erkegin kadından üstünlügü

advertisement
İshak
BİR
1
ERKEGİN KADINDAN ÜSTÜNLÜGÜ
MESELESiNE GENEL BİR BAKIŞ
flshak DOÇjAN
Araştırmacı-yazar
ütün ideolojiler ve dinler 'aile' kavramına ve onun
toplumdaki yerine özel bir önem verirler. Çünkü
toplumun en küçük yapı taşı olan ailenin sağlam ve sarsılmaz olması, toplumun da aynı vasfasahip olmasını sağ­
lar. Bu yüzden, 'ideal devlet/toplum' peşinde olan her ideoloji ve din, başan sağlamak için, bireylere birtakım ayn
görevler ve sorumluluklar yükler. Bunlar arasında kadırun
görev ve sorumluluklan ayrıcalık taşır. Çünkü kadın, toplumun miman, gelecek nesillerin annesi demektir. Yine
bir kadının eğitilmesi halinde bir ailenin, dolayısıyla ileri
aşamada toplumun eğitilmesinin sözkonusu olacağı da bilinmektedir.
islam'da da, 'aile'ye özel bir önem verilmiş, bu kurumun sağlamlığının tesisi için gerekli şart ve önlemler
alınmış, bütün bunlar Kur'an ve Sahih Sünnette izah edilmiştir. Kadının haklan, sorumluluklan; erkeğin haklan ve
sorumluluklan, eşierin birbirlerine karşı tutumlan vb.
Fakat geleneğin hakim olduğu toplumlarda, geleneğin
vahyi değil, vahyin, geleneği izlemesi yüzünden, bir takım
uygulanması gereken prensip ve emirler mevcut yapıya
göre şekillenmiş, ve bu, vahye uygun bir aile yapısını
değil, geleneksel bir aile yapısını ortaya çıkarmıştır. Bu
çıkan yapı ise müslümanlar tarafından 'İslami aile' bağ­
~amında değerlendirilmiş, bilinçsizce savunulmuş, bunun
sonucunda da bir şekilde müsteşriklerin ve batılılann maalesef haklı- eleştirilerine maruz kalınmıştır.
İslam'ın kadına
ve aileye bakışı konusunda eleştiriye
yönlerinden biri de, erkeğin kadına üstünlüğü meselesidir. Şimdi bu konunun İslam alimleri tarafından nasıl
değerlendirildiğini, bu hususta vahyi ve geleneksel tavn
birbirinden ayınp, doğru olanı ortaya koymak, kimin haklı
olduğunu tespit edebilmek açısından önce, mevzumuz~
neden teşkil eden ayeti okuyalım:
runa temel teşkil eden kelimenin tarih boyunca
lil/tefsir edildiğini incelememiz gerekmektedir:
nasıl
tah-
KAVVAM:
Kavvam ve kavim, ism-i fail olup, 'ayakta duran
adam' anlamına gelen 'kaim' sözcüğünün cem'idir. ı
İbn Manzur, 'Kavvam' sözcüğünün anlamının 'yönetici
ve koruyucu' anlamında olduğunu söyler. 'Kıvamu'l-emr'
ise, 'bir şeye düzen vermek ve onu gerçekleştinnek' demektir.2
'Kavvam' kelimesi, Kur'an'da iki yerde geçer:
"Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yaaleyhinde bile olsa, Allalı için şahidier olarak
adaleti ayakta tutun (kavvamfne) ... " 3
kınlarınız
"Ey iman edenler, adil şalıidler olarak
ayakta tutun. (kavvamfne) ... " 4
Allalı
için,
hakkı
'Kıvam'
kelimesi olarak;
"Onlar, harcadıkları zaman, ne israf ederler, ne de kı­
sar/ar; (harcamaları) ikisi arasında orta bir yol olur. " 5
Yine "Falan, evinin kavvamıdır" denir. 6 Yani, ailesinin ve ev halkının işlerini yerine getirendir. Bu anlamda Türkçede "evin direği" deyimi kullanılır.
'Kame'l-emru', 'düzgün tutmak, düzeltmek' an'Kame ala ehlihi'; 'ailenin işlerini üstlenmek
ve onların ihtiyaçlarını karşılamak; 'Ekame'nin manası
ise; 'bir şeyin lıakkını vererek yerine getirmek' demektir:
lamındadır.
"... Artık dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve
ayetinde kullanılan ve kavvam ile aynı
kökten gelen "eklmfi" kelimesi ile kastolunan da hakkıyla
(şart ve rükünleriyle, huşfi içerisinde) namazın kı­
lınmasıdır. Allah, burada sadece namazı kılın (sallfi) dememiş, bunun yerine, 'ikame' kelimesini kullanmıştır. Bu
ayette kastedilen mananın, şartlanyla beraber namazın
eda edilmesi olduğunu gösterir. 8
uğrayan
Allalı'a sarılın ... " 7
"Allalı'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların
kendi mallarından harcanıası nedeniyle erkekler, kadınlar
üzerinde 'sorıunlu-yöneticilerdir'... " (4/Nisa, 34)
Rağıb el-İsfeharu, "Kıyamu'ş-şey" 'bir şeyi gözetmek
ve onu korumaktır' der ve konuda delil olarak aşağıdaki
ayetleri zikreder:
Bu ayeti kerimede geçen üstünlüklkavvam kavramının
nedir? Bütün erkekler, bütün kadınlardan üstün
müdür? Erkeklerin üstünlüğü ne iledir? Üstünlük mutlak
mıdır yoksa sınırlan var mıdır? Kadının erkek karşısındaki konumu bu ayete göre nasıl olmalıdır? gibi sorulara cevap verebilmek için bu ayetin ve bilhassa bu soanlamı
Gözetmek ve koruma!;::
"Ey iman edenler, adil
ayakta tutun ... " 9
şahidier
olarak,
Allalı
için,
hakkı
"Allah, gerçekten kendisinden
41
başka
ilah
olmadığına
İshak Doğan
şahitlik
1
etti; melekler ve ilim salıipleri de O'ndan
ada/et/e şahitlik ettiler ... "10
başka
ila/ı olmadığına
i
ı
zeten, güzelleştiren, doğrultan, koruyan, devanı eden ve
muhafaza eden olduğunu görürüz. Kelime bu anlamlara
gelmesine rağmen, günümüz mealierinde bu ayetin meali
şöyle verilmektedir:
Ali Bulaç'ın mealinde: "Allalı'ın, bazısım bazısına
üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle
erkekler,
kadınlar
üzerinde
'sorunılu­
yöneticilerdir'... " (4/Nisa, 34)
ı
Süleyman Ateş'in mealinde: "Erkekler, kadınlar üzerine yöneticidirler. Çünkü Alla/ı, kimini kiminden iistiin
kılmıştır ve çiinkii erkekler (kadınlara) mallarmdan Jıar­
canıaktadırlar." (4/Nisa, 34)
~.;ı
"Her nefsin bütün kazandıkları üzerinde gözetici olana
·ı
mı (baş kaldırılır? ).. :•ıı
·
12
"Allah, O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, kaimdir.. .''
Yani Allah, her
düzen verendir.
