economıc agenda - T-Bank

advertisement
07 Temmuz 2017
Haftanın Gündemi-Beklentiler
Küresel piyasalar ve
G20 toplantı sonuçları
izlenecek...

Küresel piyasalarda hafta başından itibaren dolar endeksi ve dolarda
güçlenme vardı. Nisbeten güçlü gelen bazı ABD verileriyle birlikte ABD’de
Fed’in faiz artırımı yapacağına ilişkin beklentiler arttı ve ABD on yıllık hazine
tahvili faizleri %2.40’a doğru yükseldi. Hafta ortasında açıklanan Fed
tutanakları ise piyasalarda bir sürpriz yaratmadı. Fed üyelerinin bazılarının
Fed bilançosunun normalleşmesine birkaç ay içinde başlanmasını istediği,
bazılarının ise bu konuda tereddütlü oldukları gözlenmekte. Ayrıca, ABD’de
enflasyonun hala düşük seviyesini sürdürmesi de Fed üyelerini
düşündürmekte. Diğer taraftan ECB tutanakları da bu hafta açıklandı.
Tutanaklarda enflasyonda yükseliş eğilimi görüldüğü takdirde ECB’nin tahvil
alım programının azaltılmasını düşünebileceğine ilişkin sinyaller verilmesi,
zaten geçen haftadan itibaren dolar karşısında güçlenmeye başlamış olan
euroyu destekledi. Hafta başında 1.13’e gerileyen euro/dolar paritesi
haftanın sonunda tekrar 1.14’ü aştı. Bu arada Japon Merkez Bankası’nın
tahvil faizlerinde artışı önlemek için tekrar sınırsız tahvil alımlarına
başlaması da Japon yeninin dolar karşısında değer kaybetmesine neden oldu.
Öte yandan gelişmekte olan para birimleri ise Fed’in faiz artırım endişeleri,
ECB’den parasal gevşemenin azaltılması yönünde sinyaller gelmesi, Kuzey
Kore gerilimi ve Güney Afrika’nın merkez bankasını kamulaştırmak istediği
haberleri gibi nedenlerle hem dolara hem de euroya karşı değer kaybettiler.
Temel olarak dünyanın önemli merkez bankalarının parasal genişleme
programlarını sona erdirmeye başlayacakları yolundaki endişeler kırılgan
olan gelişmekte olan piyasaları olumsuz etkilemekte. Hafta boyunca petrol
ve altın fiyatları da geriledi. Piyasalar bugün Hamburg’da başlayan G20
zirvesini izlerken, ABD tarım dışı istihdam ve işsizlik verilerini beklediler.
ABD’de tarım dışı istihdam artışı beklentileri aşarken, saatlik ücret artışı
beklentilerin altında kaldı. Bu da doların biraz gerilemesine neden oldu,
ancak temelde veri piyasayı fazla etkilemedi.
 ABD doları, haftalık bazda euroya karşı değer kaybederken, Japon
yenine karşı değer kazandı. Euro/dolar paritesi 1.1425; dolar/yen
ise 113.75 civarında seyrediyor.
 Petrol fiyatları ABD stoklarındaki azalmaya karşın, üretimin
artmasıyla değer kaybetti. Vadeli Brent ham petrolünün varili
47.20 dolar, ABD hafif ham petrolünün varili 44.60 dolar
civarında.
 Altın fiyatları Kuzey Kore’nin yarattığı tedirginliğe rağmen ABD
faizlerindeki yükselişten olumsuz etkilendi. Altının onsu 1223 dolar
civarında seyrediyor.
1

Türkiye’de açıklanan Mayıs dış ticaret verileri dış ticaret açığında artış
olduğunu gösterdi. Özellikle altın ithalatındaki artışla birlikte aylık açık 7.31
milyar dolara, Ocak-Mayıs açığı ise 24.8 milyar dolara yükseldi. 12 aylık
kümülatif açık da 60 milyar dolara yaklaştı. Gümrük Bakanlığı’nın öncü
verilerine göre dış ticaret açığı Haziran ayında ise bir miktar geriledi. Bu
arada açıklanan Haziran ayı enflasyonuna göre TÜFE aylık bazda %0.27
azaldı ve yıllık TÜFE enflasyonu %10.90’a indi. Temmuz ayında da
enflasyonda gerileme devam edebilir. Ancak daha sonraki aylar için
enflasyonun tekrar artış eğilimine girmesi sözkonusu olabilir. Öte yandan,
yılın ilk çeyreğinde Türkiye’nin brut dış borç stoku 412 milyar dolara
yükseldi. Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) Haziran
ayında 54,7 olarak ölçüldü ve imalat sanayiindeki olumlu eğilimin Haziran
ayında da sürdüğüne işaret etti. Haftaya Mayıs ayı sanayi üretimi ve
ödemeler dengesi verileri açıklanacak.

Türkiye piyasalarında kur ve faiz bu hafta önemli oranda yükseldi. Geçen
hafta 3.50 dolaylarında seyreden dolar/TL paritesinin bu hafta 3.64’e kadar
çıktığını gözledik. İki yıllık bileşik tahvil faizleri de %11.40’ı aştı. Bu artışın
temel nedenleri arasında dolar endeksindeki artış, dünyada önemli merkez
bankalarının parasal gevşeme programlarını yavaş yavaş sona erdireceğine
ilişkin sinyaller (Fed ve ECB tutanakları, BOE açıklamaları) ve Türkiye’nin
buna yönelik kırılganlığı, Kuzey Kore gerilimi, Katar olayı ve Türkiye’nin
tutumu ve AB ile olan ilişkilerdeki gerilim gösterilebilir.

Gelecek hafta yine küresel piyasalar izlenirken, Fed Başkanı Yellen’in
Çarşamba günü Kongre’ye para politikası raporunu sunması bekleniyor. G20
toplantısının sonuçları da piyasalar tarafından yakından takip edilmekte.
Türkiye açısından Katar krizi ve CHP’nin Pazar günkü mitingi de izlenen
olaylar arasında olacak. Dolar endeksinde güçlenmenin devam etmesi
halinde Türk Lirası’ndaki değer kaybı sürebilir. Bu takdirde, dolar/TL’de
3.65 eşiğinin geçilmesi mümkün. Ancak ABD’de son tarım dışı istihdam
verisinde saatlik ücret artışının beklentilerden daha düşük kalması dolardaki
yükselmeyi sınırlayabilir. Bu da dolar/TL’nin 3.60-3.65 aralığında kalmasını
sağlayabilir. Faizlerdeki durum ise ABD ve Euro Bölgesi tahvil faizlerindeki
yükselme eğilimine paralel olarak şekillenecek. Dünyada faiz artışı eğiliminin
sürmesi halinde iki yıllık tahvil faizleri de %11.5’u geçebilir.
TÜRKİYE’DE BU HAFTA
Son
ekonomik
gelişmeler...

Tüketici fiyatları enflasyonu (TÜFE) Haziran ayında gıda, giyim ve
ulaştırma kalemleri öncülüğünde, artış beklentilerine karşın yüzde 0.27
gerilerken, enflasyon yıllık bazda ise dokuz yılın zirvesi olan yüzde
11.87'den düşüşünü ikinci ayda da sürdürdü ve yüzde 10.90'a düştü.
Haziran ayında ana harcama grupları itibariyle aylık en fazla düşüş
2




