polisiklik aromatik hidrokarbonlar (pah)

advertisement
POLİSİKLİK AROMATİK
HİDROKARBONLAR (PAH)
Polisiklik aromatik hidrokarbonlar iki ya da
daha fazla benzen halkasına sahip hidrofo
bik karakterli organik bileşiklerdir.

PAH’lar doğal ya da insan kaynaklı olarak
organik bileşiklerin eksik yanması sonucu
oluşurlar. Doğal şekilde, orman yangınları
veya volkanik patlamalarla oluşur . İnsan
kaynaklı oluşumları ise endüstriyel kaynak
lar, motorlu taşıtlar ve sigara ile olmakta
dır. Sigara ile ortaya çıkan PAH miktarı di
ğerlerine göre az olmasına rağmen insan
sağlığı açısında en fazla tehdit oluşturan
kaynaklar arasındadır.

Endüstriyel kaynaklar, çöp yakma, çimen
to fabrikaları , petrol rafinerileri , kok ve
asfalt üretimi, alüminyum,demir çelik üre
timinden kaynaklanmaktadır.

Isınma ve enerji amaçlı kullanılan kö
mür , odun gibi katı yakıtlar ve fosil ya
kıtlar da PAH oluşumuna neden olmakta
dır.

PAH’ ların , hidrofobik yapılarından dolayı
sudaki çözünürlükleri oldukça azdır. Ancak
yüksek oranda lipofilik özelliğe sahiptirler.
Yapısında dörtten az benzen halkası bulun
duran PAH’lar hafif PAH, dört ve daha faz
la benzen halkası bulunduran PAH’ lar ise
ağır PAH olarak tanımlanır Hafif PAH’ ların
sudaki çözünürlükleri daha fazla ve buhar
basınçları daha yüksektir.

PAH’ların molekül ağırlıkları arttıkça sudaki
çözünürlükleri azalmaktadır . Ancak toksik
ve kanserojenik özellikleri artmaktadır.PAH
’lar toprakta, suda, havada ve gıda örnekle
rinde bulunmaktadır. PAH’ ların mutajenik,
toksik ve kanserojenik oldukları bilinmekte
dir. Bu tehlikelerinden dolayı çevrede, yiye
cek ve içeceklerde bulunan miktarları in
san sağlığı açısından önemli hale gelmiş
tir.

Doğada 100 ’ ün üzerinde PAH bileşiği
mevcuttur.Ancak Amerika Birleşik Devletleri
Çevre Koruma Birimi
(United States
Environmental Protection Agency, US–EPA)
tarafından bunların 16 tanesi öncelikli
kirleticiler ara sında sayılmıştır (Çizelge 1)
(EPA, 1999).

Çizelge 1. Öncelikli kirletici olarak değerlendirilen 16 polisiklik aromatik
hidrokarbon bilesiği

