İshak BİR 1 ERKEGİN KADINDAN ÜSTÜNLÜGÜ MESELESiNE GENEL BİR BAKIŞ flshak DOÇjAN Araştırmacı-yazar ütün ideolojiler ve dinler 'aile' kavramına ve onun toplumdaki yerine özel bir önem verirler. Çünkü toplumun en küçük yapı taşı olan ailenin sağlam ve sarsılmaz olması, toplumun da aynı vasfasahip olmasını sağ­ lar. Bu yüzden, 'ideal devlet/toplum' peşinde olan her ideoloji ve din, başan sağlamak için, bireylere birtakım ayn görevler ve sorumluluklar yükler. Bunlar arasında kadırun görev ve sorumluluklan ayrıcalık taşır. Çünkü kadın, toplumun miman, gelecek nesillerin annesi demektir. Yine bir kadının eğitilmesi halinde bir ailenin, dolayısıyla ileri aşamada toplumun eğitilmesinin sözkonusu olacağı da bilinmektedir. islam'da da, 'aile'ye özel bir önem verilmiş, bu kurumun sağlamlığının tesisi için gerekli şart ve önlemler alınmış, bütün bunlar Kur'an ve Sahih Sünnette izah edilmiştir. Kadının haklan, sorumluluklan; erkeğin haklan ve sorumluluklan, eşierin birbirlerine karşı tutumlan vb. Fakat geleneğin hakim olduğu toplumlarda, geleneğin vahyi değil, vahyin, geleneği izlemesi yüzünden, bir takım uygulanması gereken prensip ve emirler mevcut yapıya göre şekillenmiş, ve bu, vahye uygun bir aile yapısını değil, geleneksel bir aile yapısını ortaya çıkarmıştır. Bu çıkan yapı ise müslümanlar tarafından 'İslami aile' bağ­ ~amında değerlendirilmiş, bilinçsizce savunulmuş, bunun sonucunda da bir şekilde müsteşriklerin ve batılılann maalesef haklı- eleştirilerine maruz kalınmıştır. İslam'ın kadına ve aileye bakışı konusunda eleştiriye yönlerinden biri de, erkeğin kadına üstünlüğü meselesidir. Şimdi bu konunun İslam alimleri tarafından nasıl değerlendirildiğini, bu hususta vahyi ve geleneksel tavn birbirinden ayınp, doğru olanı ortaya koymak, kimin haklı olduğunu tespit edebilmek açısından önce, mevzumuz~ neden teşkil eden ayeti okuyalım: runa temel teşkil eden kelimenin tarih boyunca lil/tefsir edildiğini incelememiz gerekmektedir: nasıl tah- KAVVAM: Kavvam ve kavim, ism-i fail olup, 'ayakta duran adam' anlamına gelen 'kaim' sözcüğünün cem'idir. ı İbn Manzur, 'Kavvam' sözcüğünün anlamının 'yönetici ve koruyucu' anlamında olduğunu söyler. 'Kıvamu'l-emr' ise, 'bir şeye düzen vermek ve onu gerçekleştinnek' demektir.2 'Kavvam' kelimesi, Kur'an'da iki yerde geçer: "Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yaaleyhinde bile olsa, Allalı için şahidier olarak adaleti ayakta tutun (kavvamfne) ... " 3 kınlarınız "Ey iman edenler, adil şalıidler olarak ayakta tutun. (kavvamfne) ... " 4 Allalı için, hakkı 'Kıvam' kelimesi olarak; "Onlar, harcadıkları zaman, ne israf ederler, ne de kı­ sar/ar; (harcamaları) ikisi arasında orta bir yol olur. " 5 Yine "Falan, evinin kavvamıdır" denir. 6 Yani, ailesinin ve ev halkının işlerini yerine getirendir. Bu anlamda Türkçede "evin direği" deyimi kullanılır. 'Kame'l-emru', 'düzgün tutmak, düzeltmek' an'Kame ala ehlihi'; 'ailenin işlerini üstlenmek ve onların ihtiyaçlarını karşılamak; 'Ekame'nin manası ise; 'bir şeyin lıakkını vererek yerine getirmek' demektir: lamındadır. "... Artık dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve ayetinde kullanılan ve kavvam ile aynı kökten gelen "eklmfi" kelimesi ile kastolunan da hakkıyla (şart ve rükünleriyle, huşfi içerisinde) namazın kı­ lınmasıdır. Allah, burada sadece namazı kılın (sallfi) dememiş, bunun yerine, 'ikame' kelimesini kullanmıştır. Bu ayette kastedilen mananın, şartlanyla beraber namazın eda edilmesi olduğunu gösterir. 8 uğrayan Allalı'a sarılın ... " 7 "Allalı'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcanıası nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorıunlu-yöneticilerdir'... " (4/Nisa, 34) Rağıb el-İsfeharu, "Kıyamu'ş-şey" 'bir şeyi gözetmek ve onu korumaktır' der ve konuda delil olarak aşağıdaki ayetleri zikreder: Bu ayeti kerimede geçen üstünlüklkavvam kavramının nedir? Bütün erkekler, bütün kadınlardan üstün müdür? Erkeklerin üstünlüğü ne iledir? Üstünlük mutlak mıdır yoksa sınırlan var mıdır? Kadının erkek karşısındaki konumu bu ayete göre nasıl olmalıdır? gibi sorulara cevap verebilmek için bu ayetin ve bilhassa bu soanlamı Gözetmek ve koruma!;:: "Ey iman edenler, adil ayakta tutun ... " 9 şahidier olarak, Allalı için, hakkı "Allah, gerçekten kendisinden 41 başka ilah olmadığına İshak Doğan şahitlik 1 etti; melekler ve ilim salıipleri de O'ndan ada/et/e şahitlik ettiler ... "10 başka ila/ı olmadığına i ı zeten, güzelleştiren, doğrultan, koruyan, devanı eden ve muhafaza eden olduğunu görürüz. Kelime bu anlamlara gelmesine rağmen, günümüz mealierinde bu ayetin meali şöyle verilmektedir: Ali Bulaç'ın mealinde: "Allalı'ın, bazısım bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorunılu­ yöneticilerdir'... " (4/Nisa, 34) ı Süleyman Ateş'in mealinde: "Erkekler, kadınlar üzerine yöneticidirler. Çünkü Alla/ı, kimini kiminden iistiin kılmıştır ve çiinkii erkekler (kadınlara) mallarmdan Jıar­ canıaktadırlar." (4/Nisa, 34) ~.;ı "Her nefsin bütün kazandıkları üzerinde gözetici olana ·ı mı (baş kaldırılır? ).. :•ıı · 12 "Allah, O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, kaimdir.. .'' Yani Allah, her düzen verendir. şeyi koruyan, gözeten ve her şeye Devam etmek ve muhafaza etmek: "Sizin dostunuz (veliniz), ancak Alla/ı, O'nun Resulii, riiku ediciler olarak namazı ikame eden ve zekatı veren nıii'nıinlerdir. "13 "Rabbim, beni namazı(nda) sürekli olan kıl, sayıınıdan olanları da ... "14 Yani, beni, namazın hakkını yerine getirmede başarılı kıl. Ikame edenler, namaz kılmaya devam eden ve onu koruyanlardır. 