Küre Yayınları Ahmet Davutoğlu`nun "Tarihe Kayıtlar`ını yayınladı

advertisement
On5yirmi5.com
Küre Yayınları Ahmet Davutoğlu'nun "Tarihe
Kayıtlar'ını yayınladı
Küre Yayınları Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "Tarihe Kayıtlar'ı ve Erol
Kurubaş'ın "Asimilasyondan tanınmaya" kitaplarını yayınladı.
Yayın Tarihi : 8 Mart 2017 Çarşamba (oluşturma : 10/31/2017)
TARİHE KAYITLAR -Ahmet Davutoğlu
Bazı kitaplar vardır, siz onu planlamazsınız; aksine, zamanın ruhu ve gereklilikleri ile gelir, sizin
gündeminize oturur. Konjonktür belli, sorular verilidir. İhtiyaç öylesine acil bir şekilde önünüze gelir
ki, kendi doğasını size kabul ettirir. Onu geciktiremezsiniz, çünkü zamanın ruhuyla birlikte gelmiştir
ve onu o ruhtan ayırmaya kalktığınızda ya siz zamandan koparsınız ya da zaman sizden. Gereğini
yapmak bir tercih meselesi değil, zihnî ya da ahlaki bir sorumluluktur.
Bu bağlamda, Tarihe Kayıtlar kitap yazma planlamasıyla değil, yukarıda çerçevesini çizdiğimiz
bağlamda kaleme alınmıştır ki, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü ardından TBMM bünyesinde
kurulan Darbe Komisyonu’nun Sayın Ahmet Davutoğlu’na yönelttiği sorulara verdiği cevabı
içermektedir. Metin tarihe düşen bir kayıt olmak hasebiyle TBMM arşivinde yer almakla birlikte,
okumak isteyenlerin hemen ulaşabileceği bir şekilde herhangi bir zeminde bulunmuyordu. O günden
sonra bu konuda gelen yoğun talepleri dikkate alarak bu metni ve ekleri kitap halinde kamuoyunun
takdirine sunuyoruz.
159 sayfa,14 TL
ASİMİLASYONDAN TANINMAYA- Erol Kurubaş
Asimilasyondan Tanınmaya Türkiye’de yeni yeni tartışılmaya başlayan, ama uluslararası alanda
özellikle de Avrupa’da uzun süredir gündemde olan azınlıklar konusunu ele almaktadır. Modern
devletlerin ortaya çıktığı on yedinci yüzyıldan beri önemli bir gündem maddesi olan azınlıklar, Doğu
Blokunun çöküşüyle birlikte yine aktüel bir uluslararası sorun haline geldi. Ama bu kez sadece basit
bir istikrarsızlık unsuru olarak değil, aynı zamanda ulus-devletin geleceğini ilgilendiren bir konu
olarak tartışılmaya başlandı.
Bu tartışmada şu sorunlara cevap arandı: Acaba eskiden imparatorlukları parçalamanın, irredentist
politikaların veya içişlerine karışmanın aracı olan azınlıklar, şimdi ulus-devletlerin dış dinamiklerle
dönüştürülmesinin (demokratikleştirilmesinin) bir aracı mıydı? Öyleyse, bu gerçekleştirilirken
azınlıkların devletleri bölmesinin önüne nasıl geçilebilirdi? Ya da bunun önüne geçmek gerekli mi?
Azınlıkların belli şartlar altında ayrılma talepleri meşru görülebilir mi?
Bunlar gibi sorular, sorunu en canlı biçimde tüm boyutlarıyla yaşayan ve eşzamanlı olarak ulusüstü
yapılanmaya giden Avrupa’da azınlıkları tanıma-koruma-teşvik etme yelpazesi içinde bir yaklaşımın
benimsenmesine yol açtı. Azınlıkların korunmasını ulus-devlete karşı ulusaltı (azınlık) ve ulusüstü
(AB) birimler arasında bir ittifak olarak algılayan ve ulus-devletin kurgusal yapısından vazgeçmek
istemeyen kimi devletler bu yaklaşımın dışında kalmaya çabaladıysalar da, asimilasyon
politikalarının başarısızlığı, ulusüstü yapılanmanın cazibesi, insan haklarının gücü ve demokrasinin
gereği olarak onlar da bir biçimde azınlıklarını tanıma/koruma eğilimi içine girdiler.
Şimdi merak edilen soru, bu sürecin ulus-devleti ve tabii dünyayı nereye götüreceğidir. Ulusdevletler parçalanarak ortaya çıkacak üç-beş bin etnik-devletli kaotik bir dünya mı, yoksa
demokratikleşen devletlerden oluşan daha istikrarlı bir dünya mı?
456 sayfa, 38 TL
Bu dökümanı orjinal adreste göster
Küre Yayınları Ahmet Davutoğlu'nun "Tarihe Kayıtlar'ını yayınladı
Download