•
•
•
•
•
•
•
•







Naftalin (Np)
Asenaften (Ane)
Fenantren (Phe)
Floranten (Flu)
Benzo[a]antrasen (BaA)
Benzo[b]floranten (BbF)
Benzo[a]piren (BaP)
İndeno[1,2,3-cd]piren(IcdP)
• Asenaftelen (Anp)
• Floren (Flr)
• Antrasen (An)
• Piren (Py)
• Krisen (Chr)
• Benzo[k]floranten (BkF)
• Dibenzo[a,h]antrasen (DahA)
• Benzo[g,h,i]perilen (BghiPy)
Petrol ve petrol türevi olan PAH ’ lar, kullanım
esnasındaki hatalar ve ihmaller sonucunda,petrol
dökülmesi ve fosil yakıtların tamamen yanmadan
atılmalarıyla çevreye bulaşan ve sucul ve karasal
ekosistemlerde uzun süre
kalabilen çevresel
bileşikler sınıfındandırlar.
Dünyada,çoğu antropojenik kaynaklardan olmak
üzere yılda , 1.7 - 8.8 milyon metre ton petrol
üretildiği ve bunun önemli bir miktarında zararlı
olarak ya kullanım sonucu ya da kullanılmadan
çevreye döndüğü bilinmektedir.
Çevreye dökülen PAH kirliliğinin etkisi uzun
ve kısa süreli olabilir. Uzun süreli etki henüz
iyi bilinmezken , kısa süreli etki oldukça iyi
aydınlatılmıştır ve bu etki de kaplama veya
havasız bırakma ve zehirleme şeklindedir.
Bunlardan kaplama veya havasız bırakma
ışığın geçişini azaltma , çözünmüş oksijeni
azaltma, deniz kuşlarına zarar verme ve hava
sız bırakma şeklinde zararlı olur.
Çeşitli kaynaklardan doğaya verilen ve sonunda
okyanus ve denizlere ulaşan PAH’ ların bir kısmı,
çeşitli olaylar sonucu zamanla gözden kaybolur.
Bu, kirlenmenin sona erdiğini göstermez. Hidrofobik
özelliklere sahip olan PAH’ lar suda çözünmeyip
sadece dağılır ve süspanse olmuş partikülleriyle
suyu sararlar. Su ortamlarında çökmelerinin bir
sonucu olarak göl, nehir, nehir ağzı ve okyanuslar da
büyük
PAH sedimenterini
oluştururlar. Deniz
sedimentlerindeki PAH konsantrasyonları 100ng/g’
dan 100.000 ng/g sediment’e kadar değişebilir.
Sahil
ekosistemlerinde
yağların
varlığının
anlaşılması oldukça önemlidir. Bu ekosistemlerde ki
yüksek PAH seviyeleri insan sağlığını bozar ve deniz
ortamındaki kurulu dengeyi de tahrip eder.
Deniz yüzeyine düşen PAH’ ların yaklaşık %25’i
bir gün içinde buharlaşır. Kalanın büyük bir
kısmı emülsiyon haline dönüşür ve küçük
tanecikler halinde suya karışır . Taneciklerin
ağır metal ihtiva edenleri de dibe çökerek
sedimentleri oluştururlar ve böylece, yeni bir
problemin doğmasına sebep olurlar.
Petrolün bir kısmı emülsiyon haline gelmeden
fotolitik olarak, bir kısmı da mikroorganizmalar
tarafından
parçalanır.
Denizlerdeki
mikrooganizmalar kuvvetli
PAH
parçalayıcı
lardır.
PAH’lar fotooksidasyon ve kimyasal oksidasyon
yollarıyla parçalanırlar. Ancak, biyolojik transfor
masyon PAH ’ ların doğadan temizlenmesinde
hakim duruma gelmiştir. PAH’ ların doğal
mikroorganizma
populasyonları
tarafından
biyolojik olarak parçalanmaları, çevrenin petrol
ve diğer hidrokarbon kirliliklerinden eliminasyo
nunda primer mekanizmadır.
Hem prokaryotik hem de ökaryotik biyolojik
parçalama mekanizmaları, PAH
halkalarına
enzimatik
tutunmanın başlaması
için
bimoleküler oksijenin varlığına ihtiyaç
duyar.
Bununla
beraber,
birçok bakteri, düşük
moleküler ağırlığa sahip PAH’ları karbon ve
enerji kaynağı olarak kullanabilirler.
PAH’ ların bakteriyal parçalanmaları biyokimyasal ve
genetik olarak gerçekleşmektedir . Bu yollar için
ekstrakromozomal gen lokasyonları mevcuttur.Deniz,
tatlısu
ve
toprak
ekosistemlerindeki petrol ve
hidrokarbonların biyolojik olarak parçalanma yollarını
aydınlatmaya yönelik çeşitli çalışmalar vardır. Şu ana
kadar naftalen, fenantren ve antrasen gibi çeşitli PAH’
ların bakteriler tarafından parçalanmaları çalışılmıştır.
Naftalenin
bir
plazmidde mevcut
olan genlerin
kodladığı enzimler tarafından parçalandığı bulunmuştur.
Çalışmaların
çoğu
zaman,
denizlerde
ki yağların
degredasyonu üzerine yoğunlaştığı dikkat çekmektedir.
Çevredeki
hidrokarbon kirliliklerinin biyolojik olarak
parçalanma oranlarının arttırılması için son zamanlarda
doğal ve biyolojik esaslı temeller kullanılarak oluşturul
muş mikroorganizmaların kullanılmaları düşünülmektedir.

