Türk Bakan Görmez, Arap Kadın Görür!

advertisement
Mine G. Kırıkkanat
Türk Bakan Görmez, Arap Kadın
Görür!
gösterecek.
Mısır’da Kıpti Hristiyanların uğradığı şiddet saldırılarını
görüyoruz. Sözde demokrasi istenen Tahrir Meydanı’nda, kadın
gazeteciler kadın oldukları için taciz ediliyor, hatta düpedüz
tecavüze uğruyorlar.
Tunus’ta Bin Ali, Mısır’da Mübarek, Batılı ülkelerin desteğini
arkalarına alabilmek için İslamcı tehlikeye dikkat diye kırmızı
bayrak
sallamışlardı.
Ama
onların
dikta
rejimlerini
onaylamamanın yolu, İslamcılığa arka çıkmaktan geçmemeli.
Şahsen asla İslamcı bir partiye destek vermem söz konusu
olamaz. Asla. Bu ülkelerde haklarına saygı gösterilmediği,
erkeğe eşit değerde sayılmadıkları için ölen ve öldürülen,
örneğin Cezayir ve İran’da, salt kapanmadıkları için
cezalandırılan tüm kadınların adına, vermem böyle bir desteği.
©Jeannette Bougrab
Ilımlı İslam, yoktur. Eşitlik, değişken bir ölçü birimi değildir.
Hukuk devletinin eni boyu, kadın haklarına verilen değer ya da
gösterilen saygıyla ölçülür. İslami Şeriat, tam da bu yüzden bir
Anayasa’ya dayanak olamaz, çünkü eşitsizlik üstüne yapılanmış
bir din sistematiğidir.
Oysa demokrasi, içinden işimize geleni alabileceğimiz bir
süpermarket değil. Şeriatın «light»ı da yok. İsteyen, istediği dini,
edebi ya da köktenci tefsiri yapabilir, ben hukukçuyum ve öyle
bakarım: Şeriata dayalı bir devlet hukuku, doğasının gereği
özgürlükleri kısıtlayan bir rejimdir. Özellikle de vicdan
özgürlüğünü. Çünkü dini inkarı yasaklar. Din değiştirmeyi
yasaklar. Farklı din evliliklerini meşru saymaz. Müslüman
olmayan bir kadın, Müslüman bir erkekle nikah kıyamaz.
Kadınların zaten tesettüre girmesini savunan bazıları, yarın
onların başka haklarının kısıtlanmasını da önemsemeyecektir,
elbette. Ama ben önemserim. Hukuk önünde eşitlik ilkesinden
asla taviz vermem. Söylemde çifte standart kullanmayı da
reddediyorum.
Akdeniz’in Güney yakasındaki insanların, İslamcı teröre
ödedikleri bedeli, özellikle Cezayir’de 200 bin kişinin canını alan
iç savaşı unutmayalım. Bugün Cezayir’de onaylanan ve
köktendinci FİS’in eski üyelerine yeni siyasal parti kurma yasağı
getiren yasayı doğru buluyorum.
***
Fas’a gelince…
Fas Kralı 6.Muhammed, 2003 ve 2004 yılları arasında
Mudavana’yı (Aile Kanunu) değiştirdi. Çokeşliliği, şeriat usulü «
boş ol » deyip boşamayı ve çocuk yaşta evliliği yasakladı. Fas’taki
AKP iktidarı bu yasal düzenlemelerden cayacak mı, zaman
http://www.mgkmedya.com
Yine de umutluyum. Gençlerin, kadınların ve işçilerin eşitlik ve
laiklik istemiyle Tunus’ta, Kahire’de sürdürdüğü toplu gösteriler,
herşeyin bitmediğine işaret ediyor. Arap ülkelerinin lanetli
olduğuna, bu halkların tercih hakkının vebayla kolera,
diktatörlerle İslamcılar arasında sıkışmaktan ibaret kaldığına
inanmak istemiyorum.
