Kimyasal Bağlar Lewis Sembolleri İyonik Bağ Metalik Bağ Kovalent Bağ Oktet Kuralının İstisnaları Kovalent Bağlı Moleküllerin Özellikleri Kovalent Bağın Bazı Özellikleri Molekül Şekilleri Rezonans Bağ Kuvveti(Enerjisi) ve Bağ Uzunluğu Formal Yük ve Yükseltgenme Sayısı Valans Bağ Teorisi Hibridleşme(Melez Orbitaller) Moleküler Orbital Teorisi Moleküller Arası Etkileşimler Kimyasal Bağlar İki atom arasında bir molekül oluşturmak üzere, etkileşme, kimyasal bağ olarak tanımlanır. Bir kimyasal bağ, atomları veya atom gruplarını belli bir uzaklıkta ve bir arada tutmaya yetecek kuvvettir. Kimyasal bağlanma sonucu, atomlardan oluşan moleküller arasında da moleküller arası bağlanma kuvvetleri ortaya çıkar. Atomların veya atom grupları arasındaki etkileşme, bunları ayırmak için en az 42 kj/mol büyüklüğünde bir enerji gerektiriyorsa, bir kimyasal bağ oluşur. Moleküller arası etkileşme daha düşüktür. Lewis Sembolleri Atomlar, bağ oluşturmak üzere bir araya geldikleri zaman, çekirdeklerine en uzakta bulunan elektronlar etkileşir. Dolayısıyla bağlanma için bir atomun en dış tabakasının elektronları önemlidir; bu tabakaya değerlik (valans) tabakası ve bu tabakanın elektronlarına değerlik (valans) elektronlar denir. Kimyasal Bağlar A grubu elementlerinin değerlik elektronları sayısı, periyodik tablodaki grup numarasına eşittir. Lewis sembolleri (yapıları), atomları göstermek için kullanılır ve sadece değerlik elektronları belirtilir. Amerikalı bilim adamı, G.N.LEWİS tarafından bulunan ve onun adı verilen bu sembollerde her elektron bir nokta ile belirtildiğinden elektron nokta sembolleri olarak da bilinir. Bir elementin Lewis sembolü, elementin simgesi etrafında değerlik elektronu kadar nokta koyarak veya çoğunlukta bir çift elektron yerine bir çizgi çizerek ve tek elektron yerine bir nokta koyarak yazılır. A grubu elementlerinin bazılarının Lewis sembolleri Şekil 4.1.' de verilmiştir. Lewis Sembolleri Lewis formülleri, atomlarda olduğu gibi moleküller içinde elektron-nokta formülleri veya değerlik bağı formülleri olarak bilinir. Kimyasal Bağlar Basit moleküllerin ve iyonların Lewis yapılarının yazılması için aşağıdaki genel yolun izlenmesi gerekir. Şekil 4.1. Periyodik tablodaki bazı elementlerinin Lewis sembolleri Lewis Sembolleri 1- Molekül veya iyon için atomları birbirine tek bağ ile bağlayarak bir iskelet yapı çiziniz. Çoğunlukta, molekülde hangi atomun merkez atom olduğu ve hangi atomların birbirine bağlandığını belirtilir. Bazı durumlarda atomların düzeni için sadece bir şekil vardır. Kimyasal Bağlar 2- Değerlik elektronları sayısını bulunuz. Bir atomun değerlik elektronları sayısı atomun grup numarasına eşittir. Bir molekül için, atomların değerlik elektronları sayısını toplayınız. Çok atomlu bir anyon için anyonun yükünün bu toplama ekleyiniz, çok atomlu bir katyon için katyonun yükünü bu toplamdan çıkarınız. 3- 1.Basamakta yazılan her tek bağ için iki elektron olmak üzere tek bağların toplam elektron sayısını 2.basamakta elde edilen toplamdan çıkarınız. Geriye kalan elektronları, ortaklanmamış elektron çiftleri halinde eğer olanak varsa atomların etrafını diziniz. Bütün atomlar için oktet kuralı sağlanmalı ve bütün elektronlar çiftleşmiş olmalıdır. Elektron sayısı, ortaklanmamış elektron çiftleri için, yeterli değilse tek bağlar yerine çift ve üçlü bağlar olabilir. İki elektron çiftinin ortaklaşa kullanıldığı bağlara çift, üç elektron çiftinin ortaklaşa kullanıldığı bağlara üçlü bağlar denir. Lewis Sembolleri Örnek: PCl3 için Lewis yapısını çiziniz. PCl3 için toplam elekron sayısı P 5e- 3 Cl 3 x 7 = 21e- 5 + 21=26e- Kimyasal Bağlar Üç tane P-Cl bağı için 6 elektron çıkarılırsa geriye atomların etrafına ve/veya arasına yerleştirecek 20 elektron kalır. O halde 10 elektron çifti aşağıdaki gibi yerleştirilirse hem P hem de Cl atomlarının okteti sağlanmış olur. Örnek: N2 için Lewis yapısını çiziniz. N2' da toplam elektron sayısı 2x5=10' dur. N-N bağından sonra geriye 8 elektron yani 4 elektron çifti kalır. NN üçlü bağı ve her N üzerinde 1 elektron çifti ile oktet kuralı sağlanır. Her N üzerinde 2 elektron çifti ve N-N bağı ile Oktet kuralı sağlanamaz. Lewis Sembolleri Örnek: SO42-' nin Lewis yapısını yazınız. Kimyasal Bağlar SO42- iyonunun merkez atomunun S olduğunu belirtelim. Toplam elektron sayısı 6+4x6+2=32' dir. 4 tane S-0 bağından sonra geriye yerleştirilecek 24 elektron yani 12 elektron çifti kalır. Her O atomunun etrafına üç elektron çifti yerleştirilirse oktetleri sağlanmış olur. S' ün okteti zaten S-O bağları ile sağlanır. Fakat S' ün oktetini on iki elektron ile de sağlandığı için S=O çift bağlı formül de yazılır. Örnek: HCN ’in Lewis yapısını yazınız. HCN' de merkez atomun C olduğunu belirtelim. Toplam elektron sayısı 1+4+5=10' dur. Bağlar için 2 çift çıkarılırsa geriye kalan 3 çift nasıl yerleştirilir? C üzerinde 