ISLAM`DA AILE ve ÇOCUK TERBIYESI (II)

advertisement
ll
"
ISLAM'DA
•
AILE ve ÇOCUK
•
•
TERBIYESI (II)
o
İstanbul2005
{Qj
~
ENSAR NEŞRİYAT
Ticaret Anonim Şirketi
© Tebliğierin muhteva ve dil bakımından sorumluluklan tebliğ sahibine, telif haklan
İSAV'a eserin her türlü basım hakkı anlaşmalı olarak Ensar Neşriyat'a aittir
ISBN : 975-6794-39-9
İslami İlimler Araşhrrna Vakfı
Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi: 18
Kitabın Adı
İslam' da Aile ve Çocuk Terbiyesi (Il)
Yayma Hazrrlayanlar
Dr. İsmail Kurt
Seyit Ali Tüz
Editör
Prof. Dr. İbrahim Canan
Dizgi- Mizanpaj
Ensar Neşriyat
Kapak Tasanm
Kenan Ağırman
Baskı
Karmat
2. Basım
Nisan 2005
İsterne Adresi
Ensar Neşriyat Tic. A.Ş.
Süleymaniye Cad. No: 13 Süleymaniye 1İstanbul
Tel : (0212) 513 43 41 - 513 03 09
Faks : (0212) 522 46 02
www .ensarnesriya t.com
İSLAM'DA KADININ ÖNEMİ ve YERİ
Yard. Doç. Dr. Abdiilkadir ETÖZ
Selçıık Üniversitesi İlalıiyat Fakültesi
Öğretim Üyesi
Her yönüyle İlahi bir sistem olan İslam, insana, insan olduğu için değer
verir. Kadını, köleyi, hizmetçiyi ve işçiyi -müslüman oldukları takdirdeefendileri ile kardeş ve hukuken eşit kabul eder. Evde veya iş yerinde, efendiye veya patrona O'nun talimatı şudur: "Sizin eliniz altındakiler, sizin din
kardeşlerinizdir.
Yediklerinizden onlara yedirin, giydiklerinizden onlara giydirin.
yükü onlara yüklemeyin. Ağır iş teklif ettiğinizde onlara
1
olımuz ... "
Taşıyamayacaklan ağır
yardımcı
Buhari ve Müslim'in sahih seı:ı.etle rivayet ettikleri bu hadise göre, İs­
köleye2 bile sınıf farkı gözetmeden iyi ve güzel
davı:anmayı emrettiğini görüyoruz. İslam'ın ve onun mukaddes kitabı
Kur'an'ın yegane mübelliği Hz. Muhammed (s.a.v), İslam'da kadının yerini
ve değerini en anlamlı bir biçimde şöyle açıklar: "Kadınlara hayır ve iyilik tavlam'ın yanlız kadına değil,
siye edin (Onlarla güzel ve nazik ilişkiler kurarqk geçinin). Zira kadııı eğri (nazik)
bir (kaburga) kemiğinden yaratılmıştır... Onu doğrultnıağa kalkarsaııız kırarsıııız.
Kendi haline bırakacak olursaııız eğri kalır''. 3
Buhar!, K. İman: 22 K. ltk:IS; Müslim, K. İman: 40.
2
Kölelik müessesesinin mucidi kadim (antik) çağların zalim -savaş suçlusu mütegalibedir.
İslam dini, insanların her kötü alışkanlıkları gibi bunu da zaman içinde kaldırınaya matuf emir, tavsiye ve uygulamalı çalışmalarla tedricen yasaklamıştır.
Buhar!, K. Enbiya: 1, K. Nikah: 80; Müslim, Rada; 62.
