hakimiyet DURSUNBEY 24 MART 2017 CUMA Fiatı : 30 Kr. Yıl : 41 Sayı : 2736 Kuruluş Tarhi 3 Eylül 1976 Bismillahirrahmanirrahim ALLAHIN DEDİĞİ OLUR dursunbeyhakimiyet.com/ Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir. ORMAN VE SU IŞLERI BAKANI ''BALIKESIR'E HEYBEMIZ DOLU GELDIK'' DEDI. HEM EVET'E ÇALIŞTI, HEM YATIRIMLARI ANLATTI. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, "Hükümet olarak Balıkesir'e geçen yıl sonuna kadar 23 milyar liralık yatırım yaptık." dedi. Eroğlu, "Şimdiye kadar Balıkesir'e 106 müjde verdik. Bunların toplam bedeli 1 milyar 250 milyon lira. Bugün de 223 milyon liralık 29 müjde getirdik. Heybemiz dolu geldik. Topladığımız zaman 135 müjde yapar. Toplam miktar da 1 milyar 430 milyon lira. Bu, gerçekten çok önemli. Bugün getirdiğimiz 29 müjdenin 21'i DSİ, 7'si Orman Genel Müdürlüğü, biri de Meteoroloji Genel Müdürlüğüne ait." diye konuştu. MEHMET YARMA ORMAN VE SU IŞLERI BAKANI VEYSEL EROĞLU DURSUNBEY’DE TEMEL ATMA TÖRENI VE SERTIFIKA DAĞITIM TÖRENINE KATILDI. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu Balıkesir’in bazı ilçelerinde katıldığı programların ardından Dursunbey’de Akçagüney-Dada göleti temel atma törenine katıldı. Dursunbey İlçe girişinde Dursunbey Belediye Başkanı ve Kalabalık bir vatandaş topluluğu tarafından karşılanan Bakan Eroğlu daha sonra törenin yapılacağı salona geçti. Salonun hınca hınç dolduğu programda Bakan Eroğlu kendisini dışarıda bekleyen vatandaşlarla tek tek tokalaştı. Mehmet Akif Ersoy Kültür merkezinde gerçekleşen törene Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı, Balıkesir Milletvekilleri Kasım Bostan, Mahmut Poyrazlı, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Edip Uğur, İlçe Belediye Başkanları, Orman Genel Müdürü, DSİ Genel Müdürü, AK Parti İl Başkanı Hasan Demiraslan çeşitli kurum ve kuruluşlardan yetkililer ile binlerce vatandaş katıldı. Saygı duruşu ve istiklal marşının okunması ile başlayan programda açılış konuşmasını Dursunbey Belediye Başkanı Ramazan Bahçavan yaptı. Konuşmasında Dursunbey’de daha öneki hükümetler döneminde plana alınan fakat yıllarca yapılamayan Akbaşlar göletinden bahseden başkan Bahçavan, bu göletin Bakan Eroğlu sayesinde kısa sürede bitirilerek hizmete açıldığını söyledi. Bunun yanında onlarca göletinde Dursunbey’de hizmete açılmaya başladığını ifade eden Başkan Bahaçavan, desteklerinden dolayı Bakan Eroğlu’na teşekkür etti. Başkan Bahçavan’ın ardından ise Balıkesir Milletvekili Kasım Bostan söz aldı. Vekil Bostanda bölgeye vermiş olduğu desteklerden dolayı Bakan Eroğlu’na teşekkür etti. Daha sonra sahneye gelen Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu Dursunbey’e yapılan ve yapılacak olan hizmetlerle ilgili açıklamalarda bulundu. 16 Nisan’da yapılacak olan referandum ile ilgili de açıklama yapan Bakan Eroğlu, Dursunbey’e canı gönülden güvendiklerini belirterek bu seçimin Türkiye’nin geleceği için çok önemli olduğuna vurgu yaptı. Yeni Anayasa ile ilgili de bilgi veren Bakan Eroğlu geçmiş yıllarda yaşanan bazı siyasi krizler ile ilgili de bilgi verdi. Konuşmaların ardından ise Akçagüney-Dada göleti temel atma törenine geçildi. Temel atma törenin ardından ise ORKÖY kapsamında teşvik alan vatandaşlara sertifikaları takdim edildi. Programın sonunda vatandaşlara binlerce fidan dağıtımı yapıldı. Bu programın ardından Dursunbey Belediyesinin Bakan Eroğlu onuruna