2005 YILINDA AV R U PA BIRLIĞI’NDE ZOONOZ GİRİŞ CAMPYLOBACTERIA SALMONELLA LISTERIA V TEC ve (YERSINIA) TÜBERKÜLOZİS ve BRUSELLOZİS PA R A Z İ T İ K ZOONOZLAR KUDUZ DİĞER ZOONOZ A N T İ M İ K R O B İ YA L DİRENÇ GIDA KÖKENLİ SALGINLAR EFSA HAKKINDA GİRİŞ GİRİŞ CAMPYLOBACTERIA SALMONELLA LISTERIA V TEC ve (YERSINIA) TÜBERKÜLOZİS ve BRUSELLOZİS PA R A Z İ T İ K ZOONOZLAR KUDUZ DİĞER ZOONOZ A N T İ M İ K R O B İ YA L DİRENÇ GIDA KÖKENLİ SALGINLAR EFSA HAKKINDA Zoonoz, hayvanlardan insanlara geçebilen hastalık veya enfeksiyonlardır. Enfeksiyon insanlara, ya doğrudan hayvanlardan ya da kontamine olmuş gıda maddelerinin yenmesiyle bulaşmaktadır. İnsanlarda bu hastalıkların seyri hafif semptomlardan hayati tehlikeye kadar değişkenlik gösterebilir. Bir insan hastalığı olarak zoonozun önemi, hastalığın şiddeti, ölümle sonuçlanan vaka sayısı ve popülasyondaki vaka sayısı (görülme oranı) gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değerlendirilir. Bu hastalıkları önlemek için, ana enfeksiyon kaynağı olan hayvanların ve gıda maddelerinin tespit edilmesi önemlidir. Bu amaçla, Topluluğun gıda üretim zincirindeki kontrol tedbirlerini iyileştirmesine ve insan sağlığını korumasına yardımcı olmak üzere tüm Avrupa Birliği (AB) Üye Devletleri’nden bilgi toplanmakta ve incelenmektedir Şekil S1. Üye Devletler Hayvan, gıda ve yem izleme Gıda kaynaklı salgınlar Topluluk Özet Raporuna yönelik veri akışının planı, 2005 Bulaşıcı hastalıklar DSN’ler -Enter-Net -EuroTB Zoonozlar BSN Z C C Tüm AB Üye Devletleri her yıl zoonoz vakaları ve gıda kaynaklı salgın hastalıklar hakkında Avrupa Komisyonu’na bilgi vermektedir. İnsanlardaki zoonoz vakaları hakkında daha ayrıntılı bilgi ise Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi(ECDC)’nden edinilebilmektedir. 2005 yılında, toplanan veriler zoonotik hastalıkların 16 tanesini kapsamaktaydı. Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu (EFSA), Zoonoz İşbirliği Merkezi ve ECDC ile beraber bilgileri analiz ederek sonuçları 2005 yılında, “AB’de Zoonoz Eğilimleri ve Kaynakları, Zoonotik Ajanlar, Antimikrobiyal Direnç ve Gıda Kaynaklı Salgınlar hakkındaki Topluluk Raporu”nda (www.efsa. europa.eu/en/science/monitoring_zoonoses/reports/zoonoses_report_2005. html) yayımlamıştır. Elinizdeki broşür söz konusu Topluluk Raporunun özetine dayanmaktadır. 2005 yılında, AB’de insanlarda en çok rapor edilen zoonotik hastalıklar kampilobakteriyozis ve salmonellozis olmuştur. Bunların yanı sıra, yersiniyozis dikkate değer sayıda insan vakasına yol açmıştır. Listeriyozis, verotoksijenik Escheria coli (VTEC) enfeksiyonları, brusellozis ve M. bovis kaynaklı tüberkülozis gibi diğer bakteriyel zoonozlar, daha az sayıda insan vakasında rapor edilmiştir. Genel anlamda, parazitik ve viral zoonotik enfeksiyonlar (trişinellozis, ekinokokkozis infeksiyonları ve kuduz) az sayıda insan vakasına yol açmıştır. 2005 yılında gıda kaynaklı salgınlara en çok yol açan ajanlar Salmonella ve Campylobacter olarak belirlenmiştir. Bu broşür, 15 Kasım 2006 tarihinde güncellenen bildirilmiş verilere dayanmaktadır. Ayrıca, üç AB üyesi olmayan ülke de rapor için zoonozlar hakkında bilgi sağlamıştır. Şekil S2. Kampilobakteriyozis N vaka = 197 363 AB’nde insanlarda görülen rapor edilmiş zoonozlar, 2005 Salmonellozis 176 395 Yersiniyozis 9630 VTEC Zoonoz 3314 Listeriyozis 1439 Brusellozis 1218 Ekinokokkozis 320 Trişinellozis 175 M. bovis’e bağlı tüberkülozis 119 Kuduz 4 0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 100.000 popülasyon başına görülme oranı 50 55 GİRİŞ CAMPYLOBACTERIA H A S TA L I K İNSANLAR GIDA MADDELERİ H AY VA N L A R C A M PYLO B AC T E R I A Kampilobakteriyozis insanlarda en sık rapor edilen zoonotik hastalıktır. Kanatlı etinin gıda kökenli Campylobacter enfeksiyonlarının en önemli kaynakları arasında bulunduğu düşünülmekte olup, 2005 yılında Campylobacter pozitif örneklerinin en yüksek oranı bu gıda grubu için rapor edilmiştir. Taze kanatlı etindeki pozitif örnek oranının ÜD’lerin çoğunda yüksek olduğu görülmüştür. H A S TA L I K İnsanlardaki klinik kampilobakteriyozis semptomları arasında sulu, çoğu kez de kanlı ishal bulunmaktadır. Pek sık olmamakla beraber, reaktif arterit ve nörolojik rahatsızlıklar gibi enfeksiyon sonrası komplikasyonlar da görülmektedir. Campylobacter’ler doğada yaygındır. Bulunduğu başlıca rezervler yabani ve evcil kuşlar ile memelilerdir. Çoğu durumda, hayvanlar enfeksiyonun sağlıklı taşıyıcılarıdır. Bakteriler çeşitli gıda maddelerine kolaylıkla bulaşabilmektedir. İNSANLAR 2005 yılında yirmi iki ÜD tarafından toplamda 197 363 kampilobakteriyozis vakası rapor edilmiştir. AB’de 100 000 popülasyon başına 51,6 olan görülme oranı; kampilobakteriyozisin AB’de en sık rapor edilen zoonotik hastalık olduğunu kanıtlamaktadır. Görülme oranı ülkeler arasında önemli farklılık göstermekte olup, <0,1 ila 303 arasında değişmiştir. Önceki yıllarda olduğu gibi, en yaygın olarak rapor edilen türü C. jejuni, daha sonra da C.coli olmuştur. Topluluk’ta görülme oranı 2004 yılına oranla %8 artmış olmakla beraber, ÜD’ler arasında ortak bir eğilim saptanmamıştır. En yüksek vaka sayıları 25-44 yaş grubunda gözlemlenmiştir. Genel olarak ise enfeksiyonların kaynağı (yerli veya yurtdışı kökenli) hakkında 13 ÜD bilgi sağlamış ve ÜD’ler arasında önemli farklılıklar görülmüştür. İnsan vakalarında belirgin bir mevsimsel fark bulunurken, en çok vaka yaz aylarında rapor edilmiştir. GIDA MADDELERI Gıdalarda Campylobacter’e ilişkin verilerin çoğu kanatlı eti ile kanatlı eti ürünlerinden kaynaklanmaktadır. 