Erdoğan ve ark. 233 _____________________________________________________________________________________________________ Olgu sunumu / Case report Kafa travması sonrası gelişen bellek bozukluğu ve epilepsi: Bir olgu sunumu* Serap ERDOĞAN,1 Selçuk ASLAN,2 Çisem UTKU,3 Özgün KARAER KARAPIÇAK,4 İrem ÇAPRAZ,5 Neşe KARABACAK6 _____________________________________________________________________________________________________ ÖZET Kafa travması çeşitli nörolojik ve psikiyatrik bozuklukların etiyolojik etkenleri arasında yer almaktadır. Nörolojik ve psikiyatrik bozukluklar klinik belirtileri ve patogenezleri açısından birçok ortak özelliğe sahiptir. Temporal lob ruhsal bozukluklarda işlevsel olarak önemli bir beyin bölgesi olup epileptik bozuklukların ve bellek bozukluklarının büyük kısmı bu bölge ile ilgili sorunlardan kaynaklanmaktadır. Bu sunumda ağır bir kafa travması sonrasında kısa süreli ve uzun süreli bellekte bozulma ve her ay iki gün süreyle yönelim bozukluğuna ek olarak amnezi belirtilerinde alevlenme yaşayan 52 yaşında bir erkek olgu sunulacaktır. Bellek bozukluğu nöbeti sırasında çekilen elektroensefalografi kaydından kompleks parsiyel nöbet geçirdiği belirlenmiştir. Hastanın bellek bozukluğu ve amnezi ataklarının altında yatan olası düzenekler tartışılacaktır. (Anadolu Psikiyatri Dergisi 2011; 12:233-236) Anahtar sözcükler: Temporal lob, epilepsi, bellek bozukluğu Memory disorder and epilepsia occurred after head trauma: a case report ABSTRACT Head trauma is the one of the etiological factors of the several neurological and psychiatric disorders. Neurological and psychiatric disorders have many common features by means of clinical symptomatology and pathogenesis. Temporal lobe is an important brain region for emotional disorders, most of the epileptical and memory disorders originated from the problems about this part. In this case report we will present a 52 years old male patient who started to experience long term and short term memory problems and exacerbation of amnesia in addition to orientation loss for two days in every month after a serious head trauma. According to an electroensefalographical record performed during an episode we discovered that he has complex partial seizure. We will discuss the possible explanations for his memory disorder and amnesia episodes.(Anatolian Journal of Psychiatry 2011; 12:233-236) Key words: temporal lobe, epilepsy, memory disorder ______________________________________________________________________________________________________ GİRİŞ Geçici ve sadece bellek bozukluğu bulgularının bulunduğu amnezik nöbetlerin epileptik bir kökeninin olabileceği uzun süredir bilinmekle birlikte, bu tür nöbetler için sıklıkla transient global ______________________________________________________________________________________________________ 46. Ulusal Psikiyatri Kongresi’nde sunulmuştur. 1 Yrd.Doç.Dr., Gaziosmanpaşa Üniv. Tıp Fak. Psikiyatri ABD, Tokat 2 3 5 6 Doç.Dr., Psikol., Gazi Üniv. Tıp Fak. Psikiyatri ABD, Öğr.Gör., Nöroloji ABD, Prof.Dr., Nükleer Tıp ABD, Ankara 4 Uzm.Dr., Dörtyol Devlet Hastanesi Psikiyatri Bölümü, Dörtyol/Hatay Yazışma adresi/Address for correspondence: Doç.Dr. Selçuk ASLAN, Gazi Üniv. Tıp Fak. Psikiyatri ABD, Beşevler/Ankara E-mail: [email protected] Geliş tarihi: 25.11.2010, Kabul tarihi: 27.01.2011 Anadolu Psikiyatri Dergisi 2011; 12:233-236 234 Kafa travması sonrası gelişen bellek bozukluğu ve epilepsi: Bir olgu sunumu _____________________________________________________________________________________________________ amnezi (TGA) terimi kullanılmaktadır.1 