acil tıp ve yogun bakım

advertisement
ACİL TIP VE YOĞUN BAKIM
• Kritik hasta çocuk izleminde yoğun bakım
ünitelerinde mortalite göstergesi olarak kullanılan
skorlama sistemleri vardır
• Bu skorlama sistemlerinden en yaygın kullanılan
PRISM(Pediatrik Mortalite Riski) III skorlamasıdır.
• Bu skorlama sisteminde kardiyovasküler ve nörolojik
vital bulgular,hematolojik testler,biyokimyasal testler
ve asit-baz/kan gazları vardır.
PRISM III
PEDİATRİK ACİLLER VE RESÜSİTASYON
• Pediatrik aciller çok çeşitli olup;kardiyak,endokrin
travmatik ve enfeksiyoz nedenli olabilmekdedir.
• Solunum sistemi ile ilgili sorunlar çocuklarda sık
görülür, kardiyak arrestin en önemli nedenidir
• Solunumla ilgili sorunlar
– Üst veya alt hava yolu tıkanıklığı,
– Alveollerde gaz değişiminin bozulması,
– Akciğer kan akımı bozuklukları,
– Solunumun merkezindeki bozukluklar nedeniyle
ortaya çıkabilir.
• Bebek ve çocuklarda ani kalp durması erişkinlere
göre daha enderdir.
• Çocuklarda genellikle önce solunum ve dolaşım
giderek bozulur sonra kalp durması ile sonuçlanır.
• Herhangi bir nedenle solunum ve/veya kalp durması
olan hastalara temel yaşam desteği uygulanır.
• Temel yaşam destegi fizyolojik insibitalitenin
saptanması ve değerlendirilmesi için gözlemle başlar.
TEMEL YAŞAM DESTEĞİ BASAMAKLARI
1. Yüksek sesle çevreden yardım iste,
2. Kendi güvenliğini sağla,
3. Travma olup olmadığını sorgula,
4. Çocuğun bilinci kontrol et
5. Bilinç kapalı ise:
–
Ağızda gözle görülebilen yabancı cisim varsa temizle
6. Hava yolunu açmak üzere başa pozisyon ver,
–
Travma şüphesi yoksa “baş geri – çene yukarı hareketi”
uygula,
–
Travma şüphesi varsa “çene itme hareketi” uygula, bu
şekilde hava yolu açılmazsa “baş geri – çene yukarı
hareketi” uygula.
7. Çocuğun soluyup solumadığını “bak, dinle, hisset”
yöntemiyle kontrol et. Solunumu yeterli ise
derlenme pozisyonu ver,
8. Solunumu yok ise; ard arda iki soluk ver (hayat
kurtarıcı soluk, hayat öpücüğü). Göğüs kafesi
yükselmiyorsa;
– Pozisyonu gözden geçir ve soluk verme işlemini
tekrarla,
– Göğüs kafesi yine yükselmiyorsa yabancı cisme
bağlı hava yolu tıkanıklığı düşünerek gerekli
işlemleri yap.
9. Dolaşımı kontrol et.
10. Çocukta dolaşım belirtileri yoksa kalp masajına başla.
–
Ard arda 15 kalp masajı yap sonra 2 kez solut. (kurtarıcı tek
başına ise 30 defa kalp masajı)
–
Yaklaşık iki dakika içinde beş döngü hedeflenmelidir.
–
Her beş döngüde bir (yaklaşık iki dakika) çocuk tekrar
değerlendirilmelidir
Bu aşamadan sonra ileri yaşam desteğine ihtiyaç vardır.
Gögüs kompresyon /Ventilasyon ilişkisi
YENİDOĞAN
1-8 YAŞ
>8 YAŞ
KOMPRESYON HIZI
120
EN AZ 100
100
KOMPRESYON/VEN
TİLASYON ORANI
3:1
5:1*
15:2
NABIZ KONTROLU
UMBLİKAL ARTER
BRAKİAL ARTER
KAROTİD ARTER
Resusitasyonu bir kurtarıcı yapıyorsa kompresyon
/ventilasyon oran 30:2 olmalıdır.
*Entübasyon yapıldı ise
YABANCI CİSME BAĞLI
HAVA YOLU TIKANIKLIĞI
• Yabancı bir cisme bağlı olarak (yiyecek, oyuncak
parçaları vb.) hava yolunun tam tıkanması
durumunda çocuk:
– Hiç nefes alamaz,
– Ses çıkaramaz,
– Öksüremez.
• Hava yolu kısmen tıkanmış ise çocuklarda:
– Ani solunum sıkıntısı,
– Zayıf veya sessiz öksürme,
– Hırıltı ortaya çıkar.
• Benzer bulgular çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonu
durumunda da ortaya çıkabilir.
• Yabancı cisme bağlı hava yolu tıkanıklığı durumunda
bulgular çok ani başlar ve öncesinde herhangi bir hastalık
bulgusu yoktur.
• Yabancı cisme bağlı hava yolu tıkanıklığı kısmi olarak
oluşmuşsa çocuğun kendiliğinden olan solunumu ve
öksürmesi desteklenmelidir.
• Ancak tam tıkanma bulguları ortaya çıkarsa müdahale
edilmelidir.
• Bilinci açık ve hava yolu tam tıkanmış bebekde;
• Dönüşümlü olarak “sırt vuruşu” (skapulalar arasına 5
kez) ve “göğüs basısı” (göğüste kalp masajı yapılan
noktaya 5 kez) yapılır.
• Her saniyede bir vuruş yapılmalıdır.
• Sırt vuruşu ve göğüs basısına dönüşümlü olarak
yabancı cisim çıkana veya bebeğin bilinci kapanana
kadar devam edilmelidir.
• Bilinç kapanmış ise “dil-çene kaldırma yöntemi” ile
ağız açılır ve resüsitasyona başlanır.
• Bilinci açık hava yolu tam tıkalı çocuk da Heimlich
yöntemiyle karın basısı yapılmalıdır; basıya beşerli
seriler halinde yabancı cisim çıkana veya çocuğun
bilinci kapanana kadar devam edilir.
• Bilinç kapanmış ise “dil-çene kaldırma yöntemi” ile
ağız açılır, resüsitasyona geçilir.
SUDA BOĞULMA DURUMUNDA
TYD
• Hipoksinin süresi ve ağırlığı çocuğun yaşamsal
bulgularını etkiler.
• Çocuğa en kısa zamanda, mümkünse çocuk sudan
çıkarılmadan hayat kurtarıcı soluk uygulanmalıdır.
• İlk soluktan sonra dolaşım bulgularına bakılmalı, yok
ise kalp masajına başlanmalıdır.
• Çocuğun akciğerlerine kaçan su yabancı cisim olarak
kabul edilmemeli ve suyu çıkarmak için karın basısı
uygulanmamalıdır.
ŞOK VE KARDİYAK ARREST TEDAVİSİ
• ŞOK; Kan akımının azalması sonucu, dokuların
metabolik ihtiyaçlarının karşılanamadığı klinik bir
durumdur.
• ŞOK BULGULARI ;Taşikardi, normal ya da azalmış kan
basıncı,nabız dolgunluğunda azalma, deride renk
değişikliği ve soğukluk, kapiller geri doluş süresinde
uzama,bilinç bozukluğu, idrar miktarında azalma
• ŞOK EVRELERİ
• Kompanze şok: Kan basıncı normaldir.
• Dekompanze şok:Kan basıncı düşüktür.
HİPOVOLEMİK ŞOK TEDAVİSİ
• İzotonik kristalloid sıvılar,
• Kan ve kan ürünleri
• Kolloid sıvılar,
(olumsuz etkileri nedeniyle genellikle tercih edilmez)
• Glukoz içeren sıvılar
(hipoglisemi dışında kullanılmaz)
İzotonik kristalloid sıvılar:
• En ideal sıvıdır
– %0.9 NaCl,
– Ringer laktat
(Etkili, ucuz, kullanıma hazır, allerjik değil)
Doz: 20 ml/kg (5-20 dakikada).
Gerektiğinde bir saat içinde 2-3 kez
tekrarlanabilir
(Toplam doz:40-60 ml/kg).
Kan ve kan ürünleri:
• Travmaya (kanama) bağlı hipovolemik şok
tedavisinde;
• 40-60 ml/kg (20 ml/kg dozunda 2-3 kez)
kristalloid sıvı verilmesine rağmen
yeterli doku dolaşımı sağlanamıyorsa
10 ml/kg dozunda eritrosit süspansiyon verilebilir.
Kolloid sıvılar:
• Etkili hacim genişliği sağlarlar,
• Alerjik reaksiyonlara yol açabilirler,
• Akciğer-kalp hastalığı olan çocuklarda akciğer
ödemine neden olabilirler,
• Mortaliteyi arttırabildiği ileri sürülmüştür.
(istenmeyen etkileri nedeniyle pek önerilmez)
Şok bulguları düzelen çocukta sürekli sıvı tedavisi
• Sürekli sıvı infüzyonuna 1/2 veya 1/3 SF ile
başlanmalı
• Çocuklarda günlük sıvı ihtiyacı:
– İlk 10 kg için 100 ml/kg
– İkinci 10 kg için 50 ml/kg
– Daha sonraki her kilo başına 20 ml
İLAÇLAR
• Vazopressörler: Sistemik ve akciğer damar direncini
arttırırlar.