gösteren grup yüzde 1.25 ile giyim ve ayakkabı oldu. Gıda ve alkolsüz
içeceklerde yüzde 1.06, ulaştırmada yüzde 0.84, haberleşmede yüzde
0.39 ve eğlence ve kültürde yüzde 0.14 düşüş gerçekleşti. Gıda
kalemindeki düşüş tek başına enflasyonu 24 baz puan aşağı çekti. Bu
kalemler enflasyondaki düşüşte belirleyici oldu. Aylık en yüksek artış ise
yüzde 1.05 ile eğitim grubunda gerçekleşti. Lokanta ve otellerde yüzde
1.03, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 0.52, ev eşyasında yüzde 0.48 ve
konutta yüzde 0.31 artış gerçekleşti. TÜİK verilerine göre Yİ-ÜFE
Haziran'da yüzde 0.07 arttı ve yıllık artış yüzde Mayıs ayındaki yüzde
15.26'dan yüzde 14.87'ye geriledi. Öte yandan gıda kalemini içermeyen
özel kapsamlı TÜFE göstergelerinden "B" Haziran'da yıllık olarak yüzde
9.19'dan yüzde 9.07'ye gerilerken, "C" yüzde 9.38'den yüzde 9.20'ye
geriledi ve çekirdek enflasyondaki düşüş manşet enflasyona göre daha
sınırlı kaldı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, dış ticaret açığı
Mayıs'ta yüzde 43.3 artarak 7.31 milyar dolar olarak gerçekleşti. İhracat
Mayıs'ta yüzde 12.5 artarak 13.62 milyar dolar, ithalat yüzde 21.7 artarak
20.92 milyar dolar oldu Dış ticaret açığı Ocak-Mayıs'ta yüzde 15.7 artarak
24.83 milyar dolar oldu. İhracat Ocak-Mayıs döneminde yüzde 9.5 artışla
64.31 milyar dolar, ithalat aynı dönemde yüzde 11.2 artışla 89.15 milyar
dolar oldu. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2016 Mayıs ayında yüzde
yüzde 70.4 iken, 2017 Mayıs ayında yüzde 65.1'e düştü Avrupa Birliği'nin
ihracattaki payı 2016 Mayıs ayında yüzde 48.5 iken, 2017 Mayıs ayında
yüzde 45 oldu. En fazla ihracat yapılan ülke Almanya oldu. Almanya'ya
yapılan ihracat Mayıs ayında 1.24 milyar dolar olurken, bu ülkeyi
sırasıyla 1.04 milyar dolar ile Birleşik Arap Emirlikleri, 858 milyon dolar
ile ABD ve 831 milyon dolar ile Irak takip etti
Gümrük Bakanlığı'nın öncü verilerine göre Haziran'da dış ticaret açığı
yüzde 8.6 azalarak 6.02 milyar dolar oldu. Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre Haziran ayında geçen yılın aynı
ayına göre ihracat, yüzde 2.1 artarak 13.16 milyar dolar, ithalat yüzde 1.5
azalarak 19.19 milyar dolar oldu. Yılın ilk yarısında dış ticaret açığı bir
önceki yıl aynı döneme göre yüzde 10 artışla 30.9 milyar dolar, ihracat
yüzde 8.2 artışla 77.5 milyar dolar, ithalat yüzde 8.7 artışla 108.3 milyar
dolar olarak gerçekleşti.
Hazine Müsteşarlığı'nın açıkladığı verilere göre, Türkiye'nin brüt dış
borç stoku 2017 ilk çeyrek sonu itibarıyla 412.4 milyar dolar, stokun
milli gelire oranı yüzde 49.1 oldu. Net dış borç stoku 266.7 milyar dolar,
milli gelire oranı yüzde 31.7 oldu. Türkiye kamu net borç stoku ise
2017 ilk çeyrek sonu itibarıyla 232.1 milyar TL, milli gelire oranı yüzde
8.7 oldu. Türkiye AB tanımlı genel yönetim borç stoku 772.7 milyar TL,
milli gelire oranı yüzde 28.9 oldu. Hazine garantili dış borç stoku ise
2017 ilk çeyrek sonu itibarıyla 12.4 milyar dolar olarak gerçekleşti.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri
Endeksi (PMI) Haziran ayında 54,7 olarak ölçüldü. İSO, Türkiye ve
İstanbul İmalat Sanayi PMI anketlerinin Haziran 2017 dönemi sonuçları
açıklandı. Eşik değer olan 50,0 üzerinde ölçülen tüm rakamların sektörde
iyileşmeye işaret ettiği anket sonuçlarına göre, geçen Mayıs’ta 53,5 olarak
3
ölçülen İSO Türkiye İmalat PMI Haziran’da 54,7'ye yükselerek Türk
imalat sektörünün faaliyet koşullarındaki genel iyileşmenin Kasım
2013'ten beri gözlenen en güçlü düzeyde gerçekleştiğine işaret etti.
Böylelikle manşet PMI üst üste dördüncü ay olacak şekilde uzun dönem
ortalaması olan 50,7'nin üzerinde ölçüldü. PMI'daki yükseliş; yeni
siparişler, üretim ve istihdamdaki daha yüksek oranlı artışlardan
kaynaklandı. Mayıs’ta 53,3 düzeyinde kaydedilen İSO İstanbul İmalat PMI
da Haziran’da 52,2 olarak gerçekleşti. Endeks, faaliyet koşullarında genel
anlamda güçlü iyileşmenin devam ettiğine işaret etti. PMI, ayrıca uzun
dönem ortalaması (Ocak 2006'dan beri) olan 50,5'in üzerinde ve Kasım
2014'ten beri gözlenen ikinci en yüksek düzeyinde kaydedildi.
Alkollü içeceklerde
ÖTV artarken, gıda
ithalatında vergiler
düşürüldü…
Haziran ayı enflasyon verilerinin ardından yılın ilk yarısındaki yüzde 7.82'lik
yurtiçi üretici fiyatı endeksi alkollü içeceklere ÖTV artışı olarak yansıdı. Geçen
hafta Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile tütün ürünlerinin
asgari maktu ve maktu vergi tutarlarında, ÖTV kanununa göre yapılması
öngörülen otomatik maktu vergi artırımının Temmuz-Aralık dönemi için
uygulanmaması kararlaştırılmıştı. Ancak hükümet alkollü içecekler için böyle bir
kararname yayımlamadığı için ÖTV artışı otomatik olarak yürürlüğe girdi. Alkollü
içeceklerin toplam enflasyon sepeti üzerindeki ağırlığı yüzde 0.39 seviyesinde.
Dolayısıyla zammın manşet enflasyona kaydadeğer bir etki yapması beklenmiyor.
Bu arada, hükümet, Gıda Komitesi ve Bakanlar Kurulu kararları ile soğuk
taşımacılığa çeşitli teşvikler açıklarken gıda ithalatına ilişkin lokal üreticiyi
koruma amaçlı vergileri de spekülatif fiyat hareketlerini sınırlamak için yüzde
130'lu seviyelerden yüzde 25-45 bandına indirdi.
TÜFE
bazlı
reel
efektif döviz kuru
endeksi Haziran'da
91.38 değerini aldı…
Türkiye'nin fiyat düzeyinin ticaret yaptığı ülkelerin fiyat düzeylerine göre
değişimini gösteren TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru endeksi (REK) Haziran
ayında da sınırlı bir düşüşle 91.38 değerini aldı. TCMB tarafından yayınlanan
endeks Ocak'ta yayımlanmaya başladığı Ocak 2003'ten beri en düşük seviye olan
87.54 değerini almış sonrasında ise yükseliş eğilimine girmişti. Endeks Şubat'ta
88.75, Mart'ta 89.37, Nisan'da 90.21 ve Mayıs'ta 91.47 değerini almıştı.
Avrupa
Parlamentosu,
Türkiye ile üyelik
müzakerelerinin
askıya
alınmasını
istedi…
Avrupa Parlamentosu, Perşembe günkü oylamada Nisan ayında yapılan
referandumla kabul edilen ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yetkilerini
artıran anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesi durumunda Türkiye ile üyelik
müzakerelerinin askıya alınmasını istedi. Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye'nin
tam üyelik müzakerelerini etkileme konusunda sınırlı gücü bulunuyor. Avrupa
Birliği (AB) Bakanı Ömer Çelik yaptığı açıklamada, AB ile Türkiye arasında katılım
müzakereleri yerine diğer alanlarda güçlü işbirliği yapılması yönündeki teklifleri
Türkiye'nin "elinin tersiyle ittiğini" söyledi. Parlamento tarafından kabul edilen
tasarıda, "Avrupa Komisyonu ve üye devletleri, Müzakere Çerçevesi'ne bağlı
kalacak şekilde, anayasa reform paketinin değişiklik yapılmadan yürürlüğe
alınması durumunda Türkiye ile üyelik müzakerelerinin ertelenmeden askıya
alınması çağrısı yapılıyor" denildi. Türkiye'nin de üyesi olduğu insan hakları
kurumu Avrupa Konseyi'nin hukuk uzmanlarından oluşan Venedik Komisyonu,
anayasa değişikliklerinin kabul edilmesinin demokrasi için tehlikeli bir geri adım"
olduğu uyarısını Mart ayında yapmıştı.
4
Kıbrıs müzakereleri Kıbrıs adasının birleşmesi için Türk ve Rum taraflar arasında yapılan ve uzlaşıya
yine başarısız…
varılması için uzun dönemdir yakalanan en iyi fırsat olarak nitelenen
görüşmelerden sonuç alınamadı. Kısa bir basın toplantısı düzenleyen Birleşmiş
Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, "Tüm delegelerin ve tarafların
son derece güçlü desteği ve angajmanına rağmen Kıbrıs görüşmelerinin anlaşmaya
varılamadan sonuçlandığını üzüntüyle açıklıyorum" dedi. Görüşmelerin ne sebeple
başarısız olduğu sorusuna cevap vermeyen Guterres, sadece iki ülkenin heyetleri
arasında bazı konularda büyük görüş ayrılıklarının sürdüğünü belirterek,
"Maalesef, anlaşmak mümkün olmadı ve görüşmeler bu uzun süredir devam eden
dramatik soruna gözüm getirme imkanı olmadan sona erdi. Bu durum Kıbrıs
sorunu için başka girişimlerin yapılamayacğı anlamına gelmez" dedi. İki yıldan
uzun süren bir süreç sonunda yapılan İsviçre müzakereleri BM tarafından 1974
yılında Türk ve Rum tarafı olmak üzere ikiye bölünen adanın birleşmesini için
yakalanan "en iyi fırsat" olarak niteleniyordu.
DÜNYA EKONOMİSİ
IMF’den G20 raporu...
Uluslararası Para Fonu (IMF), Almanya’nın Hamburg kentinde 7-8 Temmuz’da
düzenlenecek G20 Liderler Zirvesi öncesinde “Küresel Beklentiler ve Politika
Zorlukları” başlıklı raporunu yayımladı. Raporda, küresel büyümenin ivmesini
korumasına karşın korumacı politikalar, uluslararası işbirliğini bozan girişimler ve
artan finansal kırılganlıkların dünya için risk oluşturduğu vurgulandı. Uluslararası
işbirliğinin küresel finansal sisteminin korunması ve iklim değişikliğiyle mücadele
gibi alanlarda büyük önem taşıdığına işaret edilen raporda, "Uluslararası
ekonomik ilişkiler için çok taraflı ve iyi işleyen bir sistemin bulunması, güçlü,
sürdürülebilir, dengeli ve kapsayıcı büyümenin önemli unsurlarından biridir.
Sonucu toplamda sıfır edecek miyopik yaklaşımlar, tarihin gösterdiği gibi sadece
bütün ülkelere zarar verir” değerlendirmesine yer verildi. IMF’nin bu uyarılarının,
ABD Başkanı Donald Trump’ın “Önce Amerika” temalı korumacı politikalarını
hedef aldığı yorumları yapıldı. Raporda, ayrıca küresel toparlanmaya katkı
sağlayan bazı faktörlerin kırılganlıkları artırdığına işaret edildi.
OPEC petrol üretimi OPEC'in ham petrol üretimi, arz kısıntısına dahil olmayan üye ülkelerin üretimi
arttı...
artırmasıyla, Haziran ayında 2017 yılının zirvesine tırmandı. OPEC ülkeleri petrol
üretimini Haziran'da Mayıs ayına göre günlük 260 bin varil artırdı. Artışın yarısı,
OPEC'in üretim kısıntısı anlaşmasına dahil olmayan Libya ve Nijerya'dan geldi.
OPEC grubu, küresel stokları azaltmak ve fiyatları (hala 2014 seviyelerinin
yarısında) desteklemek için üretim kısıntılarına Ocak ayında başlamıştı. OPEC ve
Rusya gibi ülkelerin de dahil olduğu anlaşma, petrol piyasasının dengeye
kavuşamaması nedeniyle, Mayıs ayında Mart 2018'e kadar uzatıldı.
5
ABD
ekonomisinde
gelişmeler...