1 çift ve N üzerinde 2 çift (veya tersi) yerleştirilen formüller kabul edilemez. Çünkü ne C'un ve ne de N' un oktedi sağlanır. Doğru yapı, N üzerinde 1 elektron çifti bırakarak CN üçlü bağı oluşturmaktadır. İyonik Bağ Kimyasal bağlar, iki genel grupta toplanır. İyon bağları (elektrovalent bağlar) Kovalent bağlar İyonik bağ pozitif ve negatif iyonlar arasındaki çekim kuvvetidir. Yani bir atomun değerlik tabakasından bir veya birkaç elektronun, diğer bir atomun değerlik tabakasına geçmesi ile oluşur. Kimyasal Bağlar Bir iyon bağı oluşmasında bir atomun kaybettiği veya kazandığı elektron sayısına valans (değerlik) denir. Kolayca elektron kaybeden atomlar elektropozitif ve elektron alan atomlar elektronegatif olarak tanımlanır. İyon bağları içeren bileşiklere iyon bileşikleri denir. İyonik Bağ Örnek olarak lityum ve flor atomlarından lityumflorür bileşiğinin oluşumunu inceleyelim. Lityum ve flor atomlarının elektron dizilişleri : Li= 1s2 2s1 ve F= 1s2 2s2 2p5 Kimyasal Bağlar Etkileştikleri zaman, Li değerlik tabakası olan 2s alt tabakasından bir elektron kaybederek Li+ iyonu haline geçer ve soygaz He ile aynı elektron dizilişine sahip olur. Li tarafından verilen elektronu alan F, Li: (1s22s1) Li+: (1s2) + e- ve F: (1s22s22p5) + e- F-: (1s22s22p6) değerlik tabakasındaki elektron sayısını sekize çıkararak Fve asal gaz Ne ile aynı elektron dizilişine sahip olur. Li+ ve Fiyonları oluştuktan sonra birbirlerini çekerler ve bu çekme nedeniyle iyon bağı oluşur. İyonik Bağ (İyon bağının iyonik bileşiklere kazandırdığı özellikler) 1- Kristal katılardır, sert ve kırılganlardır. Çünkü bir darbe ile aynı yüklü iyonlar yan yana gelince itme meydana gelir ve kırılırlar. Kimyasal Bağlar Şekil 4.2. Bir iyonik kristalin darbe ile kırılması. 2- Yüksek kaynama ve erime noktasına sahiptirler. 3- Katı halde elektriği ve ısıyı çok az iletirler. 4- Erimiş halde elektriği iyi iletirler. Fakat o zaman elektrokimyasal reaksiyon meydana gelir ve madde bozunur. 5- Çoğunlukta suda çözünürler. 6- İyonik bileşikler en küçük birimleri olarak yazılır. İyonik Bağ İyonik bileşik oluşturma kuralları İki farklı cins atomun iyonik bir bileşik oluşturup oluşturmayacağı iyonlaşma enerjisi, elektron ilgisi, elektronegatiflik gibi bazı özelliklerine bakılarak anlaşılır. Kimyasal Bağlar 1- İyonlaşma Enerjisi: Metalin iyonlaşma enerjisi ne kadar düşükse, yani ne kadar düşük bir enerji ile elektron verebiliyorsa o kadar kolay iyon oluşturabilir. Periyodik tabloda soldan sağa doğru gidildikçe katyonun üzerindeki pozitif yük artacağından elektronun atomdan ayrılması güçleşir ve iyonlaşma enerjisi de büyür. Na+, Mg2+, Al3+.....sırasında sodyumun tüm bileşikleri iyonikken magnezyum ve alüminyum kovalent bağlı bileşiklere sahip olabilir. 2- Elektron İlgisi: Ametalin elektron ilgisi çok büyük oldukça iyonik bileşiğin oluşumu da o derece daha kesin olur. Yine periyodik tabloda soldan sağa doğru gidildikçe anyon üzerindeki, negatif yük sayısı azalır ve elektron ilgisi artarak iyonik bileşik yapmaya meyleder. C4-, N3-, 02-, F- sırasına göre flor en yüksek iyonik bileşik yapma şansına sahiptir. İyonik Bağ İyonik bileşik oluşturma kuralları İki farklı cins atomun iyonik bir bileşik oluşturup oluşturmayacağı iyonlaşma enerjisi, elektron ilgisi, elektronegatiflik gibi bazı özelliklerine bakılarak anlaşılır. Kimyasal Bağlar 3- Kristal Yapıyı Oluşturma Enerjisi: Elektron alışverişi ile anyon ve katyon oluştuktan sonra bu iki iyon birbirini çekerek kristal yapıyı oluşturur. Kristal yapıyı oluşturma esnasında bir enerji açığa çıkar. Açığa çıkan bu enerjiye kristal yapıyı oluşturma enerjisi denir ve bu enerji ne kadar büyükse iyonik bileşik oluşturma şansıda o kadar artar. 4- Elektronegatiflik: Periyodik tablolarda verilen elektronegatiflik değerleri kullanılarak bileşik yapan iki ayrı cins atomun elektronegatiflik değerleri birbirinden çıkarılır. Eğer bu fark üç civarında olursa oluşan bileşik iyonik bir bileşik olur. 5- Yük/iyon çapı oranı büyüdükçe katyonların kovalent bağa meyli artar. Be2+ (iyon çapı = 0.35); 2 / 0.35 = 5.7 (Kovalent bağ meyilli) Ca2+ (iyon çapı = 0.99) 2 / 0.99 2 (İyonik bağ meyilli) Metalik Bağ Metalik bağlanmada metallerin değerlik elektronlarının bir tanesi veya daha fazlası atomdan ayrılır ve pozitif yüklü bir katyon oluşur. Böylece oluşan pozitif katyonlar tamamen serbest elektron denizinde yüzüyor gibidir. Artık hangi elektron hangi atoma aittir, belli değildir. İşte metalik bağ pozitif metal iyonları ile çevresindeki serbest elektronlar arasındaki çekim kuvvetidir. Li : 1s 2 2s 1 Li+ (1s2)+e- Kimyasal Bağlar değerlik elektronu Metaller, alaşımlar (metal-metal veya metal-ametal karışımları) metalik bağlanmaya sahiptirler. Metalik Bağ Kimyasal Bağlar Metalik bağlanma, malzemeye metalik özellikler denilen şu özellikleri kazandırır: 1-Yüksek yoğunluğa sahiptirler. 