2005 yılında, çiğ broiler etinde, incelenen örneklerin yaklaşık %66’sı Campylobacter bakımından pozitif bulunmuştur. Son 5 yıl içinde bilgi sağlayan ÜD’ler arasında çiğ broiler etinde bulunan Campylobacter için ortak bir eğilim gözlemlenmemiştir. Çiğ domuz ve sığır etinde önemli oranda daha düşük olan pozitif örnek oranları; domuz etinde %0-7 arasında, sığır etinde de %2’ye kadar belirlenmiştir. Campylobacter ayrıca inek sütü, peynir, balık ürünleri, meyve ve sebze gibi bir dizi farklı gıda maddesinde de düşük sıklıklarla izole edilmiştir. CAMPYLOBACTERIA H A S TA L I K İNSANLAR GIDA MADDELERİ H AY VA N L A R Avusturya Belçika Danimarka Almanya Hollanda İsveç Birleşik Krallık Campylobacter pozitif örneklerin oranı %100 %90 %80 %70 %60 %50 %40 Şekil CA1. %30 Perakende satılan taze tavuk etindeki Campylobacter, 2001-2005 %20 %10 %0 2001 2002 2003 2004 2005 Yıl H A S TA L I K İNSANLAR GIDA MADDELERI H AY VA N L A R H AY V A N L A R Hayvanlarda, kümes hayvanları ile domuz ve sığır sürülerinde önemli oranda Campylobacter bulguları rapor edilmiştir. Tavuk sürülerindeki yaygınlık oranları %0,2 ile %85 arasında değişirken, domuz sürülerinde %25 ile %85, sığır sürülerinde ise %0,3 ile %47 arasında değiştiği görülmüştür. Domuz ve sığır etinde gözlemlenen kontaminasyon seviyelerinin, domuz ve sığır sürülerinde görülenden önemli oranda daha düşük olması dikkate değer bir noktadır. Bu durum, etin daha az dışkısal kontaminasyona maruz kalması ile, bakterilerin domuz ve sığır etinin kuru yüzeyinde yaşayamamasının bir sonucu olabilir. Hayvanlardan en çok izole edilen Campylobacter türü, C. coli’nin baskın olduğu domuzlar haricinde, C. jejuni’ydi. Campylobacter türlerinin dağılımı da, insan enfeksiyonlarına yol açmada kümes hayvanlarının önemini destekler niteliktedir. Ev hayvanları ile yabani hayvanlardan elde edilen bazı Campylobacter bulguları, bu hayvanların da bakteri kaynağı olabileceğini göstermektedir. Şekil CA2. 100,0 90,0 Pozitif Campylobacter birimleri oranı CAMPYLOBACTERIA Hayvan türü ve gıda kategorisine göre Campylobacter pozitif örneklerin maksimumminimum oranları, 2005 80,0 70,0 60,0 50,0 40,0 30,0 20,0 10,0 0,0 Tavuklar Domuz sürüleri çiftlikte Sığır sürüleri Kanatlı Domuz eti kesim Kanatlı Domuz eti işleme hayvan türü ve gıda kategorisi Kanatlı Domuz eti Sığır eti perakende Koyun eti SALMONELLA H A S TA L I K İNSANLAR GIDA MADDELERİ H AY VA N L A R YEM MADDELERİ SALMONELLA SALMONELLA 2004 yılıyla karşılaştırıldığında insan vakaları sayısında bir düşüş olmasına rağmen, salmonellozis AB’de hala en sık rapor edilen ikinci zoonozdur. Gıda kökenli Salmonella enfeksiyonlarının başlıca kaynakları, yumurta ile birlikte kümes hayvanı ve domuz etidir. 2005 yılında, Salmonella en çok kümes hayvanı ve domuz etinde rapor edilmiştir. Son 5 yıl içinde sofralık yumurtadaki Salmonella yaygınlığında genel bir düşme eğilimi gözlemlenmiştir. H A S TA L I K İNSANLAR GIDA MADDELERİ H A S TA L I K Salmonellozis insanlarda genellikle akut ateş nöbeti ve ishalle başgösterir. Salmonellozis ayrıca uzun vadeli ve bazen kronik enfeksiyon sonrası komplikasyonlarla da ilişkilendirilmektedir. Salmonella’nın gıda kökenli kaynakları arasında, çok çeşitli evcil ve yabani hayvanlar ile, hem hayvansal hem de bitkisel birçok gıda maddesi bulunmaktadır. Hayvanlarda subklinik enfeksiyonlar yaygındır. H AY VA N L A R YEM MADDELERİ Toplam 40 000 Şekil SA1. İnsanlarda görülen doğrulanmış salmonellozis vakalarının yaş grubuna göre dağılımı, 2005 35 000 Vaka sayısı 30 000 25 000 20 000 15 000 10 000 5000 0 0-4 5-14 15-24 25-44 Yaş grubu 45-64 ≥65 Bilinmiyor İNSANLAR 24 Üye Devlet (ÜD) tarafından toplamda 176 395 insan salmonellozis vakası rapor edilmiştir. AB’de görülme oranı 100.000 popülasyon başına 38,2 vaka olup ÜD’ler arasında 4,4 ile 322 arasında değişmektedir. Her ne kadar yedi ÜD vakalarda hafif bir artış rapor etmiş olsa da, 2004 yılına oranla %9,5’lik genel bir düşüş gözlemlenmiştir. Almanya’dan elde edilen veriler 2005’te rapor edilen vakaların neredeyse %30‘unu açıklamaktadır. Genel olarak, bütün ÜD‘lerde yaz sonu ve sonbaharda mevsimsel bir yükseliş gözlemlenmiştir. En fazla vaka sayısı 0-4 yaş, 5-14 yaş ve 25-44 yaş gruplarında rapor edilmiştir. Önceki yıllarda olduğu gibi, S. enteriditis ile S. typhimurium en sık rapor edilen serovarlar olmuştur. Vakaların kaynağına (yerli veya yurtdışı kökenli) ilişkin olarak 15 ÜD tarafından sağlanan verilerde ÜD’ler arasında dikkate değer farklılıklar görülmüştür. SALMONELLA GIDA MADDELERI H A S TA L I K Salmonella için çok çeşitli gıda maddeleri test edilmiş olmakla beraber, bunların çoğu et ve et ürünlerinden elde edilen örnekler olmuştur. Bu testlerin sonuçlarına göre Salmonella en çok kümes hayvanı eti, daha sonra da domuz etinde rapor edilmiştir. İNSANLAR GIDA MADDELERİ H AY VA N L A R YEM MADDELERİ ÜD’ler tarafından test edilen çiğ broiler eti örneklerinin %0 ila %18’inde pozitif bulgular rapor edilmiş, hindi eti için de benzer bulgular bildirilmiştir. Genel olarak örneklerin %0 ila %18’inin pozitif olduğu görülmüşse de, çiğ domuz etinde daha az pozitif bulgu rapor edilmiştir. Sığır etinde rapor edilen pozitif bulgu oranları ise genellikle %2’nin altında olmuştur. 2005 yılında sadece birkaç ÜD tarafından tüketime hazır et ürünlerinde Salmonella rapor edilmiştir ve %3-5’e kadar pozitif örnek oranları da bazen gözlemlenmiştir. Tüketime hazır ürünlerdeki Salmonella bulguları insan sağlığı için özel bir risk teşkil etmektedir. Salmonella pozitif örneklerin oranı Avusturya Almanya Yunanistan İtalya İspanya %9 Şekil SA2. %8 2001-2005’te sürekli rapor veren ÜD’lerdeki sofralık yumurtada Salmonella %7 %6 %5 %4 %3 %2 %1 %0 2001 2002 2003 2004 2005 Yıl Sofralık yumurtaya ilişkin veri rapor eden ülkelerde, test edilen sofralık yumurtaların %0 ila %6’sında Salmonella olduğu belirtilmiştir. Son 5 yıllık dönemde sofralık yumurtadaki Salmonella kontaminasyonunda bir düşme eğilimi görülmektedir. Süt ve süt ürünleri veya meyve ve sebzede pozitif Salmonella bulguları oldukça az görülmüştür. Ancak baharat ve bitkilerde rapor edilen pozitif örnekler oldukça önemli bir oran (%3-%7) teşkil etmiştir. Ayrıca balık ürünleri ile canlı çift kabuklu yumuşakçalarda da zaman zaman %4’e varan pozitif örnek oranlarıyla Salmonella rapor edildiği olmuştur. H AY V A N L A R 2005 yılında çiftlik hayvanları, ev hayvanları, hayvanat bahçesi hayvanları ile yabani hayvanlarda Salmonella rapor edilmiştir. Ancak en fazla bulguya kümes hayvanı sürülerinde rastlanmıştır. Kümes hayvanı (Gallus gallus) yetiştiriciliğinde uygulanan Salmonella’ya yönelik zorunlu kontrol programı, Topluluk dahilinde göreceli olarak karşılaştırılabilir veri sağlamaktadır. Genel olarak, 2005 yılında yumurta tavukları için ebeveyn yetiştirme sürülerinin %6’sı ile