düzenlediği akşam yemeğine geçilirken, yemeğin ardından Bakan Eroğlu Balıkesir Havalimanına hareket ederek Dursunbey’den ayrıldı. Devamı sayfa 4 -5 'te hakimiyet 24 MART 2017 DURSUNBEY HAKİMİYET GAZETESİ Sayfa 2 OBEZİTE BİRÇOK HASTALIĞIN TEK SUÇLUSU Türk Gastroenteroloji Derneği, obezitenin Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından, “Sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi” olarak tanımlandığını belirtti. “Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının %15-20’sini, kadınlarda ise %30’unu yağ dokusu oluşturuyor. Erkeklerde bu oran %25, kadınlarda ise %30’un üzerine çıkması durumunda obezite söz konusu oluyor. ZUHAL YARMA ECZACI Obezitenin en önemli nedenleri, aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları ile fiziksel aktivite yetersizliği olarak kabul ediliyor. Obeziteye neden olan etmenler tam olarak açıklanamamakla birlikte bu yanlışlar, obezitenin en önemli sebepleri arasında yer alıyor. Bu faktörlerin yanı sıra genetik, çevresel, nörolojik, fizyolojik, sosyo-kültürel ve psikolojik pek çok etkenin birbiriyle ilişkisi obeziteyi tetikliyor.” Birçok hastalığın kaynağı obezite Obezite pek çok sağlık sorununa da sebep oluyor. Fazla kilo ve obezite yüzünden her yıl en az 2,8 milyon kişi hayatını kaybediyor. Obezitenin en sık sebep olduğu hastalıklar ise tip 2 diyabet, hipertansiyon, koroner arter hastalığı, bazı kanser türleri, hiperlipidemi, metabolik sendrom, uyku apnesi olarak sıralanıyor. Obezite ile mücadelenin gerçekte pek çok hastalıkla mücadele etmektir: “Yapılan çalışmalarda 10 kg verilmesi halinde diyabet, kalp hastalıkları, hipertansiyon gibi hastalıklarda ilaç kullanımının yüzde 50 oranında tamamen ortadan kalktığı veya azaldığı, uyku apnesi ve horlamada da yine bu oranlarda düzelme olduğu saptanmıştır” diye belirtti. HİPOTİROİDİ Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Memorial Wellness ve Sağlıklı Yaşam Danışmanı Doç. Dr. Gökhan Özışık, hipotiroidi ve tedavisi hakkında bilgiler vererek,Adem elmasının hemen altında nefes borusunu üzerinde bulunan kelebek şeklindeki tiroid bezi, vücuttaki bütün hücreler üzerinde etkili olmaktadır dediler. T3 ve T4 hormonlarını üreten tiroid bezi bunları depolar ve gerektiği zaman bu hormonları kan dolaşımına verir. Orkestra şefi gibi bedensel fonksiyonların neredeyse tamamının kontrolünde rol oynayan tiroid bezinin ham maddesi iyottur. Tiroid bezi; tuz, içme suyu ve besinler yoluyla alınan iyot olmadan çalışamamaktadır. Tiroid bezinin az çalışması, bedensel fonksiyonların yavaşlamasına neden olmaktadır. Kişi, kendisini sürekli yorgun ve depresyonda hissetmektedir. Bununla birlikte; -Kilo verememe ve kilo alma, -Halsizlik, -Ellerde ve yüzde şişlik ile birlikte kol ve bacaklarda ağrılar, baldırlarda kramplar, -Ciltte kuruma ve kaşıntı, -Soğuğa tahammülsüzlük, -Saç tellerinde kabalaşma, saç dökülmesi, kirpiklerde ve kaşlarda seyrelme, -Kabızlık, Anne sütü obeziteyi önlüyor -Seste kabalaşma, Her hastalıkta olduğu gibi obezitede de hastalık ortaya çıkmadan korunmak çok önemlidir, obeziteden korunmanın çocukluk çağında başlanması gerekir“Çocukluk çağındaki obezite, yetişkinlik dönemi obezitesi için zemin hazırlıyor. Obezitenin gelişmesinde dikkat edilmesi gereken faktörlerden biri de yaşamın ilk yıllarındaki beslenme şekli. Yapılan çalışmalarda obezite görülme sıklığının anne sütü ile beslenen