şeyi
koruyan, gözeten ve her
şeye
Devam etmek ve muhafaza etmek:
"Sizin dostunuz (veliniz), ancak Alla/ı, O'nun Resulii,
riiku ediciler olarak namazı ikame eden ve zekatı veren
nıii'nıinlerdir. "13
"Rabbim, beni namazı(nda) sürekli olan kıl, sayıınıdan
olanları da ... "14 Yani, beni, namazın hakkını yerine getirmede başarılı kıl.
Ikame edenler, namaz kılmaya devam eden ve onu koruyanlardır.
'lkametu'ş-şey'; 'bir şeyin hakkını vermek' demektir.
"De ki: "Ey kitap e/ıli, Tevrat'ı, lncil'i ve size Rabbinizden indiri/eni ayakta tutnıadıkça lıiç bir şey üzerinde
değilsiniz. "15
Bu ayette kastedilen manada, 'ilim ve amel olarak bu
iki kitabın hakkını verin' demektir. 16
'Kıvam',
mektir.
bir
şeyi
düzgün hale getirmek ve düzen verehli beytihi' deyimi ise, ailenin ihkarşılamak ve işlerini yerine getirmek de-
'Kıvamu
tiyaçlarını
mektir.17
Fıkılı ıstılahı olarak ise; "Kavvam'un ale'n-nefs;
Henüz büluğ çağına gelmemiş bir çocuğun eğitimi, öğ­
renimi, dayurulması vb. ihtiyaçlarının gözetilmesidir. Bu,
onun velisi tarafından yapılır.
ı
ı
ması
sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur ... " (4/Nisa,
34)
ı
ı
ı
Meallerde, 'kavvam' kelimesine karşılık olarak; 'sorumlu-yönetici, koruyucu ve hakim' anlamları verilmiştir.23 Bütün bu anlamlar tam anlamıyla yanlış olmasa da, eksiktir. Çünkü, 'kavvam' kelimesi, her ne kadar
! yöneticilik, reislik anlamiarım ifade etse de, bu mutlak bir
hakimiyet ve üstünlük değil, ailenin işlerini yerine getirme
konusunda erkeğe verilmiş hizmetle karışık bir yöneticilik, bir üstünlüktür.
Ayın
Kurtubi, 'kavvlim' kelimesi hakkında: "Yani erkekler
temin ederler, onları korurlar."
der. 20
ı
Yine Falıreddin Razi de, kavvam kelimesi hakkında
söyler: "Kavvam", işi hakkıyla yapan kimse demektir. Kadının işlerirıi hakkıyla yerine getirip, onu korumaya itina gösteren kimse için de, "haza kayyimu'l. mer'eti ve kavvamuha" denilir.21
şunları
Celaleyn Tefsirinde de, ayet şu şekilde açıklanır: "Erkekler, kadınları terbiye eder ve onları gözetirler." 22
Bütün bunların ışığında, sorunuri temeli olan 'kavvlJill'
kelimesinin anlaırunın '~üzen vernıen, düzelten, terbiye
eten, adaletle davranan, birisinin işlerini üstlenen, gö-
"Kadın
Konusunda Kur'an'a Yöneltilen
Hayri Kırbaşoğlu, "Bu
ayette geçen kawam kelimesini 'hakim' şeklinde çevirme_k
oldukça tartışma/ıdır. Kelimenin "koruyucu, gözetici, nezaret edici, sorumlu" şeklinde çevrilmesi ise hem Arap diline, hem de Kur'an'ın ruhuna daha uygundur. Bqyle olunca, bu ayetten erkeğin; kadından üstiin olduğu sonucımu
çıkarmak doğru olamaz. Gerçi nezaret etmek, sorumlu
. olmak, gözetmek şeklindeki yorumiarın altında da bir tür
üstünlük anlamı gizlidir. Ancak buradaki üstünlük ontolojik anlamda bir üstünlük olmayıp, ortada erkek ve kadının karşılıklı konumlarıyla ilgili olarak erkeğe tanınan
bir insiyatif sözkonusudur.'' der.24
Bu ayetin meal ve tefsirinde merhum Elma/ılı ise
der: "Bir kadının işine bakan ve korunmasına önem
veren ve işlerini idare edene "kayyimu'l-mer'eti" ve dalıa
kuwetli olarak "Kavvamu'l-mer'eti" denilir. Bu deyim, erkeğin kadına lıakimiyyetini ve fakat rastgele değil, "Mil/etin efendisi, onlara hizmet edendir" manası üzere lıiz­
nıetçilikle karışık bir hakimiyetini ifade eder. Bundan
dolayı bir taraftan erkeğin üstünlüğünü anlatırken diğer taraftan da kadının değer ve üstünlüğünü bildirir. Ve bu ayı­
nın içinde eşitlik iddiasını kaldırarak karşılıklı olarak
şöyle
Kavvam, kıyam'dan mübalağa isimdir. Yönetici, kollayıcı, amir demektir. 21
konuyu
Eleştiriler" başlığı altında işleyen
tarafından yapılır." 18
kadınların geçinılerini
A. Fikri Yavuz'da ise: "Erkekler, kadınlar üzerine idareci ve hakimdir/er. Çiinkii Allalı birini (cihad, imamet,
miras gibi işlerde) diğerinden iistiin yaratmıştır. Bir de
erkekler mallarından (kadın/arına) harcamaktadırlar." (4/
Nisa, 34)
1
'Kavvamu'n ale'l-mal': Henüz büluğ çağına gelmemiş
bir çocuğun malını ticaret yaparak gözetmek ve onun mali
haklarını yerine getirmektir. Bu da velisi ya da mahkeme
Kıvame ehlihi; '(kendi ailesinin) geçimini sağlayan, iş­
lerini yerine getiren ve eve ekmek getiren' demektir.
Ali Özek başkanlığında hazırlanan heyetin mealinde:
"Allalı'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kıl~
1
ı
ı
ı
42
MESELESiNE BİR BAKIŞ
. İshak Doğan 1
kaynaklandığı görülür? Onun bu görevi iki şekilde yerine
farklı bir eşitlik metoduyla öyle bir birlik sağlar ki, bu
durum sultan ile ümmet arasındaki karşılıklı haklara benzeyecek ve bu §ekilde aile terbiyesi, toplum terbiyesi ve
siyasi terbiyenin bir ba§langıcı olacaktır. Bunun için Kadı
Beydavi, "Kavvfunun"un tefsirinde der ki: "Valiler halkı
idare ettikleri gibi onlar da kadınları öyle idare ederler."25 Yani, zulum ve baskı ile değil, adalet ve güzel muamele ile kadınlan idare ederler.
Şevkani
ise; "Erkekler, kadınlarınAllah'ın onlara emrettiği hususları yerine getirmede onların emirleri, reis/eridir." der. 26
İbn-i Kesir de: "Erkekler, kadınların idarecileri, yani.
onun reisi, büyüğü, onun
terbiyecisidir." Z1 der.
lıiikimi
ve
eğrildiği
zaman onun
Hadislerde de aynı manada erkeğe bir üstünlük, fakat
mutlak değil, sorumluluk içeren bir üstünlük verilmi§tir:
"Erkek, ev lıalkmm koruyucusu
sorumludur." 28
(çobanı)dır.
Onlardan
"Hem kendinizi, (hem de aiZenizin fertlerini
ateşten)
getirmesi istenmektedir:
·
a) Kadının ihtiyaçlarına ve nafakasına bakmak.
b) Onu korumak, gözetmek, terbiye etmek, düzeltmek.
