Önümüzdeki aylarda ülke olarak Partili Cumhurbaşkanlığı seçimi

advertisement
Önümüzdeki aylarda ülke olarak Partili Cumhurbaşkanlığı seçimi için anayasa değişikliği
referandumuna gideceğiz. Bu süreçte yoğun siyasi tartışmalar yaşanmakta. Bu teklifin
yürürlüğe geçmesi ya da geçmemesi yönünde ülke genelinde neredeyse herkes görüşünü
belli etmektedir. Özellikle akademisyenler, siyasetçiler görüşlerini tartışırken sistemin iyi ve
kötü yönlerini söylerken, tarihi süreçleri görmezden gelmektedirler.
Binlerce yıllık olan Türk tarihi, başkanlık referandumu öncesi neredeyse hiç gündeme
gelmemektedir. Bu yazımızda tarih boyu ve yakın tarihimizde başkanlık sistemi konusunu
ele alacağız.
Başkanlık sistemi devlet yönetiminde bir kişinin başkanlığında hükümet etme ve devlet
yönetme esasına bağlı siyasi sistemdir.(1) Tarihimize bakıldığında Başkanlık sistemi,
Türklerin yabancı olmadığı ve neredeyse genlerinde bulunan bir sistemdir.
İslamiyet Öncesi Türkler İslamiyet öncesi Orta Asya Türkleri'ni ele alırsak bu dönemde
devlet yönetimi oldukça düzgün bir sisteme bağlanmıştı. Devlet yönetimi Töre, gelenek
haline gelmişti. Eski Türklerde hükümdarın Gök tanrı tarafından seçildiğini inanılırdı.
Hakanlar da zaten Sözlerinde bunu sürekli dile getirirdi.
Göktürkler'de ve Asya Hunlarında, hükümdarın başkanlığında toplanan mecliste (Toy)
alınan kararlar halka duyurulur, ülke genelinde süratle uygulanması sağlanırdı. Bu bir
gelenek haline gelmişti.
Hükümdar ve devlet başkanı ülkesini kendi şahsında temsil etmesine rağmen geçmişten
gelen gelenek ve devlet terbiyesi sebebiyle, Türklerde insan faktörünün de ön planda
olması, hiçbir zaman zalimlik ve devlet terörüne sebep olmamıştır.
İslamiyet sonrası Selçuklularda da aynı kaideler ve gelenekler devam etmiştir. Persler ve
Roma İmparatorluğu gibi güçlü devletlerin, kendilerini halktan Üstün görmesi, ağır vergiler
ve halkı cezalandırması sebebiyle vatandaşların ezilmesine rağmen, Türk devletleri insan Devlet faktörünü ön planda tutarak refah toplumu şeklinde yaşamışlardır.
Selçuklu Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu
Yine Osmanlı Devleti'nde de padişah Tek Adam olurken devlet geleneklerini oldukça bağlı
kalmıştır. İslamiyet Sonrasında da Türk devletlerinde ve özellikle Osmanlı'da, devlet
Başkanlığı Allah tarafından verilen bir görev olarak görülmüştür. Bu sebepten padişahlar
kendilerini Allah'ın verdiği görevi yaparak burada layık olmaya çalıştıkları için, Despot bir
yönetim şekli sergilememiş ve bu sayede tüm imparatorluk genelinde Müslüman ve
gayrimüslimler baskı görmeden yaşamışlardır. Avrupa'da ve diğer dünya devletlerinin aksine
halk üzerinde daha az baskı oluşmasının sebeplerinden biride İslamiyet inancıdır.
Hükümdarlar, tüm yetki ve gücün kendinde olmasına rağmen, İslamiyet inancı gereği Adil ve
hoşgörülü davranmışlardır. Çünkü tek mutlak gücün Allah olduğunu bilerek buna göre
yönetim sergilemişlerdir.
Cumhuriyet Dönemi ve Başkanlık Sistemi
Cumhuriyet kurulduğunda ise yukarıda belirttiğimiz gibi başkanlık sistemi Aslında bizim
devlet geleneğimizdir. Bu bir kez daha ortaya çıkmaya başlamıştır. Cumhuriyetimizin
kurucusu Mustafa Kemal Atatürk birinci cumhurbaşkanı olarak ülkenin başına geçtiğinde,
yine hem Cumhurbaşkanı hemde Cumhuriyet Cumhuriyet Halk fırkasından Milletvekili
olduğu görülür.( yani Partili cumhurbaşkanı) Hatta 1931 yılında Cumhuriyet gazetesinin
başlğında da olduğu gibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk, o dönem Başbakan olan İsmet
Paşa'nın bazı icraatlarından memnun olmadığından yürütmenin başına tekrar kendisi
geçmiştir.(2)
Hatta Sakarya Meydan muharebesinde Başkomutan olarak bir süreliğine karar verme
yetkisinin, yürütme ve yasama nın sadece Mustafa Kemal Atatürk'e verilmesi sebebiyle,
özellikle yabancılar tarafından diktatörlükle dahi suçlanmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında tek
adam olarak adı başkanlık sistemi olmasa da fiili olarak tek adamın hızlı kararlar alınabilmesi
sayesinde devrimler gerçekleştirilmiş ve yeni kurulan Cumhuriyet ve ülke ileri seviye
taşınmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün ardından Cumhurbaşkanı olarak göreve gelen İsmet İnönü
döneminde başkanlık sistemi oldukça aktif bir hal almıştır. İsmet İnönü'de Mustafa Kemal
Atatürk gibi Cumhuriyet Halk Partisi'nden Milletvekili olarak Cumhurbaşkanlığı görevini
sürdürmüştür. Tek Adam'dan en somut örneği bu devirde yaşanmıştır.(3)
Başkanlık sistemi ile ilgili yine 9. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal tarihimizden örnek
vererek Amerika Birleşik Devletleri'nin yeni kurulduğu dönemde, Osmanlı'nın yapısını model
olarak aldığı ve bu sayede süper güç olduğunu söylemiştir.
Merhum MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş, kendi yazmış olduğu "Temel Görüşler"
kitabında "Çağımız kuvvetli Adil ve hızlı icra çağıdır. Türk milleti dünya imparatorlukları
kurduğu devirlerde bunu uyguladı. Bu icra gücünün tek elde toplanması ile mümkün. Tarih
ve töremize uygun olarak başkanlık sistemini savunuyoruz" demiştir.
Yararlanılan Kaynaklar
1 - Wikipedia
2 - Murat Bardakçı (26 Ekim 2016 tarihli yazısı)
3 - Murat Bardakçı (26 Ekim 2016 tarihli yazısı)
4 - Wikipedia (görsel)
[status draft]
[nogallery]
[geotag on]
[publicize off|twitter|facebook]
[category araştırma]
[tags TARİH, Türk Tarihi, Başkanlık Sistemi]
Download