et tavukları için anaç sürülerinin %5’inde Salmonella olduğu görülmüştür. Rutin izlemede, yumurta tavuğu sürülerinin %0,1 ila %13’ünde Salmonella olduğu görülürken, et tavuğu sürülerinde gözlemlenen pozitif örnek oranı %0 ile %18 arasında değişmiştir. Hindi, ördek ve kaz sürülerinde de benzer enfeksiyon oranları rapor edilmiştir. Az sayıda ÜD’nin domuz ve sığırlar için etkin Salmonella izleme uygulaması bulunmaktadır. Altı ülke domuz sürülerinde %0 ila %28 yaygınlık oranları rapor etmiştir. Sığırlarda ise, rapor edilen pozitif hayvan oranı %0 ile %7 arasında değişmiştir. SALMONELLA H A S TA L I K İNSANLAR GIDA MADDELERİ H AY VA N L A R YEM MADDELERİ Danimarka Fransa Almanya Yunanistan İtalya İspanya Hollanda Salmonella bulunan sürülerin oranı %25 Şekil SA3 Denetim programı yürüten ÜD’lerde et tavuğu anaç sürülerinde Salmonella, 2001-2005 %20 %15 %10 %5 %0 2001 2002 2003 2004 2005 Yıl SALMONELLA H A S TA L I K Çoğu ÜD, Gallus gallus sürüleri yetiştirmeye yönelik zorunlu kontrol programının yanı sıra yumurta tavukları ile et tavuklarında Salmonella için de kontrol programları uygulamaktadır. Bazı ÜD’lerin ayrıca domuzlar için de bir kontrol programı bulunmaktadır. İNSANLAR YEM MADDELERI GIDA MADDELERİ Salmonella pozitif örneklerin en yüksek oranları, sebzeden elde edilen yem maddelerinde ve spesifik olarak da yağlı tohumlar ile bunların ürünlerinde (%0,4 ila %7 pozitif ) bulunmuştur. Karma yem maddelerinde, test edilen örneklerin %0 ila %6’sında Salmonella izole edilmiştir. H AY VA N L A R YEM MADDELERİ LISTERIA H A S TA L I K İNSANLAR GIDA MADDELERİ H AY VA N L A R LISTERIA LISTERIA H A S TA L I K İNSANLAR Listeriyozis, hastalığın ağırlığından dolayı insanlarda önemli bir zoonozdur. Gıda kökenli Listeria enfeksiyonlarının ana kaynağı tüketime hazır (TH) gıdalardır. İncelenen farklı TH gıda türleri arasında çok azının insan sağlığına ciddi risk teşkil eden bir sınırın (100 bakteri/gr) üzerinde L. monocytogenes taşıdığı görülmüştür. Ancak, TH su ürünlerinde 100 bakteri/gr sınırının üzerinde daha fazla pozitif bulgu ve örnek bulunması, bu gıda grubunun tüketiciler için daha fazla risk taşıdığı anlamına gelmektedir. GIDA MADDELERİ H A S TA L I K H AY VA N L A R Listeria monocytogenes anne karnındaki bebeklerde, bebek ve çocuklarda, yaşlılarda ve bağışıklık sistemi hasar görmüş olan kişilerde ağır hastalığa yol açabilir. Semptomlar hafif nezle benzeri semptomlar ve ishalden, hayati tehlike taşıyan enfeksiyonlara kadar değişebilir. Hamile kadınlarda enfeksiyon düşüğe sebep olabilmektedir. Ölüm oranı genellikle yüksektir. Listeria, bitkiler ve toprak başta olmak üzere çevrede yaygın olarak bulunmaktadır. Başlıca bulaşma yolu kontamine gıda tüketimidir; ancak enfeksiyon insandan insana geçebileceği gibi, doğrudan hasta hayvanlardan insanlara da geçebilmektedir. İNSANLAR 2005 yılında 23 ÜD’den toplamda 1439 listeriyozis vakası rapor edilmiştir. AB’de görülme oranı 100 000 popülasyon başına 0,3 olup, bu oran 2004 ve 2003 oranları ile benzerlik göstermektedir. Almanya vaka sayısında 2004 yılına oranla yaklaşık %72’lik bir artış bildirmiştir. En yüksek görülme oranları Danimarka, Belçika, Finlandiya, Almanya ve Hollanda tarafından rapor edilmiştir. Listeriyozis en çok yetişkinler ve yaşlılar arasında görülmüş olup, vakaların %53’ü 65 yaş üzeri kişilerde meydana gelmiştir. Vakaların kaynağına ilişkin rapor veren ÜD’ler tarafından sağlanan bilgiler temel alındığında, rapor edilen vakaların çoğunun ülke içi kaynaklı olduğu görülmüştür. 800 Şekil LI1. 700 Doğrulanmış insan listeriyozis vakalarının yaş grubuna göre dağılımı, 2005 Vaka sayısı 600 500 400 300 200 100 0 0-04 5-14 15-24 25-44 45-64 ≥ 65 Bilinmiyor Yaş grubu GIDA MADDELERI 2005 yılında L. monocytogenes için, başta tüketime hazır (TH) gıdalar olmak üzere, çok çeşitli gıda maddeleri analiz edilmiştir. L. monocytogenes TH gıdalarda sıklıkla bulunmamışsa da, birkaç incelemede %39’a varan oranlarda pozitif örnek rapor edilmiştir. En yüksek oranda pozitif örnek ve gram başına 100’den fazla bakteri içeren örnekler TH su ürünlerinde rapor edilmiştir. 100 bakteri/gr sınırını aşan örnekler ayrıca, daha düşük oranlarda olmakla beraber, TH et ürünleri ile peynirlerde de rapor edilmiştir. LISTERIA H AY V A N L A R H A S TA L I K Az sayıda ÜD hayvanlarda Listeria rapor etmiştir. Listeriyozis geviş getiren hayvanlarda iyi bilinen bir hastalık olduğundan, bazı sonuçlar klinik incelemelere ilişkindir. Listeria sığır, domuz, koyun, keçi ve kümes hayvanlarında tespit edilmiştir. İNSANLAR GIDA MADDELERİ Şekil LI2. Listeria monocytogenes için test edilen toplam gıda örneği sayısı ve gıda kategorisine göre pozitif bulgu sayısı, 2005 H AY VA N L A R Tüketime hazır meyve ve sebzeler N= 865 pozitif örnek sayısı 7 poz. (%0.8) Gıda kategorisi Tüketime hazır balık ürünleri N= 8155 616 poz. (%7,5) Peynir dışındaki süt ürünleri N= 10 048 89 poz. (%0,8) Peynir N= 16 885 104 poz. (%0,6) Tüketime hazır et ürünleri N= 13 481 367 poz. (%2,7) 0 2000 4000 6000 8000 örnek sayısı 10 000 12 000 14 000 16 000 18 000 V TEC ve YERSINIA H A S TA L I K İNSANLAR GIDA MADDELERİ H AY VA N L A R V T E C ve YE R S I N I A V TEC ve YERSINIA H A S TA L I K İNSANLAR GIDA MADDELERİ H AY VA N L A R Verotoksijenik E. coli (VTEC) enfeksiyonları ve yersiniyozis de önemli zoonotik hastalıklar olup AB’de önemli oranlarda görülmektedir. Gıda ve hayvanlardaki VTEC ve Yersinia bulgularının insan hastalığı vakalarıyla ilişkisine dair bilginin yetersizliği, farklı gıda ve hayvan türlerinin insan enfeksiyonları ile ilgisinin tam olarak değerlendirilmesini engellemektedir. İnsan hastalıklarıyla ilgili serotipler ve diğer virülans faktörleri hakkında daha ayrıntılı bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır. VEROTOKSIJENIK ESCHERICHIA COLI (VTEC) H A S TA L I K İnsanlarda VTEC enfeksiyonlarıyla ilişkili semptomlar hafif ishal ile kanlı ishal arasında değişmektedir. VTEC enfeksiyonları ayrıca, akut böbrek yetmezliğiyle kendini gösteren hemolitik üremik sendroma (HÜS) yol açabilir. İnsan enfeksiyonu, kontamine gıda veya su tüketimi, doğrudan kişiden kişiye ya da hastalıklı hayvanlardan insanlara bulaşma yoluyla meydana