M. Meclisi B : 40 tırmıştır. Fakat, ihraç mallarımızın dünya piyasala­ rındaki değerinin de artmış olduğu bir gerçektir. Dış ticaret açığındaki ikinci önemli etken olarak gösterilen pamuk ihraç değerleri işe, Ocak - Ekim dönemleri gözönüne alındığında, 1974'te, 1973'e göre daha büyük olmuştur. 1973 Ocak - Ekim döneminde 226,7 milyon dolarlık pamuk ihraç edilmişti. 1974 yılının aynı döneminde 231,2 milyon dolarlık pamuk ihracedilmiştir. Dış ticaret açığının, ekonomik haya­ tımızı tehdit edecek ölçüde büyümesinin önde gelen sebebi, ihracatımızda ortaya çıkan gerilemedir. Bu bakımdan, kalkınmak için istikrarlı döviz kay­ naklarına muhtacolan Türkiye'nin karşı karşıya bu­ lunduğu tehlikenin önemi zannedildiğinden de fazla­ dır. Gerçi, 1973 yılında 1 317 000 000 dolarlık ihracat seviyesi aşılarak 1 533 000 000 dolarlık bir rakama ulaşılmıştır. Ancak, bu artış ihracatımızdaki genişle­ meden değil, dünya piyasalarında bazı önemli ihraç maddelerinin fiyatlarında görülen yükselmelerdendir. Aslında 1974 yılında ihracatımız miktar olarak azal­ mıştır. İşte üzerine dikkatferi çekmek istediğimiz ve çözümün ihracatımızı geliştirecek tedbirlere süratle yönelmek olduğu problemi buradan doğmaktadır. Şimdi, bir başka önem verdiğimiz olumsuz geliş­ meye işaret etmek istiyoruz. İthalât için ödenen döviz miktarı, fiyat artışları dolayısı ile yükselirken, liberasyon listelerinden ya­ pılan ithalâtın genel ithalat hacmi içindeki payı bü­ yümüştür. Ocak - Eylül dönemi dikkate alınırsa, li­ berasyon listelerinden yapılan ithalâtın toplam itha­ lât içindeki payı; 1973 yılında >% 51,6 iken, 1974 yı­ lında bu payı % 64,9'a yükselmiştir. Bu oranlar it­ halât hacminin büyüyerek dış ticaret açığını artır­ masında libere edilen ithalât miktarının önemli bir faktör olduğunu göstermektedir. Türkiye'nin evvelce ihracederek döviz sağladığı bazı maddeleri ithal et­ mek zorunda kalmış olması da bu sonuçta etken olmuştur. Önceki yıllarda şeker ve buğday ucuz fi­ yatlarla ihracedilmiştir. Bu yıl ise şeker ve buğday fiyatları, dünya piyasalarında büyük artışlar göster­ miş, Türkiye bu zorunlu ihtiyaç maddelerini geniş ölçüde ve büyük meblâğlar ödeyerek ithal etmek du­ rumunda kalmıştır. Dış ekonomik dengerrrizdeki olumsuz gelişmelerin önemli bir diğer faktörünü de, Avrupa Ekonomik Topluluğu ile olan ilişkilerimizde aramak lâzımdır. Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasın­ daki ortaklığın, geçiş dönemi şartlarını tespit eden 17 . 2 . 1975 0:1 Katma Protokol, 1 Ocak 1973'te yürürlüğe konul-! muştur; ancak Ortak Pazarın, «Dokuzlar» olarak ge­ nişlemesinden sonra bu yeni duruma uyumu sağlayacak tamalayıcı protokolün ticarî hükümleri 1 Ocak 1974'te yürürlüğe girmiştir. Avrupa Ekonomik Top-. luluğunun genişlemesi, Türkiye'nin ortaklığa karşı vecibelerini önemli oranda artırmaktadır. Bu artış kendisini bilhassa liberasyon listelerinde göstermekte­ dir. Liberesyon listelerinde yapılacak genişletmeler, 1975 yılında dış ticaretimizde olumsuz yeni gelişme* lerin başgöstermesine sebebolacaktır. Öte yandan AET'nin üçüncü ülkelere tanıdığı tavizler, Türkiye' nin topluluktan elde ettiği tavizleri etkisi2 duruma ge­ tirmiştir. Artık Türkiye Ortak Pazarla olan ilişkilerin­ de, üçüncü ülkelerden daha avantajlı durumda değil­ dir. Üstelik Türkiye'nin üçüncü ülkelerle olan ilişki-: lerinde hareket serbestliği de kısıtlanmış bulunmak­ tadır. Ortak Pazar ülkelerinden yaptığımız ithalât, ihra­ catımıza oranla daha büyük bir hızla gelişmektedir. Bu durum Türkiye ile AET arasındaki dış ticaret açığını büyük bir hızla artırmaktadır. Yurt dışında çalışan işçilerimiz konusunda da, or­ taklık ilişkilerimiz Türkiye'ye üçüncü ülkelere oran-: la, herhangi bir avantaj sağlayamamıştır. Ortak Pazar ilişkilerimiz dikkatle gözden geçirile­ rek, tek taraflı olarak, aleyhimize işleyen bu anlaş­ ma üzerinde gerekli düzeltmelerin yapılması zorun­ ludur. İfade ettiğimiz bu hususlar karşısında dış ti­ caret açığımızdaki tehlikeli büyümeyi, sadece dünya­ daki fiyat artışlarına ve pamuk ihracatındaki olum­ suz şartlara bağlamak yanlış olur. Problemin derini­ ne inerek ekonomimizi yıkıntıya götürecek tehlikeli gelişmeleri önlemek gereklidir. BAŞKAN — Sayın Korkmazcan bir dakikanızı rica edebilir miyim?... Açık oylamaya iştirak etmeyen arkadaşım var mı efendim?... Yok, açık oylama muamelesi bitmiştir. Buyurun efendim. HASAN KORKMAZCAN (Devamla) — Sayın milletvekilleri; 1975 bütçesinin uygulanacağı ekonomik ortamı belirlemek için sadece fiyat artışları ve dış ticaret açı­ ğının büyümesi gibi sonuçlar üzerine eğilmekle dahi, Türk ekonomisinin hangi tehlikeli çizgiye getirilmiş olduğunu tespit etmiş bulunuyoruz. Bu hiç de iç açıcı olmayan tablo, 1970*ten sonraki hükümetleria ortak eseridir. Türkiye ekonomisinin bu tehlikeli gir­ daba itilişinde Adalet Partisi hükümetlerinin, 1970* 25 — •