haber bültenđ

advertisement
HABER BÜLTENĐ
4 Nisan 2006
Haber Özetleri
Irak
•
Türkmen Đstişare Komitesi üyeleri Irak Ulusal Haber Ajansı’na yaptıkları
açıklamada, Irak’ta kurulan yeni Ulusal Güvenlik Siyasi Meclisi’nde yer almak
istediklerini söylediler. Komite üyeleri bu temsilcilik için adaylarının Şeyh Taki
El-Mevla olduğunu belirttiler. Türkmen Đstişare Komitesi şu grup ve kişilerden
oluşmaktadır: Şeyh Taki El-Mevla, Türkmen El-Vefa Hareketi, Irak Türkmen
Đslam Birliği, Devrim Yüksek Konseyi, Bedir Örgütü’nden bazı yetkililer, Đslam
Dava Partisi, El-Sadr Örgütü ve bazı bağımsız Türkmenler. (www.ninanews.com)
•
Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani yapmış olduğu açıklamada, ABD’nin
çekilmesi halinde bütün yetkilerini Araplara vermesi durumunda Kürtler olarak
buna direneceklerini, hatta Kürt Bölgesi’nin bağımsızlığa kadar gidebileceğini
ifade etti. (www.kerkuk.net)
•
Kerkük’te toplanan Arap Đstişare Meclisi, Güney Aşiret Birliği, Irak Ulusal
Diyalog Cephesi, Barış ve Özgürlük Hareketi yaptıkları toplantıda Kerkük’ün
Irak’ın bir şehri olduğunu açıkladılar. Ayrıca bu toplantı sonrasında Irak
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adil Abdülmehdi’nin müsteşarının iki gün önce
yapmış olduğu “Kerkük’teki Arap milletini Baasçılık ve kötü millet olmakla
suçlayan” açıklamasından dolayı kınadılar. (www.azzaman.com)
•
El-Şark gazetesinde yer alan bir habere göre Iraklı bazı kaynaklar, ABD ile
Đran arasında Irak konusunda başlayan görüşmelerde ABD Dışişleri Bakanı
Condoleezza Rice’ın ABD’nin Bağdat Büyükelçisi Zalmay Halilzad’a Đran’ın
Irak Büyükelçisi Hasan Kazımi Kumî’yle görüşmesi talimatı verdiğini ifade
ettiler. (www.kerkuk.net)
•
Parlamento üyesi El-Sadr yanlısı Kerim El-Bahati’nin yapmış olduğu
açıklamada, ABD güçlerinin Bağdat’ın bazı bölgelerinde kontrolü tekrar ele
almasının Irak halkı arasında şiddeti arttırabileceğini söyledi. Ayrıca ElMustafa Hüseyniyesi’ne yapılan saldırıyı Kürt peşmergelerin yaptığını ve bu
konuda ellerinde delil bulunduğunu ifade etti. (www.iraq-ina.com)
•
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ve Đngiltere Dışişleri Bakanı Jack
Straw yeni hükümetin kurulması konusu için Irak’a yaptıkları iki günlük sürpriz
ziyaretlerini sonlandırdılar. (www.iraqidewan.net)
1
•
Birleşik Irak Đttifakı üyesi Baha El-Araci yaptığı açıklamada başbakanlık için
adaylarının Đbrahim El-Caferi olduğunu; bu durumu diğer gruplara da
bildireceklerini söyledi. Uzlaşma Cephesi Başkanı ise bu konunun
çözülmediğini dile getirdi. (www.iraq-ina.com)
•
Birleşik Irak Đttifakından bir yetkilinin yaptığı açıklamaya göre Đttifakın,
Başbakan Đbrahim Caferi’ye başbakanlık adaylığı konusunu çözmek üzere iki
gün süre verdiğini söyledi. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ve Đngiltere
Dışişleri Bakanı Jack Straw yaptıkları açıklamalarda Caferi’nin başbakanlığına
sıcak bakmadıklarını dile getirdiler. (www.kerkuk.net)
•
Birleşik Irak Đttifakı üyesi Muhammed Đsmail El-Hazali yaptığı açıklamada,
Birleşik Irak Đttifakı içerisinde Đbrahim El-Caferi’nin başbakanlık adaylığına
karşı çıkan grupları ikna etmek için oluşturulan heyetin çalışmalarının
başarısız olduğunu söyledi. (www.kerkuk.net)
•
Irak'ta Şii lider Đbrahim Caferi'nin yeniden başbakanlık için aday olmasına
yöneltilen eleştiriler sürerken, Sünni ve Kürt partilerinden Şiilere başbakan
adayı konusundaki krizin sona erdirilmesi önerisi geldi. Sünni ve Kürt
politikacıların yaptığı çeşitli açıklamalarda, 15 Aralık'ta yapılan seçimlerin
ardından yeni ulusal birlik hükümetinin kurulması yolunda Caferi'nin engel
olduğu ifade edildi. Eski Başbakan Đyad Allavi'nin partisinden Rasim El Adavi,
''Top şimdi Birleşik Irak Đttifakı'nda. Bu sorunu sona erdirecek bir karara
varmalılar'' dedi. El Adavi, yeni başbakanın sokaklardaki gerginliği
giderebilecek bir kişi olması gerektiğini söyledi. Kürt siyasetçilerinden Mahmud
Osman da, Şiilerin başbakan adaylığı sorununu kendi başlarına çözememeleri
halinde, Caferi'nin adaylığının meclise sunulabileceği önerisinde bulundu.
