T.B.M.M. B:91 14.4.1993 0;î BAŞKAN—Teşekkür ediyorum Sayın Şemsek. . Hükümet adına, Ulaştırma Bakanı Sayın Yaşar Topçu, buyurun efendim. ULAŞTIRMA BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri: grupları adına konuşan değerli arkadaşlarımızı büyük bir dikkatle dinledim. Aslında söz almak istemiyordum; ama, konuşan arkadaşlarımızda bazı tcreddüdler olduğu kanısına varınca, iki hususu bilgilerinize sunmak isterim. Değerli arkadaşlar, hava ve havadaki haberleşme, iletişim, genel ifadesiyle telekomünikas­ yon -bunun içine yayın da giriyor- hakkı, her ülkenin kamusal hakkıdır. Tabiî, bu kamusal hak, başka ülkelerin kamusal haklarıyla da karşılaşınca -esasen, gerek Birleşmiş Milletler Evrensel Beyannamesi gerekse insan Haklarını ve Temel özgürlüklerini Korumaya dair Sözleşmenin 10 uncu maddesi, sınır tanımaksızın iletişim, haberleşme, enformasyon ve resim ve sözlerin yayı­ nını öngördüğü için- uluslararası bazı düzenlemelere tabi kılınmıştır. Buna, yani havadaki iletişim imkânına, daha doğrusu potansiyeline, teknik bir tabirle, "spectrum" deniyor : Havanın, belirli kademelerinden, belirli yollardan, resim, söz vesaire ulaş­ tırmak, iletmek. Tabiî, bunlar ayrıca frekans boylarına ve ayarlarına bağlı. Arkadaşlarımız, "Serbestlik mi getiriyorsunuz, izin mi getiriyorsunuz?" diyorlar. Ben, eski metne dönmüyorum; çünkü, eski metin, Yüce Meclisimizde bulunan bütün si­ yasî partilerimiz ve arkadaşlarımız, çağdaş düzeye, çağdaş düzenlemeye getirilmesi konusunda hemfikirdirler: yani o maddenin değiştirilmesinde hemfikirdirler: tekrar oraya gelmek iste­ miyorum. Şimdi yapılan değişiklikle ve Anayasa Komisyonunda bütün siyasî partilerin mutabık kal­ dıkları şekliyle, tekel kaldırılmaktadır. 1 inci maddede, "radyo ve televizyon istasyonları kurmak ve işletmek, kanunla düzenle­ necek şartlar çerçevesinde serbesttir" deniyor. Bunun anlamı şu.: kanun bir düzenleme yapa­ caktır. Yarın sanıyorum gündeme gelecek ve görüşülecektir. Bu düzenleme, serbestliğe mi da­ yanacak, izne mi dayanacak?.. Tabiî ki, bu, her ikisiyle, de ifade edilemez; lisansa bağlayacak. Lisans ayrı bir kavramdır. Neden lisansa bağlayacak? Çünkü, ülke genelinde -bunun siya­ sî bir tarafı yok- teknik tespitlere göre, spectrum içerisinde 8 adet televizyon yolu bulmak müm­ kündür, 8 adet de radyo kanalı, yolu, bulmak mümkündür. •; Bir de mahallî kurulabilecek olanlar var. Mahallî kurulabilecek olanlar da, yine bu 8 ya­ yını etkilemeyecek şekilde, aynı zamanda o mahallin coğrafî yapısına, fizikî yapısına bağlı ola­ rak doğacak imkânlar çerçevesinde olacaktır. Bize verilen bilgilere göre, bazı illerde 1-2 tane, bazı illerde, mesela Konya gibi düz olan yerlerde, 4'er, 5/er tane yapmak mümkün olabilecektir; ama, her halükârda, ister Türkiye ge­ nelinde yayın yapacak olsun, isterse bölgesel yayın yapacak olsun, lisansa bağlanacaktır. Lisans, bir izin sistemi de değildir. Bir serbesti sistemi de değildir: ayrı bir sistemdir; bü­ tün uygar ülkelerde de lisans sistemi vardır. Lisans sistemiyle yapalacak yayınların şartları, bu özerk kuruluş tarafından önceden ilan edilecektir; denecektir ki; "Şu kurallar içerisinde yayın yapmak üzere, şu bandı, şu frekansı, buna en çok ücreti verecek veya bizim şartlarımıza en çok uyacak olanlar arasından -kurul, kuralı nasıl koyacaksa koyacak- vereceğim." bir yarış­ mayla verecektir. — 160 —