Transient epileptik amnezi (TEA) ise daha az tanınan bir durum olup, nöbet odağının medial temporal lob olduğu düşünülmektedir.2 Kafa travmaları, çeşitli nörolojik ve psikiyatrik bozuklukların nedenleri arasında yer almaktadır. Bu olgu sunumunda, kafa travması sonrası kısa ve uzun süreli bellekte bozulma belirtileri yaşayan, ancak belirtilerin periyodik olarak artış göstermesi nedeniyle dissosiyatif bozukluk olarak değerlendirilerek psikiyatriye yönlendirilen bir olgu sunulacaktır. OLGU Elli iki yaşında, erkek, evli, müteahhit. Nörolog tarafından, yaşadığı nöbetlerin dissosiyatif amnezi olabileceği düşüncesiyle psikiyatriye yönlendirilmiştir. Kendisinden ve yakınlarından alınan bilgiye göre, iki yıl önce trafik kazası geçirmiş ve intrakraniyal hemoraji nedeniyle bir ay yoğun bakımda tedavi görmüş. Ardından bilişsel işlevlerde bozulma ve bellek bozukluğu belirtileri yaşamaya başlamış. Eskiden öğrenmiş olduğu bilgileri iyi anımsayamıyormuş. Otomobil kullanırken vites ayarını yapabiliyor, fakat pedalların yerlerini karıştırdığı oluyormuş. Kişisel eşyalarını belli yerlere koyarak yakınlarının yardımıyla bulabiliyormuş. Cinsel istek ve yeme isteği kaybolmuş, acıktığını hissetmiyormuş. Ayda bir kez olan ve iki gün süren bunaltı duygusu, derin nefes alma, terleme, göğüste sıkışma şeklinde belirtilerle başlayan ve sonrasında yakınlarını, çevreyi tanıyamadığı nöbetler yaşıyormuş. Atak geçtiğinde yönelimi tamamen düzeliyor, geçirdiği iki günlük süreyi ise anımsamıyormuş. Kaza sonrasındaki elektroensefalografi (EEG) sonucu ve nörolojik muayene bulguları normal olarak bildirilmiştir. Hasta başvurduğunda ruhsal durum muayenesinde epizodik bellekle ilgili anımsama güçlüklerinin olduğu, semantik belleğin genel olarak korunduğu izlenimi edinilmiştir. Amnezi nöbeti sırasında zaman, yer, kişi yönelimi bozulmaktadır. Algı ve düşünce bozukluğu saptanmamıştır. Hastanın dikkatini artırmak için metilfenidat 10 mg/gün başlanmış ve nöropsikolojik testlerin uygulanması, beyin manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve pozitron emisyon tomografisi (PET) yapılması ve amnezi döneminde EEG kaydının alınması planlanmıştır. Nöropsikolojik değerlendirme: Değerlendirme amnezi nöbetinin olmadığı dönemde yapılmıştır. Wisconsin Kart Eşleme, Rey İşitsel Sözel Öğrenme, Stroop, İşaretleme, Çizgi Yönünü BelirAnatolian Journal of Psychiatry 2011; 12:233-236 leme ve Sayı Dizisi Öğrenme testleri uygulanmıştır. Test bulguları değerlendirildiğinde hastanın kısa süreli ve uzun süreli bellek işlevleri, öğrenme yeteneği, yürütücü işlevleri bozuk olup perseveratif tepki eğilimi gösterdiği, dikkatini toplayabildiği, fakat sürdürmekte güçlük çektiği şeklinde yorumlanmıştır. Beyin MRG: Supra ve periventriküler, subkortikal beyaz cevher alanlarında, bilateral frontal ve pariyetal loblarda diffüzyon kısıtlaması göstermeyen kronik iskemik süreç ile uyumlu nodüler sinyal değişikleri; kaudat nukleusta eski kan yıkım elemanlarına ait sinyalsiz alanlar ve serebellar atrofi görülmüştür. Beyin PET: Solda daha belirgin olmak üzere bilateral mediyal temporal korteks ve bilateral talamusta göreli hipometabolizma izlenmektedir. EEG: Zemin aktivitesi arka kafa bölgelerinde 910 Hz alfa frekansında dalgalardan oluşmaktadır. Trase çekimi sırasında, sol temporal meziyal bölgeden başlayan ritmik 4-6 Hz teta frekansında yavaş ve keskin dalgaların built-up yaparak 20-30 sn sürerek hemisferin diğer alanlarına da yayıldığı izlenmiş, 45 sn kadar sürmüştür. O sırada hastanın klinik olarak boş boş bakma, sorulara yanıt verememe, ağızda şapırdatma, sol eliyde üstüyle oynama şeklinde otomatizmalarının