'lkametu'ş-şey'; 'bir şeyin hakkını vermek' demektir. "De ki: "Ey kitap e/ıli, Tevrat'ı, lncil'i ve size Rabbinizden indiri/eni ayakta tutnıadıkça lıiç bir şey üzerinde değilsiniz. "15 Bu ayette kastedilen manada, 'ilim ve amel olarak bu iki kitabın hakkını verin' demektir. 16 'Kıvam', mektir. bir şeyi düzgün hale getirmek ve düzen verehli beytihi' deyimi ise, ailenin ihkarşılamak ve işlerini yerine getirmek de- 'Kıvamu tiyaçlarını mektir.17 Fıkılı ıstılahı olarak ise; "Kavvam'un ale'n-nefs; Henüz büluğ çağına gelmemiş bir çocuğun eğitimi, öğ­ renimi, dayurulması vb. ihtiyaçlarının gözetilmesidir. Bu, onun velisi tarafından yapılır. ı ı ması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur ... " (4/Nisa, 34) ı ı ı Meallerde, 'kavvam' kelimesine karşılık olarak; 'sorumlu-yönetici, koruyucu ve hakim' anlamları verilmiştir.23 Bütün bu anlamlar tam anlamıyla yanlış olmasa da, eksiktir. Çünkü, 'kavvam' kelimesi, her ne kadar ! yöneticilik, reislik anlamiarım ifade etse de, bu mutlak bir hakimiyet ve üstünlük değil, ailenin işlerini yerine getirme konusunda erkeğe verilmiş hizmetle karışık bir yöneticilik, bir üstünlüktür. Ayın Kurtubi, 'kavvlim' kelimesi hakkında: "Yani erkekler temin ederler, onları korurlar." der. 20 ı Yine Falıreddin Razi de, kavvam kelimesi hakkında söyler: "Kavvam", işi hakkıyla yapan kimse demektir. Kadının işlerirıi hakkıyla yerine getirip, onu korumaya itina gösteren kimse için de, "haza kayyimu'l. mer'eti ve kavvamuha" denilir.21 şunları Celaleyn Tefsirinde de, ayet şu şekilde açıklanır: "Erkekler, kadınları terbiye eder ve onları gözetirler." 22 Bütün bunların ışığında, sorunuri temeli olan 'kavvlJill' kelimesinin anlaırunın '~üzen vernıen, düzelten, terbiye eten, adaletle davranan, birisinin işlerini üstlenen, gö- "Kadın Konusunda Kur'an'a Yöneltilen Hayri Kırbaşoğlu, "Bu ayette geçen kawam kelimesini 'hakim' şeklinde çevirme_k oldukça tartışma/ıdır. Kelimenin "koruyucu, gözetici, nezaret edici, sorumlu" şeklinde çevrilmesi ise hem Arap diline, hem de Kur'an'ın ruhuna daha uygundur. Bqyle olunca, bu ayetten erkeğin; kadından üstiin olduğu sonucımu çıkarmak doğru olamaz. Gerçi nezaret etmek, sorumlu . olmak, gözetmek şeklindeki yorumiarın altında da bir tür üstünlük anlamı gizlidir. Ancak buradaki üstünlük ontolojik anlamda bir üstünlük olmayıp, ortada erkek ve kadının karşılıklı konumlarıyla ilgili olarak erkeğe tanınan bir insiyatif sözkonusudur.'' der.24 Bu ayetin meal ve tefsirinde merhum Elma/ılı ise der: "Bir kadının işine bakan ve korunmasına önem veren ve işlerini idare edene "kayyimu'l-mer'eti" ve dalıa kuwetli olarak "Kavvamu'l-mer'eti" denilir. Bu deyim, erkeğin kadına lıakimiyyetini ve fakat rastgele değil, "Mil/etin efendisi, onlara hizmet edendir" manası üzere lıiz­ nıetçilikle karışık bir hakimiyetini ifade eder. Bundan dolayı bir taraftan erkeğin üstünlüğünü anlatırken diğer taraftan da kadının değer ve üstünlüğünü bildirir. Ve bu ayı­ nın içinde eşitlik iddiasını kaldırarak karşılıklı olarak şöyle Kavvam, kıyam'dan mübalağa isimdir. Yönetici, kollayıcı, amir demektir. 21 konuyu Eleştiriler" başlığı altında işleyen tarafından yapılır." 18 kadınların geçinılerini A. Fikri Yavuz'da ise: "Erkekler, kadınlar üzerine idareci ve hakimdir/er. Çiinkii Allalı birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden iistiin yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (kadın/arına) harcamaktadırlar." (4/ Nisa, 34) 1 'Kavvamu'n ale'l-mal': Henüz büluğ çağına gelmemiş bir çocuğun malını ticaret yaparak gözetmek ve onun mali haklarını yerine getirmektir. Bu da velisi ya da mahkeme Kıvame ehlihi; '(kendi ailesinin) geçimini sağlayan, iş­ lerini yerine getiren ve eve ekmek getiren' demektir. Ali Özek başkanlığında hazırlanan heyetin mealinde: "Allalı'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kıl~ 1 ı ı ı 42 MESELESiNE BİR BAKIŞ . İshak Doğan 1 kaynaklandığı görülür? Onun bu görevi iki şekilde yerine farklı bir eşitlik metoduyla öyle bir birlik sağlar ki, bu durum sultan ile ümmet arasındaki karşılıklı haklara benzeyecek ve bu §ekilde aile terbiyesi, toplum terbiyesi ve siyasi terbiyenin bir ba§langıcı olacaktır. Bunun için Kadı Beydavi, "Kavvfunun"un tefsirinde der ki: "Valiler halkı idare ettikleri gibi onlar da kadınları öyle idare ederler."25 Yani, zulum ve baskı ile değil, adalet ve güzel muamele ile kadınlan idare ederler. Şevkani ise; "Erkekler, kadınlarınAllah'ın onlara emrettiği hususları yerine getirmede onların emirleri, reis/eridir." der. 26 İbn-i Kesir de: "Erkekler, kadınların idarecileri, yani. onun reisi, büyüğü, onun terbiyecisidir." Z1 der. lıiikimi ve eğrildiği zaman onun Hadislerde de aynı manada erkeğe bir üstünlük, fakat mutlak değil, sorumluluk içeren bir üstünlük verilmi§tir: "Erkek, ev lıalkmm koruyucusu sorumludur." 