2-Çoğunlukla serttirler, dövülebilir, tel ve levha haline getirilebilirler. 3-Yüksek erime ve kaynama noktasına sahiptirler. 4-Işığı yansıtan parlak bir yüzeye sahiptirler. 5-Serbest elektronlar iyonlardan daha fazla hareketli olduklarından elektriği ve ısıyı iyi iletirler. 6-Metal atomlar metalik bağ yaparak yığılmalar sonucu bir metal parçası meydana getirir. Bunun levha ve tel haline getirilmesi için dövülmesi esnasında meydana gelen şekil değişikliğinde sade elektron denizinde yüzen metal katyonları yer değiştirir(Şekil 4.3.). Bu yer değiştirme herhangi bir kırılmaya sebep olmaksızın istenen şeklin verilebilmesini mümkün kılar. En iyi metalik bağ özelliği gösteren metaller Altın (Au), gümüş(Ag), bakır(Cu), Platin(Pt), palladyum (Pd)' dir. Kovalent Bağ Aynı veya farklı iki ametal atomu arasında bir kimyasal bağ meydana geldiği zaman bir molekül oluşur. İki atom arasındaki bağa kovalent bağ denir. Kovalent bağlanmada değerlik elektronları ortaklaşa kullanılır. Kovalent bağ değerlik elektronlarının ortaklaşa kullanılması sonucu bir moleküldeki atomları bir arada tutan bağdır. Kimyasal Bağlar H2, F2, Cl2, O2, P2, S8 kovalent bağlı moleküllerdir. Bir kovalent bağ oluşurken, örneğin F2 molekülünde, her bir flor atomunun 2pz' deki birer elektronu çiftleşerek ortaklaşa kullanılır ve bir kovalent bağ oluşur. Zaten çiftleşmiş elektronlar bağa iştirak etmezler ve aynen kalırlar. Kovalent Bağ Kovalent bağı oluşturan tek elektronların bulunduğu orbitallerin şekli çizilip girişim yaptırılarak da molekülün oluşumu gösterilebilir. Kimyasal Bağlar Hidrojen ile birlikte, 4A, 5A, 6A ve 7A grubu elementleri kovalent bağlı bileşikler oluştururlar(Tablo 4.1.). Grubu C IV. grup Örnek Bileşik H H C N V. grup H H Özellikleri metan(CH4) renksiz gaz e.n. -183 oC k.n. -161 oC H N H O VI. grup H amonyak(NH3) renksiz gaz e.n. - 78 oC k.n. - 33 oC H O F VII. grup H H F su(H2O) hidrojen florür(HF) renksiz sıvı e.n. 0 oC k.n. 100 oC renksiz sıvı e.n. -83,1 oC k.n. 19,5 oC Kovalent Bağ (Çoklu bağlar) Aynı iki atom arasında bir elektron çiftinden daha fazla elektron ortaklaşabilir. Buna çoklu kovalent bağ denir. Çift bağda, iki atom arasında iki elektron çifti, üçlü bağda üç elektron çifti bulunur. Kimyasal Bağlar Çift bağlar H H C O H veya H C H O H C H C H veya H H H C C H etilen, C2 H4 (çift bag) formaldehid, CH 2O (çift bag) Üçlü bağlar H C C H veya H asetilen, C2H2 (üçlü bag) C C H N N veya N azot, N2 (üçlü bag) N Kovalent Bağ (Koordine kovalent bağ) Tekli kovalent bağı oluşturan ortaklanmış elektron çifti tek bir atomdan geliyorsa buna koordine kovalent bağ denir. Kompleks iyonlarda bu tür bağlar bulunur. Kimyasal Bağlar Ortaklanmamış elektron çiftli merkez atoma sahip moleküller koordine kovalent bağ yapabilirler. Kovalent Bağ (Oktet Kuralının İstisnaları) Kimyasal bağların hepsinde oktet kuralına dikkat edildiğini daha önce belirtmiştik. Ancak bu kurala uymayan bazı bağlanmalar da vardır. Kimyasal Bağlar 1- Bor ve Berilyum bileşiklerinde oktet tamamlanamamıştır. 2- Radikal içeren bileşiklerde de oktet tamamlanmamıştır. (Molekülde bir atom üzerindeki çiftleşmemiş tek elektron radikal denir.) Radikaller paramagnetiktirler ve renklidirler. Sıvı NO, sıvı NO2 mavi renklidir; çünkü radikal moleküllerdir. Çoğu serbest radikaller kısa ömürlü olup birleşerek kovalent bağ verir. Kovalent Bağ (Oktet Kuralının İstisnaları) 3- Bazı geçiş elementleri ve bazı baş grup elementleri oktet kuralına uymazlar. e- 10 1 Cu+ : [Ar] 3d10 29Cu : [Ar] 3d 4s 4- Bazı moleküller oktetten daha fazla sayıda elektron içerirler. 2- F F F Cl Cl Si F Kimyasal Bağlar F O Cl Cl P F hekzaflorosilikat anyonu Cl Cl P Cl Cl fosforpenta klorür fosforoksiklorür 5- Çok az sayıda bileşiklerinde soy gazlar da oktet kuralına uymazlar. O Xe F F F F Kovalent Bağ (Kovalent Bağlı Moleküllerin Özellikleri) Kimyasal Bağlar Kovalent bağlı moleküllerin en önemli özelliği moleküllerin yığılma şeklinde olmasıdır. İyonik ve metalik bağlı maddelerde olduğunun aksine moleküllerin yığılması kovalent bağa nazaran çok daha az zayıf olan moleküller arası çekim kuvvetleri ile sağlanmıştır. Bu moleküller arası çekim kuvvetlerinin şiddetine göre moleküllerin erime ve kaynama noktaları değişir. Kovalent bağlı moleküllerden ibaret olan maddeler iyonik ve metalik bağlı maddelere göre daha düşük kaynama ve erime noktasına ve ayrıca daha düşük erime ve buharlaşma ısısına sahiptirler. Çünkü bir iyonik bileşiği eritirken çok kuvvetli olan iyonik bağları kırmak için çok yüksek sıcaklığa ısıtmak gerekir. Halbuki moleküllerden ibaret bir katı maddeyi eritmek için iyonik bağa göre çok daha zayıf olan moleküller arası çekim kuvvetini yenmek gerekeceğinden daha düşük bir sıcaklığa ısıtmak kafi gelecektir. Düşük yoğunlukludurlar, gaz sıvı ve katı halde bulunurlar. Katı halde iken kırılgan ve zayıf