Ekim 1987 İSLAM'DA CAMİNİN YERİ VE ÖNEMİ Ahmet Karadut ْ َ َٓ ْ َ َ اج َو ِعمَ ا َر َة ِ ا َج َعلت ُ ْم ِسقايَة ال َح ِ ٰ الْمَ سْ ِج ِد الْ َح َر ِام َكمَ نْ ٰامَنَ ِب اّلل وَالْ َيو ِْم ْٰ اّلل َْل يَسْ تَ ُُ۫و َن ِۜ ِ ٰ يل ِ اْل ِخ ِر َوجَا َه َد ۪في َس ۪ب ََاّلل َْل يَه ِْدي الْ َق ْو َم الظَا ِل ۪مين ُ ٰ اّلل و ِۜ ِ ٰ ِع ْن َد Muhterem Müslümanları Camiler, topluca Allah'a ibadet ettiğimiz, namaz kıldığımız, Allah'ı zikrettiğimiz, dua ve niyazda bulunduğumuz ve milletçe din kardeşliğini yaşattığımız yeryüzünde Allah'ın evleri kabul edilmiş müstesna yerlerdir. Bu bakımdan camilerimizin kıymetini bilelim ve camilerimize gereken değeri verelim. İslam adına inşa edilen ilk cami ve mescid, Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed Aleyhisselamın, 14 asır önce yaptırdığı Mescidi Kuba ve Mescidi Nebi'dir. Daha sonraki devirlerde bu iki cami örnek alınarak Müslümanların topluca bulunduğu her yere, Müminler tarafından cami ve mescidler yapılmıştır. Günümüzde de İslami inanca dayalı olarak her yeni yeni yeni camiler ve mescidler inşa edilmektedir. Çünkü cami ve mescid yapımı, Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) ve onun izinde yürüyenlerin bizlere bıraktıkları en büyük kültür mirasıdır. Peygamberimizin bizlere bıraktığı bu kültür mirasını korumak ve yaşatmak için elimizden gelen gayreti göstermek mecburiyetindeyiz. Çünkü bu vazifeyi, Peygamberimizin Ashabı ve onu izleyenler en mükemmel şekilde yerine getirmişlerdir. Günümüzde bu vazifeyi yerine getirme sorumluluğu bizlere düşmektedir. Cami ve mescidlerimizi muhafaza etme ve yenilerini yapma hizmeti kıyamete kadar elden ele, gönülden gönüle Müminler tarafından böylece devam ettirilecektir. Muhterem Müslümanlar! Bu mesuliyetli ve çok şerefli görev, bugün bizlerin omuzundadır! Bu görevi layıkı ile yerine getirmeye çalışalım. Bu vazifenin kudsiyetini evlatlarımıza öğretelim. Ve gönül huzuru içinde bu kutsal görevi onlara devredelim. Günde beş vakit ile Cuma ve Bayram namazlarımızı cemaatle kıldığımız camilerimizin, aynı zamanda maddi yapıları itibariyle dinimizin birer sembolü olduğunu unutmayalım. Kuranı Kerim'de, Cami ve mescidlerin inşasına ve imarına çalışmak, imanın alameti olarak bildirilmiştir. Cenabı Allah Tevbe suresinin 18. ayetinde, "Allah’ın mescidlerini sadece, Allah'a ve Ahiret gününe inanan, namazını kılan, zekatını veren ve ancak Allah'tan korkan kimseler imar eder" buyuruluyor. (2) Aksine hareket edip, insanları camiden meneden, camilerin harap olmasına sebep olanlar ise Bakara Suresinin 114. ayeti Kerimesi'nde en zalim kişiler olarak tavsif edilmektedirler. Bu sebeple, cami ve mescidlere sahip çıkmak mümin olmanın, cami ve mescidlerin harap olmasına çalışmak ise dinden uzaklaşmanın ve zalimleşmenin belirtisidir. Aziz Müminlerl Cami ve Mescidlere karşı birinci vazifemiz, onların inşa ve imarına çalışmak, ikinci vazifemiz de camilerde ibadet etmek ve cemaate katılmaktır. Bu iki husus camilerin ayakta durmasının temel şartıdır. Camilerde ibadete devam etmekle bir yandan camilerimizin yaşamasını temin etmiş, diğer yandan da Allah'a karşı olan kulluk görevimizi güzel bir şekilde yerine getirmiş oluruz. Bilindiği gibi camide cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan 27 derece daha faziletlidir. (4) Muhterem Müslümanlar, Camilere karşı üçüncü vazifemiz camilerin temiz ve bakımlı olması için çalışmak ve ona kendi evimiz gibi bakmaktır. Camilerimizin daha temiz ve bakımlı olması için cemaat tarafından da cami görevlilerine yakın destek verilmelidir. Camilerimize yapılan ve yapılacak olan bu hizmetler, bizlere bir yandan daha bakımlı ve daha temiz cami kazandıracak, diğer taraftan da Allah'ın evlerine hizmet etme gibi üstün bir sevap kazanma imkanı bahşedecektir. Hutbemizi, bir ayeti kerime meali ile bitirelim. "Şüphesiz mescidler Allah'ındır. Orada Allah'tan başkasına dua etmeyiniz". (5) *** 1- Cin, 18 2- T övbe, 19 3- Bakara, 114 4- Sahih-i Müslim, 1/450, H.No. 650 5- Cin, 18