376
İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (II)
Bir hadiste ise şöyle buyurulmuştur: "Miimi11 hiç bir erkek, mümine hiç bir
kadına kızıp kin beslemesin. Zira erkek kendi eşinin bir huyunu beğeıımezse, başka
bir huyuııu beğenip hoşnutluk gösterebilir." 4
Efendimiz (s.a.v) Veda Hutbesi'nde, kadınların haklarına temasla şu
mesajı veriyordu: "Ey insanlar! Kadınlarıııız üzerinde lıakkıııız, kadıııların da
siziıı üzerinizde hakları vardır... " 5 Buradaki "Ey insanlar!.." hitabı kadın-erkek
müslümanlaradır. "Miiminlerin imaıı yöııiinden en kilmili ve ahliikı en güzel olam,
onların da en seçkin ve lıayırlıları; kadınlara karşı en iyi, nazik ve kibar davranan
kimseler" yani çelebileı-6 olduğunu vurgulamıştır. Buradan şunu anlamak
mümkündür. Hayırlı erkekler hem mü'min hem de kadınlara karşı nazik ve
kibar davranan kimseler olduğu gibi, hayırlı kadınla·r da hem mü' mine olan,
hem de diğer kadınlara karşı haset ve kin beslemeden iyi davranan ve hoş
geçimli kadınlardır. Zira kadınların birbirleriyle alay etmesi ve kıskanmaları
çok dikkat çekicidir. Bu durumu Kur'an yasaklamıştır.?
Kur'an, erkeklere olduğu kadar, kadınlara da hitap eder. Hatta kadınlar
ile ilgili, önemli konuları ihtiva eden Nisa Silresi, onların adını taşır.
Kur' an' da kadınlara da Allah'ın vahiy gönderdiğine dair bilgiler buluruz.8
Bir hadiste de, "Kadınlar erkeklerin şakzkidirler" diye buyruluyor. 9 "Şak!k" bir
bütünün, tam ortadan bölünen yarısı demektir. Eşit iki parçadan birisidir.
Yani kadınla erkek bir bütünü tamamlayan iki yarımdan biridir. "Kadın olsım, erkek olsun, kim iyi işler yaparsa cennete girecektir" 10 "Mü'miıı erkeklerle,
m ii 'mine kadııılar birbirlerinin velisidirler"11 "Erkeklerin kazandıklarıııdan bir pay
olduğu gibi, kadınlarm da kazan dıklarmdan bir pay vardır". 12
4
Müslim, et-Tergib 3!333
(Mısır,
1933).
M. Hüseyin Heykel, Hz. Mulımıımed Mustafa, s.435, İstanbul, 1948.
6
Osmanlıca "Çelebi" tabiri İngilizlerin centilmen (gentleman) dedikleri şey.
7
Hucurat, 49/11.
8
Kasas, 28/28 (Tebliğ ilc m~ikellef olmayan Hz. Meryem
anası gibi vahiy almış fakat nebi değildir.)
Ebu Davut, Teharel, 94.
10
Nisa, 4/124.
ll
Tcvbc, 9/71.
12
Nisa, 4/32.
Aleyhesselamı
da Hz.
Musa'nın
İSLAM'DA KADININ ÖNEMİ ve YERİ
377
Kur' an' da, kadın veya dişi anlamına gelen "nisa, nisve, imrae, unsa=
(._?i 1öi.rı \ö _,_...; \>-W) kelimeleri . türevleri ile beraber seksenbeş defa
zikredilirken, erkek anlamına gelen "racul, zükur, mer'ü= (j.r !J~~ !~J)
kelimeleri de türevleri ile beraber -bir farkla
seksenaltı
defa
zikredilmiştir. 13
K~r'an' da ve hadiste erkek ve kadına hitap edilirken, çoğu defa bu iki
cinse ayrı ayrı hitap edilmez; ikisini de kapsayacak şekilde, müşterek bir
kelime veya cümle kullanılır ki, buna Arapçada "tağlib" kaidesi denir.
Kur'an'da ve hadiste bunun daha iyi anlaşılınasına misal teşkil eden kelime
"men" sözüdür. Bu kelime ile erkek olsun kadın olsun bütün akıl sahipleri
kastedilir. Nitekim bu kelimenin karşılığı Türkçeye terceme edilirken "kim"
veya "kim ki" diye çevrilir. İlim İslam'ın hayatıdır. Kadın olsun erkek olsun,
ilim tahsili ve eğitim konularında daha çok "men" kelimesine yer verildiğini
görürüz. "Kadın da erkek gibi kendi imkanları ölçüsünde ilim öğrenmeye elıildir.
