Usul’us-Sünne/ el-Humeydi Usul’us-Sünne İmam Ebu Bekir Abdullah bin Zubeyir el-Humeydi (219H) Mütercim: Ebu Muhammed es-Selefi www.almuwahhid.com 1 Usul’us-Sünne/ el-Humeydi İmam Ebu Bekir Abdullah bin Zubeyir el-Humeydi (219H) İsmi Ebu Bekir Abdullah bin Zübeyr bin İsa el-Kureyşi el-Mekki el-Esedi el-Humeydi'dir. Mekke’nin imamıdır. İmam eş-Şafii’nin talebesi ve İmam Buhari’nin üstadıdır. Buhari ondan çok sayıda (33) nakilde bulunmuştur. Diğer hadis imamları (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Ebu Zur’a er-Razi, Ebu Hatim er-Razi vb) da ondan hadis alıp nakletmiştir. Hadisleri derlediği Müsned isimli bir eseri vardır. Fudayl ibni İyad, İbni Uyeyne ve Veki gibi şahsiyetlerden ders almıştır. Alimler tarafından övgüyle anılan selef menhecinin büyük imamlarından biridir. "Büyük ilim adamı Ebu Bekir Abdullah bin Zübeyir el-Kureyşi el-Esedi el-Humeydi Mekkelilerin müftüsü ve hocası, Süfyan bin Uyeyne’den sonra onların alimiydi." (Zehebi, el-Uluv li’l-Aliyyi’l-Azim) Ali bin Halef, el-Humeydi’nin "Ben Hicaz’da, Ahmed bin Hanbel Irak’da ve İshak (bin Rahaveyh) Horasan’da olduğu müddetçe kimse bize rahatsızlık veremez." dediğini işittiğini söyler. (Zehebi, Siyeru A’lam en-Nubala, 10/619; Subki, Tabakat eş-Şafi`iyye, 2/140) Yine el-Humeydi’nin şöyle dediği rivayet olunmuştur: "Allah’a yemin olsunki bana; Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in hadislerini inkar edenlere karşı savaşmak, kafirlerle savaşmaktan daha sevimlidir." (Zehebi, Siyeru A’lam en-Nubala, 10/619) Ahmed bin Hanbel: "Bizim nazarımızda Şafii imamdır, el-Humeydi imamdır ve İshak bin Rahaveyh imamdır." (Zehebi, Siyeru A’lamen-Nubala, 10/618; Subki, Tabakat eşŞafi`iyye, 2/140; Tarih Medine es-Selam, 7/368-370) demektedir. Ebu Hatim er-Razi, elHumeydi hakkında: "İnsanlar el-Humeydi’nin ibni Uyeyne ile birlikte olduğunu ve İbni Uyeyne’nin öğrencilerinin başı olduğunu ve sika olup imam olduğunu ortaya koymuşlardır." demektedir. Yakub el-Fusavi şöyle der: "el-Humeydi bize (hadis) nakletti ve ben ondan daha çok İslam’a ve ehline samimi olan bir kimse görmedim." Hakim ise: "Buhari, bir hadisi el-Humeydi (nin Müsned isimli eserin)de bulduğunda başkasının sözü ile o hadisi (el-Humeydi’yi başkalarına tercih edip ona itibar ettiğinden dolayı) bırakmamıştır." der. Muhammed ibni İshak el-Maruzi: "İshak bin Rahevay’nın zamanımızın imamları: eş-Şafii, el-Humeydi ve Ebu Ubeyd’dir dediğini işittim." der. (Zehebi, Siyeru A’lam en-Nubala, 10/618-619; Subki, Tabakat eş-Şafi`iyye, 2/140) Muhaddis İmam Buhari onun hakkında: "el-Humeydi hadisde imamdır." demiştir. Buhari, Sahihinde ilk hadis olarak rivayet ettiği "Ameller niyetlere göredir" hadisini elHumeydi'den tahdis etmiştir. Zehebi de şöyle demiştir: "Dinin imamlarının en üstünlerindendir ve hafızdır, hıfzda uçsuz bucaksız ve rivayetde çok verimli bir kimsedir." 