Untitled

advertisement
Şekil ve fonksiyonları benzer olan belli
bir görevi yapmak üzere bir araya gelmiş
hücre gruplarına doku denir.
 Hücreler dokuları,dokular da bir araya
gelerek organları,organlar ise organ
sistemlerini oluştururlar.

HAYVANSAL DOKULAR
Hayvansal dokular 7 grupta incelenir.
 EPİTEL DOKU
 BAĞ DOKU
 KIKIRDAK DOKU
 KEMİK DOKU
 KAN DOKU
 KAS DOKU
 SİNİR DOKU

EPİTEL DOKU





Vücudun iç ve dış yüzeyini örten
hücrelerden ve salgı yapabilen bezlerden
oluşur.
Epitel doku hücreleri arasındaki boşluklar
çok azdır.
Kan damarı bulunmaz.
Beslenmesi, bağ dokusundan difüzyonla
yapar.
Bölünme yeteneğine sahip hücrelerden
oluşur.

Örn:ağız,burun ve anüsü
döşeyen epitel ile derideki
epitel ektoderm
kökenli,solunum
sistemi,sindirim sistemi ve
sindirim sisteminin
bezleri(pankreas,karaciğer
v.s.)endoderm kökenli,
kan damarlarının iç
yüzeyini döşeyen
endotelyal örtü gibi
epitellerise mezoderm
kökenlidir.
Epitel Dokunun Görevleri
Örtücü ve döşeyici bir yüzey oluşturan
epitel doku alttaki dokuyu su kaybı,
mikroorganizmaların istilası gibi
kimyasal ve mekanik etkilerden korur.
 Vücudumuzun birçok yerinde epitel doku
çeşitli maddelerin emiliminden
sorumludur.
 İnce bağırsakta bazı maddelerin emilimi
epitel dokuyla sağlanır.

Süt,gözyaşı gibi salgıları üretir.
 Burunda bulunan koku hücreleri,dilde
bulunan tat cisimcikleri gibi vücudunda
bazı bölgelerinde bulunan epitel
hücreleri çeşitli duyuların
algılanmasından sorumludur.


Yapı ve fonksiyonlarına göre epitel doku
3 gruba ayrılır.
 Örtü epiteli(Koruyucu epitel)
 Salgı epiteli(Bez epiteli)
 Duyu epiteli
1)Örtü Epiteli
Vücudun iç ve dış yüzeylerini örter.
 Hücre tabakası sayısına göre ikiye
ayrılır.

 Tek katlı epitel doku
 Çok katlı epitel doku
Tek Katlı Örtü Epiteli
Tek sıra halinde yan yana sıralanmış
hücrelerden oluşur.
 Farklı görevler yapmak üzere özelleşmiş
farklı şekillere sahiptirler.
 Hücre şekiline göre yassı,kübik ve
silindirik epitel olmak üzere üçe ayrılır.

Tek Katlı Yassı Epitel
Yassı hücrelerden oluşur.
 Vücut boşluklarını örten yassı epitel
hücrenin yüzeylerinde emilmeyi arttıran
mikrovilluslar da bulunur.
 Kan damarlarının iç yüzü,kalp
zarı,akciğer zarı, akciğer alveolleri,karın
boşluklarının iç yüzü bu hücrelerle
kaplıdır.

Tek Katlı Kübik Epitel
Küp şeklindeki hücrelerin yan yana
sıralanmasıyla meydana gelir.
 Omurgalıların dış yüzeyini örten derilerinde,
böbreklerinde ve tiroid bezlerinde bulunur.

Tek Katlı Silindirik Epitel



Silindir şeklinde hücrelerden oluşmuştur.
Mide ve ince bağırsağın iç yüzeyinde bulunur.
Soluk borusu ve üreme kanallarında olduğu gibi
sil bulunduranlarına silli silindrik epitel denir.
Yalancı Katlı Epitel
Bir sıra hücre dizisinden meydana geldiği
halde hücre çekirdeklerinin farklı düzeyde
yer alması nedeniyle çok katlıymış gibi
görünürler.
 Solunum yolları epitelinde ve bazı bezlerin
boşaltım kanallarında bulunur.

Çok Katlı Örtü Epiteli
Hücreler birden fazla tabaka oluşturacak
şekilde sıralanmıştır.
 Omurgalıların derisinde bulunur.
 Bu dokunun tabanındaki hücreler
silindirik,ortadaki hücreler kübik,üst
kısımdakiler ise yassıdır.

2)Bez(salgı) Epiteli
Salgı epitelini oluşturan hücreler kan ve
hücrelerarası sıvıdan farklı içerikte ve
nitelikte sıvı üretmek için özelleşmiştir.
 Salgı epitel hücreleri bir araya gelerek
salgı bezlerini oluştururlar.
 Salgı bezleri tüm vücutta değişik
yerlerde bulunurlar ve salgılarını üretip
hücre dışına verirler.


Bu salgı ürünleri hücrenin kendisi
tarafından kullanılmaz,fakat
organizmaların başka kısımları için
gereklidir.
Salgı Bezlerinin Sınıflandırılması
1)
Salgısını verdiği yere göre
a)Ekzokrin Bezler:Bu bezlere kanallı
bezler veya dış salgı bezleri de
denir.Salgılarını bir kanal aracılığıyla
dışarıya veya gerekli olan yüzeylere
akıtırlar.
Örneğin:bazı sindirim bezleri,mukus
bezleri ve tükrük bezleri
b)Endokrin Bezler:Bunlara kanalsız
bezler veya iç salgı bezleri de
denir.Kanal yoktur.Az üretilen salgı
hemen en yakın kan veya lenf
damarlarına verilir.Genelde hormon adı
verilen salgıları kanla vücutta gerekli
yerlere taşınır.
Örneğin:tiroid bezi
c)Karma Bezler:Endokrin ve ekzokrin bez
özelliği gösteren bezlerdir.Pankreas ve
eşey bezleri örnek verilebilir.Pankreas kan
şekerini ayarlayan insülin ve glukagon
hormonlarını üreterek kana verir(Endokrin
bez özelliği)
Aynı zamanda bütün besin çeşitlerinin
sindirimini sağlayan,enzimleri de üreterek
bir kanalla bağırsağa gönderir.( Ekzokrin
bez özelliği)
2)Hücre sayısına göre
a)Tek hücreli bezler:Tek tek hücreler
şeklinde örtü epitel hücrelerinin aralarına
dağılmış olarak
bulunurlar.Örneğin:Goblet
hücreleri(mukus hücreleri)
b)Çok hücreli bezler:Bu bezler çok
sayıda salgı yapan epitel hücrelerinden
oluşurlar.Bu bezlerin bazısı kanallı
bazısı ise kanalsız bezlerdir.
Çok Hücreli Bez Çeşitleri
3)Duyu Epiteli
Dış ortamdan gelen fiziksel,mekaniksel,
kimyasal ve optik uyarıları alıp özel bir
potansiyel enerjiye çeviren hücrelerdir.
 Örneğin:tat alma epiteli

Deride bulunan serbest sinir uçları ile ağrı
duyusu algılanır.
 Omurgalıların beyin ve omurilik sinir
düğümlerinde de serbest sinir uçları bulunur.
 Duyu epiteline ait hücrelerde yenilenme
yoktur.

BAĞ DOKU
Bu doku çeşitlerinin en belirgin ortak
özelliği, hücreler arasında fazla ara
madde içeren boşluklar bulunmasıdır.
 Bağ doku:yumuşak organların etrafını
sararak onlara desteklik sağlar,vücudun
savunulmasında etkilidir,yapısal
bozuklukların onarılmasını sağlar ve
diğer doku ve organların arasındaki
boşlukları doldurur.

Bağ Dokunun Görevleri
Tüm dokular arasında bulunarak onları
destekler ve birbirine bağlar.Destek
görevini esas olarak lifler yapar.
 Merkezi sinir sistemini oluşturan sinir
doku dışında tüm damarlar bağ dokusu
ile kuşatılmıştır.Böylece kan ile değişik
dokular arasındaki gaz ve madde
alışverişinde bağ dokusunun aracılığı
söz konusudur.



Depolama görevi vardır.Yağ dokusunda
yağ,ara madde içinde su ve
elektrolitler,temel madde içinde proteinler
depolanır.
Makrofajlar,mast hücreleri ve kandan göç
eden lenfosit,nötrofil ve eozinofiller
aracılığıyla koruma görevi yapar.Vücuda
giren yabancı madde ve
mikroorganizmalara karşı vücudu
korurlar.Ayrıca ara maddenin yoğunluğu
vücuda giren mikroorganizmaların
ilerlemesine engel olur.