• Vazodilatörler: Sistemik ve akciğer damar basıncını
düşürürler
• İnotroplar: Kalbin kasılma gücünü ve kalp hızını
arttırırlar.
• İnodilatörler: Kalbin kasılma gücünü arttırırken ard
yükü azaltırlar.
• DOPAMİN
İnotrop, vazopressör, düşük dozlarda vazodilatör
• DOBUTAMİN
İnotrop
• ADRENALİN
İnotrop, vazopressör
• SODYUM NİTROPRUSSİD
Vazodilatör
DOPAMİN
• Dopamin yüksek dozlarda ;İnotrop ve vazopressör
etki gösterir. Beta-adrenerjik reseptörleri doğrudan,
norepinefrin salınımını dolaylı yoldan uyararak kalbin
kasılma gücünü arttırır.Sistemik damar direncini
arttırarak arteriyel basıncı yükseltir.
• Dopaminerjik reseptörleri uyarır ve damarlarda
gevşeme yaparak; böbrek, bağırsak, kalp, beyin kan
akımında artışa neden olur.
DOZ: 2-20μg/kg/dk’dır.
Başlangıç dozunu takiben idrar debisi, sistemik
dolaşım ve kan basıncı izlemlerine göre sonraki dozlar
ayarlanır.
-0.5-2 μg/kg/dk: Bağırsak ve böbrek kan akımını
arttırır.
-5-20 μg/kg/dk: Vazopressör ve inotrop etki gösterir.
-20 μg/kg/dk’nın üzeri: Şiddetli vazokonstriksiyona
sebep olabilir.
DOBUTAMİN
• Dobutamin, beta-1 adrenerjik reseptörlere seçici
etkili, inotrop bir katekolamindir.
• Kalp debisini artırır, akciğerlerdeki kapiller basınç ve
sistemik damar direncini bir miktar düşürür.
• Özellikle kalp kası işlevindeki yetersizliğe ikincil
gelişen düşük kalp debisi tedavisinde kullanılır.
DOZ: 2-20μg/kg/dk’dır.
• İlacın infüzyon hızı alınan cevaba göre
ayarlanmalıdır.
• Taşikardi, taşiaritmi, ektopik atımlara neden olabilir.
• Güvenli bir damar yolundan verilmelidir.
• NaHCO3 ile birlikte verilmemelidir
ADRENALİN
• Vazopressör ve inotrop etkilidir.
• Sistemik dolaşım yetersizliği ve kalbin kasılma
gücünde yetersizlik varsa kullanılabilir.
• Kan basıncında düşüklük ya da hemodinamik
bozukluklara neden olan bradikardi tedavisinde
kullanılır.
Doz: 0.05-1 μg/kg/dk ’dır.
• Doz, kalp hızı, kan basıncı ve sistemik dolaşım
izlemlerine göre her beş dakikada bir yeniden
ayarlanmalıdır.
• Güvenli bir damar yolundan verilmelidir.
• NaHCO3 ile birlikte verilmemelidir.
SODYUM NĠTROPRUSSĠD
• Bölgesel nitrik oksit üretimini uyararak tüm damar
yataklarında damar gerginliğini azaltan bir
vazodilatördür.
• Tedavi edici dozlarda kalp kası üzerine doğrudan bir
etkisi yoktur.
• Sistemik ve akciğer damar direncini düşürerek kalbin
etkili kasılma gücünü ve dolayısıyla kalp debisini
artırır.
• Kalbin ard yükünü azaltmanın yanısıra venlerde
genişleme yaparak, venöz kapasitenin artmasını ve
kalbin ön yükünün de azalmasını sağlar.
• Sıvı açığı olan hastalarda, ciddi hipotansiyon gelişme
riski nedeniyle verilmesi önerilmez.
DOZ: 0.1-1 μg/kg/dk ’dır.
İhtiyaca göre 8 μg/kg/dk’ya kadar çıkarılabilir.
• İlaç, uygun dozda dekstroz içeren sıvı içinde
hazırlandıktan sonra, şişenin alüminyum sargı ya da
benzeri bir cisimle örtülerek ve beraberinde özel
serum seti kullanılarak güneş ışığından korunması
sağlanmalıdır
KARDİYAK ARREST
Kardiyak arrest; kalbin mekanik işlevinin
durduğu klinik bir durumdur.
• Uyarılara yanıtsızlık,
• Apne,
• Merkezi nabız yokluğu ile karakterizedir.
Solunum ve dolaşım yetmezliğinin erken tanı
ve tedavisi, kardiyak arresti önler.
Yeniden canlandırma sırasında kullanılan ilaçlarının
verilme yolları:
• Çevresel yada merkezi venöz yol (İV),
• Kemik içi yol (Kİ),
• Trakeal yol,
(Pnömotoraks, aritmi, koroner arter yırtılması, ve kalp
tamponadı riski nedeniyle kalp içi enjeksiyon
ÖNERİLMEZ).
• KULLANILAN İLAÇLAR
• ADRENALİN
• SODYUM BİKARBONAT
(Yeniden canlandırma uygulamalarının uzaması
durumunda)
• GLİKOZ
(Hipoglisemi durumunda)
• KALSİYUM
(Hipokalsemi durumunda
ADRENALİN
• Alfa-adrenerjik uyarı ile vazokonstriksiyon yapar
• Aortik diastolik basıncı ve koroner dolaşım
basıncını artırarak kalp masajı sırasında kalbe daha
fazla kan ve oksijen gitmesini sağlar.
• Kendiliğinden olan kalp kasılmalarını uyarır,
• Kalp hızını artırır,Kalbin kasılma gücünü artırır,
• Kan basıncını artırır,
• Ventriküler fibrilasyonu büyük dalgalı hale getirerek,
defibrilasyonun başarı şansını yükseltir,
Ancak kalp kasının oksijen ihtiyacını da arttırır.
DOZ:
• 0.01 mg/kg İV ya da Kİ
– (1:10.000’lik çözeltiden 0.1 ml/kg),
• 0.1 mg/kg trakeal yoldan
– (1:1.000’lik çözeltiden 0.1 ml/kg)
• Kardiyak arrest devam ettiği sürece doz her 3-5
dakikada bir tekrarlanır.
SODYUM BİKARBONAT
• Yeniden canlandırma uygulamalarının uzaması
durumunda verilir.
• Ayrıca; ciddi metabolik asidoz, hiperkalemi ve
hipermagnezemi durumunda da kullanılır.
• Trakeal yoldan verilmemelidir.
• Güvenli bir damar yolundan verilmelidir.
• Katekolaminler ve kalsiyumla ile birlikte
verilmemelidir.
DOZ:
• 1 mEq/kg İV/Kİ
(%8.4’lük NaHCO3: 1ml/kg).
• Daha sonraki uygulamalara kan gazı ölçümleriyle
karar verilir.
• Kan gazı ölçümü yapılamıyorsa her 10 dakikada bir
0.5-1 mEq/kg sodyum bikarbonat verilmesi
düşünülebilir.
KALSİYUM
DOZ: 0.5-1 ml/kg
(10%’luk kalsiyum glukonat İV/Kİ yavaş infüzyon.)
• Bu doz, gerektiğinde 10 dakika sonra tekrarlanabilir.
Sonraki dozlar ise kalsiyum düzeyine göre ayarlanır.
• Güvenli bir damar yolundan verilmelidir. NaHCO3 ile
karşılaştığında yapısal değişikliğe uğrar ve çökelti
oluşur.
• Kardiyak arrest tedavisinde endotrakeal yolla
uygulanabilecek ilaçlar:
-Adrenalin
-Lidokain
-Atropin
-Naloksan
• Adrenalin İV dozun 10 katı dozda verilmelidir.
Bu soru iptal edilmiştir
KRİTİK HASTADA RİTM PROBLEMLERİ
• KALP DURMASINA NEDEN OLABİLECEK DURUMLAR
Hipoksi
Asidoz
Pnömotoraks
Isı kaybı (hipotermi)
Yabancı cisim
Emboli/tromboz
Düşük kan hacmi
İlaçlar/toksinler
Kalp tamponadı
• RİTM PROBLEMLERİ
Nabız hızı göz önüne alınarak üç başlık altında
toplanabilir:
• Yavaş ritimler:
Bradikardi
• Hızlı ritimler:
Taşikardi
• Kollaps ritimleri: Nabızsız arrest
BRADİKARDİ
• Çocuklarda yavaş ritimlerin en sık nedeni hipoksidir.
• Semptomatik bradikardisi olan hastalarda öncelikle
havayolu açılmalı ve yeterli oksijenlenme
sağlanmalıdır.
• Yeterli oksijenlenmeye rağmen yavaş ritim devam
ediyorsa ilaç tedavisi düşünülmelidir,
Sempatomimetikler (Adrenalin): Kalp hızını artırır,
Antikolinerjikler (Atropin): Vagal uyarıyı baskılar.
• Sinüs düğümü işlev bozukluğu veya kalp bloklarına
bağlı bradikardilerde kalp pili takılmalıdır
• BRADİKARDİ NEDENLERİ
• Hipoksi,
• Hipotermi,
• Kalp blokları,
• Kafa içi basınç artışı,
• İlaçlar/Zehirlenmeler,
• Aşırı vagal uyarı,
ÇOCUKLARDA BRADİKARDİYE YAKLAŞIM
Hava yolunu aç,
Gerekiyorsa solunumu sağla ve
oksijen ver
Defibrilatöre bağla
Dolaşım bozukluğu (solunum güçlüğü, bilinç bozukluğu, hipotansiyon) var mı?