yumuşak veya mumsudurlar. Elektrik ve ısıyı çok zayıf iletirler. Genellikle organik çözücülerde çözünürler. Kovalent Bağ (Kovalent Bağlı Moleküllerin Özellikleri) Kimyasal Bağlar Kovalent bağın bir çeşidi olan ağ kovalent yapıda moleküllerin yığılmaları moleküller arası çekim kuvvetlerinden ziyade kovalent bağlardan meydana gelmiştir. Bu nedenle bu tür maddelerin erime ve kaynama noktaları iyonik ve metalik bağlı bileşiklerde olduğu gibi oldukça yüksek sıcaklık değerlerine sahiptir. Bu tip bileşiklere kuvarz (silisyum dioksit, SiO2 ), elmas, karborundum (silisyum karbür, SiC) örnek verilebilir. Kuvarz Silisyum karbür Kovalent Bağ (Kovalent Bağın Bazı Özellikleri) 1- Polar ve polar olmayan kovalent bağlar Kimyasal Bağlar Aynı iki atom kovalent bağ ile bağlandığında her iki atom da bağ elektronlarını aynı derecede ortaklaşa çekerler(H2, Cl2, F2 v.b. gibi). Bu şekilde iki atom tarafından aynı derecede çekilen bağlara polar olmayan kovalent bağlar denir. Polar olmayan, polar ve iyonik bileşiklerde bağ elektronlarının durumu Kovalent Bağ (Kovalent Bağın Bazı Özellikleri) 2- Dipol moment Pozitif ve negatif uçların elektrik yükleri, q ile yükler arasındaki mesafe, r çarpımı olarak tarif edilir. İyonik ve polar bileşikler dipol momente sahiptirler. Polar olmayan bileşiklerin dipol momenti yoktur. Tamamen iyonik sayılan bir bileşikte; q yükü=1 pozitif yük= 1 negatif yük= 4.8x10-10 esb olur. Kimyasal Bağlar Atomlar arası uzaklık, r =1 oA, (1 oA = 10-8 cm) alınırsa; dipol moment, µ(mü) = 4.8x10-18 esb cm bulunur. Debye (Debay okunur.)' ın adına izafeten 10-18 esb cm=1 Debye (D) denilmiştir. Dipol moment deneysel olarak ölçülebilmektedir. Dipol moment ölçüleri moleküllerin ne derece iyonik, ne derece kovalent bağlı olduğunu açıklamakta kullanılır. Kovalent Bağ (Kovalent Bağın Bazı Özellikleri) 2- Dipol moment Örneğin HF molekülünün deneyle bulunan dipol momenti =1.98 D' dir. Atomlar arası mesafe 0.92 oA olduğuna göre hesaplanan dipol moment = 0.92x10-8 cm x 4.8x10-10 esb cm = 4.42 D' dir. Deneyle ölçülen momentin hesapla bulunan oranı bize bağın iyoniklik derecesini verecektir. Kimyasal Bağlar 1.98/4.42=0.45 ve %45 iyonik; %55 kovalent karakterdedir. Aynı şekilde HCl için deneyle bulunan dipol moment = 1.03, r = 1.28 oA olduğundan hesaplanan dipol moment (4.8x10-10)(1.28x10-8 )= 6.1x10-18 esb cm = 6.1 D olarak bulunur. 1.03/6.1= 0.17→%17 iyonik, %83 kovalent bağlı bir bileşiktir. Kovalent Bağ (Kovalent Bağın Bazı Özellikleri) 2- Dipol moment Polar moleküller dipol momente sahiptir. Magnetik ve elektrik alanda yönelirler. Kimyasal Bağlar Dipol moment, vektörel bir büyüklüktür, yönlüdür ve (→)ok ile gösterilir. Okun ucu negatif ucu gösterir. Molekülün dipol momenti tüm dipol momentlerin vektörel toplamıdır. Bazı moleküllerin dipol momentleri Polar moleküllerin elektrik alandaki yönelmeleri Molekül Şekilleri Kimyasal Bağlar Çok atomlu moleküllerde tüm atomlarda kağıt düzleminde olacak şekilde ve dik açılı olarak bağlanmamıştırlar. Üç boyutlu olarak düzenlenmişlerdir. Eğer merkez atomda bağ yapmamış elektron çifti yoksa kovalent bağlar tam açıyı eşit olarak bölecek şekilde düzenlenirler. Bazı tipik molekül şekilleri şöyledir . Rezonans Bazı moleküllerin birden fazla Lewis formülü ile açıklanması durumudur. Örneğin N2O tek bir Lewis formülü ile açıklanamaz. Kimyasal Bağlar Benzen içinde yine iki ayrı rezonans formülü(kekuke formülü) vardır. Birden fazla formülle gösterilebilen bu moleküller için bu formüllerden bir tanesi gerçek formülüdür denilemez. Ancak molekülün gerçek formülü bu formüllerin arasında bir yapıdadır. Bağ Kuvveti(Enerjisi) ve Bağ Uzunluğu Kimyasal Bağlar Kovalent bağlı iki atomlu bir molekülü nötral atomlarına ayırmak için verilmesi gereken enerji, bağ bozunma enerjisi (bağ enerjisi) olarak tanımlanır. A - B (g) → A (g) + B(g) H2, F2, Cl2, Br2 ve I2 moleküllerinin bağ enerjileri sırayla 104, 38, 58, 46 ve 36 kcal/mol' dur. Bu moleküllerin hepsi tek bağlıdır. Bağ enerjisi bağ derecesinin artmasıyla artar. Örneğin çift bağ içeren O2 ve üçlü bağ içeren N2 bağ enerjileri, sırasıyla 119 ve 227 kcal/mol' dur. Genellikle tek bağların enerjisi 11 ile 104 kcal/mol arasındadır. Fakat HF için bağ enerjisi 136 kcal/mol' dir ve bu bağın polarlığından ileri gelir; çünkü iyonlar arası çekme kuvvetini yenmek gerekir. Gerçekte bağ enerjisi, bağın kovalent veya iyonik oluşunun bir ölçüsüdür, ve bağın iyonik karakteri arttıkça bağ enerjisi artar. Elektronegatiflik ile bağın iyonik karakteri arasında elektronegatiflik arttıkça bağın iyonik karakteri artar şeklinde bir bağıntı kurulabilir. Aynı mantık çerçevesinde elektronegatiflik değerleri arasındaki farkın en büyük olduğu iki atom arasındaki bağın enerjisi de en yüksek değere sahip olur (HF > HCl > HBr > HI). Bağ Kuvveti(Enerjisi) ve Bağ Uzunluğu İki atom arasındaki uzaklık, bağ uzunluğu olarak tanımlanır. Bağ uzunluğu bir bağdan diğerine %4 kadar değişir. Bağ uzunluğu, bağ enerjisinin artmasıyla azalır. Aynı zamanda bağ derecesinin artması da bağ uzunluğu azalır. Aşağıdaki tabloda bazı atomlar arasındaki bağların enerjileri ve bağ uzunlukları verilmiştir. Kimyasal Bağlar Çok atomlu moleküllerde ortalama bağ enerjileri ve bağ uzunlukları Bağ Bağ Derecesi C-C C=C CC C-N C=N CN C-0 C=0 1 2 3 1 2 3 1 2 Ortalama Bağ Enerjisi Bağ Uzunluğu (kcal/mol) (pm) 83 154 148 137 194 120 70 147 147 122 210 116 80 143 169 123 Formal Yük Molekül (veya iyonlar) içinde atomların yüklerinin belirtilmesi için formal yük ve yükseltgenme sayısı (basamağı) kavramları geliştirilmiştir. Formal yük ve yükseltgenme sayısı, kimyasal bağlarda elektron çiftlerinin atomlar tarafından nasıl paylaşıldığına dayanır. Formal yük, bir atomun molekülde, sahip olduğu (sahip olmuş göründüğü) elektron sayısı ile nötral atomun değerlik elektronları sayısı karşılaştırılarak bulunur. Bu durumu formüle ederek; Kimyasal Bağlar Formal Yük= Değerlik elektronları sayısı (Grup numarası)[Bağ yapmamış (yani ortaklanmamış) elektron sayısı+Kovalent bağların sayısı] Örnek: Nitrit asidin formal yüklerini bulunuz. H' in formal yükü 0' nin formal yükü 0' nin formal yükü 0' nin formal yükü N' nin formal yükü = 1-(0+1) = 0 = 6-(4+2) = 0 = 6-(6+1) = -1 = 6-(4+2) = 0 = 5-(0+4) = +1 + . Molekülde formal yüklerin toplamı = 0 Yükseltgenme Sayısı Kimyasal Bağlar Rezonans kavramı pek gerekli olmamakla beraber, polar moleküllerde yük dağılımını göstermek amacıyla kullanılır. Örneğin HCl için; yazılabilir. Dipol moment ölçümlerine göre bağın iyonik karakteri % 17 olduğundan birinci ve ikinci yapıdır gerçek rezonans formülüne katkılarının sırasıyla 83 ve 17 olduğu söylenebilir. Birinci yapıda atomların formal yükleri sıfırdır ve bağın polarlığı ihmal edilmiştir. İkinci yapıda bağın elektronları Cl' a verilmiştir ve HCl, H+ve Cliyonlarından oluşmuştur. Bu yolla verilen yüklere yükseltgenme sayısı denir ve bunlar elementlerin yükseltgenme basamaklarını gösterirler. İki atomdan oluşmuş iyonik bir bileşikteki bir atomun yükseltgenme (oksidasyon) sayısı bu atomdan türetilmiş iyonun yükü ile aynıdır. Örneğin NaCl ' de sodyum ve klorun yükseltgenme sayıları sırasıyla +1 ve -1' dir. Yükseltgenme Sayısı Kimyasal Bağlar Kovalent bir moleküldeki atomların yükseltgenme sayıları ise her ir bağdaki elektronların elektronegatifliği daha büyük atoma devredeceği düşünülerek bulunabilir. (Formal yük kabullerinin aksine) HCl molekülünde klor, hidrojenden daha fazla elektronegatif olduğundan kovalent bağın her iki elektronu klor atomuna verilmiş gibi düşünüldüğü zaman klor ve hidrojen atomlarının yükseltgenme sayıları sırasıyla -1 ve +1 olarak kabul edilir. Aralarında elektronegatiflik farkı olmayan özdeş atomlar arasında oluşan apolar bir bağda ise, yükseltgenme sayıları bağ elektronlarının bağlı atomlar arasında eşit olarak bölünmesiyle türetilebilir. Buna göre, örneğin molekülünde her iki klor atomuna ilişkin yükseltgenme sayıları sıfırdır. Yükseltgenme Sayısı Kimyasal Bağlar Aşağıdaki kurallar yükseltgenme sayılarını bulmak için kullanılabilir. 1- Herhangi bir serbest atomun yada bir elementin molekülündeki herhangi bir atomun yükseltgenme sayısı sıfırdır. Örneğin Fe, Na, H2, O2....... 2- Bileşikler elektriksel bakımdan nötral olduğundan bir bileşikteki atomların yükseltgenme sayıları toplamı sıfırdır. 3- Tek atomlu bir iyonun yükseltgenme sayısı, o iyonun yükü ile aynıdır. Çok atomlu bir iyonu oluşturan atomların yükseltgenme sayılarının toplamı o iyonun yüküne eşittir. 4- En elektronegatif element olan florun tüm flor içeren bileşiklerdeki yükseltgenme sayısı -1' dir. 5- Oksijen içeren bileşiklerin çoğunda oksijenin yükseltgenme sayısı -2' dir. Ancak oksijenin yükseltgenme sayısının farklı olduğu birkaç istisna vardır. i)Peroksitlerde her bir oksijenin yükseltgenme sayısı -1 olup, peroksit iyonunun (O22- ) toplam yükseltgenme sayısı -2' dir. ii) Süper oksit iyonunda (O2-) her bir oksijene ilişkin yükseltgenme sayısı -½' dir. iii) OF2 bileşiğinde oksijenin yükseltgenme sayısı 2+' dır. 6- Hidrojenin yükseltgenme sayısı metal hidrürler dışındaki tüm bileşiklerde +1'dir. CaH2, LiH, NaH,.....v.b. gibi metal hidrür bileşiklerinde ise hidrojenin yükseltgenme sayısı -1' dir. Yükseltgenme Sayısı Yükseltgenme Sayısı = Değerlik elektronları sayısı (Grup no) - (Bağ yapmamış yani ortaklanmamış elektronların sayısı + Bağ elektronlarının daha elektronegatif atomun olması durumunda elektronların sayısı) Örnek : H3PO4' deki P atomunu yükseltgenme sayısı nedir? Kimyasal Bağlar Moleküldeki atomların yükseltgenme sayılarının toplamı sıfır olacağından 3(H' nin yükseltgenme sayıs)+(P' un yükseltgenme sayısı)+4(O' nin yükseltgenme sayısı) = O yazılabilir. H' nin yükseltgenme sayısı +1 (kural 6) ve O' nin yükseltgenme sayısı -2 (kural 5) olduğundan 3(+1) + X + 4(-2) = 0 X=5 bulunur. Örnek : Dikromat iyonundaki [(Cr2O7)2-] Cr' un yükseltgenme sayısı nedir? 