Fed politika yapıcılarının arasında enflasyon görünümü ve bunun ileri
dönemde faiz artış hızlarını nasıl etkileyeceğine dair görüş ayrılıkları
gittikçe artıyor. Fed'in 13-14 Haziran'da gerçekleştirdiği toplantının
açıklanan tutanakları ayrıca bazı üyelerin Ağustos sonu itibariyle Fed'in
Hazine tahvili ve mortgage destekli tahvillerden oluşan portföyünü
daraltacak bir sürecin başlayacağını duyurmak istediğini fakat
diğerlerinin yılın ilerleyen dönemini beklemeyi tercih ettiğini gösterdi. Fed
tutanaklarında, "Birçok katılımcı son dönemlerde fiyat verilerindeki
zayıflığın kendine has nedenlerden meydana geldiğini düşünmekte. fakat
bazı katılımcılar, gösterilen ilerlemenin yavaşlamış olabileceği ve
enflasyonda son dönemde yaşanan yumuşamanın kalıcı olabileceği
endişelerini dile getirdiler" denildi. Komite, son dönemlerdeki faiz
artışlarına rağmen neden mali şartların sıkılaşmadığını sorgularken, bazı
üyeler de hisse senedi fiyatlarının çok yüksek olduğunu belirtti. Geçtiğimiz
ay Fed'in bire karşı sekiz oyla faizleri bu yıl ikinci kez artırması, ABD
ekonomisindeki büyümeye ve düşük işsizlik seviyesinin enflasyon üzerinde
yaratacağı etkiye güvendiğini gösterdi. O dönemde gerçekleştirilen bir
toplantıda Fed Başkanı Janet Yellen, enflasyonda son zamanlarda görülen
düşüşün geçici olduğunu ve merkez bankasının bu yıl bir ve önümüzdeki yıl
üç faiz artışı daha gerçekleştirme öngörüsünü sürdürdüğünü belirtti.
Fed Başkan Yardımcısı Stanley Fischer, "ABD hükümet politikasının
etrafındaki belirsizlik, iş yatırımları üzerindeki olumsuz etkisi sebebiyle
ekonomik büyümeyi yavaşlatıyor olabilir" dedi.
Fischer, yaptığı
konuşmada, ABD şirketlerinin "yatırıma olan temkinli yaklaşımının",
"politika ortamına ilişkin belirsizliği bir miktar yansıtıyor olabileceği" ve
"hükümet politikasının gelecek yönüne ilişkin belirsizliğin yarattığı
zayıflatıcı etkiyi konuya netlik getirerek hafifletmenin yüksek ölçüde
istendiği" açıklamalarında bulundu.
ABD'de dayanıklı mal siparişleri Mayıs ayında beklenti dahilinde geriledi.
ABD'de dayanıklı mal siparişleri Mayıs ayında yüzde 0.89 gerileyerek
beklentiyi karşıladı. Siparişler Nisan ayında da yüzde 1.1 gerileme
kaydetmişti. Fabrika siparişleri verisi, aynı dönemde yüzde 0.8 ile
beklentinin üzerinde azaldı.
ABD'de imalat sanayi Hazian ayında toparlandı. Mayıs'ta 54.9 olan ISM
İmalat Sanayi Endeksi Haziran'da 57.8 değerini aldı. Bu, Ağustos 2014'ten
beri en yüksek seviye oldu. Beklenti: 55.2'ydi. ISM yeni siparişler endeksi
ise 59.5'ten 63.5'e yükselerek 3 ayın zirvesine çıktı. Üretim endeksi
toparlanırken istihdam endeksi de 53.5'ten 57.2'ye çıkarak 2011'den beri
en yüksek ikinci seviyeye ulaştı.
Çalışma Bakanlığı verilerine göre 25 Haziran-1 Temmuz tarihleri arasında
işsizlik maaşı için başvuranların sayısı 4 bin artışla 248 bine yükseldi.
Beklenti 243 bindi. Başvurular bu artışa rağmen 112 haftadır 300 bin
seviyesinin altında seyrediyor, bu 1970'lerden beri görülen en uzun süreli
trend ve sağlıklı istihdam piyasası görünümüyle uyumlu.
ABD'de şirketler Haziran ayında önceki aya kıyasla daha az istihdam
sağladı. ADP verilerine göre özel sektör istihdamı Haziran'da 158 bin
arttı. Beklenti: 188 bindi. İstihdam böylece yılın en düşük ikinci artışını
kaydetti. Mayıs ayı verisi de 253 binden 230 bine aşağı yönlü revize edildi.
6



AB ekonomilerinde AB:
gelişmeler...