gelebilir. Hayvanlar VTEC için önemli bir kaynak oluşturmakta, geviş getirenler ise bunlar arasında başı çekmektedir. İNSANLAR 2005 yılında 18 ÜD’den toplam olarak 3314 insan VTEC vakası rapor edilmiştir. Rapor edilen tüm vakaların yaklaşık %70’ini Almanya ve İngiltere oluşturmuştur. AB’de genel olarak görülme oranı 2004 yılındakine benzer bir oran olan 100 000 popülasyon başına 1,2 olmuştur. Ancak üç yıllık bir dönemde sürekli rapor veren on ÜD’deki görülme oranlarında hafif bir düşme eğilimi gözlemlenmiştir. En yaygın olarak tespit edilen VTEC serogrubu O157 olmuş ve genel olarak VTEC vakalarının üçte birinden fazlası 0-4 yaş arası çocuklarda meydana gelmiştir. İnsanlarda ortaya çıkan VTEC vakalarında belirgin mevsimsel farklar gözlemlenmiştir. GIDA MADDELERI VTEC ve O157 sero-grubu çiğ sığır, domuz ve kümes hayvanı etinin yanı sıra peynir ve diğer süt ürünleri ile çiğ inek sütünde de zaman zaman görülmüştür. VTEC için rapor edilen pozitif örnek oranı çiğ et örneklerinde %0 ila %15 arasında değişmiştir. O157 sero-grubu, %6’ya varan oranlarla, çoğunlukla çiğ sığır etinden izole edilmiştir. İnsan vakalarında sıklıkla izole edilen diğer sero-gruplar da et ve süt ürünlerinde tespit edilmiştir. O103 O145 O157 O26 O91 600 Şekil VT1. İnsanlarda görülen doğrulanmış VTEC vakalarının sero-grup ve yaş grubuna göre dağılımı, 2005 500 Vaka sayısı 400 300 200 100 0 0-4 5-14 15-24 25-44 Yaş grubu 45-64 ≥ 65 Bilinmiyor V TEC ve YERSINIA H A S TA L I K İNSANLAR GIDA MADDELERİ H AY VA N L A R H AY V A N L A R 2005 yılında, aralarında sığır, domuz, kümes hayvanı, koyun ve kedi de bulunan bazı hayvan türlerinde VTEC tespit edilmiştir. Pozitif örneklerin çoğunluğu, yaygınlık oranının %0 ve %22 arasında değiştiği gözlenen sığırlardan izole edilmiştir. Bunun yanı sıra, O157 sero-grup bulgularının çoğu sığır için rapor edilmiş olup, bu durum söz konusu hayvan türünün insanların VTEC’e maruz kalmasında önemli bir kaynak oluşturduğunu ortaya koymaktadır. VTEC serotiplendirme verilerinin genel olarak yetersizliği, hayvan ve gıdalardaki VTEC bulgularının halk sağlığı için önemini değerlendirmeyi güçleştirmektedir. YERSINIA V TEC ve YERSINIA H A S TA L I K Yersiniyozis, en başta küçük çocukları etkilemekte olup en yaygın belirtisi, bazen kanlı da olabilen ishaldir. Enfeksiyon çoğunlukla kontamine gıda tüketilmesi sonucu meydana gelir. Bugüne kadar insan patojeni sero-tipler için başlıca kaynağın domuzlar olduğu bilinmektedir, ancak başka hayvan türleri de patojen sero-tipler taşıyabilir. H A S TA L I K İNSANLAR GIDA MADDELERİ Yirmi iki ÜD tarafından toplamda 9630 Yersinia vakası rapor edilmiştir. Almanya’nın rapor ettiği vakalar toplam vaka sayısının %58’ine karşılık gelmektedir. AB’deki genel görülme oranı 100.000 popülasyon başına 2,6 olup, 2004 yılına oranla yaklaşık %8’lik bir artışı temsil etmektedir. Rapor edilen çoğu vaka 0-4 ile 5-14 yaş gruplarında meydana gelmiştir. Tüm vakaların yaklaşık %28’i yurtdışı kaynaklı olarak rapor edilmiştir. İnsan vakalarından izole edilen en yaygın Yersinia türü Y. enterocolitica olup, baskın serotipi O:3’tür. Az sayıda ÜD Y. pseudotuberculosis vakası rapor etmiştir. İNSANLAR H AY VA N L A R V TEC ve YERSINIA GIDA MADDELERİ H A S TA L I K 2005 yılında dört ÜD, et ve sütteki Y. enterocolitica bulgularına ilişkin bilgi sağlamıştır. Finlandiya sadece sebzeleri incelemiştir. En yüksek oranda Y. enterocolitica pozitif örnek, %17’ye varan oranlarla domuz etinden elde edilmiştir. Ayrıca inek sütü, sığır eti ve kümes hayvanı etinden de pozitif bulgular elde edilmiştir. Ancak izole edilmiş Y. enterocolitica suşlarının insanlardaki patojenitesine ilişkin eldeki bilgiler azdı. İNSANLAR H AY V A N L A R GIDA MADDELERİ H AY VA N L A R Hayvanlarda Y. enterocolitica hakkındaki incelemelere ilişkin olarak dört ÜD rapor vermiştir. Özellikle Almanya, çeşitli hayvan türlerine ilişkin bir dizi büyük incelemeyle katkıda bulunmuştur. İnsan patojeni olanları da içeren Y. enterocolitica suşları, domuz, sığır, koyun ve keçilerde bulunmuştur. En yüksek Y. enterocolitica yaygınlık oranı sığır (%12) ve domuzlarda (%3) rapor edilmiştir. TÜBERKÜLOZİS H A S TA L I K İNSANLAR H AY VA N L A R BRUSELLOZİS H A S TA L I K İNSANLAR GIDA MADDELERİ H AY VA N L A R T Ü B E R K Ü LO Z İ S ve B R U S E L LO Z İ S TÜBERKÜLOZİS H A S TA L I K İNSANLAR Hayvanlarda brusellozis ve sığır tüberkülozisini ortadan kaldırmaya yönelik Topluluk tedbirleri, çoğu ÜD’nin hastalıklardan resmen ari olmasına ya da hiçbir pozitif vaka rapor etmemesine yönelik katkıda bulunmuştur. Bununla beraber, hastalıkların ortadan kaldırılmasında kaydedilen ilerleme, hastalıklardan arınmamış bazı ÜD’lerde yavaş olmaktadır. H AY VA N L A R H A S TA L I K İNSANLAR GIDA MADDELERİ H AY VA N L A R M YCO BAC T E R I U M B OV I S’E B AĞ L I T Ü B E R K Ü LO Z İ S H A S TA L I K Tüberkülozis insanlarda Mycobacterium tuberculosis kompleksine ait bakteri türlerinin granülomatöz enfeksiyonlara yol açmasıyla meydana gelen kronik bir hastalıktır. M.bovis sığırlarda tüberkülozise yol açar ama insanlarda da yüksek derecede bulaşıcı olup, ciddi bir zoonotik risk oluşturur. Tüberkülozisin hayvanlardan insanlara bulaşması özellikle hastalıklı sığırdan elde edilen çiğ süt tüketimi yoluyla meydana gelmektedir. 