Bu hususlarda erkek başıboş bırakılmaınış, kendisine
mutlak bir hakimiyet verilmemiş, bilakis onun görev ve
sorumluluklan da belirtilmi§tir.
!
!
ı~.
ı.
'
Yani erkeğe verilen riyas et, mutlak bir riyaset değildir.
Her topluluğun bir başa, reise ihtiyacı vardır. Ailenin reisliği de Allalı tarafından erkeğe verilmiştir. Bu emirle birlikte mailjet temini, ev tutma ve diğer ihtiyaçlar da erkeğin
sorumluluk alanına bırakılmıştır.
Fakat erkeğin riyaset salıibi olması onun ne fazilet ola-
! rak kadına üstünlüğüne, ne de mutlak olarak kadını ha!
kirniyeti altına alabileceğine delildir. Riyaset, erkeğindir
fakat diğer bütün konularda, kişinin özel hak ve sorumluluklarında kadın, erkek gibi bağımsızdır. Bu üs'ıl tünlük biraz da fızyolojik farklılıktan kaynaklanmaktadır.
İnsanlar farklı farklı yaratılmıştır. Her insandan aynı kabiliyet ve beceriyi beklemek yanlıştır. Kadın yaratılış geı reği birine sığınma, erkek de birilerini koruma güdüsünü
1 taşır. Erkeğin rolünü kadına, kadının rolünü de erkeğe
ı vermek, onlara zulüm olur. Her birinin görev ve sorumluluklan farklı farklıdır.31
ı
l
!
koruyımuz." 29
'Kavvfun' kelimesi hakkında bu kadar bilgi verdikten
sonra §imdi ayete genel olarak ve üstünlük meselesine
özel olarak müfessirlerin vermiş olduğu manayı görelim:
Üstünlük Neyle Gerçekleşir?
Ayetin sebebi nüziilu tefsirlerde ufak tefek farklılıklarla şu şekilde geçer:
l
ı
i
''Erkekler kadınlardan, kadırılara verilmeyen veya az
verilen bazı doğal nitelik ve güçlere sahip olduklan için
\
\
lbn Abbas (r.a.), bu ayetin Muhammed b. Selerne'nin ::..• üstündürler. Yoksa bu onların şeref ve fazilet bakımından
1
• üstün oldukları anlamına gelmez. Erkek sahip olduğu
,
kızı ile ensarın ileri gelenlerinden biri olan kocası Sa'd b.
' doğal nitelikler nedeniyle, ailenin kavvam'ı yani reisidir)
Rebi' hakkında nazil olduğunu söylemi§tir. Zira Sa'd ona
.,!
Kadı~ da doğal niteliklerindeki bazı eksiklikler nedeniyle,
bir tokat atmış, o da kocasının yatağını hemen terkederek,
. kendi güvence ve güvenliği için ona tabi olmak zokocasının tokat izi yüzünde olarak Hz. Peygamber'e
i rundadır." 32
·
(s.a.s.) gelip, kocasının kendisini tokatlarlığını şikayet etÜstünlüğün kayıtsız şartsız olması mümkün değildir.
mi§tir. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s.) "Ondan
~
Çünkü
(4/Nisa, 34) ayette, 'Onlar (eril-çoğul) onlara (dişil­
kısas iste" demiş, sonra da "Sabret, (vahiy) bekliyorum"
l
çoğul) tercih edilmişlerdir' denmemekte, 'Onlann ba'di
demişti. İşte bunun üzerine "Erkekler kadınlar üzerine ha(bazısı) ba'dına. (bazısına) denilmektedir. Ba'dın kulkirndirler ... " ayeti nazil olmuştur. Bu, "Erkekler kadınlan
ı lanılışı insaniann çevrelerinde normal olarak gözledikleri
terbiye etme ve onlara müdalıale etme hususunda hakimdirler" demektir. Böylece Cenab-ı Hak sanki erkeği, ı şeylere işaret etmektedir. Bütün erkekler, her yönden
bütiin kadınlardan üstün değildirler. Bazı erkekler, bazı
kansı üzerinde bir reis ve hükmü geçen birisi kabul etyönlerden
bazı kadınlardan üstündür/er. Aym §ekilde,
mi§tir. Bu ayet nazil olunca Hz. Peygamber (s.a.s.) "Biz
bazı kadınlar da bazı yönlerden bazı erkeklerden üsbir §ey istedik, Allalı da birşey istedi. Allah'ın istediği
tündür/er. Bu nedenle Allalı'ın terci/ı ettiği §ey Jıer ne ise,
dalıa hayırlıdır" buyurmuştur.3o
ı mutlak değildir." 33
Kaynaklarda okuduğumuz şekilde, aynı sorunun ilk
1
''Erkeğin kadına olan üstünlüğü, kadın ve ailesi için
olarak Hz. Peygamber zamanında da yaşandığına şahit .
harcamada
bulunması ve onlar için çalışmasıyladır ... Kaoluyoruz. Hatta böylesi bir sorunla kaT§ılaşan Rasulullalı
dırılar
için
harcamada
bulunması, mahndan kadınl~a medahi valıyin gelmesini beklemiş, olay karşısında ken;
hir
lerini
ödemesi,
yine
aynı şekilde cihad konusunda hardisine ait olan karann yarılışlığını görmüştür. Fakat bu
camada
bulunması ve sorumluluğunu üstüne almasıyladır.
soruna ilalıi irade açık bir cevap vermiştir:
Alimlerden bir topluluk, bu ayetle, ko~ güçsüzleşip,
"Allalı'ın, bazısını bazısına üstün kılması eanların
eşinin nafak!ıiıını temin etme ve onu giydirmede yetersiz
kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar
kalmasında nik1lhın geçersizliğinin cevazı sonucunu çı­
üzerinde 'sorumlu-yöneticilerdir'..." (4/Nisa, 34)
karmışlardır. lmam Malik, Şafıi ve diğerleri bunu söyAyeti kerime dikkat!.e okunduğunda, erkeğin kadına
lemişlerdir."~
olan üstünlük nedeninin, ailenin geçimini sağlamasından
!
43
İshak Doğan
MESELESiNE BİR BAKIŞ
1
Ayette de görüldüğü gibi, erkeğe verilen üstünlük, iki
§arta bağlanmı§tır. Bu iki §art yerine gelirse erkekler kadınlara üstün (kavvamune aHi) anlamına gelir. Birinci §ait
'tercih'tir, diğeri ise erkeklerin kendi mallarından harcamasıdır. Eğer bu §artlardan biri gerçekle§mezse, o
zaman o erkek o kadın üzerine 'kavvam' değildir. 35
Fizilal'il-Kırr'an sahibi §ehid Seyyid Kutub, kıvameyi,
toplum içindeki aileyle ilgili bir mesele olarak kabul etmekte ve §Unları söylemektedir:
j.
imamlık, ezan, hutbe, i'tikaf, had ve kısas şahitliği, mi- ~
rasta daha fazla almak, asabelik hakkı, evlendirme, bo- 1
şama, ric'at (karısına geri dönme), velilik gibi hususlar er~
keklere verilmi§tir.