Tamir görevi yapar.İltihap veya incinme
sonucu harap olan bölgeler bağ dokusu
ile tamir edilir.Tamir fibroblostların
aktifleşerek lif ve ara maddeyi yapması
ile sağlanır.Kendini yenileyebilen
dokular yaralanan bölgelerini mitozla
çoğalmak suretiyle kapatırlar.Bu özelliği
olmayan dokularda ise hasarlı
bölge(kalp kası gibi) bağ dokusu ile
doldurulur.
Bağ Doku Lifleri
Tüm fibroblastlar tarafından meydana
getirilen üç tip bağ dokusu lifi vardır.
1)Kollajen lifler:Uzun,düz ve beyaz renkli
liflerdir.Oldukça dayanıklı ve sağlam
olan kollajen lifler,kollajen(collagen) adı
verilen proteinden meydana
gelmiştir.Kollajen insan vücudunda
yaklaşık %30’luk bir oranla en bol olarak
bulunan proteindir.

2)Elastik lifler:İnce,uzun,elastik ve sarı
renkli liflerdir.Birbirlerine fibrilin denilen
glikoprotein dallanmalarla bağlanmış
elastin adı verilen proteinden meydana
gelmiştir.Özellikle deri, kan damarı
duvarı ve akciğer dokusu gibi esneme
ve genişleme özelliği olan dokularda bol
olarak bulunur.
3)Retiküler lif:Kollajen liflerden farklı
olarak daha incedir ve dallanarak bir
ağsı yapı oluşturmuşlardır.Yumuşak
organlarda,dalak ve lenfte bol olarak
bulunur.
KIKIRDAK DOKU



Sadece omurgalı hayvanlarda ve insanda
bulunan hem sert hem de esnek bir doku
tipidir.
Yüksek omurgalılarda embriyo döneminde
ve köpek balıkları gibi ilkel omurgalılarda
tüm iskelet kıkırdaktan meydana gelmiştir.
Yüksek omurgalılarda erginde,kıkırdaktan
oluşan yapıların büyük bir çoğunluğu kemik
dokusuna dönüşür.
Erginde özellikle eklemlerde yer alarak
eklemleri destekler ve kaygan bir ortam
oluşturur.
 Kıkırdak dokusu hücreler,lifler ve matriks
adı verilen hücreler arası maddeden
meydana gelmiştir.
 Kondrosit olarak adlandırılan kıkırdak
hücreleri matriksde lakün denilen küçük
boşluklar içerisinde yerleşmişlerdir.

Kıkırdak dokusu dıştan perikondrium adı
verilen bağ dokusundan meydana
gelmiş kıkırdak zarı ile çevrilmiştir.
 Kıkırdak dokunun büyümesi bu
perikondrium sayesinde gerçekleşir.
 Kıkırdak dokusunda kan damarı
bulunmaz.
 Dokunun beslenmesi kondrin adı verilen
matriks boyunca ve difüzyonla
gerçekleşir.

1.Hiyalin Kıkırdak
Bu dokuda kondrositler gruplar halinde
bulunabilir.
 Canlılarda en bol bulunan kıkırdak
tipidir.
 Memelilerin embriyonal iskeletin
tümünde, ergin hayatta kaburgalarının
uç kısmında, burunda,soluk
borusu(trake) ve bronşlarda hiyalin
kıkırdak yer alır.

2.Fibröz Kıkırdak
Ara maddesinde çok miktarda kollajen lif
bulunur.
 Ara madde miktarı ve hücre sayısı azdır.
 Omurlar arası disklerde bulunan bu
kıkırdak çeşitli basınç ve çekmeye karşı
çok dirençlidir.

3.Elastik Kıkırdak
 Bulunduğu
yapıya esneklik
ve desteklik
sağlar.
 Kulak
kepçesi,kulak
yolu ve östaki
borusunda
bulunur.
Kıkırdak Dokunun Görevleri





Yumuşak dokulara destek olmaktır.
Kaburgalardaki kıkırdak dokunun elastik
özelliğine sahip olması solunumda kolaylık
sağlar.
Eklem yüzeylerini kaplayarak kaygan
yüzeyler oluştururlar.
Bazı bölgelerde bulunan kıkırdaklar ise
organların zarar görmesini engeller.
Uzun kemiklerin boyuna büyümesini
sağlar.
KEMİK DOKU
Kıkırdaklı balıklar(örneğin köpek
balıkları) hariç diğer tüm omurgalılarda
endo iskeleti oluşturan dokudur.
 Kemik doku kafatası ve göğüs kafesinde
olduğu gibi hayati öneme sahip olan
organları korur, vücuda şekil ve
desteklik sağlar ve hareketin ortaya
çıkmasına yardımcı olur.

