Mazlum`dan Doğma Zalim`ler

advertisement
Mine G. Kırıkkanat
Mazlum'dan Doğma Zalim'ler
Tohum, mezalimle öyle bir döllenip dillendi ki, İmparator Büyük
Konstantin 313 yılında Hristiyanlığı kabul ettikten 79 yıl sonra
Roma’da tüm öteki dinler yasaklandı. Ama Hristiyan Romalılar
çok geçmeden birbirlerini yeterince dindar olmamak ya da
sapkınlıkla suçlamaya, ardından da katletmeye başladılar. Koca
imparatorluk İsa’dan 395 yıl sonra ikiye bölündü ve Batı Roma
tümüyle çökerek yüzyıllar sürecek bir kargaşaya düştü. Doğu
Roma dayandı da ; 1453 yılında Türklerin eline geçtiğinde
İmparatorluktan geriye kala kala bir başkenti, Konstantinopolis
kalmıştı.
***
Bunları niçin anlatıyorum ?
©Ali Arif Ersen
Roma İmparatorluğu’nu mazlumlar batırdı. Mazlumlar, bugün
kullandığımız takvimi sıfır yılından başlatan, uğradıkları
mağduriyet edebiyatıyla tarihi yeniden yazan Hristiyanlardı.
Ama höyküre ağlaya yazdıkları çile tarihi, harbi abartılıydı.
Roma, onların 0 yılından 700 yıl önce Monarşi, 509 yıl önce
Cumhuriyet, 27 yıl önce de dünyada bugüne değin
eşitlenemeyen büyüklük ve güçte bir İmparatorluk olarak vardı.
Pagandı. Sürü sepet tanrılarını sanat yapıtı olarak yontar, yine
bugüne kadar eşitlenemeyen kusursuzluktaki yontularına da
tapardı. Ahalisi arasındaki azınlıklara, tek tanrılı Yahudilere
arada bir çaksa da, işlerine baktıkları ve devlet çarkına çomak
sokmadıkları sürece ilişmezdi. Hatta Hristiyanları gördükten 300
yıl sonra, Yahudileri öpüp başına koymuş olacak ki, Yahudiliği «
licita », yani yasal inanç kabul etti.
***
Zaten ilk Hristiyanlar ortaya çıktığında, bu yeni dini de
Yahudiliğin sapkın bir mezhebi sandı, iddiaların aksine
hoşgördü, mezalim de yapmadı. Ne zaman ki kendilerine «
İsa’nın kuzuları » diyen ve çobanları kadar çile çekmek için can
atan topluluk ; pagan tanrı tapınaklarına, sirk oyunlarına, kast
sistemine ve imparator kültüne saldırdılar, o zaman zalimleşti,
Roma. Hristiyanlar, İsa’dan sonraki 250. Yılda İmparatorun
sağlığına kurban kesmeyi reddedince sınırlı bir katliama
uğradılar. 303’te, Roma’nın alameti farikası « Sol İnvictus », yani
Namağlup Güneş önünde eğilmeyi reddettiklerinde daha geniş
bir kitle aslanların önüne atıldı, epeycesinin canına kıyıldı. Oysa
bu zulüm, Hristiyanların sayısını azaltacağına arttırdı.
Roma, Hristiyanlığın acı, çile ve mağduriyetten beslendiğini
bilmiyordu. Tertullianus bu gerçeği, « Şehit kanı, Hristiyanların
tohumudur, » sözüyle açıklayacaktı.
http://www.mgkmedya.com
Tüm devlet adamlarının dünyada gelmiş geçmiş en büyük, en
uzun ömürlü devlet ve uygarlığı Rönasans’a örnek olan Roma
tarihini okumalarında yarar vardır. Dünün ezilenleri, bugün
değilse yarının ezenleridir. Zaman, mazlumlardan zalim,
kurbanlardan cellat yaratır.
İşte zulüm görüp zalimleşenlerin yönettiği İsrail. Yahudi
düşmanlarına « antisemit », yani Sami soyu karşıtı, diyorlar. Ne
var ki Filistinliler de Sami soyundan… Öyleyse niye düşmanlar ?
Neden, yine din çekişmesi. Yine «benim dinim seninkine beş
basar, » kavgası.
İşte Sovyet döneminde dini yasaklayıp, bugün Ortodoksluğun
dünya liderliğine soyunan Rusya…
İşte mezalim gördük, mağdur olduk diye ağlayıp, bugün zulümle
intikam alan, eski düşmanlarından mazlum, muhaliflerinden
mağdurlar yaratan AKP. Kin nedeni, hınç gerekçesi ve intikam
aracı, bir kez daha din odaklı. Dün bastırılan dindarlık, bugün
baskıcı…
***
Oysa İran’ın mollalardan kurtulduktan sonra dünyanın en laik,
hatta en ateist devleti olacağını öngörmek için kahin olmak
gerekmiyor. Çünkü baskı ergeç, ama daima ters tepiyor.
Türkiye’nin özelliği, bu süreci ufarak bir Roma gibi mutlaka
parçalanarak, hatta ufalanarak bitirecek olması. Çünkü AKP
iktidarı da aynı hataya düştü: Hristiyanlara karşı Yahudilerle
işbirliği yapan Roma gibi, Sünni İslam devletini kurmak ve laik
cumhuriyetçileri ezmek için, Hristiyan ABD ve Sünni maşası
Suudi Arabistan’la işbirliği yaptı, yapıyor. Hem de salt içerde
değil, dışarda da!
Dün Irak, bugün Suriye, yarın İran derken, bölgede asıl avın,
parçalanıp paylaşılacak ganimetin Türkiye olduğunu hala
Çarşamba, Haziran 27, 2012 - Sayfa 1 / 2
Mine G. Kırıkkanat
Mazlum'dan Doğma Zalim'ler
göremedi, göremiyor.
Cehaletini itiraf eden, bir kez cahillik yapar. Cehaletini
saklayan, bin
kez tekrarlar. JAPON ATASÖZÜ
«G» NOKTASI
Suriye’de iç savaş tümüyle dışardan, ABD’nin planı
doğrultusunda Amerikan uşakları tarafından çıkarıldı. Türkiye,
ne yazık ki isyanı kışkırtan ajan provokatörleri ve başta Libya,
suni ve sünni Arap Bahar’ları artığı paralı askerleri besleyen,
silahlandıran karanlık güçlerin yanında yer aldı, taşımacılığını
üstlendi. Dünyadaki özgür basın izliyor, yazıyor, söylüyor bu
gerçeği; iliştirilmiş Türk basını değil!
ABD, eğer İslam aleminde dikta avına çıkmış ve demokrasi
havariliğine soyunmuş olsaydı, Suudi Arabistan’dan başlaması
gerekirdi. Suriye’de Şiiler iktidardan indiriliyor, Sünniler
bindirilecek, o kadar.
Bunca yalan üstüne düşürülen uçağımızın Suriye hava sahasına
özel olarak sokulmadığını düşünmek mümkün değil.
Durup dururken Suriye’den düşman yaratıldı. Sınırlarımızda sıfır
düşman hedefiyle çıkılan yolda, sıfır dosta varmak da
beceriksizliğin başarısı sayılmalıdır.
http://www.mgkmedya.com
Çarşamba, Haziran 27, 2012 - Sayfa 2 / 2
Download