,Erkek, bazı yönlerden üstün olmakla beraber, kadına
böbürlenmeye, ona baskı yapmaya hakkı yoktur. Çünkü
kadınla erkek, bir vücudun organları gibi birbirinin tamamlayıcısıdırlar. Nitekim yüce Allah'ın: "Allah erkekleri
kadınlara üstün kıldı" demeyip, "Bazı insanları, diğer bazılanndan üstün kıldı" demesinde bu noktaya i§aret vardır. Vücutta baş ne kadar değerli ise kalb de o kadar değerlidir. Erkek baş dırrumunda ise kadın da kalb
durumundadır. Bunlardan birinin daha çok yarar taşıması,
daha üstün yaratılması, diğerinin değerini azaltmaz.39
olmasına rağmen, müfessirlerin erkeğin üstün
ispatlamak için -malesef- bir takım zorlama görüşler ortaya koyduklarını gördük. Teşrik tekbirleri, ezan
ve saka! bunlardan sadece birkaçı.40
Böyle
sahip olması ne o kurumun ortaklarının ve ne de çe§itli
kademelerinde çalı§anların varlıklarını ve kişiliklerini ortadan kaldırır. Ayrıca İslam, Kur'an-ı Kerim'in ba§ka
ayetlerinde bu erkek reisliğinin nasıl olması gerektiğini
açıklamıştır. Bu yöneticilik yetkisinin erkeğe; e§ine ve
çocuklarına karşı acıma, gözetme, koruma, kanat germe,
kendinden ve malından fedakarlıklarda bulunma yükümlülükleri getirdiğini belirlemi§ ve ev-içi davranl§larda
uyacağı edep kurallarını açıklığa kavu§turmuştırr." 36
ı
olduğunu
Roger Garaudy, üstünlük fıkrine şiddetle karşı çı­
karak şöyle der: "Ayetteki bu açıklayıcı bilgi, bu "önderlik" fıkrinin belli bir aile yapısına ne kadar bağlı olduğunu gözler önüne seriyor. Bu ayetlerde, erkeğin kadın
j üzerine antolajik bir üstünlüğünün savunulduğunu görmek
1
ve çocuksu bir psikolojiyle, kadına ezeli ve ebedi zaaflar
İslam hiçbir şekilde kadını ikinci sınıf bir insan ola- ı yükleyerek bunu ispatlamaya çalışmak, Kırrtuba'lı İbn
~
rak görmemiş, onun haklarını da gerek Kur'an'da ve gerek
Hazm'ın gözler önüne serdiği saçmalıklara götürür: Bir
erkek, sırf erkek cinsinden olduğu için mi, Hz. İbrahim'in,
sünnette koruma altına almıştır. 37 Olay, ailenin, sağlam
bir şekilde toplumdaki yerini alması ve bunu koruması olHz. Musa'nın ve Hz. İsa'nın annesinden o haliyle üsduğundan, bunun gerçeklı;§mesi için mutlaka bir kotündür? Halbuki Kırr'an bize o mübarek kadınların tıpkı
Peygamberler gibi, çocuklarının doğumu ve kaderleri koruyucu, gözetleyici ve reise ihtiyaç vardır. Pekçok toplumda olduğu gibi İslam toplumunda da bu görev yani aile
nusunda, Allah'tan doğrudan vahiy aldıklarını haber veriyor. (ll/Hud, 71, 73; 28/Kasas, 7; 19/Meryem, 19) Yine
reisliği erkeğe verilmi§tir. Fakat bunun bir üstünlük kavgası için malzeme olarak kullanılması açıkçası hem
sırf o yüzden mi erkek, Hz. Peygamber'in elçiliğini iJk
kabul eden Hz. Hatice veya Sünnet'in bize müslümanların
saçma, hem de Kırr'an'a yapılan en büyük saygısızlıktır.
dini bilgilerinin yarısını kendisine borçlu olduğumuzu bilŞunu da unutmamak lazımdır ki, kadınların da erdirdiği Hz. Aişe'den üstündür?.
~-'
keklerden üstün oldukları meziyetler vardır. Çocuk yetiştirmede, merhamet ve şetkatte, duyarlılıkta kadın, erİnsanlar arasında, takvadan, yani Allah'a tim itaattan
kekten üstündür." 38
başka üstünlük mü vardır?
1
1
1
ı
!
i
Erkek, Allah'ın kendisine bahşetmiş olduğu bu üsbir despotizm aracı olarak değil, kendisine emanet edilmi§ olan kadını koruma, kollama, ihtiyaçlarını
karşılama ve terbiye etme yönünde kullanmalıdır. Aksi
halde, erkeğe verilmi§ olan bu üstünlük ortadan kalkar.
tünlüğü,
ı
"Erkekler, kadınların üzerinde yönetici, koruyup kolailenin anıiridirler. Erkeklerin kadınlar üzerinde yönetici olmaları, biri yaratılıştan gelmiş, diğeri de sonradan kaz~ş iki sebebe bağlıdır:
layıcı,
Önce Allah, yaratılı§tan bazı kimseleri, diğer bazılarından birtakım özelliklerle üstün kılıruştır. Vücut yapıları bakımından erkekler, kadınlardan daha dayanıklı,
akıl yönünden daha üstündürler. Kadırıların ~ya­
pamayacakları güç i§leri· erkekler yapabilirler. Bundan dolayı cihad, erkeklere farz kılındığı gibi, devlet başkarılığı,
44
Bütün bu ayırırnlar, bir ülkenin veya bir devrin tarihiyle bağlantılıdırlar ki, bunlar karşısında Kırr'an bir kopuşu belgeliyordu. Kırr'an, sekiz ayn ayette (3/Al-i İmran,
195; 4/Nisa, 124; 13/Rad, 23; 17/İsra, 40; 40/Mü'min, 40;
43{Zuhruf, 17; 48/Fetih, 6; 57/Hadid, 18), insanlar arasında Allah'ın erkek olsun kadın olsun, iyilik yapanlarla
kötülük yapanlar arasında ayırım yapmadığıru hatırlatır. "42
'Takva'nın
tek mihenk taşı olduğu dinirnizde sakalla
ispatlamaya çalışmak bilmem ne
erkeğin üstünlüğünü
kadar mantıklı?!
Bu tür bir .üstünlük yarışına girilmesi halinde k~­
da erkeklerden bazı yönlerden üstün olduklarını
zikretmek gerekir: Çocuk yetiştirmede, merhamet ve şef­
katte, duyarlılıkta kadın, erkekten daha üstündür. "Cennet
dırıların
İshak Doğan
MESELESiNE BİR BAKIŞ
1
İslam'ın
önemli prensiplerini gerçekleştirmek), kısas ceetmek, cihadın kendilerine vacip olması,
cumanın vacip olması, ezan, hutbe, itikaf, asabelik (rnirasııi tamamını alan kimse), hata ile ve kasame öldürmelerinde kan bedelini yüklenmesi, ric'i boşarnada bağımsız hareket etmesi gibi bir takım özellikler, haklar ve
vazifeler ile üstün olmaları da bu örneklerden bazılarıdır.
