Asilama

advertisement
MEYVE TÜRLERİNDE AŞIYLA ÇOĞALTMA
Meyve ağaçları eşeyli ve eşeysiz olmak üzere iki şekilde çoğaltılır. Eşeyli çoğaltma
tohumla yapılan çoğaltmadır. Tohumlar genellikle döllenme ile meydana geldiklerinden
meyvecilikte doğrudan doğruya tohumla çoğaltma kullanılmaz. Bu durumda tohumu alınan
bitkinin tamamen aynısı elde edilemez. Diğer çoğaltma şekli ise eşeysiz çoğaltmadır. Bu
çoğaltma şeklinde bitkinin köklenme ve sürgün oluşturma özelliğine sahip herhangi bir parçası
kullanılır ve bu parçanın alındığı bitkinin aynısı elde edilebilir. Değişik eşeysiz çoğaltma
şekilleri vardır. Bunlardan meyvecilikte en yaygın olarak kullanılanı ise aşıyla çoğaltmadır. Bir
bitki parçasının diğer bitki veya bitki parçası ile kaynaştırılmasına “aşılama” denir.
Meyvecilikte üzerine aşı yapılan bitkiye “anaç”, anaca takılan parçaya ise “aşı kalemi veya
gözü” denir. Aşılar anaca takılan bitki parçasının özelliğine göre göz ve kalem aşıları olmak
üzere ikiye ayrılır. Göz aşılarında anaca takılan parça tek bir gözden oluşur. Kalem aşılarında ise
takılan parça genellikle üzerinde 1-3 göz bulunan, 7-15 cm uzunluğunda “kalem” adı verilen 1
veya 2 yaşlı dal parçasıdır.
Kalem ve Göz aşılarının yapılma nedenleri;
 Çelikle, daldırmayla, bölme veya başka bir eşeysiz metotla çoğaltılamayan bitkilerin
çoğaltılmasını sağlamak,
 Bazı anaçların özelliklerinden yararlanmak,
 Büyük ağaçların çeşidini değiştirmek,
 Ağaçların zarar gören kısımlarını tamir etmek,
Göz aşıları yapılış zamanlarına göre "Sürgün Aşı" ve "Durgun Aşı" olmak üzere ikiye
ayrılırlar. Meyve ağaçlarında erken ilkbaharda yapılan göz aşıları ile Haziran ayında yapılan göz
aşıları yapıldıktan kısa bir süre sonra sürerler. Bu nedenle bunlara "sürgün aşılar" denir. Meyve
ağaçlarında yaz mevsimi sonlarında yapılan göz aşıları ise kaynaşır, tutar, ancak yapıldığı dönem
içinde sürmez. Bu gözler takip eden ilkbahar döneminde sürer, bu aşılara da “durgun aşılar”
denir.
Aşılarda kullanılacak kalem veya gözü hazırlamak amacıyla, genellikle bir yaşlı
sürgünlerden hazırlanan dal parçalarına "aşı kalemi" denir. Aşı kalemleri ilkbaharda yapılacak
aşılar için, yaprak dökümünden kış sonuna kadar olan dönemde alınır ve serin ve nemli bir yerde
muhafaza edilir. Aşı kalemleri, uygun sıcaklık ve nem şartlarında gözleri dinlenmede tutacak
şekilde saklanmalıdır. Yaz mevsimi sonunda yapılacak durgun göz aşıları için kullanılacak aşı
kalemleri ise, o yılın iyi gelişmiş sürgünlerinden aşının yapılacağı dönemde alınabilir.
Bir yıllık sürgünler üzerindeki bütün gözlerin aşıda kullanılmaları tavsiye edilmez. Aşıda
kullanılacak kalem ve gözler sürgünlerin orta kısımlarından alınmalıdır. Çünkü sürgünlerin uç
kısımlarının yeteri kadar odunlaşmamış, buna karşılık dip kısımlarının gereğinden fazla
odunlaşmış olabilir.
Genel bir kural olarak aşılanacak bitkiler botanik bakımdan birbirlerine ne kadar yakın
akraba ise aşının kaynaşma şansı o kadar yüksektir. Bununla beraber bu kural her zaman geçerli
değildir.
UYUŞMAZLIK
Çok yakın akraba olan bitkiler birbirleriyle aşılandıkları zaman kolaylıkla kaynaşır ve
büyümelerine tek bir bitkiymiş gibi devam ederler. Akrabalıkları hiç olmayan bitkiler ise
birbirleriyle aşılandıkları zaman aşı birleşmesi genellikle tam bir başarısızlıkla sonuçlanır. Buna
uyuşmazlık denir.