Çünkü "Allalı kimin lıakkmda hayır mıırad ederse, onu dinde anlayışlı ve bilgili
kılar" 14 sözü ile Efendimiz (s.a.v) bunu her iki cins için de kullanmıştır. Öyle
ki, kim dini ilimler öğrenir ve bu bilgileriyle amel ederse şüphesiz Allah
onun hayrını artırır ve şerefini yüceltir. Böyle olan kadın veya erkekler dünyada kı,ıtlu ahirette mutlu mertebelere ulaşır. İlim mertebesi, fazilete sebep
olduğu için, aziedilemez ve geri alınamaz bir rütbedir. Mesela, Kur' an' da
sena edilen Hz. Meryem validemizi az'ize yapan böyle bir ilimdir ki, milyonlarca erkeklerden daha faziletli dir. "Kim de ilim elde etmek için yola çıkarsa,
Allalı ona, cennete uzanan yolları kolaylaştırır:'. 15 Bu hadiste belirtildiği gibi
kadın, özel durumu elverdiği ölçüde ilim elde etmelidir. Bu da "kim" veya
"men" kelimesinin karşılığı olarak kadın ve erkeği temsil eder.
Yüce dinimiz, her akıl sahibi kadın ve erkeğe, dünya ve ahiretini kazandıracak, faydalı bilgileri öğrenmeyi ernretmiştir. ·Kadını istisna etmeden
"İlim arayıp öğrenmek her müslümana farzdır. İlmi, ehil olmayana tevdi
eden, domuzların boynuna inci ve altın kolye takan, kimseye benzer" 16 denilmiştir.
13
M. Fuad Abdulbaki,
14
Buhar!, İlim: 10; Müslim, İmaret: 75; Tirmizi, İlim; 4 İbn Mace, Mukaddime: 17; Taberani,
Kader: 8; Ahmed B, Hanbel 1/306-2/234.
el-Mu'cemu'/-Mi~felıres
Li el~fazi'l-Kur'aıı-ı Kerim (ilgili maddeler).
ı>
Buhar!, İlim: 10; Tirmizi, Kur' an: 10; Ebü Davud, İlim: 1.
16
İbn Mace, Mukaddeme: 17.
İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (II)
378
Bazı ~llimler
bu farz olan ilmin, "zarfırat-ı diniyye" kabilinden farz ve
bildiren ilmihal bilgileri diyariarsa da; bir kadının bilmesi gerekli
olan ve dünyayı ilgilendiren çocuk bakımı, zorunlu tıbbi bilgiler, ev ekonomisi, temizlik gibi bilgiler de vardır. Kaldı ki çocukların ilk mürebbiyeleri
olan kadınların dim ve dtinyevl hususlarda çok şeyleri bilmeye ihtiyaçları
haramları
vardır.
KADIN ERKEGE EŞİT Mİ? YOKSA FARKLI MI?
Allah kadınları erkeklere eşit yaratmamıştır. Aslına ·bakılırsa kairıatta
hiç bir şey birbirine eşit değildir. Alemdeki adalet, bir eşitlik temelinden
hareketle temin edilJ:TlİŞ değil; eşyanın vezni, sosyal düzen ve hakkın ikamesi
için kozmik bir armoni içindir. Denge ve vezindir (uyumdur). Mfısikide notalar eşit olmadığı için ahenk ve melodi dinleriz. Bu kısa mukaddimeden
sonra, kadınla erkeği İsl~m'a göre muvazene edelim:
1) İslam dininde kadın-erkek eşitliği her hususta değil, sadece insan
olması açısından
bazen de
kadın
ve hukuki yönden kadın erkeğe eşittir. Bazı hallerde erkek,
(tercihen) erkekten üstün olur. Genelde kadınla erkek eşit
değildirler.
2) Kadınla erkeğin eşit olmadığı en belirgin durum görevleridir. Ayrıca
biyolojik, psikolojik yapıları, beyin gramajından kan yoğunluğuna, sinirsel
algılamalardan heyecan grafiğine, adale yapısından kemik çatısına, cinsel
organindan vücut düzenine kadar farklılıklar arzeden kadın fizyolojik, biyolojik ve psikolojik cihetten erkeğe eşit değil; fakat manen ve hukuken eşittir.
ekolojik dengeyi bozmamaktır. Hayvanatın hakkı, fıt­
uygun bir ortamda yaşamalarını sağlamak Ve onlara eziyet etmemektir. Kadınlara gelince, kadınlar insanlardan ayrı bir varlık değildir ve
yalnız onlara mahsus haklar olamayacağı için kadınların hakları da insan
hakları içinde mütalaa edilmelidir. Kadın hakları savunucuları, hukuken
erkeğe eşit olan kadını, başka bir mahlukmuş gibi -sözde~ savunuyorlar.