Küçük ölçekli şirketler 17 bin, orta ölçekli şirketler 91 bin, büyük ölçekli
şirketler ise 50 binlik istihdam sağladı.
ABD'de dış ticaret açığı Mayıs’ta yüzde 2,3 daralmasına karşın beklentinin
üstünde gerçekleşti. Dış ticaret açığı bu yıl Mayıs’ta bir önceki aya göre
yüzde 2,3 azalarak 46,5 milyar dolara geriledi. ABD Başkanı Donald Trump
için öncelikli sorunlar arasında yer alan ticaret açığına ilişkin piyasa
beklentisi 46,3 milyar dolar olarak belirlenmişti. Bu arada, Nisan ayına ait
dış ticaret açığı verisi 47 milyar 617 milyon dolardan 47 milyar 585 milyon
dolara revize edildi. Açığın Mayıs’ta yüzde 2,3 gerilemesinde, ithalatın
yüzde 0,1 azalışla 238,5 milyar dolara gerilemesi, ihracatın da yüzde 0,4
artışla 192 milyar dolara yükselmesi etkili oldu.
ABD'de hizmet PMI Endeksi Haziran'da nihai 54.2 değerini aldı, önceki
53'tü. Endeksin 50'nin üzerinde değer alması sektörde büyümeye işaret
ediyor.
ABD'de tarım dışı istihdam Haziran ayında artarken ücret artışları hayal
kırıklığı yaşattı. Tarım dışı istihdam Haziran'da 222 bin kişi arttı. Beklenti
178 bindi. İşsizlik oranı ise %4.3'ten %4.4'e yükseldi. Saatlik ortalama
kazançlar aylık %0.2, yıllık %2.5 ile beklentinin altında kaldı. Beklenti
aylık %0.3, yıllık %2.6 artıştı. İşgücüne katılım oranı Haziran'da
%62.7'den %62.8'e yükseldi. Bu arada Mayıs ayı istihdam verisi 138
binden 152 bine yukarı yönlü revize edildi.
Avrupa Komisyonu, AB ile Japonya arasında hazırlanan serbest ticaret
anlaşmasının ilkeleri üzerinde bir uzlaşmanın tamamlamasının yakın
olduğunu açıkladı. Komisyon sözcüsü olağan basın bilgilendirme
toplantısında, "AB ile Japonya arasında bir ilke anlaşması çok yakındır"
dedi. Japonya ile yapacağı bir serbest ticaret anlaşması, AB'nin bugüne
kadarki en büyük ticari başarısı olacak. AB, böyle bir anlaşmanın iki taraf
arasındaki ticareti üçte bir oranında artırmasını ve uzun dönemde AB
ekonomisini yüzde 0.8, Japon ekonomisini de yüzde 0.34 oranında
büyütmesini bekliyor.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) İcra Kurulu Praet, fiyat baskısının
cansızlığını koruduğunu belirtti. ECB'nin deflasyona karşı aldığı
önlemlerin etkili olduğunu belirten Praet, “toparlanmaya olan güvenimiz
sağlam temellere dayanıyor” dedi. Ölçülen enflasyonun aşırı derecede
volatil olduğunun altını çizen ECB başekonomisti büyüme görünümüne
ilişkin risklerin genel anlamda dengeli olduğunu söyledi. Görevlerinin
henüz tamamlanmadığı ifade eden Praet, sabır göstermeleri gerektiğinin
altını çizdi.
Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) son toplantısına ait tutanaklara göre
banka yetkilileri geçen ayki toplantıda gerek olduğu takdirde tahvil alım
programını genişletebileceği veya uzatabileceği şeklindeki taahhütün
terk edilmesine kapıyı araladı. ECB yetkilileri 7-8 Haziran'daki
toplantılarında "gevşemeci yaklaşım" olarak adlandırılan taahhütten
vazgeçmeyi görüştüler, ancak euro bölgesinde ekonomik toparlanmanın
henüz enflasyonda yükselişe yol açmamasından dolayı taahhütten
vazgeçme kararı almadılar. ECB yetkilileri bu yaklaşımın devam edip
7






etmemesi konusunun önümüzdeki toplantılarda gözden geçirileceğini
belirttiler. ECB tutanaklarında, "Enflasyon görünümü iyileşirse bu
yaklaşımın sürdürülmesi konusu ele alınabilir" denildi. Tutanaklarda
bankanın düşük faizler ve varlık alımı öngören aşırı gevşek para
politikasından uzaklaşmaya başladığı şeklinde piyasalara gönderilecek
yanlış bir mesajı engelleyebilmek için "temkinli iletişimin sürmesi"
gerektiği belirtildi.
ECB verilerine göre, parasal gevşeme programı kapsamında, Haziran
ayında üç ay üst üste Almanya tahvillerini alım hedefinin altında
kalınırken, Fransa ve İtalya'daki tahviller desteklendi. ECB, Haziran ayında
tahvil alımı hedefinin 304 milyon euro (345 milyon dolar) altında kalırken,
Mayıs ayında bu hedefin 277 milyon euro altında kalmıştı. Ayrıca, ağırlıklı
ortalama vade, Mayıs ayındaki rekor düşük seviyesi olan 3.99 yıldan 5.33
yıla yükseldi. Avrupa Merkez Bankası, Fransa tahvilleri alım hedefini 1.19
milyar euro aşarken, İtalya tahvilleri alım hedefini ise 980 milyon euro aştı.
Fransa ve İtalya'nın her ikisinin de göreceli büyük devlet borcu bulunuyor.
Banka, Finlandiya, İrlanda ve Portekiz tahvilleri alım hedeflerini de
karşılayamadı. İtalya'da 10 yıllıkların faizi, verinin açıklanmasının ardından
dört baz puan düşerek yüzde 2.10'a indi.
Euro bölgesinde perakende satışlar Mayıs ayında beklentilerin üzerinde
artarken, güçlü giyim ve ayakkabı satışlarının yanısıra akaryakıt satışları da
bu artışa destek oldu. Bir önceki ay ile karşılaştırıldığında Mayıs ayı
satışları euro para birimi kullanan 19 ülkede yüzde 0.4 artarken, yıllık artış
yüzde 2.6 oldu. Euro bölgesi perakende satışlarının Mayıs'ta yüzde 0.3,
yıllık olarak ise yüzde 2.3 artması bekleniyordu.
Euro bölgesinde
perakende satışların en çok arttığı yer Letonya, Belçika ve Estonya olurken,
Finlandiya ve Malta'da satışlar düştü.
Euro Bölgesi'nde Haziran ayı nihai bileşik Satınalma Yöneticileri
Endeksi (PMI), 56,3 puanla 4 ayın en düşük seviyesine indi. Ekonomi
araştırma kuruluşu IHS Markit Economics'in nihai verilerine göre, Euro
Bölgesi bileşik PMI Mayıs’ta 56,8 iken Haziran’da 56,3 puana geriledi. Son 4
ayın en düşük seviyesini gören endeks, daha önce açıklanan öncü veride
55,7 puandan yukarı yönlü revize edildi. Endeksteki azalışa rağmen bileşik
PMI verisi, yılın ikinci çeyreğinde 6 yıldır görülen en iyi çeyrek
performansa işaret etti.
Euro Bölgesi'nde hizmet sektörü satın alma yöneticileri endeksi (PMI)
Haziran ayında beklentiyi kaşılayamadı. Euro Bölgesi'nde hizmet PMI'sı
Haziran'da 55.4 seviyesinde gerçekleşti. Öceki tahmine göre hizmet sektörü
göstergesi 54.7 idi.
Euro bölgesinde imalat PMI, Haziran ayında 57.4 seviyesine çıktı. Endeks,
bölgedeki fabrikaların artan siparişlerle baş edebilmek için daha çok işçi
almasıyla 6 yılın en güçlü artışını kaydetti. Euro bölgesi İmalat Sanayi Satın
Alma Yöneticileri Endeksi, Haziran ayında Mayıs ayındaki 57.0'lık
seviyesinden 57.4'e yükseldi. Fransa ve İtalya'nın da içerisinde bulunduğu
ülkelerin çoğunda büyüme oranları gelişme kaydederken, Yunanistan
göstergesi, geçtiğimiz Ağustos ayından bu yana ilk kez büyüme işaret etti.
Euro Bölgesi Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), Mayıs’ta bir önceki aya göre
yüzde 0,4 azaldı. 19 üyeli Euro Bölgesi'nde ÜFE, Mayıs’ta Nisan ayına
8