2(Cr' un yükseltgenme S.) + 7(O' nin yük.s.) = -2 2 X + 7(2-) = -2 2 X = +12 X = +6 Valans Bağ Teorisi Bu teoriye göre moleküllerin oluşumunda çekirdek etrafında atomik orbitallerdeki elektronların ortaklaşa kullanılması ile atomik orbitallerin birbirine girişim yapması ile bağ açıklanır. Moleküler orbital teorisinde ise kovalent bağ oluşumuna iştirak eden elektronlar artık ortak bir molekül orbitalde bulunurlar. Atomik orbital bulunmaz. Hidrojen molekülünün oluşumu bu iki teoriye göre aşağıdaki şekilde açıklanmaktadır. Kimyasal Bağlar Hidrojen molekülünün (a) moleküler orbital teorisine göre (b) valans bağ teorisine göre oluşumunun açıklanması. Valans Bağ Teorisi Kimyasal Bağlar Valans bağ teorisi molekül şekillerini atomik orbitallerin çakışması ile açıklarken atomik orbitallerde bulunan elektronlar nokta ile gösterilir. Bugün kullandığımız bu teoriye göre birkaç tür kovalent bağ mevcuttur. Bunlar (Sigma) ve (pi) bağlarıdırlar.Buna göre; a)(Sigma) bağı: Atomik orbitallerinin başbaşa girişimi ile oluşur. i) s (sigma es) bağı: s atomik orbitallerinin girişimi ile ii) sp (sigma es pe) bağı: Bir s ve bir p atomik orbitallerinin girişimi ile iii) p (sigma pe) bağı : İki ayrı p atomik orbitalin girişimi ile oluşur. y ve z bağları py ve pz atomik orbitallerinin yanyana girişimi ile meydana gelir. Ancak px atomik orbitalleri yanyana girişim yapmayıp, sadece başbaşa girişim yaptıkları için x bağı olmaz p bağı olur. Valans Bağ Teorisi a) s bağı : Kimyasal Bağlar b) sp bağı : c) p bağı : d) bağları: Valans bağ teorisine göre oluşumu bağlarının Valans Bağ Teorisi Kimyasal Bağlar b) (pi) bağları: py ve pz orbitallerinin yan yana girişimi ile oluşurlar. Bunlar da y ve z bağları olarak iki türdürler. i) y bağı: İki ayrı py orbitalinin yanyana girişimi ile ii) z bağı: İki ayrı pz orbitalinin yanyana girişimi ile oluşurlar. Bir py orbitali çekirdeğin altında ve üstünde iki lobut şeklinde yanyana girişim yapar. Altta ve üstte ayrı ayrı yanyana girişmesi şeklinde iki tane ayrı bağ oluşturuyormuş izlenimi veriyorsa da aslında bir tek bağ olarak gözlenir. İki atom arasında bir tek sigma () bağı olurken pi () bağlarının sayısı bir veya iki tane olabilir. Çift bağda bir bağı, bir bağı, üçlü bağda, bir bağı, iki bağı vardır. Valans bağ teorisine göre bağlarının oluşumu Hibridleşme(Melez Orbitaller) İki atomlu moleküller her zaman doğrusal bağ oluştururlar. Ancak molekülü oluşturan atomların sayısı üç veya daha fazla olunca bağların durumu ve oluşumu atomik orbitallerin girişimi ile açıklanamaz. Kimyasal Bağlar Üç atomlu bir molekül olan su molekülünün meydana gelişi incelendiğinde oksijen; 2 tane p orbitalinde birer elektronun iki tane ayrı ayrı hidrojen atomunun birer elektronu ile girişim yapıp bağ teşkil etmekte ve oksijenin p orbitalleri birbirine dik eksenler üzerinde bulunduğundan oluşturacakları bağlar arasındaki açılarda 90o olması gerekmektedir. Fakat deneysel olarak yapılan ölçümler göstermiştir ki bu iki bağ arasındaki açı 104.5o ' dir. Aynı çelişkiyi yaratan sonuçlar NH3, CH4,..... gibi moleküllerde de görülmektedir. Bu durum ancak atomik orbitallerin tekrar düzenlenmesi ile açıklanabilir ve oluşan yeni orbitallere Melez Orbitaller veya Hibrid Orbitalleri adı verilir. Hibridleşme(Melez Orbitaller) sp3 hidridleşmesi Karbon atomunun (CH4) metan oluşturmasını inceleyelim: C normal elektron dağılımı yapıldığında 2s2 2px1 2py1 2pz0 elektronik dizilimine sahiptir ve iki tane hidrojen atomu ile birleşip CH2 molekülü oluşturması beklenir. Ancak karbonun en basit bileşiği CH4' dür. Bunun için karbon atomunun 2s orbitalindeki iki elektrondan biri 2pz' ye atlayıp 4 tane tek elektrona sahip vaziyette olur. Bu hal karbonun bağ yapmaya hazır uyarılmış halidir. Kimyasal Bağlar Uyarılmış Karbon Atomunun elektron dizilişi: Böyle iken karbon atomunun 3 tane p orbitali ve bir tane s orbitali ile bağ yapan farklı bağlar oluşacaktır ve C-H bağları arasındaki açı da 900 olmalıdır. Ancak metan molekülün şeklinin tetrahedral olduğu biliniyor ve bağlar arasındaki açı da 109,50' dir. O zaman oluşan bu orbitallerin bütün özellikleri atomik orbitallerden farklıdır ve eşdeğerdir. Bu orbitallere bu nedenden dolayı hidrid orbitalleri adı verilir. Hibridleşme(Melez Orbitaller) Kimyasal Bağlar sp3 hidridleşmesi s atomik orbitalinin küresel, p orbitallerinin lobut şeklinde olduğunu biliyoruz. sp3 hibrid orbitali ile beraber tüm sp2 ve sp hibrit orbitalleri birbirine yapışık bir büyük bir küçük veya sadece bir lobut şeklindedir. Hibridleşme(Melez Orbitaller) sp3 hidridleşmesi Kimyasal Bağlar Hibrit orbitalleri üzerindeki rakamlar kaçar tane atomik orbitallin birleştiğini bize gösterir. Rakam yok