çocuklarda, anne sütü ile beslenmeyen çocuklara göre daha düşük oranlardadır Endoskopik yöntemlerle obezite tedavisi mümkün -Guatr, endoskopik yöntemlerle obezite tedavisinin mümkün olailmektedir, Günümüzde obezite tedavisinde kabul gören anlayış, fazla kilonun sürdürülebilir %10-15 oranında kaybıdır. Cerrahi; kilo kaybı ve bunun sürdürülebilmesi için en etkin yoldur. Son yıllarda özellikle kapalı mide küçültücü cerrahinin önemi artmıştır. Obezite tedavisinde de diğer cerrahilerde olduğu gibi hastaya daha az zarar veren yöntemlere doğru kayma olmuştur. Hastanın genel muayenesini yapıldıktan sonra mutlaka tiroid bezinin büyüyüp büyümediği kontrol edilmelidir. Kandaki TSH hormonu seviyesine bakmak hipotiroidi teşhisi için önemlidir. Beyin tarafından salgılanan TSH hormonu, tiroid hormonlarının düzeyiyle ters ilişkilidir. Diyet, egzersiz, tıbbi tedaviye yanıt vermeyen ve cerrahiye uygun olmayan morbid obezlerde endoskopik yapılabilen işlemler ilgi çekmektedir. Endoskopik olarak uygulanabilen mide küçültücü işlemler morbid obezite tedavisinde cerrahi tedaviye alternatif olma yolunda ilerlemektedir. Bu yöntemlerin cerrahiye göre birtakım avantajları söz konusudur. Bu işlemlerde kalın karın duvarında kesi yoktur. Yara infeksiyonları, fistül, darlık, gibi komplikasyonların olmaması, anestezi ihtiyacının az veya olmaması ve hastanede yatış sürecinin çok kısa olması diğer avantajlarıdır. Hasta kısa süre sonra işinin başına dönebilmektedir. Ayrıca daha az invazif olması ve tekrarlanabilmesi gibi önemli avantajlara sahiptir. Yine de bu tekniklerin çok deneyimli gastroenteroloji uzmanları tarafından ve çok iyi seçilmiş hastalara uygulanması gerekir ve bir kısmı henüz araştırma düzeyindedir” -Unutkanlık, odaklanma ve algılama güçlüğü, -Üreme çağındaki kadınlarda adet düzensizliği, kısırlık ve tekrarlayan düşükler görülebilmektedir. Kalıcı etkiler bırakmaması için Kandaki tiroid hormonlarının azalması, TSH düzeyinin yükselmesine neden olmaktadır. Tiroid bezi hammaddesi eksikliği, tiroid bezinin az çalışması ya da tahribata uğraması gibi farklı nedenlerde kandaki tiroid hormonlarında azalma meydana gelebilmektedir. Hipotiroidi nedenleri geçici olabilmekle birlikte genellikle kalıcı rahatsızlıklardan kaynaklanmaktadır. Tedavi yolunun belirlenmesi için öncelikle hipotiroidiye neden olan faktör belirlenmelidir. En sık nedeni Haşimato Tiroid tembelliğinin dünyada en sık görülen nedeni, bağışıklık sisteminin tiroid bezine saldırarak tahrip etmesiyle oluşan Haşimato hastalığıdır. Tiroid bezinin az çalışmasına neden rahatsızlık kadınlarda daha sıklıkla görülmektedir. Her 10 hastadan 8-9’u kadındır. Çocukluk, ergenlik çağında ya da ileri yaşlılıkta çok nadir görülen Haşimato hastalığı daha çok üreme çağındaki kadınlarda ortaya çıkmaktadır. Uzman bir doktorun kontrolünde verilecek ilaçlarla hormon değiştirme terapileri uygulanarak hastalık kontrol altına alınabilmektedir. hakimiyet 24 MART 2017 DURSUNBEY HAKİMİYET GAZETESİ Sayfa 3 HAK VE HAKLIDAN YANA OLAMAMAK Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan Emr-i bi’l-ma’rûf imiş ihvân-ı İslâm’ın işi, Nehyedermiş bir fenalık görse kardeş kardeşi. Mehmed Âkif Ersoy Ümmet-i Muhammed’in temel niteliklerinden biri, “hak yanlısı” olması ve “haklıdan yana” tavır almasıdır. Bu nitelik derin, güçlü ve sürekli bir hak duygusundan kaynaklanır. Ne var ki ümmete özel ve güzel