70 Şekil TB1. İnsanlarda görülen doğrulanmış M. bovis tüberkülozis vakalarının yaş grubuna göre dağılımı, 2005 60 50 Vaka sayısı BRUSELLOZİS 40 30 20 10 0 0-4 5-14 15-24 25-44 Yaş grubu 45-64 ≥ 65 Bilinmiyor Şekil TB2. AB ve iki üye olmayan ülkede sığır tüberkülozisinin durumu, 2005 İNSANLAR 17 ÜD tarafından M. bovis’e bağlı toplam 119 insan tüberkülozis vakası rapor edilmiştir. Bu 2001’den beri rapor edilen en yüksek vaka sayısıdır. Almanya ve İngiltere’den rapor edilen vakalar 2005’te rapor edilenlerin %77,3’üne karşılık gelmektedir. Rapor edilen M. bovis’e bağlı vakaların çoğu 65 yaş üzeri kişilerde meydana gelmiştir. H AY V A N L A R Onbir ÜD ile İtalya’da dokuz eyalet 2005 yılında Sığır tüberkülozisinden Resmen Ari (OTF) idi. Bunlar arasında, 2005’te sadece Belçika ve Fransa tarafından bazı pozitif sığır sürüleri rapor edilmiştir. OTF olmayan ÜD’ler genelinde, mevcut sürülerin %0,6’sının hastalıklı olduğu görülmüş olmakla beraber, bu ÜD’lerden altı tanesi pozitif sığır sürüsü rapor etmemiştir. En yüksek pozitif sığır oranlarını (%3,5’a varan) İngiltere Birleşik Krallık ve İrlanda rapor etmiştir. Az sayıda ÜD koyun, keçi ya da domuzlarda M.bovis rapor etmiştir. Yabani hayvan popülasyonlarında M.bovis geyik, tilki ve yaban domuzlarında rapor edilmiştir. Ayrıca bazı hayvanat bahçesi hayvanlarına da M.bovis’e bağlı tüberkülozis teşhisi konmuştur. TÜBERKÜLOZİS H A S TA L I K İNSANLAR H AY VA N L A R BRUSELLOZİS BRUCELLA H A S TA L I K Brusellozis insanlarda ateş ve başağrısı gibi nezle benzeri semptomlarla baş gösterir. Bununla beraber, merkezi sinir sisteminde ciddi enfeksiyonlar ya da endokardit meydana gelebilir. İnsanlar bu hastalığı genellikle hastalıklı hayvanlarla doğrudan temas, ya da kontamine gıdalar, özellikle de çiğ süt yoluyla almaktadırlar. Hayvanlarda, bu organizmalar üreme organlarına yerleşerek kısırlığa ve düşüğe yol açmakta ve idrar, süt ve plasenta sıvılarına da bol miktarlarda karışmaktadır. H A S TA L I K İNSANLAR GIDA MADDELERİ H AY VA N L A R İNSANLAR 2005 yılında, yirmiiki ÜD tarafından 1218 brusellozis vakası rapor edilmiştir. Topluluk’ta görülme oranı 100 000 popülasyon başına 0,2 vaka olup, bu oran 2004’le karşılaştırıldığında hafif bir düşüşü göstermektedir. Son yıllarda, en fazla insan brusellozis vakası Yunanistan (2005 yılı için veri yoktur), İtalya, Portekiz ve İspanya’da kaydedilmiştir. Genel olarak, vakaların %63,9’u 25 ve 64 yaş arası kişilerde meydana gelmiştir. Enfeksiyonların kaynağını rapor eden beş ÜD’de, yurtdışı kaynaklı vakaların oranı doğrulanan vakaların %5’ine karşılık gelmiştir. İnsan vakalarında en sık rapor edilen tür ise B. melitensis olmuştur. GIDA MADDELERİ Yunanistan, İtalya ve Belçika, inek ve koyun sütü ile bunların ürünlerindeki Brucella hakkında veri sağlamıştır. Bulgular sütte sıfır pozitif örnek ile %6 pozitif örnek arasında değişmektedir. Pozitif örneklerin çoğunluğu koyun sütü ile bunun ürünlerinden elde edilmiştir. TÜBERKÜLOZİS H A S TA L I K İNSANLAR H AY VA N L A R H AY V A N L A R 2005 yılında oniki ÜD ile İngiltere’nin önemli bir bölümü, İtalya’da 44 eyalet ile Portekiz’de bazı küçük bölgeler, hem sığır brusellozisinden resmen ari (OBF) hem de koyun ve keçi brusellozisinden resmen ari (ObmF) durumdaydı. Üç ÜD ve İngiltere’nin geri kalanı (Kuzey İrlanda) ile Fransa’da 64 bölge (département) ve İspanya’da Kanarya adaları ise sadece ObmF idi. BRUSELLOZİS H A S TA L I K İNSANLAR GIDA MADDELERİ H AY VA N L A R TÜBERKÜLOZİS 2005 yılında, Avusturya’daki iki hastalıklı sürü haricinde, Brucella ne OBF/ObmF olan ÜD’lerde, ne de ortak finanse edilmeyen ve resmen ari olmayan ÜD’lerde tespit edilmemiştir. OBF olmayan ÜD’lerde sığır sürülerinin toplam %0,3’ünün hastalıklı olduğu görülürken, ObmF olmayan ÜD’lerde koyun/keçi sürülerinin %2,1’inin pozitif olduğu tespit edilmiştir. Genel olarak ise, ortak finanse edilen imha programlarına sahip ÜD’lerdeki pozitif sürülerin oranları 2004’e oranla biraz azalmıştır. Yabani hayvanlar, hayvanat bahçesi hayvanları ile diğer evcil hayvanlardaki Brucella bulguları hakkında da münferit raporlar bulunmaktadır. H A S TA L I K İNSANLAR H AY VA N L A R BRUSELLOZİS H A S TA L I K İNSANLAR GIDA MADDELERİ H AY VA N L A R 100 000 kişide görülen brusellozis vaka sayısı Fransa Yunanistan İtalya Portekiz İspanya 7 Şekil BR1. Seçilmiş OBF olmayan ÜD’lerde insan brusellozisinin görülme oranı, 2001-2005 6 5 4 3 2 1 0 2001 2002 2003 Yıl 2004 2005 Test sonucu pozitif olan sürülerin oranı İspanya Yunanistan İtalya İrlanda TÜBERKÜLOZİS Portekiz Şekil TB3. %5 OTF olmayan seçilmiş ÜD’de M. bovis testinde pozitif çıkan sığır sürülerinin oranı. %4 H A S TA L I K İNSANLAR H AY VA N L A R %3 BRUSELLOZİS %2 H A S TA L I K %1 İNSANLAR %0 2002 2003 2004 Yıl 2005 GIDA MADDELERİ H AY VA N L A R Şekil BR2. Sığır brusellozisinin durumu, 2005 TÜBERKÜLOZİS H A S TA L I K İNSANLAR H AY VA N L A R BRUSELLOZİS H A S TA L I K İNSANLAR GIDA MADDELERİ H AY VA N L A R Şekil BR3. koyun ve keçi brusellozisinin durumu (B. melitensis), 2005 PA R A Z İ T İ K Z O O N O Z L A R TRICHINELLA ECHINOCOCCUS ve TOXOPLASMA H A S TA L I K İNSANLAR H AY VA N L A R PA R A Z İ T İ K ZO O N O Z L A R T R I C H I N E L L A, E C H I N O CO CC U S ve TOXO P L A S M A PA R A Z İ T İ K Z O O N O Z L A R TRICHINELLA İki gıda kökenli parazitik zoonoz, trişinellozis ve ekinokokkozisin rapor edilen görülme oranları insanlarda düşük olmakla beraber hastalığın ciddiyetinden dolayı önemlidir. Trichinella çiftlik hayvanlarında nadiren tespit edilmiştir. Her iki zoonoz için de yabani hayvanlar önemli bir kaynak oluşturmaktadır. Bulguların AB dahilindeki coğrafi dağılımlarında ve enfeksiyon bulaşma riskinde belirgin farklar bulunmaktadır. ECHINOCOCCUS ve TOXOPLASMA TRICHINELLA H A S TA L I K İNSANLAR Trişinellozisin klinik belirtileri arasında bulantı, ishal ve ateş bulunmakta, daha ağır vakalarda, hareketleri koordine etmekte güçlük ile kalp ve solunum sorunları gelişebilmektedir. İnsanlarda enfeksiyon genellikle hastalıklı bir hayvanın çiğ ya da 2 5 H AY VA N L A R Hayvan veya et parçasının yenmesi 3 4 2 5 1 i d 3 4 Etçillik Az pişmiş et yenmesi (özellikle domuz) 1 d 1 i Domuzlar Kaynak: http://www.dpd.cdc.gov/dpdx H A S TA L I K i d Çizgili kasta enkiste larva Etçillik İnce bağırsakta serbest kalan larva 2 2 5 3 4 Kemirgenler Çizgili kasta enkiste larva Şekil TR1. Trichinella’nın yaşam döngüsü i = Enfektif dönem d = Diyagnostik dönem i 3 d 5 Dolaşım İnce bağırsaktaki yetişkinler 4 Mukozaya çökelen larva Şekil TR2. Tüm yabani hayvanlarda Trichinella bulguları, 2005 yanlış koşullarda pişmiş etinin yenmesiyle oluşmaktadır. Tüm dünyada insan enfeksiyonunun en yaygın kaynakları domuz eti, yaban domuzu eti ve diğer av hayvanları etidir. Ancak at, köpek ve diğer pek çok hayvan etinden de enfeksiyonun geçtiği görülmüştür. İNSANLAR 2005 yılında yirmibir ÜD trişinellozis hakkında bilgi rapor etmiş olmakla beraber, rapor edilen 175 insan vakası altı ÜD’den gelmiştir. Bu vakaların çoğu Letonya ve Polonya tarafından bildirilmiştir. AB’de görülme oranı 100 000 popülasyon başına <0,1 