kıyasla yüzde 0,4 geriledi. ÜFE, 2016 yılının Mayıs ayına kıyasla ise yüzde
3,3 artış kaydetti. Piyasalarda ÜFE’nin Mayıs’ta aylık 0,2 azalması, yıllık
bazda ise 3,5 artması bekleniyordu. ÜFE, Euro Bölge'sinde enerji fiyatları
hariç tutulduğunda, Mayıs’ta aylık bazda değişmezken, yıllık bazda ise
yüzde 2,4 arttı.
Euro bölgesinde işsizlik oranı, geçtiğimiz ay 2009 yılının Mart ayından bu
yana olan en düşük seviyesine geldi ve bölgedeki toparlanmanın
sağlamlaştığı işaretlerini verdi. Eurostat'ın Pazartesi günkü verisine göre,
19 ülkeden oluşan blokta işsizlik oranı, Mayıs ayında bir önceki aya göre
değişim göstermeyerek yüzde 9.3 seviyesinde kaldı. Bu arada geçtiğimiz
hafta açıklanan ekonomik güven verisi ise, on yılın en yüksek seviyesinde
geldi.
Almanya:
 Almanya'da hizmet sektörü satın alım yöneticileri endeksi (PMI)
Haziran ayında 54'e gerileyerek özel sektör büyümesindeki yavaşlamanın
ana nedeni olsa da beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Hizmet sektöründe
her ne kadar büyüme yavaşlamış olsa da daralma ve genişlemeyi ayıran 50
seviyesinin oldukça üzerinde seyretmeye devam eden endeks, sektörün
güçlü kalmaya devam ettiğini gösterdi. Hizmetler PMI endeksinin Haziran
ayı için nihai 53.7 olması bekleniyordu. Endeks, Mayıs ayında ise 55.4
olarak gerçekleşmişti. IHS Markit, Almanya ekonomisinin bu yıl yüzde 2
büyümesini bekliyor. Bu rakam 2011'den bu yana en yüksek büyüme
oranına işaret ediyor.
 Almanya'da fabrika siparişleri Mayıs ayında, tahminlerin altında olmasına
karşın arttı. Mevsim etkisinden ve enflasyondan arındırılmış siparişler,
Nisan ayında revize edilmiş yüzde 0.2 gerilemesinin ardından Mayıs'ta
yüzde 1 artış kaydetti. Verinin yüzde 1.9 artış kaydetmesi bekleniyordu.
 Almanya'da imalat satın alma yöneticileri endeksi (PMI) Haziran ayında
altı yılın zirvesine tırmandı. Markit Economics tarafından yapılan
açıklamaya göre Almanya'da imalat göstergesi Mayıs ayındaki 59.5'ten
Haziran'da 59.6'ya yükseldi. İlk tahmin verinin 59.3 seviyesinde
gerçekleşeceği yönündeydi. Veri, Nisan 2011'den bu yana görülen en
yüksek seviyesinde gerçekleşti. Yeni siparişler, Mayıs ayındaki 60.7
seviyesinden 61.7'ye yükselerek Mart 2011'den beri en yüksek seviyesinde
gerçekleşti.
 Almanya'da sanayi üretimi, beklentilerinden daha fazla artış kaydederek
ekonomideki geniş tabanlı ve güçlü ilerlemeyi destekledi. Mevsimsel
dalgalanmalardan ve enflasyondan arındırılmış sanayi üretimi, Nisan
ayında kaydettiği yüzde 0.7'lik artıştan sonra Mayıs ayında yüzde 1.2 daha
arttı. Beklentiler, sanayi üretiminde yüzde 0.2'lik bir artış gerçekleşeceği
yönündeydi. Üretim, bir önceki yılki seviyesinden yüzde 5 arttı.
 Alman devlet tahvil getirileri, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) tahvil
alımlarını artırma taahhütünden vazgeçmeye açık kapı bırakmasının
ardından 18 ayın en yüksek seviyesine yükselirken, euro da değer
kazandı.ECB yetkilileri yayımlanan tutanaklara göre 7-8 Haziran'da
yaptıkları para politikası toplantısında "gevşemeci yaklaşım" olarak
adlandırılan tahvil alımlarını artırma veya süresini uzatma taahhütünden
9
vazgeçmeyi görüştü. Bu durum, zaten gelecek aylarda para politikasıyla
ekonomiye verilen desteğin sınırlanacağından endişe eden tahvil
piyasalarındaki satış baskısını artırdı. Almanya'nın 10 yıllık devlet
tahvilleri getirisi, Perşembe günü son 18 ayın en yüksek seviyesine
yükselerek yüzde 0.56’ya çıktı.
İngiltere:
IHS Markit'in açıkladığı veriye göre, İngiltere'de imalat, ülkedeki belirsizliğin
talebi sarsmasıyla Haziran ayında beklentilerden fazla yavaşlayarak ekonominin
ikinci yarı görünümüne ilişkin şüpheleri artırdı. İngiltere'de imalat PMI, Haziran
ayında, Mayıs ayında aşağı yönde revize edildiği 56.3 seviyesinden 54.3'e geriledi.
İtalya:
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, İtalya'nın dünyanın en eski faal bankası Monte
dei Paschi di Siena’ya (MPS) 5,4 milyar euro sermaye sağlamasına onay verdi. AB
Komisyonu, İtalya'nın kamu desteği vererek MPS bankasının sermaye yapısını
güçlendirmesine onay verildiğini açıkladı. Açıklamada, yeniden yapılandırma
planları ile uyumlu bir şekilde MPS’ye 5,4 milyar euro tedbir olarak sermaye
aktarılmasının AB kamu destekleme kuralları ile uyumlu bulunduğu kaydedildi.
Dünyanın en eski ve faal bankası MPS, İtalya’da 4. en büyük banka durumunda
bulunuyor. MPS, geçen yıl Avrupa’da bankaların kriz durumlarında dayanıklılığını
ölçen stres testinin sonuçlarında en kötü performansı sergilemişti. Banka, özel
sektörden borçlanarak sermaye yeterliliği sağlayamamış ve 5 yıllık bir plan
çerçevesinde çalışma modelini güçlü ve verimli hale getirecek tedbirleri içeren
yeniden yapılandırma planlarını sunarak, İtalya'dan kamu desteği talep etmişti.
Diğer ekonomilerde Japonya:
gelişmeler...
 Japonya ekonomisi, küresel finans krizinden bu yana kapasitesinin oldukça
üzerinde ilerleyerek daha güçlü büyüme ve enflasyon görünüşünü artırıyor.
Japonya Merkez Bankası'nın raporuna göre, ekonomide arz ve talep
arasındaki dengeyi gösteren üretim açığı, bu yılın ilk üç ayı boyunca üç
çeyrek üst üste yükseldi ve 2008'den bu yana olan en yüksek seviyesine
geldi.
 Japonya'da Tankan büyük imalatçılar endeksi, Haziran ayında 17'ye
tırmanarak gerçekleşerek 15 seviyesindeki beklentiyi aştı. Veri, bir önceki
çeyrekte 12 seviyesinde gerçekleşmişti.
 Yen, Japonya Merkez Bankası'nın (BOJ) sınırsız tahvil alımı
işlemlerine başlayarak ülke tahvil faizlerindeki artışı frenleme gayesinde
olduğu açıklamasıyla dolar karşısında sekiz haftanın en düşük seviyesine
indi. Japonya para birimi, merkez bankasının 10 yıllık tahvil faizlerini
yüzde 0 civarında tutma kararıyla Mayıs’tan bu yana gerçekleştirdiği en
uzun düşüş olan dördüncü haftalık kaybına yöneldi.
Çin:

Çin Merkez Bankası (PBOC), ortamın hala "karışık" olmasına rağmen
ekonominin ve finans piyasalarının genel olarak istikrarlı olduğunu
belirtti ve risklerin engellenmesine daha çok önem verilmesinin gereğini
ayrıca ekledi. Çin Merkez Bankası (PBOC), bunun yanı sıra, Zhou Xiaochuan
10

önderliğindeki para politikası komitesinin düzenlediği toplantıdan sonra
yayınlanan açıklamada, büyük gelişmiş ülkelerdeki toparlanmanın
sürdüğünü bildirdi. Bankanın ilk çeyrek için yayınladığı raporda ise,
ekonomik ortamın küçümsenmemesi gerektiği ve gelişmiş ülkelerdeki
toparlanmanın hızlandığı kaydedilmişti. Çin Merkez Bankası, "ihtiyatlı ve
nötr" bir politikaya tutunacağını yineledi ve "likiditeyi göreceli olarak sabit,
kredi büyümesini ise mantıklı bir tempoda tutacağını" bildirdi. Bu arada,
raporda, para otoritesinin, yurt içi ve küresel ekonomilerdeki "son
gelişmeleri yakından takip edecek" olup, uluslararası sermaye akışlarından
da gözünü ayırmayacağı belirtildi. Banka, yayınlanan ayrı bir raporda,
sektörler arası risklerin yakından izlenmesinin ve finansal denetimdeki
koordinasyonun, finansal düzenlemelerdeki açıkları kapatacak "birleşik bir
güç" kurmak adına güçlendirilmesinin gereğini bildirdi. Çin Merkez
Bankası (PBOC) tarafından yayınlanan bir finansal piyasalar gelişme
raporuna göre Çin, 2017 yılında yuan kurunu belirlemede piyasanın rolünü
artıracak. Çin'in yuanın istikrarını makul ve dengeli bir seviyede temel
düzeyde koruyacağı belirtilen raporda, Çin'in sınır ötesi sermaye
hareketlerini dengeleyeceği ifade edildi.
Çin'de Caixin imalat sanayi PMI'ı Haziran'da tahminleri aşarak, yıla güçlü
bir başlangıç yapan ekonominin ivmesini bir miktar koruduğunu işaret etti.
Caixin Media ve Markit Economics imalat göstergeleri Mayıs ayındaki
49.6'dan (endeks Haziran 2016'dan beri ilk kez 50'nin altına gerilemişti)
50.4 seviyesine yükseldi. Yeni siparişler artarken, üretim Mayıs ayındaki
50.2'den 50.6'ya yükseldi.
Rusya:
 Rusya Enerji Bakanı Alexander Novak, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü
(OPEC), Rusya ve diğer ülkeler arasında yapılan petrol üretim kısıntısı
anlaşması sayesinde fiyat oynaklığının ve stok fazlasının azaldığını,
bu nedenle fiyatları yükseltmek için yeni tedbirler alınmasının
aciliyeti olmadığını söyledi. Novak petrol için varil başına 50-60 dolar
fiyatın "adil" olduğunu ve fiyatların şu anki seviyelere kıyasla yükselme
potansiyeli bulunduğunu söyledi. Novak, alınacak ek önlemlerin
piyasalarda "kaos" ve yeni yanlış anlaşılmalara neden olacağını belirtti.
Novak, "Piyasanın istikrar kazandığının pozitif etkilerini görüyoruz.
Fiyatlar daha yüksek bir düzeyde istikrar kazandı. Bu da yatırımcıların,
üreticilerin ve tüketicilerin çıkarlarının göz önüne alınabilmesini sağlıyor"
dedi. Petrol fiyatları Kasım ayındaki, yani üretim kısıntısı anlaşması
öncesindeki seviyelere geri çekilmiş olsa da, 2016 başlarındaki görülen 27
dolar gibi dip seviyelerin üzerinde bulunuyor. Novak bugünkü seviyelere
bakıldığında petrol fiyatlarının yükselecek yeri olduğunu ve üretim
kısıntısının süresinin uzatılması sayesinde sanayileşmiş ülkelerdeki petrol
stoklarının beş yıllık ortalamaya gerilemesinin beklendiğini belirtti.
 Rusya’nın Rezerv Fonu Haziran’da bir önceki aya göre yüzde 5,9 artarak
987,2 milyar rubleye yükseldi. Rusya Maliye Bakanlığı verilerine göre,
ülkenin Rezerv Fonu Haziran’da bir önceki aya göre yüzde 5,9’luk artışla
987,2 milyar rubleye (yaklaşık 16,7 milyar dolar) çıktı. Rusya’nın Rezerv
Fonu, 2016’da bir önceki yıla göre yüzde 73 azalarak 3,6 trilyon rubleden
11