bu nitelik, sevgi ve kayırma, düşmanlık ve nefret hallerinde etkisini kaybetme hatta pişmanlık duymayacak kadar yok olma tehlikesiyle baş başa kalır. Başta öz nefsi olmak üzere sevdiklerinin hatırını kollamak hemen her insan için doğaldır. Bu yüzden hüküm ve tercih anlarında genellikle dostlar kayırılmak istenir. Tabiî bu isteğin tek sebebi her zaman sevgi olmaz. Bazen dosttan beklenen bir çıkar, bazen acıma duygusu rol oynar. Sebep ne olursa olsun netice “hak yanlısı” veya “haklıdan yana” olma niteliğinin “dost yanlısı” veya “haksızdan yana” olma şekline dönüşmesidir. Sevgi, dostluk ve kayırma hallerinde aşırıya kaçılması sonucunda, halkımızın deyimiyle ”dost için post olma”, kaçınılmaz hale gelebilir. Böyle acınası bir duruma düşmemek için dostların hata ve haksızlıklarını görmeye mâni olacak kör bir sevgiye kapılmamak gerekir. Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde, “hubbuke’ş-şey’e yu’mî ve yusımm” = Bir şeyi (aşırı) sevmen seni kör ve sağır eder”1 uyarısında bulunmuştur. Esasen Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de beyan buyrulduğuna göre, mü’minin ve dolayısıyla mü’minler topluluğu ümmetin gerçek dostları Allah Teâlâ, Peygamberi ve öteki mü’minlerdir. İşte o asıl ve en büyük dost Yüce Rabbimiz, bir âyet-i Kerîmede konumuzla ilgili olarak ümmeti uyarmakta ve şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Kendi aleyhinize veya ana-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa adaleti titizlikle ayakta tutan ve Allah için şahitlik yapan kimseler olun. Hakkında şahitlik ettiğiniz kimseler zengin de olsa, fakir de olsa, adaletten ayrılmayın. Çünkü Allah onlara sizden daha yakındır. Sakın hislerinize uyarak adaleti terk etmeyin. Eğer sözü eğip bükerek gerçeği çarpıtır veya şahitlikten vazgeçerseniz, şüphesiz ki Allah, yaptığınız her şeyi çok iyi bilmektedir.”2 Görüldüğü gibi sevgi, kayırma ve dostluk noktasında adalet ve Allah’ın hükmünün düşünülmesi emredilmektedir. Yani gerçek sevgi/dostluk ve kayırma, adalet ve hak yanlısı olmaktır, mesajı verilmektedir. Kişinin nefsini, yakınlarını ve milletini sevmesi ayrı şeydir; bunlar adına hak ve haklıdan yüz çevirmesi, haksızlık etmesi ayrı şeydir. Bu sebeple ümmet fertleri sevgi ve tercihlerine da- yalı söz, yazı ve eylemlerine çok dikkat etmelidirler. Zira değer ölçülerindeki kargaşa, İslam inanç ilkelerine ve ümmet değerlerine ters düşen kabullenmelere yol açar. Böylesi bir durum ise, daha peygamberlik öncesinde haksızlar ve haksızlıklarla mücadele etmek üzere kurulmuş olan Hilfu’l-fudul’a (Erdemliler birliği) üye olmuş, peygamberlik döneminde de “bugün öyle bir kuruluş olsa yine üye olurum”3 buyurmuş Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in ümmetine kesinlikle yakışmaz. Dini ve siyasi gruplaşmaların, kanaat ayrılıklarının ümmeti “hak yanlısı ve haklıdan yana” olmaktan uzak düşürücü etkisi hem ülke Müslümanlarının hem de ümmet coğrafyasının acı gerçeğidir. Tüm üstünlükleri sadece kendi mensup olduğu grup veya yakınlarına yahut ulusa/halka layık görme, bu uğurda istismara müsait herkesi ve her şeyi, ulus ve ümmet çapında istismar etme teşebbüsleri ne acıdır ki haklıdan yana değil, güçlüden yana tavır alma zilleti olarak, ümmet coğrafyasının bir çok alanında yaşanmaktadır. Öte yandan insanların, düşmanlarına ve nefret ettikleri kimselere karşı daha bir katı davranma hissine sahip oldukları