İnsan olma bakımından, dini, hukuki cihetten kadın erkeğe eşit olarak zikredilir.17 Yani görevleri farklı olmakla beraber, insan olarak hak ve hukukta
eşittir. Çocuğu doğuran ve onu emziren annedir; eşini. ve çocuğunu beslemek için çalışmak zorunda kalan da babasıdır.
3)
Tabiatın hakkı,
ratlarına
17
Hucural35.
İSLAM'DA KADININ ÖNEMİ ve YERİ
379
4) İslam'da kadın erkeğe eşit değildir ve görevleri farklıdır. Çünkü, bir
adam Peygamberimiz'e gelip sordu: "Ey Allah'ııı Rasü.lii! İıısaıılam iyilik etmek
istesem, buna eıı çok kim layık? Rasfılullah buyurdu ki, "Senin aııaıı ". Adam tekı·ar
sordu: "Sonra kim?" .Rasfılullalı Efendimiz buyurdu ki: "Senin anan" Adq.m tekı-ar
sordu: "Sonra kim?" Rasillullalı (s.a.v.) sadece "Seniıı babmıdır" 18 buyurdu. Bun-
üzerindeki hakkı babaya eşit değil, farkÇünkü annenin, çocuğu üzerindeki görevi daha ağır­
dır. Doğurmak, emzirmek, beslemek ve temizlemek yanında, mürebbilik, din
eğitimciliği, nihayet ömür boyu fedakarlık içinde şefkat kahramanlığıdır.
Mall yönden üstün olabilen baba bu kahramanlıkta anneden üçte bir hakla
daha geri kalacaktır.
dan
lıdır
anlAşıldığı
ve daha
üzere;
ananın eviadı
fazladır.
kuvvetlidir. Çoğu sahalarda daha güçlü olan erkeğe
göre kadın zayıf yaratılmıştır. Erkeklerin güçlü kuvvetli yaradılmış olmaları
onların kadınlardan üstün olduğu anlamına gelmez. Üstünlükten maksat,
kemiyet değil keyfiyettir. Bu keyfiyeti Kur'an şöyle açıklar: "Şüphesiz Allalı
5) Erkek,
kadından
katmda sizin en
üstüııünüz (ekrenıiııiz)
O'ndan
(Allalı'taıı)
en çok
korkmıızdır". 19
Bu korkunun menşei (kaynağı), ilim ve hikmet, cömertlik ve yardımseverlik,
yaratandan dolayı yaratılmışı hoş görmektir. Kadınlar ekseriyet itibariyle,
çocuklar için ev eğitin: ve öğretiminde erkeklerden önde gelm:ektedirler.
beyin yapıları farklı olarak te' sis ve tekmil edilmiş­
kabul edenlerle etmeyenler arasında bir
savaş başlamıştır. Oxford Üniversitesi'nde genetikle- ilgili bir araştırma yapan Anne Moir, "Beyin Cinsiyeti" adındaki çalışmasında, kadın ve erkek
arasındaki gerçek farkı şöyle belirtmektedir: "Beyin, kadm ve erkekte farklı
6) Erkek ve
tir.
kadının
Kadınla erkeğin fıtı·'i farklılığını
olarak
kurulmuştur.
Hormonlar sebepiyle erkek ve
kadın beı;inleri,
gelen haberleri
farklı tarzda işleme ttib'i tutar. Bu da farklı idrake ve sezişe, farklı değerleııdinneye ve
farklı davranışlara
yol açmaktadır. Bu yüzden kadınlar tehlikeyi daha erken seziyorlar... 20 Erkekler, kadınlardmı farklıdır. Kabiliyet ve davranışlarda onlar birbirinin
aynıdır demek, bir cenıiyeti biyolojik ve ilmi bir yalan üzerine inşa etmek olur... "21
ıs
Tecrid-i Sari/ı, C.12, 5.120 (Diyanet Ya. 1973).
19
Hucurat, 49/13.
20
Bize göre bütün canlılarda zafiyet
(Tropizm).
arttıkça algılaşma
ve tehlikeyi sezme hissi
dakikleşir
21
USA Today K. S. Peterson (Tercüme: H. Hüseyin Korkmaz). ,
hassaslaşır,
İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (Il)
380
BİR İNSAN OLARAK KADlN ERKEKLEAYNI HAKLARA SAHİPTİR
1) ŞAHSI HAKLAR:
Bu hususta en başta gelen eğitim ve öğretim hakkı­
dır. Ortalama insanların yarısı kadın olduğuna göre Hz. Peygamber' e dinlerini öğrenmek için gelen insanların yarısına, yani kadınlara peygamber hanımları yardımcı oluyorlardı. Bu hususta Hz. Aişe (r.a) başta gelmektedir.