Anayasaya göre, 30 gün içinde hükümete güvenoyu vermesi gereken meclis
Caferi ve kabinesini reddederse, devlet başkanı herhangi bir siyasi partiden bir
kişiyi başbakan olarak atayabilecek. Bu arada Sünni siyasetçilerden Adnan
Paçacı, Caferi'nin kabinesinin mecliste güvenoyu alacak kadar çoğunluğa
sahip olup olmadığının belirsiz olduğunu hatırlattı. Şii ittifakı içindeki Đslam
Devrimi Yüksek Konseyi'nden Celaleddin El Sagir de, Caferi'nin adaylığını
çekmesini istemişti. El Sagir, başbakanın uzun süredir Iraklı partilere ve
uluslararası topluma güven vermediğini belirtti. Caferi'nin lideri olduğu Dava
Partisinden Haydar El Ubeydi ise, bu tartışmalar üzerine, Şii ittifakı içindeki
çoğunluğun talep etmesi halinde, başbakan adaylığını yeniden
değerlendirileceğini söyledi. (AA)(AP)
•
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Adam Ereli, düzenlediği günlük basın
toplantısına bir açıklamayla başlayarak, ''ABD, PKK'nın bombalı saldırılarını
kınıyor. Hafta sonunda Đstanbul'da 4 kişiyi öldürdüler. ABD, aynı zamanda
Türkiye'nin güneydoğusunda ve Đstanbul'da geçen haftadan beri PKK
sempatizanlarının şiddet içeren protestolarının sonucunda ölenler için de
üzüntülerini bildiriyor'', dedi. Ereli, ''Türkiye değerli bir müttefik ve yakın bir
dost. Đlgili herkesi kontrollü davranmaya çağırıyoruz ve PKK dâhil bütün
terörist grupları en güçlü biçimde yeniden kınıyoruz. Bu şiddeti kınamak,
terörizme ve onun destekçilerine karşı durmak önemli'' diye konuştu. Ereli,
Türkiye'deki gelişmelerden ABD'nin endişeli olup olmadığı sorusuna, ''Bizim
endişemiz, terörist bir grubun masum Türkleri bomba patlatarak öldürmekten
2
sorumlu olmasıdır ve ülkenin başka bölgelerinde de Türk kanunları ve
çıkarlarına aykırı şekilde şiddeti kışkırtmasıdır. Bu çeşit faaliyetin durdurulması
önemli'' dedi. Türkiye ve ABD'nin, PKK dâhil tüm terörist gruplara meydan
okunmasından ortak çıkarı bulunduğunu belirten Ereli, ''(Irak'ta) bizim
kontrolümüz altındaki bölgelerde beraber çalışıyoruz veya bizim
bulunduğumuz, nüfuzumuzun olduğu bölgelerde PKK'ya karşı birlikte
çalışıyoruz. PKK'nın karşısına çıkıp, Türkiye'de şimdi yaptıkları türden şiddet
ve düzensizlik tohumlarını ekmelerini önleme bakımından Türkiye ve ABD aynı
hedef ve çıkarları paylaşıyor'', dedi. (AA)
•
The Daily Telegraph gazetesinin anketine göre, Nisan 2003'te yüzde 60'ı Irak
Savaşının haklılığına inanan Đngiliz halkının yüzde 57'si şimdi savaşın büyük
bir hata olduğunu düşünüyor. Ankete göre, halkın yüzde 55'i de Đngiltere'nin en
geç bir yıl içinde bütün askerini Irak'tan çekmesi gerektiği görüşünde. Bunların
yüzde 24'ü çekilmenin ''hemen'' olmasını isterken, yüzde 31'i ise en geç 12 ay
içinde Irak'tan çıkılması gerektiğini savunuyor. Đngiliz askerlerinin Irak'ta
''gerektiği kadar kalmasını, ülkeden çekilmeden önce Irak'ın asker ve polis
güçlerinin ülke güvenliğini sağlayacak düzeye gelmesinin beklenmesi
gerektiğini'' savunanların, yani hükümetin görüşlerine destek verenlerin
oranının ise yüzde 39 olduğu kaydedildi. (AA)
•
Irak'ın başkenti Bağdat'ta, bir Şii camisinin yakınında düzenlenen saldırıda, 10
kişi öldü, en az 30 kişi de yaralandı. Irak Đçişleri Bakanlığı kaynakları,
Bağdat'ın Şaab bölgesinde bulunan Şii El Şurufi Camisi yakınında meydana
gelen patlamada 10 kişinin öldüğünü, en az 30 kişinin de yaralandığını
kaydettiler. Patlamanın, akşam namazından hemen sonra cemaatin dağıldığı
sırada meydana geldiği, bir kamyona yüklendiği belirtilen bombaların uzaktan
kumandayla patlatıldığı kaydedildi. Öte yandan ABD ordusundan yapılan
açıklamada, Irak’ın batısındaki Esad Hava Üssü yakınında ABD askerlerini
taşıyan bir kamyonun devrilmesi sonucu 5 ABD deniz piyadesinin öldüğü, 2
deniz piyadesi ile 1 denizcinin ise kayıp durumda oldukları belirtildi. Son ölen
ABD askerleriyle birlikte nisan ayı içinde yaşamını yitiren ABD askerlerinin
sayısı 13'e çıktı. (AA)(AP)
•
Irak'ın kuzeyindeki Kürt Bölgesi yetkililerini yolsuzlukla suçladığı için 18 ay
hapis cezasına çarptırılan Kürt yazar Kemal Kerim serbest bırakıldı. Kürt
Bölgesi sözcüsü Muhammed Hoşnav, Kürt Bölgesi Başkanı Mesut Barzani'nin,
uluslararası baskılar neticesinde Kerim için af kararnamesi çıkardığını belirtti.