PAH’ların Tayin Edilme Yöntemleri
Toksik ve kanserojen etkiye sahip PAH’ların çevre,
gıda ve biyolojik örneklerde bulunan miktarları,
gaz kromatograf (GC) ve yüksek basınç sıvı
kromatograf(HPLC) ve elektrokinetik kromatografi
gibi yüksek duyarlılığa sahip cihazlarla tayin
edilebilirler . PAH ’ ların gaz kromatograf ile
tayinlerde detektör olarak alevde iyonlasma
detektörü (GC–FID) ya da kütle spektrometresi
(GC–MS) kullanılır. PAH’ların HPLC ile tayinlerinde
genelde sabit fazın apolar, hareketli fazın polar
olduğu ters faz kromatografi (RP–HPLC) tekniği
kullanılmaktadır.Ancak PAH’ların HPLC ile tayinleri
sabit fazın polar, hareketli fazın apolar olduğu
normal faz kromatografi (NP–HPLC) tekniği ile de
basarılı bir şekilde yapılabilmektedir
PAH’ların İnsan ve Hayvan Sağlığı Üzerine Etkileri
Genel olarak PAH’ ların çevrede dolaşımı, onların suda kolay
çözünebilme ve havada kolay buharlaşabilme gibi özelliklerine
bağlıdır . Havada partiküllere tutunmuş veya buhar fazda
bulunan bu bileşikler rüzgâr ile çok uzun mesafelere taşınabilir
ler. İnsanlar, kirlenmiş havayı ciğerlerine soludukları zaman
genelde havada toz ya da partiküllere tutunmuş olan PAH’ lar
insan vücuduna girebilir. İçme suyu, yiyecekler ve PAH içeren
ürünlerin deri ile temas etmesi, bu kimyasalların insan vücudu
na girmesinin diğer yollarıdır. Bu bileşikler oluşumları sırasında
kompleks karışım halinde oluştukları için insanlar birçok PAH
bileşiğine birlikte maruz kalırlar. PAH’ların insan vücuduna
girme oranı PAH’ ların yeme, içme ile ya da deri ile teması
sırasında baska kimyasal maddelerin varlığından etkilenebilir.
PAH’ lar yağ içeren bütün vücut dokularımıza girebilir, çoğun
lukla karaciğer , yağ ve böbrekte depolanma eğilimindedir.
Küçük miktarları adrenalin bezlerinde, yumurtalıklarda ve
dalakta depolanır .
PAH’ların kanser ile ilişkisini ilk olarak 1775’de Londra’
da St. Bartholomew's Hospital’da cerrah olarak çalışan
Percivall Pott’un baca temizleme isçilerinin derilerindeki
isten dolayı testis kanserine yakalandıklarını gözlemleme
si ile olmuştur. Bu gözlem kanserin çevresel faktörlerle
oluştuğunun ilk kanıtı olmuştur. Ardından 100 yıl sonra
Volkmann ve Bell Almanya ve İskoçya’da parafin endüstri
sinde çalışan insanlarda testis derisi kanseri tespit ederek
Pott’un yaptığı gözlemi doğrulamışlardır. Hayvanları ve
insanlar üzerinde yapılan araştırmalarda yağ, katran, is,
duman gibi kimyasalların özellikle benzo(a)preni içeren
zengin PAH kaynağı olduğu bulunmuştur.
İnsan vücudu PAH’ları elimine etmek için onları
yükseltger ve suda çözünebilir hale getirir.
Meydana gelen bu oksidatif metabolizma ile
yüksek verimli dio-lepoksit türevleri oluşur.
Oluşan bu diol-epoksit türevleri DNA ile kimya
sal tepkime verir ve PAH’ ların DNA ile kimyasal
bağ yapması kansere sebep olur .Benzo[a]pi
ren bilinen en önemli kanserojen PAH olduğu
için kanser araştırmalarında model bileşik
olarak kabul edilmiştir Sigara içen insanlarda
da bu bileşiklerin DNA mutasyonuna neden
olduğu görülmüştür
