B : 31 18. 1.1950 O :1 yunca birbirleriyle bu demokratik idareerde dilerini doğuran ana demokrasilerin henüz taz­ boğuşup, döğüşüp durdular. yiki altında bulundukları tesirattan kendilerini Aziz arkadaşlarım, eski bir milletiz fakat kurtarmışlardır. Ve mecburi tahkim usulüne git­ yepyeni bir Devlet kurduk ve dünyanın yaptığı mişlerdir. tecrübelerden ders aldık ve birçok noktalarda Bendenizin işlerimi övmek âdetim olmadığı­ yolları atladık ve Devletçiliği ana şiar olarak, nı arkadaşlarım teslim ederler. Burada yalnız esas olarak kabul ettik. Eğer irtica yaparsak,... şu kadarcığmı tebarüz ettireyim ki şu anda Tür­ Devletin vazifeleri hususunda şu anda haiz ol­ kiye iftihar edilecek bir tahkim mekanizmasına duğumuz telâkkilerden vazgeçersek veya bun­ sahiptir. Bu tahkim mekanizmasının iyi işleme­ dan kırk, elli hattâ otuz sene evvelin modası sinden dolayı Türkiye'nin her tarafında yaşıolan liberal nizama, dönecek .olursak, o takdir­ yan işçi kütleleri derin bir emniyet ve itminan de hakikaten greve de, lokavta da lüzum ola­ duymaktadır. Bunu merak eden arkadablarımın caktır. Ama eğer irtica yapacak olursak. işçi âlemi ile, işçi topluluklariyle temasa geçme­ lerini rica ederim. îş verenler de bundan mem­ Fakat arkadaşlar, irtica yapmıyacağız. irtica nundurlar. yapmak istiyeft partiler çıkabilir. Fakat Türk Milleti, bunların peşinden gitmiyecektir. Hiçbir Sayın arkadaşlarım; insan kendi yüzünü gö­ zaman milliyetçilikten kozmopolitliğe dönmiyeremez, yüzünün halini görebilmek için iyi, sağ­ ceğiz, hiçbir zaman Cumhuriyetten padişahlığa lam bir aynaya ihtiyaç vardır. Gönül ister ki dönmiyeceğiz. Inkilâpçılık şiarımızı terk etmiher iktidarın karşısında muhalefet "sağlam, pü­ yeceğiz, Müslüman bir milletiz. Devlet olarak rüzsüz, çatlak olmıyan bir ayna hizmetini gör­ da Müslüman bir milletin ihtiyaçlarına hürmet­ sün. Bugün böyle olmasa bile memleketimizde karız. Fakat lâiklikten dönüp, lâikliği terkedip de yarın böyle olacaktır. Buna ait itminan klerikalizme gitmiyeceğiz, hiçbir meselede Türk ve emniyetimiz berkemaldir. Halk idaresi niza­ Milleti irtica yapmıyacaktır. Hiçbir noktada ir­ mının bugünkünden çok daha güzel günlerine tica yapmıyacağımız için devletçiliğin Devlet mutlaka erişeceğiz. Milletimiz buna lâyıktır. hakemliğinin bulunmadığı hallerde zümre mü­ Fkat bu güzel istikbale doğru yürüye duralını cadelesi için belki lüzumlu birer silâh olan grev çalışma hayatı bakımından kendi yüzümüzü bir ve lükavıt'a ihtiyaç olmıyacaktır. görelim dedik. Milletlerarası çalışma teşkilât ni­ Devlet, emeğin de, sermayenin de arasında âdil dan bir heyet memleketimize geldi. Bu heyet bir hakem olacaktır. Emeği de, sermayeyi de memleketimize geldi. Bu heyet memleketimizde iş koruyacaktır. Devlet ,nasıl yurtta maddi asayi­ muhitleriyle, geniş işçi kütleleriyle temaslarda şi temin etmekle mükellef ise ve bu vazifesini bulundu ve memleketlerine döndüler, ra­ yapar dururken vatandaşların, müdafaai nefis porlarını yazmışlardır. Hangi bakımdan için olsun silâh taşımalarını tecviz etmiyorsa işlerimizi eksik, hangi noktadan kusur­ aynı suretle bizim sahip olduğumuz Devlet valu buluyorlar. Çalışma hayatımızı düzen­ zifeleri i telâkkisine göre. sınıfların aralarındaki leme mevzuunda aldığımız tedbirler nelerdir, ihtilâfların hallini onlara terk etmiyoruz. Bun­ neler yapmamız lâzım? Bütün bu hususları ihtiva dan dolayı sınıf mücadelesinin silâhları ile cieden raporu hazırladılar. Bu rapor ingilizce ve hazlanıp karşı karşıya geçirmelerini tecviz ede­ Fransızca olarak yakında Cenevre'de intişar miyoruz. (Soldan bravo sesleri) Buna hiçbir za­ edecektir. Raporun Türkçesi Çalışma Bakanlığı­ man lüzum ve ihtiyaç hâsıl olmıyacaktır. nın 1950 senesi yıllığında çıkacaktır, Millet ve killerimiz bu bakımdan halimizi göreceklerdir. Arkadaşlar; bir miras tarihi olarak, Garbın Asıl arzetmek istediğim nokta şudur: Millet­ bâzı demokratik cemiyetlerinde sınıflar bugün­ lerarası Çalışma teşkilâtına mensup heyet beş de grev ve Lokavt silâhlarım taşımakta, fakat kişi idi. Bir Amerikalı, bir Çekoslovakyalı, bir bu demokrasilerin evlâtları meselâ Yenizelânda İngiliz, bir Norveçli, bir Avusturyalı. Bunlar bü­ ve Avusturalya gibi memleketler ise mecburi yük mütehassıslardır. Bizim işçi muhitlerimizde mekanizması kurulmuş bulunmaktadırlar. Dev­ işçi vatandaşlar kendileriyle temas ettikleri zalet, bu makanizma ile vatandaşları uzlaştırma­ yı kendi vazifeleri arasında sayıyor. Bunlar da j man bunlardan merakla alâkayla «Grev» mesele demokrasidir. Fakat bu genç demokrasiler ken- | sini sormuşlardır. Bunlar da grevin işçilere za- 219 —