"Kadınlar üzerine hakimler" olarak ailede başkanlık hakkına sahip olmalarının bir _sebebi, bu yaratılıştan olan üstünlük, biri de erkeklerin mallarından bir kısmını mehir ve
nafakaya harcamaları meselesidir. "44
anne/erin ayakları altındadır" gibi hadisleri de gözönüne
alırsak, bu tür bir yarl§ın faydasız ve abes olacağı anlaşılacaktır. Bizden istenen, üstünlüğümüzü Allah katında
teyid edici bir takvayla donanmaktır:
zalarında şahitlik
"Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir diyarattik ve birbirinizle tanışmanız için sizi Jıalklar
ve kabileler (şeklinde) kıldık. Hiç şüphesiz, Alialı katında
sizin en üstün (kerim) olanınız, ta/..:vaca en ileride olanımzdır. Hiç şüphe yokAlialı, bilendir, Jıaber alandır."42
şiden
Y. Nuri Öztürk de ayetin içerik olarak birkım kimseler
der: "Bu
ayet, erkeklerin mutlak anlamda üstün/iik/erinden değil,
varlık yapılarındaki bir farklılıktan balısediyor. O da erkeklerin kadınlara kawanı yani koruyucu, koliayıcı, gözetici olmalarıdır. Evet öyledir. Yaratıcı kudret erkeği bedensel yönden güç/ii, atılgan, dayanıklı, önde gidici, çekip
çevirici bir varlık yapısıyla donatmıştır. Bunu inkar edemeyiz. Görmezlikten de gelemeyiz. Erkeğin bu farklılığını
eşitlik manisine lllllllarak örtrnek isteyenler yalnız erkeğe
değil, kadına da kötiiliik ederler. Çünkü yaradı/ış realitesini çarpıtmak, dengeleri bozar ve dengelerin bozulması herkesi perişan eder. Ne var ki, Kur'an ayetlerini
kadını Jıorlamak için pervasızca tevil eden ve sürekli
anianı kaydırma/arı yapan çoğu milfessir/er bu kawam
kelimesini, Jıakim, yönetici gibi Kur'an'daki kulianımına
uymayan anlamlar vererek erkek despotizmine gerekçe
tarafından kullanılmasına karşı çıkarak şöyle
yapmışlardır."
,
Dine Hizmet Nokta.sında Kadın ve Erkek:
Kadınlar, diğer durumlarda, bilhassa dine hizmet konusunda erkeklerle eşittirler:
"Şüphesiz
ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden bir işte
bulunanın işini boşa çıkarmam ... "45
"Gerçek şu ki, mü'min erkeklerle mü'min kadınlara iş­
kence uygulayanlar sonra da tevbe etmeyenler; işte onlar
için cehennem azabı vardır ve yakıcı azab da onlar içindir."46
"Mii'min erkekler ve mü'min kadınlar da birbirlerinin
kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılar/ar, zekatı verirler. Allah'a ve Rasulii'ne itaat ederler./şte Alialı'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Aliah, üstün ve güçlüdür, hikmet
ve hiikiim salıibidir. "47
veiileridirler.lyiliği emreder,
43
"Erkek olsun, kadın olsun, _inanmış olarak kim salih
bir arnelde bulunursa lıiç şüphesiz biz onu hoş bir hayatla
yaşalırız ve onların karşılığını yaptıklarının en güzeliyle
muhakkak veririz."48
"(Ayet,) Erkeğin kadında bulunmayan, yaratılıştan var
olari bir takım üstünlüklere sahip olduğu gibi, aynı zamanda kadının da erkekte bulunmayan yaratılıştan var
olan bazı üstün vasıflara sahip olduğunu ve bundan dolayı
her ikisinin birbirine değişik yönlerden muhtaç olduklarını ve bu şekilde erkekle kadının yaratılıştan farklı
ve karşılıklı olarak birbirlerinden üstün olduklarını ve bu
şekilde erkekle kadının yaratılıştan farklı ve karşılıklı
olarak birbirlerinden üstünlükleri olduğu gibi, her erkeğin
ve aynı şekilde her kadının da seviyelerinin bir olmadığını ve bundan dolayı her erkeğin, her kadın ile tek
olarak mukayese edilemeyeceğini ve bununla birlikte
bütün bunlar toptan karşılaştırılınca kadınların erkeklere
ihtiyacının, erkeklerin kadınlara ihtiyacından daha fazla
olduğunu ifade eder. Ve açıklandığı üzere ~as üstünlük
ölçüsü olan kazanma ve mal edinme açısından erkek, faaliyet gösterme yeteneğine sahip; kadın ise itaat duygusu
ve kabiliyet yönünden ince ruhlu ve çekici bir yaratılıı_ıa
sahip olup bunun için erkeklerin kuvveti ile korunmaya ve
muhafaza edilmeye daha fazla muhtaçtır. Ve bundan dolayı sonuç olarak genel bir şekilde üstünlük ve faziletin
erkek tarafında bulunduğunu, amirlik ve idarecilik yetkisinin, hakkıyla erkek olan erkeklere verilmesi- ve kadınların onlara itaat etmesi, hem bir hak ve hem de kadınların menfa-atlerinin gereği olduğunu pek beliğ özlü bir
ifade ile anlatır. Ve ݧte erkeklerin peygamberlik, imamet.,
(imamlık, devlet başkarılığı, valilik. şeair-i İslam, yani
Kur'an'da zikri geçen bir takım kadınlar,49 hem erkeklere, hem de kadınlara örnek olarak verilmiş, bu hususta herhangi bir ayrılığa gidilmemi§tir. Tahrim Suresine
baktığımızda, Allah'ın iman edenlere bazı örnekler verdiğine şahit oluyoruz ki, bu örnekler gerçekte bütün insarılığadır:
"Alialı,
kiifretmekte olanlara, Nuh'un eşini ve f.,ut'un
örnek olarak verdi. Ikisi de, kullarımızdan sali/ı olan
iki kulumuzun niktılıları altındaydı; ancak onlara ihanet
ettiler. Bundan dolayı, onlara (koca/arı) kendilerine
Alialı'tan gelen hiçbir şeyle yarar sağlamadılar. Ikisine
de: "Ateşe diğer girenler/e birlikte girin" denildi.
eşini
Alialı, iman etmekte olanlara da Firavun'un karısını
örnek olarak verdi. Hani demişti ki; "Rabbim bana kendi
katında, cennette bir ev yap; beni Firavun'dan ve_ onun
yaptıklarından kurtar ve beni o zalimler topluluğundan da
kurtar.
lmran'ın kızı
Meryem'i de. Ki o kendi ırzını koBöylece biz de ona kendi ru/ıumuzdan iifledik. O
da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O,
(Rabbine) gönülden bağlı olanlardandı.'60
rumuştu.
Görüldüğü
45
gibi burada bahsi geçen ki§ilerin
kadın
ol-
İshak Doğan
ması
erkeklerin onlardan bigane kalmalarını gerektirmiyor, aksine, "Allah, ...... etmekte olanlara ....... .'ı
örnek verdi" denilmek- suretiyle verilen örnek şahıslar,
bütün insanlığa tanıtılıyor. Çünkü, erkeklik mutlak bir üstünlük değildir. İmam Cafer-i Sadık'ın deyişiyle: "Saliha
bir kadın, salih olmayan bin erkekten iyidir." 51
Erkeğin kadına
dından
üstün
üstün
olması,
onun fiziki olarak ka-
olmasından kaynak:lanmamaktadır. Erkeğin
gerçek üstünlüğü, onun ailesiıli İslam çatısı altında bave ehlini ateşten korumasında yat-
rındırmasından
maktadır.