Uyuşmazlık belirtileri;
 Yüksek oranda başarılı kalem veya göz aşısı kaynaşmasının kurulamaması,
 Ağaçların erken ölmeleri: bunlar fidanlıklarda bir veya iki yıl yaşayabilirler,
 Ağaçların sağlığının belirgin olarak kötü olması: yapraklarının sararması, yaprakların
erken dökülmesi,
 Anaç ve kalemin büyüme hızı veya kuvvetinde belirgin farklıkların olması,
 Aşı noktasında, aşı noktası üzerinde veya altında aşırı büyümeler.
Anaç- Kalem İlişkileri
Bazı hallerde anaç, kalemin büyüme özelliklerinin biri veya birkaçı üzerine çok büyük
etki yapar. Aynı şekilde kalem de anacın bazı özelliklerini değiştirebilir.
Anacın kalem üzerine etkileri
 Ağacın büyüklüğü ve büyümesi üzerine anacın etkisi,
 Anacın, meyveye erken yatma, çiçek tomurcuğu teşekkülü, meyve tutumu ve verim
üzerine etkisi,
 Anacın meyve iriliği, kalitesi, rengi ve olgunlaşması üzerine etkisi,
 Kışa ve hastalıklara dayanıklılık ve meyvede olgunluk zamanı üzerine etkisi.
Kalemin anaç üzerine etkisi
- Kalemin anacın kuvveti üzerine etkisi,
- Anaçların soğuklara dayanması üzerine kalemin etkisi,
GÖZ AŞILARI
Göz aşılarında üzerinde tek bir göz bulunan küçük bir kabuk parçası kullanılır. Bu
aşıların uygulanması genellikle kabuğun odundan kolaylıkla ayrılabilmesine bağlıdır. Bu olaya
"kabuk verme” denir. Bu dönemde bitkide hızlı bir özsu faaliyeti vardır, dolayısıyla aşı tutma
oranı yüksektir. Göz aşılarında aşılama zamanı ilkbaharda başlar ve sonbaharda büyümenin
durmasına kadar devam eder. İlkbaharda yapılan aşılardan meydana gelen sürgünler sonbahara
kadar pişkinleşir, kış soğuklarından zarar görmez. Yaz sonlarında yapılan aşılar ise durgun
olduklarından kış mevsiminde zarar görmez. Buna karşılık yaz ortasında yapılacak aşılarda
sürgünler kışa pişkinleşmeden girip soğuklardan zarar görebilir. Bu nedenle kışları soğuk geçen
bölgelerde yaz mevsimi ortasında göz aşıları yapılması tavsiye edilmez.
Meyve türlerinin çoğaltılmalarında yaygın olarak kullanılan göz aşılarının, kalem
aşılarına göre bazı üstünlükleri şunlardır;
1. Göz aşıları kalem aşılarına göre daha ince dallara uygulanabilir.
2. Göz aşılarında her anaca veya dala yalnız bir göz takıldığı için, daha az aşı kalemine
ihtiyaç duyulur.
3. Göz aşılarında aşı uygulanırken kalem aşılarına göre anaçta daha az yara açılır. Bu
nedenle aşının tutması daha kolaydır. Göz aşılarında tutma oranı % 80-95 arasındadır.
4. Göz aşılarında aşının tutup tutmadığı 15-20 gün sonra belli olduğundan, tutmayan
aşılar aynı yıl içinde yenilenebilir.
5. Göz aşılarının öğrenilmesi ve yapılması kalem aşılarına göre daha kolaydır.
6. Göz aşılarında aşı macunu kullanılmasına gerek yoktur.
Meyvecilikte göz aşıları, ilkbahar başında, Haziran ayı ve yaz mevsimi sonu olarak üç
dönemde yapılabilir. Erken ilkbahar göz aşıları, anaçta aktif büyüme başlayınca, kış döneminde
alınan aşı kalemlerindeki gözler kullanılarak yapılır. Bu aşılar, yapıldığı dönem içinde sürerler.
Kışları sert geçen bölgelerde tavsiye edilir.
Haziran göz aşıları o yılın sürgünlerinden hazırlanan aşı kalemlerindeki gözleri
kullanarak yapılır. Özellikle şeftali, kayısı, erik ve kiraz gibi meyve türlerinin aşılanmasında
kullanılmaktadır. Bunlar da aynı mevsimde sürer. Kışları ılık geçen bölgelere tavsiye edilir.
