Devleti tarihsel bağlamında iki ayrı örnekte incelemek Prof. Dr. İlyas DOĞAN, Sivil Toplum Anlayışı ve Siyasal Sistemler, Astana Yayınları, 2013 Devlet tarihi bir gerçekliktir • İşbölümünün en basit düzeyde doğması sosyal ilişkilerde hiyerarşi getirmiştir. • Yağma içgüdüsü başka toplumlara saldırıları, saldırılar askeri bir kesimin (savaşçılar) ortaya çıkmasını tetikledi. • İlk mülkiyet ilişkisi yağmalanan eşyalar, esirler ve düşmanın savaşamayan nüfusu üzerinden inşa edildi. • Günümüze erişen en yetkin ve karmaşık devlet formu Kuzeybatı Avrupa’da kurumsallaşanıdır. • Devlet daha çok hükümdarın şahsıyla özdeş algılanırdı, tüzel kişiliğinin kabulü ile soyut bir kuruma dönüşmüştür ANTİK YUNANDA «DEVLET» • Toplumsal yaşamın özellikleri: HUKUK KURALLARI BELİRSİZDİ • hukuk normunu ifade etmek için kullanılan NOMOİ teriminden içerik olarak her zaman aynı şey anlaşılmazdı. Yani hukuk kuralı henüz zihinlerde açıklık kazanmamıştı. Bunun yanında farklı nomoi’ler vardı. Nomoi terimi ile BÖLÜK‐PÖRÇÜK belli alanları veya sorunları düzenleyen ama çoğu zaman birbiri ile bağlantısız kurallar kast edilmekteydi. • “hukuk düzeni” ya da “hukuk” terimi bilinmemekteydi. • Antik yunan dünyasında hukuk, adalet gibi konular daha çok filozoflar, şairler, yazarlar ve özellikle hatipler arasında dile getirilmekte ve tartışılmaktaydı. Ancak hukukçuluk Roma döneminde olduğu gibi ayrı bir mesleğe henüz dönüşebilmiş değildi. ANTİK DÜNYADA SİYASAL VE SOSYAL YAPI • Aslında tek bir site devleti ve toplumsal düzeninden söz edilemez. • Her sitenin kendine özgü tanrıları ve dini değerleri vardı. • YURTTAŞLIK • Sosyal ve siyasi haklar “sadece” yurttaş statüsünde kişilerce kullanılabilirdi. • Halk Meclisi yürütme organı olan Beşyüzler Konseyini ve yönetici sınıfı denetleme yetkisine de sahipti. Bunun yanında kabile ve aşiretlerin kendi içlerinde oluşturdukları kendilerini ilgilendiren konularda karar vermeye yetkili meclisler de mevcuttu. ANTİK YUNANDA DEMOKRASİ • Antik yunanda kent devletleri egemendi. Bu devletlerin ortak özelliği oligarşik özellikler taşımalarıydı. • Solon döneminde yapılan yasalar, gerçekleştirilen sosyal, ekonomik ve siyasi reformlar sonucu iktidar yurttaşlarca da kullanılmaya başlamıştır. Bunun bir sonucu olarak ortaya çıkan “Halk Meclisi” ve yargı gücünün “Halk Mahkemeleri” vasıtasıyla kullanılması gündeme gelmiştir. • Atina sitesinde uygulanan demokrasi ancak küçük toplumlarda uygulanma kabiliyetine sahipti. Demokrasi kavramının günümüzdeki çağrışımının aksine Atina demokrasisi, seçkinci, sadece Atina doğumlu anne babadan gelme yurttaşların siyasal ve sosyal haklara sahip oldukları ve belirli toplum kesiminin ayrıcalıklardan yararlandığı bir yönetim tarzı olarak anlaşılmaktaydı. Platon ve Aristo örneğinden demokrasi • Platon eşitsizliğe dayalı toplum anlayışını bilgelerin yönetimi olarak niteler ve insanların doğuştan farklı yetenekle dünyaya gelmelerinden hareketle eşitsizliğe dayalı bir siyasal sistem inşa etmeye girişir. • «Yasalar» da kralın erdemini iyi bir yönetim için yeterli görürken «Devlet» adlı eserinde kralın erdeminin iyi bir siyasi yönetim kurmaya yetmeyeceğini, bunun için kanunlara ihtiyaç olduğunu, kanunlara uymak gerektiğini ileri sürer. • Aristo da köleleri ve zanaatkârları siyasal haklardan yoksun kitleler olarak görür. Ona göre yönetime katılma sadece erdemli insanlara verili bir haktır ve kölelik de gereksinim bulunan bir statüdür. TÜRKLERDE DEVLET • • • • ÖTÜKEN Altay, Sayan ve Tanrı dağları ERGENEKON Efsanelerde Türklerin demirci olduklarına işaret eden bilgiler, savaş araçları konusunda ileri bir kültürün belirtilerini ortaya koymaktadır. • Uygur Hakanlığı yerleşik toplumun özelliklerini taşır. • Milat yıllarından önceki yüzyıllara karşılık gelen tarihlerde Uygur tacirleri arasında yapılan ticari sözleşmeleri ortaya