Tüm hayvansal dokular içinde en az su
ihtiva eden dokudur.
 Erginde bu oran yaklaşık %20’dir.
 Kemik dokunun dört farklı hücre tipi
bulunur.

Kemik Çeşitleri

Kısa kemikler:Boyları kısa olan
kemiklerdir. Omurgamızda, el ve
ayaklarımızda bulunur.
 Uzun kemikler:Boyları uzun olup
silindire benzeyen kemiklerdir.
Kollarımızda ve bacaklarımızda
bulunur

Yassı kemikler:Kalınlıkları az olup
levha şeklindeki kemiklerdir.
Kafatasımızda, kalçamızda ve göğüs
kafesimizde bulunur.
Kemik Dokunun Görevleri
Kas ve eklemlerle birlikte hareketi
sağlar.
 Kalp,akciğer ve beyin gibi organları
korur.
 Kalsiyum,fosfor gibi mineralleri depolar.
 Kan hücrelerinin üretiminde ve kaslara
tutunma yeri olarak görev yapar.

KAN DOKU



Kan hücreleri(alyuvar,akyuvar ve kan pulcukları)
ile sıvı kısmından(plazma) meydana gelir.
Kan dokuda hücreler arası madde sıvı özellik
gösterir.
Vücuttaki kan miktarı,vücut büyüklüğü ile orantılı
olarak değişkenlik gösterir.
Kan Plazması
Kan dokunun sıvı olan ara maddesine
plazma denir.
 Kanın yaklaşık olarak %55 lik kısmı
plazmadan meydana gelir.
 Kan plazmasının %90-92 kadarı su ,%78 i protein,geri kalanı ise inorganik
maddelerden oluşur.

Plazmada bulunan
proteinler albumin,
fibrinojen ve
globulinlerdir.
 Kanın pıhtılaşmasından
sonra,hücrelerinden
ayrılmış açık renkli
kısmına serum denir.

Kan Hücreleri
ALYUVARLAR
 1mm3 kanda erkeklerde 5.4 milyon;
kadınlarda ise 4.8 milyon kadardır.
Kırmızı kemik iliğindeki ana hücrelerden
meydana getirilirler.
 Embriyo gelişiminin ilk zamanlarında karaciğer
ve dalakta üretilirler.
 Daha sonra kemik iliği alyuvar üretmeye
başlar ve bu olay hayat boyu devam eder.

Üretildiklerinde çekirdekli olan
hücreler,kana karışırken çekirdeklerini
kaybederler.
 Alyuvarların yapısında kan kırmızı rengi
veren ve demir içeren hemoglobin
pigmenti bulunur.
 Alyuvarın ömrü yaklaşık ömrü 120
gündür.

Alyuvar hücreleri,kanın akışıyla birlikte pasif
olarak hareket edebilirler.
 Yüksek yerlerde yaşayan insanlarda
alyuvar sayısı fazladır.
 Çünkü,yükseklerde az olan oksijen den
yeterli oranda yaralanabilmek için alyuvar
sayısı arttırılır.

AKYUVARLAR

1mm3 kanda 4000-11000 arasında bulunurlar.

Kan plazmasının içinde aktif olarak hareket
edebilen,çekirdekli hücrelerdir.
Hemoglobin taşımadıkları için renksiz
görünürler ve çekirdeklidirler.
Kemik iliğinde üretilip kana karıştıktan
sonra bölünme yeteneklerini kaybederler.
Kan dokuda granüllü ve granülsüz akyuvar
olmak üzere iki grupta toplanır.



Granüllü Akyuvar
Sitoplazmaları granüllü ve çekirdekleri
boğumludur.
 Taşıdıkları enzimleri kullanarak,hücre
içine aldıkları mikroorganizmaları
öldürürler.
 Bu akyuvar çeşitlerinin büyük
kısmı,kemik iliğinde depo edilirler.
 Granüllü akyuvarlar;bazofil,eozinofil ve
nötrofil olmak üzere üç çeşittir.



Bazofiller:Yaralanma
sırasında ağrı ve acının
oluşmasına ve yaranın
şişmesine neden olurlar.
Kanın damar içinde
pıhtılaşmasını engelleyen
heparini ve damar
geçirgenliğini artıran
histamini salgılar.Uzun
süreli iltihaplarda,kandaki
sayıları artar.
Eozinofiller:Vücuda yerleşen parazitlere karşı
savunmada ve alerjik hastalıklarda sayıları
artar.
 Çekirdekleri iki parçalıdır.