(AA)(AP)
Orta Doğu
•
BM silah denetçilerinin eski başkanı Hans Blix, Đran'ın, nükleer bomba üretmek
için 5 yıla ihtiyacının olduğunu, dolayısıyla Đran'ın nükleer programından
kaynaklanan sorunun barışçıl çözümü için zaman bulunduğunu söyledi.
Norveç'in Bergen kentinde düzenlenen bir enerji konferansına katılan Hans
Blix ''Daha zamanımız var. Đran, gelecek 5 yıl içinde nükleer bomba yapamaz'',
derken, ABD'nin ''Đran'ı istila etme yoluna gideceğinden kuşku duyduğunu'' da
bildirdi. ''Ama yine de ABD'nin Đran'daki bazı hedefleri bombalayacağı ya da
füze saldırısında bulunabileceğini'' savunan Blix, böyle bir durumda ABD'ye
3
karşı tepkinin çok şiddetli olacağını ve bunun terörizmi daha da
körükleyeceğini kaydetti. Kuzey Kore'nin nükleer programıyla ilgili sorunda
ABD'nin daha sabırlı davranarak bu ülkeyle müzakere yoluna gittiğini
hatırlatan Blix, Đran sorununda da benzer bir yaklaşımda bulunulması
gerektiğini, ABD ve diğer büyük devletlerin Đran'a daha ılımlı yaklaşmaları
gerektiğini anlattı. Blix, ABD'nin, Irak'a saldırmadan önce Irak'ın kitle imha
silahlarına sahip olmadığını söylemiş ve bu konuda haklı çıkmıştı. (AA)(AP)
•
Hamas, Đsrail ve ABD'nin kendilerini dışlama çabalarına karşın, Fransız ve
Hintli yetkililerle görüşmelerde bulunduğunu öne sürdü. Hamas sözcüsü Ebu
Zühri, Fransız yetkililerle görüşmelerin iki ay önce Gazze'de yapıldığını
söyledi; ancak yetkililerin isimlerini açıklamadı. Ebu Zühri, görüşmede
Fransa'nın, ''AB'nin Hamas ile ilgili tutumunu gözden geçirmesinin gerekliliği''
konusunda uzlaştığını ve diğer Avrupa ülkelerini bu yönde ikna etmeye söz
verdiğini ifade etti. Fransa'nın Đsrail'deki Büyükelçisi Gerard Araud ise Fransız
yetkililerinin Hamas’la görüştüğünü yalanladı. Araud yaptığı açıklamada,
ülkesinin, AB gibi, öncelikle Hamas'ın şiddeti kınaması, Đsrail'i tanıması ve
geçici barış anlaşmalarına uymasını beklediğini kaydetti. Hamas sözcüsü,
Hintli yetkililerle ise iki hafta önce Gazze'de, Başbakan Đsmail Haniye'nin
evinde görüşüldüğünü belirtti. Ebu Zühri, bu görüşmede Hindistan'ın, Hamas
ile ilişki kurmak ve Filistin halkına insani yardımı sürdürmek istediğini
aktardığını söyledi. (AA)(REUTERS)
•
Đsrail'de 28 Mart'ta yapılan seçimlerden Ehud Olmert'in Kadima Partisinin
ardından ikinci parti olarak çıkan ve daha önce 20 sandalye kazandığı
belirtilen Đşçi Partisi'nin kazandığı sandalye sayısı 19 olarak açıklandı. Merkez
Seçim Komitesi'ne yakın kaynaklar, seçimlerin ardından oy sayım işleminde
bir yanlışlık yapıldığını ve Đşçi Partisi'nin 120 sandalyeli Knesset'te 20 değil 19
sandalye kazandığını belirtti. Aynı kaynaklar, Đşçi Partisi adına sayılan oyun
Birleşik Arap Listesi'nin oyu olduğunun ortaya çıktığını ve yeni durumda bu
oluşumun Knesset'teki sandalye sayısının 3'ten 4'e yükseldiğini kaydetti.