972 milyar rubleye gerilemişti. Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov, bir
süre önce yaptığı açıklamada, bu yıl petrol ve doğalgaz ihracatından elde
edilen ek gelirlerin 623 milyar ruble düzeyinde olmasını beklediklerini
belirterek, “Söz konusu ek gelirler, önümüzdeki yılın bütçe açığını
kapatmak için kullanılacak.” demişti. Rusya’nın bütçe açığı 1 Haziran 2017
itibariyle 562,8 milyar ruble düzeyindeydi.
Rusya’da Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) mevsimsel etkilerden
arındırılmış öncü verilere göre Mayıs ayında, bir önceki aya göre yüzde 0,4
büyüdü. Rusya’da GSYH mevsimsel etkilerden arındırılmamış verilere göre
2016’nın aynı dönemine göre yüzde 3,1 büyürken, toptan satış hacmi
Mayıs ayında yıllık bazda yüzde 7,7, sanayi üretimi de yüzde 9,5 büyüdü.
Ülkede inşaat sektörü 2017’nin başından bu yana yüzde 3,8 ile ilk kez
büyüme kaydederken, perakende sektörü ise yüzde 0,7 büyüdü.
Enflasyon haziranda yüzde 0,6'ya, yıllık bazda yüzde 4,4'e çıktı. Mayıs
ayında yüzde 0,4 seviyesinde olan enflasyon Haziran ayında yüzde 0,6’ya
yükseldi.
Güney Afrika:
Güney Afrika'da iktidardaki Afrika Ulusal Kongresi (ANC) partisi, düzenlediği
konferansta, iki parti kaynağının verdiği bilgiye göre merkez bankasının
kamulaştırılmasını teklif etti. Söz konusu tasarının basına kapalı toplantıdan
sızmasının ardından Güney Afrika'nın para birimi randın kayıpları yüzde 2'yi
buldu. Parti konferansında gündeme gelen bu teklif merkez bankasının
bağımsızlığını kaybedeceği endişelerini artırabilir. Güney Afrika'nın yolsuzluk
denetim kurulu daha önce merkez bankasının hedeflerinin sadece enflasyon
ve rand kurunu değil ekonomik büyümeyi de kapsaması tavsiyesinde
bulunmuş, büyümeyi destekleyici politikalara daha fazla ağırlık vermesini
istemişti.
Katar:
 Katar'a uygulanan siyasi ve ekonomik boykota önderlik eden dört Arap
ülkesi, Körfez krizinin çözümlenmesi için öne sürdükleri talepleri
reddetmesinin, Doha'nın terör gruplarıyla bağlantılı olduğunu
kanıtladığını söylediler. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır
ve Bahreyndaha önceki taleplerinin artık geçerli olmadığını ve Katar'a
karşı yeni önlemler alacaklarını dün yaptıkları ortak açıklamayla
duyurdular. Dört ülke, Katar hükümetini sorunu çözmek için gösterilen
diplomatik çabaları sabote etmekle suçladılar ve isteklerinin reddiyle,
Katar'ın bölge istikrarı ve güvenliğini sabote etmeyi sürdürmeye devem
ettiğini gösterdiğini söylediler. Açıklamada, alınacak önlemlerin Katar
halkına değil,hükümete yönelik olduğu söylendi ancak yeni önlemlerin
niteliği ve ne zaman açıklanacakları belirtilmedi. Dört ülkenin dışişleri
bakanları Katar'a taleplerinin kabulü için verdikleri 10 günlük sürenin
bitiminin ardından dün Kahire'de bir araya gelmişlerdi. Katar'ı terörü
desteklemek ve bölgesel rakipleri olan İran'la yakınlaşmakla suçlayan
ülkeler, geçen ay Katar'la diplomatik ve ulaşım hatlarını kesmişlerdi.
 Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Investors Service,
Katar'ın kredi not görünümünü, OPEC ülkeleri ve Arap komşuları ile
12
yaşadığı diplomatik krizden kaynaklanabilecek finansal riskleri
işaret ederek, "negatif"e düşürdü. Moody's, anlaşmazlığa hızlı çözüm
olasılığının düşük olmasından dolayı not görünümünü "durağan"dan
"negatif"e düşürdüğünü, ancak uzun vadeli ülke kredi notunu "Aa3"te
tuttuğunu kaydetti. Kredi derecelendirme kuruluşu, hızlı çözüm olasılığının
düşük olmasından dolayı, aralarında Suudi Arabistan ve Birleşik Arap
Emirlikleri'nin de bulunduğu ülkeler tarafından uygulanan hava, kara ve
deniz ablukasının ekonomik aktiviteyi olumsuz etkileyebileceğine dikkat
çekti. Moody's raporunda, "Uzayan belirsizlik döneminin 2018 yılına
genişleme olasılığı ve anlaşmazlığa önümüzdeki birkaç aylık dönemde hızlı
çözüm olasılığının düşük olması, Katar'ın ülke kredi temellerinin negatif
etkilenebileceği riskini getiriyor" dedi. Moody's, Katar'ın kredi notunu,
ülkenin ekonomik büyüme modeline ilişkin belirsizlikten dolayı daha once
bir basamak düşürmüştü.
Kuzey Kore:
Kuzey Kore, Kim Jong Un'un emri ile yeni geliştirilen kıtalararası bir balistik
füzeyi fırlattıklarını, fırlatmanın başarıyla gerçekleştirildiğini ve denizde
planlanan hedefin vurulduğunu kaydetti. Kuzey Kore bu açıklamayı devlet
televizyonundan yaptı. Kuzey Kore'nin kıtalararası balistik füze açıklaması,
Günzey Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in ile ABD Başkanı Donald Trump'ın 30
Haziran'daki zirvesinin ardından geldi. Japonya Savunma Bakanlığı yaptığı
açıklamada, fırlatılan füzenin 2,500 kilometreden fazla bir mesafe katettiğini
belirtti. Kuzey Kore, Haziran ayında yaptığı açıklamada, ABD anakarasını
vurabilecek menzile sahip bir kıtalararası balistik füze denemesine yakın
olduklarını belirtmişti.
BU HAFTA PİYASALAR
Kur ve faiz yükseldi...
Küresel merkez bankaları kararları, küresel piyasalar ve jeopolitik gelişmelerinin
takip edildiği ve Nisan ortasından bu yana 3.50 civarında dalgalanan dolar/TL
paritesi haftanın ilk gününde dolardaki küresel değer kazancıyla sert yükseldi.
Tahvil bono piyasasında getiriler de yaklaşık 10 baz puan yükseliş
gösterdi.Küresel piyasalarda dolar, ABD Hazine tahvil getirilerinin Mayıs
ortasından bu yana en yüksek seviyeye ulaşmasına paralel olarak dokuz ayın en
düşük seviyelerinden yükselişe geçti. Dolar/TL paritesi hafta başında 3.55
düzeyine geldi. Sepet bazında TL 3.80, euro/TL ise 4.04 seviyesindeydi. Tahvil
bono piyasasında ise 24 Şubat 2027 itfalı 10 yıllık gösterge tahvilin ortalama
bileşik faizi %10.52 oldu. İki yıllık gösterge olan 15 Mayıs 2019 tahvilinin
ortalama bileşik faizi de %11.13 düzeyindeydi. Açıklanan enflasyon verileri ise
piyasaları fazla etkilemedi. 4 Temmuz Salı günü ise ABD’deki tatil nedeniyle
piyasalar sakin seyretti.
13
Çarşamba
günü
ise
Türk
Lirası’ndeki değer kaybı devam etti
%
ve dolar/TL paritesi 19 Mayıs’tan
25
sonra ilk defa 3.61 düzeyini geçti.
22
Euro/TL paritesi de 4.10’a yaklaştı.
19
On yıllık tahvil faizleri %10.70’i, iki
16
yıllık tahvil faizleri ise %11.20’yi
13
10
geçti. Dolar endeksindeki güçlenme
7
TL'nin de yer aldığı gelişmekte olan
4
para birimlerinde de sert yükselişi
beraberinde getiren en büyük etken
olarak görülebilir. TL ile oldukça
paralel işlem gören bir başka
gelişmekte olan ülke olan Güney Afrika'da iktidar partisinin merkez bankasının
kamulaştırılmasını isteyeceğine yönelik haberler randın dolar karşısında yüzde 2
civarında değer kaybı yaşamasına neden oldu. Randdaki değer kaybı, Katar
konusundaki endişeler ve Suriye'de başta YPG olmak üzere bölgeye ilişkin
jeopolitik endişeler de TL'deki değer kaybını tetikleyen sebepler arasında yer
almakta. Perşembe günü de TL’deki değer kaybı devam etti ve dolar/TL paritesi
3.6395’i test etti. TL’deki değer kaybının hızlanmasında AB ile olan ilişkilerdeki
gerilim ve Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye ile olan müzakerelerin askıya
alınması konusundaki tavsiye kararı etken oldu. Ayrıca ABD’de on yıllık hazine
tahvillerinin getirisi de %2.39’a kadar yükseldi. Dolar endeksi de 96’nın
üzerindeki seyrini sürdürmekte. Faizlerde de yükselme devam etti. İki yıllık tahvil
faizleri %11.30’u, on yıllıklar %10.80’i aşmış durumda. Suriye, Katar ve Kuzey
Kore konusundaki belirsizlikler piyasaları endişelendirmekte. Kur ve faizdeki
yükseliş eğilimi haftanın son gününde de devam etmekte. AB ile ilişkileri,