olduğu KPN’si izlenmiştir. Postiktal olarak konfüzyon ve ajitasyon hali 30 dakika kadar sürmüştür. Hastanın klinik ve elektrofizyolojik olarak sol temporal bölgeden kaynaklanan KPN’sinin olduğu düşünülmüştür. Nöroloji bölümü tarafından KPN düşünülüp TEA olası tanısıyla karbamazepin 00 mg/gün başlanmış, 800 mg/gün’e kadar yükseltilmiştir. İştahta düzelme dışında bilişsel performansta bir etki izlenmemesi üzerine metilfenidat kesilmiştir. Karbamazepin başlanması sonrasında nöroloji ve psikiyatri polikliniğine iki kez kontrole gelen olgunun amnezi nöbeti yinelememiştir. TARTIŞMA Nöropsikolojik değerlendirme sonucunda hastada geriye dönük ve ileriye dönük bellek bozukluğunun birlikte görüldüğü düşünülmüştür. Literatürde genellikle ortak yapıların etkilenmesi sonucu her iki bellekteki bozukluğun birlikte git3 tiği belirtilmektedir. Mediyal temporal lob hipokampus, amigdala, perirhinal, entorhinal ve parahipokampal kortekslerden oluşmaktadır ve bellek işlevlerinde anahtar role sahiptir.3,4 Mediyal diensefalon talamus ve hipotalamustan oluşmakta ve özellikle bu bölgenin etkilenmesi ile ilişkilendirilen bellek bozuklukları diensefalik Erdoğan ve ark. 235 _____________________________________________________________________________________________________ amnezi olarak adlandırılabilmektedir.5 Hastada PET ile bu bölgelerde belirlenen hipometabo lizma, bellek bozukluğunun organik etiyolojisini açıklar niteliktedir. Amnezi nöbetlerinden biri sırasında çekilen EEG’de hastanın iktal olarak sol temporal mezi yal bölgeden kaynaklanan KPN’leri saptanmış ve durumun epileptik aktivite ile bağlantılı olduğu elektrofizyolojik olarak da kanıtlanmıştır. Kompleks parsiyel epilepsiler çoğunlukla temporal lob kaynaklıdır. Temporal lob epilepsilerinin nedenleri arasında enfeksiyon, travma, hamartoma, gliyoma, heterotopi, fokal kortikal displazi, vas6 küler malformasyonlar yer almaktadır. Temporal lobdan kaynaklanan KPN’si olan hastalarda psikiyatrik bozukluklara daha sık rastlanmakta; özellikle interiktal depresyon veya disfori sık gözlenmektedir.7 Kompleks parsiyel nöbetler terleme, çarpıntı, ateş basması gibi otonomik uyarılma belirtileri nedeniyle panik nöbeti ile karışabilmektedir.8,9 Epilepsi nöbetleri saniyeler ve dakikalarla sınırlı iken, panik nöbetleri genellikle 10 dakikadan fazla sürer. Sunulan olguda anksiyete nöbeti belirtilerinin yanı sıra aile üyelerini, kendisinin kim olduğunu anımsayamama gibi önemli kimlik bilgilerine ilişkin amnezinin ortaya çıkması, dissosiyatif bozukluğu düşündürerek hastanın psikiyatri bölümüne yönlendirilmesine neden olmuştur. Dissosiyatif amnezide genellikle stresli bir yaşam olayı ile ilişkili olarak kişinin kimlik bilgilerini belirli süre10 lerle anımsayamaması söz konusudur. Olgumuzda kazadan sonra başlayan amnezi nöbetlerinin periyodisite göstermesi, diğer zamanlarda hastadan belirgin bir ruhsal travma öyküsünün alınamaması, tabloyu dissosiyatif amnezi tanısından uzaklaştırmaktadır. TGA da ayırıcı tanıda düşünülmüştür. Orta yaş ve üzerindeki erkeklerde daha sık karşılaşılan bu tablo genellikle 24 saatten kısa sürer. Geriye ve ileriye dönük bellek bozukluğu belirtilerinin birlikte görüldüğü TGA’da, nöbetin yaşandığı 1 dönemle ilgili amnezi kalıcıdır. Bellek bozukluğunun niteliği açısından hastamız benzerlik göstermekte, fakat TGA olguların çoğunda yaşamları boyunca bir kez ortaya çıkarken, hastamızın belirtilerinin her ay yinelemesi ve nöbet sırasında çekilen EEG’de iktal epileptik deşarjlar TGA’dan uzaklaşılmasına neden olmuştur. Hastada nöbet sırasında KPN saptanmakla birlikte, dikkat çeken durum nöbetlerin