***
Bazen seçim sandığından da dikta rejimi çıkmıştır. Şahsen,
Anayasa’ya aykırı temeller üzerine kurulan siyasal partilerin
yasaklanmasını hukuken onaylayanlar arasında yer alıyorum.
Almanya’da Anayasa’nın 21.maddesi bu tür siyasal oluşumları
yasaklar. Çünkü tarih, Almanlara demokrasinin ne kadar kırılgan
bir rejim olduğunu kanıtlamıştır.
Fransa’da yaşayan Tunuslulardan %30’unun genel seçimlerde
İslamcı ENNAHDA’ya oy vermesi, demokrasi açısından gerçek bir
yenilgidir. Tunus’ta yaşayan gençler özgürlük uğruna
yaşamlarını ortaya koyar ve bazen yitirirken, gerici güçlerin
Fransa’dan çıkıp gelmesini dehşet verici buluyorum. Bunlar
Fransa’daki demokratik hak ve özgürlüklerden yararlanıp ana
yurtlarında dinci bir siyasal partiye oy verdiler ! Tunus’ta hak ve
özgürlük istedikleri için tutuklanıp işkence görenleri
düşünüyorum. Fransa’daki gerici güçler, bir anlamda Tunus’taki
soydaşlarının devrimini çaldılar.
***
İçeriğini öylesine paylaşıyorum ki, yukardaki satırları ben
söyleyip yazmış olabilirdim, sevgili okurlarım. Oysa bu
düşünceleri dile getiren kadın, Fransa’nın Gençlik ve Sivil
Toplum Yaşamı’ndan sorumlu devlet bakanı Jeannette Bougrab.
Cezayir asıllı Arap Bougrab, madenci bir baba ile okuma yazma
Çarşamba, Aralık 14, 2011 - Sayfa 1 / 2
Mine G. Kırıkkanat
Türk Bakan Görmez, Arap Kadın
Görür!
bilmeyen bir annenin, Hukuk Profesörü kızı. Genç yaşta üye
olduğu iktidar partisi UMP’den önce milletvekili, ardından bakan
olmadan, Anayasa Mahkemesi röportörlüğü yaptı. Henüz 36
yaşındaki Jeannette Bougrab’ın yaşamı, gerek hukukçu, gerekse
bakan kimliğiyle kadın haklarına odaklı. Varlığı ve savaşımıyla,
gerçek bir demokraside sağ ile solun özgürlük ve eşitlikten aynı
değerleri anladığını kanıtlıyor.
Bizim ülkemizde, temel ölçüler siyasal ya da dinsel
kutuplaşmalara göre değiştiği, özgürlük ve eşitlik ortak değer
olmadığı için demokrasi yok.
"Merkez kadındır. Kadın meyvadır,
kadın odaktır."RAİNER MARİA RİLKE
«G» NOKTASI
CHP’nin infaza dönüşen tutukluluk süresinin kısaltılmasına
değgin hazırladığı yasa tasarısını başta Adalet Bakanı, AKP’li
hukukçular « tecavüzcüler de çıkar » gerekçesiyle reddediyor.
Bunların dilbazı KUZU Burhan, Habertürk’te Ece Üner’le yaptığı
söyleşide serbest kalabilecek Ergenekon tutuklularıyla süre
aşımından yararlanıp serbest bırakılan Hizbullah canilerini bir
tutarak, nasıl bir Anayasa Kayzeri olduğunu sergiledi.
Oysa kurnazlığa değil de zekaya dayalı en basit sağduyu bile yüz
kızartıcı ve cinayet suçlarını yasa dışı bırakmayı akıl edebilir.
Ama niyet adalet olmayınca, maksat elbette yasa, hak, hukuk,
önlerine ne gelirse dövmeyi gerektiriyor.
http://www.mgkmedya.com
Çarşamba, Aralık 14, 2011 - Sayfa 2 / 2
Download