Hayır
Gözle
Oksijen vermeye devam et
Uygun merkeze gönder
Evet
Yeterli oksijenlenme ve ventilasyona
rağmen kalp hızı <60/dk
ise kalp masajı yap ve ilaç tedavisi uygula
Adrenalin
İV/Kİ: 0.01 mg/kg
(1/10.000 yoğunlukta, 0.1 mL/kg)
Trakea içi: 0.1mg/kg
(1/1.000 yoğunlukta 0.1 mL/kg)
3-5 dakikada bir tekrar
Destek tedavisi sürerken bradikardi
nedeni araştırılır
(HAPIYEDİK)
Vagal uyarı varsa
Atropin
0.02 mg/kg
(En az 0.1 mg)
Bir kez daha tekrar edilebilir
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
64
TAŞİKARDİ
• Dar QRS’li (≤ 0.08 sn) taşikardi
– Sinüs taşikardisi
– SVT
• Geniş QRS’li (>0.08 sn) taşikardi
– VT
– Torsades de pointes
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
65
SİNÜS TAŞİKARDİSİ
• Sinüs düğümünden yaşa göre normalden fazla uyarı
çıkmasıdır,
• Genellikle diğer sorunlara ikincil gelişir, bu nedenle
öncelikle altta yatan nedene yönelik tedavi
yapılmalıdır,
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
66
SİNÜS TAŞİKARDİSİ
Sinüs taşikardisinin en sık nedenleri;
•
•
•
•
•
•
•
•
Ateş,
Hipoksi,
Hipovolemi,
Metabolik bozukluklar,
İlaçlar,
Zehirlenmeler,
Ağrı
Huzursuzluktur.
SUPRAVENTRİKÜLER TAŞİKARDİ (SVT)
• Genellikle ataklar halinde kendini gösterir,
• Monitörde sıklıkla dar QRS izlenir,
• Çoğu çocukta SVT başlangıçta iyi tolere edilir,
ancak bazı çocuklarda dolaşım bozukluğuna yol
açabilir.
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
68
SVT-SİNÜS TAŞİKARDİSİ AYRIMI
SVT
Sinüs taşikardisi
Öykü
Özgün değil
Altta yatan bir neden
vardır (ateş,ağrı,
dehidratasyon)
P dalgası
Yok/anormal
Var/normal
Kalp hızı
Sabit
Bebeklerde ≥220/dk
Çocuklarda ≥180/dk
Değişken
Bebeklerde <220/dk
Çocuklarda <180/dk
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
69
SVT TEDAVİSİ (DOLAŞIM DENGEDE)
• Öncelikle vagal uyarı denenmelidir.
– Bebeklerde yüze buz uygulaması
– Çocuklarda, tek taraflı karotis masajı, valsalva manevrası,
öğürme refleksinin uyarılması
• İki kez vagal uyarı ile SVT düzelmezse adenozin
uygulanır.
• SVT devam ediyorsa çocuk kardiyoloğuna haber verilir
(kardiyoversiyon ihtiyacı?).
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
70
SVT TEDAVİSİ (DOLAŞIM BOZUK)
• Acil elektriksel kardiyoversion uygulanır.
• Çocuğun damar yolu açık ve adenozin hazır ise
adenozin tedavisi ilk seçenek olabilir. Ancak ilaç
uygulaması elektriksel kardiyoversionu
geciktirmemelidir.
• Kardiyoversiyon işlemini geciktirmemek koşulu ile
hazırlık sırasında vagal uyarılar da denenebilir.
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
71
EŞZAMANLI ELEKTRİKSEL
KARDİYOVERSİYON
• Cihazın eş zamanlama (senkronize) düğmesi açık
olmalıdır,
– Cihaz R dalgası ile eş zamanlı olarak akım gönderir.
• Elektriksel kardiyoversiyon ağrılı bir işlemdir ve
mümkünse işlem öncesinde çocuğa sedasyon
yapılmalıdır,
– Midazolam 0.1 mg/kg
• Eşzamanlı kardiyoversiyonda başlangıç dozu
J/kg ve tekrarlama dozu 2 J/kg dır.
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
0.5-1
72
ADENOZİN UYGULAMASI
Adenozin
• Adenozin etkisini geçici AV blok oluşturarak gösterir,
• Sürekli EKG izlemi ile, 0.1 mg/kg (en fazla 6 mg) dozunda,
hızlıca ve arkasından serum fizyolojik verilerek uygulanır.
• Yarı ömrü çok kısa olduğundan etkisi saniyeler içerisinde
gelişir ve kaybolur,
• Eğer ilk uygulamada başarı sağlanamaz ise, ilaç iki kat dozda
(0.2 mg/kg, en fazla12 mg) ikinci kez verilir.
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
73
TAŞİKARDİLİ ÇOCUĞA YAKLAŞIM
(DAR QRS)
Hava yolunu aç,
Gerekiyorsa solunumu sağla ve
oksijen ver
Defibrilatöre bağla
EKG
Dar QRS (≤0.08 sn)
Sinüs taşikardisi
P dalgası normal
Hız değişken
Bebekte <220/dk
Çocukta <180/dk
Altta yatan neden var
Altta yatan nedene
yönelik tedavi
SVT
P dalgası yok/anormal
Hız sabit
Bebekte ≥ 220/dk
Çocukta ≥ 180/dk
Altta yatan neden yok
Dolaşım yeterliyse
vagal uyarı,
düzelmezse
Adenozin
Geniş QRS (>0.08 sn)
VT
DOLAŞIM BOZUKSA
Kardiyoversion
1. doz 0.5-1 J/kg
2. doz 2 J/kg (Sedasyon)
Adenozin
Ġlk doz: 0.1 mg/kg (max 6mg) ĠV/KĠ
Ġkinci doz: 0.2 mg/kg (max 12mg ĠV/KĠ
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
74
VENTRİKÜLER TAŞİKARDİ (VT)
•
•
•
•
QRS geniştir,
Ventrikül hızı düzenli ve ≥120/dk’dır,
P dalgası yok ya da düzensizdir,
T dalgası QRS’in ters yönündedir,
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
75
VENTRİKÜLER TAŞİKARDİ (VT)
• VT, çocukluk yaş grubunda nadir görülür. Genellikle
altta yatan bir neden vardır,
–
–
–
–
–
Kalp hastalıkları,
Akut hipoksi,
Asidoz,
Elektrolit dengesizliği
Zehirlenmeler
• Geniş QRS’li taşikardi aksi kanıtlanana kadar VT gibi
kabul edilmelidir.
VENTRİKÜLER TAŞİKARDİ (VT) TEDAVİ
DOLAŞIM DENGEDE İSE
Amiodaron: 5 mg/kg İV/Kİ, (20-60 dak)
Prokainamid: 15 mg/kg İV/Kİ, (30-60 dak)
DOLAŞIM BOZUKSA
Acil elektriksel kardiyoversion
1. doz 0.5-1 J/kg
2. doz 2 J/kg
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
77
TORSADES DE POİNTES
• Farklı şekillerde QRS dalgalarının bulunduğu bir VT
şeklidir.
• Tedavisinde magnezyum uygulanır
– 25-50 mg/kg (en fazla 2 g), 10 dk’da verilmelidir.
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
78
TAŞİKARDİLİ ÇOCUĞA YAKLAŞIM
Hava yolunu aç,
Gerekiyorsa solunumu sağla ve
oksijen ver
Defibrilatöre bağla
EKG
Dar QRS (≤0.08 sn)
Sinüs taşikardisi
Altta yatan nedene
yönelik tedavi
Altta yatan nedeni araştır
(HAPIYEDĠK)
Geniş QRS (>0.08 sn)
VT
SVT
Dolaşım yeterliyse
vagal uyarı
düzelmezse Adenozin
DOLAŞIM BOZUKSA
Kardiyoversion
veya Adenozin
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
DOLAŞIM YETERLİYSE
İlaçlar
Amiodaron: 5mg/kg iv
(20-60 dak)
Prokainamid: 15 mg/kg
(30-60 dak)
DOLAŞIM BOZUKSA
Kardiyoversion
1. doz 0.5-1 J/kg
2. doz 2 J/kg
79
NABIZSIZ ARREST
Nabızsız arrest durumunda çocukta dolaşım
bulgusu saptanmaz.
Bu grupta;
– Ventriküler fibrilasyon (VF),
– Nabızsız ventriküler taşikardi (VT),
– Nabızsız elektriksel aktivite (NEA),
– Asistoli bulunur.
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
80
NABIZSIZ ARREST
• Kalp durması ani gelişmişse asistoliden çok VF
ve nabızsız VT düşünülmelidir.
• VF ve nabızsız VT’de acil defibrilasyon ve ilaç
tedavisi uygulanır.
• Defibrilasyon için hazırlıklar tamamlanana
kadar YCU sürdürülmelidir
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
81
VF / NABIZSIZ VT
• Ventriküllerin düzensiz kasılmaları sonucu yeterli atım hacmi
oluşamaz,
• VF ve nabızsız VT’de ACİLEN defibrilasyon uygulanır.
