RABBİMİZİN KADINA RAHMETİ DİN KÜLTÜRÜ AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ 2. SINIF HATİCE AYDOĞAN 1090710161 RABBİMİZİN KADINA RAHMETİ İslamiyet’ten önce kadının hiç değeri yoktu. Araplar, kız çocuklarını diri diri gömüyorlardı. Her türlü zulme maruz kalmışlardı. Birkaç tane ayet örneği; "Birisine bir kız çocuğu müjdelenirse, üzüntüsünden yüzü simsiyah kesilir..." (Nahl, 58 ) Bu ayette Allah (c.c.) cahiliyet insanının kadına bakışını anlatır ve takbih eder. Halbuki, "Allah dilediğine kız, dilediğine erkek, dilediğine ikisini birden verir, dilediğini de kısır yapar."(Sûrâ, 49) Kadın da tıpkı erkek gibi doğar, erkek gibi insan yavrusudur. Şefkatte ve hediyede aralarını ayırırlarsa, anne baba sorumlu olurlar. İslam Dini kadın haklarına önem vermiştir. Kuran’ın pek çok ayeti kadını ve kadın haklarını koruma altına almıştır. "Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır." (Bakara, 228) İslam ahlakına göre, asıl önemli olan bir insanın kadın ya da erkek olması değil, Allah'a derin bir iman ve Allah korkusuyla bağlanmış olmasıdır. Allah Kuran'da kadın olsun erkek olsun iman eden bir kimsenin sahip olması gereken özellikleri şöyle açıklamıştır. “ Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Resulü'ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe Suresi, 71) Peygamber efendimiz (s.a.v) kadın hakları konusunda hassasiyetle üzerinde durmuştur. Birçok hadisi şerifte kadını koruma altına almıştır. Efendimiz İslam Dinini en güzel şekilde yaşayan insandır. Birkaç tane hadis örneği verirsek; "Kadınların haklarını yerine getirme husûsunda Allâh’tan korkunuz! Zîrâ siz onları Allâh’ın bir emâneti olarak aldınız." "Mü’minlerin îmân bakımından en olgunu ve en hayırlısı, hanımına karşı en hayırlı olanıdır." Sizin hayırlınız, eşine hayırlı olandır. Ben de eşime karşı sizin en hayırlınızın. Kadınlara ancak iyi insanlar iyi davranır; onlara karşı ancak kötü kişiler, ihanet eder." Abdullah ibn Mes'ûd, Hz. Muhammed'e(a.s), kiminle beraber bulunması, kime hizmet etmesi gerektiğini sorunca Hz. Muhammed, üç kez "Annen’e" dedikten sonra, “Baban’a", demiştir. “Cennet annelerin ayağı altındadır.” diyen dinimiz kadına hak etmiş olduğu değeri vermiştir. İslamiyet’in ilk şehidi bir kadındır. İlk Müslüman bir kadındır. Peygamberimizin soyu kızından devam etmiştir. “Cennet annelerin ayağı altındadır.” İSLAM DİNİNDE KADINA VERİLEN HAKLAR Miras Kadın erkek eşitliği Evlenme Boşanma Kadının şahitliği Kadının eşini seçme hakkı Miras Mirasta erkeğe kadına verilen miktarın iki katı verildiğini söyleyerek kadına haksızlık yapıldığını iddia ederler. Halbuki İslamiyet’te kadın erkek mirasta eşit pay alırlar. Kadın kendisinin bir payı ile evlenince kocasından gelen iki pay ile beraber üç paya ulaşır. Erkek kendisinin iki payı ile evlendiğinde karısından gelen bir pay ile beraber üç paya ulaşır. Böylece eşitlik sağlanmış olur. İslam Dininde kadına evlendiğinde kocası tarafından “ mehir”verilmektedir. Mehir: Erkeğin evlenirken karısına vermesi gereken altın, mal veya bir menfaattir. Mehir kadının bir nevi hayat sigortasıdır. Kuranı Kerimde şöyle buyrulmaktadır, “Kadınlara mehirlerini gönül rızası ile verin; kendi arzuları ile mehrin bir kısmını size hediye ederlerse, onuda afiyetle yersiniz.”