inkar edilemez. Ancak bu his ve arzu da “hak yanlısı ve haklıdan yana olma” tercihi sayesinde aşırılıktan ve haksızlığa sürükleyici etken olmaktan çıkarılabilir. Bu gerçek kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle belirlenmiş bulunmaktadır: “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan ve adâletle şâhitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz nefret, sizi adâletsizliğe itmesin. Âdil olun. Takvaya en uygun olan budur. Allah’a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.”4 Bu âyette kin ve nefret duygularına kapılarak adâletten, haktan ve haklıdan uzak kalmaya imkan tanınmamaktadır. Bütün işlerin, Allah için hakça yürütülmesi, şahitliğin hak duygusuyla yerine getirilmesi, doğrunun ve hakkın olduğu gibi söylenmesi, olayların görüldüğü gibi anlatılması, tarihin aslına uygun yazılması, en şiddetli kin ve nefret duyulan düşman milletlere ve topluluklara bile adaletle muamele edilmesi emredilmektedir. Meallerini verdiğimiz bu iki ayetin ışığı altında Müslümanlar arasındaki ayrılıkların, haksızlıkların, anlamsız suçlama ve davranışların çirkin ve şeytanî yüzü artık iyice ortaya çıkmış olmaktadır. Bir anlamda bu iki âyette, ümmetin iç ve dış işlerinde takip etmesi gerekli ana çizgi belirlenmiş, “Allah’a ta’zim ve yarattıklarına şefkat” esasının hakka ve haklıya taraf olmakla, yani adaletten ayrılmamakla mümkün olacağı ortaya konulmuş bulunmaktadır. Dikkat çeken bir başka nokta da hakkın miktarı ve kime ait olduğu değil, hak olmasının önemli olduğudur. Küçük ya da basit görülerek çiğnenmesine göz yumulacak hiçbir hak söz konusu değildir. Hak, en küçük birimiyle de haktır. Hak yanlısı olanlar da onun en küçüğünü bile zayi etmemekle yükümlüdürler. Sevgi ve nefret hallerinin her ikisini de kapsamak üzere ümmetin tercihi esasen şu prensibe daima uymaktan yana olmalıdır. “ Hak da halk da bizim sevgilimizdir. Bunlar karşı karşıya geldiği zaman hak bizim için daha sevimlidir, tercihe layıktır.” Ne yazık ki bu noktada uygulamanın pek de böyle olmadığı acı da gerçektir. Sevgisine ya da nefretine hâkim olabilen kişi ve ümmet inandığı esaslar çerçevesinde iyi işler yapma başarısını yakalamış olacaktır. Bu noktadaki başarıyı nasıl ödüllendireceğini de Allah Teâlâ şöyle açıklamıştır: “Allah, iman edip salih ameller işleyenlere günahlarını bağışlayacağını ve onlara büyük mükafat vereceğini vaat etmiştir.” 5 Her insanın kulluk endişesi, hatalarının bağışlanıp bağışlanmayacağı ve yeni bir nimete kavuşup kavuşamayacağı noktalarında yoğunlaşır. İşte Yüce Rabbimiz bu âyette iman ve amel-i salih sahiplerine yani ümmetin iyilerine, hak yanlısı olarak yaşamasını becerebilenlere, geçmişleri için “bağışlanma” gelecekleri için de “büyük ecir” bulunduğunu bildirmektedir. “Allah va’dinden asla dönmez.”6 Bütün bu gerçekler çerçevesinde ümmet-i Muhammed’in geneli itibariyle, söylem olarak değil eylem olarak hak ve haklıdan yana olduğunu ispat edecek bir görüntü vermediğini -zor ve acı da olsa- kabul etmek zorundayız. Toplumun doğru-yanlış, yerli-yersiz, olur-olmaz tepkilerine, dış güçlerin suret-i haktan gözüken yönlendirmelerine kulak asmadan ve de kendi içinde sevgi yahut nefretine mağlup olmadan hak yanlısı ve haklıdan taraf olarak hayatını sürdürmek günümüzün en büyük ve kutsal cihadıdır. Hak ve adalet duygusu ve uygulaması karmakarışık ve alt-üst olmuş ümmet, kendi içinde “vasat, orta âdil ümmet” ve “hayırlı ümmet” olma özelliğini ve dolayısıyla varlık nedenini kaybetmiş, dünya insanlığına da ümit olma şansını yitirmiş olacaktır. Bu da ümmet hayatının uğradığı en büyük ve en ciddi zarardır. Dipnotlar: 1) Ebû Davud, Edep 116; Ahmed b. Hanbel, Müsned V, 120; Hadis için “zayıf” hükmü verilmiştir. 