Danışma Meclîsi B : 112 türlü sanat müesseselerinin tesis ve faaliyetleri bele­ diyenin müsaadesine tabidir. Açılacak bütün gayri sıhhat müesseselerinin Hıfzıssıhha Kanununun icap­ larına ve Kanunun neşir olunan müesseseleri sınıf­ lan cetvelindeki vasıflarına göre muamele yapılmak üzere evvela kurulacakları yerleri belediyeye tasdik ettirmek ve bu yerde çalışmalarında bir mahzur bu­ lunmadığı anlaşıldıktan sonra belediyece gösterilecek sıhhî ve fennî şartlara göre inşa ve tesiste bulunabi­ leceklerdir» diyor. Yine madde devam ediyor ve daha sonraki fıkralarında bir yerinde, «Sanat mües­ seselerinin faaliyetlerinden hâsıl olan duman, koku, gaz ve toz gibi intişarlar gerek müessese içinde ça­ lışanlar ve gerekse civarda yaşayanları rahatsız et­ meyecek surette fennin emrettiği bütün tedbirler alı­ narak izale edilecektir» diyor ve bu şartları yerine ge­ tirmeyenlerin faaliyetlerine müsaade edilmeyeceğini söylüyor. Yani, böyle bir durum ortaya çıktığı zaman faaliyetini durdurma yetkisini Yönetmelik Belediyeye vermektedir. Bu demek ki, Kanun Tasarısında düzenlenen ve mülkî amirlere ve Çevre Müsteşarlığına verilen yet­ kiyle belediyelere tanınmış olan yetki arasında bir çatışmanın örneğini vermektedir. Bu birinci örnek. 2 . 6 . 1983 O :1 ruluşa veya şu makama yetki verip işin içinden çık­ mamız mümkün değildir. İleride uygulamada çok bü­ yük çatışmalar doğabilir. Nitekim, bunun örnekleri belediyelerle Turizm Bakanlığı arasında görülmüştür ve Danıştay'a pek çok dava açılmıştır. Belediye «Ben yetkiliyim» diye denetlemiştir, Turizm Bakanlığı «Ben yetkiliyim» diye denetlemiştir, aradaki yetki çatış­ ması Danıştaya kadar gelmiştir. Bu yetki sorununun bu vesileyle gerek Komisyonumuz, gerekse Hükümet tarafından açıklanmasında yarar olduğunu düşündü­ ğüm için söz aldım. Saygılar sunarım. BAŞKAN — Teşekkür ederim Sayın Tan. Sayın Tutum, sorunuzu sorarsanız hem Sayın Tan'a hem size Komisyon cevap versin. CAHİT TUTUM — Sayın Başkanım; Bu maddede Hükümet tasarısıyla Komisyon değiş­ tirgesi arasında önemli bir fark vardır, bir sistem de­ ğişikliğidir. Bu değişikliği kısmen nereden kaynaklan­ dığını tahmin edebiliyorum; ama bunun doğuracağı bazı sorunları da dile getirmek istiyorum. O da şu­ dur : J7 nci maddede kirlenmeye yol açan faaliyetlerin kısmen veya tamamen durdurulmasını mahallin en büyük mülkî amirinden istenebileceğine aittir. Yani Müsteşarlık böyle bir istekte bulunabilecek idi. Şim­ di «İstek» sözcüğü kaldırılmış, Çevre Müsteşarlığı kendiliğinden karar alacak ve bu kararı mülkî idare amirliğine tebliğ edecek, bildirecek, mülkî idare amir­ liği de bunu infaz edecek. ikinci örneği vermek istiyorum: Yine 19 Nisan 1983 tarihli Resmî Gazetede ya­ yımlanmış olan Turizm Yatırım İşletme ve Kuruluş­ larının Denetimi Hakkında Yönetmelik. Bunun 18 inci maddesi diyor ki, «Sağlık ve çevre kirliliği ile ilgili denetimler, görevli kamu kurum ve kuruluşla­ rının tabip ve sağlık elemanlarınca yapılır, ilgili mer­ Şimdi burada iki sorun var : cilerin bu konularda yapacakları denetimlerin Bir/, Çevre Müsteşarlığı bu kararı nasıl alacaktır?.. raporlarından bir nüshası Bakanlığa gönderilir.» Başka bir deyişle karar verme ne zaman tekemmül (Yani Kültür ve Turizm Bakanlığına gönderilir) Ay­ edecektir?.. Başbakanın onayıyla veya Devlet Baka­ rıca, işletme denetimleri sırasında, yine tasarının mad­ nının onayıyla mı kesinleşecektir bu karar?.. Çün­ desinde, «İnsan ve çevre sağlığıyla mal ve can güven­ kü aleyhte açılacak tazminat davalarında büyük bir liği sağlanmasına, müşterinin haklarının korunmasına ihtimalle husumet Başbakanlığa tevcih edileceğine yönelik tedbirler incelenir.» Denetim sırasında Tu­ göre, Çevre Müsteşarlığının hükmî şahsiyeti olmadığı­ rizm Bakanlığı tarafından. 26 ncı maddesi : «... ve bu na göre, o zaman doğrudan doğruya bu kararın alın­ raporlarda ceza uygulamasının önerilmesi halinde ması davada husumetin tevcih edileceği Başbakanlık Kanunun 37 nci maddesinin c/2 fıkrası uyarınca dü­ mıdır ve bu karar Devlet Bakanının onayında mı ke­ zenlenen yönetmelik doğrultusunda işlem yapılır.» sinleşmektedir?.. Devlet Bakanı onayında kesinleşediyor. Yani Turizm Bakanlığının bu konuda ceza ver­ çekse, bu noktanın açıklığa kavuşturulması gerekmek­ me yetkisini tanımaktadır. tedir. Sayın üyeler; îkinci nokta : Bunları sizlere arz etmemdeki amaç, kabul ettiği­ Burada kararın uygulanmasını mahallin en büyük miz tasarıda getirilen yetki düzeninin mevcut yürür­ mülkî amirinden isteyecektir. Bu isteğin de yerine ge­ lükteki mevzuatta tanınmış olan yetkiler açısından dik- l katle incelenmesi gerektiğidir. Kanunda biz şu ku- j tirilmesi mülkî idare amirlikçe yapılacaktır. Ancak — 380