Glokom tedavisini geciktirmeyin!

advertisement
On5yirmi5.com
Glokom tedavisini geciktirmeyin!
Ciddiye alınmayan ve tedavisi ertelenen glokom, görme kaybına yol açabiliyor...
Yayın Tarihi : 31 Ağustos 2012 Cuma (oluşturma : 10/20/2017)
Göziçi basıncı ya da göz tansiyonunun, görme sinirlerinde oluşturduğu hasar sonucu ortaya çıkan
glokom, geç evrede tanı alıyor. Tedavi edilse de tamamen ortadan kaldırılamayan bu hastalığın
ihmal edilmesi kalıcı görme kaybına neden olabiliyor. Ortaya çıkmasında genetik geçişin büyük rol
oynadığı glokom hastalığı daha çok siyah ırkta ve Uzakdoğu toplumlarında görülüyor. İleri evrede
tanı alan ve en yaygın belirtisi görüş açısının azalıp, etrafında bir karartı oluşması olan hastalık
tedavi edilse de tamamen giderilemiyor. Ancak uygun tedavi yöntemi ve düzenli takiple kalıcı
görme kayıpları engellenebiliyor. Türkiye'de tahmini 1-1.5 milyon glokom hastası bulunduğunu
belirten Acıbadem Bursa Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Haluk Ertürk, hastalıkla ile ilgili
merak edilenleri anlattı. Glokom nedir? Göziçi basıncı ya da göz tansiyonunun, görme sinirlerinde
oluşturduğu hasar sonucu ortaya çıkan glokom, geç evrede tanı alıyor. Tedavi edilse de tamamen
ortadan kaldırılamayan bu hastalığın ihmal edilmesi kalıcı görme kaybına neden olabiliyor. Ortaya
çıkmasında genetik geçişin büyük rol oynadığı glokom hastalığı daha çok siyah ırkta ve Uzakdoğu
toplumlarında görülüyor. İleri evrede tanı alan ve en yaygın belirtisi görüş açısının azalıp, etrafında
bir karartı oluşması olan hastalık tedavi edilse de tamamen giderilemiyor. Ancak uygun tedavi
yöntemi ve düzenli takiple kalıcı görme kayıpları engellenebiliyor. Türkiye'de tahmini 1-1.5 milyon
glokom hastası bulunduğunu belirten Acıbadem Bursa Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr.
Haluk Ertürk, hastalıkla ile ilgili merak edilenleri anlattı.
Glokom nedir?
Halk arasında 'karasu' olarak bilinen glokom, kişinin gözünün tolere edebileceğinden daha fazla olan
göziçi basıncının (GİB) ya da göz tansiyonunun görme sinirinde meydana getirdiği hasar olarak
tanımlanıyor.
Hangi belirtilerle ortaya çıkıyor?
Belirtileri genelde hasta tarafından anlaşılamıyor. Son evreye doğru, kişinin görüş açısı bir borunun
içinden bakıyor gibi olsa da bazı hastalarda bu dönemde de görme yeteneği çok iyi olabiliyor. Gözün
anatomik yapısına göre yapılan sınıflandırmada ise geniş ve dar açılı glokomlardan söz edilebiliyor.
Dar açılı glokomlar ani GİB yüksekliği yani glokom krizi ile ortaya çıkabiliyor.
Farklı türleri bulunuyor mu?
Glokom hastalarının büyük çoğunluğunda GİB yüksek oluyor. Bir kısmında da bu değer normal, kabul
edilebilir sınırlar içinde olmasına rağmen yine de hastalığa özel bulgular gözlenebiliyor. Bu durum
ise düşük veya normal tansiyonlu glokom (NTG) olarak ifade ediliyor. Bazı hastalarda GİB normal
sınırların bir miktar üstüne çıksa da optik sinir başında ve görme alanında hiçbir bulgu tespit
edilemiyor ki bu durum da oküler hipertansiyon (OH) olarak tanımlanıyor. OH olgularının glokoma
dönüşmesine ise nadiren rastlanıyor.
Hastalığın oluşumunu artıran risk faktörleri var mı?
En önemli risk faktörü aile hikayesi. Bu nedenle aile fertlerinin hastalık hakkında bilinçli olması
gerekiyor. Ayrıca; göziçi basıncı yüksekliği, sigara kullanımı, göz yapısı, düşük tansiyon, eşlik eden
göz hastalığı, miyopi, uzun süreli kortizon tedavisi, göz yaralanmaları ve migren de glokomun ortaya
çıkmasını artıran risk faktörleri arasında sayılıyor. Göziçi iltihabi hastalıkları, retina damarı
tıkanıklıkları, diyabet, göziçi tümörleri, uzun süreli kortizon kullanımı gerektiren sistemik hastalıklar
da glokoma yol açabiliyor.
Tanı nasıl konuluyor?
Glokom, ayrıntılı bir muayene ile tanı alabiliyor. Ancak hastalığın tanı ve takibinde yalnızca göziçi
basınç değerinin belirlenmesi yeterli olmuyor. Muayene kapsamında ilk etapta; görme siniri
muayenesi, göziçi basınç ölçümü ve kornea kalınlık ölçümü yapılıyor. Gerekli görüldüğü takdirde
görme alanı, görme siniri ve sinir lifleri analizleri de değerlendiriliyor.
Tedavide hangi yöntemler kullanılıyor?
Tedavi genellikle damla şeklinde ilaçlarla yapılıyor. Medikal tedavinin yetersiz kalması halinde,
hastanın durumu da uygunsa lazer girişimler veya cerrahi yöntemler uygulanıyor. Bu tedavilerle
göziçi basıncını kontrol altına alarak, mevcut görme yeteneğinin korunması amaçlanıyor. Ancak
görme kaybının geri gelmeyeceği gibi, artışı da beklenemiyor. Dar açılı gözlerde ise lazer iridotomi
uygulaması gerekiyor.
Çocuklarda cerrahi tedavi gerekiyor mu?
Glokom hastalığı doğuştan gelebiliyor. Bebeklerin kornea ve göz boyutlarının büyük olması, ışığa
hassasiyet ve aşırı sulanma ise en belirgin bulguları oluşturuyor. Tedavide ilk seçenek en kısa
zamanda uygulanacak cerrahi oluyor.
Yanlış tanı geç tedavi kadar kötü!
Glokomda tedaviye başlama zamanı ve hastanın uyumu, tedavinin başarısını etkiliyor. Günümüzde
birtakım kuruluşlar topluma açık alanlarda göz taraması yapıyor. Ancak yasaklanmış olan bu
uygulamalar sonrası elde edilen bulgular, hastaları yanlış bilgilendirip paniğe kapılmalarına yol
açabiliyor. Hatalı tanı alan hastalara gereksiz ilaç tedavisi uygulanıyor. Tanıda geç kalmak ne kadar
kötüyse yanlış tanı da bir o kadar zararlı oluyor. çünkü tedavi için kullanılan ilaçların neredeyse
hepsinin birtakım yan etkileri bulunuyor. Bu nedenle hastaların göz muayenelerini alanında uzman
kurumlarda yaptırması ve onların yönlendirmesine göre tedaviye devam etmesi önem taşıyor.
Bu dökümanı orjinal adreste göster
Glokom tedavisini geciktirmeyin!
Download