استعيذ بالله : إِنَّا أَنْزَلْنَا إِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ فَا

advertisement
Hutbe: Niyet ve Ihlâs, 13 Zilhicce 1431 (19 Kasım 2010)
ِ َ ‫ إِﻧﱠــﺎ أَﻧْـﺰﻟْﻨَــﺎ إِﻟَﻴ ـ‬: ‫اﺳ ــﺘﻌﻴﺬ ﺑ ــﺎﷲ‬
‫ـﺎب‬
ْ َ
َ ‫ـﻚ اﻟْﻜﺘَ ـ‬
ِ‫ﺑِﺎﻟْﺤ ﱢﻖ ﻓَﺎ ْﻋﺒ ِﺪ اﻟﻠﱠﻪ ﻣ ْﺨﻠ‬
‫ﱢﻳﻦ‬
‫ﺪ‬
‫اﻟ‬
‫ﻪ‬
‫ﻟ‬
‫ﺎ‬
‫ﺼ‬
َ
ُ
ً
َُ ُ
َ
َ
‫ اﻧﻤ ــﺎ‬: ‫وﻗ ــﺎل رﺳ ــﻮل اﷲ ﺻ ــﻠﻰ اﷲ ﻋﻠﻴ ــﻪ و ﺳ ــﻠﻢ‬
‫اﻻﻋﻤـ ـ ـ ــﺎل ﺑﺎﻟﻨﻴـ ـ ـ ــﺎت و اﻧﻤـ ـ ـ ــﺎ ﻟﻜـ ـ ـ ــﻞ اﻣـ ـ ـ ــﺮئ ﻣـ ـ ـ ــﺎ ﻧـ ـ ـ ــﻮى‬
Muhterem Mü'minler,
Hutbemiz NİYET VE İHLÂS hakkında
olacaktır.
Öncelikle sizlerin ve bütün İslam
âleminin bayramını tekrar tebrik eder, bütün
dünya için hayırlara, birlik ve beraberliğe,
barış ve huzura vesile olmasını Yüce
Allah’tan niyaz ederiz.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), Hz.
Ömer (r.a.) Efendimiz tarafından rivayet
edilen bir hadis-i şeriflerinde şöyle
buyuruyorlar: "Ameller ancak niyetlere
göredir. Herkes yaptığı işin karşılığını
niyetine göre alır. Kimin niyeti Allah ve
Rasülü'ne varmak, onlara hicret etmekse,
eline geçecek sevab da Allah ve Rasülü için
hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir
dünyalığa veya evleneceği bir kadına
kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti
de, hicret ettiği şeye göre değerlendirilir."
İmam-ı Buharî Hz. bu hadis-i şerif'i
Sahih'inde ilk sıraya almış ve kitap yazacak
kimselere bir nasihatte bulunarak eserlerine bu
hadis-i şerif ile başlamalarını tavsiye etmiştir.
İmam-ı Şafiî Hz., bu hadis-i şerif'in yetmiş
ayrı mevzu ile alakalı olduğunu, bu sebeple
onu din ilminin yarısı saymak gerektiğini
ifade etmişlerdir. Ayrıca Ahmed ibn-i Hanbel,
Ebû Dâvûd, İmam-ı Tirmizi gibi büyük
âlimlerimiz bu hadis-i şerif ile İslam'ın üçte
birini anlamanın mümkün olduğunu beyan
etmişlerdir.
İşte bu derece mühim olan niyet, dini
tabir olarak, bir işi Allah için, onun rızasını
kazanmak için yapmayı kalpten geçirmek
demektir. Bunun diğer adı da ihlâstır.
Malum olduğu üzere amelsiz ilim,
menfaat vermeyen ilim olduğu için çok
tehlikelidir ve Peygamber Efendimiz böyle bir
ilimden Allah'a sığınmışlardır. Aynı şekilde
ilim olmadan yapılan amellerin de sevabı,
bilerek yapılanlara göre kıyaslanamayacak
kadar azdır. Ancak ilim de amel de esas
değerini, ihlâs ile yani Allah Rızası
gözetilerek yapılınca kazanırlar.
Bu hususla alakalı olarak Cenab-ı Hak
Hac Suresi'nin 37. Ayet-i Kerimesi'nde şöyle
buyuruyor: "Kurbanların ne etleri ne de
kanları Allah'a ulaşır. Allah'a sadece sizin
takvanız ulaşır."
"Yani Allah indinde kabule şayan olan, sizin
maneviyatınızdan gelip, kalplerinizi Allah'ın
emrine sımsıkı sarılmaya ve O'na ihlâs ile
yaklaşmaya davet eden takvanızdır" (Elmalılı)
Takva ile çok sıkı bir alakası olan ihlâs,
adeta bir iksir gibi, yapılan her amele kıymet
kazandırmakta, ihlâs ile yapılan ufak bir
gayret ve hizmet Allah indinde çok büyük
kıymet elde etmektedir. Bunun tam aksi olarak
da ihlâssız yapılan ameller, ne kadar büyük
görünürse görünsün Allah katında değersiz
olmaktadır.
Muhterem Mü'minler,
Görüldüğü üzere niyet ve ihlâs, her
şeye değer katan çok mühim hususlardır. Bu
kadar mühim olan ihlâs ise ancak maneviyat
ile elde edilir. Bu itibarla kendilerine ihlâsı
elde etme fırsat ve imkânı verilmiş olanlar,
Allah Dostlarının himmet ve teveccühüne
sığınarak, bu fırsatı ganimet bilmeli ve çok
gayret etmelidirler.
Download