وَاَنْفِقُوا ف۪ي سَب۪يلِ اّللٰه ِ وََلَ تُلْقُوا بِاَيْد۪ي كُمْ اِلَ

advertisement
Eylül-1985
İSLAM'DA BEDEN VE RUH SAĞLIĞI
Muhammed FAZLI OĞLU
ِ ‫يل ٰه‬
ۛ ‫اّلل و َََل تُلْ ُقوا بِاَي ْ۪دي ُك ْم ِالَى التٰ َ ْهل ُ َك ِة‬
ِ ‫َو َا ْن ِف ُقوا ۪في َس ۪ب‬
ُ ٰ ‫اّلل يُ ِح‬
‫ْس ۪ني َن‬
َ ‫ْسنُوا ۛ ِا ٰنَ ٰه‬
ِ ‫ب ا ْل ُمح‬
ِ ‫َو َاح‬
Hz. Peygamber "Hastalık gelmeden, sağlığın
kıymetini biliniz" (1) buyuruyor. Bu hadisi şerifde
önemli bir uyarma bulunmaktadır. Çünkü hastalık
gelmeden,
sıhhatin değerini bilmek, gelecek
hastalıklara karşı korunma tedbirleri almayı
gerektirir. Doktorun yetişmesi de onu eğitecek
kurumların varlığı ile olur.
Dinimiz sağlığı korumanın üzerinde önemle
durur.
Sağlığın
korunması,
İslamiyetin
muhafazasını
istediği
beş
gayeden
biridir.
Hastalıktan sakınmak sağlıklı yaşamaya gayret
etmek, dini bir vazifedir. Çünkü her şey sağlıklı
olmaya bağlıdır. Bundan dolayı bir hadisi şerifde
"Kuvvetli Mümin zayıf müminden hayırlıdır". (2)
buyurularak müslümanın bedenen ve ruhen sağlıklı
bulunmasına işaret edilmiştir. Umumi sağlığı, temin
için de tıp ilmine ve tabib yetiştirilmesine yönelten,
tedaviye teşvik eden, hastalık gelince ne yapalım
deyip oturmanın doğru olmadığını gösteren hadisi
şeriflerden birinde "ölümden başka hiç bir hastalık
yoktur ki, tedavisi kabil olmasın. El verirki ilacı
elde edilsin" (3) buyuruluyor. Anlaşılıyor ki
tedavisiz hastalık yoktur. Ancak arayıp tedavi
yolarını bulmak gerek. Hastalıklara çare aramayı,
tedavi yollarına başvurmayı, ilaç almayı öğütleyen,
şu hadisi şerif ne kadar güzel ve isabetlidir. "Cenabı
Hakk, şifasını yaratmadığı hiç bir hastalık
indirmemiştir. Ey Allah'ın kulları, dertlerinize deva
arayınız". (4)
Günümüzde hastalık gelmeden tedbir almanın,
doktorlara baş vurarak deva aramanın çeşitli yolları
vardır. Bunların başta geleni, koruyucu aşıları
yaptırmaktır.
Sağlığın
korunmasında,
koruyucu
aşıların
çocukluktan
itibaren
uygulanmasının
önemi
büyüktür. Çocuk doğar doğmaz hemen sağlık
ocakları, aşı merkezleri ile ilgi kurup, onların
aşılarına başlamak lazımdır. Okul çağına kadar bu
iş anne ve babalara düşmektedir.
Aşı kampanyaları başladığında, aşılanmak
dinen hepimize düşen vazifeler arasındadır. Çünkü
aşılanmayı ihmal ederek, Allah korusun, hastalığa
tutulanlar, hem kendilerini korumadıkları, hem de
hastalığın yayılmasına sebep oldukları için sorumlu
olurlar. Aşıları bulunmuş olan hastalıkların, aşı ile
önlenmesi Peygamberimizin "Hastalık gelmeden
sağlığın kıymetini biliniz" öğüdüne uymaktır.
Ayrıca "Kendinizi elinizle tehlikeye atmayınız" (5)
mealindeki ayeti kerimede de buna işaret
bulunmaktadır.
Kişi kendi ve ailesinin sağlığını korumakla
görevli olduğu gibi, toplumda ruh ve beden
sağlığını koruyacak uzmanları yetiştirmekle de
vazifeli
tutulmuştur.
İslam
alimlerinin
büyüklerinden İmam Gazali, tıp tahsilinin farzı
kifaye olduğunu belirtiyor. Yani bir cemiyette
onları bedenen ve ruhen ayakta tutacak yeteri kadar
tabib yetiştirmek o toplum üzerine farz olur, diyor.
Bu da konunun önemini belirtmeye yeter bir
delildir.
Aziz Müminler,
Sağlığı korumak ve ruhen dinç bulunmak,
yalnız ilaç veya aşı işi değildir. Yemenin, içmenin,
giyinmenin, uyku ve dinlenmenin, temizliğin ve
yeter derecede bilgi sahibi olmanın da bu mevzuda
ayrıca rolleri vardır.
Bu hususlarda pek çok uyarıcı hadislerden biri
de bizlere ayrı bir ışık tutmaktadır. Resuli Ekrem
buyururlar ki "Bir yerde veba olduğunu İşittiğiniz
zaman, o yere girmeyiniz. Bulunduğunuz yerde
veba hastalığı olursa oradan da çıkmayın". (6)
Burada
bulaşıcı
hastalıklar
için
karantina
uygulanmasının lüzumu açıkça belirtilmiştir.
Unutmamak
gerekir
ki bedenin
bütün
uzuvlarının sağlığı gibi, ruh sağlığı da tıp ilminin
dalları arasındadır. Böylece tıp, ilmin yarısı
sayılmıştır. Bundan dolayıdır ki dinimizde, tıp
tahsili ve herkesin yeterli sağlık bilgisi edinmesi
önemli bir yer tutmaktadır.
Hastanenler
açmak,
onları
yaşatmak,
hastalıkları önleyici tedbirler almak, yeni yeni
ilaçlar bulmaya çaba sarfetmek, dinimizin bizlerden
istediği vazifelerdendir. Çünkü bütün bunlar sağlığı
korumanın vasıta ve sebepleridir. İmam Şafii
Hazretleri der ki "Helal ve haramı bildiren ilimden
sonra tıp ilminden daha faydalısını bilmiyorum".
Muhterem Müminler,
Sağlık Allah'ın kullarına verdiği bir nimettir.
Onun değeri bilinmelidir. Sağlığımızı hiçbir zaman
boşa harcamamalıyız.
Onu koruyup, ondan
faydalanmalıyız. Çünkü Hz. Peygamber buyuruyor
ki "İki nimet vardır ki, insanlardan çoğu bunlar
hakkında aldanmışlardır. O nimetler, sağlık ve boş
vakittir". (7) Peygamberimizin öğütlerine uyarak
her ikisini de değerlendirmek üzerimize düşen
ödevlerdendir.
***
1)
2)
3)
4)
5)
6)
7)
Fethu'l-Kebir, 1/203
Müslim T er. Şerhi. A. Davudoğlu. 10/649, No: 2664.
Büyük is. İlmihali. Ö. N. Bilmen, 464.
T irmizî, 4/383, No: 2038
Bakara sûresi, 195.
T ecrid-i Sarih T ere, 9/206
Fethu-I Kebîr, 3/264 .
Download