İslam öncesi Türklerin geleneksel dinlerinde hâkim unsurdur. Türklerin geleneksel inanç ve ibadetlerinden bahsedilirken Batılı etnologlarınetkisiyle bu inanca “Şamanizm” deniliyordu. Bu kavram, gerçekte eski Türk inançlarını ifade etmemektedir. Ancak Eski Türklerde tanrı inancı “Henoteizm”di. Bu deyim, birçok tanrının varlığını kabullenmekle birlikte bunlardan birine tapınmayı ifade eder. her şeye gücü yeter ve o, sadece iyilikten hoşlanır. Türklerde “tanrı” kelimesi, eskiden hem “gök” hem de “ilah” anlamında kullanılıyordu. Ülgen, Ülgön, Kuday, Tanara, Tura, İdi, Çalap ve Bayat gibi terimler de kullanılmıştır Eski Türk inançlarında “dağ kültü”, Gök Tanrı anlayışıyla ilgilidir. Dağların, Tengri’nin makamı olduğuna inanılır. Dolayısıyla Türkler için dağlar, göller ve ırmaklar ruhları olan canlı varlıklardır. Su kültü de Eski Türk inançlarında önemli yer tutar. Su; yetiştirici, saf ve temizdir. Bilgiyi, aklı ve gücü sembolize eder. Eski Türklerde, dinî ayin ve kurban merasimlerini yöneten, ruhlarla insanlar arasında aracılık yapan, din adamlarına “kam” denir. Kam’lar , iyi ruhların insanlar için faydalı, hayırlı tesirlerini devam ettirmeye, çeşitli çarelere başvurarak kötü ruhların zararlı faaliyetlerini önlemeye çalışırlar. Eski Türkler, hastalık gibi ölümü de kötü ruhların bir eseri sayarlardı. Altay Türklerine göre yeraltı dünyasının hâkimi olan Erlik, yeryüzüne gönderdiği Aldaçılar vasıtasıyla, insanların ruhunu yakalatarak hayatlarına son verdirirdi. Yakutlar da ölümü insan ruhunu, kötü ruhların kapması ile açıklarlar. Eski Türk inançlarında,, çeşitli şekillerde ve bazı merasimlerle ifade edilirdi. Örneğin Kırgızlarda ölünün gömüldüğü gün, dul kalan zevcesi ile kızları saçlarını keserlerdi. Hunlar da kabile reislerini sırmalı elbiseler içinde gömerlerdi.