2 Usul’us-Sünne/ el-Humeydi "Müsned adlı eserin sahibi ve İmam Şafii'nin talebesi Abdullah bin Zübeyir el-Humeydi Hicri 219 yılında vefat etmiştir." (Zehebi, el-Uluv li’l-Aliyyi’l-Azim; İbni Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihaye, cilt 11, İkiyüzondokuzuncu Senesi) Hicri 218 yılında öldüğü de söylenmiştir. (Mizzi, Tehzib el-Kemal, 14/512; Zehebi, Siyer Alam en-Nubela, 10/616) Usul es-Sünne1 İmam Ebu Bekir Abdullah bin Zubeyir el-Humeydi (219H), Müsned'ul Humeydi, 2/546-548 السنَّة ُ ُ أص ُو ُل احلميدي ْ بن الزبري َ ْ اإلم ْام أيب بكر عبد هللا حدثنا بشر بن موسى قال حدثنا احلميدي قال: [] اإلميان بالقدر 1 وأن يعلم أن ما أصابه مل يكن، حلوه ومره، أن يؤمن الرجل بالقدر خريه وشره: ـ السنة عندنا وأن ذلك كله قضاء من هللا ـ عزوجل ـ، ليخطئه وأن ما أخطأه مل يكن ليصيبه [ ] اإلميان قول وعمل يزيد وينقص 2 وال قول، ـ وأن اإلميان قول وعمل يزيد وينقص وال ينفع قول إال بعمل وال عمل قول إال بنية وعمل ونية إال بسنة. [ ] الثناء على الصحابة رضوان هللا عليهم 3 فإن هللا ـ عزوجل ـ قال، والذين }ـ والرتحم على أصحاب حممد صلى هللا عليه وسلم كلهم 1 1- Bu risalenin İmam el-Humeydi’ye nispeti hususunda herhangi bir tereddüt yoktur. Meşhur eseri Müsned’in ona nispeti ve aidiyeti kadar bu eserin ona nispeti ve aidiyeti de kesindir Allahu alem. Kaldı ki, eser el-Müsned isimli eserinin sonunda basılmıştır. Bundan başka; İbni Kudame (Zemmu’t-Te’vil, #39), Şeyhu’l-İslam İbni Teymiyye (Mecmu el-Feteva, 4/6), İmam İbni Kayyım (el-İctima elCuyuş el-İslami, 86) ve Hafız Zehebi (Tezkiretu’l-Huffaz, 2/44) bu eseri İmam el-Humeydi’ye nispet etmiş ve alıntıda bulunmuşlardır. 3 Usul’us-Sünne/ el-Humeydi جاءوا من بعدهم يقولون ربنا اغفر لنا وإلخواننا الذين سبقونا باإلميان { [احلشر ]10فلن يؤمن إال باإلستغفار هلم ،فمن سبهم أو تنقصهم أو أحداً منهم فليس على السنة ،وليس له يف الفئ } :حق ،أخربنا بذلك غري واحد عن مالك بن أنس أنه قال " :قسم هللا ـ تعاىل ـ الفئ فقال للفقراء املهاجرين الذين أخرجوا من ديارهم { ـ مث قال ـ } :والذين جاءوا من بعدهم يقولون ربنا ".اغفر لنا وإلخواننا { اآلية [احلشر 8ـ ) 10فمن مل يقل هذا هلم فليس ممن جعل له الفئ ] القرآن كالم هللا تعاىل [ ـ والقرآن :كالم هللا ،مسعت سفيان [ بن عيينة ] يقول ":القرآن كالم هللا ،ومن قال 4 " .خملوق فهو مبتدع ،مل نسمع أحدا يقول هذا ] قول سفيان يف اإلميان [ " .ـ ومسعت سفيان يقول :اإلميان قول وعمل ويزيد وينقص • فقال له اخوه إبراهيم بن عيينة ":يا أبا حممد ،ال تقول ينقص " .فغضب وقال ":اسكت " .يا صيب ،بل حىت ال يقى منه شئ ] رؤية املؤمنني رهبم يوم القيامة [ .ـ واإلقرار بالرؤية بعد املوت5 ] إثبات الصفات [ ـ وما نطق به القرآن واحلديث مثل } :وقالت اليهود يد هللا مغلولة غلت أيديهم { [ املائدة 6 ]64ومثل } والسموات مطويات بيمينه { [الزمر ]66:وما أشبه هذا من القرآن واحلديث ال نزيد فيه وال نفسره ،نقف على ما وقف عليه القرآن والسنة ونقول }الرمحن على العرش استوى [ { .طه ]5:ومن زعم غري هذا فهو معطل جهمي ] الفرق بني أهل السنة واخلوارج [ ـ وأن ال نقول كما قالت اخلوراج ":من أصاب كبرية فقد كفر " .وال تكفري بشئ من الذنوب 7 بين اإلسالم على مخس " ،:وإمنا الكفر يف ترك اخلمس اليت قال رسول هللا صلى هللا عليه وسلم :شهادة أن ال إله إال هللا وأن حممد رسول هللا صلى هللا عليه وسلم ،وإقام الصالة ،وإيتاء 4 Usul’us-Sünne/ el-Humeydi وحج البيت، وصوم رمضان، " الزكاة. [ ] مىت تقوم احلجة على تارك إركان اإلسالم أو بعضها ؟ * ومل يصم ألنه يؤخر شئ من هذا، ومل يصل، من مل يتشهد: ـ فأما ثالث منها فال يناظر تاركه وال جيزئ من قضاه بعد تفريطه فيه عامداً عن وقته، عن وقته. • فأما الزكاة فمىت ما أداها أجزأت عنه وكان آمثاً يف احلبس. • ووجد السبيل إليه وجب عليه وال جيب عليه يف عامه ذلك، ـ وأما احلج فمن وجب عليه حىت ال يكون له منه بد مىت أداه كان مؤدياً ومل يكن آمثاً يف تأخريه إذا أداه كما كان آمثاً يف الزكاة وإن هو مات وهو واجد، ألن الزكاة حق ملسلمني مساكني حبسه عليهم إذا أداه فقد أدى، ونرجو أن يكون، مستطيع ومل حيج سأل الرجعة إىل الدنيا أن حيج وجيب ألهله أن حيجوا عنه ذلك مؤدياً عنه كما لو كان عليه دين فقضي عنه بعد موته. Bişr bin Musa bize el-Humeydi’nin şöyle dediğini bildirdi: Kadere İman Etmek Bizim nazarımızda sünnet: Bir kişinin kadere; hayrı ve şerriyle, tatlısıyla acısıyla iman etmesi, kendisine isabet edecek olan şeyin kendisinden şaşmayacağına ve kendisine isabet etmeyen bir şeyin de ona hiçbir şekilde isabet etmeyeceğine ve bunların tümünün Allah Azze ve celle’nin kaderi olduğuna inanmasıdır. İman Söz ve Ameldir, Artar ve Eksilir İman söz ve ameldir, artar ve eksilir. Amelsiz hiçbir söz fayda vermez. Hiçbir söz ve amel de niyet olmaksızın yeterli değildir. Hiçbir söz, amel ve niyet de Sünnet(in kendisi yahut sünnete uygun) olmaksızın yeterli değildir. Allah’ın Kendilerinden Razı Olduğu Sahabelere Sen’a etmek (Övgüde bulunmak) Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)’in bütün sahabeleri için rahmet dilemek (de nazarımızda sünnettir) zira Allah (azze ve celle) şöyle buyurmuştur: "Bunların arkasından gelenler şöyle derler: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla." (el-Haşr 59/10) bir kimse onlar için istigfar (bağışlanma) dilemediği müddetçe iman etmiş olmaz. Dolayısıyla, onlara veya onlardan herhangi 5 Usul’us-Sünne/ el-Humeydi birine hakaret eden yahut onları aşağılayan (eksik gören) kimse sünnet üzere değildir ve onlara fey’den pay yoktur. Birden çok kimse Malik bin Enes (rahimehullah)’dan şöyle dediğini nakletmiştir: "Allah Teala fey’i gruplara bölmüş ve şöyle buyurmuştur: "Bu mallar özellikle, Allah’tan bir lütuf ve hoşnudluk ararken ve Allah’ın dinine ve peygamberine yardım ederken yurtlarından ve mallarından uzaklaştırılan fakir muhacirlerindir." (el-Haşr 59/8) Sonra ayrıca şöyle de buyurmuştur: "Bunların arkasından gelenler şöyle derler: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla." (el-Haşr 59/10) Dolayısı ile herkim bunu onlar için söylemezse o kendisine fey verilenlerden değildir. Kur’an Allah (subhanehu ve teala)’nın Kelamı'dır Süfyan (bin Uyeyne)’nin şöyle dediğini işittim: Kur’an Allah’ın Kelamı'dır. Herkim Kur’an’ın yaratılmış olduğunu söylerse mübtedidir. Biz (selefden) böyle diyen bir kimseyi işitmedik. Süfyan bin Uyeyne’nin İman Hakkında ki Bir Sözü Süfyan’ın şöyle dediğini işittim: "İman; sözler ve amellerdir, artar