·Şahsi faz'iletler için kadın-erkek farkı gözetmeden bir imkan eşitliği sunar.
Kadının
evlenme
çağında
ailesinin
görüşü alınm:akla
beraber, kendi n-
zası olmadan zorla evlendirilmesi söz konusu olamaz. İbn Abbas'ın haberine
göre bir kız. Rasulullah'a (s.a.v) gelerek kendi nzası olmadan babasının evlenmeye zorladığını söyledi. Bunun üzerine Allah Rasfrlü (s.a.v) o kıza evliliği kabul veya red etme hususunda tercih hakkını verdi. 21 Bu haberi te'yid
eden bir rivayete göre kız dedi ki: "Aslında ben bu evliliği kabul ettim. Fakat
ebeveynin bu hususta (belli bir koca için baskı yapmaya) hakkı olmadığını
kadınların. bilmesini istedim" 23 sözü ile kızcağız tahmin ettiği gibi müşrik
Arap adetinden daha fazlasını İslam'ın ona verdiğini gördü ve bunu ilan etti.
Kadının -burada ta' dat etme fırsatı bulamayacağımız kadar- birçok şahsi
hakkı vardır. İbadet, miras, ticaret ve malını tasarruf gibi vs.
2) AİLEVf HAKLAR: Evin tanzimi, çocukların bakımı, ev ekonomisine
katkısı,
misafirlere ikramı, belli ölçülerde akraba ziyareti, çocuklarla oyun ve
kısa süreli gezileri gibi haklar vardır.
din ve iffetini korumak şartı ile eşi ve çocuklarım ihmal etmeden herhangi bir işte çalışabilir. Nisap miktarına ulaşan
malından kocasına sormadan infak ve zekat verebilir. ibadet, sosyal hizmet
ve iffetli olma hususunda erkek ile kadın aynı çizgide ele alınarak her ikisine
birden şöyle hitap edilmekte.dir: "Mümin ve müslümaiz erkeklerle kadınlar, ken3) SOSYAL HAKLAR:
Kadın
dilerini ibadet ve taata veren erkek ve kadınlar,· (niyet ve davranışlarında) doğru ve
samimi erkek ve kadınlar sabredeız erkekler ve kadınlar, gönülden sadakat gösteren
erkekler ve kadınlar, sadaka (ve zekat) veren erkek ve kadınlar, oruç tutan erkek ve
kadınlar, iffet ve ııamuslamıı kanıyan erkek ve kadınlar ve yüce Allah'ı çokça zikreden erkek ve kadınlar (var ya), işte Allah onlara mağfiret ve büyük bir mükiifat lıazzr­
lamıştır".24
Bu ayette
görüldüğü
21
Ahmet b. Hanbel, H. No:2469.
23
İbn Mace, H. No:1873.
24
Ahzab, 33/35.
gibi
kadın, değer itibarıyla
erkek ile birlikte
İSLAM'DA KADININ ÖNEMİ ve YERİ
zikredilerek
tulmaktadır.
381
şahsiyeti
onore edilmekte, manevi kazancında erkeğe eşit tuHiç bir dinde kadın, erkekle bu konuda eşit tutulmamıştır.
4) TASARRUF HAKLARI: Kadın, her türlü meşru haklarını dilediği gibi
tasarruf etmeye yetkilidir ki (1200'lü Magna Carta' dan, 1789 Fransız ihtilali'nden 1940'lı yıllara kadar kadının malına vesayet koyan Avrupa'dan çok
önceleri) 1400 küsur seneden beri İsHim ona bu hakkı vermiştir.
5) MÜLKİYET HAKLARI: Kadının bu hakkı İslam' da aynen erkek gibidir. Kazanç yolu da erkeğe benzer. Yani o, bu mülkünü ticaretle, miras veya
hibe yolu ile elde eder. Tasarrufu da ona göredir.