Geç yaz göz aşıları, Ağustos-Eylül aylarında, o yılın sürgünlerinden hazırlanan aşı
kalemlerindeki gözlerin kullanılması ile yapılır. Bu aşılar, aşılama döneminin daha uzun sürmesi,
yaz sonundaki yüksek sıcaklıkların aşılarda daha iyi kaynaşma olması ve aşı kalemlerinin
saklamaya ihtiyaç göstermemesi gibi nedenlerle meyve fidanı üretiminde diğer dönemlerde
yapılan aşılara tercih edilir. Bu aşılar yapıldıkları dönemde tutar, ancak kışı dinlenme halinde
geçirerek ertesi ilkbaharda sürerler.
Yapılma şekilleri ve kullanılan materyale göre göz aşılarının birçok çeşidi vardır. Bunlar
arasında meyve fidanı üretiminde en yaygın kullanılan "T" göz aşısıdır.
"T" göz aşısı
Bu aşı, genellikle meyve fidanlıklarında kurşun kalem kalınlığında ve kolay kabuk veren
anaç veya dallara uygulanır. Aşıda gözler, anaçların toprak yüzeyinden 5-25 cm yüksekliğine,
kabuğun düzgün bir yerine yerleştirilir.
Bu aşı için önce anaç hazırlanır. Bu amaçla anacın kabuğu aşı bıçağı ile “T” şeklinde
kesilir. Bunun için anaç üzerinde önce yaklaşık 2.5 cm uzunlukta dikey bir kesim yapılır. Sonra,
dikey kesimin üst ucunda, gövde çevresinin 1/3'ü kadar kısmında kabuk yatay olarak kesilir.
Gözün hazırlanması için, aşı kaleminde gözün 1 cm kadar altından eğimli bir şekilde
kesime başlanır, gözün altından geçip, 2.5 cm kadar üstünde kesim tamamlanır. Gözün 2 cm
üzerinden yatay kesimle göz kalemden çıkarılır.
Aşının son aşaması, hazırlanan gözün anaçta açılan yere yerleştirilmesidir. Gözün üst
yatay kesim yüzeyi, anaçtaki yatay kesim yüzeyi ile çakışıncaya kadar göz aşağıya itilir. Bu
işlemden sonra gözün kabuk kısmı göz açıkta kalacak şekilde anacın kabuk kanatlarıyla
kapatılmalıdır. Daha sonra göz dışarıda kalacak şekilde aşı bağı ile bağlanır. Bu amaçla esnek aşı
bantları tercih edilmelidir. Esnek aşı bağları aşı bölgesinde boğulmayı önlemekte, ayrıca aşı
kaynadıktan sonra çürüyerek kendiliğinden kopabilmektedirler. Aşıda esnek olmayan rafya, ip
gibi bağlar kullanıldığında aşılamadan 2 hafta sonra aşı bağları aşıların arka kısmından
boğulmanın önlenmesi için kesilmelidir. Aşıyı izleyen 2-3 hafta içinde aşı yerinde kaynaşma
tamamlanır. Aşı tutmamışsa ve anaç kabuk vermeye devam ediyorsa yapılan aşının alt veya
üstünde bir yere aşı tekrarlanabilir.
"Yama" göz aşısı
Özellikle ceviz, dut ve incir gibi kalın kabuğa sahip olan meyve türlerinde kullanılır. Bu
türlerde daha çok durgun aşı tercih edilir. Yama göz aşısı, anacın topraktan 8-10 cm yüksek
kısmına yapılır. Anacın hazırlanması için çift ağızlı bıçak yardımıyla anaç çevresinin 2/3’ü
uzunluğunda iki paralel yatay kesim yapılır. Bu iki yatay kesim uçlarından iki dikey kesim ile
birleştirilir. Böylece anaçtan dikdörtgen şeklinde bir kabuk çıkarılır. Bu aşının esası anaçtaki bu
kesim yerine üzerinde bir göz bulunan bir kabuk parçasının yerleştirilmesidir. Kalemden de aşı
gözünün çıkarılmasında çift ağızlı aşı bıçağı kullanılır ve ortasında bir göz bulunan dikdörtgen
şeklinde kabuk çıkarılır. Aşı gözü anaçtaki yere kabuklar birbirine temas edecek şekilde
yerleştirilir. Daha sonra aşı yeri göz dışarıda kalacak şekilde esnek aşı bağı ile bağlanır.
"Yonga" aşı
Bu aşıda kabuğun kalkmasına gerek duyulmaz. Diğer göz aşılarında olduğu gibi her üç
aşı döneminde başarı ile yapılabilirse de, sıcaklığın daha elverişli olduğu yaz mevsimi sonunda
yapılması tavsiye edilir. T göz aşısı yapılamayacak kadar kalınlaşmış anaç ve dallara bu aşı
yapılabilir.