ve eksilir." Kardeşi (İbrahim bin Uyeyne) ona: "Ey Ebu Muhammed, (imanın) eksildiğini söyleme!" demiş Süfyan da kızarak, ona şu şekilde karşılık vermiştir: "Sessiz ol genç adam! Elbette (imandan) hiç birşey kalmayıncaya kadar (iman) eksilir! Ruyetullah (Müminlerin Kıyamet Gününde Rablerini görmeleri) Ölümden sonra Ruyetullah’ı ikrar etmek. Sıfatların İsbatı Kur’an ve Hadisde bahsedilen şu ayetler gibi: "Yahudiler, Allah'ın eli bağlıdır (sıkıdır), dediler." (el-Ma’ide 5/64) ve şu ayette de olduğu gibi: "Yeryüzü Kıyamet Günü'nde bütünüyle O’nun elindedir." (ez-Zümer 39/66) ve Kur’an ve Sünnet’de bulunan benzerleri(ni kabul etmek). Biz, Kur’an ve Sünnet’in durduğu yerde dururuz ve ne ekleme yaparız ne de açıklamaya uğraşırız ve şöyle deriz: "Rahman (olan Allah) arşa istiva etmiştir." (Ta-Ha 20/5) (Bu konuda) bundan başka bir şeyi ileri süren Mu’attıl Cehmi’dir. Ehli Sünnet İle Hariciler Arasındaki Fark Biz Haricilerin dediği gibi: "Büyük günah işleyen kafir olmuştur" demeyiz. Günah işleyen kimse tekfir edilmez, bilakis Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’in bahsini ettiği (İslam’ın şartları olan) beş rüknü terkeden kimse tekfir edilir: "İslam şu beş şart üzerine kurulmuştur: Allah'dan başka ilah olmadığına ve Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'in onun Rasulü olduğuna şehadet getirmek, beş vakit namazı kılmak, farz 6 Usul’us-Sünne/ el-Humeydi olan zekatı vermek, Ramazan orucunu tutmak ve Beyti hac etmektir." (Müslim; İbni Hibban ve diğerleri) İslam’ın Rükünlerini Veya Bazısını Terkeden Kişi Aleyhine Ne Zaman Hüccet Kaim Olur? (İslam’ın şartlarından olan şu) üç şartı terkeden kimseye gelince bu hususta bir ihtilaf yoktur; şehadeti yerine getirmeyen, namaz kılmayan ve oruç tutmayan kimse. Namaz ve oruç zamanlarını vaktinden sonraya erteleyip bilinçli olarak vaktini geçirdikten sonra kaza etmesine karşılık ona bir sevap yoktur. Zekata gelince, vaktini geçirerek erteleyen kişi, zekat verdiğinde sevap kazanır ancak hala (şerri açıdan mazaret sayılabilecek bir özrü olmaksızın zekat vermeyi) ertelediği için günahkardır. Hacc’a gelince, yükümlü olan ve hacca gidebilme imkanı oluşan kimselere farzdır ve ne zaman bu şartlar tahakkuk ederse o zaman gider. Hacca (gitme şartları oluşmasına rağmen) gitmeyi erteleyen kimse, zekatı erteleyen kimse gibi (bu ameli ertelediğinden dolayı) günahkar değildir. Çünkü, zekat fakir Müslümanların hakkıdır ve dolayısıyla zekat vermeyi ihmal eden kimse, zekatı fakir Müslümanlara ulaşana kadar günahkardır. Eğer kişi hac yapmaya imkanı varken hac yapmadan ölürse, Haccetmek için dünyaya dönmek ister. Bu durumda ölen kişinin ailesinden bir kişinin onun adına haccetmesi zorunlu olur. Ümid ediyoruzki, ailesinden birinin onun adına haccetmesi gerekir. Bunun olmasıyla kişinin (haccını) yerine getirmiş olmasını umarız. Tıpkı borcu olan ölü bir kimsenin yerine öldükten sonra (ailesinden) birinin borcunu ödemesi gibidir. 7