Akil İnsanlar Heyeti’ne ihtiyacımız var Ekim 17, 2014 - 5:58:00 Başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı Bilgilendirme Toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çözüm sürecine ivme kazandırmak bağlamında "Akil İnsanlarla" toplantı düzenleme kararı aldıklarını söyleyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Psikolojiyi tekrar inşa edebilmek için sadece hükümetin atacağı adımlar yeterli olmaz. Toplumsal duyarlılığın artırılması, toplumsal bilincin daha da güçlendirilmesi için Akil İnsanlar Heyeti'ne ihtiyacımız var" dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı Bilgilendirme Toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bütün dini liderlere ayrım gözetmeksizin saygı gösterilmesi gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, dış ziyaretlerinde kendisinin de bütün liderleri dini makamlarında ziyaret ettiğini anımsattı. Davutoğlu, "Nihai noktada, bir mensubu bile olsa ülkemizde yaşayan her dini lider o mensubu ile ilgili bir görev yürütüyor. O saygıyı göstereceğiz. Diyanet İşleri Başkanlığımız bu anlamda saygının en kapsamlısını hem hak ediyor hem bu toplumun da beklentisidir" diye konuştu. "Bir yabancı televizyon kanalına verdiğiniz mülakatta nerelerde güvenli bölgelerin oluşturulmasını istediğinize yönelik açıklamalarda bulundunuz. Saydığınız o bölgelerle mi sınırlı olacak yoksa yeni ekleyeceğiniz ifadeler olacak mı?" sorusu üzerine Davutoğlu, "Bir yabancı televizyon kanalına verdiğim mülakatta 'güvenli bölgelerin nerelerde olabileceği sorusu' veya 'hangi temellerde olabileceği sorusu' gündeme geldiğinde zikrettiğim bazı hususlar benim iradem dışında haritaya dönüştürülmüş" dedi. Bugün kendisinin basında o haritaları gördüğünü aktaran Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti: "Bu haritalar bizim güvenli bölge tanımlamamızı sınırlayan ya da onu ortaya koyan haritalar değil. O üretilmiş haritalardır. Bizim tarafımızdan harita böyledir diye bir tanımlama olmadı. Orada zikrettiğim husus şudur; 'Türkiye'ye dönük olarak mülteci akınlarının olduğu her yerde belli çizgilerde güvenli bölge ihdası gerekli olabilir' dedim. Türkiye'de şimdiye kadar mülteci şeyleri nereden geldi? Yayladağı'ndan geldi, Lazkiye'nin kuzeyinden. Nereden geldi? Reyhanlı'nın doğusundan, İdlip tarafından geldi. Nereden geldi? Kilis'in hemen karşısından Azaz bölgesinden geldi. Nereden geldi? Cerablus Çobanbey'den, oradan son dönemde Türkmenlerin yoğun girişleri olmuştu. Nereden geldi? Tel Abyad'tan geldi. Şimdi nereden geliyor? Kobani'den geliyor. 'İleride nereden gelebilir?' Haseke veya başka yerden diyerek aslında bir ilkeye dikkati çektim. Yani güvenli bölgenin insani bölgeler olduğu, askeri bölgeler değil de insani bölgeler, sivil akışlarının olduğu yerlerle sınırlamaya çalıştım. Orada, haritalarda bazı yerler çıkmış görünüyor, o harita bizim tarafımızdan herhangi bir diplomatik müzakerede kullanılmış haritalar değil." "Bunlar dediğim gibi basın mensuplarının benim zikrettiğim yerlere dayalı olarak üretilen haritalar" ifadesini kullanan Davutoğlu, "Dolayısıyla nerede insani göç ve insani durum söz konusuysa güvenlikli bölge orada olur. Şimdiye kadar insani göçlere dayalı olarak benim saydığım şehirlerle sınırlı değil veya bu şehirlerin hepsinde hemen olması gereken bir durum da olarak görülmemeli" dedi. Çözüm süreci Çözüm sürecine ilişkin yeni çalışmalarla, "Öcalan'a resmi müzakereci statüsü verilecek" şeklindeki haberlerin sorulması üzerine Davutoğlu, Başbakanlık görevini aldıktan sonra çözüm süreci mekanizmasıyla ilgili bir kurul oluşturduklarını anımsattı. Kurulun düzenli olarak 15 günde bir, gerektiğinde kendisinin davetiyle