Nötrofiller:Yalancı ayak
oluşturarak,vücuda giren yabancı
madde ve mikropları fagositozla yok
ederler.
 Zatürre gibi bakteri enfeksiyonlarında
sayıları artar.

Granülsüz Akyuvarlar
Kemik iliği,lenf düğümleri,dalak ve timüs
gibi lenf organlarında üretilirler.
 Fasulyeye benzeyen büyük çekirdekleri
ve az miktarda sitoplazmaları vardır.
 Monosit ve lenfosit olarak ikiye ayrılır.

Monositler
Kemik iliği ve dalakta yapılır.
 Ömürleri tükenmiş hücre ve dokuları
parçalarlar.
 Tifo ve sıtma hastalıklarında sayıları
artar.

Lenfositler
• Timus bezinde yapılan lenfositler daha
sonra kemik iliği,lenf düğümleri ve dalağa
giderek olgunlaşırlar.
• Boğmaca,öldürücü anemi,güneş
yanıklarında,veremde sayıları artar.
• B ve T lenfositleri olmak üzere 2’ye ayrılır.
Kan Pulcukları




Kemik iliğinde büyük çekirdekli hücrelerin
parçalanmasıyla oluşurlar.
Çekirdekleri yoktur,renksiz ve küçüktür.
Kanamalarda,kanın pıhtılaşmasını sağlayarak
kan kaybını önlerler.
Kan pulcukları karaciğer ve dalakta makrofaj
hücreleri ile fagositozla yok edilir.
Kan Grupları
İnsanlarda A, B, AB ve O olmak üzere
dört çeşit kan grubu bulunur.
 Kan grupları alyuvarlarda bulunan
protein yapılarına göre belirlenir.
 Alyuvarlarda A proteini
(aglutinojen=antijen) bulunduran kan A
grubu, B proteini bulunduran kan B
grubudur.

Alyuvarlarda her iki proteini de
bulunduran AB kan grubudur. O kan
grubunun alyuvarlarında kan grubunu
belirleyen protein yoktur.
 Hangi çeşit kan grubuna sahip
olacağımızı, kalıtım yasaları belirler.




Eğer alyuvarlarında A antijeni (proteini)
yoksa anti-A, B antijeni yoksa anti-B
antikoru yapar. Bunun nedeni, doğum
sonrası yiyecekler, bakteriler ve diğer
yollarla vücuda giren çok az miktardaki A
ve B tipi antijenlerdir.
Alyuvarlarında A ve B tipi antijeni
taşımayan O kan grubunun plazmasında
hem anti-A hem de anti-B antikorları
bulunur.
AB kan grubunun plazmasında ise hiç
antikor bulunmaz.
Kan grupları uyuşmayan insanlar
birbirinden kan alıp veremez.
 Verici ve alıcı kan grupları arasında
antijen-antikor reaksiyonu olmamalıdır.
Bu reaksiyon alyuvarların birbirine
yapışarak çökmesine yol açar.
 İnsanlarda ayrıca M ve N kan grupları
da vardır. Bu gruplar birbirlerine karşı
antikor oluşturmadıkları için kan
naklinde önem taşımaz.

Rh Faktörü
Rh faktörü ilk kez Rhesus cinsi
maymunda görülmüştür.
 Altı çeşit olan Rh antijenlerinden D tipi
toplumda çok yaygındır.
 Alyuvarlarında bu antijeni bulunduranlar
Rh pozitif, bulundurmayanlar 'Rh negatif
olarak adlandırılır.
 Rh+ kanın plazmasında anti Rh yoktur.
Rh- kanın ise anti Rh antikoru vardır.
 Rh faktörü kan naklinde önemli olduğu
gibi hamile anne ile bebek arasında kan
uyuşmazlığına sebep olur.



Anne'nin kan grubunun Rh(-) olduğu ve
babanın kan grubunun Rh(+) olduğu
durumlarda eğer bebeğin kan grubu Rh(+)
olmuş ise anne ile bebeğin arasındaki kan
bağı nedeniyle bebekten anneye geçen
alyuvarlar belli bir oranı geçtiğinde annenin
kanında bu duruma karşı antikor oluşur.
Oluşan bu antikor göbek kordonu yoluyla
bebeğe geçer ve bebeğin kanındaki
alyuvarları parçalar.
Bu da bebekte hızlı bir alyuvar yıkımına
ve dolayısıyla anne karnındaki bebekte
aşırı bir kansızlık ile buna bağlı olarak
kalp yetmezliğine ve vücutta su
birikmesine yol açar.Doğum sonrasında
ise bütün bunların üstüne sarılık eklenir.
 Hem annede hem de bebekte meydana
gelebilecek bu rahatsızlıklar tedavi
edilmediği taktirde öldürücü olabilir ya
da kalıcı sakatlığa neden olabilir.Bu
rahatsızlıga Eritroblastosis fetalis denir.