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
82
VF / NABIZSIZ VT
TEDAVİ
• Çocuk defibrilatöre bağlanır (bu sırada YCU devam
etmelidir),
• Yaşına uygun kaşıklar takılır ve jel sürülür,
• Defibrilatörün eş zamanlama düğmesi kapalı
olmalıdır,
• 2 J/kg olacak şekilde enerji dozu ayarlanır,
• Kimsenin çocuğa dokunmadığından emin olunur ve
akım uygulanır,
• Beş döngü (çocuk entübe ise iki dakika devamlı) YCU
yapılır,
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
83
VF / NABIZSIZ VT
TEDAVİ
• Ritim değerlendirilir, VF veya nabızsız VT devam ediyorsa
enerji 4 J/kg olacak şekilde yeniden akım uygulanır,
• YCU’ya başlanır (beş döngü veya çocuk entübe ise iki
dakika devamlı) diğer yandan adrenalin verilir,
• Ritim tekrar değerlendirilir, VF veya nabızsız VT devam
ediyorsa enerji 4 J/kg olacak şekilde yeniden akım
uygulanır,
• YCU’ya başlanır (beş döngü veya çocuk entübe ise iki
dakika devamlı) diğer yandan amiodaron veya lidokain
verilir,
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
84
VF / NABIZSIZ VT
TEDAVİ
• VF/nabızsız VT sürüyorsa defibrilasyon (4J/kg) ve ilaç
(adrenalin, amiodaron veya lidokain) ardışık olarak
uygulanır.
Adrenalin
Defibrilasyon
2J/Kg
YCU
Defibrilasyon
4J/Kg
Ritim değerlendir,
VF/ Nabızsız VT
ise
YCU
Amiodaron
Lidokain
• Defibrilasyon uygulama anı dışında YCU kesintisiz olarak
sürdürülür.
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
85
EŞ ZAMANLI KARDİYOVERSİON /
DEFİBRİLASYON
Kardiyoversiyon
Sedasyon
R dalgası ile
eş zamanlama
Defibrilasyon
Uygulanır
Uygulanmaz
Var
Yok
Endikasyonlar
Nabızlı ritimler
(Semptomatik VT, SVT)
Enerji dozu
1. Uygulama: 0.5-1J/kg
2.Uygulama: 2 J/kg
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
Nabızsız ritimler
(VF ve nabızsız VT)
1.Uygulama: 2 J/kg
Sonrakiuygulamalar:4J/kg
86
DEFİBRİLASYON
Defibrilasyon üç şekilde sonuçlanabilir:
– VF/VT durarak kalbin normal ritmi geri döner
– VF/VT durur ancak ritim geri dönmez (asistoli)
– VF/VT durmaz ve bu ritim asistoliye kadar ilerler
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
87
NABIZSIZ ELEKTRİKSEL AKTİVİTE
• Elektriksel uyarı olmasına rağmen nabzın
alınamamasıdır.
• Genellikle geniş QRS’li yavaş atımlar vardır.
• Kalp kasılmaları çok zayıftır. Erken tanınması hayat
kurtarıcı olabilir.
• Tedavide YCU yapılır, ilaç olarak adrenalin kullanılır.
• Altta yatan neden tespit edilirse hızla tedavi
edilmelidir.
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
88
ASİSTOLİ
• Asistolide hiç elektriksel uyarı yoktur. EKG’de düz bir çizgi
mevcuttur.
• Çocukta nabız, kendiliğinden solunum ve uyarılara cevap
yoktur.
• Tedavide YCU yapılır, ilaç olarak adrenalin kullanılır.
• Altta yatan neden (HAPIYEDİK) tespit edilirse hızla tedavi
edilmelidir.
• Defibrilasyon etkili olmadığından yapılmamalıdır.
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
89
NABIZSIZ ARREST DURUMUNDA
YAKLAŞIM- ÖZET
Nabızsız VT / VF
Hava yolunu aç,
Gerekiyorsa solunumu sağla ve
oksijen ver
Defibrilatöre bağla
Asistoli/NEA
EKG
YCU
Altta yatan nedeni araştır
(HAPIYEDĠK)
Defibrilasyon
YCU
2J/kg
5 döngü/2 dak YCU
Adrenalin
5 döngü/2 dak YCU
VF/VT devam ediyorsa
Defibrilasyon
4J/kg
Nabızsız VT/VF
VF/VT devam ediyorsa
Defibrilasyon
4J/kg
Adrenalin
ĠV/KĠ: 0.01 mg/kg
(1/10.000; 0.1 ml/kg)
Trakea içi: 0.1mg/kg
(1/1000; 0.1 ml/kg)
Her 3-5 dakikada bir tekrar
Amiodaron: 5mg/kg İV/Kİ
Lidokain: 1mg/kg İV/Kİ
5 döngü/2 dak YCU
EKG
ÇĠLYAD, RĠTĠM BOZUKLUKLARI
90
SOLUNUM SIKINTISI VE SOLUNUM YETMEZLİĞİ
• Ac lerde gaz alışverişinin bozulması solunum
yetmezliğine neden olur.
• Patogenezde;
-hipoventilasyon
-difüzyon bozukluğu
-intrapulmoner şantlar(ARDS,Pnömoni,pul.
Hemoraji..)
-ventilasyon/perfüzyon uygunsuzluğu
SOLUNUM YETMEZLİĞİ NEDENLERİ
AKCİGER KAYNAKLI NEDENLER
• Santral hava yolu obstrüksiyonları
(trakeomalazi,epiglottit,yc aspirasyonları,vasküler
halka,adenotonsiller hipertrofi)
• Periferik hava yolu obstrüksiyonları
(bronşiolit,astım,aspirasyon)
•
Diffüz alveolar hasar(sepsis,pnomöni,pulmoner
ödem,pulmoner emboli,şok,sepsis)
SOLUNUM YETMEZLİĞİ NEDENLERİ
AKCİĞER DIŞI NEDENLER
1. Göğüs duvarı patolojileri(kifoskolyoz,diyafragma
hernisi,yelken göğüs)
2. Nöromüsküler hastalıklar
3. SSS patolojileri
• Solunum sıkıntısı klinik bir tanıdır.
• Solunum yetmezliği için tanısal yöntemler vardır.
• Hipoksemik solunum yetmezliği PO2nin 60mmHg
altında olması olarak tanımlanırken hiperkarbik
solunum yetmezliği PCO2 nin 50 mmHg üstünde
olmasıdır.
NÖROLOJİK ACİLLER VE STABİLİZASYON
• Akut nörolojik bozuklukların çocuklardaki en sık
nedenleri
-kafa travması
-hipoksi-iskemi
-SSS enfeksiyonlar
-ensefalopatiler
• İlk olay beyinde primer hasar oluştururken ,tanının
konması gecikirse sekonder hasar meydana gelebilir.
• Akut nörolojik bozukluklar nöbet,koma,güçsüzlük ve
mental durum değişikliği gibi bulgularla kendini
gösterir.
• Koma,stupor ve letarji gibi durumlar global serebral
ilerleyici bir süreci düşündürmekdedir.
Kafa Travmasında Bulgu Belirtiler
• Bilinç kaybı, uykuya eğilim
• Zamanı ve yeri bilememe
• Huzursuzluk
• Kusma
• Baş ağrısı
• Kafa kemiği kırıkları
• Kulak zarının kanlı görünümü
• Göz çevresinde ekimoz
• Burun/ kulaktan beyin-omurilik sıvısı gelmesi
KAFA TRAVMASI
Kafa içi basınç artışını düşündüren bulgular:
• Başağrısı,
• Bulantı-kusma,
• Bilinç bozukluğu,
• Düzensiz solunum
Beyin sapının fıtıklaşmasını düşündüren bulgular:
• Pupil boyutlarında değişiklik, ışık refleksi kaybı
• Sabit ve genişlemiş pupillalar,
• Bradikardi, hipertansiyon,
• Düzensiz solunum
UYARLANMIŞ GLASGOW KOMA PUANLAMASI
(Göz açılması)
BEBEK
ÇOCUK
Kendiliğinden
4
Kendiliğinden
Sesli uyarı ile
3
Sesli uyarı ile
Ağrılı uyarı ile
2
Ağrılı uyarı ile
Yok
1
Yok
UYARLANMIŞ GLASGOW KOMA PUANLAMASI (Sözel
Cevap)
ÇOCUK
BEBEK
Uygun 5
Cevapta zorlanma 4
A-gu sesleri
Tedirgin, ağlama
Uygunsuz cevap 3
Ağrılı uyarana karşı ağlama
Anlaşılmaz sesler 2
Ağrılı uyarana karşı inleme
Yok 1
Yok
UYARLANMIŞ GLASGOW KOMA PUANLAMASI
(Motor Cevap)
ÇOCUK
BEBEK
Komutlara uyar 6 Kendiliğinden ve amaçlı hareket
Ağrılı uyaranı lokalize eder 5 Dokunulan yeri çeker
Ağrılı uyaran verilen yeri çeker 4 Ağrılı uyaran verilen yeri çeker
Ağrılı uyaranla fleksiyon 3 Ağrılı uyaranla fleksiyon
Ağrılı uyaranla ekstansiyon 2 Ağrılı uyaranla ekstansiyon
Yok 1 Yok
Toplam puan 3-15 arasında değişir,
komanın derinliği arttıkça puan azalır
• Hipoksi-İskemi
• Serebral hipoperfüzyon dolayısı ile oluşan
ensefalopati tablosu travmadan daha ağırdır.