daha sık aralıklarla toplandığını bildiren Başbakan Davutoğlu, kurulun son toplantısı geçtiğimiz çarşamba günü gerçekleştirildiğini hatırlattı. Toplantıda, son yaşanan gelişmeler ve sürecin geldiği noktaların değerlendirildiğini aktaran Davutoğlu, şöyle konuştu: "Bu değerlendirmeler ve sonuçlar arasında bir takım adımlar söz konusu oldu. Kararlı tutumumuzu bir kere daha vurgulamak isterim; çözüm süreci bizim kimseden izin almadan kendi irademizle başlattığımız bir süreçtir. Kimsenin de tutumuna bakmadan kendi irademizle yürüteceğimiz bir süreçtir. Nasıl başlatırken kimseden izin almadık, durdurma olayı veya yürütme konusunda da kimsenin tutumuna bunu bağlı kılmayız. Çözüm süreci kararlılıkla devam ettirilecek. Çözüm sürecindeki muhataplar tek eksenli, tek muhataplı değildir; bütün bu alanda taraflarla hem de yaptığımız reformlarla toplumsal tabanda da çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ama bunun yanında çözüm sürecini herhangi bir şekilde kamu düzensizliğine, kanunsuz faaliyetlere bahane ya da gerekçe gösterme çabalarına da izin vermeyeceğiz. Bu iki kanattan oluşan yaklaşımdır. Kamu düzeni sağlanacak, çözüm süreci devam edecek. Biri diğerinin alternatifi değil." "Akil İnsanlar Heyeti'ni ihtiyacımız var" Akil İnsanlar Heyeti üyeleriyle pazar günü İstanbul'da gerçekleştirecekleri toplantının hatırlatılarak, heyette yeni isimler olup olmayacağının sorulması üzerine de Davutoğlu, çözüm sürecine ivme kazandırmak bağlamında "Akil İnsanlarla" toplantı düzenleme kararı aldıklarını söyledi. Bu görüşmeyi kendisinin de daha önceden planladığını belirten Davutoğlu, "Çünkü Başbakan olarak Akil İnsanlar ile bir araya gelememiştik. Bu pazar görüşeceğiz. Genelde prensip olarak aynı isimlerden oluşuyor. Belki bir iki bulunan konum gereği davet edilen isimler varsa ve o konuda bir görev değişikliği olmuşsa belki o tarz değişiklik olur, onun dışında aynı isimlerle pazar günü istişare edeceğiz" açıklamasında bulundu. Davutoğlu, şunları kaydetti: "Burada da en önemli şey, çözüm sürecinde, psikolojik boyut. Bu son şiddet eylemleriyle bu psikolojiyi kırmak istediler, yok etmek istediler. Psikolojiyi tekrar inşa edebilmek için sadece hükümetin atacağı adımlar yeterli olmaz. Toplumsal duyarlılığın artırılması, toplumsal bilincin daha da güçlendirilmesi için Akil İnsanlar Heyeti'ne ihtiyacımız var. Onların da bizden habersiz, herhangi bir bağlantı olmaksızın kendi aralarında toplanmış olmasından çok memnun oldum. Böyle bir sorumluluk duygusuyla bir araya gelmiş olmalarından, bazı Akil İnsanlar Heyeti üyelerinin, ondan da memnun oldum. Hem onlar kendi değerlendirmelerini yaptılar, onları dinleyeceğim, bizim perspektifimizi anlatacağım. Nihayet bu toplumun bütünüyle sahiplendiğinde başarılı olabilecek bir süreçtir. Son şiddet eylemleri, bu sürece darbe vurmak istedi. Şimdi bu süreci sahiplenen herkesi açıkçası ortaya çıkmaya, sesini yükseltmeye davet ediyorum. Madem ki birileri bu süreci yıkmak istiyor, hangi siyasi görüşte olursa olsun, hangi ideolojiye mensup olursa olsun bu sürece inananların çıkıp o şiddeti lanetlemesi ve çözüm sürecinin devam etmesi gerektiği konusundaki iradesini beyan etmesi gerekir." Bu çerçevede, bundan sonraki toplumsal çağrılarının devam edeceğini de vurgulayan Davutoğlu, "Ama herhangi bir şekilde, bir statü değişikliği gibi bahsettiğiniz tarzda haberlerin aslı yoktur, gerçekle de bağdaşmaz, resmi müzakereciydi vesaire gibi böyle bir şey söz konusu değil. Şu anda her şeyiyle toplumsal dokumuzun ve temsilcilerimizin bu süreci yeniden ve daha güçlü şekilde sahiplenmesi önemli. En kısa sürede netice alacak şekilde bu mekanizmaları işletmemiz önemli" diye konuştu.