Merkez Seçim Komitesi'nin resmi sonuçları çarşamba günü yayınlaması
bekleniyor. (AA)(AFP)
Kafkasya ve Orta Asya
•
Çin Cumhurbaşkanı Hu Cintao, ülkesini ziyaret eden Türkmenistan Devlet
Başkanı Saparmurat Türkmenbaşı’yla görüştü. Đki taraf Pekin'deki görüşmede,
yeni yüzyılda Çin ve Türkmenistan arasındaki dostluk ve iş birliği ilişkilerini
geliştirme konusunda fikir birliğine vardı. Hu Jintao, Çin'in Türkmenistan
halkının seçtiği gelişme yoluna saygı göstererek, Türkmenistan'ın kalıcı
tarafsızlık politikasını, devletin istikrarını koruma ve ulusal ekonomiyi geliştirme
çabalarını olumlu karşıladığını belirtti. Çin Uluslararası Radyosu'nun
bildirdiğine göre Hu, iki tarafın ulaşım ve enerji gibi alanlardaki iş birliğini
genişletmesi, insan hakları ile BM'deki reform gibi konularda fikir paylaşımı ve
koordinasyonu güçlendirmesi önerisinde bulundu. Saparmurat Türkmenbaşı,
Türkmenistan'ın ''Tek Çin'' politikasını izlemeye devam edeceğini kaydetti.
Türkmenbaşı, Çin'le ikili ilişkilerin derinleşmesini hızlandırarak; ekonomi,
ticaret, enerji ve kaynak değerlendirme gibi alanlardaki iş birliğinde daha çok
4
başarının kaydedilmesini sağlamaya hazır olduklarını söyledi. Đki lider,
görüşmeden sonra Çin-Türkmenistan Ortak Bildirisi'ni imzaladı. (AA)
•
Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili, ''Rusya'nın gizli ambargosuna
karşı güçlü ekonomiye sahip olmaları gerektiğini'' belirtti. Saakaşvili, Gürcistan
topraklarındaki Rus askeri üslerin boşaltılmasıyla ilgili Soçi'de imzalanan
anlaşmalar çerçevesinde düzenlenen basın toplantısında, ''büyük bir
diplomatik başarı elde ettiklerini'' kaydetti. Gürcistan'daki Rus üslerinin
boşaltılacağı günün hiç gelmeyeceğini düşünen çevrelerin bir kez daha
yanıldıklarını kaydeden Saakaşvili, bundan sonraki tek hedeflerinin AB’yle
bütünleşmek olduğunu söyledi. ''Rusya'nın, Gürcistan'a karşı gizli ambargo
uyguladığını'' öne süren Saakaşvili, ''Rus ambargosuna karşı çok daha güçlü
bir ekonomiye sahip olmalıyız'', dedi. Saakaşvili, Rusya’yla iyi komşuluk ilişkisi
kurmak istediklerini ve çok zor sorunların dahi diplomatik yolla çözülebileceğini
gösterdiklerini ifade etti. ''Dış güç odakları, Gürcistan'a karşı ciddi çalışma
içinde bulunuyor'', ifadesini kullanan Saakaşvili, ülkesinin bağımsızlığını
koruyacağını ve daha da güçleneceklerini kaydetti. Öte yandan Gürcistan'da,
tek yanlı bağımsızlık ilan eden Abhazya'nın sınırına yakın bölgede, NATO
standartlarına uygun yeni bir askeri üs kurulduğu bildirildi. Savunma Bakanı
Irakli Okruaşvili açıklamasında, Abhazya sınırına yakın Senaki kentine 55
kilometre uzaklıktaki bölgede 3 bin askerin görev yapacağı yeni üssün inşaat
çalışmalarının tamamlandığını kaydetti. Okruaşvili, üssün ayrılıkçı bölge
Abhazya'dan gelebilecek tehlikelerin savuşturulması amacıyla kurulduğunu
belirtti. (AA)
•
Orta ve Güney Asya'dan Sorumlu ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard A.