olup, Polonya’nın 163 vakayla sonuçlanan bir salgın yaşadığı 2004 yılına oranla bir artışı azalışı, ancak 2003’teki duruma da benzer bir oranı temsil etmektedir. Sadece iki ÜD vakaların kaynağına ilişkin rapor vermiş olup, doğrulanmış vakaların toplamda %27’sinin yurtdışı kaynaklı olduğu görülmüştür. İnsan vakalarının çoğunluğu 45-64 yaş grubunda gözlenmiştir. H AY V A N L A R Tüm ÜD’ler hayvanlarda Trichinella’ya yönelik veri sağlamıştır. Domuzlarda, beş ÜD tarafından düşük sayıda Trichinella pozitif olan hayvan rapor edilmiş olup, pozitif örneklerin oranı %0,0001’den azdır. Trichinella atlarda tespit edilmemiştir. Yabani hayvan popülasyonunda, başta yaygınlığın %0,1 olduğu yaban domuzları olmak üzere, çeşitli etcil yabani hayvan türlerinde daha yüksek oranda pozitif örnek gözlemlenmiştir. Bu durum yabani hayvanların bu parazit için rezerv teşkil ettiğini göstermektedir. Önceki yıllarda da olduğu gibi, pozitif bulgular daha çok AB’nin doğu ve kuzey doğu bölgelerinden rapor edilmiştir. Kaynak: http://www.dpd.cdc.gov/dpdx Şekil EH1. E. granulosus’un yaşam döngüsü 6 1 Skoleks bağırsağa yapışır 4 İnce bağırsaktaki yetişkin 5 Kistteki protoskoleks Organlardaki kistlerin yenmesi Kesin(son) Konak (köpek ve diğer köpekgil’ler) 2 i 2 4 4 (Dışkıdaki) Yumurtaların Ara Konak (koyun, 4 keçi, domuz, vb.) ağız yoluyla alınması Dışkıdakembriyolu 4 yumurta 4 d 4 3 Karaciğer, akciğerlerde, v.s. hidatid kist Onkosfer çatlar; bağırsak duvarına girer 3 i = Enfektif dönem d = Diyagnostik dönem PA R A Z İ T İ K Z O O N O Z L A R ECHINOCOCCUS TRICHINELLA Echinococcus multilocularis insanlarda yüksek oranda patojen olup, alveoler ekinokokkozise neden olan mikroorganizmadır. Kanser benzeri kronik bir hastalıktır ve tedavi edilmeyen hastalarda %100’e oranlarda ölümcüldür. Diğer türü olan Echinococcus granulosus parazitik kistlerin oluşumuna sebep olur ve semptomları yavaşça büyüyen bir tümörün semptomlarına benzemektedir. E. granulosus köpekler ve diğer köpekgillerin ince bağırsaklarında yaşarken, E. multilocularis’in kesin konağı tilkidir. İnsanlara bu hastalık, hastalıklı hayvanların dışkısıyla dışarı atılan parazitin yumurtalarının yanlışlıkla gıdaya bulaşması sonucu geçebilmektedir. H A S TA L I K ECHINOCOCCUS ve TOXOPLASMA H A S TA L I K İNSANLAR Şekil EH2 . H AY VA N L A R Yabani hayvanlarda Echinococcus bulguları, 2005 İNSANLAR 2005 yılında yirmi ÜD 320 insan ekinokokkozis vakası rapor etmiştir. Rapor eden ÜD’lerden beş tanesinde vaka bulunmamaktaydı. AB’de görülme oranı 100 000 popülasyon başına <0,1 olup, onaylanmış vakaların %39’una, E.granulosus, %15’ine ise E.multilocularis karşılık gelmekteydi. Geri kalan vakalarda, tür belirtilmemişti. Enfeksiyonun kaynağına ilişkin bilgiler eksikti: dokuz ÜD vakaların kaynağını rapor etmiş, bu ÜD’lerin üçü yurtdışı kaynaklı vakalar belirtmiştir. İnsan vakalarının çoğunluğunun 25-44, 45-64 ve >65 yaş grubu arasında eşit olarak dağıldığı görülmüştür. H AY V A N L A R Veri sağlayan yirmiiki ÜD’den sadece üçü hiçbir bulgu rapor etmemiştir. Çiftlik hayvanlarında, en yüksek pozitif örnek yaygınlık oranları; birkaç Akdeniz ÜD’si, İngiltere ve Polonya’dan bildirilmiştir. Akdeniz ülkelerinde son beş yıl içerisinde PA R A Z İ T İ K Z O O N O Z L A R TRICHINELLA ECHINOCOCCUS ve TOXOPLASMA H A S TA L I K İNSANLAR H AY VA N L A R PA R A Z İ T İ K Z O O N O Z L A R TRICHINELLA ECHINOCOCCUS ve TOXOPLASMA H A S TA L I K İNSANLAR H AY VA N L A R genel bir düşme eğilimi gözlemlenmiştir. Sadece dört ÜD çiftlik hayvanlarında tür düzeyindeki dağılıma ilişkin bilgi sağlamıştır ve rapor edilen bulguların hepsi de E. granulosus‘tur. Altı ÜD tarafından tilkilerde E. multilocularis rapor edilmiştir. E. granulosus porsuk, sansar, yaban koyunu ve kurtlarda rapor edilmiştir. Yaban domuzlarında türü belirsiz Echinococcus rapor edilmiştir. Yabani hayvanlardaki Echinococcus bulgularının birçoğu orta Avrupa ülkeleri tarafından rapor edilmiştir. Hastalık insanlara tilki ve diğer köpekgillerin dışkıyla attığı yumurtalar aracılığıyla bulaştığından, bu hayvanlardaki bulgular insan sağlığı için son derece önemlidir. TOXOPLASMA PA R A Z İ T İ K Z O O N O Z L A R İnsanlarda Toxoplasma hakkında 2005 yılına ait hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Gıdalardaki Toxoplasma hakkındaki bilgiler de oldukça azdır. AB’de bu mikrobiyal ajanın tespit ve rapor edilmesine yönelik iyileştirmeye ve iyi izleme planları oluşturmaya ihtiyaç bulunmaktadır. TRICHINELLA ECHINOCOCCUS H A S TA L I K 1 i = Enfektif dönem d = Diyagnostik dönem Fekal Ookistler Doku Kistleri i i 3 Şekil TO1. Toxoplasma gondii’nin yaşam döngüsü Hem ookistler hem de doku kistleri emildikten kısa süre sonra takizoitlere dönüşebilir. Takizoitler nöral ve kas dokularına yerleşir ve doku kisti bradizoitlerine dönüşürler. Hamile bir kadın enfekte olursa, takizoitler kandolaşımı yoluyla fetüse bulaştırabilir. d d Serum, ZSF 2 Kaynak: http://www.dpd.cdc.gov/dpdx İnsanlarda Toxoplasma enfeksiyonlarının çoğu asemptomatiktir veya hafif nezle benzeri semptomlara yol açar. Ancak toksoplazmozis hayati tehlike de oluşturabilmektedir. Toksoplazmozis hamilelik sırasında kapılırsa düşüğe veya doğum sakatlıklarına yol açabilir. Enfeksiyon, parazit yumurtası bulunan az pişmiş etin ya da kedi dışkısı bulunan gıdanın tüketimiyle veya kontamine toprak ya da kedi kumu kutularıyla el teması yoluyla insanlara geçebilmektedir. ve TOXOPLASMA H A S TA L I K İNSANLAR H AY VA N L A R PA R A Z İ T İ K Z O O N O Z L A R İNSANLAR TRICHINELLA 2005 yılında insanlarda toksoplazmozis vakalarına ilişkin veri bulunmamaktaydı. AB 2004’te, bu hastalığın görülme oranının 100 000 popülasyon başına 0,6 vaka olduğunu ve vakaların çoğunun laboratuvar onaylı klinik vakalar olduğunu rapor etmiştir. Çok az sayıda ÜD’nin hamile kadınlar ve yeni doğan bebeklerde toksoplazmozise yönelik rutin bir denetimi bulunmaktadır. ECHINOCOCCUS H AY V A N L A R ve TOXOPLASMA H A S TA L I K İNSANLAR H AY VA N L A R Dokuz ÜD hayvanlarda Toxoplasma hakkında veri sağlamıştır. Genel olarak, hayvanlardaki toksoplazmozisin odağı, koyun ve keçilerde düşüğe yol açan T. gondii’dir. Dolayısıyla, örneklerin çoğunluğu – ve pozitif