6) EGİTİM HAKLARI: "him, kadın ve erkek her müslümana farzdır." 25 sözü
helal ve hararnı bilme zorunluluğundan dolayı özellikle (farz-ı 'ayrı olan)
ilmihal bilgisidir. Genellikle insanlar için mücerret faydalı olan, ülkenin,
sosyal çevrenin ve ailenin şer'an müsait olduğu bir ortamda kadınların da
erkekler gibi farz-ı kifaye ilimleri öğrenmeleri gerekir. Çünkü cemiyetin
yarısı kadındır. Çocuklar, ilimsiz ve eğitimsiz kadınlara bİrakılamaz. Tıbbi
bilgilerde, doğum ve çocuk mütehassısı olma sahasında kadın, erkekten daha elyak ve evladır.
KADININ ERKEKLE EŞİT OLMADIGI ÜÇ KONU
Mirasta, şehadette ve nik§hta kadın erkeğe eşit değildir:
a) Sosyal bir zaruret olarak kadın, neden mirastan erkeğin yarısı kadar
Bütün dünya bilir ki fizik olarak erkekler güçlüdür. Ağır işleri onlar
yapar. Aile reisi erkektir Ve ailenin geçimini temin etmekle erkek mükelleftir. Buna nispeten kadın zarif, naif ve erkeğe nispeten zayıftır. Erkekler koruyucu, kadınlar korunandır. Savaş ve ağır sanayi gibi tehlikeli ve ağır işler
erkeklere aittir. Her alanda erkeklerin ihtiyacı kadınlardan daha fazladır.
Adale ve kafa yormada erkek ön saftadır. Bu d~rumda, babadan kalan bir
ekmeğin yarısı erkek kardeşin, diğer yarısı da iki kızkardeşin olursa adalet
olur. Çünkü aynı zamanda erkek kardeş bu yarım ekmeği evde karısı ve
çocuklarıyla paylaşacak, diğer iki kız kardeş çeyrek ekmekleri ile (evin geçimi kocaya ait olduğundan) aile sofrasına ilave bir katkıda bulunacaktır.
alır?
b) Psikolojik zaruret: Kız bekar ise, erkek kardeş ona bakmak ve korumakla mükelleftir. Evli ise; babadan kalma servetin yarısını el evine taşıma­
malıdır. Mirastan erkeğin yarısı kadar almakla ailesi ve kardeş'leri onu sevmelidir. Zaten ihtiyacı erkek gibi değildir.
25
İbn Mace, Mukaddinıe:l7.
İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (Il)
382
c) Bir kavga veya heyecan verici bir olay erkeğe göre kadını aŞırı derecede etkiler. Genelde beyin yapıları -erkeğe göre- eşit olmayan kadınlar,
ekseriyetle hissi davranırlar. Olayları daha objektif ve mantıklı olarak hatır­
Iayıp açıklayamazlar. Heyecanlı ve korkunç bir olayda ancak iki kadından
biri diğeri_ne yardım ederek yanlış düzelebilir, objektif ve doğru bir şekilde
olayı hatıriayıp açıklarlar. Mesela bir anne, terörist oğlu için (şefkati
sebepiyle) her zaman başkalarını suçlarken baba daha mantıklı ve suskundur. Bu sebeple, Allah yarattığı mahlı1kunu bizden daha iyi bilir. Bundan da
anlaşıldığı üzere iki kadının şahitliği bir erkek gibidir. Çünkü birinin unuttuğunu diğeri,tamamlar. 2 6
d) Nikahlanma tamamen biyolojik ve fizik! bir zarurettir. Erkek ve kacinsiyette eşit değil, farklıdır. Zamret h~Hinde iki eşle evlenen erkek, bu
fıtrl ve tabii ihtiyacı, her bakımdan normal olarak sürdürürken bir kadının
iki eşle bunu yürütmesi imkansızdır. En azından çocuğunun babası tayin
edilemez. Kadınların ay ve lahusalık halleri onlar için bir za'fiyettir. Bu fıtrl
ve tabii bir kanundur. Zamret olmadıkça hiç bir erkek iki veya dört hanım
almaz.
dın,
Kadınların
görevleri cihetiyle farklı olmaları onlar için bir noksanlık
Görevdeki eşitsizlik bu farklı yaratılıştan kaynaklanmaktadır. Zira
yönetenler ve komutanlar da emirleri altındaki insanlarla gö~evde eşit değil,
hukukta eşittirler.
değildir.
26
Bakara 2/2P.2.
Download