28 (çobanı)dır. Onlardan "Hem kendinizi, (hem de aiZenizin fertlerini ateşten) getirmesi istenmektedir: · a) Kadının ihtiyaçlarına ve nafakasına bakmak. b) Onu korumak, gözetmek, terbiye etmek, düzeltmek. Bu hususlarda erkek başıboş bırakılmaınış, kendisine mutlak bir hakimiyet verilmemiş, bilakis onun görev ve sorumluluklan da belirtilmi§tir. ! ! ı~. ı. ' Yani erkeğe verilen riyas et, mutlak bir riyaset değildir. Her topluluğun bir başa, reise ihtiyacı vardır. Ailenin reisliği de Allalı tarafından erkeğe verilmiştir. Bu emirle birlikte mailjet temini, ev tutma ve diğer ihtiyaçlar da erkeğin sorumluluk alanına bırakılmıştır. Fakat erkeğin riyaset salıibi olması onun ne fazilet ola- ! rak kadına üstünlüğüne, ne de mutlak olarak kadını ha! kirniyeti altına alabileceğine delildir. Riyaset, erkeğindir fakat diğer bütün konularda, kişinin özel hak ve sorumluluklarında kadın, erkek gibi bağımsızdır. Bu üs'ıl tünlük biraz da fızyolojik farklılıktan kaynaklanmaktadır. İnsanlar farklı farklı yaratılmıştır. Her insandan aynı kabiliyet ve beceriyi beklemek yanlıştır. Kadın yaratılış geı reği birine sığınma, erkek de birilerini koruma güdüsünü 1 taşır. Erkeğin rolünü kadına, kadının rolünü de erkeğe ı vermek, onlara zulüm olur. Her birinin görev ve sorumluluklan farklı farklıdır.31 ı l ! koruyımuz." 29 'Kavvfun' kelimesi hakkında bu kadar bilgi verdikten sonra §imdi ayete genel olarak ve üstünlük meselesine özel olarak müfessirlerin vermiş olduğu manayı görelim: Üstünlük Neyle Gerçekleşir? Ayetin sebebi nüziilu tefsirlerde ufak tefek farklılıklarla şu şekilde geçer: l ı i ''Erkekler kadınlardan, kadırılara verilmeyen veya az verilen bazı doğal nitelik ve güçlere sahip olduklan için \ \ lbn Abbas (r.a.), bu ayetin Muhammed b. Selerne'nin ::..• üstündürler. Yoksa bu onların şeref ve fazilet bakımından 1 • üstün oldukları anlamına gelmez. Erkek sahip olduğu , kızı ile ensarın ileri gelenlerinden biri olan kocası Sa'd b. ' doğal nitelikler nedeniyle, ailenin kavvam'ı yani reisidir) Rebi' hakkında nazil olduğunu söylemi§tir. Zira Sa'd ona .,! Kadı~ da doğal niteliklerindeki bazı eksiklikler nedeniyle, bir tokat atmış, o da kocasının yatağını hemen terkederek, . kendi güvence ve güvenliği için ona tabi olmak zokocasının tokat izi yüzünde olarak Hz. Peygamber'e i rundadır." 32 · (s.a.s.) gelip, kocasının kendisini tokatlarlığını şikayet etÜstünlüğün kayıtsız şartsız olması mümkün değildir. mi§tir. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s.) "Ondan ~ Çünkü (4/Nisa, 34) ayette, 'Onlar (eril-çoğul) onlara (dişil­ kısas iste" demiş, sonra da "Sabret, (vahiy) bekliyorum" l çoğul) tercih edilmişlerdir' denmemekte, 'Onlann ba'di demişti. İşte bunun üzerine "Erkekler kadınlar üzerine ha(bazısı) ba'dına. (bazısına) denilmektedir. Ba'dın kulkirndirler ... " ayeti nazil olmuştur. Bu, "Erkekler kadınlan ı lanılışı insaniann çevrelerinde normal olarak gözledikleri terbiye etme ve onlara müdalıale etme hususunda hakimdirler" demektir. Böylece Cenab-ı Hak sanki erkeği, ı şeylere işaret etmektedir. Bütün erkekler, her yönden bütiin kadınlardan üstün değildirler. Bazı erkekler, bazı kansı üzerinde bir reis ve hükmü geçen birisi kabul etyönlerden bazı kadınlardan üstündür/er. Aym §ekilde, mi§tir. Bu ayet nazil olunca Hz. Peygamber (s.a.s.) "Biz bazı kadınlar da bazı yönlerden bazı erkeklerden üsbir §ey istedik, Allalı da birşey istedi. Allah'ın istediği tündür/er. Bu nedenle Allalı'ın terci/ı ettiği §ey Jıer ne ise, dalıa hayırlıdır" buyurmuştur.3o ı mutlak değildir." 33 Kaynaklarda okuduğumuz şekilde, aynı sorunun ilk 1 ''Erkeğin kadına olan üstünlüğü, kadın ve ailesi için olarak Hz. Peygamber zamanında da yaşandığına şahit . harcamada bulunması ve onlar için çalışmasıyladır ... Kaoluyoruz. Hatta böylesi bir sorunla kaT§ılaşan Rasulullalı dırılar için harcamada bulunması, mahndan kadınl~a medahi valıyin gelmesini beklemiş, olay karşısında ken; hir lerini ödemesi, yine aynı şekilde cihad konusunda hardisine ait olan karann yarılışlığını görmüştür. Fakat bu camada bulunması ve sorumluluğunu üstüne almasıyladır. soruna ilalıi irade açık bir cevap vermiştir: Alimlerden bir topluluk, bu ayetle, ko~ güçsüzleşip, "Allalı'ın, bazısını bazısına üstün kılması eanların eşinin nafak!ıiıını temin etme ve onu giydirmede yetersiz kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar kalmasında nik1lhın geçersizliğinin cevazı sonucunu çı­ üzerinde 'sorumlu-yöneticilerdir'..." (4/Nisa, 34) karmışlardır. lmam Malik, Şafıi ve diğerleri bunu söyAyeti kerime dikkat!.e okunduğunda, erkeğin kadına lemişlerdir."~ olan üstünlük nedeninin, ailenin geçimini sağlamasından ! 43 İshak Doğan MESELESiNE BİR BAKIŞ 1 Ayette de görüldüğü gibi, erkeğe verilen üstünlük, iki §arta bağlanmı§tır. Bu iki §art yerine gelirse erkekler kadınlara üstün (kavvamune aHi) anlamına gelir. Birinci §ait 'tercih'tir, diğeri ise erkeklerin kendi mallarından harcamasıdır. Eğer bu §artlardan biri gerçekle§mezse, o zaman o erkek o kadın üzerine 'kavvam' değildir. 