iki gün sürmesidir. Epileptik nöbetlerin sıklıkla dakikalar içinde gerçekleştiği ve nöbetlerden sonra izlenen konfüzyon tablosunun genellikle 24 saatle sınırlı olduğu bilinmekte, bu nedenle hastada rastlanan iki gün süren bellek bozukluğunun sadece postiktal konfüzyonla açıklanması olası olmamaktadır. Bu durum akla ayrı bir klinik antite olan ve sıklıkla göz ardı edilebilen TEA tablosunu getirmektedir. TEA görece ileri yaşta başlamakta, nöbetler antiepileptik ilaçlara iyi yanıt vermekle birlikte, birçok hastada interiktal bellek bozuklukları, özellikle epizodik bellekle ilgili belir2 tiler sürmektedir. Nöbetlerin sıklıkla uykudan uyandıktan hemen sonra ortaya çıkması, hastamızda belirtilmeyen bir özelliktir.11 Butler ve ark.nın çalışmasında TEA tanı ölçütleri olarak EEG’de epileptiform değişikliklerin olması; otomatizma veya kısa süreli tepkisizlik dönemleri gibi diğer epileptik belirtilerin eşlik etmesi ve antiepileptik tedaviye yanıt alınması özellikleri kullanılmıştır.12 Hastamız ilk iki ölçütü karşılamakta olup iki aylık süreçte tedaviye yanıtı dikkate alındığında üçüncü ölçütü de karşıladığı söylenebilir. Diğer epileptik nöbetler gibi, TEA nöbetlerinin süresi genellikle saatlerle sınırlıdır, fakat Butler ve ark.nın olgu serisinde nöbetlerin iki-dört gün sürdüğünü belirten olgulara da rastlanmaktadır.12 Bununla birlikte, literatürde kazadan sonra başlayan ileriye ve geriye dönük bellek bozukluğu üzerine TEA eklenen herhangi bir olgu bulunmamaktadır. TEA’nin zor tanınan bir tablo olması ve hastanın travmaya ikincil gelişen yürütücü işlev ve bellek bozukluğu literatürde paylaşılmasını önemli kılmaktadır. KAYNAKLAR 1. Bartsch T, Deuschl G. Transient global amnesia: functional anatomy and clinical implications. Lancet Neurol 2010; 9:205-214. 2. Bilo L, Meo R, Ruosi P, de Leva MF, Striano S. Transient epileptic amnesia: An emerging late-onset epileptic syndrome. Epilepsia 2009; 50(Suppl.5):58-61. 3. Aggleton JP. Understanding anterograde amnesia: Disconnections and hidden lesions. Q J Exp Psychol (Colchester) 2008; 61:1441-1471. Curr Opin Neurol 2006; 19:593-598. 5. Hampstead BM, Koffler SP. Thalamic contributions to anterograde, retrograde, and implicit memory: a case study. Clin Neuropsychol 2009; 23:1232-1249. 6. Kaufman DM. Clinical Neurology for Psychiatrists. Sixth ed., Philadelphia, Elsevier, 2007. 7. Greenlee BA, Ferrell RB, Kauffman CI. Complex partial seizures and depression. Curr Psychiatry Rep 2003; 5:410-416. 4. Ciplotti L, Bird CM. Amnesia and the hippocampus. Anadolu Psikiyatri Dergisi 2011; 12:233-236 236 Kafa travması sonrası gelişen bellek bozukluğu ve epilepsi: Bir olgu sunumu _____________________________________________________________________________________________________ 8. Vuilleumier P, Jallon P. Epilepsy and psychiatric disorders: epidemiological data. Rev Neurol 1998; 154:305317. 9. Erbek E, Üstün N, Gökbulut O, Eradamlar N, Alpkan RL. Psikiyatrik tablolarla ortaya çıkan kompleks parsiyel nöbetlere ilişkin bir olgu sunumu: panik belirtili nöbetler. Düşünen Adam 2004; 17:174-177. 10. Şar V. Dissosiyatif bozukluklar. E Köroğlu, C Güleç (Eds.), Psikiyatri Temel Kitabı, İkinci baskı, Ankara, HYB Basım Yayın, 2007, s.393-403. Anadolu Psikiyatri Dergisi 2011; 12:233-236 11. Butler C, Zeman A. Recent insights into the impairment of memory in epilepsy: transient epileptic amnesia, accelerated long-term forgetting and remote memory impairment. Brain 2008; 131:2243-2263. 12. Butler CR, Graham KS, Hodges JR, Kapur N, Wardlaw JM, Zeman AZ. The syndrome of transient epileptic amnesia. Ann Neurol 2007; 61:587-598.