Bu aşı için anacın kabuğundan odun kısmına doğru meyilli bir kesim yapılır. İlk kesimin
yaklaşık 2-3 cm üzerinden başlayarak içeriden aşağıya doğru ikinci bir kesim yapılarak yonga
şeklinde bir parça çıkarılır. Bu aşının esası anaçta açılan yaraya uygun bir gözün hazırlanıp bu
yere yerleştirilmesidir. Aşı kaleminde anaçta yapılan kesimlere benzer iki kesim ile üzerinde bir
göz bulunan yonga şeklinde bir parça çıkarılır. Hazırlanan göz anaçtaki yerine kabukları
çakışacak şekilde yerleştirilerek göz açıkta kalacak şekilde bağlanır.
Göz aşılarında gözün kabuğu normal rengini koruyorsa ve üzerindeki göz şişkinse aşının
tuttuğu anlaşılır. Buna karşılık tutmayan aşılarda aşı yerinde kabuk kararmaya başlar ve buruşur.
İlkbahar ve Haziran sürgün aşılarında, aşıdan iki hafta sonra, durgun göz aşılarında ise
ertesi ilkbaharda gözlerin patladığı dönemde anaçlar aşı gözünün 1-2 cm üzerinden kesilir.
KALEM AŞILARI
Göz aşılarında olduğu gibi kalem aşılarında da farklı yöntemler bulunmaktadır. Ancak
hangi yöntem uygulanırsa uygulansın kalem aşılarında aşılamanın başarılı olması için şu şartlar
önem taşır;
1) Anaç ve kalem mutlaka uyuşur olmalıdır. Aşı kaynaşması olup uzun ömürlü olmalıdır.
2) Aşı uygun zamanda yapılmalıdır. Kalem aşılarının çoğu ilkbaharda anaçta su
yürümenin başladığı dönemde yapılır. Bu dönemde kullanılan aşı kaleminin tomurcuklarında
uyanma başlamamış olmalıdır. Bu nedenle aşı kalemleri dinlenme döneminde alınarak, aşı
zamanına kadar uygun şartlarda muhafaza edilir.
3) Aşılama bittikten sonra, nem kaybını önlemek ve yara dokusu oluşumunu
hızlandırmak amacıyla, bütün aşı yüzeyleri aşı macunu veya uygun bir materyal ile
kapatılmalıdır.
4) Aşılamadan sonra, bir süre aşılara özel bir bakım gösterilmelidir. Anaçtan meydana
gelen sürgünler kesilmelidir. Ayrıca aşı kalemlerinden meydana gelen sürgünler çok kuvvetli
geliştikleri için rüzgar vb etkilerle kırılma tehlikesi vardır. Bunu önlemek için aşı sürgünlerinin
bağlanmaları gerekir.
"Yarma" aşı:
En fazla bilinen ve uygulanan kalem aşısı tekniğidir. Yarma aşı dinlenme dönemi
boyunca yapılabilirse de, ilkbaharda gözlerin kabarmasından hemen önce yapıldığında daha
başarılı olur.
Yarma aşıya 3-10 cm kalınlığındaki anaç veya dalın kesimi ile başlanır. Daha sonra özel
yarma aşı aletlerinden birisi veya kalın gövde ve dallarda kasap bıçağı benzeri ağır bir bıçakla,
aşılanacak kısmın merkezinden 5-8 cm derinlikte dik bir yarık açılır. Bu işlem aşı tokmağı veya
çekicin bıçağa vurulması ile yapılır. Aşı yapılacak bölgenin düz ve boğumsuz olması çok
önemlidir.
7-10 cm uzunluğunda ve üzerinde 2-3 adet göz bulunduran aşı kalemlerinin uç kısımları
yaklaşık 4-5 cm uzunlukta hafifçe meyilli kesilerek kama şeklinde hazırlanır. Kalemler
hazırlandıktan sonra açılan yarığın iki tarafından aşı kalemleri yerleştirilir. Kalemler anacın
basıncı ile sıkıca tutulduklarından, çivileme ve bağlama genellikle yapılmamaktadır. Bu
işlemden sonra yara yüzeyleri aşı macunu ile kapatılır.
Yarma aşı elma ve armut gibi türlerde tavsiye edilirken, kayısı ve erik gibi türlerde fazla
tavsiye edilmez. Çünkü aşı yerinde fazla yara yüzeyi meydana geldiğinden kayısı ve erik gibi
türlerde bu yerlerin kapanması zordur.