35 Fizilal'il-Kırr'an sahibi §ehid Seyyid Kutub, kıvameyi, toplum içindeki aileyle ilgili bir mesele olarak kabul etmekte ve §Unları söylemektedir: j. imamlık, ezan, hutbe, i'tikaf, had ve kısas şahitliği, mi- ~ rasta daha fazla almak, asabelik hakkı, evlendirme, bo- 1 şama, ric'at (karısına geri dönme), velilik gibi hususlar er~ keklere verilmi§tir. ,Erkek, bazı yönlerden üstün olmakla beraber, kadına böbürlenmeye, ona baskı yapmaya hakkı yoktur. Çünkü kadınla erkek, bir vücudun organları gibi birbirinin tamamlayıcısıdırlar. Nitekim yüce Allah'ın: "Allah erkekleri kadınlara üstün kıldı" demeyip, "Bazı insanları, diğer bazılanndan üstün kıldı" demesinde bu noktaya i§aret vardır. Vücutta baş ne kadar değerli ise kalb de o kadar değerlidir. Erkek baş dırrumunda ise kadın da kalb durumundadır. Bunlardan birinin daha çok yarar taşıması, daha üstün yaratılması, diğerinin değerini azaltmaz.39 olmasına rağmen, müfessirlerin erkeğin üstün ispatlamak için -malesef- bir takım zorlama görüşler ortaya koyduklarını gördük. Teşrik tekbirleri, ezan ve saka! bunlardan sadece birkaçı.40 Böyle sahip olması ne o kurumun ortaklarının ve ne de çe§itli kademelerinde çalı§anların varlıklarını ve kişiliklerini ortadan kaldırır. Ayrıca İslam, Kur'an-ı Kerim'in ba§ka ayetlerinde bu erkek reisliğinin nasıl olması gerektiğini açıklamıştır. Bu yöneticilik yetkisinin erkeğe; e§ine ve çocuklarına karşı acıma, gözetme, koruma, kanat germe, kendinden ve malından fedakarlıklarda bulunma yükümlülükleri getirdiğini belirlemi§ ve ev-içi davranl§larda uyacağı edep kurallarını açıklığa kavu§turmuştırr." 36 ı olduğunu Roger Garaudy, üstünlük fıkrine şiddetle karşı çı­ karak şöyle der: "Ayetteki bu açıklayıcı bilgi, bu "önderlik" fıkrinin belli bir aile yapısına ne kadar bağlı olduğunu gözler önüne seriyor. Bu ayetlerde, erkeğin kadın j üzerine antolajik bir üstünlüğünün savunulduğunu görmek 1 ve çocuksu bir psikolojiyle, kadına ezeli ve ebedi zaaflar İslam hiçbir şekilde kadını ikinci sınıf bir insan ola- ı yükleyerek bunu ispatlamaya çalışmak, Kırrtuba'lı İbn ~ rak görmemiş, onun haklarını da gerek Kur'an'da ve gerek Hazm'ın gözler önüne serdiği saçmalıklara götürür: Bir erkek, sırf erkek cinsinden olduğu için mi, Hz. İbrahim'in, sünnette koruma altına almıştır. 37 Olay, ailenin, sağlam bir şekilde toplumdaki yerini alması ve bunu koruması olHz. Musa'nın ve Hz. İsa'nın annesinden o haliyle üsduğundan, bunun gerçeklı;§mesi için mutlaka bir kotündür? Halbuki Kırr'an bize o mübarek kadınların tıpkı Peygamberler gibi, çocuklarının doğumu ve kaderleri koruyucu, gözetleyici ve reise ihtiyaç vardır. Pekçok toplumda olduğu gibi İslam toplumunda da bu görev yani aile nusunda, Allah'tan doğrudan vahiy aldıklarını haber veriyor. (ll/Hud, 71, 73; 28/Kasas, 7; 19/Meryem, 19) Yine reisliği erkeğe verilmi§tir. Fakat bunun bir üstünlük kavgası için malzeme olarak kullanılması açıkçası hem sırf o yüzden mi erkek, Hz. Peygamber'in elçiliğini iJk kabul eden Hz. Hatice veya Sünnet'in bize müslümanların saçma, hem de Kırr'an'a yapılan en büyük saygısızlıktır. dini bilgilerinin yarısını kendisine borçlu olduğumuzu bilŞunu da unutmamak lazımdır ki, kadınların da erdirdiği Hz. Aişe'den üstündür?. ~-' keklerden üstün oldukları meziyetler vardır. Çocuk yetiştirmede, merhamet ve şetkatte, duyarlılıkta kadın, erİnsanlar arasında, takvadan, yani Allah'a tim itaattan kekten üstündür." 38 başka üstünlük mü vardır? 1 1 1 ı ! i Erkek, Allah'ın kendisine bahşetmiş olduğu bu üsbir despotizm aracı olarak değil, kendisine emanet edilmi§ olan kadını koruma, kollama, ihtiyaçlarını karşılama ve terbiye etme yönünde kullanmalıdır. Aksi halde, erkeğe verilmi§ olan bu üstünlük ortadan kalkar. tünlüğü, ı "Erkekler, kadınların üzerinde yönetici, koruyup kolailenin anıiridirler. Erkeklerin kadınlar üzerinde yönetici olmaları, biri yaratılıştan gelmiş, diğeri de sonradan kaz~ş iki sebebe bağlıdır: layıcı, Önce Allah, yaratılı§tan bazı kimseleri, diğer bazılarından birtakım özelliklerle üstün kılıruştır. Vücut yapıları bakımından erkekler, kadınlardan daha dayanıklı, akıl yönünden daha üstündürler. Kadırıların ~ya­ pamayacakları güç i§leri· erkekler yapabilirler. Bundan dolayı cihad, erkeklere farz kılındığı gibi, devlet başkarılığı, 44 Bütün bu ayırırnlar, bir ülkenin veya bir devrin tarihiyle bağlantılıdırlar ki, bunlar karşısında Kırr'an bir kopuşu belgeliyordu. Kırr'an, sekiz ayn ayette (3/Al-i İmran, 195; 4/Nisa, 124; 13/Rad, 23; 17/İsra, 40; 40/Mü'min, 40; 43{Zuhruf, 17; 48/Fetih, 6; 57/Hadid, 18), insanlar arasında Allah'ın erkek olsun kadın olsun, iyilik yapanlarla kötülük yapanlar arasında ayırım yapmadığıru hatırlatır. "42 'Takva'nın tek mihenk taşı olduğu dinirnizde sakalla ispatlamaya çalışmak bilmem ne erkeğin üstünlüğünü kadar mantıklı?! Bu tür bir .