(Nisa,4) Hadisi şeriflerde de buyuruldu ki; Mehir vermemek niyeti ile evlenen, kıyamette hırsızlarla haşrolur. Mehr parası hayırlı maldır. Mehir olarak, bir yüzük olsa da verin. Kadın Erkek Eşitliği Allah kadınla erkeği eşit yaratmamıştır. Psikolojik yönden kadın ve erkek farklı yaratılmıştır. Her ikisini de insan olma yönünden, akıl, bilgi, kültür yönünden eşit olsa da, kadın erkekten daha duygusal daha hissidir. Erkek ise daha katı, olaylara daha sert,duygusal yoğunluğu az olan bir açıdan bakar. Biyolojik yönden kadın ve erkek farklı yaratılmıştır. Erkek daha güçlü-kaslıdır, kadın daha az güçlü ve kaslıdır. Her iki cinsinde üstün- eksik yönleri vardır. Akılda, düşüncede ... her iki cinste eşittir ve birbirlerini geçebilirler. İslam kadın - erkek eşitliğini değil kadın erkek adaletini savunur Eşitlik adalet demek değildir. Eşitlikte mesela, kadına da erkeğe de 100 kg yükte 50 şer kilo her iki cinse vermek vardır. Adalette daha kaslı olan erkeğe daha fazla daha az kaslı kadına daha az yük vermek vardır. İslam’da da kadın ve erkeğe doğa ve yapılarına uygun görev dağılımı yapılmaktadır. Kadın, erkek eşit değildir birbirini tamamlayan iki elmanın yarısı gibidirler. Evlenme Bazı çevreler, İslâm’da her erkeğin dört kadınla evlendirildiğini, kadının görüşünün sorulmadığını kadının hakkının yenildiğini iddia ederler. Belli şartlarda belli özelliğe sahip erkeklere tanınan bir olaydır. Öncelikle şunu belirtmek gerekir. Kuran’da Allah’ü Teala tek kadınla evliliği Müslümanlara tavsiye etmektedir. Dolayısıyla İslam’da tek eşlilik esastır. 1. 2. Peki dört kadınla evlilik meselesi nedir ? İslâm’da bir erkeğin bir, iki, üç en çok dört kadınla evlenmesini belli şartlar dahilinde izin vardır. Bunlar kısaca şöyledir : İlk kadının izin vermesi. Belli şartlarda ancak erkek ikinci bir kadınla evlenebilir. 3. Örneğin; Savaş durumlarında nüfus az, erkek sayısı az ve kadın sayısı fazla ise İslam Dini bu durumda eğer erkeğin ilk eşi izin verirse ikinci kadınla evlenebilir. Böylece diğer kadınlar açıkta kalmaz hem de nüfus çoğalmış olur. Hanımı izin verirse kendiside ikinci kadına bakacak güçte ise diğer kadınla evlenebilir. Boşanma İslam Dininde kadınında boşanma hakkı vardır. Anlaşamadığı bir erkekten kadın boşanabilir. İslam Dininde zorlama yoktur. Kadının şahitliği "Ey îmân edenler! Belirli bir vâdeye kadar birbirinize borçlandığınız zaman onu yazın. Bunu, aranızda bir kâtib doğru olarak yazsın. Erkeklerinizden iki de şâhid tutun. Eğer iki erkek bulunmazsa, şâhidlerden kendilerine güvendiğiniz bir erkek ve -biri unutunca diğerinin hatırlatması için- iki kadın yeter.” (Bakara 282) Yukarıdaki ayet görüldüğü gibi; İki kadın şahit önerilmesinin sebebi, birisi yanılırsa diğerinin ona hatırlatması içindir. Ancak ayette "iki kadın şahitten biri mutlaka yanılır veya unutur" denmemektedir. "Yanılırsa veya unutursa" denmektedir. Hz. Ömer (r.a.), boşanma konusunda yalnız başına kadınların şahitliğini kabul etmiştir. Hz. Ali (r.a.) da, bir çocuğun öldürülmesine şahit olan kadınların şahitliğini kabul etmiştir. İslam Dini kadının şahitliğini kabul etmektedir. Kadının Eşini Seçme Hakkı İslam Dininde kadının eşini seçme hakkı vardır. Peygamber efendimiz kadınların eşlerini kendilerinin seçebileceğini ifade etmiştir. Peygamber efendimiz zamanında yaşamış Medine yerlilerinde Hidam’ın kızı Hansa şöyle rivayet ediyor. Hansa : Babamın kendi seçtiğini seçmeye beni mecbur bırakması, şehirde, ‘Kızların seçme hakkı yoktur.’ gibi bir düşüncenin yayılmasına sebep oldu. Bu yüzden sorma gereği duydum. Şimdi anlaşıldı ki, kızların seçme hakkı vardır. Ailesi kendi seçtiğini seçmeye kızlarını zorlayamaz. Artık ben babamın seçtiğine kendi isteğimle evet, diyorum. Sözünden dönme durumunda kalmasın babam! Elbette hiçbir baba kızına kötü aday seçmez...( Ahmet Şahin, 13 Mart 2007) Özetle İslâm'da erkekle kadın bir bütünün parçalarıdır. Biri diğeri için vazgeçilmez hayat arkadaşıdır. İbadet ve muamelelerde cinsiyet ayrılığından doğan önemsiz bazı farklar dışında, dinî görev ve sorumluluklarda kadın-erkek eşitliği esastır. İslâm'ın gelişinden önce toplumda hak ettiği yeri alamayan kadın, İslamiyet'le insana yakışır haklara sahip olmuştur. Kadının durumundaki bu önemli değişikliği bizzat Kur'ân-ı Kerîm getirmiş ve Hz. Peygamber bunu tamamlamıştır.