"Erkeğin
riyaseti fiziki ve ekonomik üstünlüğünden ziyade İslami rehberiyetme dayanmalıdır. Aksi halde kadın
üzerinde kuracağı riyaset, zorba bir tahakkümden öte bir
değer taşımayacaktır. "52
Roger Garaudy'nin, lbn-i Hazm'ın görüşlerini aktarıp
-yukarda geçen- sözlerine Muhammed Gazali
eklemede bnlunarak şöyle der: "Peygamber Efendimiz de
bir hadislerinde şöyle buyurmuşlardır: "Kadınlar (hak ve
vazifelerde) erkeklerle müsavidirler."
savunduğu
Birtakım işler de var ki, İslam bunları ne emretmiş,
ne de yasak:lamıştır. Bunlar menfi ve müsbet manada tasarruf hürriyetimizin olması için Allah'ın mübah kıldığı
şeylerdir. Hiç kimse bu hususlarda görüşünü din olarak
ileri süremez. O sadece bir görüştür o kadar!..
Belki de bu gerçek, İbn Hazm'ın "İslam hilafet-i uzma
(devlet başkanlığı) dışında kadının her türlü görevi üstlenmesinde bir mahzur görmemiştir" sözünde ifadesini
bulmaktadır.
i Hazm, bu meseleleri ele alır.İbn Hazm, sonunda Kur'an'ın
ı
ı
ı
ı
ı~
~
ı
ı
ı
{
mesajının bizatihi temeline uygun düşen şu sonuca varır:
Erkekler ile kadınlar arasında, takvadan, yani Allah'a itaatten başka hiçbir derece farkı, hiçbir ayırım yoktur.
İbn
Hazm (el-Fasl, c. 4. s. 126) Kur'an'da "İnsanlar"
zaman, bundan kastın sadece erkek cinsi olmayıp, bütün insanlık olduğuna dikkati çeker. Savaşın
sözkonusu olduğu durumlar hariç, Kur'an'da, "müslim" kelimesinin hemen ardından daima onun dişili olan "müslimat" kelimesi gelir. "55
denildiği
Netice olarak;
* Aile işlerini düzenlemek bahanesiyle erkeğin kadına
zulmetmesine, ondan, kanunsuz olarak faydalanmasına
izin verilemez. İslam nizarnında kadın, kocasına bağlıdır.
Fakat bu bağlılık, "tabi" ve "metbu" şeklinde "efendi" ve
"köle" gibi değildir. Aslında kadını bu duruma geticici
pratik çalışmalara da izin verilmemiştir.
İslami hayat nizarnında kadın, her türlü sosyal ve medeni haklardan faydalanır. Hem kendisinin, hem de medeniyetin ilerlemesi için çalışır. Medeni hayatta kendisine
düşen görevi hakkıyla yapması gerekir." 56
* Kadının imanı erkeğin imanı gibi ve müslüman kadının
ahiretteki mükafatı da müslüman erkeğin mükafatı
gibidir. İslam kadının ibadetlerde ve sosyal ve siyasi çalışmalarda erkeklere iştirak etmesini kabul eder.
"Erkekler kendi
kazançlarından paylarını aldığı
gibi
kadınlar da alır.'' 57
* "Kadınlara cuma namazı,
cenaze
namazı
ve cihad
1 hariç, erkeklere farz kılınanların hepsi farz kılınmıştır.'' 58
İbn Hazm'ın bu sözüne, Kur'an'ın "Allah'ın bazısını
diğerlerine
üstün kılması ve mallarından infak etmeleri sebebiyle erkekler kad!filar üzerinde gözeticidirler" (4/Nisa,
34) ayetine muhalif olduğu için karşı çıkanların olduğunu
duydum. Ayet İbn Hazm'ın görüşüne karşı çıkanların anlayışına göre kadının herhangi bir işte erkek üzerine yönetici ve başkim olmasının caiz olmadığını ifade ediyormuş! Bu kabul edilemeyecek bir karşı çıkıştır. Çünkü
ayetin devamını okuyan kimse, erkeğin idareciliğinin
evinde ve ailesinde geçerli olduğunu anlar." 53
".. .!yi kadınlar gönülden (Allalı'a) itaat edenler, Allah, (onları ve haklarını) nasıl koruduysa -görünmeyeni
koruyanlardır. BG§kaldırıp -diretmelerinden korktuğunuz
kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra) yataklarda yalnız bı­
rakın, (bu da yetmezse hafifçe) döğün. Size itaat ederlerse,
aleylılerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allalı yücedir, biiyüktür. "54
ı
i
ı
Garaudy devamla, "Kadınlar hakkındaki bütün ayı­
ve bağımlı görme şekilleri, Ortadoğu'nun folklomndan değilse bile, geleneğinden kaynaklanmaktadır,
rım
Kur'an'ın mesajından değil.
.Bu tesbitimiz yerindedir. Nitekim İslam medeniyetlııin
zirve dönemleri olan tspimya'daki Endülüs Medeniyeti sı­
rasında, 1 1. yüzyılda bir ilahiyatçı ve hukukçu olan İbn
46
"Ümmü Seleme, Rasulullah'a: ''Erkekler savaşıyor,
biz, erkeklerin aldığının yarısı
kadar miras alıyoruz?" dedi. Resuluilah (s.a.s.) buna, kendisine nazil olan iki ayetle cevap vermiştir:
-kadınlar savaşmıyor;
* "Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mü'min
erkekler ve mii'min kadınlar, taate devam eden erkekler ve
taate devanı eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar; sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, (gönülden
Allalı'a) saygılı erkekler ve (gönülden Allalı'a) saygılı kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar,
oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, Allalı'ı çok
zikreden erkekler ve çok zikreden kadınlar; (i§te) Allalı
bunlar için baği§ ve biiyük bir mükafat lıazırlamı§tır." 59
* "Allalı'ın sizi, birbirinizden iistün kıldığı §ey/eri lıas­
retle arzu etmeyin. Erkeklerin de kazandıklarından nasipleri vardır; kadınların da kazandıkla_r:ından nasipleri
vardır ... "60
Erkeklerin kadınlardan
ayrılan
bir tarafı vardır ki, o da
onları doğrultmak ve onlara önderlik etmektir.61
* Kadın, genel bağlamda, erkeğin sahip olduğu haklara sahiptir. Erkekle arasındaki farklılık, ilahi vahiy tarafından erkeğe verilmiş bir takım görevlerin ve so-
c. 8,s.18
21 SUleyman Ateş, Yüce Kur'an'in ÇağdaşTefsiri, Yeni Ufuklar Neşr.
c. 5, s. 274-275
22 Tefsiru Celaleyn, Daru'l-Ma'rife, Nisa Suresi, 34. ayet.
23 Diğer mealiere de bakınız. Biz ayetin mealini daha çok kullanılan
mealierde verdik. Bunun yanında, kelimeye daha değişik mealier verenler
de vardır. Bkz. Doç. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, Islam'da Kadın Haklan/Kadın
Konusunda Kıır'an'a Yöneltilen Eleştiriler, s. 153-154)
24 Doç. Dr. M. Hayri Kırbaşoğlu, (Kadın Konusunda Kur'an'a Yöneltilen Eleştiriler), Islam'da Kadın llaklan, Rehber Yay. Ank. t.y. c.l, s.
154
25 Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, Azim Yay. Ist. c.2, s. 557
26 Şevkani, Fethu'l-Kadir, Daru'l-Ma'rife, Beyrut, 1997, c. 1, s. 589
27 İbn-i Kesir, Tefsiru'l-Kur'an'il-Azim, Daru'l-Ma'rife, Beyrut, 1997,
c. ı. s. 503.