üstünlük yarışına girilmesi halinde k~­ da erkeklerden bazı yönlerden üstün olduklarını zikretmek gerekir: Çocuk yetiştirmede, merhamet ve şef­ katte, duyarlılıkta kadın, erkekten daha üstündür. "Cennet dırıların İshak Doğan MESELESiNE BİR BAKIŞ 1 İslam'ın önemli prensiplerini gerçekleştirmek), kısas ceetmek, cihadın kendilerine vacip olması, cumanın vacip olması, ezan, hutbe, itikaf, asabelik (rnirasııi tamamını alan kimse), hata ile ve kasame öldürmelerinde kan bedelini yüklenmesi, ric'i boşarnada bağımsız hareket etmesi gibi bir takım özellikler, haklar ve vazifeler ile üstün olmaları da bu örneklerden bazılarıdır. "Kadınlar üzerine hakimler" olarak ailede başkanlık hakkına sahip olmalarının bir _sebebi, bu yaratılıştan olan üstünlük, biri de erkeklerin mallarından bir kısmını mehir ve nafakaya harcamaları meselesidir. "44 anne/erin ayakları altındadır" gibi hadisleri de gözönüne alırsak, bu tür bir yarl§ın faydasız ve abes olacağı anlaşılacaktır. Bizden istenen, üstünlüğümüzü Allah katında teyid edici bir takvayla donanmaktır: zalarında şahitlik "Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir diyarattik ve birbirinizle tanışmanız için sizi Jıalklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Hiç şüphesiz, Alialı katında sizin en üstün (kerim) olanınız, ta/..:vaca en ileride olanımzdır. Hiç şüphe yokAlialı, bilendir, Jıaber alandır."42 şiden Y. Nuri Öztürk de ayetin içerik olarak birkım kimseler der: "Bu ayet, erkeklerin mutlak anlamda üstün/iik/erinden değil, varlık yapılarındaki bir farklılıktan balısediyor. O da erkeklerin kadınlara kawanı yani koruyucu, koliayıcı, gözetici olmalarıdır. Evet öyledir. Yaratıcı kudret erkeği bedensel yönden güç/ii, atılgan, dayanıklı, önde gidici, çekip çevirici bir varlık yapısıyla donatmıştır. Bunu inkar edemeyiz. Görmezlikten de gelemeyiz. Erkeğin bu farklılığını eşitlik manisine lllllllarak örtrnek isteyenler yalnız erkeğe değil, kadına da kötiiliik ederler. Çünkü yaradı/ış realitesini çarpıtmak, dengeleri bozar ve dengelerin bozulması herkesi perişan eder. Ne var ki, Kur'an ayetlerini kadını Jıorlamak için pervasızca tevil eden ve sürekli anianı kaydırma/arı yapan çoğu milfessir/er bu kawam kelimesini, Jıakim, yönetici gibi Kur'an'daki kulianımına uymayan anlamlar vererek erkek despotizmine gerekçe tarafından kullanılmasına karşı çıkarak şöyle yapmışlardır." , Dine Hizmet Nokta.sında Kadın ve Erkek: Kadınlar, diğer durumlarda, bilhassa dine hizmet konusunda erkeklerle eşittirler: "Şüphesiz ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden bir işte bulunanın işini boşa çıkarmam ... "45 "Gerçek şu ki, mü'min erkeklerle mü'min kadınlara iş­ kence uygulayanlar sonra da tevbe etmeyenler; işte onlar için cehennem azabı vardır ve yakıcı azab da onlar içindir."46 "Mii'min erkekler ve mü'min kadınlar da birbirlerinin kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılar/ar, zekatı verirler. Allah'a ve Rasulii'ne itaat ederler./şte Alialı'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Aliah, üstün ve güçlüdür, hikmet ve hiikiim salıibidir. "47 veiileridirler.lyiliği emreder, 43 "Erkek olsun, kadın olsun, _inanmış olarak kim salih bir arnelde bulunursa lıiç şüphesiz biz onu hoş bir hayatla yaşalırız ve onların karşılığını yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz."48 "(Ayet,) Erkeğin kadında bulunmayan, yaratılıştan var olari bir takım üstünlüklere sahip olduğu gibi, aynı zamanda kadının da erkekte bulunmayan yaratılıştan var olan bazı üstün vasıflara sahip olduğunu ve bundan dolayı her ikisinin birbirine değişik yönlerden muhtaç olduklarını ve bu şekilde erkekle kadının yaratılıştan farklı ve karşılıklı olarak birbirlerinden üstün olduklarını ve bu şekilde erkekle kadının yaratılıştan farklı ve karşılıklı olarak birbirlerinden üstünlükleri olduğu gibi, her erkeğin ve aynı şekilde her kadının da seviyelerinin bir olmadığını ve bundan dolayı her erkeğin, her kadın ile tek olarak mukayese edilemeyeceğini ve bununla birlikte bütün bunlar toptan karşılaştırılınca kadınların erkeklere ihtiyacının, erkeklerin kadınlara ihtiyacından daha fazla olduğunu ifade eder. Ve açıklandığı üzere ~as üstünlük ölçüsü olan kazanma ve mal edinme açısından erkek, faaliyet gösterme yeteneğine sahip; kadın ise itaat duygusu ve kabiliyet yönünden ince ruhlu ve çekici bir yaratılıı_ıa sahip olup bunun için erkeklerin kuvveti ile korunmaya ve muhafaza edilmeye daha fazla muhtaçtır. Ve bundan dolayı sonuç olarak genel bir şekilde üstünlük ve faziletin erkek tarafında bulunduğunu, amirlik ve idarecilik yetkisinin, hakkıyla erkek olan erkeklere verilmesi- ve kadınların onlara itaat etmesi, hem bir hak ve hem de kadınların menfa-atlerinin gereği olduğunu pek beliğ özlü bir ifade ile anlatır. Ve ݧte erkeklerin peygamberlik, imamet., (imamlık, devlet başkarılığı, valilik. şeair-i İslam, yani Kur'an'da zikri geçen bir takım kadınlar,49 hem erkeklere, hem de kadınlara örnek olarak verilmiş, bu hususta herhangi bir ayrılığa gidilmemi§tir. Tahrim Suresine baktığımızda, Allah'ın iman edenlere bazı örnekler verdiğine şahit oluyoruz ki, bu örnekler gerçekte bütün insarılığadır: "Alialı, kiifretmekte olanlara, Nuh'un eşini ve f.,ut'un örnek olarak verdi. Ikisi de, kullarımızdan sali/ı olan iki kulumuzun niktılıları altındaydı; ancak onlara ihanet ettiler. Bundan dolayı, onlara (koca/arı) kendilerine Alialı'tan gelen hiçbir şeyle yarar sağlamadılar. Ikisine de: "Ateşe diğer girenler/e birlikte girin" denildi. eşini Alialı, iman etmekte olanlara da Firavun'un karısını örnek olarak verdi. Hani demişti ki; "Rabbim bana kendi katında, cennette bir ev yap; beni Firavun'dan ve_ onun yaptıklarından kurtar ve beni o zalimler topluluğundan da kurtar. lmran'ın kızı Meryem'i de. Ki o kendi ırzını koBöylece biz de ona kendi ru/ıumuzdan iifledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, (Rabbine) gönülden bağlı olanlardandı.'60 rumuştu. Görüldüğü 45 gibi burada bahsi geçen ki§ilerin kadın ol- İshak Doğan ması erkeklerin onlardan bigane kalmalarını gerektirmiyor, aksine, "Allah, ...... etmekte olanlara ....... .'