• Bu hastalarda GKS<3,hipotansiyon,serebral ödem,25
dk dan uzun süren CPR gerektirmiş persistan apne
,kranial sinir reflekskerinde kayıp,24 saatten uzun
süren koma kötü prognoz işaretidir.
• Görüntüleme yöntemlerinden difüzyon MR en
değerlisidir.
• SSS enfeksiyonları
• Menenjit,meningoensefalit,subdural veya epidural
ampiyem ve beyin abseleri akut nörolojik bozukluğun
sebebi olabilir.
• Ensefalopatiler
• Hipoglisemi,hiperglisemi,hiperamonyemi,laktik veya
organik asidoz oluşturan metabolizma bozuklukları,
hiperamonyemi ile olan durumlar veya çeşitli ilaçların
ve maddelerin alımı sonucu oluşur.
Herniasyon
• Beyin sapı herniyasyonu yukarı ve aşağı beyin
merkezlerinden kaynaklanabilir.
• Komayı takiben dekortike bir rijidite,küçük pupiller ve
cheyne-stokes solunumu görülür.
• Orta beyin ve pons tutulumunda ;deserebre
postür,middilate pupil ve hiperpneik solunum
• Medulla etkilendiğinde KB ve kalp hızı,solunum
değişiklikleri
• Unilateral unkal lop herniasyonunda 3. sinir basısına
bağlı ipsilateral anizokori,pupil reflekslerinin kaybı ve
pitozis olur
• Global nörolojik disfonksiyon gelişmiş hastada destek
prensipleri;
-solunum ve dolaşımım normale döndürülmesi
-Uygunsuz ADH sendromu ve DI varlığında yeterli sıvı
tedavisi
-İntrakranial basıncın normale döndürülmesi
-nöbet varsa durdurulmasıdır.
BEYİN ÖLÜMÜ
• Çocuklarda beyin ölümünün en sık nedeni travmadır.
• Beyin ölümü için;
-geri dönüşümsüz bilinç kaybı
-geri dönüşümsüz beyin sapı reflekslerinin kaybı
-SSS hasarı yaratabilecek herhangi bir faktörün
olmaması
Beyim ölümü kriterleri
• Ön koşullar
1.Tüm beyin fonksiyonlarının geri dönüşümsüz bir
şekilde durduğunu açıklamaya yetecek düzeyde
bilinen bir koma nedeni olmalı
2.Potansiyel olarak geri dönüşümlü olabilecek koma
nedenleri ekarte edilmeli (ilaçlar,hipotermi
,metabolik ve endokrin nedenler,hipotansiyon)
• Klinik Değerlendirme
1.Yüksek beyin fonksiyonlarının yokluğu
2.Beyin sapı fonksiyonu yokluğu(pupiller orta hatta
veya dilate,ışığa yanıt yok,vestibulookuler refleks ve
okulosefalik reflekslere yanıt yok,korneal uyarıya göz
kırpma yanıtı yok,trakea aspirasyonuna öksürük
yanıtı yok,okülokardiyak reflekse yanıt yok)
• Doğrulama testleri
1.Yüksek beyin fonksiyonun yokluğu;en az 30 dk süreyle
EEG de elektroserebral sessizlik
2.Kan akımının yoklugu ile komplet beyin ve beyin sapı
enfaktüsünün dört damarlı kontrast anjiografi ve
radyonüklid inceleme ile doğrulanması
• Belirli zaman boyunca gözlem,fizik muayene ve
dogrulayıcı laboratuvar testlerinin tekrarlanması
gerekmekdedir.
• APNE TESTİ:
• Bu teste yanıtta PCO2 >80 mmHg ve hastanın
spontan solunumu olmazsa beyin ölümü tanısı
konabilir.
ŞOK
• Şok hastaneye yatan hastaların % 2 sinde görülür.
• %20-50 mortalite oranı vardır.
• 5 major şok tipi vardır:
-hipovolemik
en
-septik
sık
-kardiyojenik
-distrübitif
-obstrüktif
ŞOK FİZYOPATOLOJİSİ
•
•
•
•
•
Ekstrakorporeal sıvı kaybı
Plazma onkotik basıncında düşme
Anormal vasodilatasyon
Vasküler permeabilite artışı
Kardiyak disfonksiyon
SIRS
Aşağıdakilerden iki veya daha fazlasını içermelidir
*Ateş:
>38 rektal(37.8 oral, 37.2 aksiller) veya <35 rektal (35.8 oral ,35.2
aksiller) (ateş ve ya hipotermi)
*Taşikardi: kalp hızı; yaş için normalin >2 SD üstünde ya da >90.persentil
ya da ½-4 saat içinde açıklanamayan nabız artışı ya da
Bradikardi:1 yaş altı için normalin <10 % yada ½ saat içinde
açıklanamayan kalp hızında devamlı azalma
*Takipne: solunum sayısı yaş için normalin >2 SD yada kas hastalığı veya
anestezi sonrası olmayan akut olarak gelişen mekanik ventilasyon
ihtiyacı ya da hiperventilasyon(PaCO2 < 32 mmHg olması bunun
göstergesi)
*Lökosit; >12000/mm3 ve ya 4000/mm3 ve ya > %10 band formu
(lökositoz ve ya lökopeni)
SEPSİS
• Enfeksiyona yanıt sonrası SIRS ve hipotansiyon
görülmesidir.
• Bir enfeksiyon nedeniyle sistemik inflamatuvar
yanıtın ortaya çıkmasına bağlı olarak etkin
doku perfüzyonunu sağlayacak dolaşımın
yetersizliği sonucu hücresel işlev bozukluğu ve
akut organ yetersizliği tablosuna SEPSİS
denir
Ağır sepsis
Organ disfonksiyonu ,hipoperfüzyon ve ya
hipotansiyonun eşlik ettiği sepsistir.
Mental durum değişikliği oligüri hipoksemi ve ya
laktik asidoz görülebilir.
Sepsis ile birlikte aşağidakilerden en az birisinin
olması:
1.bilinç düzeyinde değişiklik (SSS hastalığı
olmaksızın glaskow koma skoru< 15)
2.arteriyel laktat düzeyi >1.6 mmol/L ve ya venöz
laktat düzeyi >2.2 mmol/L
3.iki saat boyunca üriner kateter ile elde edilen
idarar miktarının < 1 ml/kg/saat
Septik şok
●
●
●
20 ml/kg ve ya daha fazla kristalloid ve ya
kolloid verildikten sonra hipotansiyon (iki
ayrı kan basıncı ölçümümde yaşa göre
<3. persentil) saptanmasına ek olarak ;
1.inotropik ve ya vazopressör destek
gereksinimi (dopamin ve ya dobutamin >5
mikrogr/kg/dk) ve ya
2.ağır sepsis tanı kriterlerinin birinin varlığı
ile karakterizedir.
MODS
• Çoklu organ disfonksiyıonu sendromu
• Organ fonksiyonlarındaki bozulma sonucu
homeostazın korunamaz hale geldiği
durumdur.
SEPSĠSDE ORGAN YETMEZLĠĞĠ
KRĠTERLERĠ
●
●
●
●
●
●
Sepsisde KVS disfonksiyon :
Ġntra vasküler volüm azalması
Vasküler dirençte azalma(periferik
vazodilatasyon)
Azalmış miyokard kontraktilitesi
Kan akımı redistribüsyonu
SONUÇ:
DOKU HİPOKSİSİ
SOLUNUM DĠSFONKSĠYONU
Mikrovasküler permeabilitede artma
Akut akciğer hasarı
Solunum yetmezliği
PaO2/ FĠO2: <300 (konj kalp hastalığı veya kronik akc
hastalığı yokluğunda)
•
PaCO2>65 mmHgveya bazal değerin 20mmHg ↑
SO2 >% 92 için FĠO2 >% 50
Elektif olmayan invazif yada invazif olmayan mekanik
ventilatör ihtiyacı
SONUÇ:
AKUT RESPĠRATUAR DĠSTRES
SENDROMU
ARDS
DĠĞERLERĠ
●
●
●
Renal disfonksiyon:
Akut oligürik ve ya anürik böbrek yetmezliği
Adrenal yetmezlik
Hiperglisemi ve insülin direnci
Renal disfonksiyon
Kreatinin >2 kat ve üzerine çıkması( yaş için normal üst
sınırın)
Başlangıç
kreatinin değerinin 2 kat artması
Hepatik sistem
TB>4 mg/dl ve üzeri (Yenidoğan dışı)
ALT’nin
yaşa göre üst sınırının 2 katı artması
Hematolojik sistem
Trombositlerin <80.000
Veya kronik hematolojik ve onkolojik hastalar için
son üç gündeki en yüksek değerin % 50 <
Ya da INR>2
Nörolojik disfonksiyon
GKS <11
Akut
bilinç durum değişikliği
SEPSĠSTE KOAGÜLASYON
●
●
Prokoagülan - antikoagülan dengesi
bozulur.