28 Buhari, Kitabu'n-Nikiih
29 Buhari, Kitabu'n-Nıkiih
30 Fahreddin Razi, a.g.e., c. 8, s. 18; Şevkani, a.g.e., c.l, s. 589 ve
diğer ıefsirler...
31 "Şeyh Mulıammed Re§id Rıza, "Hukuku'n-nistiii'l-lslam ve Hazzuhunne mine'l·lslahi'l-Muhammediyyi'l-'Amm" adlı kitabında "kadın erkeğe eşittir" görUşfinll ileri sUrer. Şeyh Nasıruddin Elbani, Şeyh Reşid
Rıza'nın adı geçen kitabıru tahkik ederken bu görilşlere ilirazda bulunur.
Ona göre bu görUş, "evinizde oturun" ayetine aykın olduğu için batıldır.
Aynca se!ef kadınlan da siyasete kanşmamışlardır. Muhammed Reşid
Rıza ise, "lnanan erkekler ve kadınlan birbirlerinin velisidirler'' ayetini
delil getirmektedir. Buna göre Allah (c.c.) mutlak velayeti milmin erkeklerle birlikte milmin kadınlar için de sabit kılmıştır. Buna kardeşlik,
dostluk, mali ve toplumsal işbirliği vetayetleri dahil olduğu gibi, siyaset ve
savaşla ilgili yardımlaşma vetayetleri de dahildir. Şu kadar var ki, şeriat
kadından bilfiil savaşın vacipliğini kaldınruştır. Tıpkı harbilerin kadınlarına Islam'ın gUvence vermesi gibi. Islam emr-i bi'l-maruf ve nehy-i
ani'l-mUuker'i erkekler gibi kadınlara da farz kılmıştır. Yazarak ve konu~arak yapılması hiçbir §ey değiştinnez. Kadınlar emir, melik ve halife
olmanın dışında yöneticiliğe seçilebilirler. Re§id Rıza, erkekler gibi kadınlardan da bi at alındığına işaret eder. Yine ona göre İslam, öğrenim, eği­
tim; mal, miras ve ticarette kadınlann haklarını korumuştur. Ailede erkek
reistir ama despotluk yapan değil, istişare eden bir reis." (MUnir Şefik,
Çağdaş Isianı Düşüncesi, (Çev: Esat Pınarbaşı) ~ya Yay. Ist. 1991 s.
166)
32 Mevdudi, Tejhimu'l-Kur'an, İnsan Yay. c. I, s. 357.
33 Jı.ınine Vedüd-Muhsin, Kur'an ve Kadın,lz Yay., Çev: N azife Şişe
man, İst. 1997, s. 123
34 Şevkani, a.g.e., c.l, s. 586-589; Ebu Hayyan el-Endelusi, Bahru'lMulıit, Mekıebeıu ve Metabiu'n-Neşr'l-Haöıs, c. 2, s. 238-239
35 Arnine Vediid-Muhsin, a.g.e., s. 122.
36 Seyyid Kutub, FiZılal·il Kur'an, DUnya Yay. 1989,1st. c. 3, s. 66.
37 Kadının asr-ı Saadet ve sonrasında sahip olduğu baklann ve sonımlulukların ayrıntılı bir açıklaması için, Yrd. Doç. Dr. Rıza Savaş'ın,
rumlulukların olmasından kaynaklanmaktadır. Örneğin;
hilafet, teaddüd-i zevcat, cihad, miras, diyet vb. Fakat erolan bu görev ve sorumluluklar hiçbir
zaman erkeğe bir üstüillük vermez. Bunlar sadece erkeğin
sorumluluk alanının daha geniş olduğunu gösterir. Verilen
bütün bu görevler, erkeğin, üstünlüğü sayesinde kazandığı
faziletler değil, tam aksine Allah-u Teaiii'nın erkeğe vermiş olduğu bir lütfudur.
keğe verilmiş
* Erkek,
ailenin reisidir ve erkek, kavvam olmalıdır.
onun geçimini sağlamalı, terbiye etmeli ve düzeltmelidir. Çünkü erkeği 'kavvam' yapan
budur.
Kadırum korumalı,
* Dine hizmet noktasında kadınla erkek arasında herhangi bir fark yoktur. Çünkü bu <linin temelinde üstünlük
ancak 'takva' ile sağlanır.
Konumuzu, Rasulullah'ın Veda Haccındaki kadınla ilgili sözleriyle bitirelim:
"Ey insanlar ... Kadınların haklarına riayet ediniz. Bu
hususta Allalı'tan korkunuz. Kadınlarımı size Allalı'ın
emanetidir. Onları, Allalı adına söz vererek lıela/ edindiniz. Sizin kadınlar üzerindehaklarımı olduğu gibi, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki Jıaklarınız; kadınların, aile şerefinizi
sizin Jıoşlanmadığınız lıiç bir kimseye çiğnetmemesidir.
Eğer onlar ratı olmadığınız Jıerlıangi bir kimseyi aile yuvanıza alır/arsa, onları men edebilirsiniz. Kadınlarınızın
da sizin üzerinizde Jıa_kları, örf ve adete (memleket göreneğine) göre, onların lıer türiii yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarını sağlamanızdır. Onlar, sizin lıaklarınıza riayet
etsinler. Siz de onlara nezaket/e muamele edin. Bir kadının, kocasının izni olmadıkça onun malından bir baş­
kasına vermesi Jıelal olmaz.'-62
(Hz.
Mulıanımed
Devrinde
Kadın
ve
Raşid
Halifeler Devrinde
Kadın/
Ravza Yay. adlı özgUn eserlerine bakılabilir.)
38 SUleyman Ateş, a.g.e., c.5, s. 275.
39 SUleyman Ateş, a.g.e., c.5, s. 275.
40 Bunun nedeni, mUfessirlerin bu ayeti açıklarken biıbirinden farldı
iki yoruma sahip olmalanndan kaynaklaumaktadır. Bir grup mUfessire göre
ayet ev ve aile içi hayata taalluk iken, diğer bir ~p mUfessire göre de, ayet
umUmi bir mana taşımakta ve erkeğin diğer alanlardaki UslilrilUğUull de ortaya çıkarmaktadır. Ayetin umumi mana ifade ettiğini söyleyen mllfessiıier, görUşlerini desıeklemek için erkeklerin cuma, ezan, şebadet, nllbUvvet, hi!Met, cihad, imamet, imaret, lıitabet, teşrik tekbirleri ve saka! gibi
unsurlar saymak zorunda kalınışlardır. Daha geniş bilgi için bkz. Seyyid
Kutu b, a.g.e., c.3, s.66-67; Kıırtubi, a.g.e., c5, s. 168-169 vd.
41 Roger Garaudy, Islam ve İnsanlığın Geleceği, Pınar Yay. (Çev:
Cemal Aydın), 1st.l990, s. 144.
42 Hucumt, 49/13 _..
43 Y. Nuri ÖztUrk, Kur'an'daki Islam, Yenibuyut Yay. Ank. s. 557
44 Elınalılı, a.g.e., c.2, s. 557.
45 Al-i İmııın, 3/195
46 Buruc, 85/10
47 Tevbe, 9171
48 Nahl, 16/97
49 Kur'an'da adı geçenkadınlarhakkında bkz. Amine-Vedıid-Muhsin,
a.g.e., s.173-176.