ı örnek verdi" denilmek- suretiyle verilen örnek şahıslar, bütün insanlığa tanıtılıyor. Çünkü, erkeklik mutlak bir üstünlük değildir. İmam Cafer-i Sadık'ın deyişiyle: "Saliha bir kadın, salih olmayan bin erkekten iyidir." 51 Erkeğin kadına dından üstün üstün olması, onun fiziki olarak ka- olmasından kaynak:lanmamaktadır. Erkeğin gerçek üstünlüğü, onun ailesiıli İslam çatısı altında bave ehlini ateşten korumasında yat- rındırmasından maktadır. "Erkeğin riyaseti fiziki ve ekonomik üstünlüğünden ziyade İslami rehberiyetme dayanmalıdır. Aksi halde kadın üzerinde kuracağı riyaset, zorba bir tahakkümden öte bir değer taşımayacaktır. "52 Roger Garaudy'nin, lbn-i Hazm'ın görüşlerini aktarıp -yukarda geçen- sözlerine Muhammed Gazali eklemede bnlunarak şöyle der: "Peygamber Efendimiz de bir hadislerinde şöyle buyurmuşlardır: "Kadınlar (hak ve vazifelerde) erkeklerle müsavidirler." savunduğu Birtakım işler de var ki, İslam bunları ne emretmiş, ne de yasak:lamıştır. Bunlar menfi ve müsbet manada tasarruf hürriyetimizin olması için Allah'ın mübah kıldığı şeylerdir. Hiç kimse bu hususlarda görüşünü din olarak ileri süremez. O sadece bir görüştür o kadar!.. Belki de bu gerçek, İbn Hazm'ın "İslam hilafet-i uzma (devlet başkanlığı) dışında kadının her türlü görevi üstlenmesinde bir mahzur görmemiştir" sözünde ifadesini bulmaktadır. i Hazm, bu meseleleri ele alır.İbn Hazm, sonunda Kur'an'ın ı ı ı ı ı~ ~ ı ı ı { mesajının bizatihi temeline uygun düşen şu sonuca varır: Erkekler ile kadınlar arasında, takvadan, yani Allah'a itaatten başka hiçbir derece farkı, hiçbir ayırım yoktur. İbn Hazm (el-Fasl, c. 4. s. 126) Kur'an'da "İnsanlar" zaman, bundan kastın sadece erkek cinsi olmayıp, bütün insanlık olduğuna dikkati çeker. Savaşın sözkonusu olduğu durumlar hariç, Kur'an'da, "müslim" kelimesinin hemen ardından daima onun dişili olan "müslimat" kelimesi gelir. "55 denildiği Netice olarak; * Aile işlerini düzenlemek bahanesiyle erkeğin kadına zulmetmesine, ondan, kanunsuz olarak faydalanmasına izin verilemez. İslam nizarnında kadın, kocasına bağlıdır. Fakat bu bağlılık, "tabi" ve "metbu" şeklinde "efendi" ve "köle" gibi değildir. Aslında kadını bu duruma geticici pratik çalışmalara da izin verilmemiştir. İslami hayat nizarnında kadın, her türlü sosyal ve medeni haklardan faydalanır. Hem kendisinin, hem de medeniyetin ilerlemesi için çalışır. Medeni hayatta kendisine düşen görevi hakkıyla yapması gerekir." 56 * Kadının imanı erkeğin imanı gibi ve müslüman kadının ahiretteki mükafatı da müslüman erkeğin mükafatı gibidir. İslam kadının ibadetlerde ve sosyal ve siyasi çalışmalarda erkeklere iştirak etmesini kabul eder. "Erkekler kendi kazançlarından paylarını aldığı gibi kadınlar da alır.'' 57 * "Kadınlara cuma namazı, cenaze namazı ve cihad 1 hariç, erkeklere farz kılınanların hepsi farz kılınmıştır.'' 58 İbn Hazm'ın bu sözüne, Kur'an'ın "Allah'ın bazısını diğerlerine üstün kılması ve mallarından infak etmeleri sebebiyle erkekler kad!filar üzerinde gözeticidirler" (4/Nisa, 34) ayetine muhalif olduğu için karşı çıkanların olduğunu duydum. Ayet İbn Hazm'ın görüşüne karşı çıkanların anlayışına göre kadının herhangi bir işte erkek üzerine yönetici ve başkim olmasının caiz olmadığını ifade ediyormuş! Bu kabul edilemeyecek bir karşı çıkıştır. Çünkü ayetin devamını okuyan kimse, erkeğin idareciliğinin evinde ve ailesinde geçerli olduğunu anlar." 53 ".. .!yi kadınlar gönülden (Allalı'a) itaat edenler, Allah, (onları ve haklarını) nasıl koruduysa -görünmeyeni koruyanlardır. BG§kaldırıp -diretmelerinden korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra) yataklarda yalnız bı­ rakın, (bu da yetmezse hafifçe) döğün. Size itaat ederlerse, aleylılerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allalı yücedir, biiyüktür. "54 ı i ı Garaudy devamla, "Kadınlar hakkındaki bütün ayı­ ve bağımlı görme şekilleri, Ortadoğu'nun folklomndan değilse bile, geleneğinden kaynaklanmaktadır, rım Kur'an'ın mesajından değil. .Bu tesbitimiz yerindedir. Nitekim İslam medeniyetlııin zirve dönemleri olan tspimya'daki Endülüs Medeniyeti sı­ rasında, 1 1. yüzyılda bir ilahiyatçı ve hukukçu olan İbn 46 "Ümmü Seleme, Rasulullah'a: ''Erkekler savaşıyor, biz, erkeklerin aldığının yarısı kadar miras alıyoruz?" dedi. Resuluilah (s.a.s.) buna, kendisine nazil olan iki ayetle cevap vermiştir: -kadınlar savaşmıyor; * "Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mü'min erkekler ve mii'min kadınlar, taate devam eden erkekler ve taate devanı eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar; sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, (gönülden Allalı'a) saygılı erkekler ve (gönülden Allalı'a) saygılı kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, Allalı'ı çok zikreden erkekler ve çok zikreden