Prokoagülan
Antikoagülan
DĠSSEMĠNE ĠNTRAVASKÜLER
KOAGÜLASYON
Sepsiste;
Protein C
Protein S
Antitrombin 3
Doku faktörü yolu inhibitörü
Fibrinolizis
PAI-1 in sentezi
ŞOK KLİNİK BULGULARI
• Bulgular şok tipine göre değişmekle birlikde tedavi
edilmediği takdirde birbirine çok benzemekdedir.
• Hipovolemik şok;mental durumda değişiklik,
taşikardi,takipne,hipotansiyon,zayıf periferik
nabızlar,soğuk ekstremiteler ve oligoüri ile gelir.
• Kardiyojenik şok ;soğuk ekstremiteler,KDZ da
uzama,hipotansiyon,zayıf periferik ve santral
nabızlar,bilinç bulanıklığı ve oligoüri ile gelir.
SEPTİK ŞOK 2 faza sahiptir:
SICAK ŞOK



Kapiller dolum zamanı < 1
sn
Sıçrayıcı nabızlar
Sıcak ekstremiteler



SOĞUK ŞOK
Kapiller dolum zamanı > 2-3
sn
Azalmış nabızlar
Soğuk Ekstremiteler
• Hemorajik şok ensefalopati sendromu;şokun nadir
görülen bir formudur.
• Sıcak çarpmasına benzer klinik bulgular vardır
• Genelde 3 yaş altında görülen bu sendromda
ensefalopati,ateş,sulu ishal,DIC,renal ve hepatik
disfonksiyon vardır.
• Zayıf perfüzyon,hipotansiyon bulguları dışında ağır
nörolojik bulgular ve rabdomyolize bağlı
myoglobinüri gözlenir.
• Mortalite yüksekdir.
ŞOK TEDAVİSİ
• Kalp akciğer böbrek ve hematolojik
disfoksiyonu önleyici tedaviler
• Doku hipoksisisni düzelt, efektif doku
perfüzyonunu sağla
• İnflamasyon ve koagülasyon defektlerini düzelt
• Hasta durumuna göre ve sepsis evresine göre
kristalloid ve ya kollodlerile sıvı tedavisi
• Vasopresör , inoropik ajanlar(dobutamin..)
En sık dobutamin kullanılır.20 mikrogr/kg/dk a kadar
yükseltilebilir.
• Miyokard septik şok sırasında katekolamin
uygulamasına az yanıt verdiği için fosfodiesteraz
inhibitörleri kullanılmaktadır.
• Milrinon septik şokta kardaik indexi %20 iyileştirir.
Vazoaktif ajanlar
• Kan basıncını etkin olarak korumak için
kullanılırlar
• Norepinefrin
• Epinefrin
• Dopamin
• Fenilefrin
• Vasopressin
MULTİPL TRAVMA
• Travma tüm dünyada çocuk ölümleri ve
sakatlıklarının önde gelen nedenlerindendir.
• Travmalar oluş şekline göre;
– Künt travmalar
– Delici-kesici travmalar olarak ikiye ayrılır.
TRAVMA ŞEKİLLERİ
Künt Travmalar (%90):
• Araç içi ve araç dışı trafik kazaları
• Yüksekten düşmeler
• Oyun ve spor yaralanmaları
• Ezilme
Delici - kesici Travmalar (%10):
• Delici-kesici alet yaralanmaları
• Ateşli silah yaralanmaları
ÇİLYAD, TRAVMA DURUMUNDA YCU VE
OMURGA TESPİTİ
142
 Organlar yüzeyel ve birbirine yakın olduğundan çoklu
organ yaralanmaları daha fazla görülmektedir,
 Baş göreceli olarak büyük olduğundan genellikle
travmadan etkilenir,
 Kemik ve kas yapılar iç organları yeterince
koruyamaz,
• Kemikler esnek olduğundan kırık olmadan iç organ
hasarı görülebilir,
• Büyüme kıkırdağı etkilendiğinde ömür boyu
sakatlıklar görülebilir,
• Vücut yüzeyi geniş ve deri altı yağ dokusu ince
olduğundan ısı ve sıvı kaybı fazladır,
• Çocuklar travmadan ruhsal olarak daha fazla
etkilenirler.
MULTİPL TRAVMA HASTASINDA AKUT BAKIM
Pediatrik travma merkezinde bakılması gereken hastalar:
1.Birden fazla sistem hasarı olanlar
2.Kritik bakım gerektiren sistem hasarı olanlar
3.Transfüzyon gerektiren şok bulguları olan hastalar
4.Nörovasküler veya kompartman hasarı şüphesi ile komplike
fraktürlü hastalar
5.Aksiyel iskelet fraktürü olanlar
6.2 veya daha fazla uzun kemik kırığı olanlar
7.Spinal kord yaralanması yada vertebra kırığı olanlar
8.Komplike kafa travması olanlar
PEDİATRİK TRAVMA SKORU
En iyi puan 12 olup, puan azaldıkça risk artmaktadır
+2
+1
-1
Boyut
Hava yolu
>20 kg
Normal
Sistolik KB
SSS
Açık yara
>90 mmHg
Uyanık
Açık yara
10-20 kg
Sürdürülebilir
açıklık
90-50 mmHg
Bilinç kapalı
Minör
İskelet sistemi
Yok
Kapalı fraktür
<10 kg
Sürdürülemez
açıklık
<50 mmHg
Koma/desebre
Majör/
penetran
Açık/multipl
fraktür
GÖĞÜS TRAVMASI
Belirti ve Bulgular
•
•
•
•
Solunum sıkıntısı, solunum sayısında artış, morarma
Göğüs ağrısı, baskı hissi
Huzursuzluk
Göğüs kafesinde ezilme, şekil bozukluğu, kaburga
kırığı
• Azalmış solunum sesleri, eşit olmayan göğüs
hareketleri (pnömotoraks)
147
GÖĞÜS TRAVMASI
Belirti ve Bulgular
• Trakeanın yer değiştirmesi (pnömotoraks)
• Cilt altı amfizem (pnömotoraks)
• Boyun damarlarında belirginleşme (kalp
tamponadı)
• Hemoptizi (büyük damar ve/veya akciğer
yaralanması)
• Hipovolemi, şok
GÖĞÜS TRAVMASI
Etkilenen Yapılar
• Hava yolu (pnömotoraks, pnömomediastinum)
• Akciğer parankimi (akciğer ezilmesi)
• Göğüs duvarı (kaburga kırıkları, yelken göğüs)
• Kalp ve büyük damarlar (hemotoraks, kalp tamponadı)
• Özefagus ve diyafram (pnömotoraks, pnömomediastinum)
149
GÖĞÜS TRAVMASI
• Kaburga kırıkları
– Ağrı tedavisi
– Dinlenme
• Yelken göğüs (çoklu kaburga kırığı)
Yukarıdaki tedavilere ek olarak serbest olan
kaburgalar sabitlenmeli ve gerekiyorsa çocuk
entübe edilerek yapay solunum desteği
sağlanmalıdır.
150
GÖĞÜS TRAVMASI
• Çocuklarda kaburgalar esnek olduğu için kaburga
kırıkları nadiren görülür.
• Kaburga kırığı ciddi bir travma için uyarıcı olmalıdır.
• Hastada pnömotoraks şüphesi varsa
– Orta aksiller hat ve 5. interkostal aralıktan
İĞNE İLE KAPALI SU ALTI DRENAJI
uygulanmalıdır.
Tanıyı doğrulamak için radyografi sonucunu
BEKLEMEYİNİZ !!!
151
GÖĞÜS TRAVMASI
Pnömotoraks
Basit pnömotoraks
Plevra aralığında hava vardır ve hava miktarı sabittir.
Basınçlı pnömotoraks
Plevra aralığına tek yönlü hava girişi vardır ve basınç
atmosfer basıncını geçmiştir.
İĞNE veya GÖĞÜS TÜPÜ İLE
KAPALI SU ALTI DRENAJI YAPILMALIDIR
152
GÖĞÜS TRAVMASI
Pnömotoraks
Açık pnömotoraks
• Plevra aralığı dış ortama açılmış ve plevra basıncı
atmosfer basıncına eşitlenmiştir.
YARANIN ÜÇ TARAFI KAPATILMALI VE
İĞNE veya GÖĞÜS TÜPÜ İLE
KAPALI SU ALTI DRENAJI YAPILMALIDIR
153
GÖĞÜS TRAVMASI
Kalp tamponadı
 Kalp sesleri derinden gelir, boyun venlerinde
dolgunluk ve kan basıncı düşüklüğü vardır.
 Akciğer filminde kalp gölgesi büyümüştür, tanı
ekokardiografi ile doğrulanır
ACİL PERİKARDİOSENTEZ ve/veya TORAKOTOMİ
Hemotoraks
GÖĞÜS TÜPÜ İLE KAPALI
SU ALTI DRENAJI
154
Göğüs travmalarında acil operasyon endikasyonları
•
•
•
•
•
•
•
Masif devam eden pnömotoraks
Kardiyak tamponat
Açık pnömotoraks
Ösefagus hasarı
Trakeabronşial yaralanmadan aşırı hava kaçağı
Aort veya diğer damar yaralanmaları
Akut diyafragma rüptürü
KARIN TRAVMASI
Bulgu ve Belirtiler
• Karın ağrısı
• Bulantı, kusma
• Hematemez
• Hemotokezya
• Hematüri
• Ezilme (emniyet
kemeri izi)
•
•
•
•
•
Karında hassasiyet
Karın şişliği
Defans, rebound varlığı
Bağırsak seslerinde azalma
Kemik pelvisin stabil
olmaması
• Hipovolemi, şok
156
KARIN TRAVMASI
• Karın içine kanamalar genellikle dalak, karaciğer ve
böbrek yaralanmalarına bağlı gelişir.
