0 : 1 Değerli arkadaşlarım, onun için, bu gensoruyla

advertisement
T.B.M.M.
B:60
25.2.1997'
0:1
Değerli arkadaşlarım, onun için, bu gensoruyla Hükümet düşürülemezse bile, Sayın Şevket
Kazan, mutlaka Adalet Bakanlığı görevinden ayrılmalıdır. (DSP sıralarından alkışlar)
Eğer, Türkiye'de, İskandinav ülkelerindeki gibi bir demokrasi bulunsaydı, yasa kaçağı Merce­
des olayı bile, Sayın Kazan'ın Bakanlıktan ayrılması için yeterli bir neden oluştururdu.
Sayın milletvekilleri, Refah Partisinin başında bulunduğu Hükümet, ekonomik ve sosyal ko­
nular açısından da milletimizi derin hayal kırıklığına uğratmıştır. Adil düzenin, Sayın Erbakan'ın
bir tabiriyle, fasa - fiso olduğu, sekiz ayda apaçık görülmüştür.
Refah Partisinin başında bulunduğu Hükümet, Refahyol Hükümeti, kaynak yaratıyoruz der­
ken, kaynak kurutmaktadırlar; geleceğin gelirlerinin kaynaklarını kurutmaktadırlar. Devletin varı
yoğu, yok pahasına elden çıkarılmaktadır. İlk aşamada, 42 sosyal tesis, 400 bin metrekareyi aşkın
kamu toprağı dağıtılmak üzeredir. Sayın Erbakan, ikide bir, rantiyeciliğe karşı ağır iddialarda bu­
lunurdu haklı olarak; fakat, şimdi, Erbakan Hükümeti sayesinde, kamu mallan üzerinden rantiye­
lik desteklenmektedir.
Değerli arkadaşlarım, öte yandan, bazı stratejik yatırımlarda, devletin, özelleştirme konusun­
da dikkatli davranmasını, muhalefetteyken, Refah Partisi sık sık vurgulardı. Stratejik tesislerin baş­
ta gelenleri arasında da, enerji santralları gelmektedir. Oysa, şimdi, inşaatı tamamlanmak üzere
olan bazı enerji santralları bile yok pahasına elden çıkarılmaktadır; bunlar tamamlansaydı -eğer ge­
rekliyse- çok daha yüksek fiyatlarla da özelleştirilebilirdi.
Peki, bu telaş ne?!. Bu telaşla elde edilen, bu satıp savmayla elde edilen gelirler, acaba yatırı­
ma mı yönelecek; ayrıca, sanayileşmeye mi hız katacak veya işsizliğin azalması için mi kullanıla­
cak; hayır, bunlar, sadece, bütçe açığına bir yıllık yama için kullanılmaktadır. Uluslararası Para Fo­
nu bile bunu yadırgamakta "peki, bütün bunları, bu yıl satıp savdınız; gelecek yıl neyi satacaksı­
nız" diye sormaktadır. (DSP sıralarından alkışlar)
Sayın Erbakan, yalnız muhalefetteyken değil, Hükümeti kurduktan sonra da, aylarca "bu Hü­
kümet zamanında, hiçbir mala, hizmete zam gelmeyecek" demiştir; ama, o sözleri söylediği gün­
lerde bile zam üstüne zam gelmiştir; köylüyü, çiftçiyi en çok zarara uğratan mazot zammı, ayda bir
gerçekleştirilir hale gelmiştir.
Değerli arkadaşlarım, Sayın Erbakan'ın, hükümet kurmadan önce "adil düzen" safsatasına da­
yanarak verdiği sözler vardı. Örneğin, Türk Lirası kaldırılacak, yerine İslam dinarı gelecekti. Bu
söz unutuldu, İslam dinarının yerine dolar geldi. Artık, Sayın Erbakan, Türkiye Cumhuriyeti büt­
çesinin rakamlarını bile, Meclis kürsüsünden, Türk Lirası olarak değil, dolar olarak dile getirmek­
tedir!.. (DSP sıralarından alkışlar)
İşsizlik çok ileri boyutlara varmıştır. Güneydoğu Anadolu'da, terörden ve teröre karşı alman
önlemlerden zarara uğrayan, köylerinden ayrılmak zorunda kalan, işsiz ve geçim olanaklarından
yoksun kalan milyonlarca yurttaşımızın ekonomik ve sosyal dertlerine çare bulunacaktı. Hükümet,
sekiz aydır işbaşında; ama, bu konuda verilen sözler de unutuldu.
Bugün gazetelerde okuyoruz; Türk Silahlı Kuvvetleri "ben", bana düşen görevi yaptım; ama,
artık, Hükümet de devreye girsin, Güneydoğu Anadolu halkının ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını
karşılasın." diyor; fakat, Hükümet, yine, tam bir aymazlık içerisinde kalmaya devam ediyor.
Adil düzen güya adalet getirecekti; oysa, gelir dağılımı adaletsizliği, şimdiye kadar görülme­
miş ölçüde, kamu görevlileri arasında bile gerçekleştirilmiştir.
Bankazedelerin dertleri çözülecekti, hiçbir dertleri çözülmemiştir. Bu örneklere bakarak, izin
verirse sayın Refah Partili arkadaşlarımız, kendilerine bundan birkaç yıl önceki bir banka ilanının
-167-
Download