olanların çoğu – koyun ve keçilerden gelmektedir, ancak sığır, köpek, kedi ve vahşi hayvanlardan da pozitif örnekler rapor edilmiştir. KUDUZ H A S TA L I K İNSANLAR H AY VA N L A R KUDUZ KUDUZ H A S TA L I K İNSANLAR H AY VA N L A R Her ne kadar insanlarda az sayıda yerli kuduz vakası rapor edilmiş olsa da, AB’nin doğusunda çiftlik hayvanları ve vahşi hayvanlarda rapor edilen vakaların artması önem arzetmektedir. H A S TA L I K Kuduz virüsü tüm sıcakkanlı hayvanları etkileyebilir ve tilkilerle sokak köpekleri başta olmak üzere, hastalıklı hayvanların tükürüğüyle temas edilmesi, örneğin hayvan ısırması yoluyla geçer. Hastalık konakçının merkezi sinir sisteminde şişmeye yol açar ve genellikle ölümcüldür. İnsanlarda görülen kuduzda kuruntu, başağrısı ve ateş gibi semptomları, sinir sisteminin bozulması takip eder ve etkilenen kişinin ölümüyle sonlanır. Şekil RA2. Evcil hayvanlar ve ev hayvanlarında kuduz bulguları, 2005 İNSANLAR AB’de rapor edilen çok az sayıda kuduz vakası genellikle Topluluk dışı kaynaklıdır. Bununla beraber, 2005 yılında dört vaka bildirilmiştir. Rapor edilen dört vakanın üçü, AB dışına yaptığı bir seyahat sırasında kuduz kapmış olan bir vericiden yapılan organ nakli sonucu meydana gelmiştir. Tablo RA1. İnsanlarda rapor edilen kuduz vakaları sayısı, 2001-2005 Yıl Ülke Vaka 2001 İngiltere Filipinler’den 1 ziyaretçi 2002 İngiltere 1 kayıtlı yarasa uzmanı EBL’den1 öldü 2003 Fransa Gabon’dan 1 ziyaretçi 2004 Avusturya Fas’tan ithal edilen 1 vaka Almanya 1 yurtdışı kaynaklı vaka Almanya Toplamda 4 vaka. 3 kişi kuduza yakalanmış bir donörden organ aldıktan sonra hastalandı. Donör hastalığı Hindistan’a bir seyahat sırasında kapmıştı. 2005 1 EBL = Avrupa Yarasası Lyssavirus H AY V A N L A R KUDUZ H A S TA L I K İNSANLAR Oniki ÜD çeşitli hayvan türlerinde kuduz rapor etmiştir. Evcil ve yabani hayvanlardaki kuduz vakalarının büyük çoğunluğu, yabani hayvanların (özellikle de tilki ve rakunların) sıklıkla hastalık kaptığı doğu Avrupa ÜD’leri tarafından rapor edilmiştir. Hastalığı kontrol etmeye yönelik aşılama programları, yabani etçil popülasyonun enfeksiyon taşıdığı ÜD’lerde etkin olmuştur ve pozitif bulgulara sahip tüm ÜD’lerde de hastalığı imha programları uygulanmaktadır. H AY VA N L A R Evcil hayvanlar Ev hayvanları Tilkiler Rakunlar Diğer vahşi hayvanlar 3000 Şekil RA1. EU-25 2500 Vaka sayısı EU-15+CY+LV+LT+SI 2000 EU-25 1500 1000 500 -------EU-15------0 2001 2002 2003 Yıl 2004 2005 Hayvanlarda rapor edilen kuduz vakaları sayısı, 2000-2005 DİĞER ZOONOZ DELİDANA KUŞ GRİBİ CYSTIRCERCI ve SARCOCYSTIS BALKAN GRİBİ D İ Ğ E R ZO O N O Z D E L İ DA N A ( S I Ğ I R L A R I N B U L A Ş I C I S Ü N G E R İ M S İ B E Yİ N H A S TA L I Ğ I – B S E ) AB’de 2005 yılında “Geviş Getiren Hayvanların Deli Dana Hastalığı için Test Edilmesi ve İzlenmesi (TSE) hakkındaki Avrupa Komisyonu Raporundan” alınan bilgiler, ÜD’lerde sadece az sayıda büyükbaş hayvanın deli dana hastalığı (BSE) testinde pozitif çıktığını göstermektedir. 2004’te bir keçide tespit edilen şüpheli BSE vakasının 2005’teki onaylanması haricinde, koyun veya keçilerde başka hiçbir BSE vakası onaylanmamıştır. K U Ş G R I B I ( AV I A N I N F LU E N Z A ) Avrupa Komisyonu 2005 yılında ÜD’lerdeki Kümes Hayvanlarında Kuş Gribi Araştırmaları hakkında bir rapor yayımlamıştır. Rapora göre, AB’de 78 kanatlı kümesi Avian Influenza A virüsü testinde pozitif çıkmış olup, bunların 74’ünün H5 ya da H7 virüs alttipleri için pozitif olduğu doğrulanmıştır. SISTISERK VE SARKOSISTIS DIĞER ZOONOZ 2005 yılında sistiserkuss (Taenia saginata) ve Sarkosistis’e ilişkin veri sağlayan tek ülke Belçika’ydı. Genel olarak ise, karkasların %0,3’ünde Cysticercus ve çok azında da (%0,002) Sarkosistis bulunmuştur. DELI DANA B A L K A N G R I B I ( Q AT E Ş I – C O X I E L L A B U R N E T I I ) KUŞ GRIBI Hayvanlarda Coxiella burnetii’ye ilişkin olarak Belçika ve Portekiz bilgi sağlamıştır. Artan düşük vakalarına bağlı olarak inek, koyun ve keçiler incelenmiş ve Portekiz bir pozitif inek rapor etmiştir. Belçika bazı boğaları da incelemiş olmakla beraber tüm sonuçlar negatif çıkmıştır. SISTISERK ve SARKOSISTIS BALKAN GRIBI ANTIMIKROBIK DIRENÇ ANTIMIKROBIK DIRENÇ KAMPILOBAK TER’LER DE ANTIMIKROBIK DIRENÇ S A L M O N E L L A’ L A R DA ANTIBIYOTIK DIRENCI Hayvanlar ve gıdalardan alınan nispeten yüksek oranlardaki Campylobacter ve Salmonella izolatları insan tedavisinde yaygın olarak kullanılan antimikrobiklere direnç göstermiştir. Bu durum özellikle kümes hayvanlarından alınan Campylobacter izolatlarındaki florokinolonlara direnç konusunda geçerlidir. Bu dirençli bakterilerin yol açtığı gıda kökenli enfeksiyonlar, tedavi seçenekleri sınırlı olabileceğinden, insanlar için özellikle risk oluşturmaktadır. KAMPILOBAKTER’LER DE ANTIMIKROBIK DIRENÇ İnsanlardan alınan Campylobacter izolatlarında, siprofloksasine (florokinolon bir madde) direncin yaygın olduğu ve %37 ila %48 arasında değiştiği rapor edilmiştir. C. jejuni’de, tetrasiklin ve ampisiline direnç daha az görülürken C. coli’de tetrasiklin direncin daha yüksek düzeyde (%38) olduğu gözlemlenmiştir. Gıdadan alınan Campylobacter izolatları arasında, en yüksek direnç düzeyleri tetrasiklin ve siprofloksazin için (sırasıyla %23 ve %16’ya kadar) rapor edilmiştir. Campylobacter de en yüksek direnç düzeyi, başta kümes hayvanları ve domuzlar olmak üzere, hayvanlardan alınan izolatlarda bulunmuştur. Siprofloksasin ve tetrasikline direnç, hayvan izolatlarında sırasıyla %94 ve %99’a varıyordu. C. coli izolatlarında eritromisin ve streptomisine direnç önemli oranda olup, sırasıyla %72 ve %90’a varıyordu. S A L M O N E L L A’ L A R D A A N T I B I YO T I K D I R E N C I İnsanlardan alınan Salmonella izolatları arasında S. enteritidis izolatlarının çoğunluğu test edilen antibiyotiklere tamamen duyarlıydı ve %1’den azı 4’ten fazla antibiyotiğe dirençliydi. S. typhimurium’un durumu belirgin şekilde farklıydı çünkü durumunun belirgin şekilde farklı olduğu görüldü; çünkü izolatların sadece %26’sı tamamen duyarlı ve izolatların %27’si de test edilen antibiyotiklerin dördünden fazlasına dirençliydi. A N T İ M İ K R O B İ YA L DİRENÇ Domuz etinden alınan Salmonella izolatlarında ampisiline (%35’e kadar), nalidiksik aside (%17’ye kadar) ve tetrasikline (%59’a kadar) direnç yaygındı. Birkaç ÜD ayrıca başka hayvan türlerindeki Salmonella’da ampisilin, tetrasiklin ve sulfonamide yüksek düzeylerde direnç bildirmiştir. Buna ek olarak, bazı ÜD’ler tarafından nalidiksik aside nispeten yüksek düzeyde bir direnç bildirilmiştir. Nalidiksik asit, insanlarda Salmonella’nın tedavisinde kullanılan önemli bir antimikrobiyal grubu olan florokinolonlara direncin arttığının bir göstergesidir. Bazı ÜD’ler gıda ve hayvanlardan alınan izolatlarda florokinolonlara karşı direnç rapor etmişse de, beraber, bu düşük bir seviyededir (%<2). CAMPYLOBAC TER’LER D E A N T İ M İ K R O B İ YA L DIRENÇ S A L M O N E L L A’ L A R DA ANTİBİYOTİK DİRENCİ G I DA KÖ K E N L İ S A LG I N L A R GIDA KÖKENLİ SALGINLAR 2005 yılında gıda kökenli salgınların en önemli sebepleri Salmonella ve Campylobacter idi. Salmonella salgınlarının en yaygın kaynakları yumurta ve unlu mamullerken, tavuk eti hem Salmonella hem de Campylobacter salgınlarının önemli bir kaynağını teşkil ediyordu. Salgınların raporlarının daha ileri düzeyde uyumlaştırılması Topluluk analizlerinin kalitesini artıracaktır. Yirmiüç ÜD 47.251 kişinin etkilendiği ve 5330 hospitalizasyon vakası ve 24 ölümle sonuçlanan toplam 5311 gıda kökenli salgın rapor etmiştir. Bu rakamlar, raporda daha fazla nedensel madde içerilmesine ve daha etkin bir raporlamaya rağmen, 2004’ten beri rapor edilen gıda kökenli salgınların sayısında genel bir düşüşü temsil etmektedir. Önceki yıllarda olduğu gibi, 2005’te de gıda kökenli salgınlarda rapor edilen en yaygın madde Salmonella ve onu takiben Campylobacterdi (sırasıyla, tüm rapor edilen salgınların %64 ve %9’u). Genelde Genelde ise, Salmonella’nın yol açtığı salgınlar Campylobacter enfeksiyonlarından daha çok kişiyi etkilemiş ve daha fazla hastane tedavisi gerektirmiştir. Salmonella salgınlarından, %14’ünün hastaneye yattığı 27 760 kişi etkilenmiştir. Salmonella’ya en çok evlerde ve restoranlarda maruz kalındığı rapor edilmekle beraber, yurtdışı seyahatleri de sıklıkla Salmonella salgınlarıyla ilişkilendirilmiştir. Salgınlarda sözü geçen en yaygın kaynaklar yumurta, unlu mamuller ve tavuk eti olmuştur. Campylobacter’le ilişkili salgınlar %6’sının hastaneye kaldırıldığı 2478 kişiyi etkilemiştir. Campylobacter salgınlarının en yaygın rapor edilen kaynaklarından biri tavuk etidir. 6812 kişiyi etkileyen ve bunların %4’ünün hastaneye kaldırılmasını gerektiren, rapor edilmiş tüm salgınların %6’sında etken ajanın gıda kaynaklı virüsler olduğu bildirilmiştir. Ortalama olarak salgın başına en fazla kişiyi etkileyen virüsler gıda kaynaklıdır. Calisivirus (Norovirüs dahil) 2005 yılında en yaygın olarak rapor edilen gıda kökenli virüs olmuştur. En yaygın enfeksiyon kaynaklarının; kontamine su, meyve ve sebzeler ya da taşıyıcı kişiler olduğu rapor edilmiştir. Flavivirus ve Trichinella spp.’ın yol açtığı salgınlar nispeten daha yüksek oranda vakanın hastaneye kabulünü gerektirmiştir (sırasıyla %72 ve %44). AB’de gıda kökenli salgınların diğer ana sebepleri Staphylococcus spp. (tüm salgınların %3’ü), Clostridium spp. (%2), Bacillus spp. (%1), patojen E. coli (%1) ve Shigella(1%) olmuştur. G I D A K AY N A K L I SALGINLAR EFSA HAKKINDA E F S A H A K K I N DA Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu (EFSA), Avrupa halkının gıda güvenliği ile ilgili otoritelerin tüketicileri koruma becerilerine ilişkin endişelerini dile getirmesine yol açan bir dizi gıda salgınını takiben, 2002 yılında Avrupa Topluluğu tarafından bağımsız bir ajans olarak kurulmuştur ve Topluluk tarafından finanse edilmektedir. EFSA, ulusal otoritelerle yakın işbirliği ve konuyla ilgili paydaşlarla açık istişare içerisinde, hayvan sağlığı ve refahı ile bitki koruması da dahil olmak üzere, gıda ve yem güvenliğine doğrudan veya dolaylı etkisi olan tüm konularda tarafsız bilimsel tavsiye sunmaktadır. EFSA’ya ayrıca Topluluk mevzuatına ilişkin olarak beslenme konusunda da danışılmaktadır. EFSA HAKKINDA EFSA’nın çalışmaları iki alanı kapsamaktadır: risk değerlendirme ve risk iletişimi. EFSA’nın risk değerlendirmeleri risk yöneticilerine (politik sorumluluğu bulunan AB kurumları, yani Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve Konsey) gıda ve yem güvenliğine ilişkin yüksek düzeyde tüketici korunması için gereken politika ve yasal düzenlemelerin belirlenmesinde sağlam bir bilimsel temel sağlamaktadır. EFSA halka, görevi kapsamındaki tüm hususlar hakkında açık ve şeffaf bilgi verir. 28 Ocak 2002 tarih ve 178/2002 (EC) sayılı kuruluş Tüzüğü’nde belirtildiği gibi, bilimsel veri toplanması ve analizi, yeni ortaya çıkan risklerin saptanması ve özellikle gıda krizi durumunda Komisyon’a bilimsel destek verilmesi de EFSA’nın görev kapsamına girmektedir. EFSA, 2003/99/AT sayılı Direktif uyarınca zoonoz, antimikrobiyal direnç ve gıda kaynaklı salgınlar hakkında Üye Devletler’den toplanan verilerin incelenmesinden ve sonuçlara dayanarak Topluluk Özet Raporunun hazırlanmasından sorumludur. İnsanlarda zoonoz vakaları hakkındaki veriler ve bunların analizleri Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi’nden edinilmiştir. Danimarka Gıda ve Veterinerlik Araştırma Kurumu’ndaki (EFSA’yla anlaşmalı) Zoonoz İşbirliği Merkezi de verilerin analiz edilmesinde EFSA’ya yardımcı olmuştur. EFSA hakkında ayrıntılı bilgi için: Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu Largo N. Palli 5/A I-43100 Parma İtalya Tel: +39 0521 036 111 Faks: +39 0521 036 110 E-posta: [email protected] www.efsa.europa.eu EFSA HAKKINDA © Avrupa Gıda Güvenliği Ocak 2008 ISBN: 92-9199-066-5 Aksi belirtilmediği sürece, kaynak göstermek kaydıyla, çoğaltımına izin verilmiştir. Bu kitapçıkta yer alan görüş veya tutumlar hukuki anlamda Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu’nun resmi tutumunu yansıtmayabilir. Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu olabilecek hiçbir hata veya yanlışlık için sorumluluk veya yükümlülük kabul etmez. TM-AE-06-001-TR-C Largo N. Palli 5/A I-43100 Parma İtalya Tel: +39 0521 036 111 Faks: +39 0521 036 110 [email protected] www.efsa.europa.eu