• Karın şişliği, karın içi kanamaya veya periton içinde
serbest havaya bağlı olabilir.
• Ayakta çekilen direk karın grafisinde diyafram altında
serbest hava görülmesi mide-bağırsak yaralanmasını
düşündürür.
157
KARIN TRAVMASI
• Pelvik ve perineal bölgede ekimoz, hematom gibi
yaralanma belirtisi, pelvis kırığı, kanlı idrar veya
işeyememe gibi üretra yaralanmasını düşündürecek
bulguların varlığında üretranın bütünlüğü radyolojik
olarak doğrulanmadan idrar sondası takılmamalıdır.
• Üretra yaralanması şüphesi varsa Çocuk Cerrahisi
konsültasyonu istenmelidir
ÇİLYAD, TRAVMA DURUMUNDA YCU VE
OMURGA TESPİTİ
158
Karın yaralanmalarında laparatomi endikasyonları
•
•
•
•
•
•
•
Künt yaralanmalar:
Resusitasyona rağmen hemodinamik insititabilite
Devam eden kanama bulguları
Kan volümünün ½ sinden fazla transfüzyon ihtiyacı
Pnömoperitoneum
Periton irritasyon bulgularının varlığı
Ciddi organ yaralanması varlığı
BOĞULMA
• Boğulma sonucu oluşan hipoksik ve iskemik hasar
mortalite ve morbiditenin en önemli sebebidir.
• Yaş,erkek cinsiyet ve etnik köken risk faktörleridir.
• Suda boğulma sırasında oluşan hipoksi sonucu kısa
sürede kardiyak arrest gelişir.
• Hipoksi ve iskemiye en duyarlı organ beyindir,serebral
kan akımında azalma sonrasında reperfüzyona bağlı
hasar ,Ca hemostazındaki değişiklikler,serebral ödem
ve hiperglisemi SSS nin hipoksik iskemik hasarından
sorumludur.
• Akciğerlerde pulmoner vasküler endotel hasarı
vasküler permabiliteyi arttırarak akut RDS ye yol
açabilir.
• Kalpde myokardiyal disfonksiyon,hipotansiyon ve
aritmiler,kardiyak infaktlar gelişir.
• Böbrekde ATN ve vasküler endotel hasarı sonucu DIC
gelişebilir.
• Klinik yaklaşım tuzlu ya da tatlı su aspirasyonunda
belirgin farklılık göstermez.
• Tuzlu su hipertonikdir,interstisyel ve intravasküler
sıvıların alveollere geçmesine sebep olmanın yanında
sülfaktanı inhibe ederek yüzey gerilimini arttırır ve
atelektaziye eğilimi arttırır.
• Tatlı su hipotonikdir,sülfaktanı yıkar , alveoler
insitabilite ve kollapsa yol açar.
• Her iki durumdada
-ventilasyon/perfüzyon uygunsuzluğu
-artmış intrapulmoner şant
-azalmış ac kompliyansı
-artmış küçük hava yolu rezistansı
sonucu hipoksemi ve pulmoner yetersizlik gelişir.
• Masif tuzlu su aspirasyonunda hipernatremi,masif
tatlı su aspirasyonunda ise hiponatremi gelişebilir.
• Suya batmadan sonra sık olarak hipotermi gelişir.Orta
ve ağır hipotermide ;bradikardi,bozulmuş myokard
kontraktilitesi ve yetersiz perfüzyon nedeniyle
hipotansiyon ve sok oluşur.Ağır hipotemi spontan VF
ve asistole eğilimi arttırır.
• Hipotermiye bağlı;ARDS,ilaç klirensinde
azalma,hipoglisemi,trombositopeni ve trombosit
disfonksiyonu,DIC,sepsise duyarlılık oluşur.
• Boğulma vakalarında hipotermi varlığı körü prognoz
işaretidir.
TEDAVİ
• Tüm suda boğulma vakaları asemptomatik olsada 612 saat gözleme alınmalıdır.
• Olay yerinde CPR işlemlerinin hemen başlatılması
şarttır.
• Çocuğun akciğerlerine kaçan su yabancı cisim olarak
kabul edilmemeli ve suyu çıkarmak için karın basısı
uygulanmamalıdır.
• Boğulma tehlikesi olan hastalarda rutin PEEP
uygulaması pumoner yetersizliğe bağlı mortaliteyi
azalmıştır.
• Hipotermiye dikkat etmek ve yeniden ısıtma
çabalarına hemen başlamak gerekir.Isıtılmış sıvılar ve
nemli O2 kullanılmalıdır.
• Solunum sistemi yaklaşımında O2 desteği,gerekirse
entübasyon ve PEEP uygulanabilir.PEEP uygulanması
fonksiyonel rezidüel kapasiteyi arttırır,intrapulmoner
şantı azaltır,ventilasyon/perfüzyon yuymunu ve
kompliyansı arttırır.PCO2 hedefi 35-40 mmHg
olmalıdır.
• Kalp fonksiyonunu düzeltmek ve doku perfüzyonunu
yeniden sağlamak için sıvı resusitasyonu ve inotropik
ajanlar sıklıkla kullanılır.
• Hipotermi tedavisinde aktif eksternal ısıtma dışında
daha agresif olarak hemodyaliz,ekstrkorporeal ısıtma
ve kardiyopulmoner bypass uygulanabilir.
• Suda boğulma tehlikesi geçiren hastaların 1/3-1/2
sinde ilk 48 saatte %80 kendiliğinden düzelen ateş
yüksekliği olur.
• Bu hastalarda oluşabilecek pnömonilerde seyrek
görülen pseudalescheria boyaii gibi etkenler söz
konusu olabilir.
• PROGNOZ:
-uzun süreli CPR uygulanması
-GKS skorunun 6 nın altında olması
-ilk 72 saatte yapılan nörolojik muayenenın kötü
olması kötü prognoz işaretidir.
YANIK
• Yanık bakımında çeşitli aşamalar söz konusudur:
-yanıkdan koruna
-akut bakım ve resusitasyon
-yara bakımı
-ağrı azaltma
-rekonstrülsiyon
-rehabilitasyon
-psikososyal uyumun sağlanması
YANIKLARDA ACİL BAKIM
• Hospitalizasyon endikasyonları:
1. Vücut yüzeyinin %15 inden fazla yanık
2. Yüksek gerilimli elektrik yanıkları
3. Vücut yüzeyinden bağımsız olarak inhalasyon
yaralanmaları
4. Yetersiz ev şartları
5. Eller,ayaklar ve genital bölgedeki yanıklar
YANIKLARDA ACİL BAKIM
1. Kardiyovasküler ve pulmoner durum gözden
geçirilmeli
2. Yeterli hava yolu sağlanmalı
3. Yanık yüzdesi%15 den fazla ise İV sıvı desteği
sağlanmalı
4. Elektrik yanıklarında myoglobinürik böbrek hasarını
önlemek amacıyla idrar alkali yapılmalı
5. %15 den fazla yanığı olanlarda ileus riski nedeniyle
oral alım kesilmeli
6. İdrar sondası takılmalı ve tüm yaralar steril havlu ile
kapatılmalı
YANIK SINIFLAMASI
Birinci derece
İkinci derece
Üçüncü derece
Yüzey görünümü
Kuru,bülsüz,eritema Nemli büller,alttaki
töz görünüm
doku pembe -beyaz
Kuru,köseleşmiş
skar
Ağrı
Çok ağrılı
Çok ağrılı
Hissiz
Histolojik kalınlık
Yalnız epidermal
tabakalar
Epidermis,papiller
ve retiküler dermis
Subkutan doku,
fasia,kas
İyileşme süresi
Skarsız 2-5 gün
Yüzeyel :5-21 gün
Derin:21-35 gün
greftsiz
Büyük alanlarda
greftleme
gerekebilir.
YANIKLARDA AKUT TEDAVİ
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
İlk yardım
Sıvı resusitasyonu
Enerji gereksiniminin karşılanması
Ağrının kontrolü
Enfeksiyondan koruma
Bakteriyel yara florasının kontrolü
Yarayı kapatmak için biyolojik ve sentetik örtüler
• Yanık yüzeyinin doğru olarak hesaplanması yanık
yaralanmasının ciddiyetini ortaya koyan asıl
parametrelerden biridir.
• Hem verilecek sıvı replasman tedavisinin miktarını
belirlemede önemli, hem de hayati tehlike ya da
ölüm sebebi olup olmadığının değerlendirilmesi
açısından önemlidir.
• Yanık alanlarının genişliği belirlenirken her bir yanık
alanının genişliği değil tüm vucut yüzey alanının %
kaçının yandığı şeklinde hesaplama yapılır
Lund ve Browder kartı
TEDAVİ
• Minor yanıklarda (%10 dan az) tetanoz profilaksisi ve
profilaktik antibiyotik kullanımı önerilmez.