jeopolitik gelişmeleri ve küresel piyasaları izleyen kur ve faizde bugün ABD'de
açıklanacak tarım dışı istihdam verisi beklendi. Dolar/TL paritesi 3.64 eşiğine
gelirken, euro/TL de eurodaki yükselmenin etkisiyle 4.15’e ulaşırken. İki yıllık
tahvil faizleri de %11.40’ı geçti. ABD tarım dışı istihdam verisinden sonra ABD’de
saatlik ücretlerin beklentilerin altında kalması ve doların bir miktar gerilemesiyle
birlikte dolar/TL de 3.62’ye indi.
04.01.2007
01.03.2007
27.04.2007
25.06.2007
20.08.2007
17.10.2007
13.12.2007
12.02.2008
08.04.2008
05.06.2008
31.07.2008
25.09.2008
26.11.2008
28.01.2009
25.03.2009
25.05.2009
20.07.2009
14.09.2009
12.11.2009
11.01.2010
08.03.2010
30.04.2010
28.06.2010
20.08.2010
20.10.2010
22.12.2010
16.02.2011
12.04.2011
07.06.2011
02.08.2011
30.09.2011
30.11.2011
25.01.2012
21.03.2012
18.05.2012
13.07.2012
12.09.2012
12.11.2012
08.01.2013
05.03.2013
02.05.2013
28.06.2013
28.08.2013
31.10.2013
26.12.2013
21.02.2014
17.04.2014
17.06.2014
15.08.2014
14.10.2014
10.12.2014
05.02.2015
02.04.2015
02.06.2015
29.07.2015
23.09.2015
23.11.2015
19.01.2016
15.03.2016
10.05.2016
11.07.2016
06.09.2016
07.11.2016
02.01.2017
27.02.2017
24.04.2017
21.06.2017
Tahvil/bono piyasası gösterge faiz oranları
(15.05.2019 tahvili, % bileşik)
Sonuçta, 30 Haziran’da Merkez Bankası kurlarıyla 3.5232 olan dolar/TL paritesi,
7 Temmuz’da 3.6365 TL’ye yükseldi; 4.0198 TL düzeyinde olan euro/TL paritesi
ise 4.1512 TL’ye çıktı. 30 Haziran’da %11.12 olan gösterge tahvilin ortalama
bileşik faizi ise bu haftanın son günü %11.42’ye yükseldi.
Döviz, petrol ve altın Döviz:
fiyatları...
Dolar endeksi hafta başında son dokuz ayın dip seviyelerinden toparlanmasına
karşılık Avrupa ve İngiltere merkez bankalarının aşırı gevşek para politikasını terk
etmeye başlayacakları beklentisiyle fazla güçlenemedi. Sterlin ve euro ise geçen
hafta gelen merkez bankaları açıklamalarından destek buldular. Doların başlıca
altı para birimi karşısındaki seyrini izleyen endeks Cuma günü gördüğü dokuz
ayın dip seviyesi olan 95.470'ten toparlanarak 95.729'a yükseldi. Euro/dolar
paritesi ise geçen Cuma günü 1.4445 dolar ile yaklaşık 14 ayın zirvesini gördükten
14
sonra bir miktar gerileyerek haftanın ilk gününde 1.1413 dolara indi. Dolar/yen
paritesi ise 112.5 dolaylarında haftaya başladı. ABD doları ve dolar endeksi daha
sonra açıklanan pozitif ABD verilerinin, Hazine tahvil getirilerini yedi haftanın
zirvesine çıkarmasıyla yükseldi. Dolar endeksi tekrar 96’nın üzerine yükseldi.
Euro/dolar 1.14’ün altına gerilerken, dolar/yen paritesi 113’ün üzerine çıktı.
Ancak dolar, hafta içinde ABD ile Kuzey Kore arasında artan gerilim kaynaklı
endişelerle yen karşısında değer kaybederek 113 yene geriledi ve hafta başında
gördüğü bir buçuk ayın zirvesi olan 113.48 yen düzeyinden uzaklaştı. Euro/dolar
ise 1.1350’lerde seyretti. Dolar Çarşamba akşamı açıklanan Fed tutanaklarının
yükselişini yavaşlatmasının ardından diğer büyük para birimleri karşısında yatay
bir hareket izledi. Dolar endeksi Çarşamba günü 96.512 ile bir haftanın zirve
seviyesini görmesinin ardından 96.275'e geriledi ve yatay seyre döndü. Haftanın
son gününde ise dolar, Japonya Merkez Bankası'nın tahvil faizlerinde yükselişi
önlemek için varlık alımlarını artırmasının ardından yen karşısında değer kazandı
ve 113.83 yene kadar çıktı. Euro ise ECB tutanaklarında parasal genişlemenin
azaltılmasına dönük sinyaller alınmasıyla dolar karşısında yükseldi ve 1.14’ün
üzerine çıktı. Piyasalar, bugün açıklanacak olan ABD tarım dışı istihdam verisini
beklediler. Dolar endeksi 95.947 civarındaydı. Tarım dışı istihdam verisi
beklentileri geçse de, saatlik ücret artışı yine beklentinin altında kaldı. Bu da
doların biraz gerilemesine yol açtı. Cuma günü itibariyle euro/dolar paritesi
1.1425; dolar/yen paritesi 113.75 düzeyindedir.
Petrol:
Petrol fiyatları ABD'de petrol kuyusu sayısının aylardır ilk defa gerilemesinin
ardından hafta başında yükseldi. Ancak Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün
(OPEC) üretimi, kısıntı kararına rağmen geçen ay artırması kazanımları sınırladı.
Brent petrolünün varil fiyatı hafta başında 49 dolara yükselirken, ABD hafif
petrolünün varili 46.80 dolar düzeyindeydi. Fiyatlar haftanın başında yükselme
eğilimini sürdürdü. Brent petrolü hafta içinde 49.50 dolar, ABD petrolü 46.95
dolar düzeyindeydi Ancak daha sonra petrol fiyatları ABD'de ham petrol
üretiminin hız kaybediyor olabileceği sinyalleriyle gerçekleştirdiği sekiz günlük
yükselişe ara verdi ve değer kaybetti. Petrol piyasasında OPEC öncülüğündeki
üretimi kısıntısına rağmen arz fazlası nedeniyle fiyatlar gerilerken, Kore
yarımadası ve Orta Doğu'daki jeopolitik tansiyon düşüşü sınırladı. Brent petrolü
48 dolara, ABD petrolü 45.5 dolara indi. Haftanın son gününde fiyatlar, OPEC'in
üretim artırmasına paralel olarak ABD'nin de üretimini artırdığını gösteren
verilerin ardından yüzde 1'den fazla geriledi. ABD ham petrolünün en yakın vadeli
fiyatı 45 doların altına düşerken, Brent petrolü 47 doların altına geriledi. Daha
sonra ise fiyatlar biraz toparlandı. Cuma günü itibariyle Haziran vadeli Brent ham
petrolünün varili 47.20 dolar düzeyinde; ABD hafif ham petrolünün varili
44.60 dolar civarında seyretmektedir.
Altın:
Altın fiyatları hafta başında yatırımcıların güvenli liman varlıklardan hisse
senetlerine yönelmesine paralel olarak geriledi. Asya borsalarının iki yılın
zirvesine yakın seviyelerde tutunması ve doların dokuz ayın dip seviyelerinden
toparlanmaya çalışması altına olan talebi azalttı. Altının ons fiyatı hafta başında
1224 dolar düzeyindeydi. Fiyatlar, Kuzey Kore'nin füze denemesi ve değer
15
kaybeden dolardan bulduğu destekle Salı günü değer kazansa da, bir önceki
seansta gerilediği yedi haftanın en düşük seviyelerine yakın seyrine devam etti.
Hafta içinde ise altın fiyatları, Kore yarımadasındaki tansiyonun güvenli liman
talebini artırmasıyla 1227 dolara yükselirken, Fed'in yayımlanacak son toplantı
tutanağı beklendi. Fiyatlar, Fed tutanaklarında enflasyon ve gelecekteki faiz artış
hızı konularında görüş ayrılığı olduğunun görülmesi üzerine yatay bir seyir izledi.
Spot altının ons fiyatı 1226 dolardan işlem gördü. Haftanın son gününde ise altın
tekrar değer kaybına uğradı. Yatırımcılar günün ilerleyen saatlerinde açıklanacak
ABD tarımdışı istihdam verisini bekledi. Tarım dışı istihdam artışı beklentilerin
üzerinde açıklandı ancak saatlik ücretlerdeki yükselme beklentilerin altında kaldı.
Bu durum da altın fiyatını fazla etkilemedi. Cuma günü itibariyle altının spot
fiyatı ons başına 1223 dolar civarındadır.
DÖVİZ KURLARINDAKİ GELİŞMELER
(1)
(2)
(3)
(2)/(1)
30.12.16
30.06.17 07.07.17
%
değişim
3,5255
3,5232
3,6365
-0,1
3,7166
4,0198
4,1512
8,2
3,6211
3,7715
3,8939
4,2
(2)/(1)
reel %
değişim
-5,6
2,1
-1,6
(3)/(2)
%
değişim
3,2
3,3
3,2
ABD doları/TL*
Euro/TL*
Döviz Sepeti **
Euro-dolar
Paritesi
1,0542
1,1410
1,1415
8,2
0,1
* TCMB döviz satış kuru. ** 0,5 dolar + 0.5 euro. *** Reel % değişim için tüketici fiyat endeksi
kullanılmıştır.
Daha fazla bilgi için:
Dr. M.Veyis Fertekligil,
Baş Ekonomist
e-posta: [email protected]
Tel: 0212 – 368 35 20
UYARI NOTU:
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım
danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye
özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz
ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak
yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir .
16
Download