Boucher, NATO'nun Afganistan'da kapsama alanını genişleteceği bu yıl şiddet
olaylarının da artabileceği uyarısında bulundu. Richard Boucher, yeni
bölgelerde uyuşturucu kaçakçılığına karşı önlemler alındığı sırada, militanların
da yeni askeri güçleri test etmeye çalışacağını kaydetti. NATO'nun,
Afganistan'daki askerlerin kapsama alanını genişletme çalışmalarının Ağustos
ayı sonunda tamamlanması planlanıyor. NATO, 2005'te Bölgesel Đmar
Ekipleri'nin kapsama alanını genişletmiş ve ISAF bünyesinde asker sayısını
artırmıştı. Bugünkü durumda ISAF'ın bölgede 9 bin askeri bulunuyor. Yeni
bölgelere konuşlanmalarla ISAF'taki asker sayısının 23 ile 25 bin olacağı
sanılıyor. (AA)(AP)
•
Rusya Genelkurmay Başkanı Yuri Baluyevski, Rusya'nın ABD ve bazı NATO
üyesi ülkelerle aynı sayıda nükleer silaha sahip olma gibi bir arzusu
olmadığını; ancak nükleer güçlerinin, herhangi bir saldırganlığı engellemek için
caydırıcılığını sürdürecek miktarda olmaya devam edeceğini söyledi. Ordunun
soğuk savaş dönemindeki gibi Batıyla eşitliğin ekonomik olarak
kaldırılamayacağının bilincinde olduğunu ifade eden Baluyevski, ''ABD veya
NATO ile uçak ve füze sayısında eşitliği sağlamak için kemerlerimizi
sıkmayacağız. Bunu başarmak imkânsız. Miktar anlamındaki stratejik eşitliğin
geçmişte kalan bir şey olduğuna inanıyoruz'', diye konuştu. Ukrayna'nın
NATO'ya katılmak istemesiyle ilgili Baluyevski, ''Ukrayna'nın herhangi bir
ittifaka katılmak istemesi egemenlik hakkı. Ama bu konuda ülke çapında bir
referandum yapılması daha mantıklı olur'' dedi. Ordunun NATO ile olası bir
çatışmaya dair plan üzerinde düşünmediğini belirten Baluyevski, ''Rusya ve
5
ABD, terörle mücadelede işbirliği yapıyor. Đki tarafın bazen çelişen çıkarları
olabiliyor. Rusya'nın eski Sovyet cumhuriyetlerinde çıkarları var. Bazı
bölgelerdeki çıkarlarımız bazen çatışıyor ve bazıları da ABD'nin hoşuna
gitmiyor. Bu onların sorunu'', dedi. Đran'ın nükleer programıyla ilgili de
Baluyevski, ''Son gelişmeler askeri seçeneğin göz ardı edilmediğini gösteriyor.
Ancak bu konuda diplomatik bir çözüm bulunması gerekiyor'', ifadesinde
bulundu. Baluyevski, bir başka soru üzerine de Rusya'nın Suriye ile askeri
işbirliğini sürdüreceğini söyledi. (AA)
•
3 ve 5 Nisan tarihleri arasında resmi bir ziyaretle Moskova’da bulunan
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Rusya Cumhurbaşkanı
Vladimir Putin’le iki ülke arasındaki ticari-ekonomik, nükleer, petrol ve doğal
gaz, askeri-teknik alanlarda mevcut olan iş birliğinin genişletilmesi hususunda
görüştü. Buna ek olarak, Kazakistan topraklarında Rusya araştırma ve askeri
üslerinin faaliyetleri üzerine protokol imzalanacaktır. (www.regnum.ru)
Avrupa Birliği
•
Estonya Dışişleri Bakanı Urmas Paet, Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Abdullah Gül'ün davetlisi olarak, 5-8 Nisan'da Türkiye'ye resmi
ziyarette bulunacak. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Gül’le
görüşmelerde bulunacak Paet, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TBMM
Başkanı Bülent Arınç ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından da kabul
edilecek. Paet ayrıca, 7 Nisan'da Đstanbul'da, Dış Ekonomik Đlişkiler
Kurulu(DEĐK) ile temaslarda bulunacak. Estonya Dışişleri Bakan Paet'in
ziyareti sırasında yapılacak görüşmelerde, Türkiye-Estonya ikili ilişkileri,
Türkiye-AB ilişkileriyle uluslararası ve bölgesel konuların ele alınması
bekleniyor. (AA)
•
Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) katılım müzakerelerinde, 27. başlık olan
çevreyle ilgili tanıtıcı tarama toplantısı başladı. Gelecek hafta Salı günü sona
erecek toplantıda AB Komisyonu Çevre Genel Müdürlüğü yetkilileri, ilgili
bakanlık ve kurum temsilcilerinden oluşan Türk heyetine çevre alanında
binlerce sayfadan oluşan topluluk müktesebatı anlatılacak. Bugüne kadar 17
başlıkta tanıtıcı ve 14 başlıkta ayrıntılı tarama toplantılarının tamamlandığı
Türkiye-AB tarama sürecine, 24-28 Nisan günleri arasında gıda güvenliği,
veterinerlik ve bitki sağlığı başlığında ayrıntılı tarama toplantısıyla devam