• Büller intakt bırakılmalı basitrasin ve sülfodiyazin
kremle kaplanmalıdır.
• Yara örtüleri günde bir kez değiştirilmelidir.
• Her türlü travma , yaralanma ve acil durumda olduğu
gibi her yanıklı hastada yapılacak ilk iş yeterli hava
yolu açıklığı ve solunumun sağlanmasıdır.
• İlk değerlendirme ve acil
müdahaleleri tamamladıktan sonra tepeden tırnağa
hasta tekrar değerlendirilmelidir. Yanık yaralarının
ötesinde hastada diğer travmaların olup olmadığı
araştırılmalıdır.
• Yanık yarasının hastane öncesi dönemde bakımı
oldukça basittir. Sadece yaranın temiz tutulmasına
gayret gösterilir ve yara temiz bir pansuman yada
örtü ile kapatılır. Bundan sonra ağrı kesici yada
sedatif verilebilir
• Eğer yeterince zaman ve olanak varsa yanık yarasına
soğuk su ile soğutma uygulanır
• Yanığın boyutlarını ve derinliğini değerlendirmek
hastanın prognozu, yaralanmanın ciddiyeti ve
hastanın transferi ile ilgili verileri ortaya koyar.
• Sıvı resusitasyonu:
• Sıvı tedavisi erken dönemde başlatılmalıdır. İlk 24
saat içinde başlatılacak tedavi çok önemlidir.
• Parkland formülüne göre 2 ve 3.derece yanık alanlar
için
• 4 X Yanık % X kg şeklinde verilecek Laktatlı Ringer
solüsyonun hacmi belirlenir
• İlk 24 saatten sonra sıvı ihtiyacı yarıya iner
• Hesaplanan tüm sıvılar ve veriliş hızı 1 ml / kg / saat
idrar çıkacak şekilde ayarlanmalıdır
• Oral destek tedavisi 48 saatten sonra başlanabilir
• Albumin düzeyi 2gr/dl olacak şekilde albumin
infüzyonu yapılmalıdır.
• %20 den fazla yanığı olanlarda antibakteriyel yanık
örtüsü olarak %0.5 gümüş nitrat kullanılıyorsa Na
destek tedavisi başlanmalıdır.Bu amaçla 4gr/m2 yanık
alanı/gün olacak şekilde oral sodyum klorid desteği
genellikle tolere edilir.
• Yanık yarasına ilk tedavi ve girişimler
• Burada üç girişim ayrıcalık taşır, bunlar ; yanık
yarasının
-yıkanması,
-soğutulması
-eskar dokusuna eskarotomi işlemlerinin yapılmasıdır.
• Kimyasal yanıklar, radyasyon yanıkları , fosfor
yanıkları gibi yanıklarda hemen erken dönemde yanık
yarası bolca su ile yıkanmalıdır. Eğer çeşitli asit tuzları
ile yanık olmuşsa bunlar ilk once fırçalanır ve daha
sonar bolca su ile yıkanır
• Yanık yarasının soğutulması ise , yanmış cildin soğuk
uygulama ile ilk 30 dk içinde soğutulmasıdır
• Yanık pansumanında kullanılan pansuman
materyalleri esas olarak 4 grupta toplanır
1- Konvansiyonel materyaller
2- Biyosentetik materyaller
3- Biyolojik Materyaller
4- Diğerleri
1- Konvansiyonel materyaller
a- Yağlı veya antibakteriyel pomad, krem ve merhemler
• Gümüş sülfadiazine (%1)
• Mafenide Acetate
• Nitrofurazon
• Povidon Iyot
• Bacitracin
• Polymyxin-B + Oxytetracycline
• Triticum Vulgare Sulu ekstresi
• Gümüş nitrat solusyonu %0.5
• b- Emdirilmiş tül veya gazlı bezler
2- Biyosentetik materyaller: Antibiyotikli kremler yerine
tek başına ince film şeklindeki örtüler ikinci derece
yanık tedavisinde sıkça kullanılmaktadır
3- Biyolojik materyaller
• Allogreft (Homogreft)
• Amnion zarı
• Ksenogreft
• Enfeksiyon önlenmesi amacıyla penisilin profilaktik
kullanımı ve santral venöz kataterin sık değiştirilmesi
ile ilgili bilgiler tartışmalıdır.
• Topikal antimikrobiyal tedavi seçiminden bağımsız
olarak tüm 3. derece yanıklarda bakteriyel
kolonizasyon gelişmeden yanık dokularının tamamen
eksize edilmesi ve çabucak greftlenmesi önemlidir.
ELEKTRİK YANIKLARI VE ÇARPMALARI
• Elektrik akımı ile canlı dokular temas ettiğinde
elektrik çarpması, ve elektrik akımıda ısı ürettiği
zaman elektrik yanığı oluşturur
• Elektrik yaralanmalarında doku hasarının
oluşmasında iki mekanizma söz konusudur:
1. Elektrik yaralanmasında akım hücre
membranındaki protein ve lipitlerde denatürasyon
ve hücre membranı geçirgenliğinde artma
2. Elektrik akımı solid bir dokudan geçişi sırasında
elektrik enerjisi ısı enerjisine dönüşür ve ortaya
çıkan ısı doku hasarı yapar.
Genel olarak Elektrik yanığı Klinik Bulguları :
1. Genellikle ekstremitelerde akım giriş ve çıkış
yerleri
2. Giriş ve çıkış yerlerine yakın deri yanıkları
3. Refrakter Kardiyak aritmiler
4. Serum elektrolit bozuklukları
5. İdrarda myoglobin ve hemoglobin
6. İskelet kası ve sinir hasarı
6.
7.
8.
9.
Geçici paraliziler (Geçici cansızlık belirtisi)
Adele kompartman sendromları
Omurga yaralanmaları
Görme değişiklikleri
TEDAVİ
• İlk yapılacak şey hastayı elektrik güç kaynağından
ayırmaktır
• Kalp ritmi normal olana kadar kardiyo-pulmoner
resusitasyon ve monitörizasyon
• Önemli cilt yanığı yoksa, başlangıç sıvı tedavisi; kan
basıncı, nabız hızı, idrar çıktısına ve klinik durum
gözönüne alınarak ayarlanır
• Verilen sıvıya idrarı alkalileştirmek için sodyum
bikarbonat eklenmelidir
SOĞUK YARALANMALARI
• Soğuk yaralanmaları lokal doku hasarına maruziyete
bağlı olarak değişen yaralanma paterni ile
-nemli soğuk(frostnip,immersiyon ayağı veya gangrene
giden ayak)
-kuru soğuğa
-jeneralize sistemik etkilere(hipotermi) neden olabilir.
• FROSTNİP(Don Karıncalanması)
Yüz,kulaklar ve ekstremitelerde sert,soğuk alanlar
oluşmasına yol açar.24-72 saatte bül ve soyulmalar
gerçekleşir.
• İMMERSİYON AYAĞI
Soğuk havada ayaklar ıslak ve nemli kaldığında veya
hava alamayan botlarda kaldığında gelişir.Doku
maserasyonu ve enfeksiyon,uzamış otonomik
bozukluk sık görülür.
• FROSTBİTE(Soğuk ısırığı)
Deride başlangıçta görülen batma veya ağrı hissi ile
başlar soğuk,sert ve beyaz anestetik ve uyuşuk
alanların gelişmine kadar gidebilen bir durumdur.
• Soğuk yaralanmalarında tedavi de etkilenen alanın
ısıtılması esasdır.İleri derecede etkilenmelerde
prazosin ve fenoksibenzamin gibi vasodilatörler etkili
olabilir.Antikoagülanlar,kimyasal ve cerrahi
sempatektomi de tedavi de kullanılan yöntemlerdir.
• HİPOTERMİ
-Aşırı letarji,yorgunluk,koordinasyon bozukluğu,
apati,mental konfüzyon,irritabilite ,halisünasyon ve
bradikardi oluşabilir.
NUTRİSYONEL STABİLİZASYON
• Enerji tüketiminin ölçümümde altın standart yöntem
indirekt kalorimetredir.
• Aşırı beslenme
-Kh ların aşırı verilmesi hiperglisemi , hiperosmolarite,
osmotik diürez ve dehidratasyona sebep olabilir.
Ayrıca CO2 üretiminde de artışa neden olabilir.
-Lipitlerin aşırı veilmesi;hipertrigliseridemi,yağlı kc ve
enfeksiyon riskinde artışa neden olur.
• Yoğun bakımda yatan hastanın beslenme sinde
enerjinin %70i kh,%30 u lipitlerden sağlanmalıdır.
• Aa suplementasyonu yapılmalı,glutamin,alanin ve
esansiyel aaler replase edilmelidir.Dallı zincirli aalerin
faydası yoktur.
• Sepsis sırasında hiperglisemi ve insülin direnci
gelişebilir.Bu hastalarda insülin infüzyonu ile
normoglisemi sağlanmalıdır.
• Yoğun bakım hastalarında erken enteral beslenme
ülseratif komplikasyonların gelişimini engelleyebilir.
• YB kastalarının diyetine glutamin,arjinin,omega3 yağ
asitleri ve nükleotid eklemenin immun fonksiyonlar
üzerine etkisi tartışmalıdır.
Download