koymuştur. • Çin tarihi kaynaklarından Türklerin başkent olarak hükümdarın otağının kurulduğu yeri kabul ettiklerini, bu nedenle hükümdar yer değiştirdikçe başkentin (Astana) de buna göre değiştiğini öğreniyoruz. Türklerde egemenlik • Türklerde “ordu” yurt tutmak, yerleşmek anlamına da gelmekteydi. Göktürk kaynaklarında “ordu” hükümdar ve sarayının ailesinin bulunduğu yer anlamında kullanılmaktaydı. Dede Korkut Destanında ordu, Bayındır Han veya diğer oğuz beylerinin ve akrabalarının yaşadıkları yer olarak tarif edilir. • Hakan’ın kardeşi (yabgu) belli bir bölgedeki boy beylerinin en yüksek memuru sayılırdı. Yabgular yarı bağımsız gibiydiler. • “Türk Tanrısı, Türk milletinin adı sanı yok olmasın diye babam Kağanı ve anam Hatunu tahta oturttu… Tanrı irade ettiği, kutum olduğu için Kağan oldum” • diğer büyük uygarlıklarda olduğu gibi hakan ve onun çevresinde vezirlerin devlet örgütlenmesinde yer aldığı göze çarpar. Türklerde demokrasi: KURULTAY • Eski Türklerde hakanın önemli kararlar alırken kurultay toplamasının geleneksel bir uygulama olduğu dikkati çeker. Kurultay genellikle yılda üç defa olurdu. Kurultaylar örneğin Hunlar’da ilki Hakan sarayında yapılırdı ve bir nevi dini tören niteliğindeydi. İkinci kurultay baharda yapılırdı. Bahar kurultayına yabancı ülke temsilcileri de davet edilirdi. Hükümdar bu kurultayda havaya kaldırılarak dokuz kez döndürülürdü. Üçüncü kurultay vergi alınacakları tespit amaçlı yapılırdı ve mal ve insan sayımı yapılırdı. • Osmanbey, Osmanlı ordusu‐Kırım Hakanlığı ordusu buluşması. • Dedekorkut’ta Bayındır Han’ın Oğuz beylerini her yıl toplayıp misafir ettiği, toy tertip ettiği anlatılır. AVRUPA ÖZELİNDE DEVLET • Modern devletin doğduğu coğrafya • 1492 sonrası başlayan Avrupalıların dünyanın geleceğini belirlemede ve biçimlendirmedeki üstünlüğü • Devletin tüzel kişiliğinin benimsendiği coğrafya olması (devlet kurumunun sürekliliği) • Avrupa’da demokrasinin iktidar değişimini kurallara bağlaması • GİBİ NEDENLERLE BUNDAN SONRA DEVLETTEN AVRUPA BAĞLAMINDA DEVLET KAST EDİLECEKTİR. Aile‐toplum ve devletin iç içe olduğu dönemler (Antik Dünya) • Aristo: koinonia politike‐‐‐‐societas civilis (site devletinin sağladığı iyilik, site sınırları içinde yaşayan özgürstatülü yurttaşlar bağlamında insan topluluğu) • Aynı zamanda; • koinonia politike=Polis=(devlet)=toplum (BİREY HENÜZ YOK! Dolayısıyla günümüzdeki manada kişinin küçük dünyası, inanç özgürlüğü de yok) • Yabancılar ve kadınların politik kararlara katılım hakkı yok • OİKOS; toplumun ekonomik üretimini gerçekleştiren kesimi (Aristo) Kamusal olanla‐Özel olanın iç içeliği • Polisin siyasal kültüründe sitede yaşayan herkes aynı Tanrıya ve aynı ahlaki değerlere inanmak, aksi takdirde siteyi terk etmekle yükümlü • PLATON: Devlet en büyük insani erdeme ulaşmayı sağlayacak ve insanı mutlu edecek kurumdur. • Roma Dönemi: Çiçerı res publica (devlet, civitas)‐res privata (aile reislerinin egemen olduğu toplum kesimi) ayrımı kavramsal düzeyde ayrıma gider • Roma’da SOCİETAS CİVİLİS «sıkı sosyal ilişkiler» demekti aynı zamanda • Ortaçağ filozofları TANRILAR SİTESİ‐DÜNYA SİTESİ ayrımını kilise öğretisinin etkisiyle yapmaktaydılar Ortaçağın siyasetini anlamakta anahtar kavram: FEODALİTE • Feodalite teriminin literatüre girişi (K. Marx) (10‐13.yüzyıllar), Batı Romanın çöküşü sonrası toplumsal tablo • Feodalite: bir üretim tarzı ama daha çok SİYASAL BİR ÖRGÜTLENME BİÇİMİ, Kral (süzerein), Vassal (bey)‐‐‐toprağa bağlı serfler • FİEF • Feodal yükümlülükler: Savaşta orduya asker sağlama, yönetilen toprak üzerinde düzen sağlama (bazılarında para basma yetkisi bile mevcut), kralın oğlu evlendiğinde olağanüstü vergi (çeyize katkı) yükümlülüğü, kral esir düşerse rehine kurtarma parası verme zorunluluğu, şövalye hukuku • BÖLÜNMÜŞ SİYASAL ERK, «feodal anarşi»en iyi hükümet: KARMA DEVLET