kadınlar; (i§te) Allalı bunlar için baği§ ve biiyük bir mükafat lıazırlamı§tır." 59 * "Allalı'ın sizi, birbirinizden iistün kıldığı §ey/eri lıas­ retle arzu etmeyin. Erkeklerin de kazandıklarından nasipleri vardır; kadınların da kazandıkla_r:ından nasipleri vardır ... "60 Erkeklerin kadınlardan ayrılan bir tarafı vardır ki, o da onları doğrultmak ve onlara önderlik etmektir.61 * Kadın, genel bağlamda, erkeğin sahip olduğu haklara sahiptir. Erkekle arasındaki farklılık, ilahi vahiy tarafından erkeğe verilmiş bir takım görevlerin ve so- c. 8,s.18 21 SUleyman Ateş, Yüce Kur'an'in ÇağdaşTefsiri, Yeni Ufuklar Neşr. c. 5, s. 274-275 22 Tefsiru Celaleyn, Daru'l-Ma'rife, Nisa Suresi, 34. ayet. 23 Diğer mealiere de bakınız. Biz ayetin mealini daha çok kullanılan mealierde verdik. Bunun yanında, kelimeye daha değişik mealier verenler de vardır. Bkz. Doç. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, Islam'da Kadın Haklan/Kadın Konusunda Kıır'an'a Yöneltilen Eleştiriler, s. 153-154) 24 Doç. Dr. M. Hayri Kırbaşoğlu, (Kadın Konusunda Kur'an'a Yöneltilen Eleştiriler), Islam'da Kadın llaklan, Rehber Yay. Ank. t.y. c.l, s. 154 25 Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, Azim Yay. Ist. c.2, s. 557 26 Şevkani, Fethu'l-Kadir, Daru'l-Ma'rife, Beyrut, 1997, c. 1, s. 589 27 İbn-i Kesir, Tefsiru'l-Kur'an'il-Azim, Daru'l-Ma'rife, Beyrut, 1997, c. ı. s. 503. 28 Buhari, Kitabu'n-Nikiih 29 Buhari, Kitabu'n-Nıkiih 30 Fahreddin Razi, a.g.e., c. 8, s. 18; Şevkani, a.g.e., c.l, s. 589 ve diğer ıefsirler... 31 "Şeyh Mulıammed Re§id Rıza, "Hukuku'n-nistiii'l-lslam ve Hazzuhunne mine'l·lslahi'l-Muhammediyyi'l-'Amm" adlı kitabında "kadın erkeğe eşittir" görUşfinll ileri sUrer. Şeyh Nasıruddin Elbani, Şeyh Reşid Rıza'nın adı geçen kitabıru tahkik ederken bu görilşlere ilirazda bulunur. Ona göre bu görUş, "evinizde oturun" ayetine aykın olduğu için batıldır. Aynca se!ef kadınlan da siyasete kanşmamışlardır. Muhammed Reşid Rıza ise, "lnanan erkekler ve kadınlan birbirlerinin velisidirler'' ayetini delil getirmektedir. Buna göre Allah (c.c.) mutlak velayeti milmin erkeklerle birlikte milmin kadınlar için de sabit kılmıştır. Buna kardeşlik, dostluk, mali ve toplumsal işbirliği vetayetleri dahil olduğu gibi, siyaset ve savaşla ilgili yardımlaşma vetayetleri de dahildir. Şu kadar var ki, şeriat kadından bilfiil savaşın vacipliğini kaldınruştır. Tıpkı harbilerin kadınlarına Islam'ın gUvence vermesi gibi. Islam emr-i bi'l-maruf ve nehy-i ani'l-mUuker'i erkekler gibi kadınlara da farz kılmıştır. Yazarak ve konu~arak yapılması hiçbir §ey değiştinnez. Kadınlar emir, melik ve halife olmanın dışında yöneticiliğe seçilebilirler. Re§id Rıza, erkekler gibi kadınlardan da bi at alındığına işaret eder. Yine ona göre İslam, öğrenim, eği­ tim; mal, miras ve ticarette kadınlann haklarını korumuştur. Ailede erkek reistir ama despotluk yapan değil, istişare eden bir reis." (MUnir Şefik, Çağdaş Isianı Düşüncesi, (Çev: Esat Pınarbaşı) ~ya Yay. Ist. 1991 s. 166) 32 Mevdudi, Tejhimu'l-Kur'an, İnsan Yay. c. I, s. 357. 33 Jı.ınine Vedüd-Muhsin, Kur'an ve Kadın,lz Yay., Çev: N azife Şişe man, İst. 1997, s. 123 34 Şevkani, a.g.e., c.l, s. 586-589; Ebu Hayyan el-Endelusi, Bahru'lMulıit, Mekıebeıu ve Metabiu'n-Neşr'l-Haöıs, c. 2, s. 238-239 35 Arnine Vediid-Muhsin, a.g.e., s. 122. 36 Seyyid Kutub, FiZılal·il Kur'an, DUnya Yay. 1989,1st. c. 3, s. 66. 37 Kadının asr-ı Saadet ve sonrasında sahip olduğu baklann ve sonımlulukların ayrıntılı bir açıklaması için, Yrd. Doç. Dr. Rıza Savaş'ın, rumlulukların olmasından kaynaklanmaktadır. Örneğin; hilafet, teaddüd-i zevcat, cihad, miras, diyet vb. Fakat erolan bu görev ve sorumluluklar hiçbir zaman erkeğe bir üstüillük vermez. Bunlar sadece erkeğin sorumluluk alanının daha geniş olduğunu gösterir. Verilen bütün bu görevler, erkeğin, üstünlüğü sayesinde kazandığı faziletler değil, tam aksine Allah-u Teaiii'nın erkeğe vermiş olduğu bir lütfudur. keğe verilmiş * Erkek, ailenin reisidir ve erkek, kavvam olmalıdır. onun geçimini sağlamalı, terbiye etmeli ve düzeltmelidir. Çünkü erkeği 'kavvam' yapan budur. Kadırum korumalı, * Dine hizmet noktasında kadınla erkek arasında herhangi bir fark yoktur. Çünkü bu <linin temelinde üstünlük ancak 'takva' ile sağlanır. Konumuzu, Rasulullah'ın Veda Haccındaki kadınla ilgili sözleriyle bitirelim: "Ey insanlar ... Kadınların haklarına riayet ediniz. Bu hususta Allalı'tan korkunuz. Kadınlarımı size Allalı'ın emanetidir. Onları, Allalı adına söz vererek lıela/ edindiniz. Sizin kadınlar üzerindehaklarımı olduğu gibi, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki Jıaklarınız; kadınların, aile şerefinizi sizin Jıoşlanmadığınız lıiç bir kimseye çiğnetmemesidir. Eğer onlar ratı olmadığınız Jıerlıangi bir kimseyi aile yuvanıza alır/arsa, onları men edebilirsiniz. Kadınlarınızın da sizin üzerinizde Jıa_kları, örf ve adete (memleket göreneğine) göre, onların lıer türiii yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarını sağlamanızdır. Onlar, sizin lıaklarınıza riayet etsinler. Siz de onlara nezaket/e muamele edin. Bir kadının, kocasının izni olmadıkça onun malından bir baş­ kasına vermesi Jıelal olmaz.'