mizahı açıklamaya çalışan yüzden fazla teori geliştirilmiştir Ancak en genel geçer olanları Psikoanalitik Teoriler, Uyuşmazlık Teorileri, Üstünlük Teorileri’ dir. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Psikanalitik Teori Freud tarafından oluşturulan teoriye göre gülme davranışımız bireyin bastırdığı psişik enerjisinin bir anlamda boşaltılmasıdır. Freud, mizahi durumlara bireyi gerginlikten kurtaran eylemler olarak bakmaktadır. Mizahi durumları üç başlıkta ele alır; 1- Şaka durumu; olarak tarif ettiği durumda birey bastırdığı libidinal enerjisini espri yaparak boşaltır. 2- Komiklik durumunda ise; birey yapılan bütün esprilere abartılı bir biçimde tepki verir. Bu abartılı biçimdeki tepkiler yine bireyin zihinsel enerjisini boşaltmaya dönüktür. 3- Mizah durumunda ise, bireyin kendini hoş olmayan duygusal durumlardan kurtulmak ve yeniden yaptığı işe motive olmak için kullandığı bir durum olarak ifade eder. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Uyuşmazlık Teorileri Bu teori James Beattie, Immanuel Kant, Arthur Schopenhauer, Soren Kierkegaard ve bu felsefecilerin takipçilerinin görüşlerinden etkilenmiştir. Mizah, bireyin bilişsel dünyasında kendisine yöneltilen uyaranın kendisindeki şemalar arasında bir uyuşmazlığa yol açar ve bu uyuşmazlık gülmeyle sonuçlanır. Uyuşmazlık teorilerine göre bireyin mizah yeteneği onun şaka için kullandığı sözcüğü farklı anlamlar yükleyerek kullanabilmesine bağlıdır. Bu kullanım biçimi de bireyin yaratıcılık ve zeka gücünden etkilenmektedir. Dolayısıyla uyuşmazlık teorileri ekseninde ince espriler yapan bireylerin yaratıcı düşünceye daha fazla sahip olduğunu söyleyebiliriz. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Üstünlük Teorileri Hobbes ve Descartes’ın felsefi görüşlerinden etkilenerek oluşturulmuştur. Bu teoriye göre birey, stresli durumlar altında kendini bir başkası karşısında üstün kılmak için mizaha başvurur. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Paul McGhee ve Mizah Gelişimi Mizah gelişimini daha sistematik bir biçimde bize sunan Paul McGhee’dir McGhee’ye (1971) göre çocukların mizah gelişimi Piaget’in bilişsel gelişimiyle paralellik gösterir. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Paul McGhee ve Mizah Gelişimi Bağlanılan Figüre Gülme(6. Ay-12,15. ay) Bu ilk evrede yeni doğanın mizah anlayışı onun ebeveyninin ya da ebeveyni yerine geçen bakıcısından (anneanne, babaanne, vb.) etkilenir. Yeni doğan altıncı ayını doldurmaya başlamasıyla beraber çevresinin farkına varır ve bu dönemde çevresel uyaranlar önemli hake gelir. Önemli ötekinin (anne-baba ya da onun yerine geçen kişi) olağan olmayan davranışlarına bu dönemde gülme tepkileri verir. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Paul McGhee ve Mizah Gelişimi Nesnelere karşı tutarsız davranışlar(15. Ay 3 yaş) Birinci yılın sonuna doğru yeni doğanın davranışlarında bilinçli tepkilere doğru bir farklılaşma görülür ve iki yaşına doğru çocuk artık objelerle oynamayı öğrenmiştir. Bu evrede çocuk bir nesneyi asıl işlevinin dışında kullanabilir ve bunu size göstererek muzip bir gülümseme tepkisi verir. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Paul McGhee ve Mizah Gelişimi Çevredekilerin (nesneler, insanlar, durumlar vb) tutarsız olarak adlandırılması(3-4 yaş) Çocuğun artan merak duygusuyla beraber dil gelişimi de hızlanır ve çocukla iletişim sürdüren önemli öteki (annebaba yada onun yerine geçen kişi) etraftaki nenelerin isimlerini çocuğa ifade eder. Çocukta tıpkı bir teyp gibi bu isimleri kaydeder. Bu evrede çocuk bildiği nesnelere yanlış ad ya da adlar takar ve bunu eğlenceli bulur. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Paul McGhee ve Mizah Gelişimi Kavramsal tutarsızlık evresi(5-6 yaş) Okul öncesi eğitime başlama yaşı olarak bu evrede McGhee’ (2011) ye göre çocuğun asıl mizah duygusunun oluşmaya başladığı dönemdir. Bu dönem kendi içerisinde dörde ayrılır, a) Kelimelerin Sesleri ile Oynama b) Anlamsız ve Gerçek Kelimelerin Kombinasyonu c) Nesneler, İnsanlar veya Hayvanların Özelliklerini Çarptıma, d) Uyumsuz yada imkansız davranışlar Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Paul McGhee ve Mizah Gelişimi Kavramsal tutarsızlık evresi(5-6 yaş) a) Kelimelerin Sesleri ile Oynama Bu dönemde çocuklar kelimelerin sesleriyle oynarlar. Oynadıkları bu sesleri art arda sıralayarak buna gülerler. Örneğin, anne-nenne-menne gibi, ya da baş-kaş-taş vb. Bu sesler çocuğun muzip bakışlarıyla ağızından dökülüverir ve sonrasında ebeveyninin ya da bakıcısının yüzünüzdeki ifadeye çocuklar gülme tepkileri verirler. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Paul McGhee ve Mizah Gelişimi Kavramsal tutarsızlık evresi(5-6 yaş) b) Anlamsız ve Gerçek Kelimelerin Kombinasyonu Bu dönemde çocuklar kelimelerin anlamlarıyla oynarlar. Anlamlı ve anlamsız kelimeleri bir araya getirirler. Anlamlı kelimeden sonra söyledikleri kelimenin anlamsız olduğunu bilirler. Yetişkinin onların yaptığı bu davranış karşısında verdiği tepkiler onlara komik gelir. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Paul McGhee ve Mizah Gelişimi Kavramsal tutarsızlık evresi(5-6 yaş) c) Nesneler, İnsanlar veya Hayvanların Özelliklerini Çarpıtma Bu dönemde çocuklar çevrelerindeki objelere olmayan ya da başka objelerde olan özellikleri ekleyerek kendi hayal dünyalarının dışında başka bir yerde olmayan yeni öğeler elde ederler. Bu öğeler onlara komik gelir. Eşyalara abartılı biçimler ekleyebilirler, Örneğin, Büyük kulak gibi Olmayan şeyleri objelere ekleyerek farklı objeler elde ederler, Örneğin, kek yetişen bir ağaç çizebilirler, Nesnelerin özelliklerini eksik bırakabilirler, Örneğin, tekerlekleri olmayan bir araba çizebilirler Nesnelere abartılı organlar çizebilirler, Örneğin, çok büyük bir kulak vb. Bu çizimler ya da ifadeler çocukların yaratıcılıklarını yansıtmaktadır. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Paul McGhee ve Mizah Gelişimi Kavramsal tutarsızlık evresi(5-6 yaş) d) Uyumsuz yada imkânsız davranışlar Bu dönemde çocuklar çevrelerindeki imkansız davranışlara gülerler. Örneğin, uçan bir fil’e, kitap okuyan bir aslan’a vb. bu figürler genel olarak çizgi filmlerde ve çocuklar için hazırlanan kitaplarda yer alır. Bu dönemde çocuk bu davranışların imkansız olduğunu bilir ve bunlara kahkaha atar. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Paul McGhee ve Mizah Gelişimi Yetişkin tarzı mizah ve çoklu anlamlar(7 yaş ve üstü) Bu dönemin başlangıcında çocuklar kelimelerin ikili anlamlara gelebileceğini bilirler. Özellikle tekerlemelere ve bilmecelere bu dönemde gülerler. Sosyalleşmenin artmasıyla beraber çocuk bu dönemde kendinden büyük çocuklardan öğrendiği bu mizah tarzını kullanır. Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Sabırla Dinlediğiniz için Teşekkürler… Yrd. Doç. Dr. Ahmet R. ÖZPOLAT Erzincan Üniversitesi Cinsel Gelişim • Cinsellik her ne kadar farklı tanımlamalar ve farklı algılamalar içerse de insanlığın varoluşundan bu yana önemli bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. • Cinsellik açlık ve korunma içgüdülerine benzeyen önemli bir dürtü olarak tanımlanabilir. • Bu dürtünün insan soyunun devamı anlamında hayatımızda çok önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR Cinsellik • Cinsellik Doğum öncesi başlayıp ömür boyu devam eden, insanların değerleri, inanışları, duyguları, kişilikleri, sevdikleri ve sevmedikleri şeyler, tutumları, davranışları, fiziksel görünümleri ve içinde yaşadıkları toplumlara göre şekillenen bir kavramdır. Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR Temel Kavramlar Temel Kavramlar Bir kişiyi dişi ya da erkek olarak belirleyen-cinsel organların türü (penis, testisler, vajina, uterus, memeler), vücut içindeki baskın hormonların türü (östrojen, testosteron), sperm ya da ovum (yumurta) üretebilme, doğum yapma ve emzirebilme yetisi gibifizyolojik özellikleri içerir. Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR • Cinsiyet Temel Kavramlar Toplumsal cinsiyet biyolojik farklılığın yanı sıra, kadın ve erkek olarak toplumun bizi nasıl gördüğü, nasıl algıladığı, nasıl düşündüğü ve nasıl davranmamızı beklediği ile ilgili bir kavramdır. Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR Toplumsal Cinsiyet Temel Kavramlar Cinsel gelişim, bireyin cinsel büyümesine karşı sağlıklı tutum takınması, cinsel sorunlarını yenebilmesi ve olumsuz cinsel dürtülerini denetim altına alabilmesinde bilgili ve becerikli olabilmesidir Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR • Cinsel Gelişim Temel Kavramlar Bireyin ait olduğu cinsi kabul etmesi, kendi bedenini ve benliğini bu cinsellik algılayışı, duygu ve davranışlarında buna uygun biçimde davranmasıdır. Cinsel kimlik bireyin kendi bedenini ve benliğini belli bir eşeylik içinde algılayışı, kabullenişi, duygu ve davranışlarının buna uygun biçimde yönelişidir. Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR • Cinsel Kimlik Temel Kavramlar • Cinsel Yönelim • Heteroseksüel: Kişinin karşı cinsiyete cinsel ilgi duymasıdır. • Homoseksüel (eşcinsel): Kişinin kendi cinsiyetine cinsel ilgi duymasıdır. • Biseksüel olma: Kişinin her iki cinse de cinsel ilgi duymasıdır. • Travesti olma: Karşı cinsiyete özgü davranış ve giyimi sürdürmekten zevk almaktır. • Transseksüel olma: Kişinin cinsiyetini değiştirmesi gerektiğine, ruhsal ve bedensel açıdan diğer cinsiyette olması gerektiğine inanmaktır. Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR Cinsel yönelim, kişinin düşünce, duygu ve davranışsal anlamda cinsel açıdan çekim duyduğu, arzuladığı cinsiyete göre, heteroseksüel, homoseksüel, biseksüel, travesti ve transseksüel gibi tanılandırıldığı bir özelliktir. Temel Kavramlar Cinsel gelişim, bireyin cinsel büyümesine karşı sağlıklı tutum takınması, cinsel sorunlarını yenebilmesi ve olumsuz cinsel dürtülerini denetim altına alabilmesinde bilgili ve becerikli olabilmesidir Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR • Cinsel Gelişim Temel Kavramlar Erkeğin ve kadının tutumlarında ve davranışlarında hem dişil hem eril olma yeteneği olarak tanımlanır. Bir başka ifadeyle; kadın ve erkeğin, her iki cinsinde olumlu yönlerini geliştirmeye yönelik kişilik durumudur. Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR • Androjeni GELİŞİM DÖNEMLERİ AÇISINDAN CİNSEL GELİŞİM • Doğum Öncesi Dönemde Cinsel Gelişim • İnsanda cinsiyet doğum öncesi dönemde döllenme esnasında belirlenir. Doğacak bebeğin erkeğin cinsiyet kromozomunun (XY) eşleşmesi belirler. • Eğer döllenme sırasında erkeğin X kromozomu ile kadının X kromozomunun eşleşmesi (XX) gerçekleşir ise doğacak bebeğin cinsiyeti kız olacaktır. • Ancak, döllenme sırasında erkeğin Y kromozomu ile kadının X kromozomu birleşirse (XY) doğacak çocuğun cinsiyeti erkek olacaktır. Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR cinsiyetini kadının cinsiyet kromozomu (XX) ile GELİŞİM DÖNEMLERİ AÇISINDAN CİNSEL GELİŞİM • Bebeklik Döneminde Cinsel Gelişim (0 – 2 Yaş) • Çocuklar cinsellikle ilgili temel davranışları doğumdan başlayarak ilk yıllarda geliştirirler. Tutarken veya dokunurken onunla iletişim • 2-3 yaşlarında erkek veya kız olduklarının farkına varırlar ve bu cinsel kimliği aynı cinsiyetteki ebeveyni taklit ederek ortaya koyarlar. Bebekteki doğuştan varolan emme zevki, cinsel içgüdünün ilk aşamasıdır. • Güçlü ağız ve tensel temas ilişkisi, bebeğe sıcaklık ve güven duygusu aşılar. Çevresindeki insanlara inanmaya başlar ve böyle yaşaması için gerekli olan cesareti gelişir. Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR kurarsınız, çocuğunuza sevginizi ve özel olduğunu gösterirsiniz. GELİŞİM DÖNEMLERİ AÇISINDAN CİNSEL GELİŞİM • Erken Çocukluk Döneminde Cinsel Gelişim (2 – 6 Yaş) • Bu dönemde çocuk dokunma yoluyla kendisini ve cinsel organlarını tanımaya başlar. Dokunma yoluyla cinsel organını keşfeden çocuk tesadüfen zevk almaya başlar ve bunun sonucunda mastürbasyon yaptığı görülebilir • Üç yaşına doğru, çocuklar kız-erkek ayrılığını sezip incelemeye koyulurlar. Kız çocuk, erkek çocuğun cinsel organı ile daha erken ilgilenmeye başlar. • Çocuklar, cinselliklerinin farkına vardıkları 3 yaşından itibaren, zaman zaman "Ben nasıl dünyaya geldim", "Benim vücudum neden erkek kardeşimden farklı" gibi ana babalarını şaşırtıp, zor duruma düşürecek sorular sorarlar. Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR zamanla GELİŞİM DÖNEMLERİ AÇISINDAN CİNSEL GELİŞİM Çocukluk Döneminde Cinsel Gelişim (6 – 12 • Çocukta cinsel ilgi okul öncesi çağda en yoğundur, okula başlamayla birlikte ilgi ve merakta bir azalma gözlenir. • Bu dönemde çocuk, önceki yılların cinsel dürtü ve fantezilerini unutur; düşüncelerini okuldaki etkinliklere çevirir ve aynı cinsten çocuklarla oynar. • Çocuksu hayal kurmalar, fantezi oyunlar bırakılır, çocuk daha gerçekçi, gözlemci, merakla öğrenici olur. • Bu dönem aynı zamanda toplumsal cinsiyet kimliğinin belirginleştiği dönemdir. • Çocuğun yaşıtlarıyla cinsel oyunlar oynayabildiği ve çıplaklığına ilişkin daha çekingen olduğu bir dönemdir. Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR Yaş) GELİŞİM DÖNEMLERİ AÇISINDAN CİNSEL GELİŞİM • Ergenlik Döneminde Cinsel Gelişim (12 – • İlkokul döneminde cinsellik uykuya yatar ancak ergenlik döneminin başlamasıyla birlikte gençlerde cinsel konulara ilgi yeniden artar. • Ön ergenlik dönemi çok hızlı bir değişim dönemidir. İkincil cinsel özellikler (kıllanma, üreme organlarının büyümesi vb.) ortaya çıkar. • ilgi okul öncesi çağda en yoğundur, okula başlamayla birlikte ilgi ve merakta bir azalma gözlenir. Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR 18 Yaş) GELİŞİM DÖNEMLERİ AÇISINDAN CİNSEL GELİŞİM • Ergenlik Döneminde Cinsel Gelişim • Ergenliğin ilerleyen döneminde ise gencin, cinsel yapısı ve yeterliliği konusunda birtakım soruları ve kuşkuları olabilir. • Kendi cinsel yapısının ve yeterliliğinin gerçekçi kabullenişi ile “cinsel kimlik duygusu” olgunlaşır. • Beden gelişiminin tamamlanmasıyla birlikte her iki cinste kendilerini kız veya erkek olarak tanımlamaya ve buna uygun sosyal davranışlar edinmeye başlar. Ek cinsiyet özellikleri gelişmelerini tamamlamış, esas cinsiyet organları birkaç yıl daha gelişmeye devam edecektir. Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR (12 – 18 Yaş) CİNSEL GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER • Bireyin öğrenilmiş davranışlarının temel kaynağı olarak aile, cinsel gelişim konusunda da en temel etkenlerden biri olarak karşımıza çıkar. Aileyi bireyin birçok davranışında olduğu gibi cinsel kimlik ediniminde ve cinsel davranışlarında en temel rol model olarak tanımlamak mümkündür. Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR • AİLE CİNSEL GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER • Ailenin temel yapısı, ebeveynlerin çalışma durumu, tutumları, sosyo-kültürel ve eğitim düzeyi gibi pek çok özelliğin cinsel gelişime de yansımalarının olabileceğini söyleyebiliriz. Bu yansımalar; • Anne-baba birlikteliği: • Anne-babanın çalışması: • Ana-baba tutumları: • Cinsel Gelişimi Etkileyen Olumsuz Ana - Baba Davranışları Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR • AİLE CİNSEL GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER • Kültür bireyin cinsellikle ilgili görüşleri ve davranışlarını da belirleyen biçimlendiren temel etkenlerden birisidir. Kültürün içeriğindeki cinsellik algısı, tanımı, kuralları ve tabuları o kültüre tabi olanların cinsel görüş ve davranışlarına yansımaktadır. Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR • KÜLTÜR CİNSEL GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER • Kültürler arasındaki cinsellikle ilgili bu algı, tanım, kural ve tabu farklılığı adeta toplumların cinselliğe bakışındaki farklılığa karşılık gelmektedir. İşte bu farklılıktan ötürü farklı toplumlarda farklı cinsel düşünce ve davranışlara rastlanmaktadır. • Değişik kültürlerde, zaman içinde değişiklikler olsa da cinselliğe bakış başlıca dört kalıptadır. • • • • Cinselliği bastıran kültürler; Cinselliği kısıtlayan kültürlerde; Cinselliğe izin veren kültürler; Cinselliği destekleyen kültürler Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR • KÜLTÜR • MEDYA • Medyanın ve tüketim kültürünün derinleşen etkisi altında cinsellik, geleneksel evlilik ve aile yaşamının tabularından sıyrılmakta, ticari tüketim için halka açık bir gösteri haline dönüşmektedir. • Üremeye odaklanmaktan ayrılarak zevk ve keyifle bağdaştırılmış haliyle şehrin caddelerindeki reklam panolarında, aile ortamındaki ticari televizyon kanallarında, günlük gazetelerin arka sayfalarında ve dergi kapaklarında teshir edilmektedir Yrd. Doç. Dr. İsa Yücel İŞGÖR CİNSEL GELİŞİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER