Satılık Hastalıklar / Psikiyatri

advertisement
İL AÇ, BİLİM ve HASTALIK
| DO S YA

Satılık Hastalıklar / Psikiyatri
Dr. Bülent Kadri Gültekin
Bolu İzzet Baysal Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi
Y
ıllar önce dünyanın önemli ilaç şirketlerinden birinin müdürü “ ilaç pazarının hasta insanlarla
sınırlı olmasının” sıkıntı yarattığını söyledi. O
zamanlar hayal olarak söylediği “ sağlıklı insanlara yönelik
ilaç üretmek” yıllar sonra gerçek oluyordu. Günlük hayatın
doğal iniş çıkışları psikiyatrik sorunlar oldu, genel şikayetler korkutucu rahatsızlıklara dönüştürüldü ve gittikçe daha
fazla sağlıklı insan hastaya çevrilerek adeta günlük yaşam
medikalize edilmekteydi. İçimizdeki ölüm, yaşlanma ve
hastalık korkularını kaşıyan büyük ilaç firmaları hızla hasta sayılarını artırıyordu. En temel satış stratejilerinden biri ,
insanların genel rahatsızlıkları algılama şeklini değiştirerek “
doğal süreçleri” hastalıklara dönüştürmek.. İlaç firmaları bir
yandan ilaçların öte yandan hastalıkların sponsorluklarını
yürütmeye başladı. Endüstri ülkelerindeki yeni hastalıkların
tanısında önemli bir patlama yaşandığı günleri yaşamaktayız. Artık her hastalığın bir ilacı olduğu gibi her ilacın
da bir hastalığı var!
Sağlıklı insanların hastalara dönüştürme çabası en çok da
psikiyatride hedefine ulaşıyor. İkinci dünya savaşından sonra
sadece 26 tane ruhsal bozukluk türü bulunurken, DSM-IV
göre bugün 395 farklı psikiyatrik hastalık mevcuttur.
Doğal üzüntü.................Uyum Bozukluğu
Uzun süreli üzüntü..........Distimi
Utangaçlık...........Sosyal fobi.......Sosyal anksiyete Bozukluğu
İnatçı çocuk.................Karşıt gelme bozukluğu
Ergenlik dalgalanmaları.......Borderline kişilik bozukluğu
Yerinde durmayan çocuk......Dikkat eksikliği hiperaktivite
bozukluğu bu hastalıklardan sadece birkaçı...
KARŞILANMAMIŞ İHTİYAÇ / İHTİYAÇ
DUYMAYANLARI TEDAVİ
“Bir rahatsızlığı markalaştırma sanatı” isimli makalesinde
Vince Parry ilaç şirketlerinin tıbbi hastalıkların “ türetilmesini
nasıl teşvik ettiğini” açıklarken:bazen az bilinen bir hastalığa
dikkat çekildiği, bazen eski bir hastalığın yeniden tanımlandığı ve yeni bir isim verildiği, bazen de yepyeni bir hastalık
türetildiğini belirtmiştir.
JAMA dergisinde yayınlanmış bir makaleye göre: “Karşılanmamış ihtiyaç” ve “ihtiyaç duymayanları tedavi” hakkında
söylenenler çelişkili ve çarpıcıydı. Ağır hasta olarak tanımlananların, yarısı ihtiyaçları olan tedaviyi alamıyorlardı. Tedavi
görenlerin en az yarısı ise bu tedaviye hiç ihtiyacı olmayan
kimselerdi. Kendilerine hastalık damgası vurulup ilaç yazıldığında büyük sakıncalara, aşırı derecede yüksek maliyetlere
ve zaman zaman ölümcül olabilecek yan etkilere katlanmak
zorunda kalıyorlar.
Avustralyalı eleştirmen Ray Moynihan ve arkadaşlarına göre
hastalık ticaretinde başlıca beş kural geçerliydi:
1. Yaşamın doğal süreçleri tıbbi sorun olarak satılmakta.
2. Ender görülen semptomlar, yaygınlaşan hastalıklar
olarak tanıtılmakta.
3. Kişisel ve sosyal problemler, tıbbi sorunlara dönüştürülmekte.
4. Riskler, hastalığa dönüştürülmekte.
5. Hafif sendromlar önemli “hastalık belirtileri olarak
sunulmakta.
DSÖ raporlarına göre şu anda tüm dünyada 450 milyon kişi
ruhsal, nörolojik bozukluklar, alkol ve illegal ilaç kullanımına
dayalı psikososyal problemlerden dolayı sıkıntı çekmektedirler. Bu kişilerin bir çoğu sıkıntılarını sessizce, ve yalnız yaşamaktadır. Küresel hastalık yüküne sebep olan 10 hastalığın 4.sırasında Depresyon yer almaktadır. Küresel olarak, 70 milyon kişi alkol bağımlılığı yüzünden, 50 milyon kişi epilepsi,
24 milyon kişide şizofreni yüzünden sıkıntı çekmektedir. Her
sene bir milyon kişi intihar etmekte, 10 ila 20 milyon kişi de
intihara teşebbüs etmektedir. Ruhsal bozukluklarla karşı karşıya olmayan çok az aile vardır.
Türki̇ye Psi̇ki̇yatri̇ Derneği̇ Bülteni | Cilt 12, Sayı 2, 2009 | 3
 D O SYA | İL AÇ, BİLİM ve HASTALIK
HASTALIK/SAĞLIKLI YA DA NORMAL/ANORMAL
KAVRAMI
Hastalık tanımlarının bir çoğunda, sağlıklı ile hastayı ayıran
çizginin nereden çizileceği konusunda büyük belirsizlikler
var. Normal ve anormal’i ayıran sınır genellikle son derece
esnek. Bu sınır ülkeden ülkeye, hatta zaman zarfında değişiklikler gösteriyor. Açıkcası, hastalığı tanımlayan sınırı ne kadar
geniş çizerseniz, potansiyel hasta havuzu o kadar geniş, ilaç
üreticileri için satış yapabilecekleri pazar da o kadar büyük
oluyor. Günümüzde bu sınırı çizen uzmanlar ellerinde ilaç
şirketi kalemleriyle toplantıya oturuyor ve her toplantıda sınırı gittikçe daha da genişletiyorlar. Pilgrim ve Rogers’a göre
Buss 4 farklı normallik normları belirtmişlerdir. Bunlar:
1. İstatistiksel kavram: Buna göre bir toplumda en sık görülen davranışlar normal, nadir görülenler anormaldir.
Ancak istatistiksel kavram kültürler arasında, hatta aynı
kültürde bile iyi bir gösterge olmayabilir.
2. İdeal kavramı: Normallik 2 şekilde ifade
edilmiştir“bilinçliliğin bilinçdışı üzerindeki üstünlüğü” , ikincisi ise ideal insanın
kendini gerçekleştiren insan olduğu
3. Özgül davranışların varlığı: Uyumsuz
davranış, istenmeyen ya da kabul edilemez nitelikteki davranıştır. Bu davranışların istenmediğine ya da kabul edilemez
olduğuna kimin karar vereceği sorunu?
4. Bozuk bilişler:davranışa yapılan vurgu
azalmış ve yerini bilişsellik almıştır.
KANITA DAYALI TIP/PSİKİYATRİ
The NEJM dergisinde yayınlanan 18 aylık, randomize çiftkör, CATIE izlem çalışmasında atipik olanzapin, ketiyapin
veya risperidon düşük potensli bir tipik antipsikotik olan
perfenazin’den hiçbir üstünlükleri saptanmamış olup farklı
yan etki profilleri göstermişlerdir.
NEDEN PSİKİYATRİ?
Psikiyatri “altın standartlara” sahip olmayan;tanı, tedaviye yanıt gibi .özelliklerinin bireylerin öznel tutumları ile belirlendiği bir alan olmasıyla, “kanıtlar” açısından biraz daha .özel bir
durum göstermektedir.
ANTİPSİKİYATRİ?
Antipsikiyatrinin tepkisel bir şekilde uçlara savrularak toplumsal uyum sorunu olan ve desteğe ihtiyacı olan insanlara
zarar verebileceği unutulmamalıdır. Temel amaç tıp dünyasındaki gelişmelere eleştirel tutum takınmak değildir. Bu konuyu
sağlıklı bir çerçeve içinde değerlendirmektir.
APA Üyesi Dr. Loren Mosher’in istifası
"Psikiyatriyi yalnızca
bir meslek olarak
değil bir hayatta
duruş biçimi olarak
da seçmiş olanların
savunma mekanizmaları
kullanmak yerine şapkayı
önlerine koyup bir kez
daha düşüneceklerine
inanıyorum. "
• Kanıta dayalı tıp, randomize kontrollü
araştırmalardan başlayarak erişilebilen
verileri, meta analizler yoluyla yeniden değerlendirerek
“araştırmaların araştırmaları” ya da “ikincil araştırmalar
yoluyla” kullanıma bir “kanıt hiyerarşisi” sunmaktadır.
• 1990’lı yıllarda Goldsmith, Wilkinson, Colton aralarında British Medical Journal, Lancet, JAMA gibi saygın
yayınlar olan 30 tıp dergisinden 4200 makaleyi yöntem
açısından değerlendirerek: Bu araştırmalardan yalnızca
%20’sinin geçerli yöntemle yapılmış olduğunu bildirdiler.
Daha önemli bir bulgu ise, yöntemi geçerli olmayanların
% 80’inde pozitif bir nedensellik olduğu görülmüştür.
• İlaç endüstrisi kanıta dayalı tıbbı desteklemektedirler. •Bu sayede ilaç listeleri, dozları otoriter biçimde
önerilebilmektedir. “Yapabilirsiniz” yerine “yapmalısınız” türünden “tarifnamelere” indirgenebilmektedir.
• Amerikan Psikiyatri dergisinde yapılan araştırma sonucu
atipik antipsikotiklerin birebir karşılaştırıldığı 33 çalışmanın yaklaşık %90’ı sponsor firmanın desteklediği ilaç yönünde çıkmıştır.
4 | Türki̇ye Psi̇ki̇yatri̇ Derneği̇ Bülteni | Cilt 12, Sayı 2, 2009
• 30 yıl boyunca APA üyesi olarak çalışan
Dr. Loren Mosher tiksinti içinde profesyonel birliğinden istifa ederken “ psikiyatri neredeyse tamamen ilaç şirketleri
tarafından satın alındı” diyerek ekledi “
ben de ilaç şirketi kuklalarından biri olmak
istemiyorum.”APA ve dünya üzerindeki
benzer kuruluşların insan sağlığına büyük
bir kötülük yaptıklarını ifade ederek “ Para,
politika ve bilim konularında gerçeğe dönün,
her birini olduğu gibi gösterin, dürüst olun”
çağrısı yaptı. “Psikiyatrinin daha soylu bir
varoluş sebebi olduğu”nu düşünüyordu.
NE YAPABİLİRİZ (Öneriler)
• Tıp dergileriyle ilaç endüstrisi arasında oluşan “bağımlılık
zincirini” kırmayı amaçlayan bir dergi çıkarmak (Plos medicine gibi). Bu dergi tüm bilimsel makalelerine ücretsiz
internet erişimi sağlayarak “Statükoyu sarsma” gibi büyük
planları yapmak. Bu dergi hiçbir ilaç şirketinden reklam
almamalıydı. Şirket destekli hiçbir çalışmayı yayınlamayacaktı.
• Sorunların gerçekten bir hastalığı mı, yoksa günlük hayatın sıradan bir iniş çıkışını mı gösterdiği irdelenmelidir.
• Gerçek, acı verici ve ölümcül olan hastalıklara en yeni,
en pahalı ilaçla veya başka bir tıbbi teknoloji veya süreçle
tedavi edilmesi gerekir.
• En son çıkan hastalıklara ve mevcut hastalıkların abartılı
rakamlarına şüpheyle bakılmalıdır.
• Hastalıklar hakkında ilaç şirketlerinden tamamen bağımsız iyi, ulaşılabilir, güncel ve bağımsız bilgi kaynakları bulmak.
İL AÇ, BİLİM ve HASTALIK
• İlaç şirketlerinin destekledikleri fikir babalarının hastalık
tanımlamalarına güvenmeye ve yine ilaç şirketlerinin desteklediği pazarlama kampanyalarının bizleri eğitmesine
izin vermemek.
• Psikiyatrik görüşmelerimizde “Bugün burda olduğuna
göre” hastalık vardır yanılsamasına düşmemeliyiz. İnsanları psikiyatriye getiren algıları da gözden geçirmeliyiz.
Psikiyatrik başvuruda insanlara psikiyatrik bir sorununun
olmadığını söylemenin de önemli bir tedavi biçimi olduğu
unutulmamalıdır.
• Bağımsız, şüpheci ve bilimsel oldukları bilinen sağlık
örgütleri, üniversite bölümleri ve kamu kuruluşlarının
öncülüğünde hastalıkların tanımlanması, tedavi yöntemlerinin olası risk ve yararları konusunda bilginin üretimi ve
halka ulaştırılması
• Elli bin üyesi ile Amerikan Tıp Öğrencileri Birliği geleceğin doktorlarını temsil eder. Birlik prensip itibarıyla hiçbir
ilaç şirketinden sponsorluk almamaktadır. Düzenledikleri
“İlaçsız” kampanya tıp öğrencilerinin bedava öğle yemeklerine, hediyelere, ücretli konuşmalara ve para karşılığı
danışmanlıklara hayır demelerini istemektedir. Biz neden
demeyelim?
| DO S YA

SON SÖZ
Ben nerede duruyorum, insan ve psikiyatr olarak?
Psikiyatriyi yalnızca bir meslek olarak değil bir hayatta
duruş biçimi olarak da seçmiş olanların savunma mekanizmaları kullanmak yerine şapkayı önlerine koyup bir kez
daha düşüneceklerine inanıyorum.
Hastalık satmaktansa sağlığın desteklendiği bir geleceğe
inançla ve umutla bakmak dileklerimle...
Kaynaklar
Moynihan R, Cassels A Satılık Hastalıklar, 1.Baskı, İstanbul, 2006.
Doğan O, Kocacık F. Ruh Sağlığı ve bozukluklarının sosyolojisi, Anadolu
Psikiyatri Dergisi 2006, 7: 109-120.
Ergör G, Kanıta Dayalı Tıp, Modern Tıp Seminerleri Dizisi, Güneş
Kitabevi, Ankara 2003,
Gürcan EC, Savaş Cİ. Hastalık icadına karşı toplumcu tıp ve milli sağlık
anlayışımız Bilim ve Ütopya dergisi 2007, sayı:153. http://www.
who.int/mental_health/en/
Türki̇ye Psi̇ki̇yatri̇ Derneği̇ Bülteni | Cilt 12, Sayı 2, 2009 | 5
Download