-62 (Hz. Mulıanımed Devrinde Kadın ve Raşid Halifeler Devrinde Kadın/ Ravza Yay. adlı özgUn eserlerine bakılabilir.) 38 SUleyman Ateş, a.g.e., c.5, s. 275. 39 SUleyman Ateş, a.g.e., c.5, s. 275. 40 Bunun nedeni, mUfessirlerin bu ayeti açıklarken biıbirinden farldı iki yoruma sahip olmalanndan kaynaklaumaktadır. Bir grup mUfessire göre ayet ev ve aile içi hayata taalluk iken, diğer bir ~p mUfessire göre de, ayet umUmi bir mana taşımakta ve erkeğin diğer alanlardaki UslilrilUğUull de ortaya çıkarmaktadır. Ayetin umumi mana ifade ettiğini söyleyen mllfessiıier, görUşlerini desıeklemek için erkeklerin cuma, ezan, şebadet, nllbUvvet, hi!Met, cihad, imamet, imaret, lıitabet, teşrik tekbirleri ve saka! gibi unsurlar saymak zorunda kalınışlardır. Daha geniş bilgi için bkz. Seyyid Kutu b, a.g.e., c.3, s.66-67; Kıırtubi, a.g.e., c5, s. 168-169 vd. 41 Roger Garaudy, Islam ve İnsanlığın Geleceği, Pınar Yay. (Çev: Cemal Aydın), 1st.l990, s. 144. 42 Hucumt, 49/13 _.. 43 Y. Nuri ÖztUrk, Kur'an'daki Islam, Yenibuyut Yay. Ank. s. 557 44 Elınalılı, a.g.e., c.2, s. 557. 45 Al-i İmııın, 3/195 46 Buruc, 85/10 47 Tevbe, 9171 48 Nahl, 16/97 49 Kur'an'da adı geçenkadınlarhakkında bkz. Amine-Vedıid-Muhsin, a.g.e., s.173-176. 50 Tahrim, 66/10-12. 51 Şelıid BintU'l-HUda, Peygamber ve Kadın, Yedigece Yay.1st.l992, s.52. · 52 Aile Soruşturması, Yeryilzü Dergisi, s. 36. 53 Muhammed Gazali, Nebevi Sünnet, İslami Amştırmalar Yay. (Çev: Ali Özek), Isı. 1992, s. 74-75. 54 Nısa,4/34 55 Roger Garaudy, a.g.e., s. s.l47-48. 56 Mevdudi, Hicap,11ıya Yay. (Çev: Ali Genceli), ıy. s.453 57 Nısa, 4/32 DİPNOTLAR: 1 Asım Efendi, Okyanıısu'l-Basit, c.3, s. 545 2lbn Manzur, lisanu'I·Arab, Beyrut, c.l2, s. 497-99; Ebu Bekr b. Abdlilkadir er-Razi, Muhtaru's-Sıhah, MUessesetu'r-Risale, Beyrut, 1996, s. 558 3 Nisa, 4/135 4Maide, 518 5 Furkan, 25/67 6 AbdUlkadir er-Razi, a.g.e., s. 558 7 Hac, 22!78; Aynca bkz.lbrahim, 14/40; Nisa, 4/162 8 Rağıb el-lsfehôıll, EI-Müfredaı fi Gaaribi'/-Kur'an, Daru'l-Ma'rife, Beyrut, t.y. s. 416-419: Sa'di Ebu Ceyb, EI-Kôırıusu'I·Fıklıi Lügaten ve Jstılahan, s. 309 9Maide,5/8 lO Al-i lmran, 3/18 ll Ra'd,l3/33 12 Bakam, 2/255 13 Maide, 5/55 14lbrahim, 14/40 15 Maide, 5/68 16 Mu'cemu E/fazi'I-Kur'ani'I-Kerim, Mecmei'l-Lnğal-Ambiyye, Mısır, c.2, s. 934; Aynca bkz. H. Muhammed Mahluf, Kelimatu'I-Kur'an, Dam lbn-i Hazın, s. 51; M. Vehbi SUleyman, Mu'cemu Teftir-i Kelimati'IKur'an, Daru'l-Fıkr, s. 334 17 El·Mu'cemu'l-Arabiyyi'l-Esasiyy, s. 1016 18 Sa'di Ebu Ceyb, a.g.e., s. 309-310 19 Kurtubi, El-Cami' li Ahkômi'l·Kur'an, El-Mektebetu'l-Arabiyye, 1967,Kahire, c. 5, s. 168-169 20 Fahreddin Razi, Tefsiru'l-Kebir (Mefatilıu'l-öayb), Akçağ Yay. Ank. 47 İshak Doğan 1 ERKEGİN KAiJINDAN ÜSTÜNLÜGÜ MESELESiNE BİR BAKIŞ 58 M!inavi, F eyzu'I-Kadir, c.4, s. 320. 59 Ahzab, 35. 60 Nisa, 4/32. Hadis için bkz. Tirmizi, Sünen, c.5, s. 139, Hadis no: 3211. 61 Şevkani, a.g.e., c.l, s. 587-589 62 MUslim, Salıilı-i Müslim, c.6, Kitabu1-Hac, Hadis no: 1218. BİBLİYOGRAFYA: 1. Saltilı-i Müslim, (Alnnet Davudoğlu), Sönmez Neşr. 2. Asım Efendi, Okyanusu'I-Basit. 3.lbn Manzur,lisanu'I-Arab, Beyrut, ty. 4. Ebu Bekr b. Abdülkadir er-Razi, Mulıtaru's-Sılıalı, Müessesetu'rRisale, Beyrut, 1996. 5. Rağıb el-lsfehani, ei-Müfredat fi Garibi'I-Kur'an, Daru1-Ma'rife, Beyrut, ty. 6. Sa'di Ebu Ceyb, ei-Kiimusu'I-Fıklıi Lügaten ve lstılalıan. 7. Mılcemu Elfiizii'/-Kur'an'i/-Kerim, Mecmei1-LUğal Arabiyye, Mısır. 8. R Muhammed Mahluf, Kelimatu'I-Kur'an, Dar-u lbn-i Hazrn. 9. M Vehbi Süleyruan,Mu'cemu Tefsir-i Ke/imati'I-Kur'an, Daru1Fıkr. 10. ei-Mu'cemu'I-Arabiyyi'I-Esasiyy, Heyet. 11. Kurtubi, ei-Ciimt li Alıkiimi'I-Kur'an, el-Mektebetu1-Arabiyye, Kalıire- 1967 12. Falıreddin er-Razi, Tefsir-i Kebir (Mefiitilıu'I-Gayb), Akçağ Yay., Ankara. · V V V V 13. Süleyman Ateş,Yüce Kur'an'ın Çağdaş Tefsiri, Yeni Ufuklar Neş- ıiyat. 14. Tefsiru Celiileyn, Daru1-Ma'rife, ty. 15. Isiani'da KadınHaklan (Antoloji), Heyet, Rehber Yay., 16. Elmalılı,Hak Dini Kur'an Dili, Azim Dağıtımcılık,lst. 17. Şevkani, F etlıu'I-Kadir, , Daru'1-Ma'rife, Beyrut-1997. 18.lbn-i Kesir, TefsiruKur'ani'I-Azim,, Daru1-Ma'rife, Beyrut, 1997 19 Salıilı-Bulıari, ötUken Yaymlan. 20 MUnirŞefık, Çağdaş Islam Düşünccsi,DUnya Yay., !st.-1991 21 Mevdııdi, Teflıimu'I-Kur'an, İnsan Yay., Heyet. 22 Arnine Vedud-Mııhsin, Kur'an ve Kadın, 1z Yayıncılık, (Çev: Na- zife Şişman),!st.-1997 23. Ebu Hayyan e1-Ende1iisi, Balıru'I-Mulıit, Mektebetu ve Metabiu'nNeşıi'1-Hadis, ty. 24. Seyyid Kııtub, Fi Zıliil'ii-Kur'an, Dünya Yay., lst.-1989. 25. Roger Garaudy, Islam ve Insanlığın Geleceği, (Çev: Cemal Aydın) PınarYay.,!st.-1990 · 26 Y. Nuri Öztürk, Kur'an'daki Islam, Yeni Boyut Yay., Ank. 27 Şehid Bintu1-HUda, Peygamber ve Kadın, Yedi Gece Yaymlan, !st.-1992 28 Aile Soruşturması, Yeryüzü Dergisi 29 Muhanımed Gazali, Nebevi Sünnet, İslami Araştınnalar Yay., (Çev: Ali Özek) İst.-1992 30 Mevdudi, Hicap, İhya Yaymlan, (Çev: Ali Genceli), ty. 31 Tirmizi, Sünen, Yunus Emre Yaymlan. 32 Münavi, Feyzu'I-Kadir. \):~CY d l"f""t>.\-\l!J-~? TAKIM ELBiSE PALTO, PANTALON KABAN, CEKET iMALAT VE TOPTAN SATIŞI iDRiS 'CZ\Y Adres: Dere Sk. Derya Apt. No: 5/8 Osm.anbey/İST. Tel: (O 212) 296 38 56 Fax: (0 212) 248 34 33 48