ise bir kabul edilir. Buna göre sp3' de bir tane s ve 3 tane p orbitali olmak üzere toplam dört tane atomik orbital yeniden düzenlenerek sp3 hibrid orbitallerini oluştururlar. CH4 molekülü (tetrahedral) bir kübün alt ve üst ters köşegenlerine gelecek şekilde çizilir Hibridleşme(Melez Orbitaller) sp2 hidridleşmesi Kimyasal Bağlar Bu tip hibridleşmenin tipik örneği BF3 molekülünün bağ yapısıdır. Molekülünün yapısı üçgen düzlem ve bağ açısı 120o ' dir. Hibridleşme(Melez Orbitaller) sp hidridleşmesi Kimyasal Bağlar Bu tip hibridleşmenin tipik örneği BeCl2' dür. Bir s ve bir p orbitalinin karışımından oluşur. Hibridleşme(Melez Orbitaller) sp3, sp2, sp hibrid orbitallerinin tümü bağ yaptıkları zaman hepsi de tek cins bir sp bağı yaparlar. Bu orbitallerin özelliklerini topluca şöyle gösterebiliriz. Kimyasal Bağlar Hibrit orbitallerinin özellikleri Hibrid Orbitalleri sp sp2 sp3 sp2d sp3d sp3d2 Hibrid orbitalleri sp sp2 sp3 sp2d sp3d sp3d2 s karakteri % 50 33 25 25 20 17 p karakteri % 50 66 75 50 60 51 Orbital sayısı 2 3 4 4 5 6 d karakteri % 25 20 32 Yönelme Çizgi Üçgen düzlemi Düzgündörtyüzlü Karedüzlem Üçgenpipramit Düzgünsekizyüzlü Hibrid orbitallerinin karakter yüzdeleri Moleküller Arası Etkileşimler Kimyasal Bağlar Molekülleri bir arada tutan yada onların kümeleşmesine neden olan birkaç türlü çekim kuvveti olup bunlara moleküller arası çekim kuvvetleri denir. Bu kuvvetler, bir maddenin gaz, sıvı yada katı olduğunu belirttiği gibi kimyasal tepkimelerde de önemli rol oynarlar. Bu etkileşmeler atomlar arasındaki iyonik ve kovalent etkileşmelerinin aksine oldukça zayıftır. moleküller arası çekim kuvvetleri en kuvvetlisinde en zayıfına göre sıralandığında; 1234- Dipol çekim kuvvetleri, Hidrojen bağları, London (Van der Waals) çekim kuvvetleri, Sürtünme yüzeyi, sırası elde edilir. Moleküller Arası Etkileşimler 1- Dipol çekim kuvvetleri Kimyasal Bağlar Dipol çekim kuvvetleri, polar moleküller arasında görülür. Bu moleküller devamlı dipol özelliğindedir ve elektrik alanda yönelirler. Dipol-dipol kuvvetleri moleküllerin pozitif ve negatif kutuplarının birbirlerini çekmeleri sonucu ortaya çıkar. Fakat bu çekme zıt yüklü iyonlar arasındaki çekmeden çok zayıftır. Çünkü; a) Dipollerin ucunda kısmi yükler bulunur. b) Atomlar ve moleküller aynı zamanda devamlı olarak hareket halindedirler ve çarpışmalar dipollerin düzgün bir şekilde yönelmesini engeller. c) Dipollerin aynı yüklü kısımlar arasında itme oluşur. Dipol çekim kuvveti, molekülün dipol özelliğinin artışı ile artar. Bu da elektronegatif atomun elektronegatifliğine ve her bir atomun dipol özelliğinin toplamına bağlıdır. H2O, HF, NH3 yüksek dipol özelliği gösterirler. Moleküller Arası Etkileşimler 1- Dipol çekim kuvvetleri Kimyasal Bağlar (a) Bir kristaldeki polar moleküllerin yönelmesi, (b)dipol çekimi Dipol çekim kuvvetlerinin şiddeti, polar moleküllerin erime ve kaynama noktalarını belirler. Eğer molekül şekli ve molekül kütlesi gibi diğer etkenler aynı ise, dipol momenti sıfır olan bir bileşiğin kaynama ve erime noktası polar bir molekülünkinden daha düşüktür. A polar N2 ve O2' nin kaynama noktaları sırasıyla -196 oC ve 183 oC dir ancak biraz polar olan NO (µ=0.007D) -151 oC' de kaynar. Moleküller Arası Etkileşimler 2- Hidrojen bağı Kimyasal Bağlar Bazı moleküller arası çekim kuvvetleri, dipol çekim kuvvetlerinden beklenenden daha yüksektir. Bu tür etkileşmeler, diğer kovalent bağlı hidrojenli bileşikler ile karşılaştırıldığı zaman erime ve kaynama noktaları çok daha yüksek olan NH3, H2O ve HF' de görülebilir. Molekülde bulunan F, O, N, CI, Br, S, I gibi bir elektronegatif atoma bir veya daha fazla hidrojen atomu bağlanmışsa; (F, CI, B, I, en fazla bir hidrojen, O, S iki hidrojen N' de üç hidrojen atomu bağlanabilir) bu hidrojen atomu diğer molekülün elektronegatif atomu tarafından çekilir ve aralarında kovalent bağdan daha zayıf bir bağ oluşur ki buna hidrojen bağı denir. HF ve H2O' da hidrojen bağların oluşumu Hidrojen bağı enerjisi 13-40 kj/mol, kovalent bağı enerjisi 200-1000kj/mol arasındadır Moleküller Arası Etkileşimler 2- Hidrojen bağı Genellikle hidrojen bağlarına sahip bir molekül dipol çekim kuvvetlerine de sahiptir. Bu yüzden diğerlerine göre daha yüksek kaynarlar. Kimyasal Bağlar Hidrojen bağların etkisi elektronegatif atomun elektronegatifliği arttıkça artar ve böylece daha elektronegatif atoma sahip molekül daha yüksek sıcaklıkta kaynar. Fakat oksijene göre elektronegatifliği daha fazla olan floru bulunduran HF molekülü, oksijen bulunduran H2O molekülünden beklenenin tersine daha düşük kaynar. Aslında kural burada da geçerlidir, ama HF molekülü Şekilde görüldüğü gibi doğrusal hidrojen bağları yaparken H2O molekülü ağ yapılı hidrojen bağı yapar. Suyun daha yüksek kaynamasının sebebi bu ağ yapılı hidrojen bağlarını kırmak doğrusal hidrojen bağlarını kırmaya