2) En-Nisa (4), 135. 3) elFâkihi, Ahbaru Mekke, III, 376; V, 276; İbn Kayyim el-Cevziyye, Tehzîbu Süneni Ebî Davud, II, 77. 4) el-Mâide (5), 8. 5) el-Mâide (5), 9. 6) er-Rum (30), 6, 20 Altınoluk Dergisi, Sayı : 371 - Ocak 2017 hakimiyet 24 MART 2017 DURSUNBEY HAKİMİYET GAZETESİ Sayfa 4 ORMAN VE SU IŞLERI BAKANI ''BALIKESIR'E HEYBEMIZ DOLU GELDIK'' DEDI hakimiyet 24 MART 2017 DURSUNBEY HAKİMİYET GAZETESİ Sayfa 5 ORMAN VE SU IŞLERI BAKANI VEYSEL EROĞLU DURSUNBEY’DE TEMEL ATMA TÖRENI VE SERTIFIKA DAĞITIM TÖRENINE KATILDI. CUMA GÜNLERİ ÇIKAN SİYASİ GAZETE Tel. : 662 19 85 - 662 62 62 Adres: Cebeci Mh. Sipahi Sk. No: 1/A DURSUNBEY/BALIKESİR [email protected] Gazetemize gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın iade edilmez. İmzalı yazıların sorumluluğu sahibine aittir. Senelik Abone : 100 TL. Tüzük İlanı : 200 TL. Zayi İlanı : 10 TL. Kongre İlanı : 300 TL. ResmiİlanCm : 10,40 TL. Fiatı : 30 Kr. DURSUNBEY HAKİMİYET MATBAASI TESİSLERİNDE DİZİLMİŞ VE BASILMIŞTIR SAHİBİ : MEHMET YARMA SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ HATİCE YERLİTÜRK SAYFA SEKRETERİ : CEMAL BAKIR MUHABİRLER ZEKERİYA TURAN MEHMET YARMA - ZUHAL YARMATUĞÇE ADAK hakimiyet 24 MART 2017 DURSUNBEY HAKİMİYET GAZETESİ Sayfa 6 hakimiyet 24 MART 2017 DURSUNBEY HAKİMİYET GAZETESİ Sayfa 7 Çay Deresi Projesi Üzerinde yer alacak Avlu Balıkesir'in tanıtım toplantısı gerçekleştirildi. Balıkesir'de birçok ilklere imza atması beklenilen Avlu, Balıkesir'in birinci etabı Mayıs ayında İlk ziyaretçilerini kabul edecek. Balıkesir'li yatırımcılara yönelik düzenlenen tanıtım toplantısında, Avlu Balıkesir'in ticaret erbabına sağlıyacağı faydalar anlatıldı. Yılda 10 milyon ziyaretçi öngörülen Avlu, Balıkesir'de 1000 kişiden fazlasına da istihdam sağlanacağı belirtildi. YEMEK SANAYİİ ALO PAKET ŞANTİYE DÜĞÜN SÜNNET - LOKANTA YEMEKLERİ VE CEMİYET YEMEKLERİNİZDE HİZMETİNİZDEYİZ 662 67 37 - 662 67 97 0 542 790 51 63 hakimiyet 24 MART 2017 DURSUNBEY HAKİMİYET GAZETESİ Sayfa 8 BIR HILAL UĞRUNA YA RAB NE GÜNEŞLER BATIYOR 18 MART ÇANAKKALE ŞEHITLERINI ANMA TÖRENI YAPILDI RUHLARINIZ ŞAD OLSUN 18 Mart Cumartesi günü Sabah namazından sonra başlayan çanakkale şehitlerini anma programı ile vatandaşlara, Çanakkale’de savaşan askerlerin yediği buğday çorbası, üzüm hoşafı ve ekmek ikram edildi. kalabalık bir cemaatın katılımıyla Kuran’ı Kerim başta olmak üzere tekbirler, tehliller, salat-ü selamlar getirildi, kasideler ile şehitlerin ruhları şad edildi. 18 Mart 1915 Çanakkale şehitleri anma programı daha sonra, Cumhuriyet Alanında yapılan resmi tören ile devam etti. Törene İlçe Kay- makamı Nurettin Yücel, Belediye Başkanı Ramazan Bahçavan, Garnizon Komutanı Başar Akın, İlçe Emniyet Müdürü Oğuz Olgun, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ümit Gökdemir, çeşitli siyasi partilerden temsilciler, daire amirleri, Gaziler ve öğrenciler katıldı. Atatürk büstü önüne Kaymakamlık, Garnizon Komutanlığı ve Belediye Başkanlığının çelenkleri sırası ile konuldu. Saygı duruşu ve istiklal marşı ile devam eden anma töreni burada son buldu.