KAS DOKU
Hücre ara maddesi yoktur.
 Kas hücrelerinin zarlarına sarkolemma
denir.
 Sitoplazmalarına sarkoplazma denir.
 Sarkoplazmada kasılmayı sağlayan
miyofibril denilen telcikler bulunur.
 Kas hücreleri,mitokondri ve endoplazmik
retikulum bakımından zengindir.

Aktin ve miyozin proteinlerinden
oluşmuştur.
 Kas dokunun diğer dokulardan ayrılan
en önemli özelliği kasılıp gevşeme
yeteneğine sahip olmasıdır.

1.Düz Kas
Hücreleri mekik şeklinde ve tek çekirdeklidir.
 Düz kaslar otonom(irade dışı)sinir sisteminin
kontrolünde istemsiz olarak çalışırlar.
 Hücrenin ortasında yassı ve uzun bir
çekirdek bulunur.
 Bağırsak,mide ve kan damarları gibi iç
organların yapısında bulunurlar.
 Görevine göre,farklı yapılarda olabilirler.

2.Çizgili Kas





Hücreleri lif şeklinde olup
çok çekirdeklidir.
İskelet sisteminin
hareketini sağlarlar.
Merkezi sinir sistemine
bağlı olarak isteğimizle
çalışır.
Kasılmaları hızlıdır, fakat
çabuk yorulurlar.
Çekirdekleri hücre zarının
hemen altında bulunur.



Sitoplazmalarındaki aktin ve miyozinlerin açık
ve koyu bantlar halinde görünmelerinden dolayı
çizgili kas adını alırlar.
Aktinler ışığı az kırdığından açık renkli görünür.
(anizotrop bölge veya A bandı)
Miyozin proteinleri ise ışığı çok kırdığı için koyu
renkli görülür.(izotrop bölge veya I bandı)
3.Kalp Kası
Yapı olarak;çizgili kaslara, çalışma
olarak;düz kaslara benzer.
 Hücreleri tek çekirdeklidir.
 Otonom sinir sisteminin kontrolünde
çalışır.
 Bir veya iki tane olan çekirdekleri
hücrenin ortasında bulunur.
 Çizgili kaslardan farklı boyuna
bantlardan başka,enine bantlarda vardır.

SİNİR DOKU
Hücresi:Nöron
 Nöronlar uyartıların taşınmasında görev
yapar.
 Nöronlar karmaşık yapı gösteren
bağımsız anatomik ve fonksiyonel
birimlerdir.
 Uyarıları almak,iletmek ve
ilerletmek;belli bir hücresel aktiviteleri
başlatmak ve bilgi moleküllerini
salgılamaktan sorumludur.

Hücre gövdesinden tek veya daha fazla
sayıda çıkan kısa ve dallanmış uzantılara
dendrit denir.
 Dendritler sinir hücresine gelen bilgiyi alır ve
hücre gövdesine iletir.
 Nöron gövdesinden uzun ve tek bir uzantı
çıkar.Bu uzantıya akson denir.

Omurgalı hayvanlardaki sinir
hücrelerinin çoğunda aksonları örten
ince zarın üzerinde miyelin denilen bir
örtü bulunur.
 Miyelin kılıf SCHWAN hücreleri
tarafından oluşturulur ve sinir
hücrelerinde yalıtımı sağlar.

NÖRON ÇEŞİTLERİ
Miyelin kılıfın akson üzerinde kesintiye
uğradığı yerlere RANVİER boğumu adı
verilir.
 Miyelin kılıf ve Ranvier boğumları
uyartıların daha hızlı iletilmesini sağlar.
 İki sinir hücresi birbiriyle doğrudan
bağlanmaz.

Bir nöronun aksonu ile diğer nöronun
dendritinin yada gövdesinin karşı
karşıya geldikleri yere sinaps denir.
 Tüm uyarıların hücrede oluşturduğu
uyartıya impuls denir.

Download