göre daha yüksek enerjiye ihtiyaç göstermesindendir. Moleküller Arası Etkileşimler 2- Hidrojen bağı Ayrıca bir HF molekülünü, bağımsız bir molekül haline getirmek için ortalama bir hidrojen bağı kırmak gerekir. Normal olarak tüm katılar sıvı hale geçtiklerinde hacimleri % 10 kadar genişler ve yoğunlukları düşer. Kimyasal Bağlar Fakat suyun ağ yapılı hidrojen bağlarına sahip oluşu beklenenin tersine buz halinin yoğunluğunun sıvı halinin yoğunluğuna nazaran daha düşük olmasına neden olur. Bunu da şu şekilde açıklayabiliriz: Su, ağ yapılı hidrojen bağlarını muhafaza ederek donduğundan, moleküller birbirine iyice sokulamamıştır ve yoğunluğu daha düşüktür. Buz erirken bazı hidrojen bağlarını kırarak moleküller birbirlerine sokulmaya başlar. +4 oC' ye kadar yoğunluk artar ve +4 oC' de yoğunluk 1,0 g/cm3 olur. Bu noktalardan itibaren sıcaklık artışıyla verilen ısı dolayısıyla moleküller birbirlerinden uzaklaşarak yoğunluk normal olarak azalmaya başlar. Moleküller Arası Etkileşimler 3- London çekim (Van der Waals) kuvvetleri Kimyasal Bağlar Devamlı dipol olma özelliği taşımayan apolar moleküller arasındaki etkileşmeler de göz önüne alınmalıdır. Çünkü O2, N2, F2 gibi bütün apolar moleküller ve hatta tek atomlu asal gazlar dahi sıkıştırılabilir. Bu maddelerin kaynama noktaları çok düşüktür ve moleküller arası etkileşmeler dipol etkileşmelerinden daha zayıftır. Bu zayıf kuvvetlerin, 1873' de J.Van Der WAALS tarafından gaz molekülleri arasında olduğu ortaya konulmuş ve kuvvetlerin oluşması için 1930' de F.LONDON tarafından bir açıklama verilmiştir. London kuvvetlerinin bir atom veya molekülde elektronların serbest hareketleri sonucu ortaya çıktığı düşünülür. Atom içinde elektron yoğunluğu, ortalama olarak küresel simetrik olduğu halde, herhangi bir anda atomda yük dağılımı değişebilir. Atomun bir tarafında, diğer tarafından daha fazla oluşu sonucu komşu atomdaki yük dağılımı da değiştirir. Böylece geçici dipoller oluşur ve dipoller kaybolmadan yeni dipoller oluştururlar. Moleküller Arası Etkileşimler 3- London çekim (Van der Waals) kuvvetleri Kimyasal Bağlar London çekim kuvvetlerinin oluşumu Dipoller arasındaki çekme güçlü olmakla beraber oluşma süreleri kısa olduğundan London Kuvvetleri moleküller arası en zayıf etkileşmelerdir. Apolar moleküller arası çekme kuvvetleri, London kuvvetleridir ve polar moleküller arasından da diğer kuvvetlere ek olarak da bulunurlar. Tablo 4.5.'de bazı basit moleküller için çekme kuvvetlerine ait enerji değerleri verilmiştir; H2O ve NH3' de dipol etkileşmesi enerjisi aynı zamanda H-bağı enerjisini de içerir. London kuvvetleri 0,1-20 kj/mol gücündedir. Moleküller Arası Etkileşimler 3- London çekim (Van der Waals) kuvvetleri Kimyasal Bağlar Bazı moleküllerin çekme kuvvetlerine ait enerji değerleri Molekül Dipol Çekme Kuvvetleri(kj/mol) Moment (D) Dipol-dipol London kuvveti Ar 0,00 0 8,49 CO 0,12 0,0004 8,74 HF 0,38 0,0250 25,83 HBr 0,78 0,6860 21,90 NH3 1,49 13,290 14,72 H2O 1,85 36,320 8,99 London çekim kuvvetleri molekül ağırlıkları arttıkça artar. Asal gazlarda molekül ağırlıkları arttıkça kaynama noktalarının yükseldiğini tipik bir örnek olarak verilebilir. Ne (20,2 g/mol) Kr (83,8 g/mol) k.n. -246 oC k.n. -152 oC Moleküller Arası Etkileşimler 4- Sürtünme yüzeyi Kimyasal Bağlar Moleküllerin birbirleriyle sürtünme yüzeyi moleküllerin yapışmasını arttırıcı bir etkendir. Sürtünme yüzeyi fazla olan moleküllerin birbirini çekim kuvvetleri yüksektir ve sıvı halde iken buhar haline geçmek için daha yüksek sıcaklık gerektirirler. Sürtünme yüzeyi farklı olan n-pentan (k.n. 36,2 oC) neopentandan (k.n. 9,5 oC) daha yüksek kaynar.Aynı sebepten dolayı n-heptan(k.n. 98.5 oC) triptan(izoheptan)(k.n. 81 oC) daha yüksek kaynar. Molekül, atom veya iyonların moleküller arası çekim kuvvetleriyle yapışarak yığılmaları sonucunda maddeler ortaya çıkar. Maddelerin gaz, sıvı yada katı hallerde olması moleküller arası çekim kuvvetlerine bağlıdır. Bu parçacıkların yığılımı ayrıca düzenli ve düzensiz şekillerde olabilir. Buna göre düzenli ve düzensiz yığılmaları sonucunda maddenin üç temel hali vardır. Moleküller Arası Etkileşimler Kimyasal Bağlar 4- Sürtünme yüzeyi Sürtünme yüzeyinin oluşumu KAYNAKLAR 1- Modern Üniversite Kimyası, C.E. MORTIMER, Çeviri: Prof.Dr. Turhan ALTINATA v.d. Çağlayan Kitabevi, 1989. 2- Temel Üniversite Kimyası, Prof.Dr.Ender ERDİK, Prof.Dr. Yüksek SARIKAYA, Gazi Kitabevi, 2009. 3- Genel Kimya, Prof.Dr. Baki HAZER, Karadeniz Teknik Üniversitesi Yayınları, 3.Baskı, Trabzon, 1995. 4- Temel Kimya, Prof.Dr.Ali Osman AYDIN, Prof. Vahdettin SEVİNÇ, Değişim Yayınları, Sakarya 5- Genel Kimya, Sabri ALPAYDIN, Abdullah ŞİMŞEK, Nobel Yayınları, 2012. 6- Fen ve Mühendislik Bölümleri İçin Kimya, R.CHANG, Çeviri: A.Bahattin SOYDAN ve A.Zehra AROĞUZ, Beta Yayınları, İstanbul, 2000. 7-Muhtelif web sayfaları.