edilecek. (AA)
Diğer Haberler
•
Kosova'nın nihai statüsünü belirlemeye yönelik Arnavut ve Sırp toplumu
temsilcileri arasında Viyana'da yapılan görüşmelerin 3. turu, anlaşma
sağlanamadan sona erdi. Görüşmelere başkanlık yapan Avusturyalı diplomat
Albert Rohan, görüşmelerin sona ermesinin ardından düzenlediği basın
toplantısında, ''Tarafların adem-i merkeziyetçilik, azınlık hakları, belediyelerin
tanzimi ve mali konularda görüşlerini beyan ettiklerini'' belirterek, ''taraflar
arasında bir tartışma ortamının bulunması ve doğrudan görüşmelerin
gerçekleşmiş olmasının da önemli bir adım olduğunu'' söyledi. Tarafların
6
masaya getirdiği görüşleri, ''kabul etmek veya reddetmek gibi bir misyona
sahip olmadığını'' belirten Rohan, Kosova Arnavut ve Sırp toplumu
temsilcilerinin masaya getirdikleri önerileri incelemek üzere oluşturulacak bir
uzmanlar heyetinin, 17 Nisan'da Belgrad ve Priştine'ye giderek görüşme ve
incelemelerde bulunacağını bildirdi. Rohan, görüşmelerin 4. turunun 4
Mayıs'ta yine Viyana'da yapılmasının kararlaştırıldığını kaydetti. Basın
mensuplarının karşısına ayrı ayrı çıkan taraflardan Kosova Arnavut heyeti
başkanı Lütfü Harizi, ''Kosova'nın bağımsız olması konusunda ısrarlı
olduklarını'' belirtirken, Sırp toplumu temsilcisi Slobodan Smiriç ile Aleksander
Simiç, ''Adem-i merkeziyetçilik konusunda Sırp toplumuna verilen güvenceleri
yeterli bulmadıklarını'' bildirdiler. (AA)
•
Çin'in Avustralya'dan uranyum satın almasına olanak tanıyan anlaşma,
Avustralya'nın başkenti Canberrada, Avustralya Dışişleri Bakanı Alexander
Downer ile Çin Dışişleri Bakanı Li Zhaoxing tarafından imzalandı. Başkent
Canberra'da Avustralya Başbakanı John Howard ile Çin Başbakanı Wen
Jiabao'nun da hazır bulunduğu bir törenle imzalanan anlaşmayla Çin,
Avustralya'ya, bu ülkeden aldığı nükleer yakıtı kendi nükleer silah programına
dahil etmeyeceği garantisini verdi. (AA)(AP)
•
Güney Kore'deki Amerikan kuvvetlerinin eski Komutanı Leon J. LaPorte,
Kuzey Kore'nin 6 kadar nükleer silaha sahip olduğunu söyledi. Güney
Kore'deki görevini Şubat ayında tamamlayan LaPorte verdiği demeçte, nükleer
silahların, ABD ile 1994'te yapılan ve Kuzey Kore'nin nükleer programının, iki
hafif su reaktörü karşılığında sona erdirilmesini öngören anlaşmadan önce
üretildiğini belirtti. LaPorte, Kasım 2004'te yaptığı açıklamada, Kuzey Kore'nin,
8 bin nükleer atık çubuğundan, birkaç atom bombası yapımına yetecek
plütonyum elde ettiğini söylemişti. Kuzey Kore de Şubat 2005'te yapılan
açıklamada, nükleer silahlara sahip olduğunu bildirmiş; ancak iddia bağımsız
kaynaklar tarafından doğrulanmamıştı. (AA)(AP)
Dünya Basını
Đngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlarının Irak'a yaptıkları
ziyaret ve yeni hükümetin bir an önce 'güçlü bir lider' başkanlığında kurulması
talepleri gazetelerin yorum yazılarında değerlendiriliyor.
Independent gazetesi yazarı Patrick Cockburn, "Rice ve Straw Irak'ın
parçalandığının farkındalar mı?" başlıklı yazısında, Irak'ı birleştirecek güçlü bir
lider arayışını 'abes' diye niteliyor ve gerekçelerini şöyle özetliyor: "Amerika
Birleşik Devletleri ve Đngiltere Irak'ta bir ulusal birlik hükümeti kurulması için
çağrıda bulunuyor. Belki Başbakan Đbrahim El-Caferi yerine, kendi istedikleri
bir başka adayı da göreve getirecekler. Ama lideri kim olursa olsun yeni Irak
yönetimi, ne ulusal ne de birleşik olacak. Hatta tam bir hükümet olacağını
söylemek bile zor. Irak fiilen parçalanmış durumda. Condoleezza Rice'ın
Iraklıları birleştirecek 'güçlü bir lider' çağrısında abes bir yan var. Çünkü artık
idare edilecek bir Irak devleti yok ortada. Asker ve polisin başlıca sadakati
devlete değil bağlı oldukları Şiî, Sünnî ya da Kürt topluma. Bağdat her geçen
gün, 1975 yılında iç savaşın başladığı günlerin Beyrut'una benziyor. Başbakan
7
El-Caferi, Irak lideri olarak başarısız oldu. Ama ondan önceki iki lider, Đyad
Allavi ve Amerikalı Paul Bremer de öyle. Yerine gelecek kişi de kendisini
parçalanan ve anlamsız hale gelen bir devlet çarkının başında bulacak."
