T.B.M.M. B : 55 19.1.1993. 0:1 Şimdi, böylesine önemli bir konuda, tabiî, devleti, devletin hizmetinde olan hükümeti, onun bakanlarını, meclisini, dolayısıyla topyekûn kamu kurum ve kuruluşlarını ilgilendiren bir konuda bizim göstereceğimiz hassasiyet, bize düşen görev, haksızı bulmak, yanlışı bulmak; varsa eksikliği, varsa kusuru, onları tespit etmektir. Ama, tabiî, böylesine bilimsel bir konuda, meseleyi, herkesin kendi üslubuyla ortaya koyarak bir sonuç çıkarması ve sonuçta da konuyla ilgili herkesi suçlu kabul etmesi bir yerde bir erken tespit ve davranıştır, konuyla ilgili değerlen­ dirmeyi yapacak olan kurum ve kuruluşların önüne geçmektir. 1986 yılının 26 Nisanında meydana gelen Çerttobil kazasında ortaya çıkmış olan bu duru­ mun ve zamanla ülkemize sirayet etmiş olan radyasyon bulutlarının meydana getirdiği zararlar üzerinde yapılan çalışmaların, ne derece yerinde, ne derece doğru, ne derece bilimsel, ne dere­ cede, ülke insanlarının sağlığını düşünür ve onun gereğini yerine getirir şekilde yapılmış oldu­ ğunu hiç olmazsa, açılmış olan bir Meclis araştırmasıyla ve burada bizim tespitlerimizle ortaya koymuş olsaydık, çok daha iyi olurdu. ( Şimdi, ortada önemli bir konu var. Bu önemli konu eski olsun, yeni olsun, bu mukaddes çatı altında görev yapan herkesi ilgilendiren bir konudur. Buradan, biz de, gelmiş geçmiş ola­ biliriz ve yarınlarda bizim de hakkımızda sözler söylenebilir; ama, taşıdığımız sıfat itibariyle, bu Mecliste -biz burda olmasak bile- bir milletvekili olarak bizim de haklı olduğumuz tarafları ortaya koyacak milletvekillerinin olmasını arzu ederiz. Sanayi ve Ticaret eski bakanı Sayın Cahit Aral, gazetenin yazdığı sözleri söylememiş ise, o zaman, burada konuyu hassasiyetle ele alarak, söylenmemiş sözlerle Yüce Meclisi meşgul etmemek ve söylenmemiş bir sözden dolayı da, o sözün sahibini bu Meclis kürsüsünde suçla­ mamak lazımdır. Kaldı ki; sayın eski bakanımız, kamuoyuna, 24 aralıkta bir duyuru yaparak; "18.12.1992 tarihli Milliyet Gazetesinde çıkan, radyasyonla ilgili, asla söylemediğim ve bana ait olmayan, Türkiye'den özür dileriz 'Türk halkı için üzgünüm, Sovyetlere intikam satışı* başlığıyla yapılan yayın yalandır" diyor; daha sonra da Milliyet Gazetesi, bunun doğru olduğunu ispatlamıyor veyahut doğru olduğunu ortaya koymuyor. öyleyse, evvela bu çelişkinin açıklığa kavuşturulması lazım. Burada kim doğrudur, lam yanlıştır; kim haklıdır, kim haksızdır, meselesinin ortaya çıkarılması lazımdır. O sebepledir ki, Meclis araştırmasıyla, meselenin bilimsel yönünü bilim adamlarına danı­ şarak; meselenin bu yönünün doğruluğunu da, bunu ortaya atan gazete ile, sayın eski bakanın ortaya koyacağı iddialarla bir yere vardırmak, evvelemirde, meselenin çözüm bekleyen en önemli noktasıdır. Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; tabiî ki, değişik yerlerden değişik tepkiler geliyor. Bu doğrudur. Elbette, insanımızın sağlığıyla ilgili olan bu konuyu, kamuoyunda böylesine yeni­ den büyük gürültülerle gündeme getirilerek, olmuş olacak veya olması muhtemel her şeyi de Çernobil'e bağlama konusunda, elbette ki kamuoyunun bu hassasiyetine bir cevap aramak, onun endişelerini ortadan kaldırmak ve onu tatmin etmek, bu Meclisin görevidir; o da Meclis araştırması yoluyla ortaya çıkacaktır bunun başka bir yolu yoktur, Çernobil olayı, bildiğiniz gibi, 26 Nisan 1986'da meydana gelmiş, Batı, bunu iki gün son­ ra 28 nisanda tespit etmiş. O günkü Sovyetler Birliği, Batı'nın yaptığı açıklama üzerine, 30 nisan tarihinde durumu kabul etmek zorunda kalmıştır. — 376 — :