50 Tahrim, 66/10-12.
51 Şelıid BintU'l-HUda, Peygamber ve Kadın, Yedigece Yay.1st.l992,
s.52.
·
52 Aile Soruşturması, Yeryilzü Dergisi, s. 36.
53 Muhammed Gazali, Nebevi Sünnet, İslami Amştırmalar Yay. (Çev:
Ali Özek), Isı. 1992, s. 74-75.
54 Nısa,4/34
55 Roger Garaudy, a.g.e., s. s.l47-48.
56 Mevdudi, Hicap,11ıya Yay. (Çev: Ali Genceli), ıy. s.453
57 Nısa, 4/32
DİPNOTLAR:
1 Asım Efendi, Okyanıısu'l-Basit, c.3, s. 545
2lbn Manzur, lisanu'I·Arab, Beyrut, c.l2, s. 497-99; Ebu Bekr b. Abdlilkadir er-Razi, Muhtaru's-Sıhah, MUessesetu'r-Risale, Beyrut, 1996, s.
558
3 Nisa, 4/135
4Maide, 518
5 Furkan, 25/67
6 AbdUlkadir er-Razi, a.g.e., s. 558
7 Hac, 22!78; Aynca bkz.lbrahim, 14/40; Nisa, 4/162
8 Rağıb el-lsfehôıll, EI-Müfredaı fi Gaaribi'/-Kur'an, Daru'l-Ma'rife,
Beyrut, t.y. s. 416-419: Sa'di Ebu Ceyb, EI-Kôırıusu'I·Fıklıi Lügaten ve Jstılahan, s. 309
9Maide,5/8
lO Al-i lmran, 3/18
ll Ra'd,l3/33
12 Bakam, 2/255
13 Maide, 5/55
14lbrahim, 14/40
15 Maide, 5/68
16 Mu'cemu E/fazi'I-Kur'ani'I-Kerim, Mecmei'l-Lnğal-Ambiyye,
Mısır, c.2, s. 934; Aynca bkz. H. Muhammed Mahluf, Kelimatu'I-Kur'an,
Dam lbn-i Hazın, s. 51; M. Vehbi SUleyman, Mu'cemu Teftir-i Kelimati'IKur'an, Daru'l-Fıkr, s. 334
17 El·Mu'cemu'l-Arabiyyi'l-Esasiyy, s. 1016
18 Sa'di Ebu Ceyb, a.g.e., s. 309-310
19 Kurtubi, El-Cami' li Ahkômi'l·Kur'an, El-Mektebetu'l-Arabiyye,
1967,Kahire, c. 5, s. 168-169
20 Fahreddin Razi, Tefsiru'l-Kebir (Mefatilıu'l-öayb), Akçağ Yay. Ank.
47
İshak Doğan
1 ERKEGİN KAiJINDAN ÜSTÜNLÜGÜ MESELESiNE BİR BAKIŞ
58 M!inavi, F eyzu'I-Kadir, c.4, s. 320.
59 Ahzab, 35.
60 Nisa, 4/32. Hadis için bkz. Tirmizi, Sünen, c.5, s. 139, Hadis no:
3211.
61 Şevkani, a.g.e., c.l, s. 587-589
62 MUslim, Salıilı-i Müslim, c.6, Kitabu1-Hac, Hadis no: 1218.
BİBLİYOGRAFYA:
1. Saltilı-i Müslim, (Alnnet Davudoğlu), Sönmez Neşr.
2. Asım Efendi, Okyanusu'I-Basit.
3.lbn Manzur,lisanu'I-Arab, Beyrut, ty.
4. Ebu Bekr b. Abdülkadir er-Razi, Mulıtaru's-Sılıalı, Müessesetu'rRisale, Beyrut, 1996.
5. Rağıb el-lsfehani, ei-Müfredat fi Garibi'I-Kur'an, Daru1-Ma'rife,
Beyrut, ty.
6. Sa'di Ebu Ceyb, ei-Kiimusu'I-Fıklıi Lügaten ve lstılalıan.
7. Mılcemu Elfiizii'/-Kur'an'i/-Kerim, Mecmei1-LUğal Arabiyye,
Mısır.
8. R Muhammed Mahluf, Kelimatu'I-Kur'an, Dar-u lbn-i Hazrn.
9. M Vehbi Süleyruan,Mu'cemu Tefsir-i Ke/imati'I-Kur'an, Daru1Fıkr.
10. ei-Mu'cemu'I-Arabiyyi'I-Esasiyy, Heyet.
11. Kurtubi, ei-Ciimt li Alıkiimi'I-Kur'an, el-Mektebetu1-Arabiyye,
Kalıire- 1967
12. Falıreddin er-Razi, Tefsir-i Kebir (Mefiitilıu'I-Gayb), Akçağ Yay.,
Ankara.
·
V
V
V
V
13. Süleyman Ateş,Yüce Kur'an'ın
Çağdaş
Tefsiri, Yeni Ufuklar Neş-
ıiyat.
14. Tefsiru Celiileyn, Daru1-Ma'rife, ty.
15. Isiani'da KadınHaklan (Antoloji), Heyet, Rehber Yay.,
16. Elmalılı,Hak Dini Kur'an Dili, Azim Dağıtımcılık,lst.
17. Şevkani, F etlıu'I-Kadir, , Daru'1-Ma'rife, Beyrut-1997.
18.lbn-i Kesir, TefsiruKur'ani'I-Azim,, Daru1-Ma'rife, Beyrut, 1997
19 Salıilı-Bulıari, ötUken Yaymlan.
20 MUnirŞefık, Çağdaş Islam Düşünccsi,DUnya Yay., !st.-1991
21 Mevdııdi, Teflıimu'I-Kur'an, İnsan Yay., Heyet.
22 Arnine Vedud-Mııhsin, Kur'an ve Kadın, 1z Yayıncılık, (Çev: Na-
zife Şişman),!st.-1997
23. Ebu Hayyan e1-Ende1iisi, Balıru'I-Mulıit, Mektebetu ve Metabiu'nNeşıi'1-Hadis, ty.
24. Seyyid Kııtub, Fi Zıliil'ii-Kur'an, Dünya Yay., lst.-1989.
25. Roger Garaudy, Islam ve Insanlığın Geleceği, (Çev: Cemal
Aydın) PınarYay.,!st.-1990
·
26 Y. Nuri Öztürk, Kur'an'daki Islam, Yeni Boyut Yay., Ank.
27 Şehid Bintu1-HUda, Peygamber ve Kadın, Yedi Gece Yaymlan,
!st.-1992
28 Aile Soruşturması, Yeryüzü Dergisi
29 Muhanımed Gazali, Nebevi Sünnet, İslami Araştınnalar Yay.,
(Çev: Ali Özek) İst.-1992
30 Mevdudi, Hicap, İhya Yaymlan, (Çev: Ali Genceli), ty.
31 Tirmizi, Sünen, Yunus Emre Yaymlan.
32 Münavi, Feyzu'I-Kadir.
\):~CY d l"f""t>.\-\l!J-~?
TAKIM ELBiSE
PALTO, PANTALON
KABAN, CEKET
iMALAT VE TOPTAN SATIŞI
iDRiS 'CZ\Y
Adres: Dere Sk. Derya Apt. No: 5/8 Osm.anbey/İST.
Tel: (O 212) 296 38 56 Fax: (0 212) 248 34 33
48
Download