C. Senatosu B : 34 dünyada farkına ya varırız, ya varmayız

advertisement
C. Senatosu
B : 34
dünyada farkına ya varırız, ya varmayız, gençler de­
vam eder inşallah, o başka) 2 000 yılında gene bir
şey yapamayız; eğer eğitimimize bu toplumu gerçek­
ten iten bir yön veremeZsek, müthiş bir dinamizm
kazandıranıazsak, Türk çocuklarını, Türk toplumunun
bu çağdaki teknolojik kalkınma verilerine uygun tarz­
da yetiştiremeZsek. Eğitim ,sihirli bir vasıtadır arka­
daşlar. Kalkınan memleketlerin temelinde eğitim var­
dın
Değerli arkadaşlarım;
Bir teklifimiz de burada olacak; bir şûra oluştu­
rulmalıdır. Bütün şûralara; son yetişebildiklerime, bu­
lunduğum görevler itibarı ile 'bir izleyici, müşahit
olarak nazik şekilde davet edilmiş bir irisanrm ve ora­
larda da konuştum, vazifeler de aldım. Gördüğüm
manzara odur ki, klasik, hatta skolastik bir tarzda
yürütülmektedir. Hazırlıklar hep birbirinin aynı; çok
güzel şeyler ortaya çıkmakta, bölük pörçük olmakta­
dır. Sonunda toplanamamaktadır. Teklifimiz odur ki,
Sayın Milli Eğitim Bakanı, eğer imkân bulabilirse,
bir müşavere heyeti, bir şûra demek istiyorum; oluş­
turmalı, bunun içindeki çilekeş öğretmenler ve üni­
versite mensuplarıyla, politikacılar da bulunmak su­
retiyle, meseleyi ele almalıdır. Bu, önümüzdeki aylar­
da yapılmalıdır. Türk eğitimi bir gözden geçirilme­
lidir mutlaka. Öğretmenleri de; biraz sonra temas
edeceğim, bu. bu taraftan, bu sağcı, bu solcu diye
'düşünmeden bunu yapmalıyız. Hatta, Öyle olduğuna
inansak bile, bunu böyle yapmalıyız. Çünkü, cefa
çekmiş, ömrünü bu hizmete vermiş, saçını ağartmış
insanların elbette müktesebatı bizlerden kat kat üs­
tündür. Bunlardan yararlanmaya, hepsini bir araya
toplayıp (Bu sistem için hepsi vatan aşkıyla doludur
çünkü.) eleştirmeye tabi tutmaya ve sonuçlara var­
maya Hazırı?.
Bunun için bir teklifimiz daha var: Önce, (Bilhas­
sa Eğitim Fakültesinin kurulmasıyla yayın çok ge­
nişledi, faydalanmak isteyenler faydalanıyor. O ra­
hat, yalnız bir şey noksan) şûralara girilirken, çeşitli
eğitim modelleri; komünist memleketlerin ta'tibik et­
likleri daihil, sosyalist memleketlerin tatbik ettikleri da­
hil, kalkınan hürriyetçi memleketlerin tatbik ettikle­
ri dabil, bütün eğitim modelleri sistematik bir tarzda
incelenmeli, birbiriyle kıyaslanacak tarzda yan yana
getirilmeli ve bu çalışmayı yapacak insanların önüne
kaynak olarak verilmelidir. «Efendim, biz sosyalist
düzenin eğitimini alacak miyiz?..» Almayacağız. Çün­
kü onun temelindeki asıl felsefe; demin bizim felse­
femizden bahsettim; onun temelindeki felsefe, sosya— 19
9 . 2 . 1980
O : 1
lizmin öğretilmesidir. Eğitim, temelindeki felsefeden
yoksun kılınamaz. Dünyanm herhangi bir sosyalist
memîekeitinde gördünüz mü, sosyalizmi öğretmeyen
bir eğitim sistemi olduğunu?.. Hayır. O halde, biz onu
o bütünlüğü ile almayacağız; Anayasamız da müsait
değil. Kendi eğitim sisteminin üzerine oturtturacağız;
yakışabilen, faydalı tarafları varsa alacağız. Öbürle­
rine bakacağız, faydalı tarafım alacağız. Neyi kaybet­
meyeceğiz gözden?.. Kendi eğitim felsefemizi, kendi
Anayasa felsefemizi, kendi dünya görüşümüzü, kendi
tecrübelerimizi. Bizim de muazzam tecrübelerimiz
var. Ve öylesine tek boyutlu eğitim tatbik etmemişizdir ki, tek partiye dayanan ve Yüce Önder'in dediği her
şeyin mutlaka yerine getirildiği; (çünkü, gönül bağlan
zengin bir milletiz, Önder'ine inanan bir milletiz) za­
manlar da dahil, Türk eğitim pragmatik bir eğitim
felsefesine dayanmasını bilmiştir.; Tek boyutlu bir
Nazist, tek boyutlu bir komünist eğittim tarafına asla
kaçmamışız. Çok sayam dikkattir bu. Bunu eğitimci­
lerimiz biliyorlar. O halde, bizim de tecrübelerimiz
va/,
Değerli arkadaşlarım;
Şimdi eğitim sistemi hakkındaki bütün modelleri,
sanıyorum açık seçik ortaya koyduk. Hiç bir tered­
düt olacağını sanmıyorum; ama yanlış olur, tartışı­
la'. o ayrı mesele. Biz, görüşlerimizi yıllar yılı geliş­
tirip, buraya getirdik.
Bundan sonra da müsaade ederseniz işin biraz po­
litikaya dokunan yanlarına değinmek istiyorum. Bun­
lardan çok önemli bulduğumuz bazısı teknik, bazısı
bugünkü politikayla ilgili, bugünkü içinde yaşadığı­
mız ıstırap ortamıyla da ilgili. Ondan sonra sözlerimi
bitiriyorum.
Arkadaşlarım;
Eğitimde, ortaokula kadar inip, çocukluk ve deli­
kanlılık hevesi ve enerjisi içindeki yaramazlıkları, els
avuca sığmazlıkları çok; ama çok aşarak tahrip histeresine, kriminal girişime dönüşen anarşiye mutlaka
bir çare bulalım. Buna bir çare bulmaya mecburuz;
ama nasıl?... Bizim teklifimiz şu: «Benden, senden»
demeden; yine bu işi çilekeş, vefakâr öğretmenleri­
mize ve bilim bakımından da üniversite elemanları­
mıza kendi içlerinde inceletip, «Bunu ne yapalım?»
diye, bu arkadaşlarımızı, bu büyük uzmanlarımızı,
bilim adamlarımızı bir araya getirip, buna bir çare
bulmalarını istemektir. Bu tahammül edilemez; ama
diyeceksiniz ki, «Toplumun anarşi ve terörle bir kan­
ser gibi sarıldığı bir dönemde, eğitimi ondan soyutlayabilir misiniz?..» Hayır; gayet tabii ki soyutlayama-
Download