Hidrokarbonların Mikrobiyal Parçalanmaları
Çevreye bulasan hidrokarbonların doğal mikroorganizma
populasyonları tarafından biyolojik olarak parçalanmaları,
PAH kirliliklerinin yok edilmesinde primer mekanizmadır.
Biyolojik olarak parçalanma, PAH bulaşmış ortamlara
doğal mikroorganizmalar ekilerek hızlandırılır.Ancak, bu
işi farklı mikroorganizmalar yaptığından, ekilecek
mikroorganizmalar çeşitli olmalıdır. Ayrıca, dökülen
PAH’ların ekilen mikroorganizmalarla birkaç gün temasta
kalmaları sağlanmalıdır.PAH’ların parçalanması gibi bazı
metabolik fonksiyonlar plazmidlerde kodlanan genler
tarafından gerçekleştirilir Katabolik plazmidler, bir
organizmanın büyümesi ve hayatını devam ettirmesi
gibi görevler üstlenen zorunlu genetik elementler
olmamasına rağmen, hücrelere, kendilerinde mevcut
olmayan metabolik çok yönlülük katarlar. PAH ’ ların
mikrobiyal parçalanmaları değişik biyolojik faktörlerin
yanısıra, çeşitli çevresel parametrelerden de etkilenir.
Çevreye bulaşmıs PAH ’ lar primer olarak
bakteri ve funguslar tarafından parçalanırlar.
Mikroorganizmalar , hidrokarbonları yalnız
başlarına , sadece sınırlı oranlarda metabolize
ederler . Bu nedenle toprak , su ve deniz
ortamlarında
kompleks
hidrokarbonları
parçalayabilmek için
geniş
enzimatik
kapasitelerinden
dolayı karışık kültürlere
ihtiyaç duyulur . Su ana kadar yapılan çalışma
larda , denizde 25 hidrokarbon parçalayan
bakteri ve 27 fungus cinsini listelemiştir.
Yapılan benzer bir derlemede de toprak
izolatlarının 22’ sinin bakteriyal, 31’ inin fungal
cinslere dahil olduğu belirlenmiştir
Yayınlanmış çalışmalardan hareketle, hem
toprak hem de deniz ortamlarında en önemli
hidrokarbon parçalayan bakterilerin Achromo
bacter , Acinetobacter , Alcaligenes, Arthro
bacter , Bacillus , Flavobacterium , Nocardia,
Pseudomonas ve korineformlar oldukları tes
pit edilmiştir
Bakteri ve funguslar, toprakta da fazla miktarda
bulunurlar ve her iki grubun yoğunlukları PAH’ la
biyolojik olarak parçalanmalarını ayarlar . Hidro
karbon kullanan bakteri ve funguslar PAH bulaş
mış topraklardan kolayca izole edilebilirler. Petrol
ve petrollü maddelerin toprağa inokülasyonları,
ortamdaki bakteri ve fungusların sayılarının art
masına sebep olur.Topraktaki hidrokarbonların
bakteri ve funguslar tarafından parçalanma oran
larının karşılaştırıldığı bir çalışmada, kum dolu bir
yerde n-heksadekanın kulanımının % 82’ sinin
bakteriler ve sadece %13’ ünün funguslar tarafın
dan yapıldığı gözlenmiştir.
Polisiklik aromatik hidrokarbon ile kirlenmiş
ortamlardan izole edilecek PAH parçalayan
bakterilerin, hidrokarbon bulaşmış ortamlara
ekilmeleri, ekosistem dengelerinin yeniden
kurulmasına büyük katkılar sağlayacaktır.
Ayrıca, polisiklik aromatik hidrokarbon parça
layan plazmid veya gen fragmentlerinin , PAH
parçalama özelliği olmayan bakterilere transferi
çevrenin daha kısa sürede temizlenmesi için,
çevreci fenotipik karakterlere sahip yeni suşların
ortaya çıkmasına katkıda bulunacaktır.
Öncelikli olarak belirlenmiş PAH’ların
kimyasal yapıları
Download