"Kabuk (Çoban)" aşısı:
Bu aşı genellikle, çeşit değiştirme amacıyla çapları 25-30 cm'ye kadar olan kalın gövde
veya dallara uygulanır. 30 cm'den daha kalın dalların bu yöntemle aşılanmaları, yaranın
kapanması güç olacağından önerilmemektedir. Kabuk aşısının kolay uygulanabilmesi, kabuğun
odundan ayrılmasına bağlı olduğundan bu aşı ilkbaharda ağaçta aktif büyüme başladıktan sonra
yapılmalıdır. Aşılamada kullanılacak aşı kalemleri dinlenme döneminde alınıp, aşı zamanına
kadar uygun şartlarda muhafaza edilir.
Kabuk aşısında farklı metotlar kullanılabilmektedir. Yaygın olarak kullanılan ve çoban
aşısı olarak bilinen metotta ilk olarak aşılanacak gövde veya dallar aşılanacakları kısımdan
düzgün olarak kesilmelidir. Aşıda her gövde veya dala, kalınlığına göre 3-5 adet aşı kalemi
yerleştirilebilir.
Her kalem için, dalın ucunda, kabuktan oduna kadar inen yaklaşık 5 cm uzunluğunda
yukarıdan aşağıya doğru çizgi halinde bir kesim yapılır. Sonra kalemi yerleştirmek amacıyla,
kabuk bu kesitin her iki kenarı boyunca hafifçe kaldırılır.
Yaklaşık 1 cm kalınlığında, 10-15 cm uzunluğunda hazırlanan kalemlerde 2-3 adet göz
bulunmalıdır. Kalemin alt ucunun bir kenarı boyunca, 5 cm uzunluğunda bir kısmı kesilerek
inceltilir. Daha sonra, hazırlanan kalemler anaca kabuk ile odun arasına yerleştirilir. Her kalem
için ince ve başsız iki çivi kullanarak, kalemin anaca çivilenmesi başarıyı artırmaktadır. Aşılama
işlemi tamamlandıktan sonra bütün yara yerleri aşı macunu ile kapatılır (Şekil 4).
"Kakma" Aşı:
Bu aşı, çeşit değiştirme amacıyla 7-10 cm veya daha kalın çaplı dalların aşılanmasında,
yarma aşının yerine kullanılır. Bu aşıda yarma aşıdaki kadar büyük yara yüzeyi oluşmaz. Ancak
uygulanması biraz daha zordur. İyi uygulandığında aşılanması zor türlerde başarı oranı yüksektir
Kakma aşı da ilkbaharda anacın gelişmeye başlamasından hemen önceki dönemde
yapılmalıdır. Anaç veya dal aşının yapılacağı yerden düzgün bir şekilde kesilir. Daha sonra
anaçta keskin bir bıçakla V şeklinde bir kesit yapılır. Bu kesitin içi boşaltılarak kalemin
takılmasına uygun hale getirilir. Yaklaşık 10-15 cm uzunlukta ve üzerinde 2-3 göz bulunan aşı
kalemlerinin dip kısmı da V şeklinde kesilir. Hazırlanan kalem anaçtaki yere kabukları çakışacak
şekilde yerleştirilir. Daha sonra açık yüzeyler aşı macunu ile kapatılır. Bu aşıda anacın
kalınlığına bağlı olarak bir anaca birden fazla kalem takılabilir (Şekil 6).
Dilcikli Aşı
Dilcikli aşı yaklaşık 1 cm çapındaki anaç veya dalların aşılanmasında kullanılmaktadır.
Bu aşı tekniğine uygun olarak yapılırsa başarı oranı yüksektir. Tutma oranının yüksek olması
için en önemli şart kalem ve anacın aynı kalınlıkta olmasıdır. Anacın üst tarafında yapılacak
kesit kalemin alt kısmında yapılan kesite tamamen eşit olmalıdır. Anacın üstünde 2-5 cm
uzunluğunda meyilli bir kesim yapılır. İlk kesit yüzeyinin uzunluğunun 1/3’ünden başlamak
üzere aşağıya doğru ikinci bir kesim yapılır. Kalemde de anaçtakine benzer bir kesim yapılır.
Yine ilk kesitin altında ikinci kesim yapılır. Anaç ve kalem birbiri içine sokulur ve diller
birbirine kenetlenir. Anaç ve kalem birbirine iyi temas ederse bağlamaya gerek kalmaz. Ancak
yara yüzeyleri macunlanmalıdır. Bu aşı aşı makineleri ile de yapılabilir.
Download