T.B.M.M. B : 98 9 . 5 . 2002 O :1 Televizyonları ele alalım. Şimdi, burada deniliyor ki -anlaşmanın maddesinde var- küçük yaş­ taki çocuklar cinsel tacizi canlandıracak şekilde çalıştırılamaz, edilemez... Fakat, hepimiz görüyoruz; birtakım televizyon kanallarında, gündüz yayınlanan programlarda, 12 yaşında, 8 yaşın­ da, 6 yaşında, dansöz elbisesi giydirilmiş kız çocuklarının, oynatıldığını görmedik mi?! Yani, bir taraftan işin içine reyting girdiği zaman, televizyon kanalları hiçbir şey tanımıyorlar, ondan sonra da, iş lafa geldiği zaman, efendim, bunu yapmayalım, onu yapmayalım diye konuşuyorlar. İşte, bunu önlemek için, bu kanalların, bilhassa televole programlarının çok ciddî takip edilmesi ve cid­ dî kontrol edilmesi gerekmektedir. Şimdi, şunu açıkça konuşalım: Türkiyemizde milyonlarca insan açsa, çocuklar, tiner çekecek kadar sokaklarda bulunuyorlarsa ve birtakım televole programlarında, 100 000'i geçmeyen mutlu azınlığın, 3 000-5 000'i geçmeyen mutlu azınlığın çılgınca eğlencesini görüyorsa, siz, o çocukların, para kazanmak için, herhangi bir yolla suç işlemesini önleyemezsiniz; bunu önlemenin yolu, bun­ ların eğitiminden geçer. İkinci önemli bir konu daha vardır: Bakın, yine, bu konuda, İstanbul Üniversitesi Adlî Tıp Ens­ titüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy'un internetle ilgili çok önemli bir yazısı var. Hoca, bu yazısın­ da, internette gezinen her 5 çocuktan Tinin cinsel teklifle karşılaştığını, bunun çok ciddî bir rakam olduğunu belirtiyor. Bu, çok korkunç bir şey; yani, şimdi, biz çocuklarımız için internet alıyoruz ev­ lerimize. Ne için alıyoruz bunları; çocuklar eğitim alacak, gelişecek diye alıyoruz; fakat, bunu kon­ trol etmediğimiz zaman, araştırmacı hocalar diyor ki: Bu internet sitelerinde uzun müddet gezinen her 5 çocuktan l'i cinsel teklifle karşılaşıyor ve bu çok kötü bir uygulama. Yine, çok ilginç rakamlar var. İnternetteki 900 000'in ""üzerindeki sitede çocuk pornografisi içeren yayınlar bulunduğunu, bunların 100 000'inin sadece çocuk pornosu yayınladığını anlatan Prof. Dr. Atasoy, bu işle ilgili 2 000 kadar da özel sitenin olduğuna işaret ediyor. Sitelerde 2 000 000 çocuğun on milyonlarca fotoğrafının yer aldığını belirten Prof. Dr. Atasoy şöyle konuşuyor: "Çocuk pornografisi, internet üzerinde çok ciddî malî piyasaya sahip. İnternet ticaretinin yüzde 10'u çocuk pornosu içeren siteler tarafından yapılıyor. Çocukların para karşılığı satılması ya da cinsel bir istismara alet olması, dramatik ve mücadele edilmesi gereken bir olaydır. Bütün aileler çocuklarıy­ la ilgilenmeli, çocuklarını bu internet sitelerinde başıboş bırakmamalı, bunların ne biçim eğitim al­ dıklarına, nelerle uğraştıklarına bakmalıdırlar." Şimdi, burada, çok ciddî bir konu da meydana geliyor. Bir; çocuklarımızın, bahsettiğim gibi, ekonomik yönden mağdur olan insanların sokaklarda bu tacizlerle karşılaşması. İkincisi; evi olan, yani, evinde annesiyle, babasıyla oturan çocukların da, internet gibi, biraz da parası olan, zengin olan veya orta gelirli, en az, orta üstü zengin olan ailelerin evinde bulunan yayınlardan eğitim alacağı yerde, ters bir şekilde, istismara açık kanallar vasıtasıyla yanlış bir yola düşmesi, kendisinin cezalı duruma düşmesi; bu çocukların ahlakî yönden zayıf yetişmesi için açık birer tuzak olduğu görülüyor. Onun için, burada, iki konuda eğitimli olmak lazım. Birincisi, çocuklarımızı, maddî refah içerisinde; ama, aile huzuru sağlam bir yuvada yetiştirmeli; ikincisi de, bunları, internet de dahil, okullar da dahil her konuda iyi takip etmeli; çocuklarımızın bu hatalara, bu yanlışlara düşmelerine mani olmalıyız. İşte, yine, gazetelerde okuduk; öğretmenlerin, çocuklarımızı teslim ettiğimiz öğretmenlerin içerisinde, az da olsa, bir iki tane dahi olsa, çocukları yanlış yola iten öğretmenlerin olduğunu öğ­ rendik. Hatta, yine, bazı okullarımızda, ilkokuldaki çocukların birtakım hatalı yollara girdiklerini -557-