Orta Doğu'da gündemde olan bir diğer ülke ise Đran.
Guardian gazetesinin eski bölge muhabiri David Hirst, bugün yayınlanan
yazısında, "Tartışmanın bir tarafı nükleeri seçerse, diğeri de öyle yapmaya
mecburdur", diye yazıyor. Đran'ın nükleer programıyla ilgili krizin, Amerika
Birleşik Devletleri'nin desteğiyle, Đsrail'in bölgede kitle imha silahı tekelini
elinde tutmasının sonucu olduğunu belirten Hirst'ün yazısı özetle şöyle: "Kriz
on yıllardır ortadaydı. Batı'ya dost olsun olmasın, bölgede ikinci bir nükleer
gücün ortaya çıkması, krizin otomatik tetikleyicisi olacaktı. Đran elbette
tamamen suçsuz değil; ancak Orta Doğu'daki 'baş günahkâr' Đsrail. 'Nükleer
silahlardan arınma' evrensel olmalı. Çatışma ve gerginlik olasılığı bulunan
herhangi bir bölgede, taraflardan birisi nükleer silahlara yönelirse karşı tarafın
bunu yapmaması beklenemez. Bu durum ne kadar eskide kalmış olursa olsun,
Đsrail bundan sonra olacakların da sorumluluğunu taşıyacaktır. CIA 1963
yılında, Đsrail'in nükleer güvenlik önlemlerine yönelmesinin bölgede yaratacağı
sorunlar konusunda uyarmıştı. Đsrail, bu gücü kendisini yok etmek isteyen
komşularına karşı caydırıcı bir araç olarak görüyor. Peki komşuları Đsrail'i
neden yok etmek istesin? Çünkü Đsrail hep 'haylaz bir devlet' oldu. Bölge
dengelerini sarsıp, şiddet ve etnik temizlikle var oldu. Bu krizin gidebileceği üç
olası nokta var. Birincisi Đsrail, bölgede nükleer güç tekelini sürdürme
konusunda ısrar eder ve bunu başarır. Đkincisi, Orta Doğu, Soğuk Savaş
dönemine benzer bir sürece girer - ki bu istikrarlı bir dönem olabilir. Üçüncüsü
ise Đran nükleer hevesinden vazgeçer. Ancak bunu sağlamanın tek yolu Đsrail'i
de aynı şekilde davranmaya ikna etmektir."
Haftanın Yorumu
Ufuk Turu
Bu haftaki, Ufuk Turu’nda Orta Doğu’daki gelişmeler ele alınıp, kısa bir
değerlendirme sunulmaya çalışılmıştır. Irak’ta Hükümet Programı, ABD
Genelkurmay Başkanı’nın Türkiye’yi Ziyareti ve Đsrail Seçim Sonuçları
değerlendirilmiştir.
Irak’ta Hükümet Programı
15 Aralık’ta gerçekleştirilen seçimler sonrasında tıkanan hükümet
müzakereleri, “Irak Ulusal Güvenlik Meclisi” adı verilen hükümet üstü ve
ABD’nin çıkarları doğrultusunda karar alması beklenen organın
oluşturulmasının ardından hız kazanmıştır. Bu çerçevede parlamentoda en az
10 sandalye ile temsil edilen tüm grupları içine alan bir hükümetin kurulacağı
ifade edilmektedir. Bu hükümete ait siyasi program geçtiğimiz hafta içerisinde
açıklanmıştır. 32 maddeden oluşan “Ulusal Birlik Hükümeti Programı” her ne
kadar tüm grupların üzerinde uzlaşı sağladığı bir metin olarak ifade edilse de
açık bir şekilde Kürtlerin taleplerini karşılayacak nitelikte olduğu görülmektedir.
Doğal kaynaklar, Kerkük ve peşmerge gücü gibi Kürtler için önemli olan
8
konularda, Kürt talepleri çerçevesinde maddeleri içermesi, programın Kürtlerin
çıkarlarına hizmet ettiği kanaati oluşturmaktadır.
Programda 3 önemli madde bulunmaktadır. 15. madde, yeni kurulacak olan
hükümetin, petrol konusunda çıkaracağı yasa ile bölgelerin anayasada yer
alan haklarını korumasını içermektedir. Bu maddenin anayasanın 110.
maddesinde yer alan “Federal Hükümet, mevcut yataklardan petrol ve doğal
gaz çıkartılmasını Bölge Hükümetleri ve vilayetlerle eşgüdüm yaparak sağlar”
ifadesini destekleme ve nihai olarak Kürt bölgesinden bundan sonraki süreçte
çıkarılacak olan petrol gelirinin Bağdat’tan bağımsız bir şekilde kullanılması
amacı taşıdığı değerlendirilmektedir. Kerkük konusunu düzenleyen 21.
maddede; Kürt grupların isteği doğrultusunda 29.03.2007’de normalizasyon
sürecinin bitmesine, 31.07.2007’de Kerkük’le birlikte bağlı ilçe ve nahiyelerde
sayım düzenlenmesine, 15.11.2007’de ise referandum yapılmasına karar
verilmektedir. Hükümet programı içerisinde bu maddenin yer alması, Kürtlerin
ısrarla üzerinde durdukları “Kerkük’ün aidiyetinin 31 Aralık 2007’ye kadar
belirlenmesi” sürecini bir takvime bağlayarak uygulanmasını garanti altına
almaktadır. Kerkük için öngörülen normalizasyon, sayım ve referandum
süreçlerinin ayrı ayrı takvime bağlanması sürecin ertelenmesini
engelleyecektir. Programın milis güçlerinin durumunu düzenleyen 33.
maddesi, Paul Bremer döneminde çıkarılan ve peşmerge haricinde Irak’ta 9
milis gücünün lağvedilmesini içeren 91. maddeye atıfta bulunarak
peşmergenin varlığını korumaktadır.
“Ulusal Hükümet Programı”nın yayınlanmasının ardından Irak’ta taşlar yavaş
yavaş yerine oturmaya başlamıştır. Caferi’nin Başbakan adaylığı ve
bakanlıkların paylaşımı, bundan sonraki süreçte hükümetin kurulması
konusunda iki temel sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Bu iki konu da aşıldığı
takdirde, Irak’taki siyasi süreç daha da netlik kazanmaya başlayacaktır.
ABD Genelkurmay Başkanı’nın Türkiye’yi Ziyareti
ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Peter Pace Türkiye’ye yönelik bir
ziyaret gerçekleştirmiştir. Pace’in Başbakan Erdoğan ile gerçekleştirdiği
görüşmenin temelini; Irak’taki gelişmeler, PKK’nın Irak’taki varlığı ve faaliyetleri
oluşturmuştur. Görüşmelerde Türkiye; Kerkük’le ilgili hassasiyetlerini ve PKK
örgütünün faaliyetleri konusundaki endişelerini dile getirmiştir. Pace,
görüşmeler sonunda “Türkiye ile mükemmel ilişkilerimizi sağlamlaştırmaya
çalıştım. Türklerin gözlerinin içine baktım ve onlara gerçekleri söyledim" dese
de görüşme sonunda herhangi bir somut karar alınamamıştır. Pace, Türk
yetkililerin PKK konusunda ABD’nin yardımına ihtiyaç duyulduğunu ifade
etmeleri üzerine “PKK ile savaşmamız için Irak’ta istikrarı temin etmemiz
gerekir” diyerek”, PKK ile mücadele konusunda isteksizliklerini ortaya
koymuştur. Orgeneral Pace’in ziyareti, çeşitli çevreler tarafından Türkiye-ABD
ilişkilerini geliştirme yönünde önemli bir adım olarak değerlendirilse de
sonuçları itibariyle, Türkiye’nin Irak’ın bütünlüğünü sağlama yönündeki
çabaları ve PKK ile savaşı konusunda yalnız olduğunu göstermektedir.
Đsrail Seçim Sonuçları
9
Đsrailliler 28 Mart’ta gerçekleştirilen seçimlerde 120 sandalyeden oluşan Đsrail
parlamentosunu belirlemek için oy kullanmışlardır. Katılım oranının %63.2
olduğu seçimlerde Kadima 28, Đşçi Partisi 20, Evimiz Partisi 14, Likud 11
sandalye kazanmıştır. Kadima seçimlerden 1. parti olarak çıksa da beklenenin
oldukça altında bir oy almıştır. Seçim, 2. parti olarak çıkması beklenen Likud
için de büyük bir hayal kırıklığına neden olmuştur. Bundan sonraki süreçte
Ehud Olmert başkanlığındaki Kadima Partisinin bir koalisyon hükümeti kurarak
Ariel Şaron’dan aldığı “tek taraflı çekilme planı” mirasını tamamlaması
beklenmektedir. Olmert’in “Tek taraflı çekilme planı” çerçevesinde 2010 yılına
kadar Đsrail Devleti’nin nihai sınırlarını belirlemeye yöneleceği ifade
edilmektedir. Bunun için Đsrail’in, önümüzdeki günlerde Batı Şeria’daki bazı
Yahudi yerleşim birimlerinin boşaltılması ve Filistinlilerin devlet kurmasına izin
vermesi gibi Đsrail tarafından “acı verici” olarak nitelendirilen bazı adımlar
atması beklenmektedir. “Tek taraflı çekilme planı”nın Filistinlilere
kazandıracakları ve samimiyeti sorgulansa da halkın geri çekilmeden ve
sorunun çözümünden yana olan partileri desteklemesi, Đsrail-Filistin sorununun
çözümü açısından umut verici bir gelişme olarak değerlendirilmektedir.
10
Download